Edit1: Beyler hikaye bitmiştir destekleriniz için teşekkürler. Devamı vardı aslında ama zamanım olmadığı için yazamadım. Belki yakında başka bir hikaye yazabilirim. Kendinize iyi bakın

O gece evde tek başıma oturuyordum. Ulan ne güzel gece bu geceye bir bira yakışır diye düşündüm ve üstümü giyinip dışarıya çıktım. 4 adet bira alıp eve doğru yola çıktım. Sonra geçen gün yaşadıklarım aklıma geldi. En son evde içki içtiğimde gotu başı dağıtmıştım. Bünyem pek sağlam değil iki biraya sarhoş olan biriyim. Tam o anda yürürken 15 metre ileride bir parkın olduğunu farkettim. Parkta içeyim bari eve gidip ortalığı dağıtmayım diye düşündüm. Neyse girdim bir parka parkta bir yere oturdum hava sıcaktı zaten üzerimde bir şey yoktu. iki tane birayı içtim. Hayret ettim sarhoş olmamıştım. Kafam çok hafif bir şekilde dönüyordu ama sarhoş değildim. işte tam o anda kuvvetli bir rüzgar esti. Ne olduğunu anlamadan etrafta gölgeler hızla geçiyordu. Kendime bir kaç tokat attım. Rüya görmüyordum. Tam o sırada karşımda 3 metreye yakın bir gölge gördüm 10 metre karşımda durmuş bana bakıyordu. Kimsin lan sen diye bağırdım

Salondan yavaş mutfağa yöneldim. Gözüme kanepenin üzerindeki tornavida çarptı. Ben ne ara koydum bunu buraya diyerek elime aldım. Mutfağın kapısını araladım. Gördüğüm şey dehşet vericiydi. Her taraf dağılmıştı etrafta kan vardı. Tam o anda buzdolabının kapağı aralandı ve içinden alt komşum Süleyman abinin kafası düştü. Onu öyle görünce bayıldım. Kendime geldiğimde mutfakta yerde yatıyordum ama etrafta kan falan yoktu herşey eskisi gibiydi. Kapı çaldı gelen Süleyman abiydi. Hanım börek yaptı sana da getireyim dedim dedi. Teşekkür ederim Süleyman abi deyip kapıyı kapattım. Bunlar neden oluyordu acaba? Evde tek başıma kafayı yiyeceğim en iyisi dışarı çıkmak diye düşündüm. Dün gece başıma gelenleri birisine anlatsam inanmazdı. Dün geceki parka gidesim geldi birden. Biraz korkuyordum açıkçası. Parka yaklaştım sanıyordum ama park ortada yoktu. Tekel bayisine gidip parkı sordum. Burada park yok ama eskiden park olan bir yer vardı. Orada cinler var diye kimse gitmiyordu. Belediye de parkı yıkmaya karar verdi dedi.

Anlamıyordum daha dün oturduğum park yıkılmış. Cinli minli olayları yalandır abi hadi kendine iyi bak dedim. Evden dışarı çıkmayım en iyisi diyerek eve gittim. Giderken yiyecek stoklamayi unutmadım. Eve girdiğimde her yer yine incintı. gibecem artık in misin cin misin çık ortaya diye bağırdım ama hiçbir şey olmadı. Etrafı toplayıp televizyonun başına gectim. Televizyon izlerken uyumuşum. Sonraki haftalarda hiçbir şey olmadı taaki o güne kadar. Dışarıdan eve gelmiştim. Yanımda bir tane kızla eve geldim. Aklımda film izlemek vardı sonrası malum. Geçtik televizyonun karşısına o zaman gora vardı onu açtım sonra uykuya daldım. Gece çığlık sesine uyandım. Eve getirdiğim kız birisine yalvarıyordu. Sonra bir çığlık daha attı ve sesi kesildi. içeride benim kanım dondu. Hemen polise haber verdim. Kanepenin altında sakladığım sopayı elime aldım ve sesin olduğu yöne doğru ilerlemeye başladım

Ses yine mutfaktan geliyordu. Yavaşça mutfağın kapısını araladım ve yerde paramparça olmuş bedeni gördüm. Kalp krizinden gidecektim. Bağırmak istedim ama yapamadım donup kalmıştım. Etrafta kimse yoktu. Zaten bir insan birisini böyle parcalayamazdi. 10 dk sonra polisler geldi. Hemen ambulansa haber verildi. Polisler ifademi almak için beni karakola zütürdüler. ifademin ardından serbest bırakıldım. Bu olaylar pgibolojimi alt üst etmişti. Ertesi gün ise gittim. iş arkadaşım Burak yanıma geldi. Canın biraz sıkkın galiba kardeşim dedi. Burak en iyi arkadaşım sayılırdı. Anlatsam inanmazsın dedim. Sen anlat kardeşim en azından rahatlarsın. Olayları tek tek anlattım. Bir müddet sonra bana tanıdığı bir hoca olduğunu söyledi. Bana yardım edebilirmiş. Hocanın telefon numarasını verdikten sonra yanımdan ayrıldı.

Cevap vermedi sonra bir anda kaybolup gitti. O anki korkuyla hemen eve gittim elimi yüzümü yıkadım kendime gelmeye çalıştım. Aynaya baktığımda yüzümün bembeyaz olduğunu gördüm. Çok korkmuştum. Herhalde biradan dolayı böyle oldu dedim kendime ama biradan olmadığını biliyordum. Amaaaan takma kafana yat uyu kendine gelirsin dedim. Evde tek başıma kendimle konuşuyordum. Pek fazla arkadaşım yoktur. Ailemden uzakta bir yerde yaşadığım için ailemin yanına gidemezdim. Hem aileme parkta bira içerken başıma bunlar geldi mi diyecektim?
Yatağa uzandım. Sevdiğim kızı düşünerek uykuya daldım. Sabaha karşı mutfaktan gelen seslerle uyandım. Evde tek başıma yaşıyordum. Sesin gelmesi imkansızdı. Korkarak yataktan kalkıp mutfağa yöneldim

Memlekete vardığımda annem çoktan vefat etmişti. Cenazeden sonra babama bütün olayları anlattım ekgibsiz bir şekilde. Babam bana dedi ki bu büyüyü yapan teyzendi pişman olmuş gelip söyledi ertesi gün yatakta paramparça olmuş bir şekilde bulundu dedi o an aklıma hocanın niye boşver dediği geldi yoksa hoca büyüyü yapanı cinlere teslim etmiş olabilir miydi? Babama teyzemin ne zaman öldüğünü sorduğumda bizim büyüyü bozdugumuz günle aynı gün olduğunu öğrendim. Yoksa bu hoca iyi birisi değil miydi yoksa büyüyü bozan kişi hoca değil miydi?...

Saat 12 gibi hocayı aradım. Telefonu bir adam açtı (a- adam b- ben)

a- alo

b- Mehmet hoca ile mi görüşüyorum

a- evet benim

b- müsait olduğunuz bir zamanda sizinle konuşmak istediğim bir durum var hocam

a- saat 5 gibi musaitim adresi vereyim oraya gel

b- tamam hocam iyi günler.

Tanımadığım bir adamın yanına gidiyordum ama sesi bana çok güvenilir gelmişti. Saat 5 te Mehmet hocanın yanına gittim. Dağlık bir alanda ahşaptan bir evde yaşıyordu. Elektrik yoktu telefonlar az çekiyordu. Burada nasıl yaşıyorlar diye içimden geçirdim. Evin kapısının önüne geldim. Garip bir şekilde evin etrafı tuzla kaplıydı. Kapıyı çaldım.

Beyler devam deyip duruyorsunuz bari ilk entry yi sukulayin üste çıksın herkes okusun

Oğlum hemen gel annen çok hasta dedi. Helallesmeden gitmesin kadın dedi ağlamaklı bir sesle. O anda gözlerim doldu annem ölmek üzere ve belki ben onun yanına gidene kadar ölecekti. Hemen otogara gidip otobüs bileti aldım ve ilk arabayla memlekete döndüm

Duvarlardan hızla gölgeler geçiyordu. Bir anda hocanın önünde bulunan ketenden bir gölge yükseldi. Hoca onunla bağıra bağıra konuşuyordu. En sonunda gölge ufaldi ve gitti. Hoca bitkin düşmüştü. Bitti oğul kurtuldun dedi. Hocaya o gölgeye ne konuştuğunu sorduğumda boşver oğul dedi. Artık herşey eskisine döndü derken babam aradı. Sesi telaşlı gibiydi.

Akşam ezanı okundu. Hocayla bir odayı boşalttık sonra odanin ortasına kocaman bir cember çizdik. Beni ortasına oturttu. Ne olursa olsun bu çemberden dışarı çıkma dedi. Onaylarmışçasına başımı salladım. Sonra hoca önüne bir leğen aldı duvardan çıkardığı şeyleri içine attı leğenin etrafına mum yaktı. Sonra başladı Arapça konuşmaya hoca bir müddet okuduktan sonra odanin lambası patladı. Çok korkuyordum tam koşarak evden kaçacakken hoca kafasıyla hayır işareti yaptı.

Sonra önüme oturup tasa dua okumaya başladı. Bir anda gözlerini kocaman açtı. Oğul dedi sana büyük bir cinni kabilesi musallat olmuş. Korktum ve hocaya hocam ben ne yaptım ki bana musallat olmuşlar dedim. Hoca suya bakmaya devam etti. Toparlan gidiyoruz dedi nereye diye sordum. Beni evine zütür dedi. Noldu hocam demeye kalmadan oğul dedi soru sorma sadece dediğimi yap. Hocayla birlikte yola çıktık. 1 saatlik yolculuğun ardından eve varmıştık. Hoca çantasından bir adet gül çıkardı ve kapıya astı. Sonra mutfağa girdi. Bana bu malzemeleri bul dedi ve bir kağıt verdi elime. Kagittakileri aldım. Hoca olaylar genelde mutfakta oluyordu değil mi diye sordu. Biraz düşündüm ve evet olaylar hep mutfakta olmuştu. Evet hocam dedim. Hoca duvarı delmeye başladı hocam ne yapıyorsun diye sordum. Karışma oğul dedi. Duvardaki deliğe elini dua ederek soktu. Sonra bana dönerek oğul bana bir tas sıcak su bul dedi

Beyler akşama doğru yazacağım bu olaylar bir arkadaşımın başına gelen olaylardır

Kapıyı yaşlı bir adam açtı. Mehmet hoca siz misiniz diye sordum. Evet oğlum içeri gel. içeri girdim. Dışarıdan küçücük görünen ev içine girince kale olmuştu. Duvarlar ahşaptan yapılmış, tavanı yüksekti. Geç oğlum otur şuraya anlat derdini. Herşeyi baştan sona kadar anlattım. Ben bunu anlattıktan sonra hoca ayağa kalktı ve gümüş bir tas içinde su getirdi

Getirdim suyu. Çantasından bir mum çıkardı siyah bir mum. Yaktı ve içine 3 eritti. Sonra bir iğne çıkardı çantasından. Bana parmağımı uzatmamı soyledi. Uzattım iğneyi parmağıma batırdı 3 damla kanı tasa damlatti. Arapça birşeyler söyledi. Sonra elini duvardaki delikten içeri soktu ve muskalar çıkardı. Bunları kim buraya koymuş hocam dedim. Bilmiyorum oğul ama Allah'ın izniyle büyüyü bozacağız dedi. Bana boş bir oda ayarla oğul akşam ezanından sonra seni bu dertten kurtaracağız

Beyler rez alın akşam 8 gibi yazacam işim çıktı

Cin var suku

Bos şeyler yazmayın

hoca durur mu yapıştırmış cevabı
kazanın öldüğüne inanıyorsunuz da, mutfağın doğurduğuna mı inanmıyorsunuz

Reserve