1. 1.
    0
    uludağsözlükte yazdım, giblenmedim. belki burada yazınca giblersiniz. hem bir iki kişi okusa kardır. sınav için demokrat partiye kastıydım, hoca tek soru sormadı. fazla bilgi beynimde basınç yaptı panpalar, ben de en azından sizinle paylaşarak bu basıncı azaltayım dedim. baştan söyleyeyim, verdiğim bilgilerin önemli kısmı bernard lewis'in modern türkiyenin oluşumu isimli kitabına dayanıyor. bazı seçim verilerini falan vikipediden aldım. okuyun, yanlış ya da ekgib gördüğünüz yerleri düzeltin. sormak istediğiniz bir şey varsa sorun, cevap arayalım. okumazsanız da canınız sağ olsun. ben part part atıcam, belki birilerinin işine yarar. hadi bakalım.

    edit: yalnız neden bu kadar çükülendiğimi bir anlayabilsem. yahu varsa itirazınız, yazın. elimizden geldiğince tartışalım. bilgilerimizi paylaşalım dedik de hata mı ettik amk? burada yazdığım şeylerin çoğu hocanın bilgilerine, bernard lewisin kitabındaki yazılara ve dönemin ünlü şahıslarının bazılarının hatıralarına dayanıyor. üzüldüm yeminle. astınız, kestiniz, yedirmeyiz demesini biliyorsunuz anca. iki dakika tartışalım deyince kaçıyorsunuz. yazık vallaa.
    ···
  1. 2.
    0
    adnan menderes hakkında tipik bir türk abartısı yapılır her iki zıt kutupta. darbeyi olumlu karşılayanlar adnan menderesi neyle suçlayacaklarını şaşırırken, diğer taraf da yere göğe sığdıramaz.

    öncelikle kendisinin nasıl iktidara geldiğinden kısaca bahsedelim. adnan menderes aydınlı bir toprak ağasının çocuğuydu. bu durum, kendisinin siyasi kariyeri açısından oldukça önemli bir artı oldu. zira o dönemde iktidarda olan chpnin kadroları ağırlıklı olarak asker kökenlilerden ve bürokratlardan oluşuyordu. öte yandan avrupada faşist hükümetlerin yenilgiye uğratılması da ülke içi siyaseti yeni arayışlara itmekteydi. zaten atatürkün de cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren göz kırptığı liberalizm güçlenmeye başlamıştı. üstelik artık türk zengin sınıfı da oluşmaya başlamıştı ve adnan menderes de o sınıfın bir ferdiydi.
    ···
  2. 3.
    0
    adnan menderes, celal bayar önderliğinde chpden ayrıldığı zaman memleketteki vaziyet buydu. ismet inönünün ve batılı devletlerin de baskısı, ülkeyi çok partili bir seçime zütürdü. 1946 seçimi türk demokrasisinde kesinlikle örnek bir yer edinemez. açık oy kullanılmış, pek çok seçim yolsuzlukları yapılmıştır. zaten seçimler de dp'ye şans tanımamak için erkene alınmış ve chp doğal olarak iktidara gelmiştir. buna rağmen dp 64 sandalyeyi kazanarak önemli bir başarı sağladı. özellikle iyi teşkilatlandıkları büyük şehirlerde önemli başarı sağladılar.
    ···
  3. 4.
    0
    chp bu seçimlerden sonra başbakanlık koltuğuna recep peker gibi sert bir adamı getirdi ve dp üzerindeki baskı arttı. ismet inönü devreye girmeseydi, belki dp bu yoğun baskının altında ezilecek ve tıpkı önceki partiler gibi kapatılacaktı. ismet inönü'nün demokratik hayata geçişte rolü çok büyüktür bu bakımdan. sadece bununla da kalınmadı, recep peker istifa etti. chp-dp ilişkileri yumuşadı ve en önemlisi de seçim sisteminde oldukça kritik bir takım değişikliklere imza atıldı. bu değişiklikler çok daha demokratik bir seçimi öngörüyordu.
    ···
  4. 5.
    0
    rezerved
    ···
  5. 6.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  6. 7.
    0
    baskıcı, despot adamın tekiydi kılavuzu karga olanın burnu taktan çıkmıyor bugün görüldüğü gibi.
    ···
  7. 8.
    0
    rezerved..
    ···
  8. 9.
    0
    tarih boyunca tartışma konusu olmuştur bu değişiklikler. çünkü chpnin ileri gelenleri de, ismet inönü de gayet iyi bilmekteydi ki bu değişiklikler aynı zamanda chpnin kendi elleriyle iktidarı dp'ye teslim etmesi demekti. öyle de oldu. demokrat parti çok yüksek katılımlı ve oldukça demokratik geçen bir seçim sürecinden yüzde 52lik oy oranıyla 415 sandalyeyi kazanarak çıktı. chp ise yaklaşık yüzde 40lık oy oranıyla sadece 69 vekil çıkarabildi. tabi o dönemde nispi çoğunluk sistemi uygulanmıyordu. bu, daha çok koalisyonları engellemeye ve hükümetin istikrarını artırmaya yönelik bir tedbirdi. cumhurbaşkanlığı koltuğuna demokrat partinin lideri celal bayar oturdu ve başbakan olarak da, genç olduğu için rahat yönetebileceğini düşündüğü adnan menderesi atadı. tabi onun bu planları tutmayacaktı.

    demokrat partinin ilk dönemleri oldukça olumlu gelişmelere sahne oldu. mısırdaki siyasi istikrarsızlık, pamuk üretiminde türkiyeyi oldukça güçlü bir konuma getirmiş ve fiyatlar yükselmişti. türkiye bundan büyük fayda sağladı. öte yandan daha liberal bir ekonomi politikası izlenmeye çalışıldı. demokrat parti, chp'nin aksine yerel adayları dikkate almıştı. yani misal, adana mebusunun adanalı, amasya mebusunun amasyalı olmasına özen göstermişlerdi. öte yandan chp döneminde özellikle taşralı kesimlerin büyük tepkisini çeken batılılaştırma politikaları demokrat parti döneminde hız kesmişti. zaten "yeter, söz milletin" sloganından da çıkarılması gereken sonç tam olarak da bu olmalıydı.
    ···
  9. 10.
    0
    şimdi bunu söylemişken, demokrat partinin laikliğe karşı genel tutumundan bahsetmemek olmaz. her şey bir tarafa demokrat parti elitleri, chpden kopmuş kimselerdi. yani laik rejimi benimsemiş, batılı tarzda giyinen, düşünen ve o şekilde eğitilmiş kimselerdi. bu yüzden demokrat partiyi sanki laiklik düşmanıymış gibi görmek büyük hata olur. ancak chpnin yaptığı gibi, laikliği bir dayatma olarak kullanmadılar ve halkın gözünü korkutmadılar. bu bakımdan, demokrat parti türk tarihinde gücünü ve meşruiyetini tam anlamıyla halktan alan ilk iktidar oldu. o dönemde chplileri asıl korkutan, karşı devrimci grupların ve hilafet yanlılarının dp çatısı altında toplanmalarıydı.

    demokrat parti döneminin kritik kararlarından birisi de nato'ya üyelik konusunda yaşanan gelişmelerdi. türkiyenin nato'ya girişinin temelleri chp döneminde atılmıştı ve sovyet rusyanın türkiyeye karşı oldukça agresif bir dış politika yürütmesi dolayısıyla da kaçınılmazdı. demokrat parti dönemini bu bakımdan ayrıcalıklı kılan şey ise, ordunun tamdıbının nato komutasına verilmesi oldu. bu bir bakımdan olumlu, bir bakımdan da olumsuz bir gelişme oldu. olumluydu çünkü, devlet artık ordunun muazzam masraflarından büyük oranda kurtulmuş oluyordu. olumsuzdu çünkü ordunun kullanılması inisiyatifi natonun, dolayısıyla dış güçlerin ve özellikle de abd'nin eline verilmiş oluyordu bir bakıma. ayrıca ordu alman sistemini ter ederek amerikan sistemine geçiş yapmak zorunda kaldı.
    ···
  10. 11.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  11. 12.
    0
    adam üni 1 tarih zorunlu dersin vizesine çalışmış beyler

    edit : okumadım
    ···
  12. 13.
    0
    @7 haklısın panpa ama bilinmesi gereken çok şey var bence. her iki tarafın da haklı argümanları var.
    ···
  13. 14.
    0
    demokrat parti batı ile kurulan bu ittifaktan çokça fayda sağlamıştı. marshall yardımları da bu dönemde hükümetin elini rahatlatan adımlardan birisi oldu. ancak bu pembe tablo çok fazla uzun sürmedi. alınan yardımlar pek verimli kullanılamıyordu. ekonomi iyiye gitmiyor, yolsuzluklar ayyuka çıkıyor, demokrat parti günden güne güç kaybediyordu. bir yandan oyları da eriyordu. 57 seçimlerinden de dp birinci çıkmıştı ama oyları yüzde 48'e düşmüş, chp ise oylarını yüzde 41'e çıkarmıştı. halbuki bir önceki seçimlerde demokrat partinin oy oranı yüzde 58lere dayanmıştı.

    demokrat parti, gücünün azalmasına karşılık bir taraftan da chp'yi güçsüzleştirmeye, muhalefeti susturmaya çalıştı. basının üzerindeki baskılar artırıldı. pek çok gazeteci hapse atıldı. halk evleri, tdk ve türk tarih kurumu gibi chp'ye yakın görülen kurumların finansal desteği kesildi. demokrat parti, zamanında çok eleştirdiği chp'ye gittikçe daha fazla benzemeye başlamıştı. bir yandan da ekonomi politikalarının iflasın eşiğine gelmesi, celal bayarın haftalar süren abd ziyaretinden eli boş dönmesi, avrupalıların da türkiyeye kredi vermek için önce projeleri görmek istemesi artık iyi günlerin geride kaldığını gösteriyordu. patlayan enflasyon ise özellikle maaşlı çalışanların ve askerlerin tepesini attırmıştı.
    ···
  14. 15.
    0
    "ismet inönü'nün demokratik hayata geçişte rolü çok büyük" daha sonra neler oldu bu cumleye bir ayar vermen gerekecek panpa.
    ···
  15. 16.
    +1
    idam edilice kahraman olan türkiyeyi marshall yardimlariyla ekonomik açıdan itin gotune sokan sisirilmis balon bir siyasetcidir menderes neyini anlatican
    ···
  16. 17.
    0
    @12 bilkent siyaset bilimindeyim panpa. ata dersinden bahsediyorsun sanırım, o ders çok gibko bir ders. itüdeyken sait kofoğlundan aldım, tek kitap okutmadı. anca ismet inönüye sallyıp durdu. tamam, ismet inönü hataları olan, sert bir insandır. tersi pistir falan da sevmiyorsun diye tak atmamak lazım. ama maalesef bizim ülkede tak atmak gelenek. neyse bu yazdıklarım, pek çok farklı kaynaklardan teyit edilebilecek bilgiler ben devam ediyorum.
    ···
  17. 18.
    0
    rezerverd
    ···
  18. 19.
    0
    bir yandan bunlarla uğraşan demokrat parti, diğer yandan da iyice artmakta olan darbe söylentileriyle krize girmişti. gerçi ordunun ileri gelenlerinin söylemleri adnan menderesin yüreğine su serpiyordu ama ordunun alt tabakalarındaki homurdanmalar da duyulmayacak gibi değildi artık. bu çeşit bir girişimi önlemek amacıyla tahkikat komisyonu kuruldu. bu komisyon tamamiyle dplilerden oluşmaktaydı. chp iktidara karşı orduyu ve halkı kışkırtmakla suçlanıyordu.

    fakat bu komisyon daha görevini tamamlayamadan ordu yönetime el koymuş, korkulan darbe yaşanmıştır. darbeyi yapan askerler düşük rütbeliydiler ve darbeyi yaptıktan sonra ne olacağı ile ilgili pek fazla fikirleri de yoktu. necip fazıl bu süreci "yoğurttan bir hükümete kartondan bıçak sapladılar" şeklinde özetlemiştir.

    bu darbeyi destekleyenlerin de, lanetleyenlerin de kendilerince haklı oldukları noktalar vardır. benim şahsi fikrime göre askeri darbelerin desteklenebilecek fazla bir tarafı yoktur. cunta yönetimindense demokratik bir diktatörlüğü tercih ederim. ama bunu söylerken, demokrat partiyi ve adnan menderesi uğradıkları zulümden ötürü göklere çıkarırken, onların yaptıkları hataların memleketi bu duruma düşürdüğünü de unutmamak lazım gelir. darbeyi haklı bulmasam bile, gerekçelerinin pek çoğunun isabetli olduğunu düşünüyorum. şöyle ki;

    demokrat parti demokrasiyi tesis etme görevini üstüne almış bir partiydi. hatta daha önce de söylediğim üzere, inönü bu sebepten ötürü, iktidarını neredeyse kendi elleriyle dp'nin eline teslim etmişti. ancak demokrat parti, halktan aldığı desteği ve iktidarı açık bir şekilde kötüye kullandı. öncelikle chp üzerindeki baskıları artırdı. bu mazur görülebilirdi belki ama bu baskı anti-demokratik yöntemlerin izlenmesine kadar sürdürüldü. ismet inönüyü taşlatmalar, bazı şehirlere sokturmamalar, osman bölükbaşının birinci çıktığı kırşehiri ilçe yapmalar... tüm bunlar dp'nin ismiyle ve yola çıkış sebebiyle tezat bir durum oluşturmuştu. inönü bunu şöyle dile getirmiştir: "biz demokratik rejim dedik, bu rejim kurulmuştur. bu demokratik rejim istikametinden ayrılıp, baskı rejimi haline zütürmek tehlikeli birşeydir. bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam."
    ···
  19. 20.
    0
    rezerve
    ···