da yirmidokuz yaşında olmasına rağmen, erkin koray, ajda pekkan, muazzez abacı, mustafa sağyaşar, ahmet özhan, kamuran akkor, semiha yankı, samime sanay, neşe karaböcek, bedia akartürk, nil burak, ziya taşkent, semiramis pekkan, ferdi özbeğen, gönül yazar, sezen aksu gibi dönemin müzik piyasasının en güçlü isimlerini, bu şirket çatısında toplamayı başarabilen,
yolda yürürken, nefes alışını beğenmediği bir çocuğu hastaneye zütürecek kadar alçakgönüllü, "ülen istanbul sen mi büyüksün ben mi?" repliğiyle hatırlandığı, "aşkı ben mi yarattım" filminde, beraber rol aldığı sokak çocuklarının ihtiyaçlarını, onlar ölene kadar karşılayacak kadar geniş bir gönlü olan, (bunu gencebay değil, gencebay ın eski basın danışmanı söylüyor.)
en çok kimleri dinliyorsunuz? sorusuna:
"ben müziğe farklı bakıyorum. normal müzik dinleyicisinin listesi daha farklı. benim vereceğim listeyi gören “allah allah” diyebilir… ama bir kaçını söyleyecek olursam:
hacı taşan, muharrem ertaş, barış manço, jimi hendrix, led zeppelin, elvis presley, beatles, tony osborne, beethoven, mozart ve diğer klagiblerin eserleri, amerikan country’leri, ispanyol flamenko’lar...
ayrıca, beni eskiden beri bilenler, bana “rockçı” der. rock müziği özgürlüktür. elvis, beatles’la başladı… o zamanki jimi hendrix’i canavar gibi, aslanlar gibi dinlerdim. hâlâ dinlerim. rock’ın babası diye anılan erkin koray benden etkilendiğini söyledi, biz de ondan etkilendik. rock soundları da ilk ben kullandım. cem karaca, barış manço, moğollar bizdeki en iyi temsilcileri oldu. onlarla hep iç içeydim. led zeppelin de benimle çok ilgilenmiş 70’lerden itibaren… ben de onları dinlerim." şeklinde cevap veren,
(biyikli genc forvet, 21.06.2010 16:02)
1.
7715072
* :o :( /msj ?
peki neden mi arabeskçi değil aslında yukarda yazanlar dahi açıklayıcı ama devam edelim
okumayı bile yeni yeni sökecek yaştayken batı armonisini, notasyonunu ve tekniğini kuşatmış, notayı deşifre edebilecek konuma ulaşmıştır. yedi yaşında millî enstrümanımız olan bağlama ile tanışmış, aşık olduğu enstrümanına sevgilisi gibi bağlanmıştır. kendisine yol gösterici olarak rock müziğinde elvis presley’i, halk müziğinde muharrem ertaş’ı, bayram aracı’yı, sanat müziğinde saadettin kaynak’ı, arap müziğinde abdulvahhab’ı benimsemiştir. bu adam mı arabeskçi?
onlu yaşların sonunda gencebay, sanat müziğine dair makam, taksim, geçki, ritim usul ve kalıpları, halk müziğine dair bozlak, akort düzenleri, ayakları, mızrapları ve yöreleri, batı müziğine dair armoni, akor, nota ve aranje yöntemlerini tab ir i caizse hatim etmiştir.
o kadar ki, yirmili yaşlarında, “batı müziğini türkiye de benden daha iyi kimse bilemez…” diyebilmiştir. bu adam mı arabeskçi?
türk müziğinde, özellikle türk sanat ve halk müziği ağırlıklı eserlerinde gitara oldukça büyük görevler veren gencebay, bazı eserlerinde kanun ile gitarı yan yana kullanmıştır. bazı senfonik eserlerinin girişine ispanyol gitar soloları yazmıştır. bazı sanat ve halk müziği tarzında ki eserlerine gitar akorları yazmıştır, çaldırmıştır. ispanyol tarzı bestelerinin ara sazlarına, ispanyol gitar soloları koymayı ihmal etmemiştir. gitar ile bestelediği eserleri de mevcuttur. gencebay’ın aynı zamanda bir anadolu rockçu ve bir elvis presley hayranı rock müzik ustası olduğunu unutmayalım. eserlerinde bass gitarın yeri oldukça büyüktür. türk müziğinde hiç, batı müziğinde bile çoğu zaman bu kadar bariz bir şekilde kullanılmayan bu tok sesli bass enstrümanı gencebay müziğinde adeta yaylılarla yarışır hale gelmiştir. bazı eserlerde asli görevini unutup, yaylıların yaptığı gibi melodiyi çalar duruma gelmiştir. anlaşıldığı üzere orhan gencebay tam bir sentezcidir. gerçek batıcıları (yani batı bağnazlarını) çileden çıkartan da bu sentezdir. çünkü batıcılar bunu başaramamış ve gencebay a arabeskçi yaftasını yapıştırıp tu kaka etmişlerdir.
işte bu hazmedilemeyen, arabesk yaftası yapıştırılan müzik türüne, gerçek gencebay sevenleri, gencebay müziği adını vermektedir.
günümüzde dinlediğiniz bir çok şarkıda, gencebay ezgileri ve riffleri kullanılmaktadır. çünkü müzik yelpazesi sandığınızdan da geniştir gencebay ın. tabir i caizse, el atmadığı formda melodi kalmamıştır.
zira, bir gencebay eserinde, türk halk ve sanat müziği, batı, arap, doğu formların etkisini, türk, batı ve arap aranje tekniklerini, türk, arap, batı, doğu enstrümanlarının, bir arada ve iç içe olduğunu, birden fazla makam örneğini görebilirsiniz. bir gencebay eserinin alt yapısı batı, renk sazları türk, yaylıları arap olabilir, anlatılmak istenenler, ağırlıklı olarak enstrümanlarla anlatılabilir. bir gencebay eserinde, gencebay bağlama ile iç içe geçmiş bir vaziyette, türk sanat müziği, halk müziği ve batı müziği etkilerini dinleyenlere sunabilir, bir gencebay eserinin introsunda, ara sazında ya da bitiminde jazz, tsm yada thm soloları bulunabilir. bir gencebay eserinde, enstrümanlardan hiç duymadığınız ayrıntıları duymanız mümkündür, davul, bass gitar ve elektro bağlama soloları üst üstedir, ud ve buzuki, bağlama ve bass gitar, sitar ile gitar atışabilir. bu adam arabeskçi he?
elbette dinlemediyseniz, yazıyla anlatmak zor ama, tüm bu özellikler gencebay müziğinde mevcuttur.
bunlar benim fanatik duygularla yazdığım satırlar değil orhan gencebay ın 5 adet eserinin kendi ağzından yaptığı müzikal tanımlamalara bakarsak ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır
hatasız kul olmaz: dört kanala geçtiği miz zamanın iyi örneklerinden biridir. zaman zaman çok sesliliğe giriş araştırması vardır. birkaç sesli yalıtmada belki bazılarına göre, entonasyon tutmayabilir, kullandığı mız trompetlerde. ben bunun haricinde olumlu bir çalışma olduğunu düşünüyorum. ritm, ankara ritmiydi; 2/4'lük, halk müziği ritmidir. üstündeki melodi de, halk müziğine dönük bir ezgi yapısındadır. ancak orda kalmaz. yalnız yapısı 'hatırlatır'. ankara tavrı, o 2/4'lük kostak ritm şekli vardır; mesela 'fidayda' gibi. fidayda, ankara'nın ve iç anadolu bölgesinin özelliklerini çok iyi anlatan ritm ve melodik yapı ya sahiptir. hatasız kul olmaz'da onu hatırlatan bir yapı vardır, ritm olarak. ikinci ara nağmesinde serbest bir bölüm var, emprovize, bir taksim nitelikli halk müziğini de içeren, türk sanat müziği'ni de içeren; bir bakarsınız sanki cazın özelliklerini de hatırlatan ufacık nüanslar da vardır."
bir teselli ver: "yapı itibariyle, kürdili hicazkar ve mu hayyer kürdi karışımı; ritm olarak düyek ritmiyle batı ritm-lerinin slow ritmini içeren bir yapısı vardır. enstrümanları her türlü kullanmak mümkündür. ben de orada yaylılara bi raz ağırlık vermiş gibi görünsem de, şimdi şu anda yapsam, her türlü yoruma açık olan bir yapıyla deneyebilirdim.ilk defa, orhan borarlar ve grubu çalmıştı. hayatlarında ilk defa türk müziği çalıyorlardı. korkuyorlardı çalabilir miyiz diye; ben de korkuyordum aca ba ne netice alabilirim diye. netice iyi olmuştu.. beste yapı sındaki ağırlık hakkında deryada bir salım yok gibidir diyeceğim, yani kesin halk müziği, sanat müziği, oryantal, ya hut ta batı ağırlıklıdır demiyorum, ortada olan bir yapıdır. hepsinden birer katkı vardır. çok sesliliğe çok müsait; arasın da gitar kullandığım bağlama akorları vardı."
yarabbim: "muhayyer kürdi makamında ve arasın da acemeşiran, yahut ta acem geçgisi olan değişmeli ritmlerden oluşan bir parça, ritmler şunlar: başta bir serbest batı etkinliğini görürüz, melodik olarak takip eder; ondan sonra senkoplu aşk ritmi gelir, ar