-
226.
+1
beyler işteyim yarın devam edecem kusura bakmayın
-
227.
0Yaz dayim bir yaz
-
228.
0Zrzrzzezezrze
-
229.
0Sizin ananizi gibeyim calinti hikaye amk veledleri bide trend olmus orosbu cocuklari
-
230.
0Rezervasyon
-
231.
0Rezervasyon
-
232.
0Ulan destanmi yazdin mk 30 dakkaya okuyamadim bastan sona ☺😊😡
-
233.
0rezarvatif gece okurum bu saatler daha erkne oluyor
-
234.
0Rezervasyon 102
-
235.
0Rezzzzz ghj
-
236.
0rezonans dayı
-
237.
0Rezzzzz
-
238.
0Rez AMK evladı yarım bırak yedi düvelini gibeyim
-
239.
0Rez bebegim
-
240.
060 reserved
-
241.
+2
Beyler işteyim fırsat buldukça yazacağım
.bir iki dakika boyunce yurudukten sonra, arka bahcenin en kuytu, en karanlik kosesine geldik.
oyle ki, upuzun duvarlarin tam da bitistigi yerde, yani hastanenin dort kosesinden birinde, ne hastanenin icinde,
ne de sokakta herhangi bir lambanin aydinlatamadigi bu kuytu kosenin etrafinda da sanki yillarca bicilmemis gibi
duran, neredeyse yarim insan boyuna erismis otlar, cimenler vardi.. uzaktaki bir insanin bizi farketmesi
imkansizdi. birilerinin bizi gorebilmek icin burnumuzun dibine gelmesi gerekiyordu. -dur! bu komut ayni
kisiden gelmisti. ayakta, sirik yutmus gibi dikeliyordum. sarjor sesine benzer ses yeniden duyuldu. bacaklarim
gayr-i ihtiyari titriyordu, titremesine engel olamiyordum. konusacak olsam sesim de titrerdi herhalde. -diz cok!
\ kalp atislarim iki kat hizlanmisti resmen. soluk alamiyor gibiydim. usulca diz cokmeye basladim, vucudum
agir geliyordu, tasiyamiyor gibiydim. her an beynimde bir kursun patlayacak hissi insani bin kere olmekten beter
hale sokuyordu. -sahadet getir ulan!!! bana komutlar yagdiran ses hafiften yumusamis, ofkeyle karigib
aglamakli bir hale gelmisti. hala ona arkam donuktu. ne yani, dedim. son bir istegim olup olmadigini sormayacak
mi?? son bir sigara yakamayacak miyim yani? dedim kendi icimde sinirden gulerek. bu isin raconunu en buyuk
dusmanlar bile birbirini dograyacaklari esnada bozmamis iken, bu herif kim oluyordu, kimin nesi oluyordu ve
neden bana bunu yapiyordu? bir an gozlerimi yerden yukari dogru kaldirdim. duvardaki kediler, karanliktan
dolayi renkleri belli olmuyordu. yalnizca gozleri, son derece parlak ve netti. her biri teker teker, daha dogrusu
cifter cifter uzerime dikilmisti. hayvanlar, cekirdek citlatip film izler gibi bu ani izliyorlardi. fakat o da ne???
birdenbire kedilerin birkac tanesinin gozleri sonmeye basladi. -
242.
0Rezervasyon
-
243.
+2ilk kedinin ardindan ikinci, ve ucuncu kedinin de gozleri sirayla sonerken, sira dorduncu kediye geldiginde, ilk
kedinin gozleri yeniden belirerek parlamaya basladi. daha neler olup bittigini anlayamadan son derece sert, tok
ve birsey ezilmiscesine, gurultulu oldugu kadar igrenc bir ses geldi kulaklarima. refleksif bir hareketle arkami
donuverdim. burak, elinde kocaman bir tasla karsimda duruyordu. az once yanimiza, yani arkamda duran eli
silahli adamin arkasina usulca suzulmus ve elindeki devasa buyuklukteki tasi, adamin kafatasina hiddet ve hincla
gecirmisti. iste tam o anda kedilerin gozleriyle ilgili olan karmasayi cozdum. burak, isiga dair birseyin olmadigi
zifiri karanlik bir mekana suzuldugu icin, duvara yansimasi muhtemel golgesi gorunmemisti, cunku duvarda da
isiga dair birsey yoktu. ancak ve ancak kedilerin gozleri, golgeden nasibini almis ve bana kisa sureligine yok
olmus gibi gozukmuslerdi. dorduncu kediden itibaren birinci kedinin gozlerinin yeniden acilmasi, buragin
arkamizda elinde tas, yavasca, sinsice ilerliyor olmasindan baska birsey degildi. burak birkac saniye
suratima baktiktan sonra: -hadisene aptal! kaybedecek vakit yok! diye fisildayarak haykirdi. fakat benim hic
de oradan ayrilmaya niyetim yoktu. bu adam kimdir nedir ogrenmeliydim. yerde baygin vaziyette yatan
adama dogru yonelir yonelmez burak kollarimdan gibi gibi tuttu. resmen engel olmaya calisiyordu bana.
-birak onu! dokunma ona!!! \ saskinlik icerisinde, az once beni oldurmek uzere olan bu adamin kimligini
ogrenmek istememe bu kadar buyuk tepki gosteren buraga bakiyordum. en pgibopat ifadesini takinmis,
karanlikta zar zor gorulen yuzunun ortasinda gayet net parlayan bir cift mavi goz, ofkesini ifade etmesine
yetiyor ve artiyordu bile. birden ani bir hareketle yerdeki adamin yanina kosuverdim. burak da ayni hizla
yanimda bitti ve yeniden kollarimdan tuttu: -anlamiyor musun!!! \ -neyi ulan neyi!!! -
244.
0ReZZers
-
245.
+2Bikac saat icerisinde olay yeri inceleme ekipleri gelip bu adam uzerinde inceleme yapacaklar!! senin de parmak
izlerini, veya sana ait en ufak bir doku ornegi bulduklarinda ne olur biliyor musun! bu olay da senin uzerine
kalir, bu sefer deli degil zir deli diye omur boyu bir odaya kapatilir, duvarlarla konusursun! tabii en iyi
ihtimalle!!! \ anlamiyordum. adamin sadece yuzune bakmak istiyordum. parmak izimi belli etmeden,
herhangi bir elbise, bez ile veya dogruca ayagimla iteleyerek gayet yerde yatan bedeni cevirebilir ve yuzunu
gorebilirdim. buragin dosya konusunda acele etmek istemesini anlayabiliyordum, ama benim sadece birkac
saniyemi alacak bu isi gerceklestirememem icin uzun muddet cene calip kendi birkac dakikasini feda etmesini
hic mi hic anlayamiyordum. iste tam da bu sirada, adamin beni silah zoruyla su an bulunmakta oldugumuz
yere getirirkenki yoldan, yani geldigimiz yoldan bulundugumuz tarafa dogru birisi kosuyordu. -ramiiz!
ramiiiz! \ bagiran kisinin kim oldugunu goremiyordum, zifiri karanlikta yalnizca bir kipirti halinde
gorunebiliyordu. onun bizi gormesi ise mutemadiyen imkansizdi. ancak birkac saniye sonra bu sesi tanidim ve
tanimamla da yuzumde kocaman bir gulumsemenin aksetmesi bir oldu. bu kisi, kuzenim muhammet'ten
baskasi degildi..
başlık yok! burası bom boş!