0
Bradley... #FerBeng
Sıradan bir cuma gecesiydi ve Bradley'le
birlikte bulduğumuz sanal sohbet odasında
konuşuyordum. Bana ve odadaki diğerlerine
ailesi hafta sonu evde olmayacağından
istediği kadar geç yatabileceğini
söylüyordu. Bir kaç saat boyunca sohbet
odasında kalıp rastgele gelen insanlarla
eğlendik, ve ben Bradley'in bir kızdan
hoşlanmaya başladığını fark ettim. Sonra
annemin uyumamı söyleyen sesini duydum.
Sohbet odasından çıkmak üzereyken,
Bradley'e yarın neler yapacağını sordum.
Bir süre cevap vermedi:
-Bradley yazıyor... -
Hiçbir şey.
-Bradley yazıyor... -
Yine hiçbir şey.
"Her neyse dostum, yatmaya gidiyorum.
Yarın konuşuruz." dedim. Onun yazarken
vazgeçmesi garipti.
Ertesi gün sohbet odasına girinceye kadar
ondan haber almadım. Dün gece cevap
yazamadığı için özür diledi ve meşgul
olduğunu söyledi. Kısa bir konuşma yaptık,
biraz sonra bizim eve geleceğini ve acil bir
şey olduğunu söyledi. Sorun yoktu, ama
her dakika eve varabilecek ailesini neden
beklemediğini sordum. Zamanı olmadığı ve
bana göstermesi gereken çok önemli bir
şeyi olduğu konusunda ısrar etti, daha sonra
hemen sohbet odasından çıktı. Bu
davranışların Bradley'nin karakterine
uymadığını düşündüm, normalde ailesini her
şeyin önüne koyardı. Bana ne göstermek
istediğini düşününce iyice meraklandım.
Garip bir telefon araması aldığımda biraz
sonra buraya varacağını fark ettim, burdan
20 dakikalık bir uzaklıkta yaşıyordu.
Arayanlar eve yeni gelmiş ve endişeli olan
Bradley'nin anne ve babasıydı. Bradley'nin
nerede olduğunu bilip bilmediğimi sordular,
onlara endişelenmemeleri gerektiğini çünkü
şu an bizim eve geldiğini söyledim.
Telefonun diğer ucundan annenin ölümcül
çığlığını duyana kadar bir süre sessizlik
oldu. Baba derin bir nefes aldı ve bir daha
unutamayacağım bir cümle söyledi:
"Hemen evden çık, Bradley burda... O
ölmüş."
Bradley'nin cesedini dolapta bir ceket gibi
asılı bulmuşlar. Telefonu şok içinde
kapadım. Arka kapı gıcırdayarak açılırken,
neden bana evde yalnız olup olmadığımı
sorduğunu anladım.
içgüdüsel olarak aklıma gelen ilk şeyi
yaptım ve hemen yatağımın altına
saklandım. Ayak seslerinin yaklaştığını
duydum, yavaşça. Gözlerimi açmaya
cesaret edemedim. Ama korku içinde
parmakların arasından baktığımda
beyaz, çıplak ve solgun ayakların odama
adım attığını gördüm. Bu ayakların sahibi
olan insanı görmeyi hiç istemezdim.
Ayaklar yavaşça yaklaştıkça keskin bir
rutubet kokusu geliyordu; kalbimin atışını
ağzımda hissediyordum. Nefesimi tuttum.
Daha fazla korkmamın mümkün olmadığını
düşünürken, telefonum mesaj aldığımı
belirtmek için gürültülü bir şekilde "Bip."
sesi çıkardı. Mesaj Bradley'nin
telefonundan gelmişti, ayaklar aniden
durduğunda mesaja baktım
"Nerdesin?"
Tümünü Göster