-
126.
0Reserved
-
127.
-1reserved severim böyle asosyal binlerin hikayesini. inşallah daha beter olmuşsundur panpa.
-
128.
0dinliyoruz amcık devam et
-
129.
+7artık o gün nasıl geçti bilmiyorum ama en sonunda bitti. küçüklüğümden beri bi alışkanlığım üzere o akşam işten çıkarken bir sürü şükür ettim.bu alışkanlıktan bahsedim biraz.ben çok dindar biri değildim hiçbir zaman ama alışmışım işte ne zaman zor bir olay atlatsam şükrederim. belki inanmıcaksınız ama lisede bir gün 4. tefüste acayip çişim gelmiş.amk sanki dünyadaki tüm sular karnıma girmiş gibi hissediyorum. utangaçlık ve asosyallikten ayağa kalkamadığımı söylemiştim zaten yine kalkamıyorum ama artık dayanamadım. ağarca ayağa kalkıp dünyadaki tüm gözler bana çevriliyken(yani öyle hissediyorum) en arka sıradan tahtaya kadar sonra tahtanın önünden çıkış kapısına kadar yürüyorum. kapıdan çıkarçıkmaz tüm gözler tekrar kendi işine dönüyor.
tuvalete girip hayvan gibi işiyorum. kafamı tuvaletin kapısına yaslamışım suratımda aptal bi gülümseme öyle bi 5 dk kaldım. ardından kafamı soğuk suyun altına sokup (bu da başka bi alışkanlık) sınıfa yollanıyorum. sınıf kapısı görününce kalbim hızlı hızlı atmaya, elim ayağım titremeye başlıyor. kafam yerde hızla kapıya giriyorum. uçarak saatte 100 km hızla sırama gidiyorum tekrar, tüm gözler üstümde tabi. sırama 5. kattan düşer gibi oturuyorum. gizlice etrafıma bakıp gözleri kontrol ediyorum. hepsi kendi işinde ama gizliden bana çevrilmişler. ve bende ıslak kafamı sol tarafa açık pencereye çeviriyorum çeviriyorum. dikdörtgen pencerenin köşesinde bi yerde masmavi gökyüzünü görüyorum. gözlerim oraya dikili şükrediyorum. işediğim ve rahatladığım için değil şükretmem o gün. kalkıp tuvalete kadar yürüdüğüm ve o yürüme anlarının geçtiğinden şükrediyorum.amk acizliğe bak ya böyle rezillik olamaz.
o an yukardan tanrının ben şükrederken bana kahkahalarla güldüğünden emindim. galiba o tenefüs gözümden bi damla yaş bile düşmüş olabilir.o yıllarda en çok kendime acır ve üzülürdüm zaten... -
130.
0yaz ponki
-
131.
0hızlı yaz amk çok fena sardı
-
132.
+3neyse ilk gün akşamı eve mezar ölüsü gibi geliyorum.(mezar ölüsü ne amk)çoraplarımı, yorgunluktan mı yoksa tüm gün dışarda olan birinin akşam çoraplarını çıkarması gerekir kuralını bilmediğimden mi çıkarmadım bilmiyorum.ama galiba ikincisi. çünkü sonuçta hayatımda kaç defa tüm günümü evin dışında geçirdim ki.akşam eve geldiğimde aileme çalışmaya başladığımı söylüyorum bikaç kelimede. çalışmaya başladığımı öğrendiklerinde suratındaki ifadeyi gözleri önünde kendimi öldürüp tekrar diriltsem göremem.o şekil bi tipe büründüler yani. şaşkınlık sevinç umut gibisinden birbir türlü gibimtrak duygu işte.
tamda o günlerde birkaçyüz problemimden sadece biri olan uyku problemim başlıyor. ikinci ve üçüncü günlerde eve çok yorgun dönüyorum.eve geliyorum yorgunluktan direk yatıyorum ama saat gece 2 oldu mu sanki yıllardır yatıyormusum gibi uyanıyorum.her gece aynı şey oluyor. yani burda anlatamayacağım kadar zor bi dönemdi o günlerim. düşünün bir sabah 8 den akşam 10 a kadar çalışıyorsunuz. gelip yemekti banyoydu falan derken 11 de yatağa giriyorsunuz.ve hiçbirşey yokmus gibi saat gecenin 2 sinde uyanıyorsunuz.ve sabaha kadar boş boş duvarlara veya tavana bakıyorsunuz. şükürler olsun ki o gecerlerden birinde intihar etmedim... -
133.
0Aynen fena sardi kelimeleri iyi seçmen kitap okudugundan dolayı amk utangacliginin içine kapanmisliginin en büyük kazanci
-
134.
+2özellikle 2 olmak üzere saatte gördüğüm her sayıya küfür ettiğim kapkaranlık gecelerin birinde yine mal mal tavana bakıyorum. aklımda 2 milyar tane düşünce.(evet 2)bu 2 milyar düşünce içinden biri dikkatimi çekiyor. yaklaşık 2 haftadır bilgisayar başına nerdeyse hiç geçmedim.ve işin ilginç tarafı hiçde geçmek istemiyordum. eskiden olsa 2 den sabah 8 e kadar vakit geçirebileceğim paha biçilemez bi araçtı bilgisayar. işte o gecelerden birinde saat 4.41 de ben sessizce ayak tırnaklarımı keserken yatağımın içinde aklıma kitap okumak geldi. gidip kardeşimin telefonunu aldım onun ışığında bilgisayar masasının üstündeki raflarda duran kitapları araştırdım. gözüme ilk çarpan kısa kitaplardan birini aldım gittim yatağa.
ekşici bin diyeceklerin alttaki paragrafı okumamasını rica ederim xd =
anton çehov--öyle bir hikaye. kitabın adı bu.saat gece 4.45 ben bacaklarıma yatağa dökülen tırnaklar batarak çehov okuyorum. yaklaşık 125 sayfalık bi kitap ve ben saat 8 e kadar yutuyorum kitabı.o gece sadece kitaba olan ilgim artmıyor, çehov un durum öykülerinin maupassant ın olay örgülerinden çok çok daha sağlam ve etkileyici bir üslüba sahip olduğunu anlıyorum. yani adam tek kelimeyle dökmüş amk diye bi tepki veriyorum.o kadar hızlı geçiyor ki zaman duvardaki saati zar zor seçebildiğim karanlık ortam uçup gitmiş.ve son 50 sayfayı telefonun ışığı olmadan okuduğumu fark etmiyorum bile.o gece tekrar saatin 2 olmasını ve aradaki tak çukuru zamanı çekip atmak istiyorum.ama tekrar yolum o tak çukuruna düşüyor, çehov'un etkisinde... -
135.
+2çehovu okuduğum o geceye 2. doğum günüm diyebilirim. artık kolfeksyonda yorulmuyorum(yani eskisi kadar).bu arada işe başladıktan sonra ailemin bana olan tutumu baya bi değişti. hatta eve geldiğim akşamlardan birinde babamın bana bi telefon aldığını görüyorum. çok süreden beri telefon almamı ve nasıl bişey istediğimi bana soruyorlardı ama ben istemiyodum.bu sefer bana sormadan gidip almış. annemse sabahları kalkıp bana kahvaltı bile hazırlıyor. kardeşim yine aynı binlikler işte. zaten onunla aram hiçbir zaman iyi olmamıştır. annemle babamın davranışlarındaki bu değişiklikleri vicdanlarına mı yoksa eve artık para getireceğimin bilincinde olduklarına mı borçluyum bilmiyorum.ama bu yapmacık tavırları beni onlardan daha da soğutuyor.
yani o kadar ki işyerinde olduğum zamanlar evde olduğum zamanlardan daha yararlı gelmeye başlıyor bana. yani iş yerinde onu getirip bunu zütürürken kafam sürekli çalışıyor.bu gece neyi okusam düşüncesinden, ideal bi devletin nasıl olması gerektiğine kadar her tak kafamı kurcalıyor. işte o zamanlarda bi ideoloji benimsemek istiyorum. okuduğum kitaplar ve artık daha az vakit harcadığım bilgisayar bana yeni bilgiler kazandırıyor. küçük bi not defterine edindiğim bilgileri yazıp işyerinde sürekli tekrar ediyorum.o not defteri bi zaman sonra benim en değerli eşyalarımdan biri haline gelicek. -
136.
0reserved
-
137.
0Okuyom amk
-
138.
0reserved bi ara okurum
-
139.
+2o zamanlarda tüm ideolojiler bana aynı mesafede yakın geliyor. mesela işyerinde ezilen bir bireyken komünist, kendimi güçlü hissettiğim çok küçük anlarda faşist kesiliyordum. ergenlik yılları çok ideolojili yıllardır zaten herkese olmuştur bunlar amk. neyse biz konumuza dönelim.
işe başladığım günün üzerinden geçen 2. haftamda 2. maaşımı alıyorum.ilk maaşımı vicdanımın etkisiyle direk anneme verdiğimi hatırlayarak yürüyorum akşam sokaklarda eve doğru.o gün kafamı pencereden uzattığımda duyduğum duman kokusunu duyuyorum yolda yürürken tekrar. zaman sanki duruyor o an.elimde cebimde, avucumun içinde de 190 lira para var. zihnim o an durdu. resmen bildiğin durdu yani. kafamdan hiçbir düşünce geçmiyordu o an.sadece ayaklarımı takip ediyordum sokaklar boyunca. gözlerimin sağından ve solundan geriye doğru binalar, evler,arabalar geçiyor.ben yolun tam ortasında akşam saat 10 da yürüyorum hızlı hızlı. kafam bomboş ayaklarım dopdolu.
birden kendimi sokakta kaldığım o gece gittiğim o tekel bayiinin önüne geliyorum. içeri o günkü gibi kendimde değilken girip aynı tepkiye sigara istiyorum. adam yine yanı şaşkın ifadeyle bu sefer başka bir pakette sigara veriyor.ben söylemeden bu sefer yanında da bi kutu kibrit uzatıyor.180 lirayla ve bikaç bozuk parayla dışarı çıkıyorum. paket cebimde evin yolunu tutuyorum... -
140.
0Dhsehrvrvtrbw
-
141.
+1reseved köpekleri
-
142.
0@1 gibtir lan ibene!!!
-
143.
0rizörvd
-
144.
0reserved
-
145.
+3ancak apartmanın girişimde kendime geliyorum. normalde olsa cebimde bi paket sigara ve kibritle eve girmem imkansızdı. zütüm yemezdi mesela.ama artık çok değişmiş hissediyordum kendimi. gayet doğan bi havayla giriyorum binaya ve eve çıkıp zile basıyorum. kapı açılıyor ve içeri girince 180 lirayı mutfağa bırakıp bi bardak su içtikten sonra giriyorum odama.
her zamanki ortam yine beni bekliyor. kapının tam karşısında çalışma masası. masanın sağında benim yatağım , solunda kardeşimin yatağı duruyor yine yerinde. gidip yatağa atıyorum kendimi soyunduktan sonra. acayip yorgun ve uykulu bi şekilde öylece uzanıyorum yatakta.bi 5 dk sonra annem giriyor yemek hazırladım gel ye diyor. kafamı kaldırmadan aç değilim diyorum.bi 10 saniye sessizlikten sonra kapının kapandığını duyuyorum ve ışık açık bi şekilde uykuya dalıyorum.
saat 2 ye kurulu alarm saati görevi üstlenen beynim hemen gözlerimi uyandırıyor.ilk gördüğüm şey karanlık. gözlerim karnalığa alışında saate bakıyorum zar zor 02.02 rakamlarını seçiyorum. sonra derin bi iç çekişten sonra kalkıp bilgisayar üstü kütüphaneme gidiyorum. nerden ne zaman geldiğini bilmediğim ama her zaman orda olan kitaplardan birini seçip bakmadan yorgun yorgun yatağıma dönüyorum.bu kez kendi telefonumun ışğıyla okuyorum kitabı kapağını.jack london--demir ökçe...
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 20 12 2024
-
uludag sozlukteki malar neyin kafasinda
-
konstant wow girl ün
-
gayranjn bacisi bile var
-
pumberte ve muhtarın
-
sen muyendis degilsin kaira
-
fenerbahçe kulübü acilen kapatılmalı
-
intihar edemiyoz abi ya
-
an itibari ile megane 2nin
-
yaratıcı varsa zalimdir
-
yaşamın var olması bile
-
gururu olan insan zaten
-
bize sadece leblebi kalmış
- / 1