/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 51.
    +18
    37-)

    dünyada sadece bir çift kalan nadir bir ayı türünün erkeği ölmüş.
    bu ender hayvanın üreme ihtimali sıfır. bu yüzden soyu tükenecek.
    ne yapalım diye düşünmüşler; kurullar toplanmış, çözüm yok.

    bir türk bilim adamı şöyle demiş:

    'bizim memlekette bir hayati abi var.
    söylemesi ayıp, aynen bu ayıya benziyor, hatta daha kıllıdır.
    ondan rica edebiliriz. 1500dolar da ödül
    verdik mi bu iş tamam! ayıların soyunu ancak bu
    yöntemle kurtarabiliriz.' bakmışlar başka çare yok,
    hayati abiye gitmişler ve durumun önemini,
    yapacağı hizmetin büyüklüğünü anlatmışlar, bir de
    'karşılığında 1500 dolar söz konusu' demişler.
    hayati abi bir an düşündükten sonra, 'olur ama..' demiş, 'üç şartım
    var.'
    herkes büyük bir sevinç içinde ama daha çok merakla,
    'nedir şartların?' diye sormuşlar...
    hayati abi bir çırpıda sıralayıvermiş:
    1. öpişmem hele kurban.
    2. yavri erkek olursa adini rehmetli bubamın adını verirsiniz ha.
    3. 1500 çok paradır , en fezla 100 verirem.
    ···
  2. 52.
    +11 -1
    38-)

    birgün afrika'da yakalanmış bir aslanı uçağa bindirip güzelce zincirlemişler. fakat aslan belirli bir süre sonra zincirlerden kurtulup kaptan pilotun yanına gidip;

    - kusura bakma seni yiyecem. karnım çok acıktı, demiş.
    pilot;
    - manyakmısın beni yersen uçağı kim kullanacak kim yere indirecek sen beni boşver yardımcı pilotu ye, demiş.

    aslan düşünmüş pilot doğru söylüyor gitmiş yardımcı pilota ;
    - seni yiyecem çok acıktım dayanamıyorum.

    yardımcı pilot,
    - sen manyak mısın kaptan hastalansa uçağı kim kullanacak. sen beni değil radar görevlisini ye demiş.

    aslan düşünmüş oda doğru söylüyor gitmiş radar görevlisine,
    - seni yiyecem çok acıktım.
    radar görevlisi;
    - sen çok salaksın pilot yardımcı pilot hepsi hava. esas ben olmasam onlar uçağı yere nasıl indirirler yerle bağlantıyı ben sağlıyorum sen en iyisi git hostesi ye.

    aslan ulan bu da doğru söylüyor deyip gimiş hostese. aynı şeyi ona söylemiş ve hostes eğilip aslanın kulağına birşeyler söylemiş.

    bunun üzerine aslan hemen yerine gidip kendini sıkıca bağlamış ve amerikaya kadar hiç kımıldamamış.

    amerikaya vardıklarında kaptan pilot hostese sormuş;
    - sen buna ne dedinde böyle durdu biz canımızı zor kurtardık senin birşey söylemene gitti oturdu.
    hostes;
    -bunların hepsi beni gibiyorlar, beni yersen seni giberler dedim.
    ···
    1. 1.
      +1
      aslan değilde afrikadan bir yamyam yakalamışlar olsa daha komik ve mantıklı olur
      ···
    2. 2.
      -5
      bu fıkraları yazmadan önce de yazdım şimdi tekrar yazıyorum sevgili kardeşim.

      FIKRADA MANTIK ARANMAZ. ADI ÜSTÜNDE fikra
      ···
  3. 53.
    +7 -2
    realist temel

    39-)

    - dursun: la temel sağa bir bilmece sorayim mi?
    - temel: sor bakayim
    - dursun: iğnesi var sokamaz
    kanadi var uçamaz
    peteği var bal yapamaz bil bakalum bu nedur?

    - temel: .ikeyim ole ariyi !!!
    ···
  4. 54.
    +8 -1
    40-)

    85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
    doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir b... a... kındıktan sonra yaşlı adama sorar:

    doktor- "içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
    adam- "evet, eşim.”

    doktor- "ama bayan 25 yaşlarında... "
    adam- "tamam işte, eşim o. niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"

    doktor- "yoo, aklıma benim dedem geldi de."
    adam- "nesi varmış dedenizin?"

    doktor- "kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. kendisi israr etti ve hazırlandı. e, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. ben de kendisiyle gittim. ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. dedim ya, dedem yaşlı. bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. geyik o anda vurulup yere düştü... "

    adam- "olur mu, başkası vurmuştur onu."
    doktor- "ben de onu demeye çalışıyorum işte .. başkası vurmuştur
    ···
  5. 55.
    +9
    41-)

    isveç, çin'e savaş ilan etmiş. bir şekilde çin'e kadar gelmişler. haber, çin devlet başkanına geç ulaşmış.

    - başkanım isveç bize savaş ilan etti...
    - isveç de ne?
    - avrupa'da bir ülke
    - kaç kişi bunlar?
    - 8 milyon efendim.
    - hangi otelde kalıyorlar?*
    ···
  6. 56.
    +22 -1
    42-)

    adamın biri bir bankaya girmiş ve bankadaki görevli kadına:

    - "a.ına koyduğumun bankasında taktan bir hesap açtırmak istiyorum" demiş. kadın bir anda böyle bir laf beklemediği için şaşırmış, afallamış...

    - "afedersiniz anlayamadım beyefendi, tekrar eder misiniz?" diye sormuş. bunun üzerine adam yine: - "a.ına koyduğumun bankasında taktan bir hesap açtırmak istiyorum" demiş.

    kadın çok bozulmuş ve:

    - "aman beyefendi, lütfen sözlerinize dikkat edin ve ne istediğinizi kibarca söyleyin!" demiş. adam da hiçbir değişme yok, aynı lafı tekrar tekrar söylemiş... en sonunda kadın dayanamamış ve "ben sizi müdürümün yanına zütüreyim de, derdinizi ona anlatın!" demiş.

    müdürün yanına gitmişler, adam yine aynı şekilde müdüre isteğini iletmiş. müdür:

    - "beyefendi, elemanım son derece haklı. bu şekilde konuşursanız korkarım size yardımcı olamayacağım, lütfen niye böyle konuştuğunuzu söyler misiniz?" bunun üzerine adam:

    "ağzına s.çtığımın sayısal lotosundan en büyük ikramiye bana çıktı ve bunu a.ına koyduğumun bankasında taktan bir hesap açtırarak değerlendirmek istiyorum!" demiş...

    bu lafı duyan müdür eliyle kadını işaret ederek bağırmış:

    "ve bu huur size yardımcı olmuyor, öyle mi?
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Sayfa 3 42
      ···
  7. 57.
    +9
    43-)

    adamın biri bir gün pgibolağa gitmiş. başlamış derdini anlatmaya: "geceleri uyuyamiyorum efendim, sürekli yatağın altında biri varmış gibi geliyor. yatağın altına iniyorum bu seferde sanki yatağın üzerinde birileri varmış gibi geliyor."

    doktor "altı aylik bir çalisma sonucu bu sorunu hallederiz." demiş.

    adam: peki vizite ücreti ne kadar ?

    doktor: seans başı 50 dolar haftada üç seans.

    tabi adamin gidis o gidiş. doktor bir kaç ay sonra sokakta hastaya rastlamis gicik bir şekilde gülerek ;
    - ne oldu hastalıktan kurtulabildin mi?

    adam da gülerek;
    - evet hemde bir şişe şaraba hallettim.

    doktor çok sasirmis ;
    - nasıl yani ?
    adam: sizden çıktıktan sonra birahaneye ugradim, birami içerken yanımdaki berduşla dertleştik, ona bir şişe şarap ısmarladım o da bana karyolanın bacaklarını kesmemi tavsiye etti!
    ···
    1. 1.
      0
      rezerve
      ···
  8. 58.
    +17
    44-)

    çok yaşlı bi adam genç bi kızla evlenir. her şey gayet iyi güzel gider fakat bir sorun vardır, hiç bir sevişmelerinde kadın bir türlü orgazm olamaz. "bu iş bele gitmez" diyen çift soluğu doktorda alır durumlarını anlatırlar böyleyken böyle diye. doktor bi adama bi kadına bakar ve " hhhmmmğğğğ" der. "size şöyle bir tavsiyede bulunayım geç yağız, gürbüz, güçlü, kuvvetli bi delikanlı bulun, siz sevişirken bütün gücüyle baş ucunuzda havlu çevirsin dursun. böylece yengeanım tahrik olacak ve netice orgazmın ışıklı doruklarına çıkacaktır"
    çiftimiz hemen tarif edilen adamı bulup sevişirken baş ucuna dikip havlu sallatır ama nanay. beklenen olay bir türlü gerçekleşmez.
    doktora tekrar giderler ve havlu hikaye oldu gene bi numara yok derler. doktor yaşlı adama der ki: "hhhhhhhhmmmmmmmmmmmmmmmmmğğğğğğğğğğğğğğğğğğğ bu defa delikanlı sevişsin sen bi havlu salla bakalım ne olacak"
    heyecanla eve dönüp hep beraber gerekli düzen içinde organize olurlar. genç adamla kadın hayvan gibi sevişirken yaşlı koca da tüm gücüyle havlu çevirmektedir tepelerinde. haliyle bi süre sonra kadın böğüre böğüre orgazm olur.
    bunun üzerine yaşlı adam gülerek delikanlıya şöyle der:
    "hahaaağağ, gerizekalı! havlu öyle değil böyle çevirilir!"
    ···
  9. 59.
    +14
    45-)

    adamın biri berberin kapısından seslenir.

    -işiniz çok mu?

    -iki saç bir sakal
    der adam teşekkür eder ve gider. geri gelmez. berber merak eder ama pekde önemsemez.
    bir kaç gün sonra tekrar kapıdan bir ses duyulur.

    -işiniz çok mu?

    -bir saç bir sakal
    diye cevap verir . adam teşekkür eder ve gider. yine geri gelmez. berber duruma biraz uyuz olur ama olayın üzerinden biraz geçine unutur. 15 gün sonra tekrar kapıdan aynı sesi duyar.

    -işiniz çok mu?

    berber sesi tanımıştır.

    -bir saç kaldı der bu kez. adam teşekkür eder ve yine gider. bunun üzerine berber dayanamaz ve çırağına,

    -koş şu adamı çaktırmadan takip et bakalım nereye gidicek.

    diyerek gönderir adamın peşinden. çırak 10 dk olur gelmez, 20 dk olur gelmez, 30 dk olur gelmez, en sonunda soluk soluğa kapıdan içeri girer. usta sinirlidir, ulan eşek herif ben sana adamı takip et dedim sen bi gittin gelmedin. söyle bakayım nerdeydin der çırağına.

    çırak cevap verir.

    -usta adamı takip ediyordum, önce sola döndü, ordan kahvenin yanında sağa girdi, yukarı doğru çıktık. daha sonra bakkalı geçip çıkmaz sokağa girdi.

    eeeee der usta.

    çırak: valla sonra sizin eve girdi usta..
    ···
  10. 60.
    +8 -4
    bunu benim staj yerindeki müdüre anlatmıştı , adam 2 gün aralıksız gülmüştü aq hahhaahah

    46-)

    organlar arası diyalogları görünce aklıma geldi, yazayım dedim:

    bi gün iç organlar arası tartışma çıkmış. beynin liderliğine karşı çıkmış bi grup organ. mide demiş ki müdür ben olucam, ben olmasam sindirim olmaz; akciğer demiş ki ben olmasam nefes alamazsınız; kalp de demiş ki ben dursam 2 dakika içinde ölürsünüz; züt de aradan çıkıp ben de sıçmasam mahvolursunuz demiş. herkes züte gülüp geçmiş. kalbin tehdidi beynin de gözünü korkutmuş. liderliği kalbe bırakmış.

    züt bu duruma çok bozulmuş. öyle böyle değil. kalbin müdürlüğe başladığı gün züt de sıçmama eylemine başlamış. bi gün geçmiş yok, iki gün geçmiş yok. gelip geçicidir demişler, o da sıkılır demişler bana mısın dememiş. haftalar geçmiş adam sıçmamış. içersi artık yaşanmaz bi yer haline gelmiş. tak basmış vücudu. siz misiniz zütü küçümseyen??

    en son dayanamamış herkes kalbe baskı yapıp müdürlüğü züte bıraktırmışlar.

    işte o günden sonra bütün zütler müdür olmuş.
    ···
    1. 1.
      0
      kahkaha attım amk hahaahhah
      ···
      1. 1.
        +2
        inceden laf çarpıtıyo güzel fıkradır , beğendiğine sevindim =)
        ···
  11. 61.
    +7 -5
    47-)

    soğuk savaş döneminde amerikalılar her yıl onlarca casus yetiştirip rusya'ya salıyorlarmış. hepsi de teker teker en geç bir hafta içinde yakalanıp özenle konuşturulup devlet sırlarını ifşa ediyormuş.

    en sonunda demişler ki, ülen bi tane yetiştirelim ama çok süper olsun. bi tane adamı almışlar, ana dili gibi rusça öğretmişler şive ve lehçelerine kadar. rus efsane ve masallarını tarihini örf ve adetlerini öğretmişler. bir dikişte bir şişe votka içmesini öğretmişler. göğüs kıllarını jiletle tıraş etmişler böyle kıvır kıvır rus denizciler gibi göğüs kılları olmuş.

    dövüş sanatlari teknoloji vs zaten öğretmişler. neyse bu casusu uçaktan paraşütle rusyanın yakınlarında bir kasabaya atmışlar.

    paraşüt açılmamış ölmüş. (eheh şaka şaka)

    casusumuz rusyada bir bara gitmiş hemen. rusça bir votka istemiş. barmen bir kez yüzüne bakmış ve "hoşgeldin amerikalı" demiş.
    casus anında adamın yanına koşmuş. "bayım" demiş, "nereden anladın"

    -zenci rus olmaz ki.
    ···
    1. 1.
      0
      Sayfa 3 48
      ···
  12. 62.
    +13
    48-)

    yavru tavşan yuvasından ilk kez ayrılır ve ormanda dolaşmaya başlar. karşılaştığı ilk hayvana kendini tanıtır:

    "merhaba kardeş ben tavşan, sen kimsin?"

    karşısındaki hayvan:
    "ben de katır der"
    tavşanın kafası karışır: "nasıl yani?" der.

    katır:
    "benim annem eşşek, babam da at; onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum" der.
    tavşan yoluna devam eder. karşılaştığı başka bir hayvana kendini tanıtır:

    "merhaba kardeş, ben tavşan, sen kimsin?

    hayvan:
    "ben kurt köpeğiyim" der. tavşan yine şaşırır: "nasıl yani?" der.

    kurt köpeği:
    "benim annem kopek, babam da kurt; onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum" der.

    tavşan yoluna devam ederken yavaş yavaş aklından bu bilgileri geçirir ve işlerin nasıl olduğunu anlamaya başlar. karşılaştığı başka bir hayvana kendini tanıtır

    "merhaba kardeş ben tavşan, sen kimsin?"

    hayvan:
    "ben devekuşu" der.

    tavşan afallar:

    si..tir git len
    ···
    1. 1.
      0
      Demek ki eşek arısı görse öldürecek aq tavşanı
      ···
    2. 2.
      +1
      ya da çoban köpeği hahaha =)
      ···
    3. 3.
      0
      Allahtan peygqmber devesi çıkmamış karşısına
      ···
    4. diğerleri 1
  13. 63.
    +13
    49-)

    biri türk, biri ingiliz biri de fransız olan 3 avcı ava çıkarlar. yamyamlar bunları yakalar.

    -biz birbirimizi yiye yiye soyumuz tükenme noktasına geldi. aranızdan birini damızlık seçeceğiz.
    +tamam.
    -önce deneme yapacaz.

    bunları 3 ayrı odaya alırlar. hepsine birer maymun verirler. maymunlar doğum yapana kadar, 3 avcıya istedikleri kadar yemek, su verirler. güzel bir ortam sağlarlar. sonra kapıları birer birer açarlar.

    ingiliz'in odasında 4 yavru vardır. fransız'ın odasından 3 yavru çıkar. türk'ün odadan ise sadece bir tane yavru vardır.

    yamyam sorar: hani lan, cikste birinciydiniz! bu ne tek yavru?
    bizimki cevap verir: lan yarram, erkek maymun vermişsiniz. ancak bunu yapabildim.
    ···
  14. 64.
    +12 -1
    50-)

    tımarhanenin birinde bir gün isyan çıkmış.

    deliler salon gibi bir yerde toplanmış, sağı solu dağıtıyorlarmış.

    doktorlar dahil hiç kimse bunlara yaklaşamıyormuş; deli ya!.

    hastanenin başhekimi '- bir şey yapmak lazım' demiş ve odasına dalmış, kitapları karıştırmaya başlamış. bir süre sonra çıkmış ve diğer doktorlara şöyle demiş..

    '- şimdi doktorlardan biri soyunup koşa koşa delilerin yanına gidecek ve 'ben canlı bombayım' diye bağıracak, literatüre göre bunlar dağılacak, başaracağız!..'

    doktorlar kendi aralarında birini seçmişler ve çırılçıplak soymuşlar.

    kapıyı açmışlar ve '- hadi şimdi!..' demiş başhekim...

    çıplak doktor başlamış koşmaya ve bağırmaya….

    '- ben canlı bombayım, ben canlı bombayım, patlayacağım... '

    deliler bakmışlar doktora. sonra yakalayıp pencereden aşağıya atmışlar.

    '- eyvah!..' demiş başhekim...

    '- literatüre göre yeniden denememiz lazım' deyip başka bir doktoru soymuşlar

    ve onu da yollamışlar delilerin arasına...

    o da çıplak bir vaziyette dalmış delilerin arasına..

    '- ben canlı bombayım patlayacağım' diye bağırmış ama, onu da yakalayıp atmışlar pencereden deliler...

    başhekim bakmış ki olmuyor...

    '- ben gidiyorum!..' demiş . o da soyunmuş diğerleri gibi dalmış odaya...
    ben canlı bombayım, patlıyacağım diye bağırmış,

    deliler başhekime bakınca…!..hepsi odalarına kaçışmışlar, ortalık sakinleşmiş.

    - bu duruma bütün doktorlar şaşırmış tabii ki ...

    sonra başhekimi neden pencereden atmadılar diye araştırmaya başlamışlar...

    ve delilere sormuşlar…..

    '- diğerlerini aşağıya attınız da onu neden atmadınız?'..

    deliler hep birlikte cevap vermişler:

    '- onun fitili çok kısaydı... her an patlayabilirdi... 'kendimizi sağlama aldık…
    ···
  15. 65.
    +8
    51-)

    öğretmen derste sormuş:
    - "çocuklar dil balığı neden yassıdır?"

    önden biri parmak kaldırmış:
    - "hocam bana amcam anlatmıştı balinanın teki buna bi kaymış, yassılmış."

    ögretmen kızmış ve
    "bir daha böyle terbiyesizlik yaparsan seni sınıfta bırakırım" demiş.

    ertesi gün öğretmen tekrar sormuş:
    -"peki ıstakozun gözleri niye dışardadır?"

    aynı çocuk yine parmak kaldırmış:
    - "hocam onu da amcam anlatmıştı, o sırada ıstakoz da ordaymış"
    ···
  16. 66.
    +7 -1
    52-)

    çocuk, babasının yanına gelir ve sorar:

    -baba, teori ile pratik arasındaki fark nedir?

    babası da oğlum, git ablana 1 milyon dolar verseler, brad pitt ile yatar mı diye sor der.

    çocuk ablasına gider ve sorar, ablası da tabi ki yatarım der. sonra babasına gelip ablasının 1 milyon dolar karşılığı brad pitt ile yatacağını söyler.
    bunun üzerine babası çocuğa, bu sefer annene git ve 1 milyon dolar verseler george clooney ile yatar mı diye sor der.
    çocuk bu sefer de aynı soruyu annesine sorar, annesi de tabi yatarım oğlum der. çocuk tekrar babasını yanına gelir ve annesinin de yatacağını söyler.

    bunun üzerine babası çocuğa; oğlum işte sana teori ile pratik arasındaki fark der;
    teoride 2 milyon dolarımız var ama pratikte 2 huur ile birlikte yaşıyoruz.
    ···
  17. 67.
    +7 -2
    bir endüstri mühendisi adayı olarak mükemmel bulduğum bir fıkra daha

    53-)

    büyük bir sirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün new york üzerinde balonla dolasmaya cikar. aksilik bu ya, pusulasini asagiya düsürür ve kaybolur. inmek icin uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara icen bir adam görür ve alcalir:

    "pardon. ben neredeyim acaba?" diye sorar.
    "yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icindesin" der adam.
    yönetici sinirlenir:
    "sen mühendissin degil mi?" diye sorar.
    "evet." der adam. "nereden bildin?"
    "cünkü basim belada ve sana bir soru soruyorum. verdigin cevap 100% dogru fakat hic bir isime yaramiyor."
    "sen de yöneticisin degil mi?"
    "evet sen nereden bildin?"
    "cünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun icinde kaybolmussun, pusulan yok, berbat durumdasin. fakat bu simdi benim sucum oldu."
    ···
  18. 68.
    +6 -3
    54-)

    adamın birisi bir gün, trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla kafa demlemeye başlamışlar.

    bir ara, karadenizli'nin belinde, kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi???

    -bıçağına bayıldım, demiş adama, masaya bir 50 lik banknot basarak, aldım gitti!

    -pen binaumi vermem!!! demiş karadenizli...

    -al, sana 100 o zaman!! diye vurmuş 100 lük banknotu masaya!!

    -vermem! demiş kararlı bir şekilde karadenizli!

    -oooo amma uzattın ha, demiş bizimki. bak bu son teklifim! al sana 300 tl. daha da param kalmadı!!!

    -haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum binağumi!!!

    adam takmış bi kere bıçağa!! çıkarmış bileğindeki rolex saati...

    -bak arkadaş, bu var ya bu, hayatında göremeyeceğin kadar para eder. bak son teklifim, veriyon mu bıçağı?

    -haçan arkadaşum, ne istersen iste, binagumi isteme penden!!!

    -sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba!! bak, bu saat var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut.

    -haydaa, sen penu anlamaysun kaliba!!! vermeyceum daaaa!!! .. hele bak... diyelum ki aldum saatinu, verdum binagimuuu ... yarin celdum kahveye, ha burda bir kahve içeceum... kalkti pirisu dedu baa "-ananu s..eyum.!!ha pen ne diyeceum ona, "altiyi çeyrek geçiii ???"
    ···
  19. 69.
    +2
    55-)

    fırtına felaket. uçak öyle bir türbülansa girmiş ki, her yer zangır zangır sallanıyor. korkudan sapsarı olmuş yolcu, bakmış yanında bir rahip oturuyor;

    - "bir şeyler yapsanıza peder" demiş, yalvarır gibi. rahip istifini bozmadan cevap vermiş.;

    - "ben yönetimde değil, pazarlamadayım."
    ···
  20. 70.
    +4 -1
    özetle türkiye

    56-)

    bir budist tapınağında,

    mürit : - çok bilge ve onurlu efendimiz, bir inci ile bir kadın arasındaki farkı öğretme lütfunda bulunabilir misiniz?

    üstat : fark şu küçük çekirge; bir inci deliğine her iki tarafından da geçirebilirsin, bir kadına ise yanlızca tek taraftan.

    mürit (şaşırarak) : -ama efendimiz, sizin yüce himalaya bilgeliğinize ters düşmek utancını taşıyarak, işittim ki bazı kadınlar her iki taraftan da geçirilmeyi kabul ederlermiş!

    üstat (ince bir gülümseme ile) : - işte, o zaman, o bir kadın değil bir incidir.

    adı türkiye olmayan bir ülkenin meclis genel kurul salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş.

    konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı göstermiş ve fiyat istemiş.
    birinci marangoz:
    “500 tlye olur bu iş” demiş. “200 malzeme, 200 işçilik, 100 kâr.”
    bürokrat ikinci marangoza dönmüş:
    - siz aynı işi kaça yaparsınız?
    - 2,500 lira.
    - nasıl olur bu kadar fiyat farkı?
    - 1000 bana, 1000 size... 500 de bu arkadaşa veririz kapıyı yapar.

    ihale ikinci marangoza verilmiş.
    ···