1. 1.
    0
    evet beyler facebookta istiflediğim yazılarımı burada derleyip size sunmak istiyorum.
    reservelerinizi alın birazdan başlıyorum.

    bu arada çok özür dilerim. facebookta alt satıra geçme olamdııgndan konuşma çizgileri hep züt züte geldi.
    ···
  1. 2.
    0
    up up up
    ···
  2. 3.
    0
    up up up
    ···
  3. 4.
    0
    yolla pampa
    ···
  4. 5.
    0
    up up up
    ···
  5. 6.
    0
    yolun ortasında bir adam. üstünde yırtık bir kazak , kirli bir palto ve ayağında bir terlik.ana caddeden ayrılan ücra köşede bir sokak. yukarıdan damlayan sular sini bozucu bir şekilde suratın vuruyor yereki adamın.kim bu? neden burada? sonsuz sorular arasında anlam veremdiği uykusundan uyandı. etrafına ve kendine anlamsız bakışlar attı. yattıı yerden ayağa kalktı ve aniden başı döndü ardından tekrar oturmasını gerektiğini düşünüp çöp tenekesinin yanına oturdu. leş gibi çöp kokusu arabaların aralıksız vızırtıları umrunda olmaksızın bakıyordu etrafına."ne oldu bana?" ağzından çıkan ilk cümle oldu. ardından sonsuz sorular. kimim burası neresi...
    ···
  6. 7.
    0
    kalktı oturduğu köşeden ve etrafı tanımaya çalıştı. biraz yürüdükten sonra ana caddeye ulaştı. arabalarla paralel yürüyordu yolda ve hem arabaları hem evleri inceliyordu. burasının neresi oldugunu anlmaya çalışıyordu fakat aklında burayı benzetebileceği bir resim yoktu. hatta bu yapıların adının "bina" oldugunu bilmesine bile şaşırmıştı. şaşkınlıkların arasında karşıdan biri yaklaşıyordu. kafasını kaldırdı ve gördüğü bir fahişeydi.- naber yakışıklı hadi biraz eğlenelim mi?- ?- hadi ama belli ki bana ihtiyacın var. dedi ve bütün vucudunu okşamaya başladı. koluyla hafifçe ittirerek uzaklaştı oradan. anlık hazlardan öte sorunları vardı şuan ve anlamsız yürüyüşüne devam etti. gideceği biyer yoktu ama yürüyordu. daha sonra bir yerde oturup sakince düşünmek istedi ve biraz ilerde bi bar gördü. bara yaklaştıkça içeriden gelen sesler rahatsızlık verecek şekilde artıyordu. ayaz sertleşmeye başlamıştı. güneş daha yeni yeni batmış şehir üvey evlatları mezarlarından dirilmişlerdi. uyuşturucu ve fuhuş çanlarının çalmaya başladığı saatler aslında pek de istediği bir vakit değildi ama şuan zamanda ayrımcılık yapamayacak kadar kendisiyle meşguldu.
    ···
  7. 8.
    0
    barın kapısını yavaşça ittirip içeri girdi ve bütün gözler üzerindeydi.bu rockbar da bir dilenci edasıyla giren ama dilenci olamayacak kadar düzgün bakışlı adam şaşkınlık vermişti herkese. boş bir masa aradı. bulamadı.bir tek boş masa yoktu. bara geçip oturdu barmen ne içeceğini sorunca birden duraksadı.ne içecekti? -bilmiyorum!? diye yanıtladı-karar verince bana söylersiniz ozaman. deyip ukala tavırlarıyla sol bölümde oturan iki kıza doğru yanaşıpsohbet etmeye başladı. içeri girdiğindeki o şaşkınlık ortadna kalkmış herkes tekrar muhabbetine koyulmuşken elini cebine attı.bir kağıt vardı. büyük bir heyecanla açtı kağıdı bir adres yazılıydı. koşarak çıktı bardan adrese doğru hareket etti. uruşuk kağıdın üzerine üstü karalanmış bir isim ve altta bir adres bulunuyordu. yazısı pek anlaşılır olmasa da neler oldugunu öğrenebileceğini umuduyla yürüdü. yürüyüşleri nafileydi gümüş sokak 16 numara nerede hatta şuan hangi şehirde oldugndan habersizdi. yine de yürüdü.
    ···
  8. 9.
    0
    .yolda gördüğü yaşlı sakkları yer yer beyazlamış en az onun kadar pespaye giyimli adama adresi sordu adam adrese bakıp -ters taraftasın genç arkanı dön soldan 6. sokak say 7. sokaktan gir orası ümüş sokak. dedi-çok teşekkür ederim. deyip ardına baksızın büyük bir hızla hem sokakları saymaya hemde hızla yürümeye başladı. önüne çıkan bu adam ona çok büyük bir umut yakmıştı. çünkü ilk sorusuna ilk olumlu cevabını almıştı ve bu bir başlangıç olacaktı cevabını aradığı soruların.ilk sorusunda aldıgı bu olumlu cevapla dha da hızlandı yürüyüşü ve sonun da buldu gümüş sokak yazıyordu. girdi sokağa sağa ve sola baktı numara arıyordu. fakat numaralar nerede yazardı ki? neyseki bi evin kapısının hmen yanında 37 numara yazdıgını gördü ve kapılara bakması gerketiğini anladı. yarım saat bütün sokağı dolandı ve sonunda girişinde aslan figürü bulunan çok değişik şekillerde yontulmuş demirlerden oluşan o 16 numaralı dairenin kapısına geldi. kağıtta 3. kat yazıyordu. kapıyı ittirdi. fakat kapıda bir hareketlenme olmadı. etrafına baktı kapı bir şekilde açılmalıydı.sol tarafta tuşlar vardı ve alttan 3 tane tuş sayıp tuşa bastı. hala bi hareketlenme yoktu.bi daha bastı. biraz bekeldikten sonra kapı açıldı ve içeri girdi gene kapılara baktı numaraları saymak için 3.kattaki dairenin kapısının önüne geldi ve zile bastı. kapı ağır ağır yavaş bir şekilde açılmaya başladı...
    ···
  9. 10.
    0
    kapı yarıya kadar açıldı ve beyaz tenli kumral saçlı yüzünde yer yer çilleri olan genç bi kız kafasını uzattı ve-siz kimsiniz?- aslında ben de onu size soracaktım. - deli misin nesin yaa.. diyerek tam kapıı kapatırken elini kapıya koydu kapanamsını engelledi-polis çağırıcam git burdan hırsız mısın nesinn!!! diye bağırdı ve kapıyı daha çok zorladı -imdaaaaaaattttt yetişinnn hırsız varrrrrr."bi dakika dinleyin lütfen hırsız değilim sadece elimdeki kağıtta bu adres var" deyip kağıdı gösterdi kapıya dayanmayı bırakarak. kız şaşırmıştı. çünkü hırsız olsaydı bu tip yöntemden sorna hemn üstüne atlardı fakat adam kağı eşiğinin hemen dışında onu içeri buyur etmesini bekliyordu.
    ···
  10. 11.
    0
    kız pek yanlız biriydi. fazla arkadaşı yoktu. belki biraz macera aramak belki de merak duygusundan kapısında beliren kimsesiz kılıklı bu adamı içeri davet etti. içeri de hafif bi leylak kokusu vardı.dar bir holden salona doğru yürüdüler ve "buyrun oturun" dedi kız. kahve içip içmeyeceğini sordu tam o ne diye soracakken "olur" diye yanıtladı. kız içeri doğru yavaş adımlarla ilerledi ve tam mutfağın kapısından girecekken son kez göz ucuyla kontrol etti bu pespeya adamı. etrafı inceliyordu bu kimsesiz. duvarda iki tane resim var ikiside yaşlı bir adam ve bir kadına aitti. annesi ve babasıydı büyük ihtimal. hemen karşısında bir çekyat vardı sağında anlam veremediği kocaman bi alet vardı. içinde resimler vardı. gerçekten çok fazla ilgisini çekmişti bu alet. arkasında baktı fakat kimse yoktu. peki insanlar oraya nasıl girdi diye düşünürken kız kahveleri getirdi.- çok mu beğendin televizyonu?-e evet. ikiside kahvelerini yudumladı. kahve sıcak biraz sert ama ona canlılık katan hafif acımsı bişey oldugunu anladı ve bu sefer küçük yudumlar aldı
    ···
  11. 12.
    0
    ardından birkaç dakikalık bir sessizlik oldu. kız bu admaın ona ne anlatacağını diğeri kızın ona neler oldugunu anlatacka diye beklediler. ardından kız- evime gecenin bi yarısı giren sensin. sadece kahve içmeye gelmedin umarım.-ne yani siz beni tanımıyor musunuz?-genelde tanıdığım insanların suratına kapı çarpmam. ikisi de gülümsedikten sonra- ben yerde yatıyordum. kalktım ve kim oldugun neerde oldugum hakkında bişey bilmez halde kalkıp yürüdüm. ardından bir yere girdim. orada elimi paltomun cebine atınca bir kağıt vardı. kağıtta burası yazılıydı. bunun ne anlam geldiğini yoldaki bi adma sordugumda bu adrese mi gitmek istiyorsun şuradan dön git dedi. söyeldiği yolu takip edi buraya geldim.sen benim hakkımda bişeyler biliyorsundur umuduyla. ardından daha uzun bir sessizlik oldu. çocuk kızın gözlerine çok sert bir bakış attı gözlerinin yeşil oldugunu yeni farketmişti.ve bişeyler arar gibiydi kızın gözlerinde.bu sessizlik boyunca sadece bakıştılar ve ardından-ne yani buna inanmamı mı bekliyosun?-beni gecenin bir yarısı evine davet eden sendin.ne duymayı bekliyordun?-bilmem sadece içimden bir ses seni içeri almam gerketiğini söyledi
    ···
  12. 13.
    0
    ozaman bana inanmalısın. kız bi vakit düşündükten sonra gerçekten kendine bu adamın kim olduguna dair bir fikri olmadıgına kendini inandırdı.-iyi. peki madem sen kimsin bilmiyosun ve cebinde bir adres varsa o adreste burasıysa benim seni tanıyo olmam gerekmiyor mu?- bilmiyorum. kuşkulu davranışları ve hiçbişeye anlam veremeyen bakışlarından yalan söylemediğni anlamıştı. tamam dedi içinden.-sana inanıyorum. inanmak istiyorum. çünkü içimden bir his seni evden atmamam gerketiğini söylüyor. peki adın nedir---ismin de mi yok.- bilmiyorum.-benim çayım bitti sen de ister misin?-olur deyip tekrar mutfağa yöneldi. mutfağa girecekken tekrar duraksadı ve-saat kaç acaba? diye sordu-saat?-tamam. artık kuşkum kalmadı. dedi ve yüzünde hin bir gülümsemeyle kahveleri tazelemeye gitti. adam şaşkındı. çünkü cevaplar bulmaya geldiği evden daha çok sorular almıştı.en önemlisi tanımadığı birinin adresi nedne cebinde olsundu ki.derin düşüncelerinin arasından kız tekrar içeri girdi ve kahve kupasını önüne koydu.-peki ceplerini bi daha karıştırdın mı belki kimliğin falan da vardır diye sorunca bi hışımla ellerini ceplerine attı genç adam heryerini yokladı ayakkabılarını dahi fakat sadece bu adres vardı. adres kağıdının üzerinde karalanmış olan bir isim dikkatini çekti.ona odaklanınca kız sordu-ne var ne yazıyor?-bilmiyorm üstü karalanmış bir isim var kağıtta.-ver bakayım. deyip elinden aldı kağıdı -okunmuyor bu bi işine yaramaz deyip buruşturdu kağıdı
    ···
  13. 14.
    0
    -bütün gece seninle bakışacak değilim uykum var uyumak istiyorum.sen şu çekyatda yatacaksın sorun olur mu?-hayır.-tamam ozamn yatağını hazırlarım şimd. yarın ayık kafayla daha detaylı konuşuruz seni.dei ve odasına gitti. çocuk tekrar sorulara bürünmüştü. madem tanımıyordu bu kı onu neden eve aldı? nedne evde yatmasına izin veriyor? ve şu yanında duran aletin içine insanlar nasıl girmiş? tekrar sorularını bir bir bıçak gibi keserek bir anda salona daldı kız elinde yastık ve çarşaflarla. hızlıda yatağını hazırladı televizonu kapadı ve -çok yorgunum sana iyi geceler. deyip odasına gitti. çocuk çok yorgundu yeni klakmıştı uykudan ama beyni örümcek ağı gibiydi ve bir an önce dinlenmeye ihtiyacı vardı kafasını yastığa koydu kendini düşüncelerden arındırıp uykuya daldı. o ara kapının hemen kenarından kafasını çıkartıp baktı kız. adam uyuyordu. birşeyler çalmıyor kendi kendine konuşmuyordu. korkularını bastırarak bu sefer uyumak üzere odasına gitti.bu olay ona da çok ağır gelmiş olacak kafasını pembe puantiyeli beyaz yastığına attığı gibi uykuya daldı...
    ···
  14. 15.
    0
    duygulandım bin
    ···
  15. 16.
    0
    "nerdeyim ben? allahım yoksa o kız beni mi hapsetti buraya?" diye kagılanıp etrafını yokladı evet heryer betonu kapı cam havalndırma hiçbirşey yoktu. heryer duvar sadece üstte 6 tane loş yanan led lamba vardı. hafif rutubet kokusunun yanında soğuktu da.gerçekten iliklerine kadar üşümüştü. üstüne baktı. kıyafetleri vardı.o eski püskü palto ve kazağın yerine bir tshirt bir şort gelmişti.ama neden? niye?nasıl? bu 3 soruya cevap istiyordu.bi an beyninden vurulmuşa döndü."tabiki" dedi "bana verdiği kahvelerde ilaç vardı ve uyuttu." 1 soruya cevap bulmuştu peki ya diğerleri dedi kendine. neden? oturdu ve ağlamaya başladı."24 saat önce 20li yaşlarımda dünyaya tekrar doğdum tam 1gün sonra geldiğim yere bak.o hafıza neden geri gelir ki tamamen ölseydim"
    ···
  16. 17.
    0
    diye ağıtlar yakmaya başlarken. birden nefes nefese yataktan kalktı. etrafına baktı ve derinden bir ohh çekti. neyse ki bişey olmamıştı. ardından yataktan kalktı. yumuşak halının üzerinde parmak ucunda gidiyordu. kızın ordasına bakmak istedi. belki bir tuzaktaydı. oturma odasından hole dar ve uzun holun sonunda kapı vardı. orada olacağını düşündü ve oraya yöneldi. hafiften kapıyı zorladı ama kapı açılmadı. kşku uyandırmamak için bi dhaa oklamadı kapı kolunu ve yavaşca oturma odasına yürürken hemen sağdaki kapıdan çıktı kız ve -günaydın. dedi. kıza dogru baktı ve gülümseyerek oturma odasına dogru yürüyüşüne devam etti. kız tekrar odasına girdi. yatağına oturdu genç adam. tekrardan televizyonu kontrol etti. aklı ermiyordu.bir kutudan insanlar nasıl gözükebilirdi? ardından "pıst!" diye bi ses duyup irkildi. etrafına baktı kız burada yoktu. holu de kontrol etti orada da yoktu.ses nerden geldi? ardından hoş bir koku hissetti. sanki gül bahçesindeymiş gibi huzur dolduracak kadar yoğun bir kokuydu. etrafında çiçek yoktu fakat koku çok hoşuna gitmişti. derinden derinden nefes çekerken kız içeri girdi ve -ne yapıyorsun?
    ···
  17. 18.
    0
    -çok güzel koktu?-evet parfüm makinası o arada bir fıslayıp parfüm sıkar. diyince genç adam glmeye başladı. kız şaşırıp ona bakarak.-neoldu?-az önce bi ses duydum. çok korktum da ses oradn geliyormuş demek. dedineyse dedi kız bugün pazar oyüzden okula gitmiyeceğim. seninle dışarı çıkalım uzun uzun konuşacak bir dünya var dedi. kız yatak toplamadan apar topar genci dışarı çıkarttı ve kendide ardından kapıyı kitleyip geldi.-biraz dolaşıcaz. dediapartman merdivenlerinden inerken ses yankılanıyordu. ardından birinin yukarı çıktığını gördü. yukarı çıkan ve elinde sepeti olan ince bıyıklı 30lu yaşlardaki bu adma kıza sordu-hayrola burçin hanım bu genç bey kim?-arkadaşım. deyip geçiştirdi ve biraz daha hızlı adımlarla kendilerini dışarı attılar. dışarı çıkar çıkmaz bir rüzgar esti ve kızın kaşkolu düştü. genç adam onu yerden almaya çalışırken kız bişeyi farketmişti.bu adam tam bir dilenciydi. üzerindeki kıyafetlerle yaşamayı haketmiyordu. diye düşündü ve çocuk kaşkolu alır almaz tuttu elinden gel gidiyoruz hızlı ol dedi.
    ···
  18. 19.
    0
    hızlı hızlı yürüyerek bir mağazaya girdiler. kız:-şimdi bir iki güzel kıyafet alalım dedi. mağaza görevlisi hemen yanlarına gelip-buyru... lafı yarıda kesmişti çünkü güzel bir bayan ve yanında bir okadar dilenci kılıklı bir adam vardı. müşteri olduklarını düşünerek nazikçe.-beyfendi de sizinle mi? diye sordu-evet. dedi kız ve bize en güzel kıyafetlerinizin oldugu bölümü gösterir misin? diyeufak ir gösteriş yaptı. mağaza çalışanı kıyafetlerin bu adma için olacagını öngördüğünden erkek bölümünü gösterdi ve -burası tamamen sezon ürünlerimizdir efendim dedi. kız hemen davranıp bir kazak seçti ve buyur giy dedi. oğlana verdi kıyafeti soyunma kabininde hızlıca giyindikten sonra dışarı çıktı ve kıza dogru döndü.-aaa bu böle olmadı ama bkele hemen geliyorum deyip. pantolon aradı. güzel kahverengi bir pantolon seçti ve bunu da giy dedi. hemen soyunma kabinine girip onu da giydi. tamma bir palto kaldı buradan alacak deyip eline geçen ilk paltoyu alıp uzattı.onu da üstüne geçirince.-tamamdır. şimdi oldu. deyip kasaya öneldiler.o ara soyunma odasından eski kıyafetlerini alan gence bırak onları artık çöpler dedi. üstündeki kıyafetlerin barkodlarını okuttuktan sonra etiketleri sökten kasiyer borcunuz 325 lira dedi. kız önce biraz afalladı. ardından kredi kartını uzatarak ödemesini yapıp çıktılar
    ···
  19. 20.
    0
    hemen karşıda bir ayakkabı mağazası görünce oraya da daldı.-buyrun efendim. diye karşılandı.-biz beyefendi için bot bakıyorduk da. deyince çalışan hemen botları gösterdi. hepsi bu kadar hanımefendi dedi. kız 5 dakika rafı süzdükten sonra birini beğendi ve al bunu bi dene dedi. ayakkabıyı ayağına geçiremedi. çalışan:-ayakkabı numaranız kaç beyefendi?-bilmiyorum.-tamam. ben 3 çift çıkartayım size deneriz hepsini. dedi ve depoya indi. kız or arada:-nasıl beğendin mi kıyafetlerini? diye sordu.-evet çok güzeller.i-bu bot da güzel değil mi isteren başka beğendiğini alalım.-bu da güzel. dedi. görevliyi beklerken kız seri sonu yazan bölümde babet arama koyuldu.tam güzel kırmızı bir babeti ayağına geçirecekken mağaza görevlisi gelip kutuları önlerine koydu. buyrun 42 43 44 numaralar dedi. adam önce en soldaki kutuyu açığ ayağına geçirdi. zarzor ayağını soktu. ayağa kalktı fakat gerçekten sıkıyordu ayağını.-bu sıktı. dedi ardından diğer kutuyu açtı. botu ayağına geçirdi ve-bu güzel.olu galiba dedi ve -hey! kız. diye bağırdı. kız yanına geldi ve sıkıyor mu diye sordu. hayır diye yanıtalyınca genç diğerini de giy gidelim hadi dedi. adma diğer botu da giymeye uğraşırken kız kasada parasını ödüyordu. sonra kızın yanına gitti ve tamadır hadi gidelim dedi ona. dışarı çıktılar yürürken kız botunu bağlamadığını gördü ve gülmeye başladı.-tabi ya salak ben. bi de ayakkabılarını bağlacaktı. dedi kendine ve ayağını şu basamağa uzatır mısın? diye rica etti. ayakkabılarının ikisine de sıkı birer düğüm attıktan sonra yürüyüşlerine devam ettiler. bir cafeye girip oturdular. garson ne arzu edersiniz diye sorunca iki çay dedi kız.-evet şimdi uzun uzun konuşalım. sana yeni bi kimlik yeniden bi hayat kuracağız dedi. çocuk neyden bahsettiğini anlamadı ve şaşkınlıkla " tabi" dedi.onu nelerin beklediğinden habersizce...
    ···