1. 76.
    0
    bakın gençler küfür sevmiyorum. tamam mı? ne yani bu şimdi? ben sizin babanız yaşında bir adamım. biraz saygılı olun. kolay değil yazmak. kaç paket sigara bitirdim bugün biliyor musunuz? anılar hüzünlendiriyor.

    yazıyoruz işte.
    ···
  2. 77.
    0
    bu ara başımıza bir felaket geldi. çok sevdiğimiz köpeğimiz, evimizin neşesi, köpeğimiz jo öldü.

    eşim çok ağladı. bende ağladım. çok kötü olduk. hayvan sevmeyen beslememiş olanlar bilmezler.ama besleyenler bilirler, hayvan sizin evladınız gibi olur zamanla. evlat gibi.

    jo ölmüştü. evladımızı kaybetmiştik.

    bu ölüm ailemizde çok büyük yaralar açtı.
    ···
  3. 78.
    0
    jo'nun ölümü eşimi yasa boğdu.eve balık aldım, kuş aldım, hatta bir ara midilli almayı bile düşündüm, ama olmadı. eşim yapamadı.jo da jo diyordu. sanki kuşumuzu sevince jo'ya ihanet edecekmiş gibi hissediyordu kendini.Jo ölünce ali kemale daha çok bağlandı.O yüzden sık sık sadıkgile gider olduk, onlarda bize geliyordu sık sık. eşim ali kemali oğlu gibi seviyordu.
    ···
  4. 79.
    0
    sadık öğle arası serpil ben sen üçümüz yemeğe gidiyoruz dedi, tamam dedim, tam sadıkla yemek için dışarı çıkacekken sadık acil bir işi çıktığını o yüzden gelemeyeceğini bugün ben ve serpilin ikimizin takılmasını söyledi.

    nereden bilebilirdim ki sadığın büyük planını?

    bende serpile ayıp olmasın diye tamam dedim.

    alt tarafı bir yemekti?

    ne olacaktı ki bir yemekten?

    tak olacaktı.tak.
    ···
  5. 80.
    0
    serpille oturduk, yemek yedik, muhabbet ettik, bir yandan eşim bizi böyle görürse ne düşünür diye beynimi yiyordum. eşim muhtemelen okuldaydı.o yüzden rahattım.ne olacaktı işte, bir yemek yiyip kalkacaktık.

    sohbet ettik. güçlü bir kadındı. işini seviyordu.ve çalışkandı.bu huyu çok hoşuma gitti. güçlü kadınları çok severim ben. oldum olası.
    ···
  6. 81.
    0
    serpilin çok güzel elleri vardı. konuşurken gözlerim sürekli ellerine kayıyordu. yumuşacaktı.sıkarken fark etmiştim. çok güzel gülümsüyordu. bakımlıydı.esrarlı bir bakışı vardı. kendini geliştirmiş bir kadındı. birikimliydi.sohbeti de çok hoştu. zarifti.
    ···
  7. 82.
    0
    zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. serpille zaman çok çabuk geçiyordu.bu kadın beni büyülemişti.bu işkolik kadın benim başımı döndermişti.

    iş yerine gittiğimde sadık binbir özür diledi gelemediği için.o zaman içimden iyi ki gelmedin diyordum.o an aklımda kocaman bir soru belirdi?

    acaba sadık serpili gibmiş miydi?

    sahi bu bin serpili gibmiş olmasın?
    ···
  8. 83.
    0
    serpil aklıma girmişti. elleri özellikle, onlar ne güzel ellerdi ya öyle, yumuşacak eller, güzel eller, of of of, sürekli düşünüyordum elleri.of parmakları ne kadar da kusursuzdu öyle? ya dudakları? sadık gibmiş midir acaba serpili? of ellere bak ya? serpil... serpil...
    ···
  9. 84.
    0
    Sadığı hafif hafif yokluyordum iş yerinde, neden bilmiyorum açık açık serpili gibtin mi diye soramıyordum. nasıl sorayım dıbına koyim. sadık olsa sorardı ama.o da muhtemelen yoklamalarımdan anlamış olacakki serpille yıllardır dost olduklarına dair kardeş gibi olduklarına dair bana bir mavra anlatmaya başladı. mavra olduğunu sonra anladım zaten. inandım mı anlatınca? bal gibi inandım. neden inandım? oğlum o ellere doya doya dokunmak istiyordum.o yumuşak ellere.o dünyanın en güzel ellerini öpmek koklamak istiyordum. sadık serpili gibmiş olsaydı, ki sadığın anlattığı mavraya göre böyle bir şey yoktu, serpile karşı içimde bir sevgi oluşmazdı belki. sadığın gibtiği kadına aşık olmazdım ben. sadıkta bunu içten içe tahmin etmiş olacakki bana mavra okudu.

    serpil hep aklımdaydı artık.
    ···
  10. 85.
    0
    okuyan arkadaşlar uplasın ki okunuyor muyuz bilelim.
    ···
  11. 86.
    0
    Karım beni gerçekten çok seviyordu. Bana sürekli bu hayatta en çok güvendiği insanın ben olduğumu söylüyordu.bu arada eve bir tane kedi almıştım. adı da bonibondu. bonibonu sevmeye başlamıştı, bu beni çok mutlu ediyordu. bonibonu görseniz o kadar güzel bir kediydi ki şişmandı bu onu ziyadesiyle sevimli kılıyordu. eşimin güvenini sarsacak bir şey yapmamıştım şimdiye kadar.ama ya serpil? serpil aklımdan çıkmıyordu. eşimi kaybetmek istemiyordum. hatta ona yavaştan aşık olmaya bile başlamıştım.

    çok masumdu çünkü.ben masum kadınları da çok severdim.
    ···
  12. 87.
    0
    beyler anlatıyoruz işte ya
    ···
  13. 88.
    0
    Güzel bir yaz gecesi karımla oturmuş film seyrediyorduk. Karımın parmaklarına ellerine aşırı dikkat eder olmuştum, serpilin eliyle, parmaklarıyla kıyaslıyordum.Bu düşünceyi, serpili, beynimden söküp atmak istiyordum.Ama olmuyordu. Serpili atamıyordum beynimde. Beynimi ele geçiren bir ur gibiydi serpil.

    Bonibon evimizin yeni neşesi olmuştu. Eşimin bonibona ısınması çok hoşuma gitmişti.Jo'yu unutması, tam anlamıyla unutmasa da onu aramıyor oluşu bir gelişmenin olduğuna işaretti.

    Telefon çaldı. Eşim arayan sadık dedi.

    Sadık serpilin doğum günü olduğunu o gece kutlayacaklarını söyledi. Heyecanlanmıştım.Evden çıkarken halısaha maçına adam ekgib olduğunu, sadığın da beni çağırdığını, acilen gitmem gerektiğini, gecikirsem merak etmemesini söyledim. Eşim tamam hayatım dedi. beni uzun uzun öptü. bana güveniyordu.ona yalan söylemeyeceğimi düşünüyordu. şüphe duymuyordu hiç. Asla ona yalan söylemezdim ona göre.

    Bal gibi yalan söylüyordum. serpile gidiyordum.
    ···
  14. 89.
    0
    gençler burda mısınız?
    ···
  15. 90.
    0
    serpile kocaman bir panda aldım. içeri girdiğimde o anki ruh halimi çok güzel özetleyen bir şarkı çalıyordu yaşar dan. küçük bir kafeydi.ama baya hoş bir kafeydi. küçük bir pasta vardı. üç kişiydik. serpil beni öyle bir öptü ki nevrim döndü.

    bu bir yalan bu bir ceza
    bu bir talan gönlüm bu bir veda
    ne bir tavır ne bir eda
    tutup savur gönlüm bu son elveda
    hatırlarım hiç gidemem deyişini
    hatırlarım erken ölürüm deyişini
    aldanırım ben zaten gülüşüne ah gülüşüne
    aldanırım gülüşüne
    bu bir yalan bu bir ceza
    bu bir talan gönlüm bu
    bu son elveda aşk değil keza
    ne bir tavır ne bir eda
    savur savrul gönlüm bu bu son elveda
    aldanırım ben sana

    bu her mevsim söyler misin
    mecbur eden buna yar sen misin
    soran beni yarım bulur
    sen bir tek gül ey yar tamam olur
    hatırlarım hiç gidemem deyişini
    hatırlarım erken ölürüm deyişini
    aldanırım ben zaten gülüşüne ah gülüşüne
    aldanırım gülüşüne
    bu bir yalan bu bir ceza
    savur savrul gönlüm bu son elveda
    aldanırım ben sana

    gülüşüne aldandığım
    gelişine baglandığım
    bu aşk degil be nadan
    ben yanana yağdanlığım
    ···
  16. 91.
    0
    Gençler bazen upuzun yazıyorum. sonra gönder diyorum gri bir ekran geliyor yazdıklarım araya gidiyor.

    bazı arkadaşların sorularına cevap veriyorum;

    öncelikle hikayeyi yarım bırakmayacağım.ben işlerim biraz yoğun olduğundan mütevellit şu aralar çok giremesem de siz gençlere ayıp olmasın düşüncesiyle fırsat buldukça yazıyorum.ama bu gri ekran gerçekten sinir bozucu.

    yaşadıklarım zor şeylerdi. bazen yazarken anılara dalıp gidiyorum. kolay değil.

    ve bu hikayeyi okuduğunuzda genç yaşta çok büyük tecrübelere sahip olacaksınız. bütün şarkıların benim için yazılmış olduğunu anlayacak hüzünleneceksiniz.ne kitaplarda ne de filmlerde var bu hikaye benden size kıyak.
    ···
  17. 92.
    0
    serpil o gece çok şıktı. serpili çok sosyal biri olarak tahayyül etmiştim hep.ama doğum gününde sadece o ben ve sadık vardı. bundan hiç şüphelenmedim. serpil o kadar iyi bir oyuncuydu ki hiçbir şeyi sezdirmiyordu.

    pastayı kestik. sadık "bacanak ben eve gideyim hanım hasta" dedi.

    sadık ben ve serpili sürekli baş başa bırakmaya çalışıyordu. bunu bana kıyak yapıyormuş gibi yapıyordu.

    iyi mi yapıyordu kötü mü yapıyordu bilmiyordum o zamanlar.
    ···
  18. 93.
    0
    serpil sadık gidince bana içini döktü. sadıkla yıllardır dost olduğunu ama sadığı pek sevmediğini söyledi. ağzımdan laf mı almaya çalışıyor diye düşünüyordum, ama sadığı kimse sevmiyordu, eşim sevmiyordu, serpil sevmiyordu, ben sevmiyordum pek.

    ulan sadığın aramızda ne işi vardı? anlamıyordum. kovamıyordum, atamıyordum, küsemiyordum. sanki büyü yapmıştı biri bana, hiçbir şey yapamıyordum bacanak diyen bu adama.

    ama bacanak hayatımı ele geçiriyordu gün geçtikce.
    ···
  19. 94.
    0
    bir gün işten çıktım eve gittim. rutin bir günümdü.eve vardığımda emine ali kemal ve eşim vardı. emine beni görünce gözlerini sildi belli ki ağlıyordu. biraz tuhaf oldum ama ağladığını da pek anlamamış gibi yapamadım. sonuçta emine eşimin en iyi dostuydu. emine artık sadıkla yapamadığını, kendisine ağır ithamlarda bulunduğunu, bazen eve beş kuruş para bırakmadan çıktığını, kimseyle arkadaşlık kurmasını istemediğini, velhasıl kelam asosyal bir hayat geçirmesini eve kapanmasını istediğini söyledi.

    emineye huur diyormuş sadık, bunu emine anlatmadı tabi, eşim anlattı daha sonra, gibişmiş diyormuş emineye, adana'da gibtirmediğin erkek yok diyormuş emineye,

    sadık eşine huur diyormuş.
    ···
  20. 95.
    +2
    emineyi akşam sadık geldi aldı, gittiler. eşim emine'nin içinde bulunduğu duruma çok üzülüyordu. boşanmalarını pek istemiyordu.ali kemal'in pgibolojik olarak bu durumda büyük yaralar alacağı ortadaydı. diğer taraftan aldığı yaralar da böyle bir durumun olması durumunda alacağı yaralara eşdeğerdi.ben eşime onlara pek karışmamasını, sonuçta bunun her ailede olabilecek şeyler olduğunu falan söyledim. tabi ki normal değildi.bir insan eşine huur der mi?

    sadık diyordu. çünkü sadık huur çocuğuydu.
    ···