1. 1.
    +6
    acaba?
    hatun yatakta bekliyor. nişandı düğündü masraflardı eben gibilmiş. karı tutturmuş evlenmeden olmaz diye. sabah 5 te kalkıp, traştı,araba süslemesiydi koşturup durmuşsun.bir daha hayatında yolda görsen tanımayacağın karının akrabalarını öpüp yalamışsın gün boyu, takı merasiminde gib gibi saatlerce ayakta beklemişsin alt tarafı 4 tane çeyrek altın için. zaman gelmiş nihayetinde, girmişsin odaya. hatun oturmuş gelinliğiyle yatakta seni bekliyor.
    nasıl olur da adapte olabilieceksin lan namaza?
    merak ediyorum amk
    ···
  2. 2.
    +2
    Kalkmışın imanı olmaz derler
    ···
  3. 3.
    +2
    @3 haklı. hemen kevser ihlası çakarım.

    ayrıca düğünden sonra gerdek mi kaldı? o gün yatar uyuruz. diğer gün bal ayına çıkarız. orda giberim
    ···
  4. 4.
    +1
    GELiN DE KILIYOR YHAAA

    BEN KILMIŞTIM ŞAHSEN
    ···
  5. 5.
    +1
    * Sohbet: Sonra damat, güleryüzlü, sevecen tavırla eşine yaklaşır. Gönül alıcı tatlı sözler söyler. Eşine iltifatlar eder, mutluluğunu bildirir. Aynı şekilde gelinin de güler yüzle ve tatlı tebessümlerle karşılık vermesi damadın moralini yükseltir. El ele, gönül gönüle, göz göze ve omuz omuza vererek kendileri için hazırlanan kuru yemiş cinsinden şeyleri hem yerler hem de tatlı tatlı sohbet ederken heyecanlarını giderirler. Birbirlerine yiyecek ve tatlı ikram ederler. Şakalaşırlar.

    imam Ahmed, Müsned'inde şu rivayeti zikretmiştir:

    "Esma Binti Yezid b. es-Seken şöyle dedi: Ben Hz. Aişe'yi (r.a) bakılması için süsledim, sonra Peygamber (s.a.v) onun yanına geldi, kendisine büyük bir bardakla süt getirildi ve o sütten içti, sonra sütü Hz. Aişe'ye verdi, Hz. Aişe utandı ve başını eğdi." (Ahmet b. Hanbel.)

    Diğer bir hadiste de Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

    "iman bakımından en kamil mü'min, ahlakı en güzel olan ve ailesiyle en çok şakalaşandır." (Tirmizi. Nesai.)

    Bir diğer hadiste de:

    "En hayırlınız ailesine en çok hayırlı olanınızdır, ben de içinizde aileme en çok hayırlı olanınızım." buyurdu. (Tirmizi.)

    * Bütün günün yorgunluğu ve stresi giderilinceye kadar sohbete devam edilir... Mesela, evlilik hayatlarında takib edecekleri müşterek çizgiden ve hedeflerinden, evlilikten beklentilerinden bahsederler. Damat, gelinin heyecanı ve ürkekliği gidip sakinleşinceye kadar acele etmemelidir. Çünkü, gelin ilk defa yabancı bir erkekle başbaşa buluşmanın, ona tamamiyle yakınlaşmanın, özel konuları konuşmanın utancını yaşar. Kızlığın bu hali normaldir, hoş karşılanmalıdır. Gelin konuşmaktan, ona açılmaktan çekinse bile, damat samimi sohbet ve yakınlığı sabırla sürdürmeli, onun gönlüne yavaş yavaş tatlı ve güvenli konuşmaları ile girmelidir. Gelinin güleryüz ve samimiyetle dinlemesi ve gülümsemesi, arasıra hafif karşılık vermesi kafidir.

    * Bu ilk gecede eşler birbirlerine karşı nezaketi elden bırakmamalıdırlar. Eşler, birbirlerini üzecek davranış ve tavırlardan kaçınmalıdırlar. Gündüzün yorgunluğunu ve stresini hatırlatıcı söz ve hareketlerden de kaçınmalıdırlar.

    --spoiler--
    * ilk olarak bir erkeğe kendini teslim eden bir kız için ilk gece çok önemlidir. O anda erkeğin geniş şefkat ve sevgi kanatlarına ihtiyacı vardır. Bir kadın, kendisini teslim ettiği ilk erkeği asla unutmaz. Eğer kadın ilk zifaf gecesinde tatlı heyecanlar ve güzel bir ön sevişme yaşamışsa, sevgi, sabır, nezaket ve geniş bir anlayışla karşılaşmışsa, o erkeğe ömür boyu minnettar kalır. Ve ömür boyu ilk gecenin tadını unutamaz. Hatta o adam o kadını sonradan terketse, hayal kırıklığına uğratsa da kalbindeki o esrarlı hatıra daima yaşar.
    --spoiler--


    --spoiler--
    * Halk arasında yanlış bir tabir vardır; "Kedinin bacağını ilk günden ayırmalı." Yani daha ilk gecede sert davranmalı ve itaat için gelinin gözünü korkutmalı derler. Halbuki bu söz ve böyle bir davranış çok yanlıştır. Gönülde tamiri mümkün olmayan derin yaralar açar. Ömür boyu sürecek kırgınlığın temelini atar...
    --spoiler--

    * Zifaf gecesi, erkeğe girişkenlikten ziyade çekingenliği ve nezaketi emreder. ilk gecede, erkek alacağından çok vermek zorundadır. Bir kadının zifaf gecesinde yaşadıkları, ileride erkeğine karşı duyacağı sevgi ve davranışlarını belirler.

    --spoiler--
    * Bilinçli bir erkek, sert hareketlerden sürekli olarak kaçınır. Daha odaya girer girmez gelinin giysilerini adeta parçalarcasına çıkartmak ve yıllardır hasret kaldığı ilişkiyi bir an önce gerçekleştirmeye kalkmak gelini paniğe uğratacağı gibi, her iki taraf da bu anın olumsuzluğunun etkisinden uzun yıllar kurtulamazlar. O nedenle erkeğin çok sevecen, romantik, hassas ve yumuşak davranışlar içinde olması gerekir.
    --spoiler--
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +1
    Zifafa Hazırlık:

    * Yukarıdan beri anlattığımız gibi, gerekli maddi ve manevi temizlik ve hazırlıklar tamamlanır. Temiz bir banyo, güzel giyim, güzel koku, sakal-bıyık traşı, ağız temizliği... gibi

    * Zifaf odası özel hazırlanmalıdır. Mümkün mertebe gürültü, kalabalık ve huzur bozucu etkilerden uzak olmalı, rahatsız edilmeme konusunda güvenli bir yer olmalıdır.

    * Başkalarının ikamet ettiği bir evde veya dairede zifaf olacaksa, en iyisi evdekilerin o akşam orayı terkedip, gelin ve damadı başbaşa rahat bırakmalıdır. Bu mümkün değilse, evdeki diğer misafirler evi çabuk terketmeli, kalanlar erken yatmalı yani el-ayak çekilmeli, kapılar kapanmalıdır. Gelin ve damat her türlü endişe ve huzursuzluktan, kanlı çarşaf gösterme stresinden uzak ve güven içinde olmalıdır.

    * Banyo teşkilatı kolayca kullanılabilir ve rahat bir ortamda olmalıdır.

    * Düğün gününü belirlerken gelinin adet günlerin! göz önüne almalı ve düğün günü temiz günlerine göre ayarlanmalıdır.

    * Bütün bir ömür boyu ve özellikle düğün günü ve gecesi alkollü içkilerden kaçınılır. Zira alkollü içkiler haramdır ve cinsel mutluluğun da amansız düşmanıdır. Tarlaya sarhoş tohum atmak en büyük hatadır.

    Bütün bunları açıkladıktan sonra, şimdi de evlenecek olan kişinin zifaf gecesinde yapması gerekli olan şeyleri ve zevcesinin yanına girdiği andan başlamak üzere, cinsel ilişkinin bitimine kadar olan merhalelerde riayet edilmesi gerekli olan durumları izah edeceğiz.

    Herkes bilsin ki, islamî kültür ve adetlerimiz, bize her şeyi, hatta zifaf gecesindeki edebi ve cinsel ilişkinin temel kaidelerini dahi öğretmiştir. Bu merhaleler aşağıdaki şekildedir:

    * Gelinlik elbisesini giymeden önce gelin kız abdest alır, iki rekat şükür namazı kılar ve dua eder.

    * Düğün gecesi damat en yakın camiye yatsı namazına gider. Camiden gelince düğün evinin kapısı önünde cemaatle birlikte dua edilir. Zifaf, illa gece olmaz. Gündüz de olabilir ama daima gecenin sessizliği ve sakinliği tercih edilir.

    * Duadan sonra damat, büyüklerin elini öper ve damat içeri katılır.

    * Damat, euzü besmele çekerek sağ ayağıyla gelinin odasına girer.

    Zifaf Odasında:

    * Damad, güleryüz ve neşe ile gelinin odasına girer, eşine selam verir. içerde yenge veya büyükler var ise büyüklerin elleri öpüldükten sonra içerdekiler de damatla geline mutluluklar dilerler ve odadan çıkarlar. Kapı besmele ile kilitlenir. Damat, elini gelinin başına koyarak besmele ile Hz. Peygamberin tavsiye ettiği duayı okur:

    "Sizden biriniz bir kadınla evlendiği vakit elini onun alnına (perçemine) koysun, besmele çekerek Allah'ın adını ansın, sonra da bereketle dua ederek şöyle desin:

    - Ey Allahım! Senden onun hayırlı olanını ve hayırlı olan huy ve tabiatını dilerim, yine onun şerlisinden ve şerli olan huy ve tabiatından sana sığınırım." (Buhari, Ebu Davud, Nikah: 46).

    * Bu duadan sonra damat gelinin yüzünde örtülü bulunan örtüyü kaldırır ve yüz açımı olarak hazırladığı hediyesini takdim eder. Geline hoşgeldin der, tebrik eder ve tokalaşırlar. Birbirlerinin yüzüne sevgi, şefkat ve mutlulukla bakışırlar...

    * Gelin de ayakta damadın tebriğini kabul eder, güler yüzle karşılık verir. Lüzumsuz somurtkanlık ve çekingenlik gösretmemelidir. Mutluluklar tek taraflı olmamalı ve paylaşılmalıdır. Karşılık görmeyen iltifat ve sevgi yarımdır.

    * Sonra damat ile gelin, böyle mutlu bir evlilik kurdukları için Cenab-ı Hakka şükür olarak ikişer rek'at şükür namazını birlikte veya ayrı ayrı kılarlar. Namazdan sonra da Cenab-ı Allah'a ellerini açarlar, kendilere verdiği bu nimetlerden ve mutluluktan dolayı şükrederler. Bu mutluluklarının devamı, dünya ve ahiret saadeti için birlikte dua ederler. Cenab-ı Hakk'tan hayırlı evlat, helal ve bol rızık dilerler ve şöyle dua ederler, gelin de amin der:

    "Allah'ım! Eşimi ve ailesini benim için bereketli kıl. Beni ve ailemi de eşim için bereketlendir. Hayırlarda birleştirdiğin sürece bizi birlikte yaşat. (Dünya va ahiret mutluluğumuz için) ayrılık gerektiğinde bizi ayır." (Taberani, (2/21-3)).

    Bu dua ayrı ayrı da yapılabilir.

    * Damat, gelinin yatsı namazını kılıp kılmadığını sorar ve kılmamış ise kılmasına müsaade eder. Tabii adetli olup olmadığını da sorar ve ona göre davranır. Eğer adetli ise cinsel birleşmeye girmez, sabreder, sohbete başlarlar.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    isteyen istediğini yapar. sanamı kaldı merak etmek aq
    ···
  8. 8.
    0
    ne kadar boş işlerle uğraşıyorsunuz amk
    ···
  9. 9.
    0
    @18 hem cahil hem ergen hem atarlı hem çakma atayiz
    ···
  10. 10.
    0
    adam haklı beyler namaz kılarken az sonra olcaklara odaklanıp çarpılabilirsiniz lan
    ···
  11. 11.
    0
    3-5 çeyrek demişsin de bildiğin altına araba çeken var, hafife alma onu sen
    ···
  12. 12.
    0
    şahsen ben odaklanamadım amk olmuyo uğraşmayın
    ···
  13. 13.
    0
    efes e bak amk *
    ···
  14. 14.
    0
    güldüm bin * katılıyorum sana ne namazı lan :D
    ···
  15. 15.
    0
    @1 akp gençlik kolları başkanı amk. yaşama la böyle düün yaptıysan
    ···
  16. 16.
    0
    gibeyim sizi gibisten oncede mi namaz kiliyonuz nasil bir sakirtlik bu allah sizden gibisten once bana selam mi cakin demis bune amk
    ···
  17. 17.
    0
    aynen mk huşu olmaz o namazda
    ···
  18. 18.
    0
    ne namazı lan
    ···
  19. 19.
    0
    @1 tespitine verdim şukuyu ama kılmak lazım
    ···
  20. 20.
    0
    @1 doğru tespit panpa
    ···