-
1001.
-1dev-am dev-am
-
1002.
-1Padişahlık Sırası: 7Tümünü Göster
Saltanatı: 31 Yıl
Cülûsu Tahta çıkışı: I. 1444 II. 18 Şubat 1451
Babası: Sultan ikinci Murâd Hân
Annesi: Hatice Alime Huma Hatun
Doğumu: 30 Mart 1431
Vefâtı: 3 Mayıs 1481
Kabri: istanbul Fatih Camiî yanında Türbesinde'dir
---
Osmanli pâdisâhlarinin yedincisi. Istanbul’un fâtihi olup, Ikinci Murad Hanin ogludur. 30 Mart 1431 (H. 833) Pazar günü Edirne’de dünyâya geldi. Annesi Candarogullari âilesinden Hadîce Alîme Hümâ Hâtundur. Küçük yasta tahsiline ve yetismesine çok ehemmiyet verilen Sehzade Mehmed devrin en mümtaz alimlerinden ilim ögrendi. Ilk hocasi Molla Yegan’di. Meshur din ve fen âlimi olup zâhirî ve bâtinî ilimlerde mütehassis Aksemseddîn hazretleri sehzâdenin her seyi ile bizzat ilgilendi. 12 yasina gelince devlet idâresini ögrenmesi için Edirne’den Manisa’ya vâli olarak gönderildi. Kisa bir süre sonra babasi tarafindan tahta çikarildi. Ancak bundan faydalanmak istiyen yeni bir Haçli ordusu 1444 Eylülünde Türk topraklarina girdi. Vaziyetin ciddiyetini anlayan Sultan Mehmed yazdigi mektupla babasini yeniden saltanata dâvet etti. Bâzi rivâyetlerde bu taleb üzerine, bir kisim rivâyetlere göre de, durumun vehâmetini takdir eden Ikinci Murad, kendi reyi ile Istanbul Bogazindan Avrupa’ya geçerek Edirne’ye geldi. Derhal idâreyi ele alarak Varna’ya hareket etti. Gerek Avrupa devletlerinin hasimca davranislari, gerek Anadolu’daki Türk beyliklerinin nizâmi bozucu hareketleri, devleti çok sarsmisti. 1444 Varna Zaferi ile Osmanli Devletinin temelleri tam olarak saglamlastirilmis oldu. 1451 târihinde babasi Ikinci Murad’in vefâti üzerine Ikinci Mehmed, ikinci defâ Osmanli tahtina oturdugunda 19 yasindaydi. Daha önceden saltanat tecrübeleri oldugu gibi, babasinin yaninda seferlere de katilmis ve çok iyi bir kumandan olarak yetistirilmisti. Saltanat degigibligi dolayisiyla firsat kollayan Karamanogullari üzerine bir sefer yaptiktan sonra, artik kangren hâline gelen Bizans meselesini halletmek üzere bütün agirligini bu konuya verdi. Rumeli Hisarini yaptirip, Yildirim Bâyezîd’in karsi kiyida yaptirdigi Anadolu Hisari ile berâber bogazi kestikten sonra, 1452-1453 kisini Edirne’de harp hazirliklari ile geçirdi. Rumeli Hisarinin insâ plâninin bizzât Pâdisâh tarafindan çizildigi rivâyeti kuvvetlidir. Hisarin kerestesi Izmit’ten, kireci Sile bölgesinden getirildi ve yapiminda 1000 tasçi ustasi, 5000 isçi, 10.000 civârinda yamak çalistirildi. Vezirler sirtlarinda tas tasiyarak hisarin yapilmasina hizmet ettiler. Ayrica bâzi burçlarin yapim masrafini isçi ücretleri dâhil vezirler üzerine aldilar. Rumeli Hisari’nin insâsi esnâsinda Bizans Imparatoru elçi göndererek, “kendi topraklari üzerine kale yapilmasinin dostluga ve ahde vefâya uymadigini” bildirdi. Bunun üzerine Fâtih SultanMehmed elçiye; “Var git kralina söyle! O, rahmetli babam zamâninda ahdi çok defâ bozmustu. Arada ahid mi kaldi ki vefâdan bahseder. Bu topraklara biz hisar yapariz, toprak elçi göndermekle kurtarilmaz. Eger bu topraklar onunsa, gelip kurtarsin.” diyerek niyetini az çok ortaya koydu. Dört aydan az bir zamanda bitirilen Rumeli Hisari ile Istanbul’un Karadeniz’den ikmâl yolu tam kontrola alinmis oldu. Ayrica Karadeniz kiyilarina yayilan Venedik kolonilerinin de Venedik ile irtibati kesilmis oluyordu. Istanbul’un muhâsarasina kadar da her geçen gemi, yükü, kalkis ve varis iskeleleri gibi bilgileri ve geçis rüsûmunu (geçis vergisi) altin olarak vermeye mecbur birakilmis, vermeyen batirilmistir. Sehzâdeliginden beri bir an önce Istanbul’u fethetmek, hazret-i Peygamberin müjdesine mazhar olabilmek ideali ile tutusan SultanMehmed, bu büyük meselenin halline çalisiyordu. Bu sebeple askerî târihin kaydettigi ilk büyük atesli silahlar ve toplarla bu orduyu dayanilmaz bir kudret hâline getirmis, Istanbul muhâsarisinda donanmayi Begibtas’tan kara yolu ile Haliç’e indirilen teknik bir dehâya ve çesitli muhâsara makinalarina, seyyar kulelere sâhib olmustu. Haliç üzerinde; Kasimpasa tarafindan baslamak üzere bos fiçilar üzerine kalaslar baglatarak bes buçuk metre eninde bu köprüyü Kasimpasa-Ayvansaray arasina insâ ettirdi. Bu çalismalari görenBizanslilar su üstünde yüründügünü zannederek, sihir yapildigina hükmetmislerdi. Devrin en agir toplarini döktürdü. O zamana kadar atesli silahlarin atistan sonra sogumasi beklenirdi. Fâtih Sultan Mehmed, zeytinyagi döktürerek insanlik târihinde “yagla makina sogutmasini” havan topunun balistik hesaplarini yaparak, plânini çizerek dik mermi yollu ilk silahi kesfetti. Fâtih, bu yüksek vasiflari ve üstün kuvvetiyle Istanbul fethine hazirlanirken,ona karsi dis düsmanlari ve içerde sehzâdeleri kiskirtanBizans, târihî fesat siyâsetinin son gayreti olarak bu sefer de sehzâde Orhan’i Fâtih aleyhine kullanma tesebbüsüyle genç Pâdisâh’a Istanbul seferinin mesrulugunu ve zarûretini bir kere daha göstermis oluyordu. Üstelik daha Manisa’da sehzâdeyken, hocasi büyük velî AksemseddînIstanbul’u fethedecegini müjdelemisti. Hazret-i Peygamberin; “Istanbul muhakak fethedilecektir. Bu fethi yapacak hükümdâr ve ordu ne mükemmel insanlardir.” meâlindeki hadîs-i serîfi onu ayri bir sevke getirmisti. Kaynaklarin belirttigine göre, Pâdisah, hep Istanbul’un fethini düsünüyordu. Evliyânin isâretleri, kesif ve kerâmet sâhiplerinin sözleri ile o bu fikri tamâmiyle benimsemisti. Pâdisâhin gece-gündüz huzûru kaçmisti. Yatagina girer kalkarken, sarayinda ve disarida gezinirken kafasi hep Istanbul’un fethi ile mesguldü. Yalniz veya maiyetiyle gezintiye çiktiginda da yine fethi düsünür, istirâhat ve uyku bilmezdi. Elinde kalem ve kâgit dâimâ Istanbul’un haritasi ile ugrasirdi. Yine bir gece ayni düsünceyle uykusu kaçmis, veziri Çandarli Halil Pasayi gece yarisindan sonra konagindan sarayina çagirtmisti. Böyle gece yarisi vakitsiz çagrilmaktan korkan yasli vezir, pâdisâhin ayaklarina kapanarak, özürler dilemis, pâdisâh da korku ve telasinin yersiz oldugunu belirterek, Istanbul’un alinmasi için oturup konusmaya çagirdigini bildirmisti. Nihayet Ikinci Mehmed, 23 Martta ordusuyla Edirne’den hareket etti. Kusatma 6 Nisanda basladi. 18 Nisanda Istanbul adalari alindi. 22 Nisan gecesi Türk donanmasi karadan Haliç’e indirildi. 23 Nisanda sulh teklifine gelen Bizans elçisine genç Pâdisah; “Ya ben sehri alirim, ya sehir beni!” cevâbini verdi. 29 Mayis sabahi yapilan son taarruzda Istanbul düstü. Bu sekilde ortaçag sona erdi yeniçag basladi. Istanbul’un fethi, Türk târihinin en müstesnâ olayi sayilarak “Feth-i Mübîn” denildi. Dünyânin en büyük kilisesi (Sainte-Sophie) ve bütün Avrupa’nin ayakta kalan en eski yapisi olan Ayasofya câmiye çevrildi. Fâtih bu mabedin kiyâmete kadar câmi kalmasini yazili olarak vasiyet ve vakfeyledi. Bütün Ortodoks Hiristiyanlarin basi olan patrikligi ortadan kaldirmadi. Bunu o zamanki, siyâsî olaylara göre degerlendirmek îcâb eder. Isteseydi Istanbul fâtihi, patrikligi ortadan kaldirabilirdi. Fakat o zamânin siyâsî durumu bunu gerektirmemekteydi. Istanbul’un düsmesinden sonra, surlarda Ceneviz kumandan ve askerlerinin ölülerine rastlandi. Hâlbuki CenevizlilerTürklerle dostluk anlasmasi imzâlamislardi. Bu ihânetleri ortaya çikinca çok korktular. Kendilerine çok agir cezâlar verilecegini beklerken, Fâtih Sultan Mehmed, Ceneviz vâlisi ve papazini çagirtarak üzüntülerini bildirdi ve Galata’da oturan bu Cenevizliler için bir ferman çikartti; “Evvelden oldugu gibi herkes sanat ve ticâretinde, ibâdetinde serbesttir. Kiliseler açik bulunacak, ancak çan çalinmayacaktir.” seklindeki emriyle ölüm bekleyen insanlari sevindirdi. Gerek Ortodokslara, gerek Cenevizlilere tanidigi bu serbestlik, Avrupalilarin husûmetini azaltti. Bâzi Avrupali târihçiler, Türklerin Avrupa’da süratli bir sekilde ilerlemesini, Avrupa’nin kolay fethini bu davranisa baglarlar ve Osmanli Imparatorlugu, bu hâdise ile cihânsümûl hâle geldi seklinde yazarlar. 21 yasinda Istanbul’u fetheden Fâtih, Katolik Avrupa’ya cephe aldi ve Ortodoks Hiristiyanligin Katoliklerle birlesmesini önledi. Esâsen imparator ve devlet adamlari, Istanbul’u kurtarmak için papaligin asirlardan beri istedigi fedâkârligi yapiyor, papalik da Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birlesmesi karsiliginda askerî yardimda bulunuyordu. Fakat bütün çalisma ve gayretlere ragmen Istanbul’u korumak için Avrupa’dan az bir gönüllüden baska bir sey gelmedi. Istanbul’daki papazlar ve halk da dinlerini korumak için Istanbul’da Lâtin sapkasi yerine Türk sarigini görmeyi tercih ettiklerini belirttiler. Istanbul’un fethi ile Osmanli Cihan Devletinin temelleri atilmis oluyordu. Dogu Roma Fâtihi olarak Edirne’ye dönen Fâtih Sultan MehmedHan, dünyâ politikasini yeniden gözden geçirdi. Devletin gelecegi için önemli kararlarin alinmasi gerekiyordu. Bizans’in düsmesini Avrupa’nin hos karsilamayacagi tabiî idi. Karaman ve Istanbul seferinden sonra, 1453’te Cenevizlilerden Enez’i aldi. 1454’te, Kirim’a bir donanma gönderdi. Ayni yil Sirbistan Seferine çikti. KuzeyEge adalarina donanma göndererek buralari ele geçirdi. Rodos Seferini yapti ise de adayi alamadi. 1455-1456 yillarinda ikinci ve üçüncü Sirbistan seferlerine çikti. Bu ikincisinde babasindan sonra Belgrad’i tekrar muhâsara etti. Kaleyi savunan Hunyadi Yanos öldü, Fâtih yaralandi. -
1003.
-1seri ol amcık
-
1004.
-2hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu. cahil liseli binlerin dandik seviye yüseltme çabalarına tepkidir.
onursal üyeler:
küçük prens
raskolnikov
gregor panteleyevic
jonathan livingston
edgar allen poe
gregor samsa
şapka
franz kafka
bir deli
defter
kurucu üyeler:
pusko (başkan)
prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
marlboro special edition
imansiz
tayler
iroh
aza parlatan aza (teşkilatı mahsusa ajanı, kod adı parlak yakup)
alexsander gib salllandir
gib kafalı japon
naturelenjeksiyon (savaşçı)
bilkentli kız aranıyor
metedede
icdeddpeople
ogibisokama
bloklar arasi kombinezon
gibertir stayla
---
ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
tebrik ederim kardeşim.
(bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye)
1. zirayet mottosu : hikayeye ve hikayeli başlıklara son vermezseniz (bkz: hikayeci giben team) olarak başlığınızı hikayenizi konunuzu giberiz (prozac)
from PUSKO -
1005.
-2adam adını bile uydurduğu hikayeden almış.
okumadım ama eminim alakalıdır.
aklınızı gibeyim.
olm o kadar meraklıysanız hikayeye gidin çehov'un öykülerine bakın, seviyesi yetmeyen ömer seyfettin okusun. yok ben incidekileri seviyorum diyorsanız kemalettin tuğcu tam size göre.
hikayeci giben team
hikayeci giben team`
hikayeci giben team`
hikayeci giben team`
hikayeci giben team`
hikayeci giben teamhikayeci giben team
hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team` -
1006.
-2Padişahlık Sırası: 7Tümünü Göster
Saltanatı: 31 Yıl
Cülûsu Tahta çıkışı: I. 1444 II. 18 Şubat 1451
Babası: Sultan ikinci Murâd Hân
Annesi: Hatice Alime Huma Hatun
Doğumu: 30 Mart 1431
Vefâtı: 3 Mayıs 1481
Kabri: istanbul Fatih Camiî yanında Türbesinde'dir
---
Osmanli pâdisâhlarinin yedincisi. Istanbul’un fâtihi olup, Ikinci Murad Hanin ogludur. 30 Mart 1431 (H. 833) Pazar günü Edirne’de dünyâya geldi. Annesi Candarogullari âilesinden Hadîce Alîme Hümâ Hâtundur. Küçük yasta tahsiline ve yetismesine çok ehemmiyet verilen Sehzade Mehmed devrin en mümtaz alimlerinden ilim ögrendi. Ilk hocasi Molla Yegan’di. Meshur din ve fen âlimi olup zâhirî ve bâtinî ilimlerde mütehassis Aksemseddîn hazretleri sehzâdenin her seyi ile bizzat ilgilendi. 12 yasina gelince devlet idâresini ögrenmesi için Edirne’den Manisa’ya vâli olarak gönderildi. Kisa bir süre sonra babasi tarafindan tahta çikarildi. Ancak bundan faydalanmak istiyen yeni bir Haçli ordusu 1444 Eylülünde Türk topraklarina girdi. Vaziyetin ciddiyetini anlayan Sultan Mehmed yazdigi mektupla babasini yeniden saltanata dâvet etti. Bâzi rivâyetlerde bu taleb üzerine, bir kisim rivâyetlere göre de, durumun vehâmetini takdir eden Ikinci Murad, kendi reyi ile Istanbul Bogazindan Avrupa’ya geçerek Edirne’ye geldi. Derhal idâreyi ele alarak Varna’ya hareket etti. Gerek Avrupa devletlerinin hasimca davranislari, gerek Anadolu’daki Türk beyliklerinin nizâmi bozucu hareketleri, devleti çok sarsmisti. 1444 Varna Zaferi ile Osmanli Devletinin temelleri tam olarak saglamlastirilmis oldu. 1451 târihinde babasi Ikinci Murad’in vefâti üzerine Ikinci Mehmed, ikinci defâ Osmanli tahtina oturdugunda 19 yasindaydi. Daha önceden saltanat tecrübeleri oldugu gibi, babasinin yaninda seferlere de katilmis ve çok iyi bir kumandan olarak yetistirilmisti. Saltanat degigibligi dolayisiyla firsat kollayan Karamanogullari üzerine bir sefer yaptiktan sonra, artik kangren hâline gelen Bizans meselesini halletmek üzere bütün agirligini bu konuya verdi. Rumeli Hisarini yaptirip, Yildirim Bâyezîd’in karsi kiyida yaptirdigi Anadolu Hisari ile berâber bogazi kestikten sonra, 1452-1453 kisini Edirne’de harp hazirliklari ile geçirdi. Rumeli Hisarinin insâ plâninin bizzât Pâdisâh tarafindan çizildigi rivâyeti kuvvetlidir. Hisarin kerestesi Izmit’ten, kireci Sile bölgesinden getirildi ve yapiminda 1000 tasçi ustasi, 5000 isçi, 10.000 civârinda yamak çalistirildi. Vezirler sirtlarinda tas tasiyarak hisarin yapilmasina hizmet ettiler. Ayrica bâzi burçlarin yapim masrafini isçi ücretleri dâhil vezirler üzerine aldilar. Rumeli Hisari’nin insâsi esnâsinda Bizans Imparatoru elçi göndererek, “kendi topraklari üzerine kale yapilmasinin dostluga ve ahde vefâya uymadigini” bildirdi. Bunun üzerine Fâtih SultanMehmed elçiye; “Var git kralina söyle! O, rahmetli babam zamâninda ahdi çok defâ bozmustu. Arada ahid mi kaldi ki vefâdan bahseder. Bu topraklara biz hisar yapariz, toprak elçi göndermekle kurtarilmaz. Eger bu topraklar onunsa, gelip kurtarsin.” diyerek niyetini az çok ortaya koydu. Dört aydan az bir zamanda bitirilen Rumeli Hisari ile Istanbul’un Karadeniz’den ikmâl yolu tam kontrola alinmis oldu. Ayrica Karadeniz kiyilarina yayilan Venedik kolonilerinin de Venedik ile irtibati kesilmis oluyordu. Istanbul’un muhâsarasina kadar da her geçen gemi, yükü, kalkis ve varis iskeleleri gibi bilgileri ve geçis rüsûmunu (geçis vergisi) altin olarak vermeye mecbur birakilmis, vermeyen batirilmistir. Sehzâdeliginden beri bir an önce Istanbul’u fethetmek, hazret-i Peygamberin müjdesine mazhar olabilmek ideali ile tutusan SultanMehmed, bu büyük meselenin halline çalisiyordu. Bu sebeple askerî târihin kaydettigi ilk büyük atesli silahlar ve toplarla bu orduyu dayanilmaz bir kudret hâline getirmis, Istanbul muhâsarisinda donanmayi Begibtas’tan kara yolu ile Haliç’e indirilen teknik bir dehâya ve çesitli muhâsara makinalarina, seyyar kulelere sâhib olmustu. Haliç üzerinde; Kasimpasa tarafindan baslamak üzere bos fiçilar üzerine kalaslar baglatarak bes buçuk metre eninde bu köprüyü Kasimpasa-Ayvansaray arasina insâ ettirdi. Bu çalismalari görenBizanslilar su üstünde yüründügünü zannederek, sihir yapildigina hükmetmislerdi. Devrin en agir toplarini döktürdü. O zamana kadar atesli silahlarin atistan sonra sogumasi beklenirdi. Fâtih Sultan Mehmed, zeytinyagi döktürerek insanlik târihinde “yagla makina sogutmasini” havan topunun balistik hesaplarini yaparak, plânini çizerek dik mermi yollu ilk silahi kesfetti. Fâtih, bu yüksek vasiflari ve üstün kuvvetiyle Istanbul fethine hazirlanirken,ona karsi dis düsmanlari ve içerde sehzâdeleri kiskirtanBizans, târihî fesat siyâsetinin son gayreti olarak bu sefer de sehzâde Orhan’i Fâtih aleyhine kullanma tesebbüsüyle genç Pâdisâh’a Istanbul seferinin mesrulugunu ve zarûretini bir kere daha göstermis oluyordu. Üstelik daha Manisa’da sehzâdeyken, hocasi büyük velî AksemseddînIstanbul’u fethedecegini müjdelemisti. Hazret-i Peygamberin; “Istanbul muhakak fethedilecektir. Bu fethi yapacak hükümdâr ve ordu ne mükemmel insanlardir.” meâlindeki hadîs-i serîfi onu ayri bir sevke getirmisti. Kaynaklarin belirttigine göre, Pâdisah, hep Istanbul’un fethini düsünüyordu. Evliyânin isâretleri, kesif ve kerâmet sâhiplerinin sözleri ile o bu fikri tamâmiyle benimsemisti. Pâdisâhin gece-gündüz huzûru kaçmisti. Yatagina girer kalkarken, sarayinda ve disarida gezinirken kafasi hep Istanbul’un fethi ile mesguldü. Yalniz veya maiyetiyle gezintiye çiktiginda da yine fethi düsünür, istirâhat ve uyku bilmezdi. Elinde kalem ve kâgit dâimâ Istanbul’un haritasi ile ugrasirdi. Yine bir gece ayni düsünceyle uykusu kaçmis, veziri Çandarli Halil Pasayi gece yarisindan sonra konagindan sarayina çagirtmisti. Böyle gece yarisi vakitsiz çagrilmaktan korkan yasli vezir, pâdisâhin ayaklarina kapanarak, özürler dilemis, pâdisâh da korku ve telasinin yersiz oldugunu belirterek, Istanbul’un alinmasi için oturup konusmaya çagirdigini bildirmisti. Nihayet Ikinci Mehmed, 23 Martta ordusuyla Edirne’den hareket etti. Kusatma 6 Nisanda basladi. 18 Nisanda Istanbul adalari alindi. 22 Nisan gecesi Türk donanmasi karadan Haliç’e indirildi. 23 Nisanda sulh teklifine gelen Bizans elçisine genç Pâdisah; “Ya ben sehri alirim, ya sehir beni!” cevâbini verdi. 29 Mayis sabahi yapilan son taarruzda Istanbul düstü. Bu sekilde ortaçag sona erdi yeniçag basladi. Istanbul’un fethi, Türk târihinin en müstesnâ olayi sayilarak “Feth-i Mübîn” denildi. Dünyânin en büyük kilisesi (Sainte-Sophie) ve bütün Avrupa’nin ayakta kalan en eski yapisi olan Ayasofya câmiye çevrildi. Fâtih bu mabedin kiyâmete kadar câmi kalmasini yazili olarak vasiyet ve vakfeyledi. Bütün Ortodoks Hiristiyanlarin basi olan patrikligi ortadan kaldirmadi. Bunu o zamanki, siyâsî olaylara göre degerlendirmek îcâb eder. Isteseydi Istanbul fâtihi, patrikligi ortadan kaldirabilirdi. Fakat o zamânin siyâsî durumu bunu gerektirmemekteydi. Istanbul’un düsmesinden sonra, surlarda Ceneviz kumandan ve askerlerinin ölülerine rastlandi. Hâlbuki CenevizlilerTürklerle dostluk anlasmasi imzâlamislardi. Bu ihânetleri ortaya çikinca çok korktular. Kendilerine çok agir cezâlar verilecegini beklerken, Fâtih Sultan Mehmed, Ceneviz vâlisi ve papazini çagirtarak üzüntülerini bildirdi ve Galata’da oturan bu Cenevizliler için bir ferman çikartti; “Evvelden oldugu gibi herkes sanat ve ticâretinde, ibâdetinde serbesttir. Kiliseler açik bulunacak, ancak çan çalinmayacaktir.” seklindeki emriyle ölüm bekleyen insanlari sevindirdi. Gerek Ortodokslara, gerek Cenevizlilere tanidigi bu serbestlik, Avrupalilarin husûmetini azaltti. Bâzi Avrupali târihçiler, Türklerin Avrupa’da süratli bir sekilde ilerlemesini, Avrupa’nin kolay fethini bu davranisa baglarlar ve Osmanli Imparatorlugu, bu hâdise ile cihânsümûl hâle geldi seklinde yazarlar. 21 yasinda Istanbul’u fetheden Fâtih, Katolik Avrupa’ya cephe aldi ve Ortodoks Hiristiyanligin Katoliklerle birlesmesini önledi. Esâsen imparator ve devlet adamlari, Istanbul’u kurtarmak için papaligin asirlardan beri istedigi fedâkârligi yapiyor, papalik da Katolik ve Ortodoks kiliselerinin birlesmesi karsiliginda askerî yardimda bulunuyordu. Fakat bütün çalisma ve gayretlere ragmen Istanbul’u korumak için Avrupa’dan az bir gönüllüden baska bir sey gelmedi. Istanbul’daki papazlar ve halk da dinlerini korumak için Istanbul’da Lâtin sapkasi yerine Türk sarigini görmeyi tercih ettiklerini belirttiler. Istanbul’un fethi ile Osmanli Cihan Devletinin temelleri atilmis oluyordu. Dogu Roma Fâtihi olarak Edirne’ye dönen Fâtih Sultan MehmedHan, dünyâ politikasini yeniden gözden geçirdi. Devletin gelecegi için önemli kararlarin alinmasi gerekiyordu. Bizans’in düsmesini Avrupa’nin hos karsilamayacagi tabiî idi. Karaman ve Istanbul seferinden sonra, 1453’te Cenevizlilerden Enez’i aldi. 1454’te, Kirim’a bir donanma gönderdi. Ayni yil Sirbistan Seferine çikti. KuzeyEge adalarina donanma göndererek buralari ele geçirdi. Rodos Seferini yapti ise de adayi alamadi. 1455-1456 yillarinda ikinci ve üçüncü Sirbistan seferlerine çikti. Bu ikincisinde babasindan sonra Belgrad’i tekrar muhâsara etti. Kaleyi savunan Hunyadi Yanos öldü, Fâtih yaralandi. -
1007.
-2hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamTümünü Göster
-
1008.
-2hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben team
hikayeci giben teamhikayeci giben team
hikayeci giben team -
1009.
-2hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamTümünü Göster
-
1010.
-2, müziğin şiir ve söze üstünlüğünü kabul etmişti. Daha sonraları Zeno ve Metastasio gibi metin şairlerinin trajedilerini besteleyen Bonancini, Porpora ve Piccini opera sanatına yeni buluilar getirdiler. Orkestra eşliği ile yapılan resitatifler bunların arasındadır. Almanya’da bu çağın büyük bestecileri Hasse ve Graun “opera buffa – gülünçlü opera” türünde başarı gösterdiler. italya’da yive bu çağlarda büyük operaların perde aralarında “intermezzo” denilen küçük, hafif sahne eserleri oynanıyordu. Pergolesi 1733 de bestelediği “La Serva Padrona” adlı “intermezzo”su ile bu tarzın üstün bir örneğini verdi.Tümünü Göster
“La Serva Padrona” birçok italyan ve Fransız bestecisi üzerinde etkiler yaratarak “opera comique” in doğmasını sağladı. “intermezzo”nun diğer ustaları şunlardır: Guglielmi, Paisiello ve Cimarosa…
Halk müziğinin etkisiyle yazılmış gülünçlü operalar 18. yy.da özellikle ingiltere’de tutuldu. “Ballad Opera” denilen bu biçim eserlerden Gay’in yazıp Pepusch’un bestelediği “Begger’s opera – dilenci operası” büyük başarı kazanarak Londra’da bulunan Haendel’in yaygın ünü için tehlikeli oldu. Bu biçim Almanya’ya “Singspiel” adıyla geçti. Weise’nin yazdığı ve Standfuss’un bestelediği “Der Teufel ist los” adlı “singspiel” bu yolda ilk eser olarak kabul edilir. Aynı üsluptaki eserlere Fransa’da “opéra comique” dendi. Bunlara güzel bir örnek J.J. Rousseau’nun “Le Devin du Village” adlı eseridir. Bu yolda eser veren diğer besteciler şunlardır: Duni, Philidor, Monsigny ve Grétry…
Singspiel, Almanya’da Mozart’la en üstün, en zarif örneklerini kazandı: Die Entführung aus dem Serail ve Die Zayberflöte gibi... Haydn, Dittersdorf, Neefe, Benda ve Reichardt bu biçimin diğer tanınmış simalarıdır.
Ciddi opera Gluck ve metin şairi Calzabigi ile sürüp gidiyordu. Buna en belirli örnek 1762 de yazdığı Orfeo ed euridice dir. Fransız operası uzun süre Gluck’un etkisinde kaldı. 19.yy. boyunca devam eden bu etki Cherubini, Méhul, Lesueur, Spontini ve Berlioz’da görülür. Beethoven tek operası Fidelio ile bu etkiden kısmen kurtulmuş, insan sesini çalgı gibi kullanmış, eşliksiz resitatifler dışında süreli bir sahne senfonisi vermemiştir. Mozart önce italyan daha sonra Gluck tarzını denemiştir. Operalarının çoğu italyanca yazılmış olmasına rağmen özlü bir karakter taşıyor, çok şey vadediyordu. Beklenileni kısa ömrünün sonlarında verdi; bu 1791’de bestelenip oynanan Die Zauberflöte operasıydı. Mozart bu eserle Alman sanatında çağ açıyor, gerçek Alman operası başlıyordu
operası Avrupa’ya tez zamanda yayıldı. Almanya’da 1627’de ilk defa Schütz “Daphne” adlı Floransa stili bir opera besteledi. Müzikli sahne eserleri Alman şehirlerinde, özellikle Viyana, Münih, Dresden, Hamburg ve Leipzig tiyatrolarında yer buldu. Oynanan eserler italyancaydı. Ulusal Alman Operası 1644 yılında Staden tarafından yazılan ve ilk Almanca opera olan –Seelewig- adlı eserle başlamış, Hamburg, Alman Operasının ilk belli başlı merkezi olmuştur. Strung, Kusser ve Keiser gibi besteciler de ilk önderlerdir. ingiltere’de Purcell, italyan üslubu birkaç opera bıraktı. Fransa’da opera zevki 1645 senelerinden sonra memlekete gelen italyan opera truplarının etkisiyle uyandı. 1671’de ilk opera binası Académie Royal de Musique, Cambert adlı bestecinin –Pomane- adlı eseriyle açıldı. Fransız Operasının o zamanki büyük yaratıcısı aslen italyan olan Lully’dir. Klagib tiyatro eserleri, Corneille’in trajedileri, Moliére’in komedileri bestelendi, saray balesi ve çeşitli danslar operanın ana süsleri olarak kullanıldı. Lully’nin günümüze kalmış eseri 1674’te yazdığı “Alceste” dir. Lully okulunu Rameau 1733 de bestelediği “Hippolyte de Aricie” operasıyla sürdürdü. 17.yy. sonlarına doğru Napoli, italyan operasının merkezi olmaya başladı. Okul, Provenzale tarafından kuruldu ve Alessandro Scarlatti tarafından başarıyla temsil edildi. Bu okulda bir takım özellikler görmekteyiz; zengin melodik şarkılar “bel canto”, güzel, uzun aryalar, “secco recitativo” – eşliksiz resitatif’ gibi… Scarlatti’den sonra Leo, Durante, Feo ile Haendel’in de etkisinde kaldığı bu okul, müziğin şiir ve söze üstünlüğünü kabul etmişti. Daha sonraları Zeno ve Metastasio gibi metin şairlerinin trajedilerini besteleyen Bonancini, Porpora ve Piccini opera sanatına yeni buluilar getirdiler. Orkestra eşliği ile yapılan resitatifler bunların arasındadır. Almanya’da bu çağın büyük bestecileri Hasse ve Graun “opera buffa – gülünçlü opera” türünde başarı gösterdiler. italya’da yive bu çağlarda büyük operaların perde aralarında “intermezzo” denilen küçük, hafif sahne eserleri oynanıyordu. Pergolesi 1733 de bestelediği “La Serva Padrona” adlı “intermezzo”su ile bu tarzın üstün bir örneğini verdi.
“La Serva Padrona” birçok italyan ve Fransız bestecisi üzerinde etkiler yaratarak “opera comique” in doğmasını sağladı. “intermezzo”nun diğer ustaları şunlardır: Guglielmi, Paisiello ve Cimarosa…
Halk müziğinin etkisiyle yazılmış gülünçlü operalar 18. yy.da özellikle ingiltere’de tutuldu. “Ballad Opera” denilen bu biçim eserlerden Gay’in yazıp Pepusch’un bestelediği “Begger’s opera – dilenci operası” büyük başarı kazanarak Londra’da bulunan Haendel’in yaygın ünü için tehlikeli oldu. Bu biçim Almanya’ya “Singspiel” adıyla geçti. Weise’nin yazdığı ve Standfuss’un bestelediği “Der Teufel ist los” adlı “singspiel” bu yolda ilk eser olarak kabul edilir. Aynı üsluptaki eserlere Fransa’da “opéra comique” dendi. Bunlara güzel bir örnek J.J. Rousseau’nun “Le Devin du Village” adlı eseridir. Bu yolda eser veren diğer besteciler şunlardır: Duni, Philidor, Monsigny ve Grétry…
Singspiel, Almanya’da Mozart’la en üstün, en zarif örneklerini kazandı: Die Entführung aus dem Serail ve Die Zayberflöte gibi... Haydn, Dittersdorf, Neefe, Benda ve Reichardt bu biçimin diğer tanınmış simalarıdır.
Ci -
1011.
-2üniversiteye yeni başlamıstım dağdan geldim sehre hesabı izmire beyler. o zaman daha toyuz tabi biliyoruz bazı seyleri ama tam oturtamamısız. baktım boyle 3 4 ay cacık yok dedim bu uni de arabasız olmayacak bir araba bulduk ve ava koyulduk. bir tıp ogrencisiyle yakınlaşmıstım.. onu manga konserine goturdum o zaman manga daha yeni yeni turuyor amq. kız tabi rahat amq araba var para var üni de okuyor ee tip de var daha ne istiyeyim diye benle sevgili oldu. ben tabi saf oglan ayaklarında amq bende ona takılıyorum aşkım çicim... neyse böyle 4 ay gecti.. güzeldi aslında birlikteligmiz. galiba aşık oluyordum hatta olmustum da denebilir. cunku bugun bile sorsalar aşkın gercekten nasıl bir şey oldugunu tarif edememneyse araba varya sınıftan fılan da bizim kolpa kankalar cogaldı..Tümünü Göster
kanka icelim sıcalık takılalım dolasalım ayaklarına her gun bir it geliyor tabi.. biz de gercek sanıyoruz tamam bilader diyoruz herkesin işine kostuyoruz.. neyse bir gece donduk elemanların evine alt kat komsuları cıktı geldi.. o da ogrenci. kıza benı daha onceden ovmus elemanlar.. işte bir zor kadını giben adam var. söyle makara söyle kukara söyle cart curt derken kız da kaşar tabi. bizim de kafalar guzel o sarhos halım kızın hosuna gitmiş benım telı almıs elemanlardan.. ertesi gun kız benı aradı akşam yemege cagırdı bizim elemanlarla. elemanlara soyledim onlarda tamam kanka sonra iceriz sen de gibersin diye bana gazı verdiler. kız aslında cok tatlıydı ama elemanlar boyle diyince sizde bilirsiniz kıza biraz zavallı gozuyle bakmaya basladım. daha yenı gelmısız amq koyden ne bilelim biz elalemın boyle 2 yüzlu oldugunu.. gittik eve kız hazırlamıs her seyi bu arada ben de bir huy var kı bır kızın benden hoslandıgını anlarsam kendımı ıyıce geri plana atarım elimde degil utanır sıkılırım. cok ender konusurum filan e boyle olunca hal elemanlar sureklı topu benım uzerime atıyor benım uzerimden oyun ceviriyorlar. yemeklerı yedik napalım filan derken dediler zor kadını sıken adamda araba var alsancaga akalım ıcelım sıcalım.
alsancakta ben ıcmedım tabi araba kullanacagım diye iyice samımı olduk kızla. içtik sıctık fılan derken gece oldu 2 hadı eve donelım evde takılalım bu arada kızla iyice sarmas dolas olmusuz bu arada otekı kız bana mesaj atıyor..
işte ilişkimizin bilmem kacıncı ayı senınle oldugum icin cok mutluyum işte sen hayatıma renk kattın filan..
hiç giblemedim o gece o mesajı.. cevap bile atamadım zira yanımda kı kızı da kıllandırmak istemiyorum. eve gittik aldık biraları gene evde benım kız pcsınden actı parcaları geldi yanımıza derken bir daha sarkı acmaya gitti sonra benı cagırdı yanına tam o winamp da sarkı gosterirken dudaklarıma yapıstı. evden cıktım öteki kızı aradım bulusalım dedım eve gittim bir duş aldım bizim elemanlara durumu ozet gectim hakan hakkında bilgi aldım ve alsancak yollarını ttuttum klasık işte 2 3 tur atardık kıbrıs sehitlerde otururduk sunsete denıze karsı 2 3 bira sonra yemek yeriz sonra kafamıza gore takılrdık. bulusmamıza yakın bizim komşudan mesaj geldi. işte neden gittin ben bir şeyler yaparız diye umuyordum ben de lafı yapıstırıyorum hakanı da ogrenmisim bu kızın eski tokmakcısı topu hep hakana atıyorum git hakanla bulus filan en sonunda kızla bulusmama yakın ya gibtir git hakanla muhattap ol deyip telefonu kapattımtelefonu kapatınca bu delı olmus bilirsiniz kız triplerine girmiş e birde hakanı on plana cekince ustune kapatınca telefonu kız anlıyor bu eleman bana karsı bos degil bilmiyor benım tıpcıyı. tıpcı da yazık garibim kendi halınde benı mulayım kendi halınde biri sanıyor sıkısıkı sarılıyor arkadaslarının yaptıgı kolpalıklardan bahsediyor bende kıza cozum onerileri filan sunuyorum bi abaza kız arkadası varmıs ondan fılan bahsediyor. tabi ben halıyle sıkılıyorum nerede dıyorum ya dunku halım nerede bugun ku halım -
1012.
-3giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamvvvhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben team hikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeci giben teamhikayeciTümünü Göster
-
1013.
-3üniversiteye yeni başlamıstım dağdan geldim sehre hesabı izmire beyler. o zaman daha toyuz tabi biliyoruz bazı seyleri ama tam oturtamamısız. baktım boyle 3 4 ay cacık yok dedim bu uni de arabasız olmayacak bir araba bulduk ve ava koyulduk. bir tıp ogrencisiyle yakınlaşmıstım.. onu manga konserine goturdum o zaman manga daha yeni yeni turuyor amq. kız tabi rahat amq araba var para var üni de okuyor ee tip de var daha ne istiyeyim diye benle sevgili oldu. ben tabi saf oglan ayaklarında amq bende ona takılıyorum aşkım çicim... neyse böyle 4 ay gecti.. güzeldi aslında birlikteligmiz. galiba aşık oluyordum hatta olmustum da denebilir. cunku bugun bile sorsalar aşkın gercekten nasıl bir şey oldugunu tarif edememneyse araba varya sınıftan fılan da bizim kolpa kankalar cogaldı..Tümünü Göster
kanka icelim sıcalık takılalım dolasalım ayaklarına her gun bir it geliyor tabi.. biz de gercek sanıyoruz tamam bilader diyoruz herkesin işine kostuyoruz.. neyse bir gece donduk elemanların evine alt kat komsuları cıktı geldi.. o da ogrenci. kıza benı daha onceden ovmus elemanlar.. işte bir zor kadını giben adam var. söyle makara söyle kukara söyle cart curt derken kız da kaşar tabi. bizim de kafalar guzel o sarhos halım kızın hosuna gitmiş benım telı almıs elemanlardan.. ertesi gun kız benı aradı akşam yemege cagırdı bizim elemanlarla. elemanlara soyledim onlarda tamam kanka sonra iceriz sen de gibersin diye bana gazı verdiler. kız aslında cok tatlıydı ama elemanlar boyle diyince sizde bilirsiniz kıza biraz zavallı gozuyle bakmaya basladım. daha yenı gelmısız amq koyden ne bilelim biz elalemın boyle 2 yüzlu oldugunu.. gittik eve kız hazırlamıs her seyi bu arada ben de bir huy var kı bır kızın benden hoslandıgını anlarsam kendımı ıyıce geri plana atarım elimde degil utanır sıkılırım. cok ender konusurum filan e boyle olunca hal elemanlar sureklı topu benım uzerime atıyor benım uzerimden oyun ceviriyorlar. yemeklerı yedik napalım filan derken dediler zor kadını sıken adamda araba var alsancaga akalım ıcelım sıcalım.
alsancakta ben ıcmedım tabi araba kullanacagım diye iyice samımı olduk kızla. içtik sıctık fılan derken gece oldu 2 hadı eve donelım evde takılalım bu arada kızla iyice sarmas dolas olmusuz bu arada otekı kız bana mesaj atıyor..
işte ilişkimizin bilmem kacıncı ayı senınle oldugum icin cok mutluyum işte sen hayatıma renk kattın filan..
hiç giblemedim o gece o mesajı.. cevap bile atamadım zira yanımda kı kızı da kıllandırmak istemiyorum. eve gittik aldık biraları gene evde benım kız pcsınden actı parcaları geldi yanımıza derken bir daha sarkı acmaya gitti sonra benı cagırdı yanına tam o winamp da sarkı gosterirken dudaklarıma yapıstı. evden cıktım öteki kızı aradım bulusalım dedım eve gittim bir duş aldım bizim elemanlara durumu ozet gectim hakan hakkında bilgi aldım ve alsancak yollarını ttuttum klasık işte 2 3 tur atardık kıbrıs sehitlerde otururduk sunsete denıze karsı 2 3 bira sonra yemek yeriz sonra kafamıza gore takılrdık. bulusmamıza yakın bizim komşudan mesaj geldi. işte neden gittin ben bir şeyler yaparız diye umuyordum ben de lafı yapıstırıyorum hakanı da ogrenmisim bu kızın eski tokmakcısı topu hep hakana atıyorum git hakanla bulus filan en sonunda kızla bulusmama yakın ya gibtir git hakanla muhattap ol deyip telefonu kapattımtelefonu kapatınca bu delı olmus bilirsiniz kız triplerine girmiş e birde hakanı on plana cekince ustune kapatınca telefonu kız anlıyor bu eleman bana karsı bos degil bilmiyor benım tıpcıyı. tıpcı da yazık garibim kendi halınde benı mulayım kendi halınde biri sanıyor sıkısıkı sarılıyor arkadaslarının yaptıgı kolpalıklardan bahsediyor bende kıza cozum onerileri filan sunuyorum bi abaza kız arkadası varmıs ondan fılan bahsediyor. tabi ben halıyle sıkılıyorum nerede dıyorum ya dunku halım nerede bugun ku halımüniversiteye yeni başlamıstım dağdan geldim sehre hesabı izmire beyler. o zaman daha toyuz tabi biliyoruz bazı seyleri ama tam oturtamamısız. baktım boyle 3 4 ay cacık yok dedim bu uni de arabasız olmayacak bir araba bulduk ve ava koyulduk. bir tıp ogrencisiyle yakınlaşmıstım.. onu manga konserine goturdum o zaman manga daha yeni yeni turuyor amq. kız tabi rahat amq araba var para var üni de okuyor ee tip de var daha ne istiyeyim diye benle sevgili oldu. ben tabi saf oglan ayaklarında amq bende ona takılıyorum aşkım çicim... neyse böyle 4 ay gecti.. güzeldi aslında birlikteligmiz. galiba aşık oluyordum hatta olmustum da denebilir. cunku bugun bile sorsalar aşkın gercekten nasıl bir şey oldugunu tarif edememneyse araba varya sınıftan fılan da bizim kolpa kankalar cogaldı..
kanka icelim sıcalık takılalım dolasalım ayaklarına her gun bir it geliyor tabi.. biz de gercek sanıyoruz tamam bilader diyoruz herkesin işine kostuyoruz.. neyse bir gece donduk elemanların evine alt kat komsuları cıktı geldi.. o da ogrenci. kıza benı daha onceden ovmus elemanlar.. işte bir zor kadını giben adam var. söyle makara söyle kukara söyle cart curt derken kız da kaşar tabi. bizim de kafalar guzel o sarhos halım kızın hosuna gitmiş benım telı almıs elemanlardan.. ertesi gun kız benı aradı akşam yemege cagırdı bizim elemanlarla. elemanlara soyledim onlarda tamam kanka sonra iceriz sen de gibersin diye bana gazı verdiler. kız aslında cok tatlıydı ama elemanlar boyle diyince sizde bilirsiniz kıza biraz zavallı gozuyle bakmaya basladım. daha yenı gelmısız amq koyden ne bilelim biz elalemın boyle 2 yüzlu oldugunu.. gittik eve kız hazırlamıs her seyi bu arada ben de bir huy var kı bır kızın benden hoslandıgını anlarsam kendımı ıyıce geri plana atarım elimde degil utanır sıkılırım. cok ender konusurum filan e boyle olunca hal elemanlar sureklı topu benım uzerime atıyor benım uzerimden oyun ceviriyorlar. yemeklerı yedik napalım filan derken dediler zor kadını sıken adamda araba var alsancaga akalım ıcelım sıcalım.
alsancakta ben ıcmedım tabi araba kullanacagım diye iyice samımı olduk kızla. içtik sıctık fılan derken gece oldu 2 hadı eve donelım evde takılalım bu arada kızla iyice sarmas dolas olmusuz bu arada otekı kız bana mesaj atıyor..
işte ilişkimizin bilmem kacıncı ayı senınle oldugum icin cok mutluyum işte sen hayatıma renk kattın filan..
hiç giblemedim o gece o mesajı.. cevap bile atamadım zira yanımda kı kızı da kıllandırmak istemiyorum. eve gittik aldık biraları gene evde benım kız pcsınden actı parcaları geldi yanımıza derken bir daha sarkı acmaya gitti sonra benı cagırdı yanına tam o winamp da sarkı gosterirken dudaklarıma yapıstı. evden cıktım öteki kızı aradım bulusalım dedım eve gittim bir duş aldım bizim elemanlara durumu ozet gectim hakan hakkında bilgi aldım ve alsancak yollarını ttuttum klasık işte 2 3 tur atardık kıbrıs sehitlerde otururduk sunsete denıze karsı 2 3 bira sonra yemek yeriz sonra kafamıza gore takılrdık. bulusmamıza yakın bizim komşudan mesaj geldi. işte neden gittin ben bir şeyler yaparız diye umuyordum ben de lafı yapıstırıyorum hakanı da ogrenmisim bu kızın eski tokmakcısı topu hep hakana atıyorum git hakanla bulus filan en sonunda kızla bulusmama yakın ya gibtir git hakanla muhattap ol deyip telefonu kapattımtelefonu kapatınca bu delı olmus bilirsiniz kız triplerine girmiş e birde hakanı on plana cekince ustune kapatınca telefonu kız anlıyor bu eleman bana karsı bos degil bilmiyor benım tıpcıyı. tıpcı da yazık garibim kendi halınde benı mulayım kendi halınde biri sanıyor sıkısıkı sarılıyor arkadaslarının yaptıgı kolpalıklardan bahsediyor bende kıza cozum onerileri filan sunuyorum bi abaza kız arkadası varmıs ondan fılan bahsediyor. tabi ben halıyle sıkılıyorum nerede dıyorum ya dunku halım nerede bugun ku halım -
1014.
-3hikayeci giben team
hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu.
kurucu üyeler:
pusko (başkan)
prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
marlboro special edition
imansiz
tayler
iroh
aza parlatan aza (ingiliz ajanı dikkatli olun)(parlak ve ılık zütlü lovrıns kod adı)
alexsander gib salllandir
gib kafalı japon
---
ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
tebrik ederim kardeşim.
(bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye) -
1015.
-3hikayeci giben team
hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu.
kurucu üyeler:
pusko (başkan)
prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
marlboro special edition
imansiz
tayler
iroh
aza parlatan aza (ingiliz ajanı dikkatli olun)(parlak ve ılık zütlü lovrıns kod adı)
alexsander gib salllandir
gib kafalı japon
---
ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
tebrik ederim kardeşim.
(bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye) -
1016.
-3hikayeci giben team
hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu.
kurucu üyeler:
pusko (başkan)
prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
marlboro special edition
imansiz
tayler
iroh
aza parlatan aza (ingiliz ajanı dikkatli olun)(parlak ve ılık zütlü lovrıns kod adı)
alexsander gib salllandir
gib kafalı japon
---
ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
tebrik ederim kardeşim.
(bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye) -
1017.
-3Osmanlı imparatorluğu döneminde, Avrupa ülkelerine gönderilen elçilerin ülkemize döndüklerinde padişaha hazırlayıp sundukları raporlarda, "Opera" kelimesinden bahsettikleri görülür. Uzun uzun bu seyrettikleri operaları anlatan elçiler, sarayda operalara karşı bir ilginin oluşmasına neden oldular. Böylece padişah III Murad döneminde (1574-1595) sarayda ilk müzikli oyun sergilendi. Daha sonraları kendisi de bir besteci olan padişah III Selim döneminde (1761-1808), Topkapı sarayında 1797 yılında yabancı bir topluluğa opera temsili verdirdiği o dönemin saray katibinin tuttuğu notlardan anlaşılmaktadır. 18. ve 19. yüzyıllarda da Osmanlı elçilerinin sefaretnamelerinde opera ile ilgili bilgileri devam etti. Tanzimat'tan sonra istanbul'da yapılan tiyatro binalarında italyan opera toplulukları tarafından Verdi operalarının temsilleri verildi. Türkiye'de daha çok 19.yüzyılın ortalarına doğru başlamış bulunan, müzikte yenilenme çabalarına, herşeyden önce italyan opera sanatı örnek olmuş ve bu sanatın beşiği demek olan italya'daki hocalardan yararlanılmıştır. Hatta bu konuda, karşılaşılan ilk önemli örnek, Tanzimat'tan 7 yıl sonra, büyük italyan bestecisi Giuseppe Verdi'nin (1813-1901) 1846 yılında, bir italyan opera grubu tarafından Beyoğlu'nda oynanan "Ernani" operasıdır. Yapılan araştırmalarla, Verdi operalarının, 1846-77 yılları arasında ve italya'daki dünya prömiyerlerinden bir ya da birkaç yıl sonra istanbul'da oynanmış oldukları kesinlikle tespit edilmiştir. Bu dönemde istanbul'da Beyoğlu tiyatrolarında, italyan opera topluluklarının sergiledikleri operalarla ilgili afişler ve dönemin gazetelerinden gösterilerle ilgili yazıların yayınlanmasından da anlaşılıyor ki büyük bir izleyici grubuna hitap edilmeye başlanmıştır.Tümünü Göster
1840'ta Bosco adlı bir italyan tarafından yapılan ilk tiyatro binasında, metinleri Türkçe'ye çevrilerek oynanan operaların ilki, Gaetano Donizetti'nin "Belisario" operasıydı. 1844'te Bosco'nun tiyatrosu Tütüncüoğlu Michael Naum Efendi'ye devredildi. Naum Efendi 26 yıl istanbullulara hizmet verdi. Naum Tiyatrosu'nda oynanan ilk opera (29 Aralık 1844) Gaetano Donizetti'nin "Lucrezia Borgia" adlı yapıtı oldu. 1946 yılında yanan bu tiyatronun yerine, Naum Efendi, bugünkü Tokatlıyan işhanının bulunduğu yörede yeni bir tiyatro kurdu ve ilk temsiline Sultan Abdülmecit de geldi.
Naum Tiyatrosu'nun 5 Haziran 1870'de ikinci defa yanması ve Osmanlı imparatorluğu'nun özellikle o sıralarda büyük siyasi bunalımlar içinde bulunması, opera konusunun gereğince ele alınmasına imkan sağlamamıştır. Ama Naum Efendi'nin tiyatrosu ikinci kez yanıncaya kadar, düzenli opera temsilleri verildi. Naum Efendi, tiyatrosunda yabancı dillerde yapıtlar sahneleyebilmek için "imtiyaz" alarak bu konuda bir tekel oluşturdu. Bu arada azınlıkların kurduğu opera kumpanyaları da ayrı bir önem taşır. Dikran Çuhacıyan'ın, Güllü Agop'un, Küçük ismail ile Mınakyan'ın kumpanyaları bunların arasında en önemlileridir. Böylece 1885 yılından, imparatorluğun tarihe karıştığı yıl olan 1923'e kadar geçen 38 yıllık bir süre içinde de, çoksesli Türk Sanat Müziği, hele opera konusu tamamen duraklama dönemine girmiştir. -
1018.
-3hikayeci giben team
hikaye anlatan incicilere ziyaret düzenlemek için bir araya gelmiş abaza topluluğu.
kurucu üyeler:
pusko (başkan)
prozac (eşbaşkan) (genel gibertici)(akıncı beyi)
marlboro special edition
imansiz
tayler
iroh
aza parlatan aza (ingiliz ajanı dikkatli olun)(parlak ve ılık zütlü lovrıns kod adı)
alexsander gib salllandir
gib kafalı japon
---
ilk ziyaretimizi başarıyla gerçekleştirdik. prozac üstün başarısı nedeniyle yannan biçiminde kitap ayracı madalyası kazandı.
tebrik ederim kardeşim.
(bkz: gelın ulan 100 de yüz gerçek hikaye) -
1019.
+1 -4belli bir oluşumu gözü kapalı şekilde savunmaya and içmiş bir arkadaş grubu, yazdığım şeyler üzerinden nick başlığım altına şahsıma yönelik tamamen ad hominem ve kişisel sataşmalarla yazılar yazarak aşağılıkça bir savunma refleksi göstermişlerdir. böyle bir cüret göstermeleri beni öfkelendirmiştir. insanlar hatalarını anlamadıkları sürece eylemlerine devam edecektir.
insanların nick başlıklarına yazdığım entryler içerisinde eğer dikkatlice bakılırsa; kimsenin kişiliğine yönelik direkt bir ifadem ve reel hayatta kim ne olduğuyla ilgili varsayımsal söylemlerim yoktur. sadece yazdığı şeyler hakkında ve üzerinden biçim ve üslup değerlendirmesi yaparım ki bence asıl bu sizin ne kadar adam ya da kadın olduğunuzu gösterir...
tartışmalarda adabımuaşeretten yoksun insanların yüzüne yüzüne vururum analitik zekadan da yoksunluklarını ki; kişinin fikirleri üzerinden odaklı yorumlarını o kişinin şahsına yönelik saldırılarla değil, o kişinin fikirlerine yönelik kendi karşıt fikirsel argümanlarıyla savunabilmenin ayrımını bundan sonra yapabilsinler diye!
edit: şimdi hakkımızda ağzı olan konuşuyor tabi de lütfen okuduğunzu yorumlayabilme yetisinden yoksunsanız okumayın bu adamın yazdıklarını.
çünkü; kavramları birbirine karıştırıyorsunuz. ben "analiz yapmam" demiyorum ki; " o kişinin nick başlığında yazdığım analizler içinde kişiler hakkında şahsına saldıran yorum ve sataşmalar yapmam" diyorum. bunları yapmama rağmen bana karşı hala ucuz şekilde bir üslupla geliniyorsa; e kusura bakmayın aynı şekilde karşılık verebilme hakkımız meşrudur.
edit2: ha ayrıca bu da burdan son cevap niteliği taşıyan mesajımdır. çünkü bu mantık silsilesiyle üstüme gelip yorum yapacak insanların nasıl olsa laftan anla(ya)madıkları için yorgunluktan başka bir şey vermeyeceklerine inanıyorum. -
1020.
-3operası Avrupa’ya tez zamanda yayıldı. Almanya’da 1627’de ilk defa Schütz “Daphne” adlı Floransa stili bir opera besteledi. Müzikli sahne eserleri Alman şehirlerinde, özellikle Viyana, Münih, Dresden, Hamburg ve Leipzig tiyatrolarında yer buldu. Oynanan eserler italyancaydı. Ulusal Alman Operası 1644 yılında Staden tarafından yazılan ve ilk Almanca opera olan –Seelewig- adlı eserle başlamış, Hamburg, Alman Operasının ilk belli başlı merkezi olmuştur. Strung, Kusser ve Keiser gibi besteciler de ilk önderlerdir. ingiltere’de Purcell, italyan üslubu birkaç opera bıraktı. Fransa’da opera zevki 1645 senelerinden sonra memlekete gelen italyan opera truplarının etkisiyle uyandı. 1671’de ilk opera binası Académie Royal de Musique, Cambert adlı bestecinin –Pomane- adlı eseriyle açıldı. Fransız Operasının o zamanki büyük yaratıcısı aslen italyan olan Lully’dir. Klagib tiyatro eserleri, Corneille’in trajedileri, Moliére’in komedileri bestelendi, saray balesi ve çeşitli danslar operanın ana süsleri olarak kullanıldı. Lully’nin günümüze kalmış eseri 1674’te yazdığı “Alceste” dir. Lully okulunu Rameau 1733 de bestelediği “Hippolyte de Aricie” operasıyla sürdürdü. 17.yy. sonlarına doğru Napoli, italyan operasının merkezi olmaya başladı. Okul, Provenzale tarafından kuruldu ve Alessandro Scarlatti tarafından başarıyla temsil edildi. Bu okulda bir takım özellikler görmekteyiz; zengin melodik şarkılar “bel canto”, güzel, uzun aryalar, “secco recitativo” – eşliksiz resitatif’ gibi… Scarlatti’den sonra Leo, Durante, Feo ile Haendel’in de etkisinde kaldığı bu okul, müziğin şiir ve söze üstünlüğünü kabul etmişti. Daha sonraları Zeno ve Metastasio gibi metin şairlerinin trajedilerini besteleyen Bonancini, Porpora ve Piccini opera sanatına yeni buluilar getirdiler. Orkestra eşliği ile yapılan resitatifler bunların arasındadır. Almanya’da bu çağın büyük bestecileri Hasse ve Graun “opera buffa – gülünçlü opera” türünde başarı gösterdiler. italya’da yive bu çağlarda büyük operaların perde aralarında “intermezzo” denilen küçük, hafif sahne eserleri oynanıyordu. Pergolesi 1733 de bestelediği “La Serva Padrona” adlı “intermezzo”su ile bu tarzın üstün bir örneğini verdi.Tümünü Göster
“La Serva Padrona” birçok italyan ve Fransız bestecisi üzerinde etkiler yaratarak “opera comique” in doğmasını sağladı. “intermezzo”nun diğer ustaları şunlardır: Guglielmi, Paisiello ve Cimarosa…
Halk müziğinin etkisiyle yazılmış gülünçlü operalar 18. yy.da özellikle ingiltere’de tutuldu. “Ballad Opera” denilen bu biçim eserlerden Gay’in yazıp Pepusch’un bestelediği “Begger’s opera – dilenci operası” büyük başarı kazanarak Londra’da bulunan Haendel’in yaygın ünü için tehlikeli oldu. Bu biçim Almanya’ya “Singspiel” adıyla geçti. Weise’nin yazdığı ve Standfuss’un bestelediği “Der Teufel ist los” adlı “singspiel” bu yolda ilk eser olarak kabul edilir. Aynı üsluptaki eserlere Fransa’da “opéra comique” dendi. Bunlara güzel bir örnek J.J. Rousseau’nun “Le Devin du Village” adlı eseridir. Bu yolda eser veren diğer besteciler şunlardır: Duni, Philidor, Monsigny ve Grétry…
Singspiel, Almanya’da Mozart’la en üstün, en zarif örneklerini kazandı: Die Entführung aus dem Serail ve Die Zayberflöte gibi... Haydn, Dittersdorf, Neefe, Benda ve Reichardt bu biçimin diğer tanınmış simalarıdır.
Ciddi opera Gluck ve metin şairi Calzabigi ile sürüp gidiyordu. Buna en belirli örnek 1762 de yazdığı Orfeo ed euridice dir. Fransız operası uzun süre Gluck’un etkisinde kaldı. 19.yy. boyunca devam eden bu etki Cherubini, Méhul, Lesueur, Spontini ve Berlioz’da görülür. Beethoven tek operası Fidelio ile bu etkiden kısmen kurtulmuş, insan sesini çalgı gibi kullanmış, eşliksiz resitatifler dışında süreli bir sahne senfonisi vermemiştir. Mozart önce italyan daha sonra Gluck tarzını denemiştir. Operalarının çoğu italyanca yazılmış olmasına rağmen özlü bir karakter taşıyor, çok şey vadediyordu. Beklenileni kısa ömrünün sonlarında verdi; bu 1791’de bestelenip oynanan Die Zauberflöte operasıydı. Mozart bu eserle Alman sanatında çağ açıyor, gerçek Alman operası başlıyordu Italyan operası Avrupa’ya tez zamanda yayıldı. Almanya’da 1627’de ilk defa Schütz “Daphne” adlı Floransa stili bir opera besteledi. Müzikli sahne eserleri Alman şehirlerinde, özellikle Viyana, Münih, Dresden, Hamburg ve Leipzig tiyatrolarında yer buldu. Oynanan eserler italyancaydı. Ulusal Alman Operası 1644 yılında Staden tarafından yazılan ve ilk Almanca opera olan –Seelewig- adlı eserle başlamış, Hamburg, Alman Operasının ilk belli başlı merkezi olmuştur. Strung, Kusser ve Keiser gibi besteciler de ilk önderlerdir. ingiltere’de Purcell, italyan üslubu birkaç opera bıraktı. Fransa’da opera zevki 1645 senelerinden sonra memlekete gelen italyan opera truplarının etkisiyle uyandı. 1671’de ilk opera binası Académie Royal de Musique, Cambert adlı bestecinin –Pomane- adlı eseriyle açıldı. Fransız Operasının o zamanki büyük yaratıcısı aslen italyan olan Lully’dir. Klagib tiyatro eserleri, Corneille’in trajedileri, Moliére’in komedileri bestelendi, saray balesi ve çeşitli danslar operanın ana süsleri olarak kullanıldı. Lully’nin günümüze kalmış eseri 1674’te yazdığı “Alceste” dir. Lully okulunu Rameau 1733 de bestelediği “Hippolyte de Aricie” operasıyla sürdürdü. 17.yy. sonlarına doğru Napoli, italyan operasının merkezi olmaya başladı. Okul, Provenzale tarafından kuruldu ve Alessandro Scarlatti tarafından başarıyla temsil edildi. Bu okulda bir takım özellikler görmekteyiz; zengin melodik şarkılar “bel canto”, güzel, uzun aryalar, “secco recitativo” – eşliksiz resitatif’ gibi… Scarlatti’den sonra Leo, Durante, Feo ile Haendel’in de etkisinde kaldığı bu okul, müziğin şiir ve söze üstünlüğünü kabul etmişti. Daha sonraları Zeno ve Metastasio gibi metin şairlerinin trajedilerini besteleyen Bonancini, Porpora ve Piccini opera sanatına yeni buluilar getirdiler. Orkestra eşliği ile yapılan resitatifler bunların arasındadır. Almanya’da bu çağın büyük bestecileri Hasse ve Graun “opera buffa – gülünçlü opera” türünde başarı gösterdiler. italya’da yive bu çağlarda büyük operaların perde aralarında “intermezzo” denilen küçük, hafif sahne eserleri oynanıyordu. Pergolesi 1733 de bestelediği “La Serva Padrona” adlı “intermezzo”su ile bu tarzın üstün bir örneğini verdi.
“La Serva Padrona” birçok italyan ve Fransız bestecisi üzerinde etkiler yaratarak “opera comique” in doğmasını sağladı. “intermezzo”nun diğer ustaları şunlardır: Guglielmi, Paisiello ve Cimarosa…
Halk müziğinin etkisiyle yazılmış gülünçlü operalar 18. yy.da özellikle ingiltere’de tutuldu. “Ballad Opera” denilen bu biçim eserlerden Gay’in yazıp Pepusch’un bestelediği “Begger’s opera – dilenci operası” büyük başarı kazanarak Londra’da bulunan Haendel’in yaygın ünü için tehlikeli oldu. Bu biçim Almanya’ya “Singspiel” adıyla geçti. Weise’nin yazdığı ve Standfuss’un bestelediği “Der Teufel ist los” adlı “singspiel” bu yolda ilk eser olarak kabul edilir. Aynı üsluptaki eserlere Fransa’da “opéra comique” dendi. Bunlara güzel bir örnek J.J. Rousseau’nun “Le Devin du Village” adlı eseridir. Bu yolda eser veren diğer besteciler şunlardır: Duni, Philidor, Monsigny ve Grétry…
Singspiel, Almanya’da Mozart’la en üstün, en zarif örneklerini kazandı: Die Entführung aus dem Serail ve Die Zayberflöte gibi... Haydn, Dittersdorf, Neefe, Benda ve Reichardt bu biçimin diğer tanınmış simalarıdır.
Ciddi opera Gluck ve metin şairi Calzabigi ile sürüp gidiyordu. Buna en belirli örnek 1762 de yazdığı Orfeo ed euridice dir. Fransız operası uzun süre Gluck’un etkisinde kaldı. 19.yy. boyunca devam eden bu etki Cherubini, Méhul, Lesueur, Spontini ve Berlioz’da görülür. Beethoven tek operası Fidelio ile bu etkiden kısmen kurtulmuş, insan sesini çalgı gibi kullanmış, eşliksiz resitatifler dışında süreli bir sahne senfonisi vermemiştir. Mozart önce italyan daha sonra Gluck tarzını denemiştir. Operalarının çoğu italyanca yazılmış olmasına rağmen özlü bir karakter taşıyor, çok şey vadediyordu. Beklenileni kısa ömrünün sonlarında verdi; bu 1791’de bestelenip oynanan Die Zauberflöte operasıydı. Mozart bu eserle Alman sanatında çağ açıyor, gerçek Alman operası başlıyordu
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 24 12 2024
-
mematinin yoklugunda tip okuyan
-
vinovatt li ya selam nabeer
-
böyle sözlüğü gibim sokum
-
morinho ukalalığı
-
bu sozlugun en sadık yazarları
-
ne zaman misafir ve çocukları bize gelse
-
2 3 yıldır avmlere gitmiyorum
-
koltukta poşet vardı kendi kendine düştü
-
the vikings beni takip etmeyi bıraktı
-
yılbaşının kutlanılmasına izin vermeyeceğiz
-
ben kaypagim aga
-
kaptan kirk maasin kac olacak
-
derin derin düşünmek yerine
-
yüzde 25 zam yapıldıysa benim en az
-
kondüktör patlamış
-
bütün dünya duysun şuan da evdeyim
-
özbek bir eleman gelir
-
vikings 600 bin denen vileda paspası
-
atatürk de yılbaşı kutlardı
-
ocakta çalıştığım projenin geleceği belli olacak
-
kadınlara nası ilgi duyuyorsunuz
-
yeni yıldan şahsi beklentim
-
tecavüzün milim uzağındayım
-
wow girl olarak memem
-
bu ülkede ezelden beri müslüman
- / 1