-
51.
+8amcamla eve varir varmaz yatagima uzandim. derin dusuncelere daldim tekrar.
disarida yagmur yagiyordu, araba calisma sesi duyunce pencereye odaklandim,
amcam beni biraktiktan sonra tekrar babamin yanina gidiyor olmaliydi. tam o sirada kapim tiklandi,
girin dedikten sonra iceri annem girdi. kapiyi usulca orttukten ve yanima oturduktan sonra -oglum senin icin endiseleniyoruz, dedi.
seni cok gibintili goruyorum. eger gercekten burada mutlu degilsen istanbula donebilirsin, sana bir bilet aliriz, dedi. -eger, dedim.
bana bunu 1 gun once teklif etmis olsaydin cevabim evet olurdu, cunku gercekten sinirlerim cok bozuk.
ancak oyle birsey var ki, neye mal olursa olsun mutlaka bilmem gereken birsey.
annem: buraya geldiginden beri normal davranmadiginin farkindasin degil mi? dedi. cevap vermedim, gozlerim penceredeydi.
ilk defa isigin yanmasini istiyordum, ama disarisi zifiri karanlikti. annem: hadi kirli camasirlarini ver de yikasin yengenler, dedi.
uzerindeki kiyafetlere toprak bulasmis.. tamam dedim, uzerimdeki hirkami ve daha onceden pijama giymek icin cikardigim pantolonumu
verdim. annem kapiyi tekrar usulca acti. tam cikarken seslendim -orada yatan birileri var mi?? evet, dedi. deden ve babaannen.
-onlardan bahsetmiyorum, yere bak, yerde yatanlara bak, battaniye var mi hic? annem bos bos suratima baktiktan sonra hayal kirikligi ile uzgunluk karisimi bir ifade takindi.
-iyigeceler.. dedi. sordugum sorular deli sacmasi miydi yani? bunu kabullenmek gercekten zordu. iyi geceler diye fisildadim kendi kendime, ve yorgun bedenimi yumusak yatagima, yorgun ruhumu renkli ruyalarima biraktim.. -
52.
0Rez dayi
-
53.
+12 -1hemen yatagimdan firlayip evde gezinmeye basladim, hersey normal gorunuyordu. yerde
yatan kimse yoktu, bahceye ciktim. tuvalet kulubesi karanlikti. hemen coktum mekanima, pakedimi cikardim ama malesef bitmek bilmeyen
paket sonunda bitmisti. amk dedim, sansimi gibeyim. keske ilyas bakkaldan iyi kotu bi sigara alaydim. tam o sirada amcam belirdi.
-naber genc napiyosun burada bu saatte, dedi. cebinden bi samsun cikarip tutusturmaya basladi.
.asil sen napiyorsun amca, saat sabahin 5i dedim. -isimiz vardi oglum, dedi. baban rizayi yenice merkeze goturdu, dedi.
-neden? dedim, bi de orada mi dovecekmis?? -babana ayip ediyorsun ama, dedi. adam ne bilsin rizanin zararsiz oldugunu, sana birsey
yapacak sanmis, aranizda bir mesele var sanmis, ondan vurmus adama. elinde de tufegi gorunce.. simdi saglik ocagindalar, baban tedavi
ettiriyor rizayi, pansuman falan yaptilar, biseyi yokmus o kadar zaten.. bir an durdu, sigarasindan acele bir duman cektikten sonra
sozlerine devam etti: sahi sen ne yapiyordun o tufekle kocum?? cevap vermedim. surekli amcamin elindeki sigaraya bakiyordum. -rifat??
bir an uyanmis gibi irkildim. -kus avliyordum amca dedim. -mezarlikta mi? amcam gulumsedi. -amcani da kus sandin sen galiba aslanim,
dedi gulumsemesini artirarak. pakedinden 5-6 tane sigara cikarip uzatti. gozlerim mutluluktan faltasi gibi acilmis ve minnet dolu
gozlerle amcama bakarken sozlerine devam etti: birincisi: tufegi soyle, sigaralari al. ikincisi: bir daha babanin sozunden
cikmayacagina dair soz ver. -tamam amca, dedim. soz amk. tufek olayi da, mezarliktan tirstigim icin yanima aldim dedim. pek inanmis
gibi gorunmese de bu hakikaten dogruydu. sigaralari verdi.. -eee, dedim? ucuncusu neydi peki? -ucuncusu de sana sigara verdigimi
babana soyleme sakin iflahimi giber valla dedi. karsilikli gulustukten sonra iceri odasina yatmaya gitti. -
54.
+6yine yalnizligimla basbasaydim simdi. acaba riza koye ne zaman donerdi? amk bi kafa yedi yamuldu herif. babam da ne kalin kafaliymis
diye dusundum. nedensizce ofkeliydim ona, bir cuval inciri berbat etti amk. uzun marlborodan sonra tadi saman gibi gelmekte olan
samsunu butun cigerlerime cekmeye calisirken sabah ezani okunmaya basladi. -aha, dedim amk simdi dedem kalkar namaza. ufaktan
sivisayim buradan. havanin da ufaktan ufaga aydinlanir gibi olmasindan cesaret alarak koyun ana patikasinda yurumeye basladim.
sigara bulunca keyfim yerine gelmisti,
iste bu cok ilgincti ve o zaman da ilginc gelmisti bana. bu dusuncelerle yolda yururken birden durdum. 10 metre kadar uzagimda,
bu sefer cok daha yakinimda bulunan o iri kiyim kapkara kopek tam karsimdaydi. hayvan ne havliyor, ne de hareket ediyordu.
sadece ama sadece gozlerimin icine bakiyordu. hayatimda ilk defa bir hayvanin gozlerinin icine bu kadar bakmistim. hayatimda bugune
kadar gordugum en ciddi insandan daha ciddi gorunuyordu ve sanki bir eskiya gibi, bir alacakli gibi sanki orada oylece durmuyormus
da, onumu kesmek icin bekliyormus gibi bir goruntusu vardi. ellerim bir an tufegi aradi ama onu dun gece peder beye kaptirdigimi
nihayet hatirladim. tam kacmaya baslayacakken, yakinimizda bulunan camiden namaz sonrasi okunan tesbihat ve zikir sesleri duyulmaya
basladi. karsimda bulunan hayvan hicbirsey yapmadan arkasini donup sakin fakat hizli adimlarla gitmeye basladi. ben bu olayi fazla
umursamamistim, cunku bir kopekten en fazla ne kadar korkulursa ondan da o kadar korkmustum. dedim ya, diger turlu efsanelere hicbir
zaman inanmayan, inananla da dalga gecen karakterde biriydim. -
55.
0Rez bro
-
56.
+11yoldan geçerken elvin teyzenin evinden sesler duydum biraz kubak kabartınca o sesin elvin teyzeye ait oldugunu anladım -ne olur yapmayin yeter artik, ne olur gidin, bir gun olsun gidin, nolur, yalvaririm nolur... birilerine yalvariyordu, hem de oyle
icten yalvariyordu ki, bu yasli ve zavalli kadina kim ne yapmak ister bu kadar diye hisimlanip sinirlendim ve iceri dalmaya karar
verdim. bir ah cektim o anda, ah amk tufegi kaptirmak ne buyuk eseklik! kollarimi sivadim, yumruklarimi gibtim. tam hazirligim
bitmisti ve iceri girecektim ki icerideki ses birden kesildi.
nefesimi tamamiyle tutmus, iceriden gelebilecek seslere konsantre olmustum fakat tuhaf bir sekilde cit bile cikmiyordu.
sanki icerdekiler her kimse, benim evin dibinde oldugumu farketmislerdi. bir an duraksadim, ne yapacagima karar veremedim.
iceri girsem mi acaba diye dusundum ama neyle karsilacagimi bilmiyordum. az onceki siddetli ofkem yerini korkuya
birakmisti. oldugum yerden pencerelere bakiyordum iceriyi gorebilmek icin, ancak en ufak bir hayat belirtisi bile yoktu. ne
yapacagimi bilmez sekilde kosmaya basladim. arkama bakmadan kaciyordum. hemen eve kosup kuzene olanlari anlatmaliydim.
ancak daha eve bile varamadan kuzeni koy cesmesinin basinda gordum. buyuk ve uzeri islemeli, oymali bir testiye su
dolduruyordu. -lan, dedim. haci napiyosun burda? kuzen elindeki gozlemeden bir isirik aldi. -su dolduruyorum kor musun?
kuzenin beni terslemesine aliskin oldugum icin lafi uzatmadan elvin teyzenin evinde olanlara getirdim fakat anlattiklarimi
ciddiye almadi. -sakin kimseye anlatmiza bunu, gulerler sana dedi. -lan kadin izdirap cekiyordu! yardim etmemiz lazim!
dedimse de -adin deliye cikar, kendini rezil edersin dedi. surekli guluyordu. davranislari o kadar aptalcaydi ki bir ondan
nefret ettim. eve gidip baska birine anlatmali ve yardim istemeliydim, hickimse olmasa gidip amcama anlatacak ve bir
sekilde kadına yardım edecektim -
57.
+7duvara mı anlatıyoz a q 5,6 kişi gelene kadar yazmıyacam.
-
58.
+1Yaz amk okuyoz işte
-
59.
+1Devam dayı has yeğenin geldi
-
60.
+13geldim devam beyler
eve vardigimda yengemler yere kilimleri atmis, tepsilerde hamur aciyorlardi. hemen amcamin nerede oldugunu sordum.
-tarladadir aksama dogru gelir dedi yengem. fakat benim o kadar vaktim yoktu. hemen sedati aramaya basladim, bir iki adam
toplayip evi basmaliydim diye dusundum. ancak ya olay karsiliksiz cikarsa? yani icerde kimse yoksa ve hersey normal
seyrinde devam ediyorsa?? o zaman adim gercekten deliye cikmaz miydi? cikardi.. hemen sedati aramayi kestim ve daha iyi bir
plan icin kollari sivadim. anlasilan oydu ki, bu kadinin evine birileriyle beraber zorla giremeyecektim, o halde stratejimi
degistirip guzellikle girmeliydim. boylece kimseyi evdeki iskencelere, zorbaliklara, nereden geldigi mechul yalvarma
seslerinin gercekligine ikna etmek zorunda kalmayacaktim. eger, gercekten ortada bir alikoyma, bir zulum varsa bu isi
birden fazla kisiyle halledebilecektim veya en kotu ihtimalle birilerini inandirabilmis olacaktim. eger hicbir sorun yoksa
da, kimseyi panige sevketmemis ve kendimi de rezil etmemis olacaktim. derhal sedati aramak icin ara butonuna tekrar bastim.
evinde borek corek ne varsa getirmesini soyledim. butun sorularini gecistirdim. hemen ardindan dedemin kardesinin torunu
olan murseli aradim. ayni sekilde elvin teyzenin cok rahatsiz oldugunu ve ona yiyecek birseyler goturmemiz gerektigini
soyledim. ben de hemen evdeki gozlemelerden kucuk bir tabak hazirlayip yola cikmak uzere bahceye ciktim. yengemler hamur
acmayi bitirmis, hamuru kesmeye baslamislardi. -ya, dedim sizin su gozlemelerden bir iki tane verseniz de elvin teyzeye
gotursem? yengem: -oglum gozlemele yok, baska bisey goturuver, dedi. - e dedim sabahtan beri ne yapiyorsunuz? -manti
aciyoruz evladim, istersen az daha bekle de manti goturuver, dedi. bir an kalakaldim. -ne yani simdi evde hic gozleme yok
mu? -oglum, gozlemelerin hepsi gecen gun bitiverdi ya.. -
61.
0Yaz burdayız
-
62.
+5neyse.. dedim. bununla ugrasacak vaktim yoktu. digerlerinin getirdikleri yetiversin dedim amk. asil amacima ulasmak icin
daha fazla bekleyemezdim. ancak arkadaslarla bulusacagimiz yere gitmeden once bi mutfaga gittim ve devasa ekmek bicagini
yanima aldim. ne olur ne olmaz dedim amk. uzerime en kalin montumu gecirdim. bunun tek sebebi bicagi tam olarak, kimseye
belli etmeden saklamam gerektigiydi. evde hizli adimlarla ciktim.. once cesmeyi, sonra camiyi arkamda biraktim. tam kahveye
varacakken yolun karsisindan gelen sedef beni gordu ve yanima kosmaya basladi. amk, dedim icimden. koylu guzeli, ilk defa
seni gordugume sevinemedim. simdi sirasi mi?! sedef: - naber ramiz? nasilsin bakalim, dedi en cilveli edasini takinarak. -
sedefcigim su an onemli bir isim var, dedim ancak yanimda yurumeye devam etti. -ne o? haziran ayinda gocuklarini
giyivermissin?? eliyle kolumu kavrayip gibarak yuzunu yuzume iyice yaklastirdi: -ates mi basti??? kolumu ondan sert bir
hareketle kurtarip hafiften de ittikten sonra -kusura bakma, gitmeliyim, dedim ve adimlarimi hizlandirdim. -ne bu terslik
ne oldu simdi! diye bagirdi arkamdan. -ulan 2 gram adamligin var sandiydim! sen de ayniymissin! duymazdan geldim ve
adimlarimi daha da hizlandirdim. arkadaslar beni sozlestigimiz gibi koy kahvesinin onunde bekliyorlardi, sedatin agzindaki
sigarayi dusurmeden konusmaya basladi: -olm senin aklini deli mi gibti amk, haziran ayinin ortas- kes! dedim. uzatma.
garip garip bakinmaya devam ettiler. -neden bu kadar sinirlisin?? -soru sormayi biraksaniz da su kadinin evine gitsek
artik?? dedim. bozuldular ama birsey demediler. bir miktar daha yurudukte sonra, iste, nihayet gelmistik. 3 arkadas,
elimizde tabaklar, elvin teyzenin kapisinin onundeydik. -
63.
+4hazir misiniz? dedim. -ne icin? dedi mursel. -iceri girmek icin, dedim. -alti ustu elvin nenenin bi elini opucez ne var
bunda gerilecek bu kadar, dedi. amk dedim relax gorunmliyim. sonucta onlara anlatmadim buraya niye geldigimizi. ote yandan
en iyi dostlarimi onlara sormadan etmeden, bile bile buyuk bir tehlikenin ortasina atiyordum belki de? buna gercekten
hakkim var miydi? ama artik bunlari dusunmek icin cok gecti. eve dogru yaklastim, elimi kaldirdim, icime derin bir nefes
cektikten sonra caldim kapiyi. ses gelmedi. yeniden caldm, ses yok. -iceri girelim beyler, kadincagiz uyuyor heralde, dedim.
kapiyi usulca acip iceri girdik. -elvin teyze?? elvin teyze!! kadin ortalikta yoktu. ne ses ne seda. her ev gibi bu ev de
iki odaliydi. sedat: belki de ikinci odadadir, yavasca bakalim, dedi. ikisi diger odaya yavasca girdiler, kadin icerde yoktu
tepeden tirnaga gumus islemeli bir ayna vardi. bir an aynaya bakakaldim. iki kucuk genc kizin yuzleri geldi gozumun onune.
kimbilir daha once kac kere bu aynada kendilerini seyretmislerdi? nedendir bilmiyorum ama bu aynadan ev cok daha net
gorunuyordu. sanki butun evin goruntusunu icine hapsetmisti. insanin baktikca bakasi geliyordu. bunca yil eski bir koy
evinde beklemis bir aynaya gore o kadar temiz ve berrakti ki.. aynaya bakmaya basladigim andan itibaren neredeyse tum
detaylari incelemistim. tek birsey haric.. bu mukemmel goruntuyu bozan birsey vardi. kendi gozlerim.. gozlerime bir muddet
baktim ve gayri ihtiyari bagirmaya basladim: gozlerim sasiydi.. butun gucumle bagirarak kendimi diger odaya attim. sedat ve
mursel karsilikli olarak kanepelere oturmus beni seyrediyorlardi. tam o sirada evin kapisi kirildi, diger odada oldugu
icin bunu goremiyorduk ama kapi kirilma sesinin hemen ardindan bir gurultu ve evin icine birilerinin dolusmaya
baslamasiyla ilgili sesler gelmeye basladi. -
64.
+5ayak sesleri ve bagrislar, her yani kaplamisti.. daha neler olup bittigini anlayamadan dort bir yanimdan cekistirilmeye basladim. yaka paca evden disari goturulduk. karanlik veya daha dogru bir deyisle
oldukca los olan evden disari cikinca, evi basanlarin jandarma olduklarini gorduk. komutan: -bunlar mi teyze? dedi. elvin teyzenin elleri belinde, kaslari catikti. -he bunlar yavrum, bunlardan ne
cektigimi bi ben bilirim. -n'oluuyo lannn! birakin bizi! feryatlar bosunaydi. ben, beni tutan askerden siyrilmayi basardim ve bagirdim:- noluyo komutanim ne sucumuz var bizim ? ne yaptik? -bu kadini
oldurup evini soyacaginiza dair bir ihbar aldik ve suc ustu yakalandiniz. -yahu, dedim biz sadece yemek getirdik. -evinde olmayan bir kadinin evini karistirarak mi ikram ettiniz yemekleri?? -yav
gupegunduz ev mi soyulur, biz komsulariyiz lutfen yapmayin birakin komutanim. komutanin kaslari catildi. fevri bir hamleyle yakamdan tuttu. ustumu aramaya basladi. daha elini gogsumde gezdirir gezdirmez
sertligi farketti, montumun fermuarini acti ve ic cebimden disari dogru firlayann devasa ekmek bicagini cikardi. -bu ne lan! bu ne lan! ekmek kesip ikram etmek icin mi getirdin bunu da??
diyecek birsey bulamamistim. hersey o kadar aleyhimizeydi ki.. kilitlenip kaldim oylece. -alin goturun bunlari! diye askere komut verdi komutan/ ben ve arkadaslar karga tulumba jandarmanin eski pusku
arabalarina bindirildik. aglasam aglayamiyordum. elvin teyze oldurmek istermiscesine bana bakiyordu. hayattan tiksindigim ender anlardan biriydi. sedat ve mursel surekli bunun bir yanlis anlasilma
oldugunu anlatmaya calisiyorlardi ama askerler bizi dinlemiyordu. araba yavas yavas jandarma karakoluna dogru hareketlenmisti, arabanin hareketiyle gormekte oldugum goruntu yavas yavas arkaya kayiyordu
simdi. once o ugursuz evin kapisi, sonra duvar, evin bahcesi, meyve agaci, tavuk kumesi, odunluk, tasfirin, agil, ve agildaki koyunlarin su icmeleri icin yalak, yalagin yaninda da derin islemeli, oymali
buyuk bir su testisi.. bir nevi cesme goruntusunde olan bu yalaklar bazen evlerde de bulunuyordu.. -
65.
+4ifadelerimizin alinmasinin hemen ardindan gozlerimizi nezarethanede actik. olay hakkinda konusacak takatimiz kalmamisti, susuyorduk. ucumuz ayri ayri odalarin icinde, ayni parmakliklarin ardindaydik.
kumese tikilmis tavuklarda farkimiz yok diye dusundum. aslinda soyleyecek cok sey vardi, ama buna takatim yoktu. arkadaslarimin gozlerine bakacak cesareti kendimde bulamiyordum. hayatim boyunca her
isimde oldugu gibi bu is de ters gitmisti. kapinin ardindaki koridordan bagris cagris sesler geliyordu. tam da su anda bizimkiler bu olayla cebellesiyor olmaliydilar. babamlar, amcamlar..vs onlarin da
basina bir suru is actik diye dusundum. dusuncelerimle bogusmaktan yorgun dustugumu hissettim. hucremin en diger kosesinde iki adet findik faresi birseyler kemiriyorlardi. hemen ayagim dibinde ise cok
uysal bir bocek vardi. hafifce egilip bocekle konusmaya basladim sessizce. -ben delirmedim, dedim ona. -hayat, aklimi zorla elimden aldi.. saatler sonra gecenin koru olmustu iste. -keske, dedim. keske 10
yil olsa cezam, ama en azindan ne kadar bekleyecegimi bilsem. cunku ne kadar bekleyecegini bilemeden parmakliklar ardinda bulunmak insani cildirtiyordu. saat gecenin koruydu ve ben tek bir cit sesi bile
duyamiyordum. koridordaki sesler artik yoktu. uzaktan uzaga gelen bir cocuk sesi beni epey sasirtmisti. bir cocuk surekli annesini ariyordu sanki. ses o kadar flu duyuluyordu ki, net oldugu kadar
belirsizdi. seslere iyice kulak kabarttim: aglayan bir kiz cocugu sesiydi bu. -
66.
+7biz uc arkadas kodeslerimiz ayni odanin icinde fakat yanyanaydi. birbimizi goremiyorduk fakat duyabiliyorduk. o yuzden ne zaman uyuyup uyumadiklarini goremiyordum. kucuk kizin sesi gittikce netlik
kazaniyordu kulaklarimda, sanki tam olarak koridordan bizim kodeslere acilan kapinin arkasindaydi. ama iceri girmiyordu. odamdaki fareler delirmis gibi saga sola kcaisiyorlardi. yerdeki bocek ortalikta
yoktu. icimi bir usume hissi kapladi ama yaz oldugu icin kodeste battaniye yoktu. arkadaslarima sesimi duyurmak istedim ama nedense sesim de cikmiyordu. sanki useniyormus gibi, konusmak agir geliyordu.
vicudum resmen kilitlenmisti. kapi sessizce acildi. kucuk kiz cocugu iceri suzulerek girdi. teni bembeyazdi, o kadar beyaz ve soluk bir teni vardi ki, karanlikta parliyor gibiydi. zifiri karanliga ragmen
cok net gorulebiliyordu. `hafiften yerimde dogruldum. normal bir insanin yapabileceginden cok daha fazla siritiyordu. agzi kulaklarina varmak gibi bir deyim vardi ama bu kizin agzi gercekten kulaklarina
variyordu. isin en garip yani arkadan hala aglama sesi geliyor olmasiydi. kucuk kiz kafasini asiri derecede saga omzunun ustune egdikten ve siritmayi kesip butun yuzunu mutsuz hale burundurdukten sonra
kodeslerin onunde ip atlamaya basladi. gogsumde tarifi imkansiz bir aci hissediyordum. birden bu acinin sebebinin fareler oldugunu farkettim. odamdaki elimi kaldirsam kacisan findik fareleri elbisemin
altina girmisler, tirnaklarini gogsume gecirmis bekliyorlardi. korkmustum. ne diyecegimi bilemiyordum. icimden euzu besmele cektim. kucuk kiz sanki orada oldugumun farkinda degilmis ve beni ilk defa
gormus gibi bana bakti. gozlerini gozlerime dikti. hayatimda hic bu kadar ofkeli bir bakis gormemistim. o kadar cirkin gozleri vardi ki.. bilmedigim anlamadigim bir dilde tuhaf birseyler soyleyip o
igrenc ve kucuk bir kiza ait olamayacak sesiyle cigliklar atti. daha da garibi koridorun arkasindan koyun surusu sesleri geliyordu. surekli duygudum me lemeler kafamda yanki yapmisti.. koridor
baslangicindan bitisine bir koyun surusu gectigine yemin edebilirdim. -
67.
+4gozlerimi actigimda gunes dogmustu. terden sirilgiblamdim. yattigim yerde titriyor ve inim inim inliyordum. -doktor yok mu doktor!/ surekli bir doktor yok mu cagrisi duyuyordum ama ne konusacak ne de
kimildayacak halim kalmisti. yan kodeslerdeki arkadaslarim inlemelerimi duymus bana yardim etmeye calisiyorlardi, beni goremedikleri icin ve ses de vermedigim icin endiselenmis olmaliydilar. hemen elimi
gogsumdeki butun gece farelerin yirtarak kanattiklari yaralara goturdum ama ortada yara falan yoktu. kapi acildi, iceri erlerden biri girdi. - ne var lan ne bagrisiyosunuz! sedat: rifat butun gece
uykusunda sayikladi, cok kotu durumda ne olur yardim edin, dedi. "alakasi yok.." diye gecirdim icimden. tam tersi butun gece uyuyan onlar, uyanik olan bendim. asker burnunu havaya dogru kaldirdi, kaslari
catik vaziyette: -biz bu revir numaralarini cok gorduk aslanim. oturun oturdugunuz yerde! cok terliydim ve ustumu degismem gerekiyordu. aslinda hasta olmak veya olmek umrumda degildi de, sadece bu garip
olaylarin ve ruyalarin neden benim basima geldigini ogrenmek istiyordum. su anda istanbuldaki evimde sicacik yatagimda sehirdeki sevgilim yelizle beraber birbirimizi isitiyor olabilirdik ama ben bu
amina kodugumun kodesinde zaature olmanin esigiindeydim. neden? dedim amk. bu kadar sey ayni anda tesadufen ters gidemezdi. ters gitmeye baslayan seylerin bir cikis noktasi olmak zorundaydi, eger ben bu
noktayi bulup uzerini karalayamazsam bu nokta benim hayatima konulmus son nokta olacakti, bundan emindim. -
68.
+5-tevkif edildiler mi? -yok, dedi babamin sesi. daha belli degil. -bi konusalim bakalim, siz gozukmeyin amca. disardan gelen sesler tanidikti. babamin sesiyle beraber bir cok tanidik ses duyuyordum. kapi
acildi, iceri askerle beraber bizim koyde okumus iki kisiden biri olan yildiray abi girdi. yildiray abi izmirin iyi avukatlarindan biriydi, bucada oturuyordu. olayi duyar duymaz gelmis, butun aileye
mudahele etmis ve herkesi sakinlestirmisti. babamlarin benimle su dakika konusmasinin iyi bir fikir olmadigini savunmus ve benimle yalnizca kendisi muhatap olmak istemisti. icerde hepimizle tek
tek gorustu, bizi buradan en kisa zamanda cikaracagini, bize inandigini ve metin olmamiz gerektigini soyledi. mahkemenin neticesinin cok onemli oldugunu, ihbarin bir komplo olmasi ihtimali uzerinde
durdugunu vs bahsetti. -merak etmeyin, hersey aleyhinize oldugu kadar lehinize de. o kadinin cok eskiden beri gariplikleri vardi ama bu kadarini ben de beklemiyordum acikcasi. neyse, olan olmus artik,
ben sizi buradan cikaririm, diger turlusune ihtimal vermiyorum ama keske o bicak olmasaydi be kocum, dedi. isimi oyle zorlastirdin ki.. ne diyebilirdim ki? hukuk hakkinda en ufak bilgim yoktu, basima ne
gelecegini bilmiyordum. hersey mahkemeden sonra belli olacakti. yildiray abiden sonra gorevliden iki dakikaligina izin koparan kuzen de bizimle gorusmek icin iceri girdi. -gecmis olsun amcaoglu, dedi. ne
oldu size boyle amk? olanlari kisaca anlattim. -vay amk, dedi. ben de sehir disindaydim 1 haftadir, bileydim birakmazdim sizi valla o kadinin evine. manyak lan o kadin. zir deli amk. birgun cok iyi
birgun cok kotu, dengesiz amk. -lan dedim amk, daha 2 gun once cesmeden su doldurmuyor muydun sen? hangi ara sehir disina ciktin? kuzen yuzume dikkatlice bakti. -olm bisey mi icirdiler size burda? guldu.
ne cesmesi ne suyu? sinirlenmistim. benimle dalga geciyor olmaliydi. aksini dusunmek istemiyordum. -iki dakka delikanli ol lan! dedim. sen degil miydin testiye su dolduran?! hani sana deli derler
demistin, dedim. hani gozleme yiyordun? kuzen sasirmisti. - yahu bi kere mantikli dusun, niye su doldurayim? evde cesme diye bisey var. hem bizim testimiz yok ki zaten?? -
69.
0Baba rez
-
70.
+5mahkeme salonu tikli tiklimdi.. umarsizca etrafima goz gezdirdim. annem, babam, akrabalar.. herkes salondaydi. kimsenin gozlerinin icine bakamiyordum, sanki bir suc islemisim gibi.. hani adama 40 kere
deli deseler hakikaten delirirmis ya, benimki de o hesap iste, gercek bir suclu gibi basim onume egikti.. basim egikti ama islemedigim bir sucun pismanligindan degil, basima gelen bu talihsizliklerin
dogurdugu bir yilginlikti benimkisi.. artik takmiyordum hicbirseyi, izlemiyordum olaylari, dinlemiyordum insanlari.. insanlar benim uzerimden bir karara varacaklar ve bana ne nasil yasamam gerektigini
soyleyecekledi, ben de yapacaktim.. kulaklarimda tartisma sesleri, iddia makami savci ile yildiray abinin karsilikli atismalari.. yildiray abi garip adam diye dusundum. sen kalk izmirdeki rahatini boz,
buralara kadar gel sirf koylunu kurtarmak icin. hem de hcbir karsilik beklemeden.. hani derler ya kul gibismadan hizir yetismezmis.. bizimki de o hesap, kendi anasini babasini savunur gibi savunuyordu
beni. bir ara ben bile ikna oldum salondaki herkesin benim bir sucumun olmadigina inandiklarina.. derken hakimin o meshur, vakarli ve cumle sonuna koyulan nokta edasindaki kelimeleri duyuldu: "geregi
dusunuldu.." mahkeme salonundaki herkes ayaga kalkti. -sanik sedat sagiroglu ve sanik mursel ergin'in, tutuksuz yargilanmalarina devam edilmek uzre saliverilmelerine, sanik ramiz karaeski tutuklu
yargilanmasina devam edilmesine... bu ne anlama geliyordu? maphus mu kalacaktim? kac yil yedim, yemedim mi? bilmiyordum.. caresiz gozlerimi yildiray abiye dogrulttum, bana gozleriyle "rahat ol, metin ol"
anlamlarina geldigini dusundugum bir iki hareket yapti. mahkeme cikisinda arabaya bindirildim, ancak bu sefer goturuldugum yer farkli bir yer idi, nezarethaneye giden yolun tam tersi istikametine giden
yola dogru hareket edince anlamistim bunu..
başlık yok! burası bom boş!