-
476.
0kusura bakmayın panpalar, burayı çok ihmal ettim. Soma, iş güç, bitirme tezi, hastalık falan derken bayağı sıkıntılı bir hafta geçti. biraz yazdım az evvel, onları atayım. Daha sonra zaman buldukça yazmaya devam edicem.
-
477.
04 yıl neredeyse bitmiş, geçilen ders sadece 2 tane, vücut ve beyin hantallaşmış, pgibolojim bozulmuş ve öz güvenimi yitirmiştim. Yeni bulduğumuz 3 Numaralı ev arkadaşı 2 Numara ile anlaşamıyor, her takta arada ben kalıyordum. Birisi 3 kuruşun bile hesabını yapıyor, diğeri sıçtığını temizlemeye bile üşeniyordu. Saçlarım beyazlamaya başlamış, geceleri uyuyamaz olmuştum. Hayata dair kaygılarım doruğa ulaşmış, rotasız bir gemi gibiydim. Her şey olabildiğince taktan gidiyor derken onun mesajını görmüştüm panpalar. Zeynep sonunda mesajımı görmüş ve yanıt vermişti. Tabi ki hatırlıyordu beni. “Nerelerdesin, neler yapıyorsun?” diye soruyordu. Hemen yanıtladım. Çok detay vermeksizin durumlardan bahsettim. O da anadoluda bir üni.de Son sınıftaymış. Vs. Vs. Ama benim merak ettiklerim bunlar değildi panpalar.
-
478.
0“Acaba erkek arkadaşı var mı?” “Vardır tabi lan, boşta mı kalacaktı o kız!” çok merak ediyordum panpalar. Ama soramazdım. Yıllar sonra onu bulmuşken böyle saçma sapan bir şekilde kaybetmek olmazdı. Ne kadar heyecandan elim ayağıma dolaşıyor da olsa sakin kalıp, biraz oluruna bırakmalıydım. Ama tabi soğuk kalıp fırsatı tepmek de olmazdı. Zaten mesajımı görüp yanıtlaması, sonra benim görüp tekrar msj atmam zaman alıyordu. Çok da uzatmadan alternatif bir iletişim aracına geçmeliydik. Ama o ışığı pek alamamıştım. Bir kaç gündür de mesaj gelmiyordu. Kontağımız kopmuş gibiydi. Artık yapacak pek de bir şey kalmamıştı. Üstüste mesajlar atıp gurursuzluk yapsam, olacağı varsa da olmazdı. Daha değişik bir gurursuzluk yapıp telefon numaramı verdim. Üstüne de mesaj atmadım. Ondan da mesaj gelmedi bir daha panpalar. Bu defter de böyle saçma bir şekilde kapanmıştı. Muhtemelen erkek arkadaşı vardı ve zaten benim yaptığım şerefsizlikti. Bana düşen unutmaktı.
-
479.
0Rizorved.
-
480.
02009’un bahar aylarında Can bana yeni bir iş buldu panpalar. Mesleğimle direkt olarak ilgili olmasa da en azından teknik bir işti. Üstelik maaşı da garsonluğa göre daha iyiydi. Bu arada o güne kadar anketörlükten tutun da, günübirlik ajans işlerine kadar bilimum iş yaptım. Kazandığım en kolay para ise toplantı işinden oluyordu. Bi araştırma şirketine insan sağlayan biriyle tanışmıştım. Beni arıyor, oynayacağım karakteri özetliyor ve adres veriyordu. Ben de adrese gidip çeşitli yaş gruplarından ve öğrenim düzeylerinden insanlarla, piyasaya sürülecek ürün hakkında sorulan sorulara yanıt veriyordum. Ürün kimi zaman çikolata, kimi zaman sigara, kimi zaman atıştırmalık, kimi zaman da gibko bi popçunun albümü oluyordu. Dikkat etmem gereken tek şey, ilk kez toplantıya katılıyormuş gibi yapmaktı. Ve tabi bana söylenen karaktere uymak.
-
481.
0Örneğin şu an piyasaya sürülen gibko bien kruvasanları, taaa 6-7 yıl evvel piyasaya sürmek istemiş, bizi toplantıya çağırmışlardı. Bense öğretmen çocuğu bir üniversiteliydim ve tatlı atıştırmalıkları pek sevmemeliydim. Evet panpalar çok iyi hatırlıyorum şu Bien kruvasanın aynısını ilk “Doyra” adı ile piyasaya sürmeye çalışmış ve benden red yemişlerdi. Diğer gibikler ellerini çenelerine zütürüp “hmmm doyra, gayet yaratıcı” derken, ben “biraz daha düşünseniz iyi edersiniz. Kimse bunu doymak için almaz.” Demiştim. Murat Boz’un albüm toplantısı ise aldığım ilk bedava paraydı. Kimileri üşenir gelmez diye gereğinden çok kişi çağırmışlardı. Bana gerek kalmayınca da, içinde 40 TL bulunan zarfı verip, yollamışlardı.
-
482.
0Hal böyleyken Can’ın bulduğu işe Balıklama atladım. iş zor ve yorucuydu ama geleceğim olduğunu düşünüyordum. Mezun olmamış olmamı sorun etmiyordu patron çünkü daha az maaş veriyordu bir mühendise göre. Zamanla gayet ilerlemiştim işimde.Ne de safmışım. işe hakim oldukça zaten mühendis olacağımı, mühendis gibi maaş alacağımı, istediğim yerde işe girebileceğimi düşünmeye başlamıştım. “Diploma da neydi?” Okul mokul boştu. Hem patronla da aram iyiydi. Benden vazgeçmezdi. Okul hayatım tam bir fail olduğundan kendime böyle bir gerçeklik yarattım. Ailemin karşısına “tamam okul bitmedi ama bakın ben zaten mühendis oldum” diye çıkıp kabul görebileceğimi düşündüm. Hem belki zamanla hem çalışır hem okulu da bitirirdim. Kabuslarım biraz olsun azalırdı belki.
-
483.
0Tam işe yavaş yavaş alışmaya başladığım anlarda telefonumda bir mesaj gördüm panpalar. Evet mesaj zeynep'tendi, ve evet beni havalara uçurmuştu. inanın ne yazdığını hiç hatırlamıyorum. Ben ne yazdım onu hiç hiç hatırlamıyorum, ama muhabbet hiç kesilmeyecekti, anlamıştım. Hayatım yeniden iyiye gidiyordu. Zeynep’in ihtimali bile yeterdi bana. Ama mesajlarda kısaca hayatlarımızdan bahsetmeye gelince sıra, korkmuştum panpalar. Beni bir bin gibi görmesinden, benden ürkmesinden korkmuştum. Ama bir de ona yalan söylersem kabuslarıma bir yenisi daha eklenirdi. Bunu kaldıramazdım. Doğruyu söyledim. Durumumdan çok detay vermeyerek bahsettim.
-
484.
0Tabi anlayamamıştı, neden okulu böyle astığımı. Ama çok da kurcalamamıştı. O benim tam tersime, son sınıftaydı ve okul birinciliğine oynuyordu. Hala yurtta kalıyordu ve mütavezi bir bütçeye sahipti. Gün boyu, suyunu çıkarmadan, ara ara mesajlaştık. Günün sonunda onu aramak istediğimi söyledim. Belki böylesine hızlı bir giriş yapmak ters tepebilirdi panpalar, ama bi kere yavaş davranıp elimden kaçırmıştım onu, Bir kez daha olsun istemedim. Çok şaşırdı. Muhtemelen de panikledi ama olumlu yanıt verdi. Bu hayatında biri olmadığına işaretti. Havalara uçtum panpalar.
-
485.
0Akşam eve bile varmadan, dışarda yürürken aradım onu. Sesi elbette zihnimdeki gibi değildi ama güzeldi ve konuşması düzgündü. Onun da benim sesimden etkilendiğini hissedebiliyordum. Daha sonraları, “ilk konuşmamızda benden çok etkilenmiş olduğunu”itiraf etmişti. Neyse güzel bir sohbetti ve ikimizin de kesmeye hiç niyeti yoktu. Sadece eve girip elimi yüzümü yıkamak için müsade istedim ve kısa bir ara verdik. Daha sonra tekrar aradım ve yaklaşık 1.5 2 saat konuştuk. Bu 1.5- 2 saatte, eskiden onu sevdiğimi ama söyleyemediğimi anlattım. Şu an ise onu tanımak istediğimi belirttim. Açık sözlülüğüm hoşuna gitmişti ama ufak bi kezbanlık yapmasa da olmazdı tabi. Ama ne kadar kaçsa da aklının bende kalacağını biliyordum artık.
-
486.
0Bir kaç gün bu şekilde mesajlaştık ve konuştuk panpalar. Tabi sıra birbirimizi görmeye gelmişti. Çok merak ediyordum panpalar. Zihnimde kusursuzlaştığım kızla karşılaşacaktım. “Ben onu beğenecek miydim?” “O beni beğenecek miydi?” “Aynı duyguları hissedecek miydim?” hiç birini bilmiyordum. Derken anlaştığımız saatlerde msn başına oturduk. Görüntülü konuşma isteği geldi. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Derken kamera açıldı ve karşımda gülümseyen tatlı bir yüz gördüm. Ama inanın beyler tanıyamadım onu . “Acaba kendi mi? Kötü bir şaka yapıp arkadaşını falan mı oturttu?” diye düşünürken, o olduğunu farkettim. Gözler aynı yeşil gözlerdi ama bir çift camın arkasına gizlenmişlerdi. Saçlar hatırladığım kadar sarı değildi artık ve makyaj yapmıştı. Yine çok güzeldi ama beynime kazıdığım o kusursuz doğallık kaybolmuştu.
-
487.
0Alışmam biraz zaman aldı. O ise beni pek beğenmemişti sanırım. Bunu, sonrasında mesajların azalmasından ve tavrın değişmesinden anladım. ilk haftadaki sıcaklığı yok gibiydi. Bir kez daha ellerimden kayıp gidiyordu panpalar. Çok üzülüyordum ama yapacak bir şey de yoktu. Derken karışık sinyaller gelmeye başladı. Bi istekli, bi soğuk. Ufak çaplı bir kavganın ardından beni memlekete çağırdı, sadece bir günlüğüne. Böyle olmayacak birbirimizi görüp karar verelim demişti. Kabul ettim tabi hemen. Hemen aldım bileti ve atladım otobüse. Ertesi gün buluşma yerine yarım saat erkenden gittim. 40 dklık bir beklemenin ardından geldi. Beyaz bir elbise giymişti, kot pantolonun üstüne sarkan... Melekler gibiydi panpalar. Camerada bu kadar güzel görünmemişti. Fiziği de çok hoştu. Gelir gelmez beni benden aldı. Ama bir sıkıntı vardı. ilk saniyeden belli olmuştu panpalar. Beni beğenmemişti.
-
488.
0iki yabancı gibi yürüyorduk. Elbette hemen el omuzda yürümeyi beklemiyordum ama hali tavırları belli ediyordu. Bu iş olmayacaktı panpalar. Çok moralim bozulmuştu. Ağlayacak gibi olmuştum. Ama tuttum kendimi. “Olmuyorsa olmuyor, sıkma kendini artık. En azından denedin bu sefer. Ödleklik etmedin. Bu saatten sonra sana yakışanı yap. kıza söz verdiğin yemeği ısmarla ve otobüsüne bırak, ve bu defteri kapat.” Dedim kendime. Aynen de öyle yaptım panpalar. içim kan ağlıyordu aslında ama yapacak bir şey yoktu. Gönlü istemediyse, ne benim efsanevi aşkımın esamesi okunurdu ne de beklediğim senelerin. Gönül istemediyse, iş bitmiştir
-
489.
0Yemeğimizi yedik ve onu otogara gidecek servislere bırakmak üzere acentelerin olduğu yere geldik. “Beklemek zorunda değilsin.” Diyordu ısrarla. Ama ben onu 10 saniye daha görebilmenin derdindeydim panpalar. “Bir dakika daha sıcaklığını hissedeyim, bir ömür çok uzun. Unuturum kokusunu.” Diyordum içimden. “Israr etme lütfen zeynep, benim için en azından bunu yapabilirsin.” Dedim. O da hüzünlenmişti tabi. Bana acısın istemedim. Hüznümü içime gömdüm. Servis geldi. Kuru bir el sıkışma anı beni kendime getirecekti ne de olsa. Ellerimiz birbirine değdiğinde anlatacaktı bana ölüm gibi gerçek olan yalnızlığımı. “Ne sanıyordun gerizekalı, yıllarca hayalini kurduğun kadının öylece gelip seni bataklığından kurtaracağını mı düşünüyordun?” “Evet beyinsiz yıllarca kafandaki bir resme aşıktın, herkes gitse de o kalıyordu, bak şimdi o da gidiyor.”
-
490.
0Ben, cellatımın son darbeyi indirecek bembeyaz elini uzatmasını beklerken, sarıldı. Ben de sarıldım. O an hiç bitmesin diye sarıldım. Orada donup kalalım diye. Hayatın bir ”bug”ını bulur durdururdum belki... “Kendine çok iyi bak, sen çok iyi birisin.” Dedi. Tüm dillerdeöğrendiğim tüm kelimeler boğazıma hücum etti. Bir yumru olup sadece 2 tanesinin geçmesine izin verdiler. “Sen de zeynep” Ağlamamak çok zordu panpalar. Ama The Cure şarkısındaki gibi erkekler ağlamazdı. Sarılmasaydı belki çok daha kolay olurdu panpalar. Çocuk gibi kalmıştım. Yerdeki bir tomar tasoyu ıskalamış hepsini kaybetmek üzere olan bir çocuk gibiyim. Hayallerim, aşklarım ve hayatım ellerimin arasından kaymış gitmişti.
Durumumu ancak Orhan Veli anlayabilmişti taaa seneler önceden. -
491.
0bakakalırım giden geminin ardından;
atamam kendimi denize, dünya güzel;
serde erkeklik var, ağlayamam. -
492.
+1Bütün gemilerin ardından bakakalmıştım panpalar, ismail abi gibiydim. Akşam zeynep mesaj attı. “Nasılsın?” diye “Boşlukları doldurmaya çalıştığım bir sınavdayım” demiştim. “Nasıl gidiyor peki?” demişti. Aradım. “Ne olur beni yanlış anlama, bu hayatta belki de zaafımın olduğu tek insansın ve seni incitmek aklımın ucundan bile geçmez, ama artık varlığın bana zarardan başka bir şey veremez. iyilik etmeye çalıştığının farkındayım ama ben buna katlanamam. Benim olmayacağını bile bile yanında kalamam. O yüzden ne olur artık mesaj atma ve arama. Birbirimizi hep iyi hatırlayalım. Lütfen” dedim. Çok şaşırmıştı. Hafif duraksayarak. “Tabi, sen nasıl istersen. Özür dilerim. Kendine çok ama çok iyi bak. Her şeyin en güzelini hakediyorsun sen.” Dedi. “Teşekkür ederim zeynep, sen de öyle. Umarım çok güzel bir hayatın olur.” Dedim ve kapattık.
-
493.
+1Panpalar, öyle zor bir şey ki bu, ancak yaşayan bilir. Deliler gibi sevdiğin birinden vazgeçmek... Başka her türlü gurursuzluğu yapmış da olsam zeynep’te bunu yapamazdım. Onu tekrar kalbime gömüp, hayata devam etmek zorundaydım. Nasıl yapacağımı ben de bilmiyordum ama yapmalıydım. Geri döndüm istanbul’a. Bir şekilde oyalar beni diye umarak. Penceremdeki güvercinlerim vardı. Uykusuz gecelerimin tek şahidi martılar... iş güç oyalardı. Bi de Beşiktaşım vardı şampiyonluğa koşan. Günler bir şekilde geçmişti. Zeynep yoktu artık. Buna alışıyordum. Lisedeki oda arkadaşlarımdan en fanatik beşiktaşlı panpamla her maça gidiyorduk. Derken son hafta gelmişti
-
494.
0Sivasla çekişiyorduk ve son maçımız denizli ileydi. Semtte kurulan dev ekrandan izleriz diye düşünmüştük ama tıklım tıklım alanda hiç bir şey görmeden, sadece dinler bulmuştuk kendimizi. 1 gol geldi, derken bi tane daha. 2-1 almıştık maçı. Ayarsızca eğleniyorduk. Meşaleler yanmıştı. Hatta bir tanesini bitince fırlatmışlar. O kalabalıkta gelip koluma değmişti. Dirseğimi ve formamı yakmıştı. En sevdiğim formamdır 2003-2004 siyah akan forma (dumanlı). Semtte soğuk bira kalmamış, şairler parkının oralarda yeni bir stok bulmuş abanmıştık. Derken hiç beklemediğim bir şey oldu.
-
495.
0Zeynep’ten mesaj gelmişti. Sanki o konuşmayı hiç yapmamışız gibi “Napıyosun?” diyordu. Bir duygudan öbürüne atladım. Sonra bir diğerine. Ne yanıt vereceğimi şaşırmıştım. Üstelik sadece 2 kontörüm vardı. Yani 1 sms. O yüzden “başka kontörüm kalmadığını, yanlış anlamaması gerektiğini“ belirttiğim bir msj attım. Bu mesajım üzerine beni kafaya alan mesajlar atmaya başladı. “aaa şimdi bunu okuyup yanıt veremiycek misin?” “ne kadar zor yaa” “di mi?” “” gibi mesajlar gelmeye başladı. Hem beni makaraya almasına, hem de durduk yere tekrar hayatıma girmesine çok kızmıştım panpalar. Sessize aldım telefonu ve şampiyonluğu kutlamaya devam ettik. Eve giderken de kontör aldım ve zeynep’i aradım.
-
bakircanda kişiliksizlik hastalığı var
-
iffeti olan kadın
-
dindar degilim yanlis anlasilmasib
-
1 ekimden itibaren yazarların zamlı maaşı
-
güzel yazmış herif
-
ultra zengin olsam münzevi olurdum
-
darwinizm materyalizm
-
keske turkiye gelseydin
-
vajinam olduğuna inanmayanlar var
-
beeyler gelin re cep tayyibe neden oy verdiklerini
-
charlie kirk denilen adi herif
-
aşkın bende
-
23 yasinda genc bi ukreynali kiz
-
incici cuck aile ziyareti
-
beyler bir kızın sevdiğini nasıl anlarım
- / 1