ben hep platoniktim gençler, hep tek taraflı sevdim. sevenim de oldu ama beni seveni ben sevmedim, sevdiğim de beni sevmedi. asosyal denmez de biraz içine kapanık bi gençtim. tipsiz desen değildim, yakışıklı desen o da değildim. 1.76-77 boylarında, siyah dalgalı gür saçlı, zayıftım. böyle kapşonu kafama takar bütün günü öyle geçirirdim. arada bi hoca \\\"çıkar kafandakini\\\" diyince çıkarırdım. 2 yakın arkadaşım vardı, biri zeynep, kısa boylu, çocuk tipli sevimli bişeydi. diğeri yakup, 1.85in üstünde, yakışıklı bi çocuktu. lise 2nin ilk günü, önceki seneki sınıflarımızı şerefsiz müdürümüz karıştırmıştı, karma sınıflar olmuştu. okula şehir dışından bi kız gelmişti ismi şevvaldi. sarışın, 1.72-74 boylarında, çok güzel bi kızdı. 2. bi allahın olduğuna inanmadığım kadar ilk görüşte aşka da inanmam, ilk görüşte hoşlanmam bile zaten. her neyse, içimdeki iki sesten biri beni bu kızla konuşmaya itiyordu. şimdilik bu kadar az sonra devam ederim, bi kişi okusa bile yeter.
edit : hikaye bitti beyler, okuyanlara teşekkür ederim ve trendde 13. olduk sağolun
edit2: imla

gibtir git şevval sana bakar mi aminakodumun ateisti sen mal mal bakana kadar yakup çoktan gibmiştir şevvali

virgül koy nefessiz kaldık huur çocu

tamam panpalar devam.
okul çıkışında kızla 1v1 yürüyoruz, bi yandan da konuşuyoruz
ş: eski okulumda çok gerizekalı insanlar vardı, buraya kolay alıştım.
d: iyi ki gelmişsin o zaman.
ş: evet iyi ki gelmişim.
bundan sonra kız ne tür kitap sevdiğimi falan sordu dizi müzik falan bir de sinema konusunu yeniden açtı. ben de yine "boş vaktim olursa gelirim" falan dedim. sonra laf bitti, kodumun çenesi duruverdi. yürümeye devam ediyoruz bi yandan, ben kıza bakıyorum, kız bana bakıyor, öyle yürüyoruz, sonra bu kendi sokağına döndü vedalaştık işte. ben de gidip olanları esraya anlattım akşam. yakup falan da taktik veriyo sürekli. neyse beyler ben kızla muhabbeti ilerlettim, boş derslerde yanıma geliyordu, konuşuyorduk artık. ben de hayatımın en mutlu günlerini yaşıyorum. her neyse, yazılı haftası gelip çattı. pazartesi gün matematik yazılımız vardı, pazar gün esra beni engellemiş her yerden. internetten arkadaşı olan panpalarım bilirler, insanların bi anda yok olması çok koyar. o gece doğru düzgün uyuyamadım, sabah da o kafayla gittim okula. istiklal marşı tören falan derken girdim sınıfa, kimseye selam vermeden yerime geçtim. kafalar o biçim, uykusuzum, moralim bozuk. şevval yanıma geldi, yüzü solmuştu biraz, ama çok güzel bakıyordu be. yanıma oturup "diktatör giben gasteci iyi misin? kötü gözüküyorsun, bir şey mi oldu?" diye sordu. ulan bişeyim varsa da geçti sanki o an. "bi arkadaşımla aram bozuldu, mühim değil" dedim. kız da bin gülüşü attıktan sonra "adı ne arkadaşının?" diye sordu. heheyt anadolu çocuğu yer mi bu numaraları, çaktım tabi bi dümenler dönüyor. "tanımazsın, boşver" dedim. sonra bana matematik çalışmama yardım etti, kopya kağıdı hazırlayıp verdi, o kağıdı bile çok uzun süre sakladım. akşdıbına eve gittim, mesaj gelmiş esradan. özür dilemiş baya mesajda ve şevvale mesaj atıp ismimi vermeden her şeyi anlattığını söylemiş. kafamdan aşağı kaynar sular döküldü ama kızdıysam şerefsizin evladıyım. "canın sağolsun" dedim, başka bi şey demedim.

benim bir de internetten esra diye bi arkadaşım vardı. şevvalden hoşlandığımı kendi kendime kabullenince ona anlatmaya başlamıştım. sağolsun dinliyodu taktik veriyodu kendince. günlük de tutuyodum, ama anlamasınlar diye ingilizce yazıyodum, yabancı dilim iyiydi. tek varlığım da dildi zaten amk her neyse. ama günlüğümü okusanız onsuz tek bi satır bulamazdınız beyler. neyse ben şevvalle baya muhabbeti geliştirdim, bi gün okulda yanıma geldi bi arkadaşıyla, arkadaşının ismi betül.
B- betül
ş- şevval
d- diktatör giben gasteci

Ş- ya sınav haftası geçsin beraber bişeyler yapalım sinemaya falan gidelim (betüle bakar)
b-kanka beni biliyosun benim yurttan izin almam sıkıntı, aa ben hocaya bi soru sorcaktım (sınıftan çıkar)
ş-diktator giben gasteci o zaman senle gidelim hem vakit geçirmiş oluruz
d- boş vaktim olursa ayarlarız, ben de isterim. (kendini meşgul adam gibi gösterme çabaları)

her neyse beyler ama o sevinçle var ya uçuyorum, alnım yanaklar falan alev aldı o derece. koştum ablamın yanına sarıldım (manevi ablam amk yoksa aynı yaştayız, ailelerimiz falan tanıdık çok eskiden beri, hala da görüşürüz, ablamdır) dedim abla gel ulan sana çay ısmarlıyım kantinden. bu arada kızla da aynı mahalledeyiz, ablam, ben, ablamın 2 arkadaşı, şevval okula beraber gidip geliyoz. ablam dişçiye gitcekti o gün, öğle arası gitmişti. ablamın iki arkadaşı da önden gitmişti, beni sevmezlerdi zaten. her neyse biz kızla 1v1 yürüyoruz.
okuyan varsa öyle anlatıcam amk uplayın

tabi şevvalin benden şüphelenmesi çok olasıydı çünkü etrafındaki tek erkek bendim. bu yüzden kırmızı çizgileri belirleyip, pot kırmadan kendimi gizlemem gerekiyordu. kırmızı çizgileri de sadece bi ajan yoluyla bulabilirdik. hemen yakupu aradım bizim ordaki zeytinliğe geldi. 1.5-2 saat boyunca banklarda oturduk konuştuk. bize ajanlık yapacak kişi şevvalin en çok güvendiği kişi olmalıydı, en yakın arkadaşı selin. matematik dersinde selini yanıma çağırdım. böyle böyle anlattım. dedim bana yardım lazım. kabul etti o da. uzun bi süre bana laf taşıdı. ama bi gün selin bana geldi ve dedi ki: "diktatör giben gasteci, kesin gidip konuşman lazım şevvalle"

Rezerved oçlar

okuyan varsa devam edicem beyler şukularınızı esirgemeyin hazır trende girmişiz az yükselelim seviliyosunuz panpalarım

Rezerved

ş: bir dakika, sen nereden biliyorsun onun olduğunu?
s: (yakalandı gerizakalı, durumu anlattı sonra)
evet kızın gözünde arkadaşıyla arkasından iş çeviren biriydim artık. friendzone'da kalarak, bilmeyenler için (bkz: friendzone), mutlu olabilirdim. en azından hala onla konuşuyo olurdum, ama olmadı. kız benden nefret ediyordu. günler böyle geçerken, lise son sınıfa giden ve abim gibi olan murat abi bana mesaj attı..
murat abi: kardeşim sizin sınıfta şevval diye bi kız varmış tanıyo musun?
diktatör giben gasteci : evet abi tanıyorum neden
m: kardeşim bu kız beni seviyomuş, özür dilerim kendi adıma
d: yok abi özür dilemene ne gerek var senin bi suçun yok ki
m: yok oğlum olur mu öyle şey, ben zaten yarın ilk tenefüs kızla konuşucam, böyle böyle olmaz bu iş dicem
d: abi yapma be, kız üzülmesin
m: oğlum öbür türlü ben geberirim vicdan azabımdan
d: neyse abi, sen bilirsin
---
ertesi gün ilk tenefüs murat abiyle şevval konuşmuşlar, şevvalin yakın bi arkadaşı yanıma geldi.
arkadaşı: diktator giben gasteci sen ne şerefsiz bi insanmışsın ya?
diktatör giben gasteci : hı?
a: salak ayağı yapma bana, senin şevvalin önünü kapatmaya ne hakkın var?
d: haddini bil lan zevzek! ben kimsenin önünü falan kapatmadım, bu konudaki bütün sorunlarınızın muhatabı da ben değilim, murat abi. bilip bilmeden element uydurma!
a: yoo bence muhatap gayet de sensin
d: ne düşündüğünüzün zerre umrumda olmadığının farkındasın herhalde değil mi? gerek var mı hatırlatmama?
a: yok
d: güzel.
---
evet beyler olay böyle devam etti. ve şevval, bunu okusan da anlamayacaksın çünkü yakuptan esraya kadar herkesin ismini değiştirdim. okuduğunuz için sağolun beyler

Yaz rezzz

Devam et panpa

Emek var beyler uplayın

Rezerve

selin: diktator giben gasteci gidip kesin konuşman lazım
diktatör giben gasteci : hayatta konuşamam, hem hazır aramız iyi, arkadaşlığımızı riske atamam
s: arkadaşlığını riske atmayacaksın zaten
d: nasıl lan?
s: bak şevval de senin olduğunu tahmin ediyo zaten, ben gittim şevvale "diktatör giben gasteci olduğunu düşünüyosan git konuş" dedim, o da "hayır, diktatör giben gasteci gururlu biri, ya bi daha benle konuşmazsa? aramızın bozulmasından korkuyorum" dedi
d: hasgibtir nasıl? tamam bu akşam gider konuşurum
s: tamam git konuş.

ve okul çıkışı geldi çattı beyler. aşağı indim, şevvalle ben varız sadece, "söylesem mi söylemesem mi?" diye gidip geliyorum, yalnız beni görmeniz lazım o an, ateş fırlamış, tansiyon yüksek, hatlar gergin, karnımda kelebekler. ben böyle düşünürken ablamlar geldi ve ben "of be, bugün de konuşamadın kızla" moduna girdim. ablam da hissetmiş sanki mübarek, arkadaşlarıyla tartışmaya başladı, şevval olaya dahil değil. ben de şevvale yanaştım
d: şevval bir şey konuşabilir miyiz?
ş: aa tabii
d: geçen gün bi arkadaşım sana mesaj atmış. (kafayı öne eğer)
ş: hangi arkadaşın?
d: biliyorsun işte, hani selinle konuştuğunuz var ya.
ş: evet hatırladım
d: arkadaşımın sana bahsettiği kişi benim ve söyledikleri doğru, ama umarım bu durum arkadaşlığımızın bozulmasına sebep olmaz. (doğuştan gelen kendini friendzonelama yeteneği)
ş: yok aramız bozulmaz tabii ki, ama keşke arkadaşından önce gelip bana söyleseydin
d: (iç ses: o kadar kolaydı ya aq, yüzüne bakarken nefes alamıyorum bi de seni seviyorum mu dicem) o kadar kolay olaydı gelip sana söylemek isterdim ben de (ablam bu sırada bana kaş göz yapıp yanına çağırıyor)
ablam: ne oldu, ne konuştunuz?
d: biliyosun işte, söyledim.
a:hadi canım, nasıl söyledin? sen? söyledin? şevvale?
d: abla dalga geçme ya, kafam bozuk zaten
a: tamam tamam üzülme (ve birtakım teselli çabaları)
akşdıbına şevval, seline mesaj atar
ş: söyledi
s: aa diktator giben gasteci mi?
ş: bir dakika, sen nereden biliyorsun onun olduğunu?

Rezerve

Uplayın arkadaşlar

Eee sonra

Rez okuyoruz

Rezzers bu yazar kaliteli