0
okuyun amk özet yok
Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim
var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O
anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne
geldik. Ankara'da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi
parası 9.75 TL
tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı
sahne vardır ya! taksici üstünü arıyormuş gibi
yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak
dışarda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne
olacak. Şoför, para üstü varmı diye aranmaya
başladı.
"Üstü kalsın kardeşim" dedim.
Döndü bana doğru
"Vaktin varmı ağabey?" dedi.
"Evet" dedim (tek ayağım hala dışarda)
Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi
araçtan. Önde bir büfe var. Gitti oraya, bir şeyler
konuşup geldi. Bana 25 Krş uzattı. Belli ki para
bozdurmuş.
"Birader" dedim, "9.75 değil, 10.50 yazssa
istermiydin 50 krş. benden?"
-Ne alacağım ağabey 50 krş.u
-Peki niye gittin 25 krş. için o kadar uğraştın, üstü
kalsın demiştim.
Döndü bana, attı kolunu arkaya :
-Vaktin varmı ağabey
-Var
-Çek kapıyı o zaman
Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız.
5 dk.konuştuk. ingiltere'de profösüründen, bilmem
kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dk.da
öğrettiklerini, ingiliz hocalar haftalarca verdikleri
derslerde öğretemediler.
Ağabey biz Keçiören'de 5 kardeşiz. Babam
rençberdi benim, günlük yevmiyeye giderdi; artık
inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün iş
bulamamışsa, biz eve gelişinden, yüzünden
anlardık. Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer
sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam
bize "Durun kalkmayın" derdi. Önce dua ederdik
sonra babam bize sofrada konuşma yapardı.
"Aha" dedim, "Bizim meslek", seminerci.
- Ne anlatırdı baban
- Hayattta nasıl başarılı olunur?
O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor,
sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor.
-Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit
ederdi, delik bir çorapla pantalonun ceplerini
çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp "Dürüst olun,
evinize haram lokma sokmayın" diye anlatırken, biz
de gülerdik. Annem kızardı, "Babanızla alay
etmeyin. O, hem dürüst hem de çalışkandır" derdi.
Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin.
Babaları birahane işletiyor, ama adamda her
numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni
hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini
kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5
kardeş ayağa kalkardık çünkü bize bahşiş
verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü
hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı
kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü,
yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartıman,
işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim
baba ne bıraktı biliyor musunuz?
-Ne bıraktı?
-Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı :
"Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan
parayı almayın... "falan filan. Ağabey aradan 15 yıl
geçti, diğer 2 kardeş cezaevindeler, ne ev kaldı ne
birahane. Ailesi dağıldı.
Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksi
durağında birer taksisi var hepimizin birer ailesi,
çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var.
Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi
ki :
"Asıl mirası bizim baba bırakmış."
Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe
başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10
krş.u evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah'a
şükür.
Çok duygulandım, veda ettim, tam ineceğim:
-Dur ağabey, asıl bomba şimdi.
-Nedir bomban?
-Nerede oturuyoruz biliyormusun? O iki kardeşin
oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş
orada oturuyoruz.
Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka
bir miras. Evlada sadece değer kavramları
bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer
kavramları bırakmışlar.
Tümünü Göster