1. 701.
    0
    sonunu yazaydın be panpa
    ···
  2. 702.
    0
    arkadaşlar son bikaç gecedir eve sabaha karşı 4-5 gibi geliyorum. yazamamamın sebebi budur. yani hikayeyi mutlaka bitiricem merak etmeyin...
    ···
  3. 703.
    0
    rezerved
    ···
  4. 704.
    +1
    en azından haber vermen iyi oldu yazmıycaksın sandım bi ara
    ···
  5. 705.
    0
    --devam--

    ali hemen kalkıp simitçiye yardıma koştu.ben aydınlıklar içinde izliyordum bu iki karanlık gölgeyi. simitçinin ettiği küfürler birden ali'ye söylediği teşekkür ve minnettarlık sözlerine dönüştü. biraz sonra bende kalkıp gittim yardıma. bende gidince simitçi iyice sevinmişti. bende karanlıktaydım artık, onlarla birlikteydim. bütün simitleri topladık. simitçi elimizi sıktı. sonra bize bayat ve kirli simitlerinden 5-6 tane verdi. teşekkürler ederek hayatına söve söve bulunduğumuz karanlıktan başka bi karanlığa doğru yürüdü. önünde arabası içince kirli ve bayat bikaç simidiyle gözden kayboldu sonra. aliyle yerimize döndük. yarın kütüphaneye gideceğimizi ne kitap önereceğini söylememi istedi.ben buna 'otomatik portakal'ı okuyabilirsin güzel kitaptır dedim. neyse biraz sessizlikten sonra kalkıp evlerimize gittik. yorgun argın bedenlerimizi aynı anda yatağa attığımıza eminim. belki o banyo yapmıştır.ama ben yapmadım. nedense kendimi çok temiz hissediyordum. henüz kirlenmemiştim.ama çok uzun sürmedi zaten bu..
    ···
  6. 706.
    0
    bir sonraki okul günüm her zamankinden daha da sıradandı. sabahın köründe küfürler eşliğinde uyanmak. küfür ederek gibik okul kıyafetlerini giymek. kilolarca ağır botlarımı sabah sabah ayaklarıma geçirmek. okulu o çekilmez uzunluktaki yolunu yürümek. işine okuluna veya başka gibik bi yere giden yüzlerce insan görmek. tıklım tıklım otobüsler minibüsler izlemek falan derken okula vardım. sabahın köründe kurbanlık koyunlar gibi yine sıralandık. mezbahalarımıza girdik. yolda kesilmeye hazır olan kılık kıyafeti düzgün olanlar içeri girebildi. beğenilmeyenler aşıları tam olmayan yani saçı sakalı uzun olanlar kapıda ayıklandı. bazıları evlerine gönderildi bazıları gibik sınavlarından dolayı içeri girebildi falan. benim saçım uzun olduğundan bu ayıklanma sırasında hep stres yaşardım.ama nedense hiç çevirmemişlerdi beni.bu yüzden her sabah o ayıklanmadan kurtulup geçtiğimde şükürler ederdim.:D

    neyse o günde sağ salim geçtik ordan. inş yarında geçeriz diyordum içimdeki eko denen sese.lan mal mısın yarına daha çok var diyordu o da bana her seferinde.bu eko da garip bi sesti o zamanlar. yani insanın içinde olan ve her işe burnunu sokan o tak suratlı ses biraz garipti. bununla olan daha güzel muhabbetlerimiz var onlarıda anlatırım bi ara ilerde falan..
    ···
  7. 707.
    0
    benim okuldaki mezbaham 2. kattaydı. çıktık yine çift kişilik sırayla.her zaman ki gibi geç kaldığımdan en arkasındayım sıranın. sınıfımın yani mezbahamın kodu kapının yanındaki duvarda da yazdığı gibi 12-d şubesiydi. işte biz her gün burda kesilip biçilir, paketlenir bu gibik yerden daha da gibik hayatlarımıza dönerdik. yani benim için böyleydi. diğerlerini bilemem. mesela akşamları facebookdan sınıf arkadaşlarıma bakardım. facebookda saçma bi isimle yeni bi profil açmış o zamanlar akşamları bizim tiplere bakar hatta güzel kızların resimlerine boşalırdım. neyse bunlar çok önemli değil. kızlar önemli tabi ama sadece facebook ekranında hareketsiz durduklarında. yani benim için hareketsiz durmaları önemli. biliyorsunuz asosyal bi binim ve kızlarla konuşamıyorum. gözlerine bile bakamıyorum. hıhı.

    işte o sıradan günümün ilk yarısı bu şekilde geçti. çıkışta yine aliyle kütüphaneye gittik. limonlu sodalarmız ve sigaralarımız elimizdeydi.ali o gece önerdiğim otomatik portakal kitabını aldı ben ise kitap almadım. başım ağırıyordu son bikaç gecedir bişey yapamıyordum. hatta dün gece sabaha kadar uyumuştum. neyse kütüphane çıkışında eve doğru yürüyorduk.şu durumda size biraz kütüphanenin civarlarını anlatim. sakin,sessiz ve zengin bi yerdir buralar.o kadar sessiz ki rüzzgarı ağaç yapraklarını bile duyarsınız. ağaç demişken oralar dediğim gibi zengin yeri olduğundan ağaçlar çok fazla vardı.en ilginciyse kütüphanenin girişinde biraz aşağıda çöp tenekelerinin orda sabahlayan kartoncu ablalar ve kartoncu abiler. yani zengin, sessiz ve ağaçlı bir yerde yatan kartoncular.her kütüphane yolculuğumuzda bunları görürdük. özellikle son zamanlarda suriyelilerde ordalarda takılıyordu çocuklara falan bazen soda verirdik.

    bu sıradan günün kütüphane dönüşünde yolda bi kız gördük ben ve ali...
    ···
  8. 708.
    +1
    siyah ve parlak bi tayt. siyah geniş ve parlak taşlı göğüs dekolteli bir tişört. beyaz konverse ayakkabı taytın üzerine çekilmiş ve sırtında yine siyah bi sırt çantasıyla bir kız bize doğru geliyor yolun karşısından. elleri sırt çantasının omuzlarının üzerinden gelen o kolluk tarzı şeyinde. yani tam anlatamadım ama çantanın üzerinde durmasını sağlayan kollarını içine soktuğun o kalın çanta uzuvları varya ha o işte. neyse elleri onlarda hoplaya zıplaya yolun karşısından geliyor.ilk izlenimlerime göre 19-20 yaşlarında hemen hemen bizim gibi bir kız.ama boyu biraz kısa olduğundan daha ufak gösteriyordu. aramızda yaklaşık 20 metre vardı.yol biraz dar olduğundan elim elinin kolunda kızın geldiği yönün tam tersine gidiyorum yanıma aliyi çekerek. aynı şeyi kızda yapıyor.biz bi o kaldırıma bi bu kaldırıma langırt topu gibi giderken oda bizi takip ediyor karşımızdan bize doğru geliyordu. artık mesafe iyice kısaldı ve tam gelip önümüzde durdu. nefes nefese söylediği ilk şey ''selam gençler ... 'ya nasıl gidebilirim.oluyor.

    ben ve alinin oluşturduğu sessizlikten ilk bıkan kız oluyor ve biliyormusunuz diye ekliyor aynı saçma gülümsemesiyle.ben bunun ardından kaşlarımı havaya kaldırıyor dudaklarımı garip bi şekle sokup tek kelimeyle
    be-ben bi-bilmiyorumdiyip bir adım sola kız ve alinin durduğu tarafın tam tersine çekiliyorum. hemen ardından tam bacağımın yanından bi araba geçiyor ve ben panik atak mağduru asosyal liseli utangaçlıkla garip ve komik bi tepkiyle eski yerime dönüyorum.bu saniyeden sonra 10-15 saniye ikisinin de gözleri benim üzerimde oluyor. sonra kız tamam deyip aliye dönüyor ve bu kez gülümsemedensen biliyormusun yha'' diye soruyor.ali de başlıyor kıza uzun uzun nereden nereye gideceğini anlatmaya...

    edit:gece gece okuyan varsa sahur yemeğimi yiyip devam edicem..
    ···
  9. 709.
    0
    okuyorum panpa yaz sen sıkı takipçinim
    ···
  10. 710.
    0
    panpa devam
    ···
  11. 711.
    0
    @583 reserved hızlı yaz amk...
    ···
  12. 712.
    0
    adam öldü beyler
    ···
  13. 713.
    0
    sahura kadar yaz lan bari
    ···
  14. 714.
    +2
    neyse ki ali biliyormuş da bu güzellik abidesi yanlış yollara sapmayacak diye geçiriyordum içimden kendi kendime.son zamanlarda iyice azmıştım amk. yani 12.5 yaşımdan beri azgınımdır da artık iyice çığırından çıkmıştı. eskiden kızları veya güzel kadınları ciks objesi olarak görmez güzel gördüklerime hoş bayan der kafamı çevirirdim, sadece haddinden fazla güzel olanları hafızamın en işlek yerine kaydeder gece gece kendime malzeme yaratırdım.ama o zamanlarda kızlar hakkında zihnimde bi deneme sahnesi kurmuştum. güzel olmayanlar için 'bizimle deılsın' tarzı kötü oylamalar yapar güzel olanlar için vay amk at gibi hatun ula demeye başlamıştım.ama karşımdaki bu güzellik abidesi bayan cidden çok hoş bi bayandı. yada aklımdan geçirdiğim gibi at gibi bir hatundu.

    ali kıza yolu anlatıp nerelerden dönmesi gerektiğini söylerken benim gözlerim kızdaydı. yani kimsenin gözüne bakamazdım eskiden ama gözlerim onun koyu yeşil gözlerinde, ayrık kirpiklerinde hatta gözlerinin çevresindeki siyah sürmedeydi. resmen ağzımın suyu akıyordu yani panpalar. kız alinin anlattıklarını zor zoruna anlıyor anlamadığı yerleri aliye tekrar tekrar anlattırıyordu. anladığım kadarıyla biraz saf (salak) bi kızdı.ama salak ve güzel kızlar her zaman ilgi çekici olmuştur. hikayemin geri kalan kısmında da benim hayatımı etkileyen bir canlının salak ve güzel bir uzun saçlı yaratık olduğunu anlatıcam.az kaldı az...
    ···
  15. 715.
    +1
    çook uzun bi anlatımdan sonra kız teşekkür edip ayrıldı yanımızdan.ali baya terlemişti. sesizce yolumuza devam ettik. yolda 2-3 sigara daha eritip bi gölgeye çöktük. alinin aldığı kitap hakkında şuan hatırlamadığım bi şekilde tartıştık. galiba otomatik portakal kitabının yazarı olan anthony burgess'in kitaptaki dili hakkındaydı. yani samimi anlatmıştı baya. neyse am züt meme..

    o sıradan günün ardından eve gidip yemek yedim tekrar işe gittim. nedendir bilmem işte herzaman sinirli olmuşumdur. nası sinirlenmeyeyim ki amk karsımda iki tane mal, heryerimden oluk oluk akan ter, ortamın,elimdeki makinenin ve havanın sıcaklığı derken acayip sinirli olurdum.o gibik gün yine aynı gibik günlerden farksız bi şekilde başladı ve o şekilde bitti. akşam dükkanı kilitledik eve ayrıldık dükkandan. onlar evlerine ben evime yollandım. gidip banyo yaptım sonra yemek yiyip saat akşam 11 gibi yatağıma uzanıp kulaklıktan deep purple-child in time açıp mal mal tavana baktım. tavandaki boyanın şeklinden kafamda hayali tipler yarattım. onlarla konuştum sonra hepsine küfürü basıp uyanmaya uyudum.

    saat gece 2 gibi yine aynı saatimde uyandım. odada mal mal dolaştım. hemen yatağımın solundaki gece lambasını açtım. kütüphanemden bi kitap alıp bi kaç sayfa okudum. sonra sıkılıp attım kenara. canım acayip sigara cekmişti. kulaklığımı takıp zulamdan çıkardığım bi dal sigarayı eritmeye başladım. elimde sigarayla babamların yatak odasının önünden geçip gürültülü bi şekilde dolaptan soğuk su çıkarıp şişesiyle beraber kafaya diktim. sonra bir bardağa yine aynı sudan koyup lambayı sertçe kapattım. yine açık yarak odası kapısının önünden sol elimde su sağ elimde sigarayla geçtim. odama gidip yatağıma uzandım. gece gece su içerken sigara içmek harika bi duygudur kardeşlerim. mutlaka deneyin. hele ki kulaklığınızda pink floyd çalıyorsa..
    ···
  16. 716.
    0
    Rezerved
    ···
  17. 717.
    0
    panpa daha ve daha çok at partları ya.
    ···
  18. 718.
    0
    çook önemli edit:: şimdi bunları okuyan panpalarım varsa onlara çok büyük bir iyilik yapıcam. şimdi her ne tak müziği dinliyorsanız kapatın. yeni sekme açıp youtubeye girin. arama yerine pink floyd set the controls for the heart of the sun yazıp aratın.en üsttekini açıp dinleyin ve sonra canınız isterse okumaya devam edin..

    yine sabaha kadar uykusuz ve bol dumanlı gecen bi gecenın ardından okula küfürler savurarak gittim. saçlarım hala uzundu. beni girişte çevirip çevirmeyecekleri gibimde bile değildi. sadece kulaklıktan gelen sese odaklanmış yavas yavas yürüyordum yolda. yolda bikaç sokak köpeği arabanın motoruna girmiş yavru bi kediye havlıyorlardı.ben karsı kaldırımdan gecerken gördüm olanları. kedi birden motordan fırladı koşarak sokağın ucundaki çöp kutularının oraya koştu. köpeklerde arkasından var gücüyle havlayarak koşuyordu.ben durmuş izliyordum.bu durumu gören iki temizlik görevlisi ellerinde süpürgelerle koştular köpeklere doğru.ama çok geç kalmışlardı.3 tane vahşi it yavru siyah bi kediyi parçaladılar çöp kutularının yanında. etraf hep kan olmuş kedinin ordanları ve gözleri dışarı çıkmıştı. görevlilerden biri köpeklerini ikisine var gücüyle vurdu süpergesiyle. köpekler bebek sesi çıkararak kaçtılar. ağızları kanlı, kafaları eğik bi şekilde koşarak uzaklaştılar. kedi de yavaşş yavaaş can verdi adamların bakışları arasında. bende yoluma devam ettim.

    o gün diğer gibik sıradan günlerden farklı geçti.o gün 3 kişiyle tanıştım okulda.ve onlarla tanışmam benim berbat hayatımın bi metre daha bataklığa gömülmesinin başlangıcıdır.o gün benim okuldan ayrılma nedenlerimin başlangıcıdır kardeşlerim...
    ···
  19. 719.
    0
    hadi panpa devam çok iyi gidiyon
    ···
  20. 720.
    0
    neyse ben yine sıranın en arkasına yetiştim. okul girişinde pusuya yatmış öğretmenlerin arasından içeri girmek üzereydim ki gibik matematik hocası hey sen diye bağırdı ve beni köşeye çekti.hay amk bi bu ekgibti diye diye utanmışlık belirtileriyle geçtim köşeye.her sabah içeri girerken gördüğüm tipler köşede dizilmiş birbirleriyle şakalar yapıp gülüyorlardı. gittim yanlarına köşede bi yerde duvara yaslanıp durdum. beni görünce sustular. biri karşıma geçti. noldu lan neden cevirdiler diye sordu. kafamı kaldırınca bu herifin de sakaldan cevirildiğini anladım. adam sanki (bak dikkat ettiyseniz adam diyorum, adam.) kabeden gelmiş sofiydi. ikinci kez sordu neden cevirdiler.ben konusmadan elimle saçlarımı işaret ettim.amk salagı neden olcak baska hacca mı gittik sanki diyordum içimden. sonra saçlarıma baktı, yavaş yavaş gülümsedi ve sabahım köründe yüzüme doğru gibik bi kahkaha patlattı. aynen saçlar dedi ve arkadaslarına dönüp ahaha saçlar dedi.tam bi liseliydi amk eşşeği.

    neyse bütün okul içeri girince hocaların yarısı gitti sınıflarına diğer yarısıda bize dönüp bakmaya başladılar. önce içlerinde deminki sakallınında bulunduğu üçlüye döndü ve yinemi siz lan dedi matematik hocası. beni çeviren kancık buydu.bu üçü kafaları yerde kahkaha atmamak için kendilerini zor tutarak duruyorlardı. hoca fırçaladı da fırçaladı.en sonunda ulan yarında bu kılıkta görürsem sizi sokmam bida bu okula anladınız mı lan sokmam dedi ve bana döndü...
    ···