POLiTiKACILAR VE GENERALLER

Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca birbirine daimi bir kin beslemiş devletin iki yönetici sınıfı; politikacılar ve generaller. Bir tarafta sivil bürokrasiyi savunan takım elbiseli, batı uşağı erk, bir tarafta askeri vesayet anlayışının devdıbını savunan, kendilerini türk milletine adamış üniformalılar. Türk siyasi tarihi bu iki yönetici sınıfın birbiri ile yaptıkları mücadele ile doludur.

Herşey aslında DP'nin 1950'de iktidara gelmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 27 Mayıs ihtilali ile başladı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde askerler hiç bir zaman politikacılara güvenmemiştir. Ordu haklı olarak sadece kendini Türk yurdunun koruyucusu olarak görmüştür. Bu en azından 2007-2012 arası sürece kadar böyle devam etmiştir. Ardından bu anlayışı hedef alma, Gülen cemaati ile birlikte, Erdoğan'ın 5 Kasım 2007'deki Amerika ziyaretinden sonra başlamıştır. Mümtazer Türköne isimli soysuz tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri defalarca hedef gösterilmiş, Türk milletinin gözü önünde küçültülmeye çalışılmıştır. Abdullah Öcalan'a paşalık verilmesini dahi savunan bu hastalıklı zihniyet yine kendi beslediği siyasi erk tarafından düşman ilan edilmiştir. 28 Şubat sürecinin mağduru olan Radikal islamcı kesim bugün mağdur edebiyatını halen devam ettirmekte ve Türk milletini daha büyük bir uçuruma sürüklemektedir. 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat süreçlerinde Radikal islamcılara vurulan sert tokatlar Türk milletine veba gibi yapışmış bu zihniyeti yıpratmış ancak yok edememiştir. Bugün ümmetçilik zehri yüzünden kendi öz vatanımızda garip düşmüş olan bizler, Türk devletine bağlılığımızdan ödün vermez ancak Türk devletini yöneten gayri Türk olan, devlet mekanizmasını yönetemeyen "hükümet" çarkını sahiplenmeyiz.

Yapılması gereken yine biz gençlere düşmektedir. Kendimizi geliştirmekten, kendi geleceğimizi ve Türk çocuklarının geleceğini düşünmekten başka bir iş ile meşgul olmamalıyız. Buradan başka gidecek başka yeriniz yok. Bunun farkında olun. Hevesleri olan insan yığınları değil, idealleri olan Türk bireyleri olmayı hedefleyin.

Yine mi sen