/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 26.
    +43 -2
    17-)
    acemi bir avcı bir gün ava gider. bir müddet sonra bir ayı görür nişan alır ve ateş eder ayıyı sağ kolundan vurur. sinirlenen ayı avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.

    ertesi gün avcı yine ava çıkar epey dolandıktan sonra sağ kolu sargılı bir ayı görür, nişan alır ve ateş eder bu sefer de sol kolundan vurur. ayı yine sinirlenir avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.

    sonraki gün avcı yine dolanmaktadır. sağ ve sol kolu sargılı olan bir ayı görür. "ulan bu sefer vurmam lazım... " der ve ateş eder. bu defa da sağ bacağından vurur. ayı çılgına döner zor da olsa kovalar, yakalar ve şöyle der;

    - ulan arkadaş, avcı mısıın, muallak misin?
    ···
  2. 27.
    +22 -3
    18-)
    bir cinli bir bara girer ve orada steven spielberg'i gorur. onun bir hayrani oldugu icin yanina kosar ve imzali bir fotograf ister. spielberg beklenmedik bir sekilde cinli'yi tokatlar.
    saskin cinli sorar: "neden boyle yaptiniz?"
    spielberg cevaplar "siz 2. dunya savasinda bizim pearl harbour limanini bombaladiniz"
    cinli daha da saskin: "ama onlar japonlardi, ben ise cinliyim.!.."
    spielberg: "cinli, japon, koreli, vietnamli, hepsi ayni tak"
    bunun uzerine cinli de spielberg'e bir tokat atar
    bu defa saskin spielberg sorar: "peki sen beni niye tokatladin?"
    cinli: "siz de titanic'i batirdiniz, titanik'deki yolcular arasinda benim atalarim vardi"
    spielberg: "manyak misin, titanik'i batiran bir 'aysberg'di"
    cinli: "aysberg, spielberg, carlsberg, hepsi ayni tak.
    ···
  3. 28.
    +9 -27
    19-)

    adamın biri trafik kazası geçirmiş, kazada pipisi kopmuş. kopan pipisini gömlek cebine koyduğu gibi koşa koşa doktora gitmiş.

    "doktor bey, doktor bey! pipim koptu!" diye bağırarak doktorun odasına girmiş. doktor, "durun, endişelenmeyin! organ yanınızda ise yerine dikebiliriz" demiş. adam "ahanda buradadır doktor bey" demiş ve elini gömlek cebine atarak, çıkanı doktora uzatmış.

    doktor adamın kendisine uzattığına bakmış: "iyi ama bunu nasıl dikeriz bu tadelle" demiş. adam şaşkınlık içinde kalakalmış: "desene doktor bey, yarraaa yedik... "
    ···
  4. 29.
    +32 -1
    20-)

    ortaokul ogrencisi kahramanimiz, babasina sorar:
    - baba, okulda ders verdiler, "politika nedir", anlatmamiz lazim. nedir politika?

    baba oglunun yasina uygun bir formul bulur:

    -bak yavrum, simdi su kelimeleri iyice aklinda tut... ben ucretli calisiyorum, buna kapitalizm diyoruz. parayi nasil harcayacagimiza annen karar veriyor, ona hukumet de. hepimiz aslinda senin icin cabaliyoruz, sen halk'sin. bebek kardesine bakan dadin, isci sinifi. kardesini de gelecek diye dusun. simdi bunlari boyle ezberle, yarin kahvaltida sana politikayi anlatirim.

    oglan bunlari ezberler, aksam olur, herkes yatar. gece bizimki, kardesi kucuk bebegin aglamasiyla uyanir. gider bebegin odasina, bebek altini kirletilmis aglamaktadir. annesinin odasine girer, annesi derin bir uyku
    cekmektedir, uyanmaz. dadinin odasina gider, bir bakar ki, babasi dadisiyla
    ayni yatakta, "bebek agliyor" demesine hic aldiris eden bir halleri yok.
    bizimkisi gerisin geriye doner, yatar...

    ertesi sabah kahvaltida babasina,
    "baba ben politika neymis anladim" der. babasi "neymis soyle bakalim" diye sorunca anlatir:
    "kapitalizm, isci sinifini beceriyor. bu arada hukumet uyuyor. halk kimsenin umurunda degil. ve de gelecek tak icinde... "
    ···
  5. 30.
    +54 -1
    21-)

    temel trt1 de bir yarışmaya katılır ve kazanır. kendisine bir kitap hediye edilir. kitabın adı da "düz mantık" tır. temel hediyeyi alırken sorar;
    -bu kitapta ne yaziyo?
    -okuyunca ogrenirsin...
    -ben onunla ugrasamam, anlat bakiim sen bana.
    -ok bak simdi; senin evinde akvaryum var mi mesela?
    -evet var...
    -o zaman icinde su da vardir?
    -evet var...
    -içinde su varsa balik da vardir...
    -evet var...
    -balik varsa hayvanlari da seviyosundur sen?
    -evet...
    -hayvanlari seviyosan insanlari da seversin heralde? >
    -evet...
    -o zaman senin sevgilin de vardir?
    -evet var.
    -yasli gorunuyorsun o zaman sen evlisindir?
    -evet.
    -e karin olduguna gore de, homociksuel diilsindir?
    -evet.
    -bak gordun mu?...

    temel cok etkilenir. kitabi alir koltugunun altina eve dogru giderken dursun'u gorur...
    dursun sorar;
    -temel o ne?
    -duz mantik kitabi!
    -nasi bisey bu anlat bakiim...
    -bak simdi; sizin evde akvaryum var mi?
    -yook!
    -o zaman sen muallaksin...
    ···
    1. 1.
      0
      bu iyiymis
      ···
    2. 2.
      +1
      eyvallah kardeşim beğendiğine sevindim =)
      ···
    3. 3.
      0
      çaykırdım ashgfahg
      ···
      1. 1.
        +1
        Bende senin cevaba çaykırdım hahaha =)
        ···
      2. 2.
        +1
        Bu iyiydi kardeşim. Ajhshhj
        ···
      3. diğerleri 0
    4. diğerleri 1
  6. 31.
    +11 -3
    22-)

    terzi agop ile vartanus evlenmişler... mutlu birkaç yıldan sonra bir gün terzi agop pat diye ölüvermiş... genç dul vartanus da demirci agop ile evlenmiş... gerdek gecesi demirci agop geçmiş vartanus'un karşısına, yavaş yavaş soyunmaya başlamış... önce pazılarını göstermiş:
    - bunlar terzi agop'ta var idi?
    - yok idi, demiş vartanus...
    sonra üstünü çıkarmiş geniş göğsünü göstermiş:
    - aha böyle göğüs terzi agop'ta var idi?
    - yok idi, demiş vartanus...
    demirci agop pantolonunu indirmiş, bacak kaslarını göstermiş:
    - bunlar terzi agop'ta var idi?
    - yok idi, demiş vartanus...
    en son demirci agop külodunu indirmiş:
    - peki, böylesi terzi agop'ta var idi?
    vartanus'un sabrı taşmış:
    - yok idi, yok idi, ama bu kadar zamanda terzi agop seni de
    gibER iDi, beni de giber idi, iki de pantolon diker idi!
    ···
  7. 32.
    +30
    23-)

    mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi buldu. seçtiği adam sağır ve dilsizdi. çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise fazla bir şey anlatması mümkün olamaz, diye düşünüyordu. baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiyi odasına aldırttı, bir de işaret dilini bilen tercüman buldular. tercüman işaretle sordu:
    "para nerede?"
    sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
    "ne parası? benim paradan maradan haberim yok. neden bahsettiğinizi anlamıyorum."
    tercüman tercüme etti:
    - "neden bahsettiğinizi anlamıyormuş."
    baba 38'liği koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadi:
    - "şimdi sor bakalım, para nerede."
    tercüman işaretle sordu:
    - "para nerede?"
    sağır-dilsiz kan ter içinde, işaretle yanıt verdi:
    - "şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin oldugu kapıdan girince soldan 3. ağacın kovuğunda iki yüz bin dolar var."
    - "ne söyledi?" dedi baba.
    tercüman yanıtladı:
    - "dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş, ayrıca o tetiği çekmek de biraz g.t istermiş."
    ···
    1. 1.
      0
      Bu iyiydi panpa
      ···
      1. 1.
        0
        teşekkürler kardeşim =)
        ···
  8. 33.
    +11 -2
    24-)

    adam karısını sevgilisiyle yatakta basmaya kararlıymış. evden çıkınca bindiği taksinin
    şöförüne olayı anlatmış. taksici şahit olmayı kabul etmiş ve bu ikili adamın
    evine geri dönmüşler. tabi beklenen gibi adam karısını sevgilisiyle içerde.
    çarşafı kaldırınca karısıyla adamı beraber görmüş. kocası sinirli neredeyse adamı
    öldürecek ,karısı demiş "dur!!" "niye?" diye sormuş adam."şimdi oturduğumuz evi kim aldı
    biliyor musun? çocukları amerika'da kim okutuyor sanıyorsun. bodrumdaki yazlıkla
    yeni tripleks villayı kim yaptırıyor zannediyosun. hepsini bu adam yapıyor.
    kocası bunları duyunca daha çok sinirlenmis. beraber baskın yaptıkları şahit olacak olan
    taksiciye sormuş:"ne yapayım ben bu adama he söyle demiş ne yapayım ?
    taksici çok sakin bi sesle:
    -üstünü ört abi üşümesin...
    ···
  9. 34.
    +21 -1
    25-)

    doktorun biri yeni bir muayenehane açmış. kapıya yazmış... " vizite ücreti 100 dolar. iyileştiremediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz... " vizite pahalı ama, doktor gerçekten doktor... her gelen hasta iyileşip gidiyor... doktorun ünü her geçen gün artıyormuş... uyanığın biri doktora gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı geri alacak ya, kapıyı çalmış... "doktor! ağzımın tadı hiç yok... öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını alamıyorum... " doktor... adama şöyle bir bakmış, hemşireye seslenmiş: "hemşire hanım! sekiz numaralı kutuyu getirin" hemşire adama uzatmış kutuyu, adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında tükürmüş...
    "ama bu tak!!!" doktor sakin, "evet! iyileştiniz. tad alıyorsunuz artık.." adam, parayı ödemiş sinirleri tepesinde
    gitmiş... aradan birkaç ay geçmiş. büyük bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun .. "doktor bey, ben de hafıza kaybı başladı... herşeyi unutuyorum... !" doktor, adama şöyle bir bakmış yine, hemşireye dönmüş, "kızım, sekiz numaralı kutuyu getirir misin?" demiş. adam, hemen itiraz etmiş, "ama, o kutuda tak var!"... doktor, "doğru! bakın, hafızanız da yerine geldi!... " adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş parayı çıkmış dışarı... kurmuş da kurmuş intikam planlarını... birkaç ay sonra.. "doktor! ben de iktidarsızlık başladı... durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum... " doktor adamı gözüyle şöyle bir inceleyip, "hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir misin" diye seslenince, adam, tüm hırsıyla, "s.kecem, seni de sekiz numaralı kutunu da... " diye bağırmış..
    doktor gayet sakin, "geçmiş olsun! artık yapabiliyorsunuz!!!"
    ···
    1. 1.
      -6
      anlamadım ?
      ···
    2. 2.
      0
      tekrar oku kardeşim anlarsın =)
      ···
    3. 3.
      +3
      gözden kaçmasın 35.1 nick entry
      ···
      1. 1.
        0
        hahahah =)
        ···
    4. diğerleri 1
  10. 35.
    +34
    memleketimden mit manzaraları 2

    26-)

    bilim adamlari, birgün bir magarada yaşı 1.582.903 olan bir insan fosili bulur, bu fosili istihbarat teskilatlarini sinamak ve onlara deneyim kazandirmak amaciyla kullanma karari alirlar.

    once japon istihbarati magaraya girer ve 15 dk sonra disari cikip derler ki;

    - bufosilin yasi 1.400.000 ila 1.600.000 arasinda...

    daha sonra cia girer ve 12saat sonra baya bi havali sekilde cikarlar.

    -bu fosilin yasi 1.500.000 ila1.600.000 arasinda derler...

    hemen ardindan kgb girer ve sirf amerikalilara inat içerde 2 gun kalirlar.49. saatte cikar derler ki;

    -bu fosilin yasi yaklagib olarak 1.550.000 ila 1.600.000 arasinda...

    en son olarak bizim mit girer. aradan bir hafta gecer magaradan ses yok, 1 ay olur ses yok, 1.5 ay olur ses yok. magaranin disinda beklesen gazeteciler daha fazla bekleyemeyip iceri girerken bizimkilerden biri cikar disariya. yaka paca dagilmis, gomlegin yarisidisarida... sigarasi icin bir ates ister, sigarasini yakar, o sirada gazeteciler heyecanla sorar;

    -iceride calismalar nasil efendim? fosilin yasini bulabildiniz mi?

    bizimki sigaradan bir firt ceker ve;

    -fosilin yasi tam olarak 1.582.903 der.

    bunu duyan gazeteciler saskinlikla sorarlar

    -nasil basardiniz bunu, fosilin yasini tam olarak nasil tahmin ettiniz?

    bizimki sigaradan derin bir nefes çeker ve;

    -zor oldu ama "konusturduk pekekenti"
    ···
  11. 36.
    +25 -1
    27-)

    amerika'da nesli tükenmek üzere olan yeni bir maymun türü keşfedilir ve hemen koruma çalışmaları başlatılır... ancak maymunların yaşadığı orman ağaçları hem çok yüksektir hem de maymunlar çok çeviktir...
    araştırma yapılır ve yakalama işini türkiye' den temel'den başkasının yapamayacağı anlaşılır...
    hemen bir heyet oluşturulur ve temel'e giderler, durumu anlatırlar... temel işi yapacağını ancak bazı şartları olduğunu söyler ve sıralar:

    1-çok para isterum,
    2-köpeğim çomar da gelecek,
    3-bir ağ isterum,
    4-içinde domdom kurşunu olan dolu bir tüfek isterum."

    heyet temel'în son isteğine bir anlam veremese de kabul eder tüm şartlarını... maymunların bulunduğu yere gidilir... temel inanılmaz bir
    hız ve çeviklikle ağaca tırmanır, ağacın tepesinden bağırır "ağı geruun!!!"... dalı sallar maymun ağa düşer, ağdan seker yavaşça yere düşer... bu esnada çomar büyük bir hızla gelir ve yere düşen maymunu becerir, maymun bayılır...
    rahatlıkla yakalanan maymun hemen kafese konur...

    temel 2.ağaca tırmanır ve aynı şekilde 2.maymunda yakalanır...

    temel 3.ye tırmanır ve tepeden yine bağırır "ağı geruun!!!"ancak bu kez temel'in üstünde bulunduğu dal zayıftır ve kırılmak üzeredir.. temel bağırır:
    - "köpeği furin laan, köpeği furiiiin!!!"
    ···
  12. 37.
    +14 -1
    28-)

    şapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir ormana düşmüş... bir süre yürüdükten sıcaktan ve yorgunluktan bunalmış, bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini de yere koymuş ve uykuya dalmış. birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak uyanmış. bakmış ki yanındaki sepet bomboş, şapkalar gitmiş. bir de kafasını kaldırıp agaca bakmış ki, ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin kafasında adamın şapkaları... adam düşünmeye başlamış:

    - "ben şimdi napıcam, şapkaları bu maymunlardan nasıl alıcam... ?"

    düşünceli bir şekilde kafasını kaşırken bi bakmış maymunlar da adamı taklidini yapıyolar, kafalarını kaşıyolar. adam ellerini havaya kaldırmış , maymunlar da aynısını yapmışlar. derken adam ne yapacağını bulmuş. kendi başındaki şapkasını çıkartıp yere atmış, tabi maymunlar da kafalarındaki şapkaları hemen yere atmışlar. adam böylece bütün şapkaları toplayıp sepetine koymuş.

    aradan 50 yıl geçmiş. artık adamın bir torunu varmış. o da dedesi gibi şapka satıcısı olmuş. günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düşmüş. hava yine çok sıcakmış ve genç adam bir ağacın altına oturmuş, şapkalarla dolu sepetini yanına koymuş ve uykuya dalmış. bir saat sonra uyanmış bir de bakmış sepetin içinde şapkalar yok. derken tuhaf sesler duymuş bir de kafasını kaldırmış ki ağacın üstünde bi sürü maymun, hepsinin kafasında birer şapka. adam düşünmüş:

    - "dedem yıllar önce bana bir hikaye anlatmıştı. ne yapacağımı çok iyi biliyorum."

    adam kafasını kaşımaya başlamış, maymunlar da aynısını yapmışlar. adam ellerini havaya kaldırmış, maymunlar da ellerini kaldırmış. ve adam gülümseyerek kendi başındaki şapkayı çıkarmış yere fırlatmış. o anda maymunlardan biri ağaçtan inmiş, adamın yere attığı şapkayı kapmış, adama da bi tokat atmış ve:

    - "sadece senin mi deden var lan!"
    ···
  13. 38.
    +20
    29-)

    zengin bir arap kalp ameliyatı geçirecekmiş. doktorlar, ameliyat öncesi bir tedbir olarak bir miktar kan depolamak istemişler. ama bu arap'ın kanı çok nadir bir kan imis. bütün dünyayi arayıp taramışlar ve sonunda kudüs'te yasayan bir yahudide bu kanın oldugu anlaşılmış. yahudi kan vermeye razı olmuş ve ameliyat da yapilmis.

    ameliyattan sonra zengin arap, kendisine kan veren yahudiye teşekkürleri ile beraber müthiş bir otomobil ve bir milyon dolar para yollamiş.

    bir kaç ay sonra arap'ın bir kere daha ameliyat olmasi icap etmis. doktorlar yine yahudi'yi aramışlar ve yahudi de tekrar kan vereceğini söylemis. arap yine ameliyat edilmis. ancak bu defa kendisine kan veren yahudiye bir teşekkür notu ile bir kutu şam baklavası yollamış.

    çok daha kıymetli hediyeler ve para bekleyen yahudi bu işe çok bozulmuş. kan verdiği arap zenginine bir telefon açıp neden bu kadar cimri davrandığını sormuş. arap kahkahalar atarak şu cevabı vermiş: 'ya habibi, gözümün nuru. artık damarlarımda yahudi kanı dolaşıyor!'
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      ahuahaha y*hudi aşşağılama verdim şukunu bin
      ···
    2. 2.
      +1
      eyvallah (:
      ···
  14. 39.
    +12 -1
    30-)

    odanın birine 1 kadın, 1 ütü ve 1 gömlek koymuşlar. 5 dakika içinde gömleği ütüleyip, kadınla beraber olan kişi kazanacakmış.
    japon, almış ütüyü eline gömleği bir güzel ütülemiş. kadına sıra gelince süre bitmiş. çıkışta : bizde prensip budur demiş: önce iş gelir.
    fransız girmiş ve hemen kadına saldırmış. ütüye sıra gelince süre bitmiş. çıkışta: bizde prensip budur demiş: önce aşk gelir.
    türk girmiş. girer girmez vermiş kadına ütüyle gömlegi, o ütülerken kadının işini bitirmiş ve kazanmış. çıkışta: bizde prensip budur demiş: çalışanı giberler*
    ···
  15. 40.
    +27
    31-)

    akşamdan kalma adam, büyük bir başağrısı ile sabah uyanmış. zorlukla gözlerini açıp, yerinden doğrularak,

    şöyle bir etrafına bakınmış.

    komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor. yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş.

    aspirinleri içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;

    "sevgilim, günaydın. kahvaltın mutfakta. ben alışverişe çıkıyorum, erken dönerim. seni seviyorum".

    kalkıp, giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş. bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor. masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor.

    oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;

    - evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?

    - evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu, sarhoş olarak eve geldiğinde. önce koridordaki sandalyeyi devirdin,

    ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı. adam, şaşırmış vaziyette:

    - anlayamadım. o zaman niye herşey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?

    - onu mu soruyorsun. annem seni sürükleyerek yatak odasına zütürüp, pantalonunu çıkarmaya çalıştığında,
    "bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım" dedin.
    ···
    1. 1.
      0
      Supermiss :D
      ···
  16. 41.
    +10 -2
    32-)

    patron sekretere : bir haftalığına iş için yurtdışına çıkacağız. ona göre hazırlan.
    sekreter kocasını arar : patronla bir haftalığına yurtdışına çıkacağız. sen başının çaresine bakarsın.
    kocası sevgilisini arar : karım bir haftalığına yok. bu haftayı beraber geçirelim.
    sevgili özel ders verdiği minik çocuğu arar :
    bu hafta sana ders veremicem. gelmene gerek yok.
    minik çocuk dedesini arar : dedecim. bu hafta dersim yok. öğretmenim yok.bu haftayı beraber geçirelim.
    dede (1.bölümdeki patron olur) sekreterini arar:
    bu haftayı torunumla geçireceğim. gezimiz iptal oldu. gidemicez.
    sekreter kocasını arar :
    gezimiz iptal oldu. gidemicez.
    koca sevgilisini arar :
    bu hafta beraber olamıcaz. karımın gezisi iptal oldu.
    sevgilisi ders verdiği minik çocuğu arar:
    bu hafta sana ders verebileceğim. işlerim iptal oldu.
    minik çocuk dedesini arar :
    dedecim. öğretmenimin işleri iptal oldu. bu hafta beraber olamıcaz. çok üzgünüm.
    dede sekreterini arar :
    merak etme. bu hafta yurt dışına çıkabileceğiz. hazırlıklarını yap...
    ···
    1. 1.
      +1
      Kısır döngü
      ···
    2. 2.
      0
      birisi zinciri kırana kadar aynen öyle devam =)
      ···
    3. 3.
      +3
      bu amk hocasi hali hazirda ders vermicek diye izin almis yapsa tatilini yapsa 2. donguye hersey cozulmus oluyo
      ···
    4. 4.
      0
      birisinin kontörü bitene kadar bu döngü devam eder
      ···
    5. diğerleri 2
  17. 42.
    +18
    33-)

    merhaba, samantha ile görüşmek istiyorum.
    bir dakika efendim.
    adamı içeri alırlar. bir sure sonra çok güzel bir kadın merdivenlerden iner:
    - beni aramissiniz.
    - evet. geceyi seninle geçirmek istiyorum.
    - tamam, ama benim tarifem biraz pahalıdır. geceliği bin dolar.
    - parasi önemli değil. geceyi seninle geçirmek istiyorum.

    beraberce yukarı çıkarlar. geceyi birlikte geçirirler.
    ertesi gün adam yine randevuevine gelir.

    -samantha ile görüşmek istiyorum.
    -beyefendi başka kızlarımız da var.
    -umurumda değil, samantha ile görüşeceğim.

    samantha gelir: yine mi sen!

    - evet. geceyi seninle geçirmek istiyorum.
    - yalnız fiyatımı hatırlıyorsun değil mi? bin dolar.
    - hiç önemli değil. ben geceyi seninle geçireceğim.
    birlikte yukarı çıkarlar, o geceyi de beraber geçirirler.

    ertesi gun, ayni adam, ayni randevuevi:

    - merhaba, samantha ile görüşmek istiyorum.

    samantha aşağı iner: tanrim, yine mi?

    - bak, devamlı müşterilere indirim falan yapmıyorum. fiyatım ayni, bin dolar.
    - onemli degil. geceyi seninle geçirmek istiyorum.

    yine yukarı çıkarlar. islerini bitirdikten sonra:

    - benden bu kadar hoşlanman çok güzel ama anlayamıyorum.
    - uç gece ustuste bana bin dolar ödedin. nerelisin sen?
    - tel aviv.
    - tel aviv mi? benim ablam da tel aviv'de yasıyor.
    - biliyorum, sana getirmem için bana ucbin dolar vermişti de
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      kesin yahudi oç
      ···
  18. 43.
    +14 -1
    pazarlamak sanattır arkadaşlar

    34-)

    diplomatın biri, fakir bir adamın yanına gider ve;
    -oglunun evlenmesini saglayabilirim... der.
    - oglumun hayatına asla karışmam...
    - ama, kız lord rothschild'in kızı...
    - haaa! o zaman başka...

    diplomatın ikinci durağı, lord rothschild'in yanıdır.
    - kızınız için bir kısmet buldum lordum..
    - benim kızım evlenmek için henüz çok küçük...
    - ama, bu delikanlı halihazırda dünya bankası başkan yardımcısı..
    - bak o zaman başka...

    diplomat, lord'un yanından ayrıldıktan hemen sonra solugu dünya bankası baskanının yanında alır.
    - size başkan yardımcısı olarak tavsiye edecegim, çok iyi bir delikanlı var.
    - su an zaten ihtiyacımdan çok başkan yardımcım var, gerekmez.
    - ama, bu çocuk lord rothschild'in damadı?
    - bak o zaman oldu... gelsin başlasın...
    ···
  19. 44.
    +26
    35-)

    küçük çocuğun en sevdiği şey, yatak odasındaki dolaba girip beyaz ayısı ile oynamakmış. ama annesi bu duruma çok kızıyormuş, çünkü kocası yokken sevgilisini eve alıyormuş.

    kadın bir gün, çocuğunun dolapta olup olmadığını kontrol etmeden sevgilisini yatak odasına almış. bu sırada aniden kocası gelince, kadın sevgilisini dolaba sokmuş. adamla çocuk dolabın içinde karşılıklı birbirine bakarlarken, karı-koca sevişmeye başlamışlar.

    çocukla adam arasında da diyalog başlamış:

    - amca !

    - efendim.

    - benim bir beyaz ayım var.

    - eeee!

    - sen onu satın alacaksın.

    - çocuğum ben kocaman adamım, ne yapayım ayıyı?

    - yok yok alacaksın.

    - almayacağım ulan.

    - alacaksın alacaksın, yoksa çıkar babama söylerim.

    - peki peki sus, ne kadar?

    - 50 dolar.

    - hadi lan, buna 50 dolar vermem.

    - peki, ben de çıkar babama söylerim.

    - peki peki, al şu 50 doları.

    aradan bir süre geçmiş:

    - amca !

    - ne var?

    - ayımı geri ver.

    - hadi lan, ben ona 50 dolar saydım.

    - vereceksin, yoksa çıkar babama söylerim.

    - peki lan velet, al şunu da sus.

    biraz sonra;

    - amca benim beyaz ayı var ya!

    - eeee ?...

    - sen onu 100 dolara alacaksın.

    - hmmmpoffff!

    bu böyle sabaha kadar devam etmiş. çocuk adamın cebindeki tüm parayı almış. ertesi gün gitmiş bu paralarla kendisine bir bigiblet almış.
    eve geldiğinde annesi;

    - bunu nereden buldun, diye sormuş.

    - parayı yerde buldum.

    - olmaz çocuğum, günah işlemişsin. git bigibleti geri ver, parayı al, onu da kiliseye bağışla. gitmişken de parayı nasıl bulduğunu anlat, günah çıkar.

    çocuk istemeye istemeye annesinin dediklerini yapmış. parayı kiliseye bağışladıktan sonra günah çıkarma odasına girmiş. rahip kabinin diğer tarafından seslenmiş:

    - buyur çocuğum.

    - rahip amca, benim bir beyaz ayım var.

    rahipten gürleme gibi bir ses gelmiş:

    - gibtir git lan, bela mısın, nesin sen?
    ···
    1. 1.
      0
      beyandim
      ···
    2. 2.
      0
      teşekkürler kardeşim =)
      ···
  20. 45.
    +11 -1
    nedense ben bu fıkraya çok gülüyorum aq , belki tavşanlara bir sempatim olduğu içindir sevimli hayvanlar vesselam.

    36-)

    bir gun ormanda vahsi kurt tavsani kovalamaktayken, kurt bir kuyuya duser. bunun uzerine tavsan kuyunun yanina gelerek kurtla tasak gecmeye baslar. hakaretlerle birlikte kicini yara yara gulmekteyken bir anda tokezler ve o da kuyuya duser. gerginlik dolu ufak bir sessizlikten sonra:
    -inanmicaksin ama ozur dilemeye geldim.
    ···