1. 1876.
    0
    reserved
    ···
  2. 1877.
    0
    beyler 8-9 sayfa oldu. siz okurken ben yazmaya devam ederim başlıyorum...
    ···
  3. 1878.
    0
    previously on adtonio's adventure...

    nichole ve ashley bizi merak etmişti... onlar için en güvenli yer hala burasıydı... son giriş yaptığımız yer moğolistan olduğu için kazakistan'dan uçağa binemezdik...

    bir kaç gün içinde romadaydık.

    ünlü la spienza'da...
    hristiyan tarihi kürsüsünde tanıdıkları vardı ömer abinin. oraya uğradık. elimizdekilerden bahsetmedik...

    donatello'yu sorduk...
    ve tabi possini'yi...

    profesor francesco gallodi, biliyordu... possini ismini engizisyon kayıtların duyduğunda bahsetti...

    hem de bu öyle sıradan bir idam değildi...
    tüm halka ibret olsun diye düzenlenmiş büyük bir törenle idam edilmiş olmalıydı dedi. yine de kontrol etmekte fayda var.
    birazdan elinde kağıt parçalarıyla salona geldi prof. gallodi...

    haklıymışım dedi. karısıyla birlikte idam edilmişler...

    kiliseye karşı gelmek suçundan...

    başka bilgi yok...

    hayal kırıklığına uğramıştım...

    tam çıkarken, genç 30'lu yaşlarının başında birinin bize doğru geldiğini gördüm... çok net bir ingilizcesi vardı. italyan olmadığı belliydi...

    merhaba dedi...

    dr. lucas mc arthur...

    ismi son derece anglo saxondu... ve farklı... bu ismi daha önce görmüştüm...

    hemde bolca teşekkür etmiştim kendisine...

    evet bu o'ydu...

    doktora tezinde possini'den bahseden adam... dinler tarihi üzerine çalışmalar yapıyormuş...

    sorularımıza cevap aramak için geldiğimiz roma'dan elimiz boş dönmeyeceğiz gibi görünüyordu...
    ···
  4. 1879.
    0
    devam,

    lucas son derece sıcak kanlı bir adamdı. Kendisinin aynı zamanda bir din adamı olduğunu öğrendiğimde bu duruma şaşırmıştım…

    - Neden soruyorsunuz possini’yi dedi.

    Ömer abi, ortaçağ’da engizisyon yaptırımlarını incelediğini, bu yüzden possini’nin kendisine ışık tutabileceğini, bu yüzden araştırmalarda bulunduğunu, benim de kendinsin asistanı olduğumu söyledi…

    Sonra bana döndü… peki sizin çalışma alanınız nedir?

    Son birkaç gündür, ömer abi çeviri yapmaya çalışırken göz attığım kitaplarda aklımda kalanlardan, ve ürettiğim tezlerden faydalanmaya karar verdim.

    Donatello dedim…

    Possini’yle olan ilişkilerini araştırıyorum…
    ···
  5. 1880.
    0
    Şaşırmıştı… ama dedi, donatello ve possini tamamen farklı dönemlerin sanatçılarıdır…

    - Hayır dedim üstad giotto şahsi notlarında ikisinin öğrencisi olduğundan ve çekişmelerinden bahseder…

    - Hayır etmez… dedi

    Amk bu bilgiyi adamın kendi makalesinden almıştım.. şimdi inkar ediyordu… ne diyeceğimi bilememiştim…

    Ama siz… dedim

    Bunu siz yazmışsınız…

    Doktora tezinizde…

    Hayır diyordu… hayır ben kesinlikle donatello’dan asla bahsetmedim…
    çantadan çıkardım. Bi kopyası vardı nasılsa… kaynak olarak kullanmıştım…
    işte dedim… burada…
    işaretlemiştim…
    ···
  6. 1881.
    0
    rezerved
    ···
  7. 1882.
    -3
    kimi kandırıyosun amk sen kimsin devlet sırrıymış bilmem ne

    ego tatmin ediyo beyler devlet sırrı bilse bu adam gider rusyaya satar gelip burda anlatacak değil ya

    ilgi göstermeyin
    ···
  8. 1883.
    0
    ilginç.
    ···
  9. 1884.
    0
    Çeviriden bi şey anlamamıştı…
    orijinal halini bulup getirdi…

    Haklıydı.
    O doğru söylemiş biz yanlış anlamıştık…
    şimdi cümleye tekrar dönelim:

    Makaledeki hali değil, hikayede yazdığım haliyle yazıyorum buraya :

    “Dona ve possini’nin tatlı çekişmelerinden bahsediyordu üstad giotto. ikisininden birbirinden yetenekli olduğunu ama possini’de bir ışık gördüğünü yazmıştı.”
    ···
  10. 1885.
    0
    amk bı ayrac daha
    ···
  11. 1886.
    0
    Evet dedi. Bu doğru.
    Dona…
    donatello değil ki…

    Dona bir kadın…
    Possininin karısı…
    Possini’nin onu bir eserde resmettiği biliniyor.

    Yıllardır kayıp bi tabloda…

    Vay amk. Bilmediğim işin başına geçmiş elime yüzüme bulaştırmıştım.
    Ama kendimi suçlamadım. Neticede ömer abi dei paulo da aynı şeyi düşünmüşlerdi.
    Dona diye başka biri yoktu…

    işin seyri değişmişti…

    Benimle gelin dedi lucas…
    ···
  12. 1887.
    0
    Arabaya bindik.
    Toscana’ya doğru yola çıktık.
    En batı’ya gidiyorduk…
    livorno’ya..
    bir yandan da lucas’la konuştuk.
    Ne aradığımızı anladığından emindim.
    ilginç bir şekilde yardım etmek istiyordu.

    Aradığımız cevapları bir tek ondan alabilecektik…
    ···
  13. 1888.
    0
    Bir kiliseye geldik…
    çok mütevazi bir binaydı.
    Oldukça ufak tefeki…
    ama her kilisede olan o gergin havayı burada da koklamıştım.
    içerisi aydınlık değildi.
    Hava kararmamış olmasına rağmen…
    loş bi ışığı vardı…
    bu kadar büyük camlara rağmen içerisi nasıl bu kadar loş diye düşündüm. Cama yaklaştım. Renksiz ve saydam değildi. Üzerine film çekilmiş araba camları gibiydi.
    Sanki…

    possinin dizelerinde bahsettiği ışığı karartan cam gibi…
    ···
  14. 1889.
    0
    hadi amk
    ···
  15. 1890.
    0
    quae a sole caeli

    lapsa a fictus caelum

    et homines non videre

    quod speculum est nigrum

    yani:
    gök yüzünden gelen ışık

    süzülüyor sahte camdan

    ve insanlık görmüyor

    camın siyah olduğunu
    ________________________
    ···
  16. 1891.
    0
    Tüylerim diken diken oldu.
    Dizeler hakkında yaptığımız tüm yorumlarda yanılmış olabileceğimizi düşündüm.
    Belki de possini bir yeri işaret etmişti…
    ne anlatmıştı…
    ne söylemek istemişti…

    Bunu anlamak için önce possini’yi anlamamız gerekli diye düşünmüştüm…
    haklıydım da…

    birazdan lucas tüm fikirlerimi değiştirecekti…
    ···
  17. 1892.
    0
    beyler olayların durulduğunun farkındayım. ama sonunu kafamda bitirdim. merak etmeyin. böyle gitmeyecek
    ···
  18. 1893.
    0
    Birazdan lucas elinde eski ve büyük bir defterler geri döndü.
    Defter dediysem, tanımlayacak kelime bulamadığım için…

    neredeyse bir metreye yakın uzunluğu 60 santimetreye yakın genişliği vardı.
    Ve sanırım birkaç bin sayfaydı…

    Tozlu sayfalarını biraz karıştırdı.

    O anda bir ses duydum…


    Yine o ses…
    ···
  19. 1894.
    0
    Aynı kişiden çıktığına emin olabilirdim ama bu kez bir çığlıktan çok bir yakarışa benziyordu.
    Üşüdüğümü hissettim.
    Yaz’ın yaklaştığı şu günlerde, akdenize kıyısı olan bir şehirde akşam üstü vakti bu kadar üşümek normal olmasa gerekti…

    ilginç olan bir şey daha vadı.
    Bu kez başka kimse duymamıştı.

    Aha dedim şimdi delirdim işte.

    Tamamdır…
    ···
  20. 1895.
    0
    Birazdan lucas, aradığı sayfayı buldu.

    Ve gösterdi.

    Latinceydi.

    Benim anlamam imkansızdı. ingilizcesini söyledi ama yine de anlayamadım. Ömer abi okudu. Çevirdi. Sanırım bu kez güneş üstüne doğmak için bizi seçmişti. Şimdi anlıyordum…

    _____________---
    possini uxorem metus auctor Donna est ignis extinctus hodie ante solis occasum quia scelus contra maleficas et ecclesiae

    _______________

    26 mayıs 1338
    Ressam possini ve yazar dona, cadılık ve kiliseye karşı çıkmak suçundan güneş batmadan önce yakılarak idam edilmiştir.
    ···