1. 26.
    +1
    Kapısını çaldım, kapıyı açtı gayet sakindi. içeriye girdim ve kapıyı kapattım. uzanmış yatıyordu. stajer dedi nasılsın? iyiyim siz nasılsınız diye cevap verdim. bende iyiyim, maşallah ilk defa gemiye çıkmış olmana rağmen çabuk kavradın işi dedi. sağolun diye cevap verdim. sonrasında peki ne için buradayım diye ekledim. hiiç dedi geldiğinden beri oturup konuşamadık biraz muhabbet etmek istedim hepsi bu dedi. masanın üzerinde plastik 1 litrelik bira vardı. bana uzattı. alıp almamakta tereddüt etsemde, elinden şişeyi alıp bir yudum içtim.ee anlatsana dedi. bende nereli olduğumdan başlayıp gemiye kadar uzanan kısa hayatımı bir çırpıda anlattım. anlattıklarım üzerine ne kadar şanslısın dedi. genceciksin,önünde uzun bir hayat var ve ne istersen onu yapabilirsin. gemiden inip karada kendine bir düzen kurabilir,bir kız arkadaşın olabilir, onunla hergün dolaşabilirsin dedi.bu cümleleri üzerine, bunun o kadar kolay olmadığını söyledim. çünkü bende karada bir işe girip çalışamıyor, insanlarla olan iletişimimin çok iyi olmadığını ona ilettim. güldü.sonrada doğrulup, çok safsın stajer dedi.ama saf derken bana aptal demek istememişti. bunu ses tonundan anladım. muhabbetimiz gitgide derinleşirken telefonu çaldı. biraz dışarı çıkabilirmisin? dedi.tabi dedim ve kıç tarafa gidip oturdum.bu konuşmaların ardından sanki ona karşı düşüncelerim bir nebze yumuşamış, hatta o manzarayı görmesem bu ne kadar iyi bir insan diyecektim.
    ···
  2. 27.
    +1
    Sabah yedide uyandım. kamaram bir fırın misali yanıyordu. boncuk boncuk terlemişim. kalkıp elimi yüzümü yıkadım. kahvaltıya gittiğimde bütün tayfa-çarkçıbaşı ve kaptan hariç-personel salonundaydı. çarkçı ve yağcı yan yana oturuyorlardı. zaten geminin düzeni bunu gerektiriyordu. çarkçının yanına yağcı onun yanına da ben oturuyordum. masada konuşulan muhabbete kulak asmadım. hatırladığım kadarıyla siyaset konuşuluyordu. dün akşam gördüğüm manzara zihnimde beliriyor, çarkçı ve yağcıya bakmak istemiyordum. herşey bir tarafa asıl korktuğum mesele acaba diğer personelin bu olaydan haberleri varmıydı. vardıysa nasıl bu kadar normal karşılıyorlardı.bir gün ucu bana dokunurmuydu. parlak bir çocuktum ve korkuyordum. gemiye bindiğim günden beri başıma bir şey gelmediğine dua ediyordum. kahvaltıdan kalktığımızda kıç tarafa çıkıp bir sigara yaktım. daha sonrada çarkçı geldi.bu akşam yola çıkıp çıkmayacağımızı sordum, hayır cevabını aldım.bu akşam da limandaydık. sanıyorum ki yükleme işi sandığımdan uzun sürecekti. sigaram bittiğinde aklıma takılan o soruyu;gördüğüm olaydan herkesin haberi varmıydı? sorusunu kendi kendime sorarak makine dairesine indim.
    ···
  3. 28.
    0
    Küçükken sefil bir çocuktum.bir gecekonduda otururduk.tek derdimiz akşam karnımızı doyurmak olurdu.. hiçbir zaman senin babandan gördüğün ilgiyi görmedim.bir kez olsun beni öpmez, sarılmaz,sevgisini belirten bir cümle bile kurmazdı. okuldaki en silik kişi bendim. hayatım boyunda popüler biri hiç olamadım. kız arkadaşım olmazdı. böyle bir hayatın içinde büyürken, zihnimde hep birgün önemli biri olacağımın hayalleriyle yaşadım. yolda yürürken selam vermekten sıkılacağım bir gün dedim! günün birinde babamın bir arkadaşı sayesinde tanıştığım bir adam bana çok para kazanmayı vaat etti.o dönemde hayallerimdeki rol için para en önemli şeydi. işin ne oldugunu sordugumda gemilerde çalışacağımı söylediler. düşünüp taşındıktan sonra kabul ettim. gerekli olan belgeleri ve evrakları ayarladıktan sonra yirmibir yaşımda ilk kez gemiye çıktım. bilfiil beş sene çalıştım. kazandığım parayı biriktiriyor, karaya inince kendimi değerli hissettirecek bir iş kurmayı planlıyordum.zor geçen beş yılın ardından karaya indim. makul miktarda bir paraya sahiptim. nasıl bir iş kurabilirim diye araştırmalar yapıyor, hizmet sektöründe patron olmak istiyordum.bir müddet araştırdığım bar işletme işine girmeye karar verdim.
    ···
  4. 29.
    0
    nerden nere atladın amk
    ···
  5. 30.
    0
    çarkçıya verdin mi lan doğru söyle
    ···
  6. 31.
    0
    reserved
    ···
  7. 32.
    0
    Uykudan irkilerek uyandım. mutfaktan gelen tabak ve çatalların sesi kamarama kadar ulaşmıştı. gemi öyle sallanıyordu ki sanki lunaparkta binmekten korktuğum gondolun en ucuna oturmuş gibiydim. ayakta durmakta zorlanıyordum. korktuğum başıma mı gelmişti? Hemen kalkıp yukarı çıktım. tüm personel ayaklanmıştı. ekgibsiz herkes oradaydı. etrafta müthiş bir telaş vardı. herkes birbirine bağırıyor, panik halinde ortalıkta dolaşıyordu. kaptan ısrarla dalgaları geminin başından almamız gerekiğini söylüyordu.o anlarda ölümün soğuk nefesini ensemde hissediyordum. burgasa ulaşamayacağımızı düşünüyordum. kimse bana bir şey demiyor,ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. adeta dingilden fırlamış bir tekerlek gibi ortada geziniyordum. makine dairesine indim. yukarıya göre daha az sallanııyordu, ancak bir yere tutunmadan ayakta durmak gerçekten çok zordu. fırtına hiç geçmeyecek gibi daha da şiddetleniyordu. hiçkimsenin elinden bir şey gelmiyor, sadece dua etmekle yetiniyorduk.
    ···
  8. 33.
    0
    Arkama baktığımda istanbulu görüyordum. kendimizi karadenize atmıştık. gemi ince ince yol alırken sallantının gitgide arttığını farkettim. aklıma düşen, fırtınaya yakalanırmıyız düşüncesini zihnimden atmaya çalışıyordum. çünkü olası bir fırtına görünseydi, kaptanın daha önceden haberi olur ve sefer birkaç gün ertelenirdi. bunu bildiğim için biraz rahatladım.bu düşüncelerin ardından gece dörtte tutacağım vardiya için kamarama dinlenmeye gittim.o gece aklıma karadaki arkadaşlarım ve ailem geldi. onları çok özlemiştim. gerçi türkiyedeyken neredeyse hergün telefonla konuşuyorduk. ancak yinede özlüyordum işte. ailemi ve arkadaşlarımı düşünürken sırtıma batan telli karyolada uykuya dalmıştım.
    ···
  9. 34.
    0
    Bar işletirken aradığımı bulmuştum. üstelik çok iyi paralar da kazanıyordum.ilk zamanlarda her şey istediğim gibi giderken yıllar geçtikçe kazandığım para azalıyordu. tanışların söylediklerine göre geceleri sarhoş olduktan sonra bardaki tanıdık müşteriler içtiklerinin hesabını ödemeden kaçıyorlarmış. bunu çok geç öğrendim. uzun yıllar yaptığım iş Osmanlının hazin sonu gibi yavaş bir şekilde son bulmuştu. sahip olduğum değerli insan profili, işyerinin batmasıyla yerle bir oldu. daha sonra çeşitli işlerde tutunmaya çalışsam da başarılı olamadım. tekrardan gemilere çıkmaya karar verip mesleği icra ettim. şimdi ise başka bir iş yapamayacağım için buradayım.en azından burada, senden ve yağcıdan daha değerliyim değil mi? diyerek naif bir tebessüm etti.
    ···
  10. 35.
    0
    Bu uzun muhabbetin ardından kahvaltı saatine bir iki saat kala gidip biraz kestirdim. uykuya dalarken kafamda çarkçının iyi bir insan oldugunu düşünüyordum. ancak diğer bir yandan o gördüklerim neydi?bir an fazla tepki verdiğimi fark ettim. insan yaşadığı hayatta özgür değimliydi? önündeki seçenekleri kendisi tercih etmiyormuydu?o onun tercihiydi. büyütülecek bir şey yoktur belkide diye düşünürken uyudum. kısa bir süre sonrada kahvaltıya kalktım. yorgun ve uykusuzdum. bugün burgasa dogru yola çıkılacaktı. heyecanlıydım.orada inip dolaşmak istiyordum. gerçi istanbuldan beş saat kadar uzaklıktaydı normalde de gidilebilirdi ama oraya kadar gitmişken inip gezmemek olmazdı. öğleden önce yola çıktık. akşamüstü istanbul boğazı geçilecekdi. istanbula kadar sakin olan deniz her geçen milde sanki biraz daha kabarıyormuş gibi geliyordu bana.
    ···
  11. 36.
    0
    boğaz geçişi ve burgas yolculuğunu yarın yazcam. kesinlikle çıkmam gerek takip edenlerden özür dilerim. ayrıca asıl hikaye burgas yolculugu diyor ve ağır bir spoiler veriyorum.
    ···
  12. 37.
    0
    bekliyorum
    ···
  13. 38.
    0
    Boğaz geçişi sancılı geçti,bir müddet demirde sıra bekledik. hava kararmaya yüz tutmuştu. Makine tayfası olarak olası bir manevraya karşı hazırda bekliyorduk. çarkçı ve çarkçıbaşı kendi aralarında muhabbet ederken, acaba dedim? onların arasındada bir şey olması mümkün mü? sürekli kafamdan bu düşünceleri atmak istiyordum. sıramız geldiğinde hep beraber makine daresine indik. büyük gürültünün içinde işimizi yapmaya çalışıyorduk. manevra her zamanki gibi sıradan bir şekilde son buldu. tekrardan kıç tarafa çıktık. çarkçıbaşı kamarasına çekilmişti. kıç tarafta sadece ben ve çarkçı duruyorduk. boğazın bütün ihtişamı ve gösterişi bizi selamlıyordu.o kadar mütevazı bir görünüşü vardı ki,bir an iki kıtayı birleştiren o devasa köprü, zihnimde hayal ettiğimden farklı bir noktaya ulaştı. ilerliyorduk.deniz bir şeye kızmış olmalı bütün hırsını sanki bizden çıkarıyordu. hiç konuşmadan boğaz geçişini tamamladık. çarkçıya baktığımda ise sanki bir şeyler düşünüyormuş gibi bir hali vardı.
    ···
  14. 39.
    0
    Makine dairesinden yukarı çıkmak istedim. başım öylesine dönmüştü ki kusmamak için kendimi zor tutuyordum. yavaş adımlarla kendimi kamarama attım. yatağa uzandım, kendimi yatağın bir baş ucunda bir ayak ucunda buluyordum. masanın üzerindeki herşey çoktan yere yuvarlanmıştı. lumbuzdan sızan su,çekilmiş sifon gibi artmaya başladı. buna bir çare yoktu. zaten o anda onu düşünemiyordum. aklımdaki tek düşünce fırtınanın ne zaman geçeceğiydi. belkide daha büyük bir gemide olsaydık,bu kadar etkilenmeyecektik.ama elimizdeki tek gemi buydu ve bu fırtınayı bu gemiyle atlatmak zorundaydık. işin aslı ben bir şey yapmıyordum. deniz beni fena şekilde tutmuştu. gözlerimi kapadım ve dua etmeye devam etim.bir kaç saat sonra, bizi yutacakmış gibi hırçın olan deniz, masum bir çocuk gibi durulmuştu.bu fırtınadan sonra kendime gelmem epey zaman aldı. benim kendime gelme sürecimde burgasa iyiden iyiye yaklaşmıştık.
    ···
  15. 40.
    0
    LAN MAL NiE SiLDiN HiKAYEYi AMK COCUHU
    ···
  16. 41.
    0
    ANLAT ANLAT
    ···
  17. 42.
    0
    vay amk reserved
    ···
  18. 43.
    0
    iyi yazmışsın soluksuz okudum panpa
    ···
  19. 44.
    0
    adamsın nick6 girelim bari
    ···
  20. 45.
    0
    Akrep ve yelkovan birbirini kovalarken,her geçen milde istanbula yaklaşıyorduk. kararımı kesinleştiremeden boğaz ufukta göründü. kafam her zamankinden daha karışıktı.bu yaşananları sindirip gemide kalmalı mıydım? Yoksa bu hikayenin sonu mu geliyordu? Boğaz geçişinden sonra ambarlı limanına yanaştık. aklımdaki bu düşünceleri henüz personele yansıtmamıştım. Gitmek istesem bile inebilecek miydim? Limanda geçen bir gecenin ardından kararımı vermiştim. gemiden inecektim.ilk önce çarkçıya söyledim. beni vazgeçirmeye çalıştı ancak kararım kesindi. daha fazla üstelemeden dilekçemi yazdı. kaptana iletti. kaptan şirkete faks çekerek, inmem resmiyete kavuştu. eşyalarımı toparladıktan sonra bütün personelle vedalaştım. gemiden ayrılırken çarkçıyla telefon numaralarımızı karşılıklı kaydettik. tüm bu olanlara rağmen onun iyi bir adam olduğunu düşünüyordum. gemiden karaya ayak bastığımda başka bir gemi macerasını kaldıramayacağımı anladım. belki de asıl hikaye bundan sonra karada başlamıştır…
    ···