gençler gelin ibretlik aşk hikayesi anlatcam

sadığın erotik hikayelerini çok sevdiğimi söylemiş miydim? dıbına koyim bu bin ferreci olsa siz gençler yemeden içmeden kesilir ferre izlersiniz, gibişmek şiir gibiydi onun dilinde.of hatuna ne diller atıyordu öyle, sıcak sıcak, belinde geziniyordu.of of of... hala anlattığı hikayeler aklımdadır, bazen düşünür düşünür boşalırım, ve abartmıyorum 2 çocuk sahibiyim şu an koskoca bir adamım ben ama sadığın anlattığı bir gibiş göremedim hayatımda.hep o gibişi aradım durdum ömrü hayatım boyunca.

sadık Birgün iş yerine geç geldi. fuat seni biriyle tanıştıracağım dedi ve pis pis gülerek odasına gitti, oha dıbına koyim kimle tanıştıracan lan beni, öğle yemeğinde bize eşlik edecek, kim eşlik edecek? serpil?

serpil mi? serpil kim lan?

pis pis gülüyordu.

gazipaşa'da çocuk parkının hemen orada bir kafede sadıkla oturuyorduk. içeri 30lu yaşlarda esmer 1.70 boylarında ne güzel ne çirkin bir hatun girdi. sadıkla öpüştü, bana elini uzattı, kendinden çok emin bir hali vardı, çok sakindi, sadıkla senli benliydi, bana siz diyordu.

kadın bir ilaç firmasında çalışıyordu. duldu.eşinden boşanmıştı. bunları kadın anlatmadı bana. sadık anlattı. kadın iş yerinden konuşuyordu. sadık kadını öyle bir dinliyordu ki anlatamam. beni resmen unuttular o an.kendimi çok gereksiz hissederken bir anda serpil bana döndü ve

-sadık seni anlata anlata bitiremiyor dedi.

sadıkla katıla katıla güldüler. hiçbir şey anlamamıştım.

serpili o an kalkıp gibmek istedim. oracıkta gibmeliydim serpili.

amk devam etsene bin

okuyanlar uplasınlar bir

reserved

sadık öğle arası serpil ben sen üçümüz yemeğe gidiyoruz dedi, tamam dedim, tam sadıkla yemek için dışarı çıkacekken sadık acil bir işi çıktığını o yüzden gelemeyeceğini bugün ben ve serpilin ikimizin takılmasını söyledi.

nereden bilebilirdim ki sadığın büyük planını?

bende serpile ayıp olmasın diye tamam dedim.

alt tarafı bir yemekti?

ne olacaktı ki bir yemekten?

tak olacaktı.tak.

serpille oturduk, yemek yedik, muhabbet ettik, bir yandan eşim bizi böyle görürse ne düşünür diye beynimi yiyordum. eşim muhtemelen okuldaydı.o yüzden rahattım.ne olacaktı işte, bir yemek yiyip kalkacaktık.

sohbet ettik. güçlü bir kadındı. işini seviyordu.ve çalışkandı.bu huyu çok hoşuma gitti. güçlü kadınları çok severim ben. oldum olası.

@112 yi de biliyorum @113 üde tanıyorum seni de tanıyorum yaraaaaaammmm

adam kelevelelis beyler

ayrac .

adam midilli bile almayı düşünmüş beyler daha ötesi var mı ? bu arada sadıkta ezel çıktı a.q o planla herkesi gibmiştir o midilliyi alsa onu bile giber

dede uyudu beyler
başka maceraya

serpil aklıma girmişti. elleri özellikle, onlar ne güzel ellerdi ya öyle, yumuşacak eller, güzel eller, of of of, sürekli düşünüyordum elleri.of parmakları ne kadar da kusursuzdu öyle? ya dudakları? sadık gibmiş midir acaba serpili? of ellere bak ya? serpil... serpil...

az önce eski kız arkadaşım msn'de çevrimiçi oldu. aynı işyerinde çalışıyorduk fakat ilişkimiz bitince o işyeriyle de bağlarımı kopartmam gerektiğini düşündüm. gece hiç uyumadım ve sabah sabah bunu görmek hiç de iyi olmadı. aslında iyi kızdı diyemiyorum çünkü onu gibtiğim ilk gün amı rezalet kokuyordu, bütün otel odasını tak gibi kokutmuştu. leş karı, leş. ve son gördüğüm 3 seferde de o gece otelde giydiği elbisesini giyiyordu. twitter'da şunu yazmak istemiştim onu gördüğüm son gün: "ben bu elbiseyi daha önce bir yerde soymuştum!"

Sadığı hafif hafif yokluyordum iş yerinde, neden bilmiyorum açık açık serpili gibtin mi diye soramıyordum. nasıl sorayım dıbına koyim. sadık olsa sorardı ama.o da muhtemelen yoklamalarımdan anlamış olacakki serpille yıllardır dost olduklarına dair kardeş gibi olduklarına dair bana bir mavra anlatmaya başladı. mavra olduğunu sonra anladım zaten. inandım mı anlatınca? bal gibi inandım. neden inandım? oğlum o ellere doya doya dokunmak istiyordum.o yumuşak ellere.o dünyanın en güzel ellerini öpmek koklamak istiyordum. sadık serpili gibmiş olsaydı, ki sadığın anlattığı mavraya göre böyle bir şey yoktu, serpile karşı içimde bir sevgi oluşmazdı belki. sadığın gibtiği kadına aşık olmazdım ben. sadıkta bunu içten içe tahmin etmiş olacakki bana mavra okudu.

serpil hep aklımdaydı artık.

up up up!

biz bursaspor camiası olarak her zaman trabzonspor iyi oynadığı zaman iyi oynadı. güçlü oynadığı zaman güçlü takım diyebiliyoruz.
ama trabzonspor taraftarı misafir tribünündeki trabzonspor taraftarının büyük bir kısmı 7 otobüs yanılmıyorsam trabzondan geldiler.
geri kalan kısmıda bursada yaşayan bağrımızda içimizde yaşattığımız trabzonsporlu vatandaşlarımız biz onları her zaman kanıksadım eemh kendimizden gördük hiç bir zaman ayırt etmedik. zaten hudutlar içinde türkiye cumhuriyeti hudutları içersinde aynı dili konuşan bu bayrak altında ben türküm diyen herkes türktür.eee kardeştir. onlarıda kanıksadık. burda işyerleri açtılar burda ekmek yediler burda oturdular burda çocukları okula gönderdiler burda iş sahibi oldular burda kazandılar.biz mutlu olduk. hiç bir zaman bu ayrımı algılamadık bile ama algıda seçicilik yaptırdılar zorla. çok hoş olmayan nahoş tezahüratlar yaptılar. bursanın bağrında yaşıyanlar çünkü orda misafir tribününden çıkıp dikkaldırım beşevler civarında yoğunlaşan karadenizli taraftarlarımız vatandaşlarımız ee hemşerilerimiz diyeceğiz artık diyorduk bir zamanlar ama değillermiş. ııı çok hoş olmayan ağıza alınmayacak küfürlü tezahüratlar aşağılayıcı tezahüratlar yaptılar ki ben kendi adıma çok üzüldüm. bursalı ve bursasporlu olarak çok üzüldüm. ıııı onlar hakikaten bizimle birlikte omuz omuza yaşıyorlar. bize her yer trabzon söylemide gerçekten ilginç. maç sonunda heykelde setbaşında bursanın merkezinde bir tane formalı trabzonsporlu göremedim ben. madem size her yer trabzondu çıksaydınız ya heykele ! ... sessizlik... böyle olmamalıydı. ... sessizlik... gazete hışırtıları... böyle olmamalıydı böyle olmamalıydı. madem size her yer trabzon buyurun gelin heykelde setbaşında dolaşın o zaman o formalarla

devam reyiz devam et hadi yav