+4
3. Gün ..
Okul karantinaya alındığından beri 3 gün geçmişti. Bazı öğrenciler yüksek duvarlardan atlayarak ailelerinin yanına gitmeye çalışıyorlar. Diğerleri ise yardım geleceğini düşünüp bekliyorlardı. Tuğçe ve arkadaşlarıda korku içindeydi. Kantinde umutsuzca bekliyorlardı. O sırada Tuğçe kantinin camından dışarıya baktı ve koşarak dışarıya doğru çıktı.
Gurur ile sunar Tuğçe dışarıya çıktarak boynuna atladığı kişi kuzeni Ali'den başkası değildi. Kuzeniyle yıllarca birlikte büyümüşler ilk okul - Orta okul - liseye beraber gitmişlerdi. Yalnızca Tuğçe Ankara kuzeni ise istanbul'da okuyordu. Birbirlerine sarıldılar. Ali Seni almaya geldim dedi. Tuğçe ise okuldan çıkmamıza izin vermiyorlar. Yardım gelecek dediler ama üç gündür yardım filan gelmedi. dedi. Tuğçe o kadar mutluyduki Ali'nin gerisinde duran ev arkadaşlarını görmemişti bile. Sonra sakinliği geçince onlarıda gördü. Ali'nin ev arkadaşı Emre. Emre nin kız arkadaşı Sevgi'yle de tanıştı Tuğçe. Tuğçe nin arkadaşları ise Tuğçe dışarıda yabancı üç kişi ile konuştuklarını görünce onlarda Tuğçe'nin yanına gelmişlerdi. Tuğçe arkadaşları ile Emre Ali ve Sevgi ile tanıştırdı. istanbul'dan geldiklerini öğrencince kalabalık öğrenci grubu kantinde üçünü birden ortaya alıp olan biteni anlatmalarını istedi. Ali hiç birini kırmadan olayı anlatmaya başladı :
Ali : Emre ben Sevgi Aylin ve Murat evde oturuyorduk. Akşamdı. Önce siren sesleri gelmeye başladı. Sonra silah sesleri ile devam etti. Balkondan baktığımızda her taraf kan gölüydü. Televizyonlarda ise herşeyi canlı olarak gösteriyordu çok korktuk. Sonra ise askeri arabalarında kuru kafa resmi olan adrenalin timlerinin geldiğini duyduk. Polislerde Adrenalin Timleri geldi diye anons etmişti. Kim olduklarını bilmiyorduk ama Polis böyle bir anons ettiğine göre iyi askerlerdir diye düşündük. Evet düşündüğümüzde de haklıydık. Adrenalin Timleri iyi askerlerdi. Vurdukları zombileri indiriyorlardı. Zombiler her yerden çıkıyorlardı. Polis barikatı evimizin tam önündeydi. Net bir şekilde görebiliyorduk olan biteni. Sonra arabam aklıma geldi buradan çıkmalıydık. Polis barikatının hemen ilersine park etmiştim. Orada zombiler yoktu. Zombilerin olmaması bizim için avantajdı kaçabilirdik. Bunu arkadaşlarımla paylaştım ve yapacak başka hiç bir şey de zaten yoktu. Apartmanda kısılı kalırsak bu seferde açlıktan ölebilirdik . Cesaretimizi toplayarak dışarıya çıktık çok korkuyorduk. Önümüzde insanlar parçalanıp yenilirken bir de silah sesleri geliyordu. Polis barikatının hemen yatında yatan cansız bedenler kalkarak polisleri ısırmaya başladılar ve bir anda polis barikatları yıkıldı. Zombiler üzerimize doğru geliyorlardı
Bizde ilerlemeye çalışıyorduk. Koşan kaçan insanların eşliğinde. Var gücümüzle koşuyorduk. Bütün gücümüzle. Zombiler yavaş olduklarından çok fazla yaklaşamamışlardı bize. O sırada arka sokaklardan da zombiler gelmeye başladı. Etrafımızı sarmaya başlamışlardı. Ve bir anda iki tane siyah hummer durdu ileride. içinden inen 7 yada 8 asker bize doğru ateş etmeye başladılar hedef gözetmeksizin. O ara biz yere yattık. Çok profosyonel bir asker grubu oldukları kesindi. Direk ve net atışlar yapıyorlardı. Yattığım yerden olan bitene bakıyordum. Liderleri olduğunu sandığım kişi Tuncay Cumali Sağ taraf Asit ve Mustafa 'Ateş ' i koruyun. Sansar ve Ferit benimle kalın demişti. Çok net seslerini duyuyordum. Korkudan titriyordum. Sonra o liderleri ' Kama düzeni ile geri çekiliyoruz dedi. Sesi o kadar gür ve net çıkıyorduki o silah seslerinin gürültüsünde net duyabiliyordum hepsini. Onlar geri çekilirken fırsat bu fırsat diye düşünüp bizde geri yavaşça onlarla birlikte kaçmaya çalışıyorduk. Sonra ise onların olduğu yere doğru gittik. LiderleriSansar el bombasıdiye bağırdı. Sansar adlı asker ise bir anda peş peşe el bombalarını atmaya başladı. Tam arabalarını binerlerken Murat bizide alın sizinle gelelim'' dedi. Liderleri baktı Murat'a ve bize. Sonra hepimize dönerek sizi almamızın mümkünatı yok çocuklar Hadi takım gidiyoruz !! Murat ise bari bize silah verin. Liderleri ise size tek vereceğim şey nasihattir. Kaçın kendinizi kurtarın '' Bir anda içlerindeki bir tanesi ısırıldı ayağından ve Murat 'ın arkalarından ettiği küfür'ü bile umursamadan gittiler biz arkalarından baka kaldık.
Vay şerefsizler. Susunda bitirsin lafını diyerek kalabalıktan ses çıkıyordu. Ali devam etti.
Ali : Sonra arabaya doğru yürüdük bizde umutsuz bir şekilde. Otopark'a geldik. Otopark'ta bir anda üzerimize saldırdılar. Aylin'i ısırmaya başladılar yer tarafını ısırıyorlardı. Nerden geldiklerini ve nasıl çıktıklarını bile anlamadık. Otopark çok karanlıktı. Ve Aylin'i orada bırakıp arabaya binerek kaçmaya başladık. Zombiler etrafımızı sarmıştı Arabayı sallamaya başladılar arabanın etrafını sarmışlarmıştı. Zor bela oradan çıkarak cevre yolundan yollar kapanmadan hızlıca geçmeye çalıştık. Emniyet şeridini kullanarak kaçmaya çalışıyorduk ama çok trafik vardı. Sonra birden zombilerin köprüde olduğunuda fark etmemiz çığlıklar eşliğinde olmuştu. Arabayı bırakmazsak orada canımızdan olacaktık. Arabayı bırakarak arabaların arasından koşarak köprüyü geçmeye çalışıyorduk. Bu sırada büyük bir Tır ın arabaları kenarlara ata ata geldiğini gördük. Üzerimize doğru geliyordu. Hızlıca koşmaya başladık. Fakat hızlı bir şekilde koşarken Aylin bileğini burktu ve yere yığıldı. Murat ise bunu farkederek Sevgi nin düştüğü yerden kaldırdı. ve Sevgi'yi kenara doğru attı. Fakat kamyon Murat'ın üzerinden de geçerek parçalara ayırmıştı. Sevgi'y'i de alarak oradan uzaklaştık. Kavacığa varmıştık.
Ali : Kavacık ta bir aile gördük. Onların hemen yanında durduk. Çünkü çok yorulmuş ve korkmuştuk. Aylin yaşadığı şok'un etkisini üzerinden atamamıştı. Kavacıkta gördüğümüz aile Emre'nin tanıdıkları çıktığı için çok sevinmiştik. Onlarda bize kapılarını açtılar sağolsunlar. Fakat ailenin iki küçük çocuğu ısırılmıştı. Fakat ısırıldıkları zaman Zombiye dönüşeceklerini pek tahmin edemediğimizden hep birlikte yola çıktık. Minübüs'ü vardı Ahmet abinin. münibüs'e hepimiz sığmıştık. Arabayı Ahmet Abi kullanıyor Yanında ben oturuyordum. Arka koltuğumuzda ise hemen Ahmet abinin eşi çocukları kayın valdesi vardı. en arkada ise Sevgi ise ağlıyordu onu teselli etmeye çalışan Emre yanında oturuyorlardı. Kocaeliye varmıştık. izmit taraflarında bir yerdeydik. Benzinimiz bitiyordu bir benzinciye girdik. Benzinlik terk edilmişti. Benzim almaya çalıştık fakat otomatik sistem olduğu için kartlar olmadığı için çalışmıyordu. Ahmet Abi lanet olsun dedi. Minibüs'ün içinde Ahmet abinin eşinin ağlaması geldi. Evlatlarım diye inliyordu kadın. Ahmet abi koşarak minübüs'ün içine girdi. iki ufak çocuk zombilerin ısırıklarıdan ötürü ölmüşlerdi. Ahmet Abi'nin eşi çocuklarının üzerine kapanıp ağlıyordu. Bu arada birden gözü kapalı olan çocuk gözlerini açtı ve bir anda Ahmet abinin eşinin boynunu ısırmaya başladı. Arabanın içi kan olmuştu. Ahmet Abi nin eşinin şah damarından akan kanlar arabanın her tarafında vardı. Ahmet abi bu görüntü karşısında dona kalmış bir vaziyette duruyordu. Fakat Emre Sevgi yi aldığı gibi Minibüsten indirmeyi başardı. Ahmet Abi ise donuk bir vaziyette çocuklarının eşini ısırmasını izliyorlardu. Şoka girmişti Ahmet Abi. Ahmet abiyi zor çektik münibüsten ve hızlıca oradan kaçmaya başladık. Otoyolda kimse bizi arabasına almıyordu. Bizde mecbur kalıp yürümeye başladık. Çok yorulmuştuk. ileride bir ev gördük. Tek katlı gecekondu. Oranın kapısını çaldık. Yaşlı bir amca elinde tüfeğini bize doğrultu ve kimsiniz siz dedi ? biz ise durumu izah ettik. Bizi evine almaya pek niyeti yoktu. Tam ümidi kestiğimiz sırada ise amca kapısını tekrar açıp bizi içeriye aldı. Oldukça yorgunduk sandalyelerde uyumuştuk.
Sevgi : Evvveeettttttt öyleeeee olllldddddduuuuuuuu
Ali : Sevgi cim sen lütfen sakin ol.
Emre : Korkudan Sevgi'nin dili tutulduda.
Tuğçe : Anlıyorum.
Ali : Neyse devam edeyim ben. ...
Tümünü Göster