/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    beyler beğenenler şukulasın lütfen ilk entry'i. çoğalalım biraz eski tadı yakalayamıyom. where is gececi tayfa amk ?
    ···
  2. 27.
    0
    Rezerved
    ···
  3. 28.
    0
    Rezervasyon
    ···
  4. 29.
    0
    Rezervasyon
    ···
  5. 30.
    0
    Yav he amk
    ···
  6. 31.
    0
    rezerve
    ···
  7. 32.
    0
    Rezervetuar
    ···
  8. 33.
    0
    Up up up u0
    ···
  9. 34.
    0
    Vay AMK okuyorum
    ···
  10. 35.
    0
    Rezervasyon
    ···
  11. 36.
    0
    gece buralarda mıyız beyler ? ona göre kalorifer döşeticem buralara? üşümeyin amk. gece yazıcam.
    ···
  12. 37.
    +1
    o günden sonra mahallede biz canti kemal diye tanındık. ismaille artık namımızı yürütmenin vaktiydi. yavaş yavaş bitirim alemine giriyorduk. biz yunan denen binlerini mahalleden gönderdik derken çok geçmedi yukarı mahalleden kahveye şikayetler gelmeye başladı. üst mahallenin esnaflarına dadanan üç beş zibidi mahalleyi resmen haraca bağlamış. tabi mahallede sözü geçen bileği mert adam çok. lakin bunlarında öyle uslanır yanları yok. mahalleden üç beş tane iri kıyım abimiz kalkmış bunları gördükleri yerde pataklamışlar. ama bunlar karınca gibi çoğalıp biri gidince diğeri gelmeye başlamış. nerdeyse yuvaları onu bulmamız lazım demişler. kahvede şükrü abiye dert yanarken görüştük. bizimde malumumuz oldu. bizde tabi şükrü abiden müsade alıp yukarı mahalleye gezintiye çıktık. önce ismaili bulup ekibi toplamasını söyledim. çok geçmedi suphiyle cemal de damladılar. cevdet o geceki olaydan sonra bi daha bizimle takılmak istemedi. babası memurdu. laf söz çıkarsa hayatı kayardı. tabi bizimde kayardı amma bizim kayacak bi hayatımız da yoktu korkumuzda. tamam dedik cevdet canın saolsun. gittik yukarı mahalleye. ortalık sakin. herkes işinde gücünde. bizim peşimize de şükrü abi çıktı geldi. beni tekrar kahveye yollayıp göz kulak olmamı söyledi. yukarı mahallenin ileri gelenlerinden ağabeylerle toplaşıp görüşmüş. şükrü abimiz civarda sözü geçen bi abimiz olduğundan bizi oraya vekil tayin edip çekilmiş. bizi üst mahalleye koruma bıraktı anlıyacağın. ben ismail suphi ve cemal. dördümüz bu mahallenin asayişini kontrol edecektik. tabi bedava da değildi yapacağımız iş. çevre esnaftan yemeğimizi çayımızı çorbamızı içip üç beş kuruş harçlık alacaktık emeğimizin karşılığı. onları bu beladan kurtaracaktık. mahalleliyle konuşup kahveye döndükten sonra bana olayları anlattı şükrü abi. artık kahvede işin yok aslanım. sokaklardasın dedi. eyvallah deyip elini öpüp çıktım kahveden. doğru yukarı mahalleye yolumuzu tuttuk. esnafları birer birer gezip tanıştık. merkezi bi yere volta alıp soteye bi yere oturduk. burada bütün bir esnafın içinde olduğu bir pasaj vardı. genelde pasajda herkes iç içe olduğundan kaza bela yada serseriler buraya yanaşamazdı. lakin esnafın hepsi birbirinden korkak. birisi üç iri kıyım adamla kapısına dayanınca birisinin ötekiler hemen kepenk indirirmiş. ki bana dokunmayan yılan bin yaşasın hesabı. anladık ki yılanın başını biz anca pasajda ezeriz. bu serserileri pasajda sıkıştırıp yılanın başına gidecektik. pasajdaki esnafı bir bir gezip salık verdik. pasajın çay ocağında da fişek diye tanıdıkları bi velet vardı. pasajda bir hareket gördüğü zaman dosdoğru bize uçuracaktı. zaten fişek gibi koşar ateş gibi delikanlıymış. ondan dolayı buna fişek demişler. biz yerimize geçip fişekten haber beklemeye başladık. çok geçmedi bir gün iki gün sakin durdu mahalle. üçüncü gün pasajda yaygara koptu. fişek koşarak bize doğru gelirken anladık ki mevzu kopuyordu. ben ismaile kalk diye seslenecektim ki ismail çoktan yolu yarılamış pasajın önüne geçmişti bile. yerimden sıçrayıp bende yanına koştum. pasajın arka kapısına da cemalle suphi yi gönderdim. pasajda bu serserileri kıstırmıştık. ismaili kapıya nöbetçi koydum. arkamdan gel ama kimsenin dışarı çıkmasına müsaade etme iso dedim. tamam dedi kemal yürü dikkat et. tokalaşıp girdik içeriye. tuhafiye dükkanının birinde yaşlı bi amcanın haracını almaya gelmişler. gençten çocuklar. höt desen korkacaklar amma arkalarındaki güç esnafın gözünü korkutuyor, kimse bu çocuklara bir şey diyemiyor aman ne alacaklarsa alıp gitsinler de başımıza tebelleş olmasın diye ses etmiyorlarmış. tabi kemalin dünyasında öyle bir şey yok. kimseye eyvallah yok. girdim dükkandan içeriye. ilk defa böyle bi itiraz görünce neye uğrayacaklarını şaşırdılar. önde duran düdük makarnasına indirdim bir tane sağlamından. olduğu gibi yere yapıştı. ismailin sesi gürdü. kıpırdamayın ulan kemiğinizi kırarım yat yere yat diye bağırdı ki bütün bir pasaj yerinden oynadı. karşılarına zebellah gibi dikilince biz şaşırıp oldukları yere yığıldılar. öndekinin yakasını toplayıp sordum. kimsin ulan sen gebeş.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    aman abi etme eyleme diye yağ çekmeye başladı. iki tokat patlattım suratına tekrar sordum. kimsin ulan. dedi ağabey bizi buraya arabın adamları gönderdi. bizde senin gibi emir kuluyuz. bu adamın bize borcu var ödemiyor dediler. parayı alın gelin dediler. ondan geldik diye anlattı ki anladık ki işin içinde iş vardı. bu çocukları üçe beşe kandırıp ayak işlerini yaptırıyorlar sonra da parayı alıp işin içinden sıyrılıyorlardı. ama kimdi bu arap. ve biz arabın adamlarına nasıl ulaşacaktık. bu çocukları oturttum köşeye. dedim ki bana bakın. istanbulun dört bi yanına haber salın. salık verin. herkese sorun soruşturun. buralar bundan böyle canti kemalin mıntıkasıdır. burada arabın yada başka bir kendini bilmezin adını dahi duyarsam kemiklerini kırarım bilmiş ol. şimdi bu parayı alıp burdan nereye zütürecekseniz. parayı alın ve bizi oraya zütürün. dedim. çocuklar korktular. ama bana oyun yapmayacaklarına emin olmam lazımdı. belimden silahı çıkarıp çocuğun ağzına soktum. gözleri fal taşı gibi açıldı. titremeye ağlamaya başladı. bak aslanım iyice bak. senin bütün hayatın aha şu parmağımın ucunda dedim. dükkan sahibi abimizde endişelendi tamam oğlum kemal. bırak gitsin çocuk falan diyordu ki ismail sen karışma dayı diyerek itekledi onu. bak dedim. beni bu adamlara zütüreceksin. hiçbir şey olmamış gibi paranı teslim edeceksin. kendi payını alıp sonra da toz olacaksın. arkana bile bakmadan gideceksin ve bir daha belaya bulaşmayacaksın. eğer ki bana bir yanlış yapar oyun edersen , önce seni bulurum. sonra o arabın adamlarını. sonrada arabı bulur hepinizi birer birer kurşuna dizerim anladın mı beni diyerek gözünü korkuttum. silahı çıkarıp biraz sakinleştirdikten sonra yola koyulduk. araya biraz mesafe açıp arkalarından izlemeye başladık. bizi mahallenin dışına kadar çıkardılar. şansımız yaver gitti ve korkularından bişey söylemeden teslim ettiler parayı dümbüklere. ola ki orda yerimizi açık etseler anında tepemize üç kişi biner mahalleden çıkıpta millet yanımıza gelene kadar bizim üç kere namazımı kılar olduğumuz yere gömerlerdi. neyseki öyle bişey olmadı ve biz arabın adamlarının nerde pineklediğini öğrendik. mahalleyi haraca bağlamışlardı. bir tane eski model taunusun arkasına çöreklenmiş sigara tüttürüyor çocukları sağa sola haraca gönderip paraları toparlayıp akşam üzeride dönüyorlardı. bunlar o çocuklar gibi gebeşlerden değillerdi. bunlar beli silahlı tehlikeli adamlardı. arabın işlerini teslim ettiği adamlar. tecrübelilerdi bizim gibi toy değillerdi. şükrü abiye danışmamız lazımdı. devam ettik.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    0
    Anlatsana dıbınakoyim
    ···
  15. 40.
    0
    Anlatsana pic
    ···