-
26.
0Devam kardeş iyi gidiyor
-
27.
0Bro devam
-
28.
+11 -1kalp atislarim arttikca sesler de artiyordu, nefes alis verislerim hizlandikca seslerin civiltisi daha duyulur hale geliyordu. kostura kostura bir nehir kiyisina kadar geldim. amk nehir nereeee tarla nere diye dusundum bir an. nehrin karsisinda sari ve los igiblar vardi. cumbus sesleri tam olarak buradan geliyordu. bir an bu iste bir terslik oldugunu anladim. nehrin benim tarafimda olan kisminda bizim koyden elvin teyze vardi, yasli ve kambur olan bu ihtiyarin bu saatte burada ne yaptigina anlam veremedim. kendisinden beklenmeyecek kadar hizli ve atik yuruyordu. hizlica yanima yanasti. git cocugum, git oglum buradan, evine git oglum dedi. yuzu ve bakislari normalinkinden cok daha diriydi, boyu da biraz daha uzundu, git oglum dedi. elleri arkasindaydi. birsey sakliyormus gibiydi, ama goremiyordum. ne konusabiliyordum, ne de hareket edebiliyordum. tam o sirada suratimda cok siddetli bir samar hissettim gozlerimi actigimda ilyas amca beni tokatliyordu. kalk oglum kalk artik be cocugum dedi. hava aydinlaniyordu, birden evimin bahcesinde oldugumu gorunce sevindim. -ne oldu bana? dedim. seni baygin halde bulduk dedi kuzen. dedem ilyas amcaya oyle sinirli bakiyordu ki benim bile korkudan odum takuma karisti. -nasil! dedi. -nasil bu kadar sorumsuz olabildiniz! kuzen: valla pesimizden geliyor sandik ne bilelim dedi. -neredeydim? dedim. elvin teyze nerede? o ne alaka yahu dediler. beni traktorun tekerlerinin arasinda bulduklarini soylediler. bunun dogru olmadinigi, nehir civarina kadar gittigimi soyledim, bayilmanin etkisiyle olmustur dediler. isin en garip yanini ise, koyun nehrinin koyun oteki yakasinda, tarlalardan arabayla 25 dakika mesafede oldugunu ogrenmemle yasadim. derhal ayaga firladim, beni elvin teyzeye goturun! dedim. nedenini sorsalar da soylemedim. simdi yat dinlen madem, sabah olunca gidersin dediler.
-
29.
0Dayi devam
-
30.
+9neyse amk ertesi gun, annemlerin yengelerin yaptiklari borekleri de alip yasli ve kendi halinde bir kadin olan elvin teyzenin evinin yolunu tuttum. kapisina vardigimda once biraz urktum, ama basima gelen bu olayin bu kadincagizla ne ilgisi oldugunu ogrenmeliydim. kapiyi tiklattim. ses gelmedi. tekrar tiklattim. yine ses gelmeyince yuklendim kapiya. elvin teyze uykusundan uyandi. beni gordugu gibi bagirip cagirmaya basladi. -rahat birak artik beni allahin cezasi! soylemlerine hickiriklar karisti. elvin teyze dedim. demez olaydim. eline bir bardak alip kafama firlatti. elimdeki borekleri firlattigim gibi kacmaya basladim. kadin evinde ne var ne yoksa pencereden atti amk. tam koyun patikasinda mal gibi kalmisken koyunlarini guderek yanimiza gelen sedef beni gordu. gulumsedi. sedef benim koydeki askimdi, hayatim boyunca kafamda kalmis bir soru isaretiydi. ailem kendisinden pek haz etmiyordu ama ben icten ice bir ask beslemistim hep bu kiza. -yazik, dedi. bu kadin da yalnizliktan delirmis herhal. sen nire boyle? dedim ben sadece borek getirmistim kadincagiza. bosver onu dedi, bana yardim etmek ister misin? tam ne icin diyecekken koyun delisi riza cikageldi. ne zaman gorsem ya bir milyon dilenirdi, ya da bir tane sigara. assagi patikadan koy girisine dogru geliyordu, sadece ama sadece mezarliga bakiyordu. gozleri faltasi gibi acilmisti -biraz daha onune bakmazsa dusup bir tarafini incitecek. dedim. -bosver. dedi sedef/ deli iste. sedefle bir yandan sohbet ediyor, bir yandan koyunlari guduyorduk ta ki riza beni gorene kadar. riza tuhaf bir adamdi, sac sakal birbirine karismis tipik bir deliydi. ama bugune kadar benimle dilenmek disinda bir iletisim kurmamisti. ancak simdi baskaydi, beni gordugu andan itibaren gozlerini mezarliktan cekmis, benim uzerime odaklamisti. sedefle ikili olarak yururken yanimiza gelip ucuncu oluverdi hemen. surekli bir bana bir karsiya bakiyordu. eliyle karsiyi isaret ediyordu. yolun karsisina baktigimda ise bombos bir yoldan baska birsey goremiyordum. sedef oldukca rahatsiz olmustu ama riza gercekten dilenmiyor, sadece israrla, biraz da acitarak kolumu gibiyor ve diger isaret parmagiyla da bana yolun karsisini gosteriyordu. cebimden bir lira cikarip eline tutusturdum ve aldrimadan yolumuza devam ettik. sedefi bıraktıktan sonra biraz takıldıktan sonra eve gittim nenemle dedem karyolada yatacaklardı yerde battaniya yastık falan vardı siz orda yatıyorsanız buraya niye bunları bıraktınız kim yatıyor burda dedim orda kimse yatmıyor ama istersen sen yatabilirsin dedi. dedemTümünü Göster
-
31.
0Rezz dayi
-
32.
+8dedemin bu sozlerinden sonra moralim iyice bozulmustu. allah kahretsin dedim ve hemen yatagima dondum. yorganin icine simigibi ortundum ve icimden dua okumaya karar verdim.
daha besmeleyi cekemeden ayni sesi duydum. sanki birisi cama tas atiyordu. cama carpan bir tas sesi gibiydi. hemen disari baktim ama ortalikta kimseler yoktu. yukardaki
takirtilar iyice artmisti. sanki catinin ustunde birileri futbol maci yapiyor vay amk diye dusunmekten kendimi alamadim. yatagimdan cikip igiblari yaktim. dedemleri
uyandirdim. -nooldu oglum dedi dedem. dedim bu yukardaki sesler nedir? butun gece uyutmuyorlar beni. dedem: farelerdir evladim, bisey yapmaz onlar sana sen yat uyu dedi. o an
biraz olsun icin rahatlamisti. demek bunca zaman bosuna tirsmistim bu seslerden. gittim yattim. gozlerimi kapattim. uykuya hazirliyordum bedenimi. gevsemeliydim biraz. iki gunde inanilmaz yorulmustum.
guzel bir uyku cekmenin tam sirasiydi. guzelce dinlenmeliydim fakat nedense uyudugum uyku yarim yamalak geldi. sebebini anlayamadigim sekilde dinlenememistim.
ne kadar uyuyup uyumadigimi bile bilmiyordum. gozlerimi actim. hava hala karanlikti. hava karanlikti karanlik olmasina ama garip bir aydinlik vardi pencerede.
gozlerimi ogusturduktan sonra iyice dikkat kesildim. fakat artik emindim. bu igib kesinlikle ama keslinlikle penceremden gorulmesi mumkun, saga sola sizan sarimsi,
kulube seklindeki muhurlu tuvaletin loş ışıgıydı. -
33.
0Devammmm
-
34.
0Rezźzzz
-
35.
+10
ben bi kahvaltı yapıp geliyorum 1 part atıyorum 15 20 dkya gelirim
heyecanla yattigim yerden dogruldum ve kosarak odadan disari firladim. saatin kac oldugu hakkinda en ufak bir fikrim yoktu. ara odada yerde yatan kimse yoktu ama yerde battaniyeler vardi.
cildirmak isten degil diye dusundum panik halinde, fakat buna ayiracak vaktim yoktu. derhal bahceye ciktim. karsida kulubenin isigi hala yaniyordu.
once oraya gitmeli miyim yoksa bana inanmayan amcami mi uyandirmaliyim karar veremiyordum. en kotu karar kararsizliktan iyidir diye dusundum ve kulubeye dogru kosmaya basladim.
fakat kostukca icimdeki korku artiyordu. yine gelmisti o tuhaf usume. kulubeye varmaya az kalmisti. hava hala karanlikti, igib cayir cayir yaniyor ve her zamankinden daha da belli ediyordu kendini.
iceride biri olmak zorundaydi. korkularim beni esir almisti, daha fazla yaklasamiyordum, cunku neyle karsilasacagimi bilmiyordum. o anda aklima odunluga girmek geldi.
dedem kesecegi kadar odunu kestikten sonra kullanacagi odunlari ve baltayi her ihtimale karsi ambara kilitlerdi, hemen kostum, ambarin kapisini zorladim, acilmiyordu.
butun gucumle tekmeler savurmaya basladim. sonunda kapinin kilidi takildigi yerinden cikmisti. iceri girer girmez baltayi kucakladim fakat tam disari cikacakken kapinin kapali oldugunu farkettim.
zorladigim halde acamacim. kapinin dandik kilidi uzerime kapanmis olmaliydi. sanki butun dunya o lanet kulubeye ulasamamam icin el ele vermis gibiydi. ama bunlarin bir onemi yoktu.
elimdeki baltayayla gerekirse ambarin tahta kapisini parcalayip cikacaktim bir sekilde. tam baltami kaldirdim ki, tahtalarin arasindan bahcede tuhaf birseyin yurudugunu farkettim. -
36.
0Reźzzzz bro
-
37.
0rez panpa
-
38.
0Rez bro
-
39.
+6tavuk desem degildi cunku o kadar kucuk degildi. ayrica iriydi. ama cok kisa birseydi. yuvarlak degildi ama elleri ayaklari varsa bile hic gorulmuyordu, kafasi yok gibiydi,
ya da ben ne oldugunu anlayamadim. kopek degildi cunku cok daha hizli ve ritmik yuruyordu. resmen tek tek adim atiyordu fakat o kadar hizli ilerliyordu ki, attigi adimlardan ayaklarini secebilmek mumkun degildi.
hava tam olarak zifiri karanlik degildi, asiri koyu mavimsi bir renk vardi havada, o yuzden hicbirsey kolay kolay secilmiyordu. hizli yuruyen sey birden kayboldu.
cok tuhaf, kosarak gelen birseyin aniden kaybolmasi beni urkutmustu, birkac dakika boyunca yerimden kimildayamadim, gelen giden var mi yok mu diye yerimden cikamiyordum.
hayvanlar surekli ses cikariyorlardi, horoz durmadan otuyor, kopekler havliyordu. birden korkunck bir aciyla irkildim. attigim ciglik neticesinde butun hayvanlar kapali ambar kapisina dogru baktilar.
ellerimden kayan balta ayagima dusmustu, sol ayagiminda oyle korkunc bir aci vardi ki, acidan gozlerimi acamiyordum.
koskoca baltayi nasil dusurdugumu dusunurken birden ellerimin ne kadar terledigini, hatta boynumdan sirtima sirilgiblam oldugmu farkettim.
gozlerim hala kapaliyken ve ofkem tavan yapmisken butun gucumle kapiya saglam olan ayagimla bir tekme atarak disari cikmayi basardim. yerdeki baltayi aldim.
topallaya topallaya kulubeye gidiyordum. o kadar cok topalliyordum ki her topalladigimda dusmenin esigine geliyordum. artik kulubeye cok yaklasmistim.
tam vardim demisken birden sabah ezani okunmaya basladi. butun hayvanlar tekrar costu. saga sola kacismaya baslayan hayvanlara bakmak icin arkami dondum.
asil soku ise, sadece 10 saniye kadar sonra tekrar onume dondugumde kulubenin isiginin artik yanmadigini gordugumde yasadim. -
40.
+9sabah namazi icin uyanan dedem yanima dogru geliyordu. -ne yapiyorsun oglum bu ne hal dedi. dedeme isigin yaniyor oldugunu anlatmaya calismanin sacma olacagini, bana inanmayacagini dusundum ve sadece dua
etmesini istedim. -dede bana bir dua oku allah rizasi icin nolur dedim. birden aglamaya basladim. sinirlerim cok bozulmustu. dedem elini omzuma koydu. -neyin var evladim senin? ne yapiyorsun bu saatte
burada dedi. benim cevap vermedigimi gorunce -gel hele namazi eda edek dedi. rahatla dedi.
normalde namaz kilan biri degildim ama buna inanilmaz bir sekidle ihtiyacim oldugunu hissettim. dedemle abdest alip sabah namazi icin camiye gittik. namazi kildiktan sonra icim huzurla dolmustu.
cemaat cikisinda dedem:hadi gel de kahvaltiya gidelim dedi. yok dedim sagol dede. ben biraz dolasacagim musadenle. bu saatte nereye oglum daha hava anca aydinlandi. kucuk bir isim var dedim.
aman kaybolma sakin dedi, kucucuk koyde nereye kaybolacam dede dedim. gitmeliydim, cunku aklima sedefe verdigim soz gelmisti. berbat bir gece gecirmistim, dinlenmeye ihtiyacim vardi ama gitmezsem de
kiza cok ayip olacakti. hemen koy kahvesinin altindaki korulugun yolunu tuttum. cebimde bitmeye yuz tutmus marlboro uzun paketimden bir sigara daha yaktim. tutture tutture giderken derin dusuncelere
daldim. amk kulubesinin isigini birisi yakiyordu ama kim? ya biri benimle tasak geciyordu, ya da ben deliriyordum. 3 yildir kullanilmayan tuvaletin isigi neden yaniyor? elektirk voltajlariyla ilgili
olsa neden sadece geceleyin? belki de gunduz de yaniyordur ama gunes yuzunden los igib belli olmuyordur diye kendimi teselli etmeye calistim. mantiksiz da sayilmazdi aslinda. bu dusuncelerle korulugun
baslangicina varmistim. sedefi gormek icin sabirsizlaniyordum. insallah yiyecek birseyler getirmistir diye dusunurken arkamdan gelen tiz bir ses -hosgeldin, dedi. -
41.
+6birden cildirmis gibi irkildim. arkamda duran sedeften baskasi degildi. bana simgibi sarildi.-ben seni koruluk bitiminde bekliyordum, sen girisinde beni buldun, dedim.
sedef sarilmamiz bittikten ve goz goze geldikten sonra bana hulyali hulyali gulumsedi. -seni bekliyordum.. ormanin iclerine dogru yuruduk.
orman demek dogru olmaz aslinda, ne cok kucuk ne cok buyuk bir koruluktu burasi, koyun tek korulugu. kucukken hep bulustugumuz bir agacimiz vardi, yine ayni agacin dibine oturduk.
agacin uzerinde buyuk bir carpi isaretinin altinda s kalp r harfleri vardi. (ismim ramiz) x isareti kendimi bildim bileli zaten vardi, biz yapmamistik.
agacin dibine coktuk, uzun suren sarmas dolas sarilmalardan sonra kucuk koklasmalar basladi. sedef ilginc sekilde, bir koylu kizindan beklenmeyecek kadar guzel kokuyordu,
hazirlanip geldigi her halinden belli oluyordu. elleri uzun sure belimde gezinen bu citir koylu kizina opusmeyi ogretecegim icin heyecanmistim. -simdi sana inanilmaz birsey ogretecegim dedim. ney? dedi.
gozlerini kapat ve dudaklarini birlestir dedim. kucuk bir kahkaha koyverdikten sonra dudaklarima yapisti. inanamiyordum, koylu kizi benden daha iyi opusuyordu,
uzun ve dakikalar suren opusmelerden sonra yeniden sarildik. butun bunlar oldugu sirada gozlerim kapali oldugundan kendimi fena kaptirmisim.
birden gozlerimi actim ve yirmi metre kadar otede bir kopegin oldugunu farkettim. hayvan donuk gozlerle bize bakiyordu. -rahatsiz mi oldun? dedi sedef.
-neyden? dedim. -kopekten, dedi. bir an hala sarilir vaziyette oldugumuzu farkettim ve gayri ihtiyari sorma gafletinde bulundum: sen nasil gorebildin ki? -
42.
+7nasil yani? dedi. birden gozlerimi ona cevirdim. sedef dibimize kadar gelmis ac ve zavalli bir kopekten bahsediyordu. hayvancagiz burnunu ayaklarimizda gezdiriyordu.
butun kaburgalari sayilan bu zavalli kopege icim acimisti. -kopek rahatsiz ettiyse baska bir yere gidelim ama zarar vermez, dedi sedef. yok, dedim, ben su kopekten bahsediyorum.
elimle isaret etmek icin arkami dondum, ancak benim gordugum iri yari kopek yerinde yoktu. -iyi misin? dedi. betin benzin atti, rengin bembeyaz oldu dedi. yok, dedim.
yok birsey, bu aralar pek iyi degilim sanirim dedim. amk adim deliye cikacak diye korkmaya basladim, sanirim artik gordugum gariplikleri kendime saklamayi yegler hale gelmistim.
sedefle biraz daha opusup koklastiktan ve uzun uzun eski gunlerden bahsettikten sonra, merak etmesinler diye kalktik. korulugun girisinde son bir kez sarilarak ayrildik.
oradan kahvete gitmeye karar verdim. cocukluk arkadasim sedati gormek istiyordum, her yaz bulustugumuz ve top oynadigimiz, koydeki komsum sedat..
kardesimden ayird etmedigim sedat, eminim yine kahvede ya okeyin ya da batagin basindaydi. yolda bizim deli rizaya rastladim. -naber lan deli! dedim.
elinde bir adet yarisi icilmis marlboro uzun vardi, elime tutusturdu. oteki eliyle koy girisindeki mezarligi isaret ediyordu. -yok yok sagol, eyvallah. bende var dedim gulerek.
israrla elime tutusturdu. mezarligi gosterdi bana. bir yandan sigarayi tutturuyormus gibi yapiyordu ve tekrar elime tutusturuyordu. -ne diyosun amk delisi dedim . sigarayi yere atip kahvenin yolunu
tuttum. -
43.
+11kahvede tam da tahmin ettigim gibi sedat oyun basindaydi. -vay! dedi. kardesim bee. dedi nerelerdesin sen amk. dedim boyle boyle. eskilerden konusup gecen yillari yadettikten sonra basimdan gecenleri bir
bir anlattim. bu gelisimde tuhaf olaylar yasadim dedim. kuzen de benzer seyler yasamis. -sizin ailede bi anormallik var zaten olm dedi. koyde degisen bisey yok ayni issiz daglar, ayni taklu yollar iste
ne bekliyon amk dedi. ikidir onun sigaradan yaktigimiz icin bu kez ben bitmeye yuz tutmus bereketli paketimden ikram ettim: al kardesim dedim bu kez benden olsun. -vaaay muallak marlboro takiliyorsun demek.
iyi akil etmissin dedi. neyi akil etmisim? dedim. -koye marlboro getirmek cok akillica, dedi. baska paketin var mi? lan ne alaka dedim amk bakkalda yok mu iste? -amk sanki bilmiyosun bizim ilyas malini
ne zaman marlboro sattigini gordun dedi. varsa yoksa 2000 satiyor oc cigerlerimiz zift doldu amk. -lan dedim dalga gecme, daha az once bizim deli rizanin elinde gordum bi tane marlboro dedim. -olm asil
sen tasak geciyosun dedi, bu koyde senden baska kimsede marlboro yok, guven bana. hele hele deli rizada??? kucuk bir kahkahanin ardindan sozlerine devam etti: onun marlboro bulabilmesi icin ya sehir
merkezine gitmesi lazim, ki hayati boyunca koyun disina cikmamis garibanin biri. ya koydeki birinin vermesi lazim, ki koydeki herkes ya 2000 icer ya samsun, ya da sen vermis olmalisin ki en buyuk ihtimal
bu. sen vermissindir sonra verdigini unutmussundur, dedi sakin sakin. ama ben sakin olamiyordum, cunku vermedigime emindim. -
44.
+12sedatla alelacele vedalastiktan sonra eve dondum. kuzen tv seyrediyordu, -kalk! dedim. -nooluyo amk dedi kuzen. -haci dedim, bana su deli rizayi bul cok acil dedim. -lan
nereden bulak simdi amk delisini hem nabacan sen onu? dedi. hisimla evden ciktim. o da pesimden kosmaya basladi. -amk bi soylesen ne oldgunu, dedi. -haci, soru sorma yardim
edeceksen et dedim. -dur amk dedi, senin de aklini deli gibmis bekle amk. hizli adimlarla koyun her yerini taramaya basladik ama iste ne zaman istemesem karsimda dikilen amk
delisi aradigimda ortalikta yoktu. bir an durdum, lan dedim, galiba ben onun nerede oldugunu biliyorum. nerede? dedi kuzen. -mezarlikta amk. geceleri mezarliktaki bos
mezarlara yatip uyudugunu biliyorduk, bu yuzden kimse fazla haz etmezdi o deliden. elvin teyzeden baskasi da yemek vermezdi ona, bu kadar iyilik sever bir kadin neden beni
evinden kovmustu o da ayri bir meseleydi elbet. butun bu derin dusuncelerimden kuzenimin beni sarsmasiyla uyandim. -olm dedi, kendine gel, sacmalamayi birak amk. hava
kararacak birazdan, o ugursuz yere gidip napcan gibtret amk bana soyle ne soyliceksen, o delinin cevap verip de benim veremeycegim ne var bu kadar amk dedi. basimdan gecenleri
kuzene anlattim ben de. olm bu muydu amk dedi, sacmalama lan baskasi vermistir, yanlis gormussundur baska sigaradir o dedi. guldu gecti resmen ve eve geri dondu. kendimi
inanilmaz derecede satilmis ve yalniz hissediyordum. artik hicbirsey umrumda degildi. o mezarliga gidecektim, gerekirse orada riza gelene kadar bekleyecektim. ama mutlaka, ne
olursa olsun rizaya bu sigarayi nereden buldugunu soracaktim, sormaliydim. -
45.
+8amcamlarin kaldigi ikinci eve girdim. millet cay icip sohbet ediyordu, kuzen ortaliklarda gorunmuyordu. herkesin burada olmasi iyiydi, cunku asil alacagim sey diger evdeydi.
herkes tek tek cay icmeye davet etti ama onlari gormezden geldim. hemen obur eve gittim, dedemlerin yattigi karyolanin bitistigi kosede yasli duran dedemin av tufegini aldim.
kursunlari icindeydi. bu tufegi daha once cok kullanmistim eski yazlarda av yaparken. tufegi kilifinden cikarmadan yanima aldim. hizli adimlarla mezarligin yolunu tuttum.
burnuma tuhaf kokular geliyordu. bu gecede bir tuhaflik vardi, bunu hissedebiliyordum. tam o sirada aksam ezani okundu, her taraftan kopek havlamalari duyulmaya basladi.
hicbirsey umrumda degildi. mezarliga varmama sadece birkac dakika kalmisti. iste, iste oradaydi. deli riza mezarlarin arasinda ciksek sekiyordu.
ulan dedim deli oldugunu bilmesem gercekten korkardim bu deyyustan. butun gucumle rizaaaa! diye bagirdim fakat bir sorun vardi.
mezarlik koyun girisiyle bitistiginden, koye giris yapmakta olan herkes mezarligin yanindan geciyordu ve tam o sirada babam arabasiyla sehir merkezinden donuyor olmaliydi.
isin daha da kotu yani, riza sesimi duymus ve bana dogru kosuyordu, amk ne yapacagimi sasirdim, babam durdu. amcamla beraber arabadan indiler. basta karanlikta beni taniyamamis olmaliydi.
kimsin lan sen? dedi. iyice bakinca sordu: ramiz, oglum, napiyorsun burada? bana dogru deli divane kosmakta olan deli riza durmak bilmiyordu. dur lan dur dedim icimden.
babam bir ona bir bana bakiyordu. -napiyorsun lan manyak misin birak o tufegi dedi. tuhaftir, bu sefer elimde olan birseyin elimde oldugunu unutmustum, tufegi indirdim fakat riza ustuma atlamak uzereydi.
deli gibi kollarimdan tutup cekistirmeye, bana mezarligi isaret etmeye basladi. babam derhal bizi ayirdi, rizanin bir turlu sakinlesmedigini gorunce kafayi gomdu.
bana bir zarar vereceginden korkmus olmaliydi, riza yere dusup bagira cagira aglamaya basladi. -hemen eve don! dedi babam. elimden tufegi alarak.
amk dedim sansimi bahtimi gibeyim, amcamla beraber arabaya binip evin yolunu tuttuk.
başlık yok! burası bom boş!