1. 1.
    +3 -1
    Bu hikayeye en baştan başlamalıyım, hayatımın değiştiği o günden…o yıllarda balıkesirde ikamet ediyordum. anaokulundan 8.sınıfa kadar her şey sıradandı. tıpkı güneşin hergün doğudan doğup batıdan batması kadar sıradan. annemler derslerime çalışmam gerektiğini hatırlatır bazen de astsubaylık vb.yerlere benden habersiz başvurular yaparlar beni de mülakatlara zütürürlerdi. kazanamadım.durum böyle olunca düz liseye gitmemi hiç istemeyen ailem –ki lise bitince iyi bir üniversite kazanamayacağımı düşünmüş olmalılar-çeşitli liseleri araştırdılar. beni de o yaz komşumuzun sanayide bulunan dükkanına çırak gönderdiler.
    ···
  2. 2.
    0
    Benim için günler olabildiğine sıkıcı geçiyordu.o güne kadar iş hayatı hakkında hiçbir fikri olmayan ben,bir çitanın ağzındaki ceylan, sudan çıkmış balık ve vahşi bir kartalın pençeleri arasındaki yılan kadar neye uğradığımı şaşırmıştım.ta ki o güne kadar.o gün annemler apar topar dükkana geldiler.o sabah halamlara uğradıklarını söylediler.ve gidebileceğim bir lise bulduklarını ancak benim fikrimi öğrenmek istediklerini ilettiler. evet,lise denizcilik lisesiydi.
    ···
  3. 3.
    0
    Deniz ve denizcilik hakkında en ufak bir bilgim olmamasına rağmen, karanlık geçen o günlerden kurtulmak için midir hala bilemiyorum, tamam dedim tamam, giderim.okul şehir dışındaydı. hatırladığım kadarıyla kayıt ve mülakat için son 2 gündü. dükkan çalışanlarına allasımarladık dedikten sonra eve döndük. oradan da dosdoğru okula..ön bilgilendirme işini uzatmayacağım, okula kayıt oldum.su gibi geçen 4 yılın ardından mezun olmuştum.bir yol ayrımı da burada başlıyordu. meslek lisesi oldugu için myo geçiş hakkım vardı. yada boşverip 6 ay olan stajımı körpe körpe yapacaktım.
    ···
  4. 4.
    0
    O dönem uzun çelişkiler yaşadığımı hatırlıyorum. hani yönünü çok hızlı değiştiren rüzgarlar vardır sert eserler,bir an yüzünüzü yalayan buz gibi rüzgar, aniden kulaklarını ve enseni dondurur. işte öyleydim.ne yöne gideceğimi bilemiyor, kararlarım hergün değişiyordu.ama her ne olursa olsun zamanı geldiğinde bir karar veriyor insan, doğru veya yanlış.ben de verdim. düşündüğünüz gibi geçiş yapıp epey uzak bir şehre gittim. orada geçen 2 yılın liseden daha eğlenceli geçtiğini söyleyebilirim. ancak zaman durmuyor dostlar, akrep ve yelkovan sanki kanlı bıçaklı hasımlarmış gibi kovalıyorlar birbirlerini. üniversite de bittiğine göre artık vakti gelmişti uçsuz maviliklere açılmanın…
    ···
  5. 5.
    0
    Memleketime döndüğümde ev ahalisi mutluydu. mezun olup artık iş hayatına atılacağım için mutluydular.o yaz tatil kıvamında geçti. arasıra ilanlara bakar bazen de şirketleri bizzat arayıp rahatsız ederdim. herhangi bir şey çıkmadı. işsizlik dönemi her geçen gün uzuyor, uzayan dönem özgüven kaybettiriyordu. yaralı bir aslan gibi hissediyordum kendimi. işin aslı elim ayağım sağlamdı.bu his ruhumu kaplamıştı. mahalle baskısı had safhaya çıkmış,bir an önce kendimi buralardan başka diyarlara atmalıyım diye düşünüyordum..
    ···
  6. 6.
    0
    Bu umutsuz dönemin en ıstıraplı günlerinde,bir bülbülün ötmesiyle özleşteştirebileceğim telefon çaldı.
    +alo
    -merhaba xxx bey ben xxx şirketinden arıyorum. başvurunuzu aldık eğer isterseniz önümüzdeki hafta gemiye katılabilirsiniz.
    +hmm hangi gemiydi acaba?
    - xxx
    +kaç grosstone olduğunu öğrenebilir miyim?
    -3900 grosstone.
    +peki kw ?
    -1350 kw
    +sefer bölgeleri nedir? personelde bir sıkıntı yaşarmıyım? maaş nasıl oluyor? nereden katılabilirim?ve polis vizem ekgib, illa yaptırmamı istermisiniz?
    ---burada soru sorma işini biraz abarttığımdan mıdır nedir, kadının sesi bir anda düştü, daha doğrusu bir stajerin bu kadar ince eleyip sık dokumasına şaşırmış olabilir---

    -akdeniz Karadeniz, personelde bir sıkıntı yaşamayacağınızın sözünü verebilirim, maaş xxx tl,katılım iskenderundan olacak efendim. ayrıca polis vizesini yaptırmanız gerekiyor.
    +pekala o zaman, yarın polis vizesini hallederim. daha sonra da katılım için tekrardan irtibata geçeriz.iyi günler.
    Gerçeği söylemek gerekirse o günün de,bu günün de şartlarına göre kötü bir gemiydi. bunalımlı geçen günlerin etkisiyle kabul etmiştim. ertesi gün Çanakkale den polis vizesini hallettim ve tekrardan şirketi aradım.
    ···
  7. 7.
    0
    +merhaba,ben vize işini hallettim. size bir şey sormak istiyorum.
    -tabii buyurun
    +acaba iskenderuna gideceğim bileti,siz internet üzerinden alabilir misiniz? bende gidip yazaneden alırım.
    -hayır efendim, biletinizi daha önceden alamayız. takdir edersiniz ki,herkese güvenemeyiz. ancak biletinizi süvari beye verirseniz bilet ücreti maaşınıza eklenir.
    +tamam o halde. önümüzdeki hafta Salı günü iskenderundan gemiye katılacağım. acaba süvari beyin telefon numarasını alabilir miyim?
    -tabi yazınız xxx.
    +teşekkür ederim hayırlı olsun,iyi günler.
    içimde öyle buruk bir sevinç hakimdi ki gemi bulduğum bir yana,bir düzine tanımadığım adamla 6 ay yaşamak düşüncesi aklıma geldikçe kusasım geliyordu.
    ···
  8. 8.
    0
    Uyumanın zor olduğu sayılı günler birer birer geçiyor, kara hayatına elveda demenin vakti yaklaşıyordu. acaba gittiğimde çamura hasret kalan bir su aygırı gibi karayı özleyecek miydim? bunu öğrenmenin bir yolu vardı. Salı gününe birkaç gün kala biletimi aldım. dost,akraba, konu komşuyla vedalaştıktan sonra yola koyuldum. iskenderun otobüsüne bindiğimde içimi bir karartı kapladı. yaşama sevincimi alıp zütürmüştü sanki. halbuki ölüme mi gidiyordum? görevimi tamamlayıp geri dönecektim. yolda kitap okudum ve müzik dinledim. tabii biraz da uyudum. iskenderuna ilk adımımı attığımda neden bilmiyorum ama kendimi çok yalnız hissettim. sanki tüm dostlar biryerde toplanmış laflıyorlar da,benim burada ne işim var gibi düşünceler zihnimi bulandırıyordu.bir sigara yakıp kafamı toparladım.
    ···
  9. 9.
    0
    Yapmam gereken kaptanı aramaktı,ama aramak istemedim. yolda gördüğüm altmışını aşmış amcalara limanın yerini sorup öğrenmek istedim.ilk sorduğum bilmediğini söyledi. ikinci amca sakin bir tavırla-dümdüz ileri git,ilk aradan sağa dön.g4 e bin limanın önünde in dedi.
    Ancak yanlış yaptığım bir şey vardı.ben limanda gemiye kendimin gideceğini düşünürken, meğer acentayı bulmam gerekiyormuş. liman girişinde arama tarama işi bittikten sonra bizim acentanın kapısından içeri girdim. genç sayılabilecek bir yaşta -28li yaşlarda-bir adam adımı, bilgilerimi sordu.ne zaman katılırız dedim, seni zütürecekler cevabını aldım.
    ···
  10. 10.
    0
    Biraz zaman geçtikten sonra içeri bir adam girdi. hadi delikanlı gidiyoruz dedi. çantalarımı yüklenip adamın peşine takıldım. sanki bir yılan deliğinin içine girer gibiydim. olacaklar hakkında en ufak bir fikrim yoktu. belki başka bir insan, duygusal kargaşalar yaşamadan direk gidip katılırdı gemiye,ama yapım gereği korktuğumu hissediyordum. acentanın botunun önüne geldik. çantalarımı bota koydum. sonrada kendimi bota teslim ettim. yılların verdiği sıradanlık olsa gerek, bottakiler neşeli adamlardı. espri yapmaktan geri kalmıyorlar, bana daha önce çalışıp çalışmadığımı soruyorlardı. ürkek tavırlarla onların muhabbetlerine katılmaya çalıştım. daha sonra da sustum.
    ···
  11. 11.
    +1
    ilerliyorduk, tahminlerime göre geminin 90-100 metre civarında olması gerekiyordu.az ileride böyle bir gemi görmüştüm. zihnimden geminin o oldugun düşündüm. adamlara sorma zahmetinde bulunmamıştım. hatta nerdeyse emin olmuştum diyebilirim. bahsettiğim gemiye doğru yaklaştığımızda bir anda botun ucu farklı bir yöne doğru döndü. hala bir şey sormuyor, gideceğimiz yeri merak ediyordum. düşüncelerimde yanılmıştım,o gemiyi geçip arkasındaki küf yığını kakalağı görünce, benzimin attığını hissedebildim.
    ···
  12. 12.
    +1
    Artık dayanamayıp, gittiğimiz gemi şu karşıda gördüğüm gemi değil mi? diye bir soru yönelttim.-evet ona gidiyoruz cevabını aldım. başımdan kaynar sular dökülmüştü.o kadar kötüydü ki adamlara –okyanus ötesinden kart atarım artık size esprisini farkında olmadan yapmıştım. sadece tısladılar. çünkü keyfi kaçan onlar değil, bendim.geminin bordasına yanaştık.bir personel gelip çantamı yukarı çekti demeyi isterdim ama gemi o kadar küçüktü ki ben çantamı aşağı attım diyebilirim. bottakilere teşekkür edip gemiye ilk adımımı attım.
    ···
  13. 13.
    +1
    Stajer olmam nedeniyle pek ilgi görmedim. yağcı beni 2 çarkçının yanına zütürdü. nasıl biri diye sorarsanız söyleyeyim; alkolik. kırkbeş yaşlarında alkol sebebiyle çökmüş gözüküyordu.ilk saatlerim tanışma merasimiyle geçti. çarkçıbaşı beybaba diye tabir edilen tarzda bir adamdı. yağcı ise kendi halinde görünen bir tip.bu merasimden sonra ilk iş kamarama gittim.ama içeri girdiğimdeki manzarayı hala hafızamdan çıkaramıyorum.tek bir karyola –onunda telleri fışkırmaya az kalmış-bir tulum,bir ayakkabı ve birde lumbuzdan başka bir şey yoktu. yerler bir-iki santim suyla doluydu.
    ···
  14. 14.
    +1
    Lumbuz sıkı sıkıya kilitlenmiş, açmam mümkün değildi. zaten yarısına kadar da denizin içine gömülüyordu. aklıma ilk gelen düşünce, denizaltına mı geldim düşüncesi oldu.yan taraftaki çarkçıya gidip kamaranın durumu hakkında bilgilendirme, daha doğrusu bu şartlarda yaşanamayacağını söylemek istedim. gittim de.kapıyı tıkladım,ses gelmedi. açıp içeri baktım içerde hiç kimse yoktu. ayrıca kamaranın diğer bir sorunu da sıcaklıktı. hiterin tam üstünde olması sebebiyle içersi resmen fırın gibi yanıyordu. tekrardan kamarama dönüp eşyaları bir kenara bıraktım. çarşaf ve yastık kılıfını geçirip yatağa uzandım. sırtıma batan teller biraz rahatsız etse de yolculuktan sonra iyi gelmişti.
    ···
  15. 15.
    +1
    Yorgunluktan olsa gerek uykuya dalmak üzereyken aniden kapı çalındı. gelen yağcıydı. makine dairesine gelmemi söyledi. hiçbir şey demedim. tulumu giyip makine dairesine yöneldim. girişte pis bir kulaklık gördüm. aşırı sesten kulakların etkilenmemesi içindi. ancak yağlıydı. yinede taktım. doğruyu söylemek gerekirse o günlerde mesleki olarak hiçbir şey bilmiyordum. aşağı indiğimde ana makine çalışmıyor,iki tane olan jeneratörden sadece bir tanesi çalışıyordu. çarkçıbaşı ve ikinci de aşağıdaydı.bir müdded aralarında konuştular, daha sonra kaş göz işaretiyle yukarı çıkacağımızı anladım.hep beraber yukarı çıktık. çarkçıbaşı evraklarımı istedi. çantada olduklarını söyledim. daha sonra alıp getirdim. göz attı problem olmadığını söyledi.
    ···
  16. 16.
    +1
    O sırada nereye gideceğimizi sordum. bilmediğini söyledi. vardiya tutma belgemin oldugunu sonradan fark etti, sevindiğini hissettim.bu akşam manevra var git dinlen gece kalkıyoruz dedi ve yanımdan ayrıldı. bende kamarama gidip iyice dinlenmek istedim. ancak beklediğimden ve hayal ettiğimden çok farklı bir ortam, farklı bir yaşam alanıyla karşılaşmıştım. tüm bunları düşünürken uykuya dalmıştım.
    ···
  17. 17.
    +1
    Derin bir uykudan ağaçkakan edasıyla kapıyı çalan yağcının sesine uyandım. gemide olduğumu unutmuşum. uyanınca 5 saniye boyunca nerede olduğumu anlamaya çalıştım. sonra pazıl yerine oturdu. hemen kalkıp tulumu giydim. aşağı indim. çarkçı sigara içiyordu menevrayı o yapacaktı.bir müddet sonra yukarıdan gelen istek üzerine alarm çaldı. makineye ağır yol vermemizi istiyorlardı. çarkçı ağıryolu verdi. belirli aralıklarla tam yola kadar çıktık. nereye gittiğimizi hala bilmiyordum. aşağıda bir saate yakın zaman geçirdik. sonrasında herkes gitti ve sabah sekize kadar ben aşağıda kaldım. doğumumdan buyana hiç düşünmediğim şeyler bir anda aklıma geliveriyordu. neden bilmiyorum ah bir ataş ver türküsü dilime dolanmıştı. zaman geçmiyor, makinelerin büyük gürültüsü düzenli bir şekilde bağırıyordu. yarım saatlik aralıklarla yukarıya çıkıp biraz hava alıyordum. saat sekize kadar herhangi bir sorun yaşamadan vardiyayı diğer vardiyacıya bıraktım.
    ···
  18. 18.
    +1
    ilk zamanlarda kimseyle konuşmuyordum. bana denilenleri yerine getirmek ilk amacımdı.hem böylesi daha sorunsuz bir çalışma süreci için daha makbuldu. zaman geçtikçe personelle kaynaşmaya başladık.en azından ufak tefek şakalar, birkaç muhabbet filan.yaz aylarını bitirip kış başlangıcında gemiye çıktığım için, kafamda ufak düşünceler vardı. denizli havalarda vucüdum nasıl tepki gösterecekti. şimdilik bunları düşünmeyi bir kenara bırakıp hergünün sabahında akşamın gelmesini bekliyordum.ilk seferimizi oraya vardığımızda öğrendim. cezayire gitmiştik. orada bir haftaya yakın kalıp oradan da yunanistana geçtik. yunanistana geçme sebebimiz oradan aldığımız yükü türkiyeye getirecektik. türkiyeye getirdiğimiz günlere kadar olağandışı hiçbir olayla karşılaşmamış, olayları akışına bırakıp tek amacım olan stajımın bitmesinin günlerini sayıyordum
    ···
  19. 19.
    +1
    Yunanistandan aldığımız yükü istanbul da bir limana getirmek üzere yola çıktık. yolda vardiya tutma işlemlerim iyice rutine bağlanmış,ne yapmam gerektiğini az çok öğrenmiştim. ancak bu işte asıl öğrenmem gereken, daha dogrusu stajı bitirdikten sonra bana lazım gelen şey ana makineyı devreye almak çalıştırmaktı. daha sonrasında rutin kontroller geliyordu ki zaten bu kontrellerde de sorun çıkması zor ihtimaldi. istanbula olan yolculugumuzda çarkçıya epey sinir olmaya başlamıştım. nedeni şuydu;adam yerli yersiz alkol içip görevini aksatıyordu. hele ki kendi vardiyasını da iki kez bana tutturması morallerimi bozmuştu.bir yandan da kendi kendime stajer oldugumu hatırlatıp her işi yaptırmalarının hakları oldugunu düşünüyordum. sonra böyle saçma bir şeyin niçin hakları olsun ki diyordum. herkes görevini yapmalı!
    ···
  20. 20.
    +1
    Sefer sağ salim tamamlandı istanbula gelmiştik. aslında doğruyu söylemek gerekirse beni sevmişlerdi. herhangi bir yakınmada bulunmuyorlardı. zaten böyle bir düşünceleri olsa direkmen söyleyecek tiplerdi.o yüzden her şeyin iyi gittiğini düşünüyordum. istanbulda dört gün kadar kaldık. sıradaki seferi merak ediyordum. gerçi gittiğim yerde karaya inip gezme imkanını vermiyorlardı,ama yinede merak ediyordum. kış iyiden iyiye yaklaşmış hatta kapıya dayanmıştı. istanbuldan kocaeline gidileceği haberini duydum. yükü oradan alacaktık. dört günün ardından kocaeline doğru yola çıktık. işte o yolda deniz diğer yüzünü ilk kez göstermişti bana. kaç hava yediğimizi bilmiyorum ancak saatlerce kamaramda yatıp başımı kaldıramadım.bim poşetini ağzına kadar doldurdugumu hatırlıyorum
    ···