1. 492.
    0
    “Şunun internetine bir bak, ne halt karıştırıyor?” dedi annem, facebook’u kastediyordu . Evde yokken açtık bilgisayarını. Facebooktan başka bir şey için kullanmıyordu zaten. Açtık facebooku. Manzara dehşet vericiydi panpalar. 1000 küsür arkadaş. 1000lerce mesaj. Eski arkadaş, siyaset miyaset ayağına 1000 küsür, çoğu kadın, arkadaş listesindeydi. Konuştukları da hep onlardı muhtemelen ama mevzu neydi? Cenaze evinde bile utanmadan, rezil olmayı göze aldıracak kadar konuşmak istediği mevzu neydi?
    ···
  2. 491.
    0
    Cenazede 2 saat 3 saat ortalıktan kaybolmuş. Annem arayınca telefon meşgulmüş. Ertesi sabah cenaze evinden sabahın köründe elinde telefonla , sırıta sırıta “günaydın, uyandın mııı?” diyerek saat sabahın7’sinde, konuşa konuşa çıkmış, gitmiş. insanlar merak etmiş anneme sormuşlar. Annem aradıkça yine meşgul. Saat 9-10 gibi dönmüş. Annem sorunca da, “otobüs bileti bakmaya gittim.” Demiş. Annemin içine oturmuş ama acısını bırakıp onla mı uğraşacak? Atmış sineye. Adam en acı günümüzde sırıta sırıta telefonlarla konuştuğu yetmezmiş gibi, gözümüzün içine baka baka bizi salak yerine koyuyordu. Bunu duyunca tepem attı iyice. Annemin haline çok üzüldüm.
    ···
  3. 490.
    0
    Evde fırtına öncesi sessizlik vardı panpalar. Hakkında kötü bir şey yazmak istemiyorum burda ama babam uyarımı hiç dikkate almamış ve saçma sapan telefon konuşmalarına devam ediyordu. Annem konuyu açmadıkça bir şey demeyecektim. Ama annem zaten çoktan farketmiş durumu ve bana anlatmaya başladı:
    ···
  4. 489.
    0
    1 ay sonra zeynep’in annesi de vefat etti. O kara yaz bu şekilde geçti gitti. mizacım değişmiş, ciddileşmiştim. Şakaklarım ağarmıştı. Hayat bir şekilde devam ediyordu panpalar, annem dönmüştü geri. Zeynep de öyle... Hayatımda vazgeçilmezim olan iki kadın da artık anti depresanlar ve benle ayaktaydı. Gerçekten ağır bir yüktür panpalar. Zeynep çok kez “intiharı” ima ediyordu. Annemse tam tersine gereğinden fazla iyiydi. Ama ilaçları bırakmıştı ve onun da sıkıntılı günleri yakındı.
    ···
  5. 488.
    0
    Mezarına gittim dayımın. Yetiştiremediğim formasıyla. Çok zor günlerdi panpalar işte. Bi kaç hafta dedeme teyzeme anneme destek olmaya çalıştım. Sonra geri döndüm istanbul’a çünkü zeynep’in de bana ihtiyacı vardı. Annesinin durumu gittikçe kötüleşmişti. Daha annesini görmemiştim hiç ama beni pek sevmiyordu. Yani esasında ailemi(baba tarafımı) haklı olarak sevmiyor, bana da iyi gözle bakmıyordu. Çapa hastanesinde zeyneple kalıyordu. Onu ziyarete gitmek istedim ama tek gitmeye çekindim. Mehmet’le gittik. Çok zayıflamıştı. Moral vermeye çalıştık. Çok sıcaktı bize. Ama belliydi panpalar durumu ağırdı. Ameliyat geçirecekti biraz rahatlayabilmesi için. Ama işler yolunda gitmedi, durumu daha da ağırlaştı. Bunun üzerine doktorlar, gitmek istediği bir yer varsa gitsin dediler. Yani artık ölümü bekleniyordu. Köye dönmek istedi. Önce köye, ardından da şehrin hastanesine zütürdü zeynep onu. 1 aya yakın orda kaldı. Annesinin saniye saniye eriyişine şahit oldu. Ellerimiz, kollarımız bağlıydı. Yüzümüz gülmeyi unutmuştu. Acı birbirimize daha da bağlamıştı bizi. Birbirimizi avutabiliyorduk ancak.
    ···
  6. 487.
    0
    Meğer babam ankaraya değil memlekete gitmiş, cenazeye... dolmuştan indiğimde evin önünde, bir masanın etrafında, dedem, teyzem, annem ve 3-5 eş dost oturuyordu. Dedem çökmüştü panpalar. Teyzem de öyle. Annem onlara göre daha metanetli duruyordu. Anti depresan yazmış doktor anneme dayımın hasta olduğu zamanlar. Teyzem ağıt yakıyordu sessiz sessiz. Dedemin başı önündeydi. Onları görünce çok kötü oldum. Gözlerim doldu. Yanlarına vardığımda önce teyzem sarıldı, ağladık 1-2 dakika. Sonra da dedem... Ne dediklerini anlayamıyordum. Canımız acıyordu, ne dediğimizin önemi yoktu. Teyzemin de, dedemin de son umutları dayımla birlikte uçmuş gitmişti bu dünyadan. Özellikle dedem çökmüştü.
    ···
  7. 486.
    0
    panpalar yazdım ve bitirdim. Zaten çok uzattım aslında. Birazdan son kısımları da atıp, hikayeyi noktalayacağım.
    ···
  8. 485.
    0
    sağolasın kardeşim. O yıl kabus gibi bir yıldı. kişiliğimin değiştiği yıl oldu diyebilirim. Dayımı görememiş olmam da en büyük pişmanlıklarımdan birisidir.

    Bu arada yazmayı unutmuşum, okula geri dönme kararımdan sonra bir radikal karar daha verdim. Saçlarımı kestirme kararı... Artık belimi falan geçmişti. Zeynep bile kestir demekten vaz geçmişti. Herkes "çok güzel sakın kestirme" falan diyordu. Yengem ise kestir de bana ver şu saçları diyordu. Ben daha uzatmaya başladığım sene "reserved" demişti yengem. Kestirince bana vereceksin diye. Söz vermiştim. 1 haftalığına Memelekete döndüğüm bir gün karar verdim 5 yıllık saçlarımı kestirmeye.

    Saçlar bir nevi sorumsuz ve kayıp yıllarımı simgeliyordu. Saçlarımla birlikte sorumsuzluğumu ve hedefsizliğimi de atıp yeni bir sayfa açmak istedim. ÜStelik uyurken ağzıma yüzüme giriyordu ve bakımı çok zor hale gelmişti. Kararımı ahaliyle paylaştım. Annem, babam, amcam zaten kesmemi istiyorlardı, keza yengem de yakıştırıyordu ama saçlarımı postiş mi ne yaptırmak için pusudaydı. "Saçlarımı kestireceğim" deyince inanamadılar başta. 5 yıldır makas değmemişti çünkü. Bu sefer hepsi "emin misin? iyi dişündün mü?" demelere başladı. gayet emindim panpalar, artık yük olmuştu. Kurtulmak istiyordum.

    Yengem kuaförüne zütürmek istedi. KAbul etmedim. "Olur mu öyle şey yenge, ne anlarlar erkek traşından." dedim. "Ya berke erkek de traş ediyo." falan dediyse de kabul etmedim. Amcamın berberini aradık. Yapabilirim dedi. Saçlar dağılıp ziyan olmasın diye önce 2 yerinden lastikle tutturulacak sonra kesilecekti. Birlikte gittik berbere. Çok garip bir durumdu. Adam topladı saçları. "Kesiyor muyuz?" dedi. kafamı sallayıp onayı verdim. tek makasta gitti. Geriye gib gibi bir tip kaldı. Neyse sonra istediğim gibi kesti saçları ve kalktık. Yengem doğru kuaförüne zütürdü saçları. Şu an sarıya boyanmış ve hala yengemde duruyor. Bakmadım, bakmak da istemiyorum açıkçası panpalar, yazık oldu zavallılara =)

    Kafamdan tonluk yük kalkmış gibiydi. Ensemde fırtınalar esiyordu ama yeni halimi çok sevmiştim. alışmam 1-2 hafta aldı ama çok daha güzel bir kazanımı oldu. zeynep bana aşık oldu. her ne kadar sonrasında aramız bozulmuş da olsa zeynep'in gerçek anlamda bana ısınması ve sevmesi saçlarımın kesildiği güne denk geliyor. Ben hala zeynep'i o uzun saçlarla nasıl tavladım bilemiyorum, zeynep de bilmiyor. Ama erkekte uzun saça resmen fobisi varmış. Keser kesmez bana bakışları değişti. Yavaş yavaş tarzım da değişmişti. Giyim tarzım biraz daha klagibleşti. Daha oturaklı bir görünüme kavuştum. Hele şimdileri bakıyorum da hangi akla hizmet saç maç uzatmışım, küpe takmışım bilmiyorum. Ama iyi ki o yaşlarda yapmış, hevesimi almış geçmişim. Evet şimdi şebekliğine de olsa uzun saçlı küpeli yağız delikanlıları gösterip "ne ulan öyle karı gibi saç uzatıp, küpe takıyorlar." diye geyik yapıyorum zeynep'in yanında. Şimdi yazları 3 numara, kirli sakal. kışları da kısa sayılabilecek saçlar ve genelde temiz surat, ara ara top sakal ya da sade bıyık takılıyorum.

    Detay olarak bu kısmı da yazıp geçeyim.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 484.
    0
    Mekanı cennet olsun abi, ilk anlattıklarından daha zorlu günler geçirmişsin kolay kolay kaldırılacak hadiseler değil o kadar sorumluluğun üstüne bir de.
    ···
  10. 483.
    0
    Bu kadar çıktı panpalar. Çok da bir şey kalmadı aslında. Zaman buldukça yazmaya çalışacağım.
    ···
  11. 482.
    +1
    Hemen annemi aradım. Gözlerimden yaşlar akıyordu. “Anne dayım öldü mü?” dedim. Afalladı. Bir şeyler söyledi. “Nergis abla söyledi anne, doğruyu söyleyin.” Dedim. “kuzum dayın 1 hafta önce öldü, sana söyleyemedik.” Dedi. Ciğerlerim dağlandı panpalar. Otobüsün içinde salya sümük ağladım. Aklıma geldikçe hala çıldıracak gibi oluyorum. Son bir kez göremedim dayımı. gibik bir otobüs bileti parasına kıyamadığımız için, gibik iki dersin finali için o adamcağız benim yollarımı gözleye gözleye öldü. Yetişemedim. Zeynep teselli etti beni. Biraz da onu yalnız bırakmamak için de gitmemiştim. O da suçlu hissetti. Onu da ben teselli etmeye çalıştım. Bomtak bir durumdaydım panpalar. Hayatımın en taktan yolculuğuydu. Bitmek bilmedi.
    ···
  12. 481.
    0
    Finaller geldi geçti, o ara babam bir ankaraya gitti, döndü. Sövdüm içimden. “biz neyin derdindeyiz, bu neyin derdinde.” Dedim. Son finalimde biter bitmez şirinevlerdeki fenerium’a gittim. Alex forması aldım çubuklu. Hediye paketi yaptırdım ve eve döndüm. Çantamı toparladım, peder bey imana geldi ve bi 100 kağıt koptu gönlünden, ben istemeden. Doğruca otogara gittim. Akşam arabasına bindim. Anneme telefon açtım, dayıma deyin ben geliyorum diye. Annem “tamam kuzum sağsalim gel bekliyoruz.” Dedi. Zeyneple mesajlaşıyor birbirimize destek olmaya çalışıyorduk. Derken amcamın kızı Nergis abla aradı. Açtım telefonu. Dayımın hastalığında bu yana baba tarafımdan amcam dışında kimse çok bi ilgi göstermemişti. Belki annemi aramışlardı ama beni arayan olmamıştı. “canım duyduk, çok üzüldük” tarzı bi şeyler söyledi. “öyle abla napalım işte, ben de otobüsteyim, memlekete gidiyorum.” Dedim. “üzme kendini canım benim, yapacak bir şey yok ölenle ölünmüyor işte” tarzı bi şeyler söyledi. Beynimden vurulmuşa döndüm panpalar. “Saol abla” diyebildim sadece. Bi şeyler daha söyledi. Sağol dedim ve kapattım.
    ···
  13. 480.
    0
    Zeynep dağılmıştı. Dayım hastaydı, annem yoktu, babam sapıtmıştı, dersler imanımı gevretmişti, 5 param yoktu ve dayıma gidemiyordum. Babama resmen yalvardım baba şu finallerden önce gideyim göreyim dayımı diye. Finallerin geçsin birlikte gideriz bilmem kimlerin arabasıyla, onlar da gidecekmiş memlekete dedi. Çalışıp kendim biriktireyim dedim o da yetişmedi. Ulan o kadar çaresizdim ki. Okula babamın engelli(ücretsiz) akbiliyle gidip gelmek zorundaydım. Otobüsçüler çakıp da el koymasın diye şekilden şekile giriyordum. Okulda 1 çay içecek param bile olmuyordu. Ama bana tek koyan dayıma gidememekti. Çünkü son telefon konuşmamızda “burdan bir şey ister misin aslan dayım gelirken?” demiştim. “sen gel” demişti. Çocuk gibi çıkmıştı sesi. “fener forması getireyim mi aslan dayıma?” “getir” demişti zar zor. Fener formasını zütürmeyi çok istiyordum panpalar ama finallere kadar parayı biriktiremedim.
    ···
  14. 479.
    0
    üzülürüm diye okumucam
    ···
  15. 478.
    0
    1 ay sonra annesine yarımyamalak bir teşhis konuldu. Kanserdi ama ne kanseri olduğunu bir türlü anlayamamışlardı. Ama bütün karın boşluğuna yayılmıştı. Kan değerleri pankreas kanserini işaret ediyordu. Bilen bilir en beter kanserlerden biridir pankreas. Bir önceki devlet hastanesi reflü deyip yollamamış olsa belki de erken teşhis edilebilecekti ama türkiyede en ucuz şey insan yaşamıdır. Tabi zengin olmayan insanların yaşamı. Çapa hastanesinin avlusunda doktor bir arkadaşımı aradım. Söyledikleri çok kötüydü. “Çapadaki hocalar yanılmazlar, demişti. Umut yoksa, yoktur.” 3-5 ay ömür biçmiştiler.
    ···
  16. 477.
    0
    3 gün sonra mesaj attı. “Bu kadar kolay mı vazgeçtin” diye. Mesajlaştık biraz. Bir yere çağırdı beni. “Bari son kez konuşalım, kötü ayrılmak istemiyorum.” Dedi. Gittim, çok güzeldi panpalar. Melekler gibi görünüyordu. Tavrı çok değişmişti. Aylar sonra ilk kez gerçekten birbirimizle konuştuk. Ben biraz daha mesafeliydim. Saygının öneminde mutabık olduk. Derken yanıma sokuldu ve öptü beni. Başını göğsüme yasladı. Zaten orada yelkenler suya indi. Özür diledi. Yanlışlarını saydı ve benden istediklerini de. Sarıldık ve barıştık.
    ···
  17. 476.
    0
    Çok öfkeliydim panpalar. Daha önce çok kavga etmiştik ama hiç ayrılmamıştık. Ben her zorluğa rağmen, her şeyi yutar alttan alırken bana böyle yapması çok zoruma gitmişti. Ama o son andaki ağlayışı da içimi parçalamıştı. Bir yanım da “ulan kızın annesi hasta” diyordu. Yine de o terk etmişti beni. Geri dönemezdim. Zaten bu kadar alttan aldığım için böyle köpek yerine koymuştu beni, bir gurursuzluk daha yapıp barışmaya çalışsam her şey daha kötü olurdu. Kısaca bu iş bitmişti artık panpalar. Hoş geri dönsek de, artık bir çok şeyi yitirmiştik. En önemlisi saygıyı.
    ···
  18. 475.
    0
    Bir gün ona çiçek topladım mutlu etmek için. Hem de çok güzel çiçekler, minik minik papatyalar falan cebime gizledim sürpriz olsun diye. Cepte 5 kuruş olsa inanın alırdım da ama 0’ı çekmiştim panpalar. Olanı da ona harcıyordum ama haberi yoktu. Dayımı görmeye bile gidemiyordum parasızlıktan. Sevgili babamın tak işleri işte. Tüm maaş kartları ondaydı. Neye ne gittiğini bilmiyordum ama ne olursa olsun “annemle ben” harcıyorduk. Neyse zeynepi hastaneden aldım yemeğe zütürdüm. Yine suratıma bakmıyordu. iki üç ağır laf etti yuttum. Kalktık yürürken bir kaç daha canımı sıktı. Güzelce anlatmaya çalıştım. “bana artık köpek gibi darvranıyorsun, niçin böyle yapıyorsun, inşallah annen iyi olacak, ama beni yaraladığına deyiyor mu?” dedim. Bir açtı ağzını yumdu gözünü: “sen neyin derdindesin, annem ölüyor benim.” Deyip ağladı. Sarılmaya alıştım yine alttan alıp özür dileyerek. “Bırak beni” dedi itti bağırarak. Bir iki laf daha etti. Artık dayanamadım panpalar. Cebimden çıkardığım çiçekleri aldım, paramparça ettim ve yere attım. “Defol git hayatımdan” dedi. Tek bir kelime etmeden döndüm arkamı gittim.
    ···
  19. 474.
    0
    -ya önemli bir şey değil amma büyüttün
    Falan deyip geçiştirmeye çalıştı. Daha da sinirlendim.
    -sana göre önemli olmayabilir ama dışardan öyle görünmüyor.

    Dedim ve çıktım. Bir kaç günü konuşmalar azaldı. Artık dışarı çıkmalar başladı. Dışarı çıkığ konuşuyordu. Ben içeri girdiğimde aniden telefonla balkona kaçıp, orda kapatıp geri geldiğini gördüm. “Ben de sigara içiyordum.” Dedi, sanki ben salakmışım gibi. Gittikçe sinirleniyordum panpalar ama daha bi ton derdim vardı. Zeynep’le ayrılma noktasındaydık. inanın aşırı soğumuştum çünkü beni bazen köpek yerine koyuyordu. Söylediğimi dinlemiyor, yüzüme alaycı ifadelerle bakıyor, sürekli depresif takılıyor, neşelndirmiyorum diye bana trip atıyor, neşelendirmeye çalıştığımda da “benim derdim ne , sen neyin derdindesin.” Deyip aşağılıyordu. Annesi hastanedeydi diye içime atıp durdum.
    ···
  20. 473.
    0
    Babam gittikçe azıtmıştı ve durum gittikçe batmaya başlamıştı bana. Üstelik çok garip bir şekilde, sabah akşam bir şeyler yiyor olmasına rağmen deli gibi kilo vermişti adam. Ya bir hastalığı vardı ya da bir şeyler sakladığından böyleydi. Bir gün odasına girdim, aldım karşıma ve
    -bir hastalığın mı var baba?.
    -yooo niye?
    -çok fena kilo verdin.
    -iyi ya işte, daha ne?
    -ama sabah akşam bilgisayar başındasın ve yemek yiyorsun garip değil mi bu durum?
    -sen ne yapacan, niye soruyorsun?
    -baba rahatsız olduğum konu başka. Sabah akşam bilgisayarda ve telefondasın, ne yapıyorsun kimle konuşuyorsun? Annemi bile aradığın yok, nedir bu kadar önemli olan?
    -arkadaşlar işte, eski arkadaşlar. Facebookta grubumuz var ora hakkında
    Falan deyip beni geçiştirmeye çalıştı. Sinirlendim.
    -bak baba bir çocuğun babasıyla bu şekilde konuşması belki doğru değil ama bunu yapmak zorundayım artık, sakın annemin karşısına da bu şekilde çıkma, kadın canıyla boğuşuyor zaten durumları biliyorsun. Bir kere memlekete gitmişsin ve halam durumu farketmiş bana şaka yollu “baban filiz vermiş yeniden” falan dedi. Sakın annem bu tarz şeyler duymasın. Konuştuğun arkadaşınsa da 2 saat konuşmaları bırak artık. Facebook grubununbaşında değil, Karının yanında olman lazım senin.
    ···