1. 1.
    +3
    biri züt dedi
    ···
  2. 2.
    +1 -1
    yıllar önceydi, o zamanlar tabi bilgisayar falan yok. daha doğrusu var da yaygın değil.
    ben böyle düşünüyorum;bilgisayar olsa bi sözlük gibi bişey kurarım.
    binler gelir bişeyler yazar, içini döker, birbirine söver falan diye.
    ···
  3. 3.
    +1
    amk. bred denen adamı tanıyalı daha beş saat anca olmuştu. ne ara çok iyi arkadaş oldun züt diye içimden geçirdim.
    sonra düşündüm ben de bu adamı tanıyalı anca on saat oldu.
    yani beş saat önce de ben bu adamı tutup eve getirdim. düşününce hafiften kıllanmaya başladım bred ten.
    ···
  4. 4.
    +1
    arnold içeri odadan çıktı geldi.
    dedi abi bu şarkı ne böyle. kimin şarkısı ne güzelmiş.
    dedim oğlum kendim yeni yazdım lan dedim.
    vay amk dedi. abi sen daha gitarı nasıl tutacağını bilmiyorsun. nasıl oldu bu bir anda dedi.
    aşk ulan aşk zütoş diye haykırdım.
    ···
  5. 5.
    0
    sonra bu leo piyasadan bi anda silindi. hiç ortalıkta gözükmüyordu. taa ki o akşama kadar.
    ben yine perdenin arkasından sheron un evine dikiz atıyordum. bi de ne göreyim. leo muallaksi sheron un evinde.
    zütveren muhabbeti nasıl ilerlettiyse manitanın evine sızmayı başarmış. bunlar şakalaşıyorlar, makalaşıyorlar amk.
    sonra perdeleri falan kapadılar ve o kırmızı ışık yandı. o kırmızı ışığı ben yakacaktım ama gel gör ki. nereden çıktığı belirsiz leo şerefsizi yaktı kırmızı ışığı.
    ···
  6. 6.
    0
    adamda ki azime bak
    ···
  7. 7.
    0
    caps ver
    ···
  8. 8.
    0
    arada bir sharon yukarıdan aşağıya bakkala sepet sallandırıyo. bu zütoşlar da özellikle leonardo sheron a laf falan atıyo.
    sheron buna karşılık veriyo. amuğagodumun leo su bakkalla da muhabbeti kurmuş. bakkal bunu kovalamıyo dükkanın önünden.
    hatta bu muallak sheron ın siparişlerini kendisi koyuyor sepete falan.
    böyle olunca ben bu leo ya iyice uyuz olmaya başladım tabi. hatta bi akşam arnold ı gaza getirdim leo yu dövelim diye.
    ···
  9. 9.
    0
    bu iki zütoş bizim evin önündeki bakkalın orada takılmaya falan başladılar. benim apartmanı kesiyorlar sürekli.
    beni tek yakalayıp çökecekler ya. ben de pencereden görüyorum bunları tabi.
    ···
  10. 10.
    0
    günler geçti. bu bred muallaksiyle leonardo muallaksi beni ara ara takip etmeyi hiç bırakmadı. ben de sürekli arnold la geziyordum tabi.
    bi şey olursa bunların ümüğünü oracıkta sıkardık. arnold ın olmadığı bi anı kolluyorlardı belli ki.
    ···
  11. 11.
    0
    bakkalı sheron un sepetine şokella koyarken gördüm. o şokellayı sheron un diri göğüslerine sürüp yalasam ne vardı diye geçirdim içimden.
    ···
  12. 12.
    0
    bu sheron un sepetiydi. yukarıdan bakkala sepet sallandırmıştı. kafaları kaldırıp sheron u görünce adeta üçümüz de büyülendik.
    olayı unutup sheron a yaranacaz diye hemen bakkla seslendik.
    bakkal da geldi. buyur abla falan dedi sepetteki siparişlerin yazılı olduğu kağıdı aldı.
    bize de ne duruyonuz lan dükkanın önünde burası yorgun it yatağı mı amk. gibtirin gidin diye azarı çekti.
    biz de birbirimize daha sonra görüşeceğiz manasında kafa sallayıp oradan ayrıldık.
    ···
  13. 13.
    0
    tııss diye ses çıkararak güldüm. ne alakası var gülüşüydü bu. ama aslında zaman kazanmaya çalışıyordum.
    ayağımda terlik olmasa koşup kaçabilirdim. ama arnold un ucuz yollu aldığı turuncu tuvalet terliklerini giymiştim, koşamazdım ki.
    gözlerim sylvester ı arıyordu. neredesin sylvister neredesin ulan muallak diye düşünürken. üçümüzün tam ortasına yukarıdan bi sepet indi.
    ···
  14. 14.
    0
    leonardo bebek yüzlü çelimsiz bi sıpaydı ama belli ki pgibopat biriydi. kolunda jilet izleri falan vardı hep.
    dedim noluyo birader ne sarkması ne asılması.
    bred oğlum manyak mısın lan ne diyo bu çocuk falan dedim.
    bred kıvırma abi anladık işte jennifer a sarktın. sonra da yüz bulamayınca kızı ağlattın dedi.
    ···
  15. 15.
    0
    sinirlenmiştim muallakye. hatta penceresini açıp üzerinden battaniyesini almayı düşündüm. ama gibtir et dedim sonra.
    şimdi hasta falan olur yine biz bakmak zorunda kalırız muallakye, boşver dedim.
    salona gittim. bred orada mı diye bi bakayım dedim. bred yoktu. gelmemişti. kesin jennifer da kaldı, kesin çılgınlar gibi seviştiler amk. diye düşündüm.
    ···
  16. 16.
    0
    mutfağa gittim. buzdolabını açtım. buz gibi su içmek istiyordum. bi baktım. içine su koyduğumuz kola şişesi bolapta değil.
    sağıma soluma baktım. tezgahta duruyor.
    arnold muallaksi yine suyu içip dolaba koymamış. mecbur sidik gibi ılık suyu içmek zorunda kaldım.
    ayrıca suda şekerli bi tad vardı.
    su şişesini güneşe doğru tutum şöyle bi inceledim içinde haylayf parçaları olduğunu tahmin ettiğim küçük parçacıklar vardı.
    zaten buruş buruş haylayf poşetini de tezgahta görünce iyice dellendim.
    amuğagoduumun arnold ı yine şişeyi kafasına dikmişti.
    ···
  17. 17.
    0
    adama bak amk
    ···
  18. 18.
    0
    arnold a iyice sinirlenmiştim. odama giderken bu muallaknin üstünden battaniyeyi aldım. penceresini de açtım amk.
    öğlene doğru evde leş gibi bir koku. arnold muallaksi cırcır olmuş. amk. zütü tutmuyor. tuvaletten çıkamıyor.
    ossuracam diye de bi kaç kere donuna sıçmış.
    diyo abi ben gece pencereyi kapatmıştım. nasıl olduysa açılmış.
    uyandığımda üzerimde battaniye de yoktu. üşüttük işte falan diyo.
    ···
  19. 19.
    0
    dedim olur böyle şeyler arnold cım. ben şimdi sana bi kahve limon karıştırırım, ardından bi patates haşlerız, bi litre de kolayı çaktın mı akşama bi şeyin kalmaz dedim.
    dolapta limon yoktu. ben markete gidip limon alayım dedim.
    bu arada arnold un zütü iyi ce tutmaz oldu. artık temiz donu kalmamıştı. çareyi klozete oturarak buldu.
    canı sıkılmasın diye de tuvaletin karşısına televizyonu getirdik.
    ···
  20. 20.
    0
    arnold a düzeneği kurduktan sonra limon almak için evden çıktım. bi baktım bred aşağıda bekliyor. yanında da bi lavuk. pis pis bana bakıyorlar.
    ben önce görmezden geleyim dedim. kıllandım tabi. ama sonra göz göze geldik. gittim bunun yanına.
    naber lan dedim yavşakça. niye gelmedin akşam dedim.
    akşam leonardo da kaldım dedi yanındaki lavuğu göstererek.
    sonra senle bi şey konuşalım gel bakalım şuraya doğru dedi.
    ···