/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 301.
    0
    Rezerved
    ···
  2. 302.
    0
    Rezervasyon
    ···
  3. 303.
    0
    Rezervasyon
    ···
  4. 304.
    0
    Devammm
    ···
  5. 305.
    0
    Rezzzzz lan rezzzz
    ···
  6. 306.
    0
    Reeeezzzz
    ···
  7. 307.
    0
    Rezervatullahuallahuekber
    ···
  8. 308.
    0
    -mehtap sedef.. soyadiniz sedef degil mi?? -e-vett dedim kekeleyerek. defterden hizli hizli bakmaya basladilar. -tamam bakiyoruz, dedi ahu hemsire eliyle perdeli bir muayene yatagini isaret ederek: siz

    soyle gecin, gelmisken arkadaslar yuzunuze yeniden baksinlar. \ yerimden hiddetle sicradim: -hayir! karimi gormek istiyorum ben! ben iyiyim, beni birakin karima bakin nolur! \ karisina cok deger

    verdigi icin kendisine bakilmasini istemeyen, karisini kendisinden oncelikli tutan fedakar adami oynayarak bu isten yirtmaya calisiyordum. -karim! karimi bulun bana! lutfen! -tamam! lutfen sakin olun

    beyefendi! \ besbelli bu gece epey olaylar olmus, sehirde yasanmayan felaket kalmamisti. yaniklar, kegibler, kavgalar, bicaklanmalar, kazalar vs bomba magduru bile vardi. -beyefendi size kim soyledi

    esinizin burada oldugunu?? kayitlarda gorunmuyor.. dedi ahu hemsirenin yanindaki sarisin hemsire. -kayinbiraderim aradi, hemen getiriyoruz ablami dedi, dedim. birbiri ardina uydurdugum, saniyelik

    yalanlara kendim bile inanamiyordum. -o zaman hala yoldadir onlar beyefendi, arabayla mi getiriyorlarmis ambulansla mi? soylediler mi? -hayir, diye yanitladim. -benim acele tuvalete gitmem gerek,

    goturebilir misiniz? -elbette, dedi ahu hemsire. beni kadinlar tuvaletinin yanibasindaki erkekler tuvaletine goturecek zannettim, ama yanilmistim. ikisinin de ortasindaki engelli tuvaletine giriverdik.

    tekerlekli sandalyede oturuyor oldugumu nasil da unutmustum? -ben sizi burada bekliyorum, dedi. \ lan nereden basima musallat oldu bu amk karisi, dedim. tuvalet kabinindeydim simdi. derhal telefonumu

    cikardim. 27 cevapsiz arama vardi. hepsi de kuzenden gelmisti. hemen aramaya basladim: -alo! -kuzen! neredesin sen lan? odana baktim yoksun telefonunu da acmiyorsun! \ -kuzen, dedim. birak simdi

    gevelemeyi. hemen simdi her neyle ugrasiyorsan birak, ve acile gel. acil servisteki engelli tuvaletinin onunde, siyah saclari omuzlarina kadar gelen, yesil bir hastane elbisesi giymis bir hemsire var.

    ismi ahu. -olm ne anlatiyosun sen beni dinle asil! diye araya girdi kuzen ama ben dinlemedim. -asil sen beni dinle! bu tarif ettigim hemsireyi ne yap et bir sekilde kapimdan uzaklastir! sadece dedigimi

    yap ve bana guven dedim. hemsireyi uzaklastirmadan buradan cikamiyorum bunu bil yeter. hemsireyi uzaklastirinca bana bir cagri at, hemen bahceye cikacagim. 5 dakika sonra da bahcede bulusuruz, dedim. ama

    kuzen dediklerimi yapacaga pek benzemiyordu: -olm onu bunu birak, acil kacman lazim buradan! beni beklemeden cik ve kac! -sadece dedigmi yap! dedim bagirarak. sadece dedigimi yap!
    Tümünü Göster
    ···
  9. 309.
    0
    Rezerve
    ···
  10. 310.
    0
    tam o sirada cep telefonum titredi. cikardim, "bir mesaj alindi" yazisi ilisti gozlerime. bir yandan mesaji acarken, diger yandan doktorla konusmaya devam ediyordum. -madem hic bir sorun yok, oyleyse

    musaednizle ne zaman taburcu oluyorum? ogrenebilir miyim acaba?? \ -normal sartlar altinda taburcu olman gerekiyordu, fakat malesef bir aksilik oldu ramizcim.. dedi dr hilal. cerceveli gozlugunun

    arkasinda gozleri devasa haline burunmustu. bir diger yandan mesajin "burak" tarafindan gonderildigini gordum. mesajda: "ramiz, simdi dediklerimi harfi harfine yerine getir. once telefonunu sessize

    al... " -ne demek oluyor bu simdi? diye sordum. -mesele nedir?? doktor cevapladi: -mesele yok.. sorun yok.. sadece... hastane kurul uyelerinin pek coguna ulassak da, bir kismina malesef ulasamadik. e

    her birinin bashekim bey gibi vekilleri de yok. dolayisiyla onlarin da imzalarini topladigimiz zaman seni taburcu edecegiz.. dedi imali imali bana bakarak. bakislarinda "gibiyosa simdi kagitta imzalar

    vardi ben gordum de!" ifadesi yatiyordu. kagida bakmadigim konusunda yalan soylemistim ve simdi bu yalanin curmunu cekiyordum. yine de olayin uzerine gitmeye devam ettim: -kagidi neden yirttiniz peki?

    \ hemen mesajin devamini caktirmadan okudum: "sonra telefonunun kayit cihazini calistir, sonra da caktirmadan kimsenin goremeyecegi bir yere sakla. dusurmus susu verebilecegin bir yer olsun.

    dediklerimi yap, bana guven." -kagidi yirttim, dedi dr hilal, cunku eski esimin bana yolladigi ozel bir mektup.. onemsiz birsey yani, en azindan benim icin hicbir degeri yok. kendisi yeniden barismak

    istiyor, bu yuzden de lise ogrencileri gibi kokulu mektuplarla ozlem, hasret mesajlari yollayip duruyor. ozel birsey yani ama dedigim gibi benim icin bir anlam ifade etmiyor!!! iste bu yuzden

    yirttim... seninle ilgili birsey degildi, buna sahit olmak zorunda kaldigin izin uzgunum... \ vay amk, dedim kendi kendime. ulan kari ayak ustu kuyruklu yalan atiyordu resmen. bu kadar yalani bu kadar

    seri sekilde sedef bile soyleyemez diye dusunmeden edemedim. kadin kismindan bir kere daha korkulmasi gerektigini hatirladim. doktor: -sen odana cik, istirahatine bak. bu son gorusmemizdi, bundan sonra

    yalnizca imzalar toplanacak, imza isleri bitince ben sana haber gonderecegim. fakat, birsey daha var. hastane giris-cikis islemleri ile ilgili anneni veya babani cagirirsan, onlarla da gorusmus oluruz,

    hem islemlerini hallederler. tamam??? \ cevap vermeden, basimi olumlu anlamda salladim. hizli hareketlerle telefonu sessize alip apar topar kayit cihazini baslattim. butun bunlari bir saniye

    icerisinde yaparken, sag elimi goren, fakat masanin dibinde oldugu icin sol elimi goremeyen doktora farkettirmeden, sag elimdeki telefonu hemen sol elime gecirdim. koltuktan kalkarken oncelikle besmele

    cekip hafifce egilen her insan gibi once biraz egildim; hemen ardindan caktirmadan sol elimde tutmakta oldugum telefonu, masanin altindaki cop kutusunun arka tarafina hizli hareketlerle yerlestirdim. ve

    en sonunda karsilikli sahte gulumsemelerle odayi terk ettim. odama dogru giderken tam merdivenleri cikmaya baslayacaktim ki, birden, erkekler tuvaletinden bir "pist!" sesi duydum.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 311.
    0
    Rez panpa
    ···
  12. 312.
    0
    Rezervaytoştoş
    ···
  13. 313.
    0
    Rez amk
    ···
  14. 314.
    0
    Up up up
    ···
  15. 315.
    0
    Up up up
    ···
  16. 316.
    0
    Rezerved
    ···
  17. 317.
    0
    rezerveyşın
    ···
  18. 318.
    0
    tuvalete girer girmez yakamdan tutan burak, diger eliyle hizlica kapiyi kapatti: -dediklerimi yaptin mi??? dedi buyuk bir ciddiyetle. -dediklerini yaptim yapmasina da--- burak beni dinlemiyor, sozumu

    bitirmeme bile izin vermiyordu: -oglum bak akilli ol, beni dinle. benim lafimi dinle. ben bunlarin cigerlerini biliyorum. bu hastanede donen butun dolaplari ben bilirim. bunlar senin deli olduguna

    artik tamamen inaniyorlar, ilgili makamlara da hakkinda bu sekilde rapor verecekler. yarragi yedin kardes, bundan sonraki hayatin deli olarak gececek. istanbula sevkedilmen bir haftayi bulmaz! -

    istanbul??? -bakirkoy!!! \ alayci bir ifadeyle gulumsedim, -ya bi git.. -bana inanmiyor musun? bu kadar olaydan sonra seni ne zaman yanilttim? ne zaman yalan soyledim sana? -iki gun once! diye

    bagirdim. -oz babani girtlaklamani istediginde, beni kendin hakkinda yanlittin. beni hayal kirikligina ugrattin kardes.. simdi, ben telefonumu almaya gidiyorum. sen de lutfen, artik rahat birak beni..

    \ burak elleriyle kapiyi simgibi tutuyor, cikmama izin vermiyordu: -bana inanmayacagini bildigim icin sana telefonunu orada biraktirdim. telefonu alip dinlediginde, sen de bana hak vereceksin. ne

    kadar hakli oldugumu goreceksin! \ buragi ellerimle sagima iterek tuvaletten ciktim. arkamdan bagirdi: -simdi degil, birak kaydetmesi gerekenleri kaydetsin. birkac saat sonra git telefonu almaya..

    lutfen! lutfen!\ onu duymazdan gelerek yurumeye devam ettim fakat bir yandan da haksiz sayilmazdi. bu telefon, odada ben ciktiktan sonra, hakkimdaki gercek kanaatleri kaydedecekti. o yuzden

    istikametimi degistirip odama dogru giden merdivenleri cikmaya basladim, assagi kantine giden yola dogru bakinca ise hayretler icerisinde kalmistim. gordugum kisi ercandan baskasi degildi. "yahu bu

    adamin burada ne isi var amk??? diye soylendim. lan hademeden cok gormeye basladim bu adami... allahallah.. neyse.." bu dusunceler icinde odama vardim. kapiyi acar acmaz beni bambaska bir surpriz

    bekliyordu: sedef, yatagimin uzerine oturmus, donuk bakislarla duvara bakiyordu. -sedef??? ne isin var senin burada??? sedef beni gorur gormez kucagima atladi, simgibi sarilip aglamaya basladi. 5

    dakikadir durmadan agliyordu, daha fazla dayanamadim: -dur, aglama lutfen.. ne oldu? ne isin var burada? anlat hele.. sedefcik yasli gozlerini tulbentiyle sildikten sonra titreyen aglamali sesiyle

    derdini dillendirdi: -ben evleniyorum ramiz..
    ···
  19. 319.
    0
    Şurdan rez alıyım devam ederim sonra
    ···
  20. 320.
    0
    -nasil olur lan? dedim. koskoca morgu niye cizmemis olsunlar ki??? \ egilip haritaya daha dikkatli bakmaya basladim. bir sigara yaktim, sigaranin milyar tane zararinin yani sira; konsantrasyonu

    artirmak gibi tek tuk faydalarinin da oldugunu duymustum. dudaklarimla cigerlerime yolladigim dumanlari, burnumdan yavas yavas disari veriyordum. sigaranin kullerini ise, haritanin uzerine dokuyordum.

    yerdeki hastane haritasini tekrar, tekrar ve tekrar tepeden assagi suzuyor, her yaziyi en basindan okuyordum. birden havaya sicradim: -"ulan tabii ya!!" -ne kadar da aptalim! diye soylendim kendime.

    haritanin en ustunde kocaman harflerle "b blok" yaziyordu. bu harita, karsi binanin haritasiydi. morg yalnizca bu binada vardi. karsi binanin zemin katinda su tesisatiyla ilgili mudurlukler vardi. demek

    ki muhasebe de karsi binanin ikinci katindaydi. aptal gibi bunca saat burada bosuna vakit kaybetmistim. derhal hazirliklarimi bitirdim, sigarayi sondurdum ve haritayi da kalibina uygun bicimde yeniden

    dorde katlayarak koridordan assagi inmek uzere merdiven basina geldim. assagi kat oldukca kalabalik gorunuyordu, nobetci bir hemsire ve hasta yakini olduklarini tahmin ettigim bir suru de insan vardi.

    "lan dogumhane mi acaba burasi?" dedim. birinci katin ne kati oldugunu bilmiyordum. -ulan, dedim amk hastanesi. sen benim canimi, hayat enerjimi, yasama sevincimi elimden almissin, suracikta 1000 cocuk

    dogsa ne onemi var??? \ beni kimsenin gormesini istemiyordum. bu yuzden assagi kata inmek son derece riskli gorunuyordu. dahasi, indikten sonra bir de danisma katindan bahceye cikmam gerekecekti.

    birileri tarafindan farkedilmem isten bile degildi. asansorden inmek fena bir fikir sayilmazdi ama asansorun de beni goturecegi yer yine zemin katti, yani danismaydi. ayrica asansor yalnizca ve yalnizca

    yuruyemeyen veya durumu cok acil olan hastalar icindi. bir plan yapmaliydim, hem de oyle bir plan yapmaliydim ki,tereyagindan kil ceker gibi halletmeliydim bu meseleyi. bu amina kodumun, insani ruh

    hastasi eden yerden kurtulmamin tek yolu muhasebeye gidip o dosyayi araklamamdan geciyordu. bulundugum katin koridorunda dort donmeye basladim. fildir fildir dusunuyordum fakat aklima elle tutulur net

    bir fikir gelmiyordu. birden zeybek oynayan egeliler gibi parmagimi assagidan yukari dogru hizlica giblattim: "buldum!"
    ···