1. 32.
    +3
    hayatım okul dışında çok iyiydi. Seloyla gün boyu gezer, mahalleye döner. Dokuz aylık falan oynardık. E tabi ki "at bahiym abinin gıllı göğsüne" derdik. Ben kaleciydim. Köyden geldiğim için topa ayakla vurmayı pek becerememiştim, bi iki denemiştim olmamıştı. O yüzden kaleye mahkumdum. Ellerime çorap geçirip Aumann olurdum ben de tabi. onlar benjamin olup süper magnum vuruşu vurduklarında abanmayın lan derdim. Kames topumuz yoktu elbet topumuz fakir topu panterdi. Rüzgarda yaptığı buklelere falso diye sevinirdik elbet. Haa bide gelip topumuzu alıp bi iki sektirip vermeyen bizden büyük binler vardı. En son "teknik vurucam abim, abanmıycam" deyip bana bi iki şut çeker sokamayınca da eninde sonunda abanıp gol atıp giderdi oçler.
    ···
  2. 31.
    +1
    Kalan o son aylarda aklımda kalan gibik okuma yarışmalarıydı, dakikada kaç kelime okuyor. Halbuki okumanın amacı anlamak değil miydi? Yediğimiz leblebi tozları ve efsanevi “olum leblebi tozunun içine uyuşturucu koyuyormuş dayı, almayın lan hepinizi alıştıracak haa” muhabbetleri. Hangi sebeple aldığımızı hiç ama hiç anlamadığım minik yastık şeklinde içi renkli kolonya dolu saydam kesecikler, 1000 liralık okul harçlığım = 1 simit. Burak kut vs Tarkan kapışması. sınıfta komik bir an yaşanırken Aşık olduğum kız Nazlı’yla göz göze gelmemiz, bana bakıp gülerken zütünü sıraya denk getiremeyip züt üstü yere düşmesi ve daha gür bi kahkaha patlatmamız, ve benim ona daha da aşık olmam...
    ···
  3. 30.
    0
    Annem hemen üstümü değiştirdi, doktora gittik. Niye bu çocuğu getirmediniz daha önce diye azarladı falan. Zatürre olmuşum amk. Annem Selo’dan bi de dayak yediğimi, sürekli dayak yediğimizi öğrenince rage %100 olmuş , insanlıktan çıkmış doğru okula gitmiş. Orda ne yaşandı, ne oldu tam bilmiyorum beyler. Bi iki kulak misafiri olduklarımdan hatırladığım kadarıyla. Kaltağa ağzına geleni söylemiş. Bi daha bi fiske vur bakalım diye de tehdit etmiş. Ondan sonra bana ne bir soru sordu kaltak, ne de dokundu. Sene sonunda da emekli oldu gibtirdi gitti.
    ···
  4. 29.
    +1
    Benim sıkıntım ise frodonun yüzük takmış hali gibi bir alemde dolaşmamdı. Hayat siyah beyaz ve yavaş çekimdi amk. Öndekinin zütüne kafamı gömmüş ölüm kalım mücadelesi veriyorum resmen. Derken ben en sonuncu olmuşum, ve o top gelmiş uçmuş gitmiş. Farkına bile varmadım. Gidip koşmaya zaten mecalim yok, olayı bile çözemedim zaten. Derken bu kaltak geldi tokadı yapıştırdı. Bi de o halimle izin sitemeye korktuğumdan mıdır nedendir bilmem tuvaletimi tutuyormuşum, olduğum gibi koyverdim. Pantolonun önünü efsanevi bir sıcaklık kapladı. O huzuru altına işemeyen bilmez. Tabi o rezilliği de. Sanırım herkes görmedi o an beyler. Yanlış hatırlamıyorsam ceketini belime sarmıştık Selo'nun ve hemen girmişti omzuma eve gitmiştik ayıla bayıla. Eve vardığımızda ben yarı baygındım.
    ···
  5. 28.
    0
    Neyse hastaydım yine, ayakta duracak halim yok, dışarısı soğuk, üşüyorum , it gibi titriyorum ama yine kürdüm işte. Bu kaltaktan izin istedim sınıfta kalayım diye. Dinlemedi bile herkes dışarı dedi. Üstüne bi daha söylemeye cesaretim olmadı. gibtiğimi oyununu oynamaya eşleştirdi bizleri. Oyun şöyleydi beyler herkes ardarda domalıyor uzun eşekteki gibi. iki takım var. En öndeki velet topu mümkünse hızlı bi şekilde bacak arasından arkaya doğru yolluyor. Bu arada sınıf 70 küsür kişi uzunluğu siz tahmin edin. Neyse top en arkadakine gelince topu alıp en öne koşuyor ve son halkayken ilk halka olmuş oluyor, böyle böyle mesafeyi ilk bitiren bin topluluğu survivor memur binleri -kürtler binlerine karşı adasını kazanmış oluyor.
    ···
  6. 27.
    +2
    Bahçede oyun oynamamıza izin verdiği gibik bir beden dersinde yemiştim dayağı. Bronşittim ben, 12-13 yaşına kadar hayatımın %75’inde hastaydım. Hayatın en adaletsiz yanı, kürt genlerine sahip olmama rağmen, kürt şartlarında kalmamdı. Kürt çocuklar sümüğünü yiyerek hasta olmama gibi bir racial skille doğuyorlardı. Bense hep hastaydım. Saçımın teli kadar penisilin yedim amk. Hayatımın en travmatik görüntüsüdür, o saydam sıvının enjektöre çekilip de içi beyaz toz olan diğer tüpe sıkılıp karışımın geri enjektöre çekilişi. zütümde oturacak yer kalmayana kadar vururlardı o iğneleri. Dişlerim çürüyene kadar yedim lan. Bi çocuğun dişi çikolatadan şekerden çürümeliydi oysaki. Sağlık ocağının kokusu hala ürpertir beni.
    ···
  7. 26.
    +1
    Nedense korkardım, anneme babama söyleyemezdim. Söyleseydim de bir şey değişmez diye belki. Belki daha çok sinirlenir diye. Belki canımdan çok sevdiğim anneme de kötü bi laf eder diye. Çok korkardım beyler. Belki de annem de döverdi, bilmiyordum. Dışardan ne kadar dayağa kaşarlanmış gibi görünsek de, içimizde öyle değildi işte. O ağzının üstüne şamarı yiyip de hiç canı acımayan kürt çocukları var ya sokakta, onların mutlaka ruhlarında bir şeyler kırılır beyler. Bizim de her gün içimiz de bir şeyler kırılırdı. Ama söyleyemezdik ailelerimize. ta ki son ve en iğrenç dayağımı yediğim güne kadar...
    ···
  8. 25.
    +1
    reserdev
    ···
  9. 24.
    +2
    Birinde de soner basit bir soruyu bilememişti, aslında belki de bilmişti ama o pgibolojik işkenceyi bilemezsiniz beyler, insanın nutku tutulur. Sanki yanlış bir şey söyleyeceğine sonsuza kadar sussan unutulacaksın sanırsın belki de. Ama unutulmazsın. Suskunluğun tembelliğe, sorumsuzluğa yorulur, çok eşit ve adaletli bir ülkede, muhteşem bir eğitim sistemine edilmiş bir küfür olarak algılanır ve cezasız kalmaz. Şanslıysan suratına okkalı bir tokat olarak gerlir; şanssızsan parmak uçlarına cetvelin ince kesitiyle vurulup, bir huur çocuğu gibi aşağılanırdın.

    edit: yazmayı unutmuşum sonerin bilemediği soru Türkiye'nin başkenti gibi basit bir soruydu. Ardından hoca iboya sormuştu, o da bilmişti. iboya sonerin suratına tükürmesini söyledi hoca. Döverim seni deyip tükürttü. Bütün sınıf gülmüştü amk. Hayatımda bu kadar insanlıktan soğuduğum bir an hatırlamam.

    Durum dramatize etmek için sallamıyorum beyler, böyle bir kaltaktı işte. Sözde bizim iyiliğimiz içindi, dayak. Çalışkan olalım diye...
    ···
  10. 23.
    +4
    Bir gün bir matematik sorusu sordu kaltak, epey zordu. Sorar sormaz 20-30 saniyede çözdüm soruyu ama parmak kaldırmadım. Çünkü it gibi korkuyorum ya yanlışsa diye. içimden dua ediyorum, zengin binlerinden biri bilsin hemen de kurtulalım. Kimse parmak kaldırmadı. Biliyorum kimse bilemeyince bize sıra dayağı çekecek cetvelle. Parmak kaldırdım. Kalk dedi. Başladım soruyu çözmeye. 1000 yazdım. Sil onu bi daha yaz dedi. Bi daha yazdım. Yazıp dönmemle kulağımın üstüne tokadı yemem bir oldu. Öyle bir çınladı ki dünyam şaştı. Sıfır öyle mi yazılır gerizekalı diye azarladı. Evet 0'ı tersten çizmişim. ne taraftan çizersen çiz aynı görünen sıfırı onun istediği yönde çizmemişim diye herkesin önünde ağzıma sıçtı. Hala bilmem beyler 0 hangi tarafa doğru çizilir. Keşke o ana geri dönebilsem diye düşlerim hep. dıbına koyduğumun fahişesi ne taraftan çizersen çiz aynı yere çıkan bir şekil için benim özgüvenimi, hevesimi, çocukluğumu gibmeye ne hakkın var diye suratına haykırabilmek için. Evet beyler yediğim bir tokattı belki ama her şeyimi gibip atmıştı. Hala içimdedir acısı.
    ···
  11. 22.
    +4
    Bu arada biz aleviyiz, bizde ne türban var, ne çarşaf. Ama içim dağlanmıştı amk. Çok üzülmüştüm. Biz Türktük, Horasandan gelen Türk boylarındandık ama ben o okulda kürt olmak neymiş yaşadım. Her gün yaşadım beyler. Her gün dayağın korkusuyla sıralarımıza nasıl sindiğimizi yüreğimizin nasıl kuş gibi attığını, sıra bize gelmeden gün bitsin diye nasıl dua ettiğimizi dün gibi hatırlıyorum. kaltak karı bize vurduğunda kol boyu bileziklerinin birbirine çarpış sesleri hala kulağımdadır. Türk dayak yemedi mi derseniz, yedi. burda bahsettiğim şey ırktan öte sosyal statüdür. kadının kafasında bizler doğudan gelip sınıfı kalabalıklaştıran huur çocuklarıydık. Bunu da söylemekten hiç çekinmezdi.
    ···
  12. 21.
    +1
    Bir gün hiç unutmam, pencereye çağırdı tüm sınıfı, herkes pencereye doluştu. Dışardan kara çarşaflı bir kadın geçiyordu. Eliyle kadını gösterdi ve işte bunlar Atatürk düşmanları, vatan hainleri dedi. Sonra da bize tekrarlattı, Atatürk düşmanı diye. Geçen kadın ibonun annesiymiş. ibo da bizim mahallenin çocuğuydu. Aklı gidik bir çocuktu. Muhtemelen engelliydi. O zamanlar engellilere özel okul falan mı vardı sanki. Aklı havada bir çocuktu ama ne olduğunu çok iyi anlamış, sonradan çok içine kapanmıştı çocuk. Selo anlatmıştı bana onun ibonun annesi olduğunu.
    ···
  13. 20.
    0
    Her günümüz kabus gibi geçerdi. Okul bitsin diye her ders allaha dua ederdik.
    ···
  14. 19.
    +3
    Seloyla aynı sınıfa gidecektik. Yolu birlikte giderdik. Anlattığına göre yaşlı bir kadınmış öğretmen. O kadın her gün Seloyu dövermiş. Özellikle Seloya soru sorarmış. Dili dönmesin diye de zor sorarmış. Dili dönmeyince allah yarattı demezmiş. Zaten bi süre sonra Selo da kabullenmiş durumu, bileceğini de korkudan bilememeye başlamış. Ben okula seloyla gidince benim de kötü mahalleden geldiğimi anladı tabi. Beni de kürt sandı. Ben kürt değilim. Hoş olsaydım da ne fark eder. El kadar çocuğuz daha. Ama akıllıydım, kafam basıyordu. O sebepten beni arada bir döverdi. Seloyu ise istisnasız her gün.
    ···
  15. 18.
    +2
    Komik bi binti. Kürt inadı vardı, eşşek inadından beter. Bir de bir şeyi biliyorum dediyse illa onunki doğruydu amk. Tarkanın unutmamalı şarkısı vardı. O zamanlar kasıp kavuruyordu Tarkan şıkıdım falan. Bu unutmamalı şarkısı şöyle giderdi. " Unutmamalı o güzel günleri ... , avutabilmeliii" bu hıyarto avrupa bilmeli derdi. Olum avrupa bilmeli ney lan avutabilmeli derdim. öyle bi kelime yok salak avrupabilmeli derdi ahahaha neyse günlerimiz genelde seloyla geçerdi okula birlikte gider gelirdik
    ···
  16. 17.
    +1
    reserved aldım
    ···
  17. 16.
    +2
    sizin gibi sözlük sakinleri sayesinde dert dediklerime gülüp geçiyorum. Allah kimseyi yoklukla imtihan etmesin. hayırlı geceler. kolay gele
    ···
  18. 15.
    +4
    Ben okula onla gider gelirdim. Allah var çok iyi çocuktu Selo. 2 lokma ekmeği olsa birini bana yedirmeden rahat etmezdi. Beyler taşak geçmeyin, pisti falan, çok banyo yapmazdı, kötü kokardı, ağzı açlık kokardı, komik konuşurdu, bana aptal gelirdi bilmemne de bir kez olsun bi kaypaklığını görmemiştim o çocuğun. Burada kürtlere sempati oluşturmak için sallıyor falan da sanmayın bu kısımda bir tek yalan bile yok. Neyse dediğim gibi bahtı karaydı bir kere. Kürttü, fakirdi, kötü mahalle çocuğuydu. Bilmediği bir dünyaya gelmişti ve dilini bile yeni öğreniyordu amk. Okula gittiğimizde, şivesi, teninin rengi, kokusu, üstü başı direk göze batıyordu çocuğun. Öyle yaşamanın neye benzediğini, insanı nasıl ezdiğini bilemezsiniz beyler. Başkalarının gözünde sokak köpeğinden aşağıda olmak insanı nasıl ezer bilmenize imkan yok.
    ···
  19. 14.
    +4
    Selahattin Van'dan yeni gelmiş, daha Türkçe'yi yeni öğrenmiş bir çocuk. Çünkü annesi Türkçe bilmiyor. Bi çoğunuzun anlaması mümkün değil beyler, nefretiniz çok derin ya da anlamak istemiyorsunuz ama anadili kürtçeydi çocuğun. Başka türlüsünü ne anası biliyor ne babası. Yanlış hatırlamıyorsam Köyleri yakılmış. 5 kardeş, ana, baba beş parasız göçmüşler şehre. 2 aile bi ev tutmuşlar. Babası mevsimlik işçi. Durumları gerçekten çok kötüydü. Sefalet bi yandan, cahillik öbür yandan... Kardeşlerinden biri çamaşır suyu içip zehirlenmişti, nerdeyse ölüyordu.
    ···
  20. 13.
    +1 -1
    başlık takip okurum bi ara
    ···