1. 51.
    0
    Okulumuzun ilk binası Okulumuz ilk binası, bugünkü Yüksek ihtisas Hastanesi'nin bulunduğu saha üzerine kurulmuş olup, Ankara halkı arasında "Taş Mektep" ismiyle tanınmıştır. Rumi 1302 senesinde zamanın Ankara Valisi Sırrı Bey tarafından temeli atılan okul binası, Rumi 1305 senesinde tamamlanmıştır. Rumi 1302, Miladi 1886 senesinde beş yıllık iDADi olarak eğitim ve öğretime başlayan okul 1908'de de SULTANi haline getirilmiştir. Okulumuz, Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilk defa 30 Aralık 1919 da ziyaret edilmiştir.
    1921 senesinde Milli Mücadele'nin o günkü şartları gereğince diğer resmi dairelerle birlikte Kayseri'ye nakledilen okul, bir yıl sonra 1922'de tekrar Ankara'ya alınarak eski binasında hizmetine devam etmiştir.

    Milli Mücadele’nin hüküm sürdüğü yıllarda okulun öğretmen ve öğrencileri cephelerde savaşlara katılmış, gazilik ve şehitlik mertebesine yükselmişlerdir. Vatan müdafasında gösterdikleri üstün gayretleri ve vatanperver çalışmaları sebebiylede, okulumuza Milli Mücadele sonunda bizzat Atatürk tarafından ay yıldızlı sancağımız hediye edilmiş, günümüze kadar itina ile muhafaza edilen Atamız'ın bu kutsal emaneti okulumuzun en büyük gurur ve şeref kaynağı olmuştur. (Bu Sancak okulumuz bahçesinde bulunan 75. Yıl Eğitim Müzesi'nde sergilenmektedir.)

    Okulumuzun ismi, 3 Mart 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra ANKARA ERKEK LiSESi olarak değiştirilmiştir.
    Atamız okulumuzu ziyaret ettiği bir zamanda okulumuzda oymak kurulmasını istemiş ve adının GAZi OYMAĞI olmasına izin vermiştir. ( Bu değerli flama okulumuz bahçesindeki 75. Yıl Eğitim Müzesi'nde sergilenmektedir.)

    1960 - 1970 yılları arasında okulumuzun bazı bölümleri Ankara Yüksek Öğretmen Okulu'na tahsis edilmiş, yatakhane, yemekhane ve etüd hizmetleri karşılanmıştır.
    Yine bu yıllardan itibaren okulumuz öğrencileri için pansiyon (yatılılık) açılmış, ancak daha ileriki yıllarda ortaya çıkan sıkıntılar ve problemler sebebiyle 1987 - 1988 öğretim yılının sonunda pansiyon hizmetleri kaldırılmıştır. Okulumuz 1974-1975 öğretim yılından itibaren kız-erkek karma eğitime geçmiştir.

    Ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk 28 Haziran 1933'te okulumuzu şereflendirerek Tarih - Coğrafya - Yurt Bilgisi imtihanlarını izlemiş ve 6/F sınıfının not cetvelini imzalamıştır.

    Müdürlerimiz

    Daha sonraki yıllarda da, 23 Ekim 1945'te başvekil Şükrü Saraçoğlu, 10 Mayıs 1985'te Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 29 Kasım 1992'de T.B.M.M. Başkanı Hüsamettin Cindoruk okulumuzu ziyaret ederek şereflendirmişlerdir.
    Okulumuzun ilk müdürü Pertev Bey olup daha sonraki yıllarda görev yapan okul müdürleri sırasıyla şunlardır:
    1886 - 1969
    Pertev Bey, Musa Kazım Bey, Akil Bey, Nafi Atıf Kansu, Müfit Kemal, Celal Ferudun, Emin Ali, Hayri Ardıç, Osman Kazım, Necmettin Halil Onar, Cemal Gökçe, Şerif Par, Sabri Urunç, ihsan Üngüt, Esat inetaş, Himmet Akın, Mustafa Dayıoğlu, Ali Rıfat Ergeçe, Şevki Altındağ, Muzaffer Gürses, Hidayet Görsoy.
    1969 - ...
    Veli Soysaldı (12.02.1969 - 19.04.1974)
    Mehmet Ali Uludağ (19.04.1974 - 06.06.1975)
    Cemil Yavuz (06.06.1975 - 19.03.1976)
    Kemal Karahan (19.03.1976 - 04.10.1977)
    Ahmet Ulaşan (13.10.1977 - 18.11.1977)
    Turgut Özkaya (18.11.1977 - 14.02.1978)
    Vecihi Timuroğlu (14.02.1978 - 01.08.1979)
    Cevdet Yalçın (06.09.1979 - 08.02.1980)
    Mustafa Kartal (14.03.1980 - 12.12.1981)
    Hüseyin Gürbüz (16.03.1981 - 14.08.1981)
    Nevzat Kaya Yıldırım (02.11.1981 - 27.10.1982)
    Kutlu Tokses ilter (14.12.1982 - 18.10.1985)
    Ayhan Çelen (01.11.1985 - 02.10.1997)
    Yalçın Turanalp (17.03.1998 - 19.08.1999)
    Mihan Buluttekin (19.08.1999 - 16.05.2003)
    Nedim Namdar (16.05.2003 - 19.02.2004)
    Nedim Namdar (15.09.2004 - 15.09.2010)
    Faruk Pilatin (15.09.2010 - ... )

    Eski Web Sayfalarımız

    Okulumuzun Öğrencileri Tarafından Yapılan ilk Sitesi;
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    0
    gibim senın yazıcan yazıyı hacı ya sonund banada küfür ettirdiniz incide bi ben küfürsüzdüm... zaten karım yok...
    ···
  3. 53.
    0
    geçen sene yazın math 102 dersi alan uzun boylu, dalgalı saçlı kumral güzel, bugün yanında kapalı bir kızla güneyden yukarı doğru çıkıyordun ben aşağıya inerken. adını v.s bilen var mıdır? sabah da kuzey kantinde tek başına oturuyordun. altında kot pantolon vardı, üstünde mavi bir hırka ve de sürekli içine baktığın siyah çantan... confesslere yazmak yerine yanına gelecektim ancakkkk sen yan masadaki kızların yanına gittin... sen math 102 alırken 201'i de alsam kurtulcam matematikten dediğini anımsıyorum kuzey kantinde fotokopi çekerken. off bölümünü dahi bilmiyorumm.bu sene bu okulda son senem ve seninle tanışmayı gerçekten çok istiyorum! kim derdi ki confesse bir gün ben de yazacağım. belki de hiç de düşündüğüm gibi bir kız değilsin ama şansımı denemek istiyorum!
    ···
  4. 54.
    0
    Cancer. 2010 Oct 4. [Epub ahead of print]
    Gemcitabine and docetaxel in metastatic, castrate-resistant prostate cancer: results from a phase 2 trial.

    Garcia JA, Hutson TE, Shepard D, Elson P, Dreicer R.

    Department of Solid Tumor Oncology, Cleveland Clinic Taussig Cancer Institute, Cleveland, Ohio.
    Abstract

    BACKGROUND: Docetaxel is the standard of care for patients with metastatic, castrate-resistant prostate cancer (CRPC). Gemcitabine is a nucleoside analogue with broad antitumor activity. In a phase 2 study of combined docetaxel and gemcitabine, the authors assessed its safety and activity in patients with chemotherapy-naive, metastatic CRPC.

    METHODS: Eligible patients had untreated, metastatic CRPC with radiologic and/or biochemical evidence of progression after antiandrogen withdrawal with castrate testosterone levels, an Eastern Cooperative Oncology performance status (ECOG PS) of 0 to 2, and adequate organ function; no previous chemotherapy was permitted. Patients received gemcitabine (800 mg/m(2)) Days 1 and 8 and docetaxel (75 mg/m(2)) on Day 8 every 21 days for a maximum of 6 cycles. Response was evaluated using Response Evaluation Criteria in Solid Tumors (RECIST) for measurable disease. A prostate-specific antigen (PSA) response was defined as a decline ≥50% in baseline PSA level.

    RESULTS: Thirty-five patients with chemotherapy-naive, metastatic CRPC were enrolled. The median age was 67 years, and 60% of patients had an ECOG PS of 0. PSA responses were observed in 49% of patients. Among the patients who had measurable disease (n = 25), 3 patients (12%) had a confirmed, RECIST-defined partial response (PR); 4 patients (16%) had an unconfirmed PR; and 15 patients (60%) achieved stable disease. The most common adverse events included grade 1 and 2 fatigue (69%), alopecia (80%), and nausea/vomiting (54%). No treatment-related deaths were noted, but an unusually high incidence of grade 3 and 4 neutropenia was observed.

    CONCLUSIONS: The efficacy of combined gemcitabine and docetaxel in metastatic CRPC was similar to that observed with single-agent docetaxel. In contrast to single-agent docetaxel, the combination was moderately toxic and had an impact primarily on bone marrow reserve. Cancer 2010. © 2010 American Cancer Society.
    ···
  5. 55.
    0
    New from Harvard Health

    *
    Protect your memory by adding to your "brain bank"
    Have you become more forgetful over the years? Rest assured that the minor memory lapses that occur with age are not usually signs of a serious neurological disorder, such as Alzheimer’s disease, but rather the result of normal changes in the... Read more »
    *
    10 ways to beat high blood pressure with food
    Altering your diet to control cholesterol makes perfect sense. Doing it to control blood pressure doesn’t seem quite so straightforward. Yet food can have a direct effect on blood pressure, according to the October 2010 issue of the Harvard... Read more »
    *
    Are there radiation risks from medical imaging?
    Computed tomography (CT) scans and nuclear imaging have revolutionized the diagnosis and treatment of many conditions and have almost eliminated the need for once-common exploratory surgery. But will we pay a price—more cases of... Read more »
    *
    CPR: Simpler to do than you think
    While everything else in this world seems to be getting more complicated, cardiopulmonary resuscitation (CPR) keeps on getting simpler, reports the October 2010 issue of the Harvard Health Letter. Remember old-fashioned CPR? You were supposed to... Read more »
    *
    Protecting teens from overexposure to violent video games
    American homes are increasingly besieged by menacing zombies, invading aliens, and threatening criminals. The fact that these beings exist only on-screen—as characters in popular video games—may be small comfort to parents concerned... Read more »
    *
    Salt increases risk of heart attack and stroke
    The sodium in salt is responsible for more than 100,000 American deaths a year, about three times more than prostate cancer. Most of the salt Americans consume is hidden away in processed foods, a key reason that most of us take in much more sodium... Read more »
    ···
  6. 56.
    0
    reserved
    ···
  7. 57.
    0
    hadi hacu beklemedeyiz... hallet artık o işi ye onu
    ···
  8. 58.
    0
    lan içeri geçtim düşünüyorum mal mal lan yanlış anlamamıştır işallah neyse kapı çaldı kuzen geldi hazırmısınız dedi ben hazırım dedim neyse banyodan ipek çıktı onur tamam banyo müsait oldu dedi ben tabi tüm soğuk kanlılığımı koruyorak tamam dedim gittim şortumu giydim aşağı indik ama ipekle benim dilimiz kesilmiş ikimizde hiç konuşmuyoruz havuzdayız yüzüyoruz hadi yarış yapalım olayına döndük neyse kuzen iddasına dedi ben de neyine dedim ipek de bakkal birasına dedi başladık yarışa (tabi binler en hızlı yüzücü benimdir aranızde eminim buna )tabiki ben kasıtlı yenildim havuzdan çıktık eve geçiyoruz tabi ipekle artık konuşuyoruz bizim kuzen hemen ilk duşu ben alacam dedi girdi ipek havluyu ön balkona güneş gören yere koydu kurusn die bende ipek havluyla üstünü örtsene dedim binler aynı kelimeleri söylüyorum şimdi "zaten her yerimi gördün " dedi tabi ben biraz kızardım çaktırmadım tabi
    ···
  9. 59.
    0
    salak sın senolum sortunu almadan cıkmısın banyodan zaten karım yok ben olcaktım orada
    ···
  10. 60.
    0
    hadi laaannnnnnn
    ···
  11. 61.
    0
    kabardım amk
    ···
  12. 62.
    0
    olum bana bak bu hikayeyi kaç saatte bitirebilirsin ona göre yemek yicem amk
    ···
  13. 63.
    0
    herkes duştan sonra biraz uyudu saat 9 du ipek hadi biralarımızı getir onur dedi gidip biraları aldım içiyoruz kişi başı 2 tane içildi sonra ee alkol dediler bende bizim dolapta jb vardı babamın açım a.k dedim ne olacak 1 aydan önce gelmez bende yenisini koyarım dedim viskiyle devam ediyoruz sonra tabi bizim kuzeni çarptı sarhoş oldu gitti içeri zıbardı ipekle biz baş başa kaldık neyse 70lik viskide çeyrek kaldı ama ikimizinde kafası güzel anlatamam size neyse ipek eski erkek arkadaşını anlattı sonra bana ben çirkinmiyim dedi bende sarhoştum bugün gördüklerimide sayarsak mükemmel fizik mükemmel surata sahipsin dedim
    ···
  14. 64.
    0
    herkes duştan sonra biraz uyudu saat 9 du ipek hadi biralarımızı getir onur dedi gidip biraları aldım içiyoruz kişi başı 2 tane içildi sonra ee alkol dediler bende bizim dolapta jb vardı babamın açım a.k dedim ne olacak 1 aydan önce gelmez bende yenisini koyarım dedim viskiyle devam ediyoruz sonra tabi bizim kuzeni çarptı sarhoş oldu gitti içeri zıbardı ipekle biz baş başa kaldık neyse 70lik viskide çeyrek kaldı ama ikimizinde kafası güzel anlatamam size neyse ipek eski erkek arkadaşını anlattı sonra bana ben çirkinmiyim dedi bende sarhoştum bugün gördüklerimide sayarsak mükemmel fizik mükemmel surata sahipsin dedim
    ···
  15. 65.
    0
    ipekkkkkkkk gel beni gibk
    ···
  16. 66.
    0
    ye beni ipek hopla üstümde ipek hoppidi hoppidi oynaşalım ipek. niagara şelalesi gibiyim ipek. uyku aşıma vurdu ipek
    ···
  17. 67.
    0
    edit: aşıma değil başıma
    ···
  18. 68.
    0
    konuyu acana bak nickine baksan bişi sanacan konu dizi gibi 3. sezon hala tık yok.ben olsam zaten karım evde yok..
    ···
  19. 69.
    0
    Fethullah Gülen
    Vikipedi, özgür angiblopedi
    Git ve: kullan, ara
    Fethullah Gülen
    Doğum 27 Nisan 1941 (1941-04-27) (69 yaşında)
    Pasinler, Erzurum, Türkiye
    Vatandaşlık Türkiye
    Milliyet Türk
    Etnik köken Türk
    Meslek Yazar, şair ve eski vaiz
    Etkilendikleri[göster]
    Said Nursi
    Önemli ödülleri bkz: #Ödüller

    muhafazid Fethullah Gülen (d. 27 Nisan 1941, Pasinler, Erzurum, Türkiye[1]), eski[2] vaiz, yazar. 50'yi aşkın kitabı, çeşitli dergilerde makaleleri ve birçok vaazı yayımlanmıştır. Arapça, Farsça, ve Osmanlı Türkçesi bilmektedir.[3]. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kurucuları arasındadır ve vakfın onursal başkanıdır [4] .

    Fethullah Gülen, islam'ın Sünni-Hanefi görüşlerini Said Nursi'nin görüşleri ve kitapları Risale-i Nur ışığında [5][6] günümüze göre tekrar yorumlayan bir islam düşünürüdür. Bu yorum ekseninde oluşan ve toplumun bazı muhafazakar ve laik[7] kesimlerinden destek bulan Gülen Hareketi'nin fikrî önderidir. Eğitim ve dinlerarası diyalog konusundaki uygulama ve fikirleri nedeniyle aralarında filozof ve sosyal bilimcilerin de bulunduğu kişiler tarafından çağdaş islam düşüncesine yön veren önemli bir düşünür olarak kabul edilmektedir.[8][9][10][11]

    28 Şubat süreci devam ederken[12] 1999 yılı Haziran ayında ulusal televizyon kanallarında yayınlanan bazı video görüntüleri Türkiye'deki, laik düzen yerine şeriata dayalı bir islam devleti kurmak için taraftarlarını dinî bir ayaklanmaya teşvik ettiği suçlamalarına neden oldu.[13] Bunun üzerine, 22 Ağustos 2000 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'ni devirmek amacıyla yasadışı terör örgütü kurmaktan dava açılmış, 2006 yılında bu davadan cürüm ve şiddete başvurarak teşekkül oluşturduguna dair delil olmadığından beraat etmiş, bu karar 2008 yılında Yargıtay Ceza Genel Kurulunca oybirliği ile onanmıştır.[14]

    1999 yılı Mart ayında sağlık sorunları nedeni ile Amerika Birleşik Devletleri'ne giden Gülen, o tarihten bu yana ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşamaktadır.[15]

    Fethullah Gülen, 2008 yılının Haziran ayında Foreign Policy ve Prospect dergilerinin internet üzerinden gerçekleştirdiği ortak anket sonucunda, Dünyanın ilk 100 entellektüeli listesinde bir numara seçilmiştir.[16]
    Konu başlıkları
    [gizle]

    * 1 Hayatı
    o 1.1 Öğrenimi
    o 1.2 Gençlik dönemi
    o 1.3 1971-1980 dönemi
    o 1.4 1981-1990 dönemi
    o 1.5 1991-2000 dönemi
    o 1.6 2000 ve sonrası dönemi
    * 2 Gülen hareketi
    o 2.1 Gülen hareketi okulları
    + 2.1.1 Türkçe Olimpiyatları
    o 2.2 Dinlerarası diyalog faaliyetleri
    * 3 Bibliyografya
    o 3.1 Konularına göre kitapları
    o 3.2 Hakkında yazılan inceleme kitapları
    o 3.3 Kendisi ile yapılan röportajlar
    o 3.4 Hakkında düzenlenen akademik konferanslar
    * 4 Ödüller
    * 5 Ayrıca bakınız
    * 6 Kaynaklar
    * 7 Dış bağlantılar

    Hayatı [değiştir]

    Erzurum'un Hasankale (Pasinler) ilçesi Korucuk Köyü'nde 27 Nisan 1941'de doğan Gülen'in babası Ramiz Bey cami imamı, annesi Rafia Hanım ev hanımıdır. Gülen, altısı erkek, ikisi kız, sekiz kardeşin ikincisidir.
    Öğrenimi [değiştir]

    1945'de Kur'an öğrenmeye başlayan ve kısa zamanda Kur'an'ı hatmeden Gülen,1946'da ilkokula başlamıştır. Babasının 1949 yılında Alvar Köyü'ne imam olması ve ailesinin oraya taşınması nedeniyle ilkokulu bırakmak zorunda kalmış, sonradan Erzurum'da dışarıdan girdiği imtihan ile ilkokul diplomasını almıştır. Babası Ramiz Efendi'den Arapça dersler; Hasankale'de bulunan Hacı Sıtkı Efendi'den tecvid ve Kur'an dersleri alan Gülen, 1951'de hafızlığını tamamlamıştır. Gülen, 1954'de Erzurum'daki Kurşunlu Camii medresesinde Alvar imamı muhafazid Lütfi'nin torunu Sâdi Efendi'den medrese dersi almıştır. iki buçuk ay içinde Emsile, Bina ve Merah'ı metin ezberleyerek okuyan ve izhar'ı bitiren Gülen'in Kâfiye okumasına lüzum görmeyen Sâdi Efendi onu Molla Câmi'ye başlatmıştır.1955'den 1959’da Edirne'ye gidinceye kadar Osman Bektaş'tan fıkıh ve din eğitimi almıştır.[17]
    Gençlik dönemi [değiştir]

    Askerlik öncesi ve sonrasında Edirne Üç Şerefeli Cami'de toplam 4 yıl süre ile imamlık yaptı. Askerlik acemi eğitim dönemini Ankara Mamak ve usta erlik dönemini iskenderun'da tamamladı.

    Askerlik sonrasında, 1963 yıllında, Erzurum'a giderek bir yıla yakın ailesinin yanında kaldı. Bu sırada Komünizmle Mücadele Derneği'nin 2. şubesinin Erzurum'da kuruluşunda yer almış ve Halkevlerinin Erzurum şubesi yönetimine girmiştir.[18]

    Edirne'deki görevi sırasında Dar'ul-hadis Camii'nin imam odasında özel sohbetler başlattı. 1965’te Kırklareli'ne tayin olup burada bir yıl vaizlik yaptı. 1966'da izmir'e merkez vaizliğine atanan Gülen 1971 yılına kadar buradaki görevine devam etmiştir. Bu yıllarda Kestanepazarı Derneği Kur'an kursunda yöneticilik ve gönüllü öğreticilik yapmış; 1968 yılında resmi görevlendirme ile ilk kez hacca gitmiş; ve gezici bölge vaizi olarak da Ege Bölgesi'nin çeşitli il ve ilçelerinde vaaz ve sohbetlerde bulunmuştur.[17]
    1971-1980 dönemi [değiştir]

    5 Mayıs 1971 tarihinde, 12 Mart döneminde askeri cuntanın isteğiyle TCK'nın 163. maddesinden tutuklandı.[19] 7 ay tutuklu kaldıktan sonra, 5 Kasım 1971 tarihinde tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ve 1974 yılında beraat etti. 23 Şubat 1972 tarihinde Edremit vaizliğine atandı aynı zamanda Manisa ilinde de vaizlik görevlerine devam etti. Gülen, daha sonra izmir'in Bornova ilçesi vaizliği görevine atandı.

    1975 ve 1976 yıllarında Anadolu’nun bazı şehirlerinde Kur'an ve ilim, Darwinizm, Altın Nesil, içtimaî Adalet ve Nübüvvet isimli konferansları vermiştir. ilk sayısı Şubat 1979'da çıkan Sızıntıdergisinde başyazıları ve daha sonra orta sayfa yazılarını da yazmaya başladı.[20]
    1981-1990 dönemi [değiştir]

    1980'de 12 Eylül Darbesinden sonra askeri cuntanın izmir ve Ege Ordu Sıkıyönetim Komutanlıkları tarafından yakalanma emri yayınlandı.[21] Aynı tarihte izmir'i terk etti. Anadolu'da çeşitli illerde dolaştı, dost ve akrabalarını ziyaret etti. 20 Mart 1981 tarihinde Diyanet işleri Başkanlığındaki vaizlik görevinden istifa etti.

    1986'da hacca giderek hac farizasını yaptı.[22] ilk sayısı 1 Temmuz 1988 yılında çıkan ve üç aylık periyotlarla yayın hayatına devam eden Yeni Ümit dergisinde başyazılar yazmaya başladı. 1989'da istanbul ve izmir'de Diyanet işleri bünyesinden bağımsız, gönüllü olarak vaazlarına yeniden başladı. Üsküdar Valide Sultan Camii'nde 13 Ocak 1989 tarihinden 16 mart 1990 tarihine kadar (62 hafta) verdiği vaazlar, daha sonra Sonsuz Nur adıyla 3 cilt halinde kitaplaştırıldı. 1992 yılına kadar gönüllü olarak vaazlarını sürdürdü.[23]
    1991-2000 dönemi [değiştir]

    1990'lı yıllarda Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Abraham Foxman, Morton Abramowitz, Papa II. John Paul gibi tanınmış din ve devlet adamları ile görüşmeler yapmış, Amerika'da hayatını kaybeden Cumhuriyet Halk Partisi eski genel sekreterlerinden Kasım Gülek'in cenaze namazını vasiyeti üzerine kıldırmış, [24] ve çeşitli gazetelerde röportajları yayınlanmıştır. Mesela 1995’te Sabah'tan Nuriye Akman ve Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök'e Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, Başbakan Tansu Çiller ile görüşmesi, islamiyet, siyaset, kadın ve eğitim konusunda röportaj vermiştir.

    Bu yıllarda ayrıca Cumhuriyet Gazetesi ve Hikmet Çetinkaya'dan dava yoluyla almaya hak kazandığı 150 milyonluk tazminatları Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı'na bağışladı.[25]

    1999 yılı Mart ayında sağlık sorunları nedeni ile Amerika Birleşik Devletleri'ne giden Gülen, o tarihten bu yana, ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşamaktadır.[26]
    2000 ve sonrası dönemi [değiştir]

    2000 yılında Gülen aleyhine dava açılmış ve 2008 yılında bu dava beraatle sonuçlanmıştır.

    Ayrıca bu dönemde Reuters haber ajansı[27], New York Times gazetesi [28], Le Monde gazetesi[29], Time dergisi[30], The Economist dergisi [31][32], Foreign Policy dergisi[33] gibi dünyaca saygın yayın organları ve Ukrayna, Azerbaycan, G.Afrika gibi bazı ülkelerin saygın medya kuruluşları Gülen ve hareketi hakkında inceleme yazıları ve röportajlar yayınlamışlardır.

    28 Şubat sürecinde 2000 yılında Türkiye Cumhuriyeti'ni devirmek amacıyla yasadışı terör örgütü kurmaktan Gülen aleyhine dava açılmış, bu dava önce 2000 yılı Aralık ayında çıkan af ile askıya alınmıştır. Daha sonra 2006 yılında terörle mücadele kanununda yapılan değişiklik sonrasında Gülen'in avukatlarının başvurusu nedeniyle yeniden görülmüş; 2008 yılında cürüm ve şiddete başvurarak teşekkül oluşturduguna dair delil olmadığından yeni terörle mücadele yasasına göre beraat etmiş ve karar Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da oybirliği ile onanmıştır.[14]
    Tümünü Göster
    ···
  20. 70.
    0
    Nurculuk, Said Nursi'nin [1] [2] risalelerinde açıkladığı fikirlerine dayanan, 20. yüzyıl başlarında doğan islami hareket. Said Nursi kendisini izleyen talebelerini ifade etmek için Nur Talebeleri kelimesini kullanmıştır.[3]

    Mensupları Said Nursi'nin risalelerinde yazdığı fikirlerine ve dünya görüşüne uyarlar, Sünni islama bağlıdırlar. Nur Cemaati, bir tasavvuf tarikatı değildir. Farklı gruplardan oluşan cemaatin yöntemleri arasında Risale-i Nur'ların okunması, yorumlanması ve risalelerin çoğaltılıp insanlara ulaştırılması bulunmaktadır.

    Said Nursi tarafından yazılan 130 kısım ve yaklaşık 6000 sayfadan oluşan Nur Risaleleri'ni okuyan ve Risale-i Nur hizmetini birinci önceliği olarak kabul eden kişilere Nurcu (Nur Talebesi) denilmektedir. Tasavvuf tarikatlarında oduğu gibi şeyhten el alma, şeyhin postuna oturmanın olmadığı, bir şeyhin mutlak hakimiyeti yerine şûraya, kararların danışmayla alınmasına önem verildiği izlenimi edinilmektedir.[4] Tarikatlardaki şeyhe mutlak bağlılık akidesi yerine Risale-i Nur Külliyatındaki düsturlara ve meşveret kararlarına hürmet etmeyi gerektiren yazılı olmayan bir anlayışın öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Nur Risaleleri'ndeki konuların başkalarına anlatılması ve eserlerde bahsedilen düsturlara uyulmasıyla ortaya çıkan yöntemlere ise Hizmet denilmektedir. Bu açılardan klagib tarikat bünyesinden farklılıklar gösterirler.
    Konu başlıkları
    [gizle]

    * 1 Tarihi
    * 2 Farklı Meşreplerde Hizmet Eden Nur Talebeleri
    * 3 Kaynaklar
    * 4 Dış bağlantılar

    Tarihi [değiştir]

    Said Nursi 1960 yılında vefat ettikten sonra şuan "ağabeyler" denilen grup ile, Said Nursi'nin "Benim yerimde ve Nur’un şahs-ı manevisinin çok ehemmiyetli bir mümessili olmasından hiçbir cihetle gücenmemek elzemdir." iltifatına mazhar olan Hüsrev Altınbaşak arasında bir ayrılık meydana gelmiştir. Bu kişiler Zübeyir Gündüzalp'i kendilerine yol gösterici olarak belirlediler. Ancak,Nur Cemaatinin tarihi yapılanması konusunda önemli analizler içeren "karakalem" web sitesi başta olmak üzere bu konuda tarihsel analiz yapanlar tarafından, Said Nursi'nin vefatından sona nurculuğun önderliğinin bir süre ikili kollektif önderliğe dönüştüğü ifade edlmektedir. Bu ikili önderliği Zübeyir Gündüzalp-Bekir Berk ikilisi olarak ifade edebiliriz. Son şahitler olarak anılan Said Nursi ile beraber olan nurculuğun ustaları, Cemaatin dışa açılımını ve sosyal iletişimini Bekir BERK'in, iç yönelim ve dini bilgilerin ve Said Nursi esaslı önceki kuşak birikiminin aktarımının yetkilisinin ise Zübeyir Gündüzalp olduğu belirtilmektedir. Bu grup daha sonra istanbul Cemaati olarak adlandırılmıştır. Aşağıdaki Diyanet işleri Başkanlığı'nın 6 bölümlü ayrımında yer alan guruplar bu cemaatten çıkmıştır. Ancak bu cemaat halen devam etmektedir. Siyasal literatürde, 1971 sıkıyönetim yargılamalarında izmir Sıkıyönetim Mahkemelerindeki nurcular yargılanması; Bekir BERK ve arkadaşları(53 sanık)davası olarak adlandırılmıştır. Fethullah Gülen ise bu davada ve iddianamede iki nolu sanıktır. Bu dönem ;1940 lı yılların sağ gençlik önderi ve baskın önder kişiliği ile döneme Mahkeme salonlarından gelerek mührünü vuran ve 1960 darbesi ortamında bazan tek başına bir yürüyüş sürdüren Av.Bekir Berk nurculuğa bu zor dönemlerinde dünyevi bir sırat köprüsü geçirten önderdir. Ana cemaatin liderliğini Husrev Altınbaşak yürütmektedir. Kalanlar ise Memet fırıncı'ya tâbi oldu. Hüsrev Altınbaşak ve çevresindeki grup, risalelerin sadece latin harfleriyle basılmasına karşıydı, bunun yerine el ile ve islam harfleri ile yazılması ve okunması taraftarıydı. Kendilerine delil olarak da 18. lem'a'da bahsedilen Hazreti Ali'nin sözleri, şeker mektubu, yazı mektubu ve Risale-i Nur'da bulunan başka bölümleri gösteriyorlardı. Böylece Nurculuk, halk arasında Yazıcılar ve Okuyucular diye tabir olunan iki gruba ayrıldı.[5] Yazıcılar islam harflerini ibadet görerek, risaleleri islam harfleri ile yazdıklarından dolayı halk arasında yazıcılar ismini almışlardır. Okuyucular grubu latin harfleri ile matbaada risalelerin seri olarak çoğaltılıp yayılmasından yanaydı. Okuyucular 1973 yılında Meşveret ve Kurdoğlu Cemaati olarak, Meşveretin siyasete girmek istemesi nedeni ile ayrıldı. Meşveret Cemaati ise 1982 yılında anayasa referandumunda Okuyucular arasında bir bölünme daha oldu. Anayasa'ya evet diyen gruba Şûracılar, hayır diyen ve Yeni Asya gazetesi ile temsil edildiği söylenen gruba ise Gazeteciler denildi. Fethullah Gülen önceleri Okuyucular grubuyla ilişki içindeyken sonraları bağımsız hareket etmeye başlamıştır.[kaynak belirtilmeli]

    Nurculuk, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından 20 Eylül 1965 tarihinde alınan kararda ceza yasasının 163. maddesine göre suç kabul edilmiştir.[6] Bununla beraber Risale-i Nur ve Nur talebeleri bir çok defa yargılanmış ve beraet etmişlerdir. Örneğin 1971 yılına kadar Risale-i Nur ve Nur talebeleri hakkında verilen beraet ve iade kararlarının sayısı 706'dır. 1991 yılında 47. Yıldırım Akbulut hükümeti döneminde karara esas teşkil eden Türk Ceza Yasası'nın 163. maddesi kaldırıldığı için Yargıtay kararının da işlerliğini yitirdiği savunulmuştur. Artık risalelerin okunması, yayınlanması, satılması ve ücretsiz dağıtımı serbestçe yapılmaktadır.

    2008 yılı itibariyle bölünmüş grup mensuplarının şahsî sorunu olanlar hariç diğer gruplarla iyi geçinme çabası içinde olduğu görülmektedir. Karşılıklı ev ziyaretleri yapılabilmekte, islami birlikteliğin esaslarını anlatan 20. ve 21. Lem'aları (ihlas Rsalelerini) birlikte okuma yönünde girişimler olmaktadır.

    Genellikle gençler arasında farklı bir grupta bulunmanın sebebi "önce o grupla tanışmış olmak"tan öteye gitmemektedir. Bir grubun düzenlediği konferans vb. etkinliğe diğer gruplardan herkes katılabilmekte ve üst düzeyde temsilciler de gönderilerek birliktelik pekiştirilmeye çalışılmaktadır. Aynı anda birden çok cemaati takip edenler de bulunmaktadır.

    Ancak çoğunluk kendi grubu asıl olmak üzere diğer gruplarlada ilişkilerini sürdürmektedir. Bunun sebebi okunulan Risale-i Nur külliyatı eserinin her yerde birinci esas olarak okunması ve tahrif edilmemiş bir eser olarak bütün gruplarda bulunmasıdır.

    Risale-i Nur derslerinin okunduğu yerlere "dershane" veya "medrese-i nuriye" denir. Said Nursi hapishanelere "medrese-i yusufiye" demiştir. ayrıca risalelerin kendilerine de medrese-i nuriye denilebilmektedir.
    Farklı Meşreplerde Hizmet Eden Nur Talebeleri [değiştir]

    1996 yılında Diyanet işleri Başkanlığı tarafından açıklanan raporda Nur cemaatinin kolları ve faaliyetleri şu şekilde açıklanmıştır[7]:

    1. Said Nursi'nin Talebesi (Mustafa Sungur )
    2. Kurdoğlu Grubu (Mehmet Kurdoğlu)
    3. Yeni Asya Grubu (Yeni Asya Gazetesi, Gazeteciler, Mehmet Kutlular Grubu)
    4. Meşveret Grubu (Mehmet Kırkıncı Hoca)
    5. ihlas Nur Grubu (Said Özdemir )
    6. Nesil Grubu (Mehmet Fırıncı )
    7. Med-Zehra Grubu (muhafazid Sıddık Dursun )
    8. Zehra Grubu (Şeyhanzade )
    9. Fethullah Gülen Grubu (Fethullah Gülen önderliğinde, banka, gazete, televizyon, vakıflar, okullar ve kurslar ile faaliyetlerini sürdürüyor.)
    Tümünü Göster
    ···