1. 601.
    0
    Finaller geldi geçti, o ara babam bir ankaraya gitti, döndü. Sövdüm içimden. “biz neyin derdindeyiz, bu neyin derdinde.” Dedim. Son finalimde biter bitmez şirinevlerdeki fenerium’a gittim. Alex forması aldım çubuklu. Hediye paketi yaptırdım ve eve döndüm. Çantamı toparladım, peder bey imana geldi ve bi 100 kağıt koptu gönlünden, ben istemeden. Doğruca otogara gittim. Akşam arabasına bindim. Anneme telefon açtım, dayıma deyin ben geliyorum diye. Annem “tamam kuzum sağsalim gel bekliyoruz.” Dedi. Zeyneple mesajlaşıyor birbirimize destek olmaya çalışıyorduk. Derken amcamın kızı Nergis abla aradı. Açtım telefonu. Dayımın hastalığında bu yana baba tarafımdan amcam dışında kimse çok bi ilgi göstermemişti. Belki annemi aramışlardı ama beni arayan olmamıştı. “canım duyduk, çok üzüldük” tarzı bi şeyler söyledi. “öyle abla napalım işte, ben de otobüsteyim, memlekete gidiyorum.” Dedim. “üzme kendini canım benim, yapacak bir şey yok ölenle ölünmüyor işte” tarzı bi şeyler söyledi. Beynimden vurulmuşa döndüm panpalar. “Saol abla” diyebildim sadece. Bi şeyler daha söyledi. Sağol dedim ve kapattım.
    ···
  2. 602.
    +1
    Hemen annemi aradım. Gözlerimden yaşlar akıyordu. “Anne dayım öldü mü?” dedim. Afalladı. Bir şeyler söyledi. “Nergis abla söyledi anne, doğruyu söyleyin.” Dedim. “kuzum dayın 1 hafta önce öldü, sana söyleyemedik.” Dedi. Ciğerlerim dağlandı panpalar. Otobüsün içinde salya sümük ağladım. Aklıma geldikçe hala çıldıracak gibi oluyorum. Son bir kez göremedim dayımı. gibik bir otobüs bileti parasına kıyamadığımız için, gibik iki dersin finali için o adamcağız benim yollarımı gözleye gözleye öldü. Yetişemedim. Zeynep teselli etti beni. Biraz da onu yalnız bırakmamak için de gitmemiştim. O da suçlu hissetti. Onu da ben teselli etmeye çalıştım. Bomtak bir durumdaydım panpalar. Hayatımın en taktan yolculuğuydu. Bitmek bilmedi.
    ···
  3. 603.
    0
    Bu kadar çıktı panpalar. Çok da bir şey kalmadı aslında. Zaman buldukça yazmaya çalışacağım.
    ···
  4. 604.
    0
    Mekanı cennet olsun abi, ilk anlattıklarından daha zorlu günler geçirmişsin kolay kolay kaldırılacak hadiseler değil o kadar sorumluluğun üstüne bir de.
    ···
  5. 605.
    0
    sağolasın kardeşim. O yıl kabus gibi bir yıldı. kişiliğimin değiştiği yıl oldu diyebilirim. Dayımı görememiş olmam da en büyük pişmanlıklarımdan birisidir.

    Bu arada yazmayı unutmuşum, okula geri dönme kararımdan sonra bir radikal karar daha verdim. Saçlarımı kestirme kararı... Artık belimi falan geçmişti. Zeynep bile kestir demekten vaz geçmişti. Herkes "çok güzel sakın kestirme" falan diyordu. Yengem ise kestir de bana ver şu saçları diyordu. Ben daha uzatmaya başladığım sene "reserved" demişti yengem. Kestirince bana vereceksin diye. Söz vermiştim. 1 haftalığına Memelekete döndüğüm bir gün karar verdim 5 yıllık saçlarımı kestirmeye.

    Saçlar bir nevi sorumsuz ve kayıp yıllarımı simgeliyordu. Saçlarımla birlikte sorumsuzluğumu ve hedefsizliğimi de atıp yeni bir sayfa açmak istedim. ÜStelik uyurken ağzıma yüzüme giriyordu ve bakımı çok zor hale gelmişti. Kararımı ahaliyle paylaştım. Annem, babam, amcam zaten kesmemi istiyorlardı, keza yengem de yakıştırıyordu ama saçlarımı postiş mi ne yaptırmak için pusudaydı. "Saçlarımı kestireceğim" deyince inanamadılar başta. 5 yıldır makas değmemişti çünkü. Bu sefer hepsi "emin misin? iyi dişündün mü?" demelere başladı. gayet emindim panpalar, artık yük olmuştu. Kurtulmak istiyordum.

    Yengem kuaförüne zütürmek istedi. KAbul etmedim. "Olur mu öyle şey yenge, ne anlarlar erkek traşından." dedim. "Ya berke erkek de traş ediyo." falan dediyse de kabul etmedim. Amcamın berberini aradık. Yapabilirim dedi. Saçlar dağılıp ziyan olmasın diye önce 2 yerinden lastikle tutturulacak sonra kesilecekti. Birlikte gittik berbere. Çok garip bir durumdu. Adam topladı saçları. "Kesiyor muyuz?" dedi. kafamı sallayıp onayı verdim. tek makasta gitti. Geriye gib gibi bir tip kaldı. Neyse sonra istediğim gibi kesti saçları ve kalktık. Yengem doğru kuaförüne zütürdü saçları. Şu an sarıya boyanmış ve hala yengemde duruyor. Bakmadım, bakmak da istemiyorum açıkçası panpalar, yazık oldu zavallılara =)

    Kafamdan tonluk yük kalkmış gibiydi. Ensemde fırtınalar esiyordu ama yeni halimi çok sevmiştim. alışmam 1-2 hafta aldı ama çok daha güzel bir kazanımı oldu. zeynep bana aşık oldu. her ne kadar sonrasında aramız bozulmuş da olsa zeynep'in gerçek anlamda bana ısınması ve sevmesi saçlarımın kesildiği güne denk geliyor. Ben hala zeynep'i o uzun saçlarla nasıl tavladım bilemiyorum, zeynep de bilmiyor. Ama erkekte uzun saça resmen fobisi varmış. Keser kesmez bana bakışları değişti. Yavaş yavaş tarzım da değişmişti. Giyim tarzım biraz daha klagibleşti. Daha oturaklı bir görünüme kavuştum. Hele şimdileri bakıyorum da hangi akla hizmet saç maç uzatmışım, küpe takmışım bilmiyorum. Ama iyi ki o yaşlarda yapmış, hevesimi almış geçmişim. Evet şimdi şebekliğine de olsa uzun saçlı küpeli yağız delikanlıları gösterip "ne ulan öyle karı gibi saç uzatıp, küpe takıyorlar." diye geyik yapıyorum zeynep'in yanında. Şimdi yazları 3 numara, kirli sakal. kışları da kısa sayılabilecek saçlar ve genelde temiz surat, ara ara top sakal ya da sade bıyık takılıyorum.

    Detay olarak bu kısmı da yazıp geçeyim.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 606.
    0
    panpalar yazdım ve bitirdim. Zaten çok uzattım aslında. Birazdan son kısımları da atıp, hikayeyi noktalayacağım.
    ···
  7. 607.
    0
    Meğer babam ankaraya değil memlekete gitmiş, cenazeye... dolmuştan indiğimde evin önünde, bir masanın etrafında, dedem, teyzem, annem ve 3-5 eş dost oturuyordu. Dedem çökmüştü panpalar. Teyzem de öyle. Annem onlara göre daha metanetli duruyordu. Anti depresan yazmış doktor anneme dayımın hasta olduğu zamanlar. Teyzem ağıt yakıyordu sessiz sessiz. Dedemin başı önündeydi. Onları görünce çok kötü oldum. Gözlerim doldu. Yanlarına vardığımda önce teyzem sarıldı, ağladık 1-2 dakika. Sonra da dedem... Ne dediklerini anlayamıyordum. Canımız acıyordu, ne dediğimizin önemi yoktu. Teyzemin de, dedemin de son umutları dayımla birlikte uçmuş gitmişti bu dünyadan. Özellikle dedem çökmüştü.
    ···
  8. 608.
    0
    Mezarına gittim dayımın. Yetiştiremediğim formasıyla. Çok zor günlerdi panpalar işte. Bi kaç hafta dedeme teyzeme anneme destek olmaya çalıştım. Sonra geri döndüm istanbul’a çünkü zeynep’in de bana ihtiyacı vardı. Annesinin durumu gittikçe kötüleşmişti. Daha annesini görmemiştim hiç ama beni pek sevmiyordu. Yani esasında ailemi(baba tarafımı) haklı olarak sevmiyor, bana da iyi gözle bakmıyordu. Çapa hastanesinde zeyneple kalıyordu. Onu ziyarete gitmek istedim ama tek gitmeye çekindim. Mehmet’le gittik. Çok zayıflamıştı. Moral vermeye çalıştık. Çok sıcaktı bize. Ama belliydi panpalar durumu ağırdı. Ameliyat geçirecekti biraz rahatlayabilmesi için. Ama işler yolunda gitmedi, durumu daha da ağırlaştı. Bunun üzerine doktorlar, gitmek istediği bir yer varsa gitsin dediler. Yani artık ölümü bekleniyordu. Köye dönmek istedi. Önce köye, ardından da şehrin hastanesine zütürdü zeynep onu. 1 aya yakın orda kaldı. Annesinin saniye saniye eriyişine şahit oldu. Ellerimiz, kollarımız bağlıydı. Yüzümüz gülmeyi unutmuştu. Acı birbirimize daha da bağlamıştı bizi. Birbirimizi avutabiliyorduk ancak.
    ···
  9. 609.
    0
    1 ay sonra zeynep’in annesi de vefat etti. O kara yaz bu şekilde geçti gitti. mizacım değişmiş, ciddileşmiştim. Şakaklarım ağarmıştı. Hayat bir şekilde devam ediyordu panpalar, annem dönmüştü geri. Zeynep de öyle... Hayatımda vazgeçilmezim olan iki kadın da artık anti depresanlar ve benle ayaktaydı. Gerçekten ağır bir yüktür panpalar. Zeynep çok kez “intiharı” ima ediyordu. Annemse tam tersine gereğinden fazla iyiydi. Ama ilaçları bırakmıştı ve onun da sıkıntılı günleri yakındı.
    ···
  10. 610.
    0
    Evde fırtına öncesi sessizlik vardı panpalar. Hakkında kötü bir şey yazmak istemiyorum burda ama babam uyarımı hiç dikkate almamış ve saçma sapan telefon konuşmalarına devam ediyordu. Annem konuyu açmadıkça bir şey demeyecektim. Ama annem zaten çoktan farketmiş durumu ve bana anlatmaya başladı:
    ···
  11. 611.
    0
    Cenazede 2 saat 3 saat ortalıktan kaybolmuş. Annem arayınca telefon meşgulmüş. Ertesi sabah cenaze evinden sabahın köründe elinde telefonla , sırıta sırıta “günaydın, uyandın mııı?” diyerek saat sabahın7’sinde, konuşa konuşa çıkmış, gitmiş. insanlar merak etmiş anneme sormuşlar. Annem aradıkça yine meşgul. Saat 9-10 gibi dönmüş. Annem sorunca da, “otobüs bileti bakmaya gittim.” Demiş. Annemin içine oturmuş ama acısını bırakıp onla mı uğraşacak? Atmış sineye. Adam en acı günümüzde sırıta sırıta telefonlarla konuştuğu yetmezmiş gibi, gözümüzün içine baka baka bizi salak yerine koyuyordu. Bunu duyunca tepem attı iyice. Annemin haline çok üzüldüm.
    ···
  12. 612.
    0
    “Şunun internetine bir bak, ne halt karıştırıyor?” dedi annem, facebook’u kastediyordu . Evde yokken açtık bilgisayarını. Facebooktan başka bir şey için kullanmıyordu zaten. Açtık facebooku. Manzara dehşet vericiydi panpalar. 1000 küsür arkadaş. 1000lerce mesaj. Eski arkadaş, siyaset miyaset ayağına 1000 küsür, çoğu kadın, arkadaş listesindeydi. Konuştukları da hep onlardı muhtemelen ama mevzu neydi? Cenaze evinde bile utanmadan, rezil olmayı göze aldıracak kadar konuşmak istediği mevzu neydi?
    ···
  13. 613.
    0
    reserve
    ···
  14. 614.
    0
    Bir sürü mesaj okudum panpalar. Kanım donmuştu. Saçma sapan insanlara, hayal ürünü saçma sapan şeyler yazmıştı. Bir kısmı benim ve annem hakkındaydı. Onu sevmediğimizden, aslında çok iyi bir baba olduğundan, hayatının fedakarlıkla geçtiğinden ama bizim kıymet bilmediğimizden, yine de fedakarlığa devam ettiğinden ama artık usandığından falan bahsetmiş bir sürü yabancı insana. Evet panpalar belki mükemmel bir evlat değildim ama daha bir kere beni kucağına alıp “oğlum” diye başını okşamamış bir adamın bunları söylemesi çok zoruma gitmişti. Ben her doğum gününde, 1-2 hafta aç kala kala biriktirdiğim parayla pahalı traş bıçağı, kitap vs alırdım. Taa 14 15 yaşıma kadar. Hediyeyi alır, hafif bir sırıtır, “teknik olarak kendi paralarının kendilerine döndüğüne” dair gibik bir espiri yapardı.. Her seferinde aynı salak cümleyi kurar, hevesimi kursağımda bırakırdı.
    ···
  15. 615.
    0
    Çok küçükken, 4-5 yaşlarımda köydeyken, koyu yeşil renkte kocaman, yandan açmalı bir çanta vardı evde. Benim çantamdı. Okula gidince kullanacaktım. Belkide sahip olduğum tek değerli sayılabilecek eşyaydı. Annem okul başlayana kadar onu kumbara gibi kullanmamı söylemişti. Yolda bulduğum, ayda yılda babamdan aldığım, köye gelen akrabaların verdiği tüm demir paraları ona atardım. Saplantı derecesinde o çantayı doldurmaya çalışıyordum. Belki değerleri pek yoktu ama bir sakız, bir şeker almak dururken ben onları hep biriktiriyordum. Belki televizyon alırdık da susam sokağını izlerdim. Hem de kendi evimde... 6 yaşımın ortasında, okula başka bir çantayla gidip gelme pahasına açmamıştım o çantayı. Patlarcasına domuştu. Okuldan her dönüşümde yatağın altından çıkarır, içine bakardım. Bizi kurtaracak paralara...
    ···
  16. 616.
    0
    Yine aynı heyecanla döndüğüm bir gün çanta bomboştu. Annem babam yoktu. Acaba televizyon mu alacaklardı? Deli gibi heyecanlanmış, divana oturmuş onları beklemeye başlamıştım. Geri döndüklerinde fırlamış, hemen “televizyon mu geldiiii?” diye sırıta sırıta koşmuştum. Gelen televizyon falan değildi panpalar. Yiyecek bir şeyler, ev malzemeleri, erzak falandı. Ulan öyle bir ciğerime oturdu ki... Dünyamı çalmışlardı. Bir sakızı 4 parça çiğnediğim günlere lanet ettim. Bir daha para biriktirmemeye söz verdim. O günden beridir pek bir şey biriktiremem panpalar, en fazla bir iki hafta... Ne gerçek hayatta, ne oyunlarda...
    ···
  17. 617.
    0
    Babamın elinde bir şeylerle eve geldiği belki de son gündü o gün panpalar. Benim paramla, evet 6 yaşındaki bir çocuğun 3 kuruşluk paralarıyla. Geri yerine koyacam, deyip de ilk yalanını söylemişti o gün bana. Ama ben babama güvenmeyi hiç kesmedim panpalar. 23 yıl boyunca bir kez işten eve dönerken görmedim ona, çocukken çok ağır bir yüktü bu ama bir kez ona belli etmedim. Bir kez isyan etmedim, etmedik. Bir kez olsun bir arkadaşıma “benim babam da böyle” demedim. Ama babam gibik 3 5 kaltağa bizim sevgisiz olduğumuzu falan anlatmış türlü yalanlar sıralamıştı. Hele birine kızım diyordu “canım kızım.” Hiç tanımadığı birine ”canım kızım” diyebiliyordu sevgi dolu babam. Benimle bir kez top oynamamış babam... Bir kez bile “seninle gurur duyuyorum oğlum.” Dememiş olan babam...
    ···
  18. 618.
    0
    Asıl mesajlara ulaştığımda ise midem bulandı. Aslı diye bir kadın’la canımlı cicimli konuşmalar. Bir para mevzusu, boşanma falan... Ne olduğu anlaşılmıyordu. Annem çok üzülmüştü. Bu güne kadar bize bir kez babalık yapmadığı gibi annemin emeğini, ağalık yapmak için elin itine köpeğine yediren adam bir de zamparlık peşindeydi 55inden sonra. Annemin yerinde kim olsa kapının önüne koyardı. Annem “bir öğrenelim” dedi. Bense o güne kadar annemin yanında olmadığım için bir kez daha kızdım kendime.
    ···
  19. 619.
    0
    Banyoya bile telefonuyla giriyordu. Yakalanma korkusundan deli gibi kilo vermişti adam. Yine banyoya girdiği bir gün annem çaktırmadan telefonunu aldı, bir bak bakalım oğlum şuna dedi. Hemen baktık. Mesajlar Aslı denen kadındandı. Parayı aldım canım sağollu bi sürü mesaj vardı. Kadın çeşitli açılardan çekilmiş fotoğraflarını atmıştı bir de babama. Babamın giden mesajlarında da 2200 euro yolladığından falan bahsediyordu. Bana ”para yok” deyip otobüs bileti aldırmayan, dayımı görmeme mani olan adam, elin kaltağına bir çırpıda 2200 euro yollamıştı. Telefonu sıkıp parçalamak istedim panpalar. Annem merakla “ne olmuş” “ne yazmış” diye soruyordu. Kısaca özetledim durumu. ikimiz de barut gibiydik. Artık inceldiği yerden kopacaktı. Annem çok sinirli olduğumu gördü. “Sen karışma ben konuşacağım kuzum” dedi. “olmaz anne, yetti artık” dedim. “Ölümü gör karışmayacaksın. Ben onun dilinden konuşmayı biliyorum.” Dedi. Beni odama gönderdi ve kapıyı kapattı.
    ···
  20. 620.
    0
    Babam çıktığında telefonunun olmadığını farkedip, panikledi zaten. Annemin yanında görünce bir panikle mutfağa gitti. Sesler mutfaktan geliyordu. Annem “ne halt çeviriyorsun, yeter artık anlat.” Dedikçe. “Bir şey çevirdiğim yok. Yeter, adamı zıvanadan çıkarmayın. Telefonumu alıp karıştırıyorsunuz bir de utanmadan.” Falan diye üste çıkmaya çalışıyordu. Annem “2200 Euro ne, o kadın kim?” diye sorunca. “Kocasıyla sorun yaşıyor kadın boşanması için avukat masrafları var, Amerikadaki arkadaşım Tahsin de yolladı, ben de eline geçmesini sağladım. Kadını kurtarmaya çalışıyoruz.” Falan diyerek üfürmeye başladı. Amk, kadına gibik bir avukat masrafı falan için bilmem kaç “TL” lazımken, Amerikadaki adam dolar değil “euro” yollamıştı. Karşılığında da kadın, babama fotoğraflarını yollamıştı, boy ve portre...
    ···