1. 651.
    0
    ayraçullah
    ···
  2. 652.
    +2
    bi reserve daha şukularsanız daha çabuk dönerm başlığa ama siz bilirsiniz eksilersenizde olur
    ···
  3. 653.
    +1
    şeriat kızları köşeye, içi dolu karton kutuların üstüne oturmalarını ve beklemelerini söyledi. işimizin çok az kaldığını 10-15 dkye çıkacaklarını da ekledi.ben gözlerimi kızların olduğu tarafa çeviremeden öylece işime odaklanmaya çalışıyordum. kafam iş yaptığımız masanın üzerinde, suratım ve ellerim terli, kalbim küt küt atıyor. kızların oturduğu tarafı gözlerim işte olduğu için pek göremiyorum ama adım gibi eminim ki bizi izliyorlar. ellerim titriyor,her zamankinden daha hızlı yapmaya çalışıyordum. bunu kızları etkilemek için mi yoksa bi an önce bitsin bu saçmalıkda eve gideyim diye mi yapıyordum bilmiyorum.

    benim yaptığım işi ve tabancayı anlayan veya görenler az çok bilirler bu tabancanın arkasındaki delikten uzun ince bi silikon giriyor.bu silikon makinenin içinde ısınıp ucundan dışarı sıcak yapışkan bi sıvı olarak çıkıyor. işte bu arkadan soktuğumuz uzun silikonlar o gün bitmişti. işimizin bitmesine çok az kalmıştı ama silikon bittiği için gidip silikon almam gerekiyordu. bende patronu aradım ve dükkanda silikonun kalmadığını ne yapmam gerektiğini sordum. çalıştığımız apartmanın bodrum katı dahil tüm hepsi patrona aitti ve iki kat üstte kendisi yaşıyordu. bana eve çıkıp eşinden para istememi ve o parayla gidip nalburdan silikon almamı söyledi. bende kızları ve bizim iki salağı orda bırakıp silikon almaya gittim. yukarı patronun evine çıktım...
    ···
  4. 654.
    0
    523 reserved
    ···
  5. 655.
    0
    bodrum katının siyah ve pis merdivenlerinden tırmanıp apartmanın görünen yüzü olan bembeyaz tertemiz merdivenlerine ulaştım. oradan patronun evine doğru çıkan yoldaki her basamakta merdivenler biraz daha temiz görünüyordu gözüme. arkama baktığımda merdivenlerin hepsini benim ayaklarımın kirlettiğini gördüm bi ara. neyse gibtir et diyip çıktım yukarı. bodrum katının iki kat üstü aynen patronun tarif ettiği gibi bi kattı. kapının tokmağını iki kere çaldım(tak tak).sonra kapının hemen karşısında dar apartman koridorunun köşesinde asılı duran aynada kendime bakıp tipime güldüm. gülmem bittiğinde aynada kapının açıldığını fark edince hemen yüzümü kapıya doğru çevirdim.

    kapı bi kaç kilit sesinden sonra açıldı ve kapının köşesinde kafasını dışarı doğru harika bi varlık uzattı. önce açık kahverengi saçlarının en tepesi göründü.tam ortasında bembeyaz kafa derisi gözüküyordu. sonra yavaş yavaş kumral alnı ve aynı renk burnu gözüktü. küçücük,düz, ince,beyaz ve parlak bir burun. gördüğüm bu kızın sırf burnunu bile bikaç sayfa anlatabilirim burda ama uzatmıcam. sonra aynı beyaz tenkli yanaklarını gördüm üzerinde çok hafif kırmızı noktalar vardı. kız kafasını burnundan aşağısı görünmeyecek şekilde uzattığı için bu mükemmel varlığın suratını tamamen göremedim.ama sırf bu kadarı bile bana yetti.
    ···
  6. 656.
    +1
    ve gözler.. eğer dikkat ettiyseniz gözlerini anlatmadım kızın.bu gözleri anlatacak kelime bulamıyorum şu an bile. suratının beyazlığı, saçlarının düzlüğü ve hatta yanaklarının kırmızılığı kadar gerçekti bu gözler.ve siyahın en güzel tonundaydı rengi. gözleri siyah değildi yani hiçbir siyah bu kadar güzel olamazdı.bu renk sadece onun gözlerine özel bişeydi. daha önce yüzlerce gördüğüm ama ilk defa orda ne kadar güzel olduğunu fark ettiğim bi renkti. yada hiçbir yere yakışmıyor sadece ona yakışıyordu. gözlerinde yabancı birini evinin kapısında gören bir genç kızın heyecanı, ürkmüşlüğü ve merakı vardı.bu harika gözlere uyumlu bir çift kirpik ve bir çift kaş vardı suratında. saçları kahverengi olduğu halde kaşları ve kirpikleri gözleri kadar siyahtı. aramızdaki yaklaşık 2 metreye rağmen kirpiklerinin her telini fark edebiliyordum.

    normalde olsa kafamı ayaklarıma kadar indirir derdimi bi kaç kelimeyle anlatırdım.ama bu gözleri gördükten sonra gözlerimi kaçıramadım. yani sanki yıllar sürmüş gibi gözlerine öylece baktım 7-8 saniye.en sonunda ağzımdan arka arkaya sırasını karıştırmış bi halde çıkan şu cümleyi söyledim: ee.. şey ihsan abi istedi biraz para şey için.. ee.. silikon alcaktım da.. şu cümlede yerin dibine batışım hala aklımda o günkü gibi. kız ağzını görmesemde gözlerinden hafifçe gülümsedi ve kafasını hızla içeri çekip gitti...
    ···
  7. 657.
    0
    gördüğüm bu yaratık kapının arkasında kaybolurken elimi uzatım tutmak istedim bi an için.ama kız içeri girince sanki gökyüzünden dünyaya ışık hızında düşmüşüm gibi o apartmanda kendime geldim. kızın tekrar dönmesini beklerken terden sırılsıklam olmuştum. lamba ikide bir kapanıyordu ve acayip hareketler yaparak onu açık tutmaya çalışıyordum. şükürler olsun ki kız beni o hareketlerden birini yaparken görmedi.

    apartmanın sessizliğinde içerden gelen konuşmaları duydum. konuşmalardan anladığım kadarıyla kız bizim patronun kardeşi oluyormuş. patronun karısına 'yenge bi bak aşağı kattan bi çocuk geldi, abim göndermiş para istiyor.' bunu ilk duyduğumda biraz bozulmuştum ama kız güzelliğinden hiçbirşey kaybetmemişti gözümde. biraz daha bekledim ve bu sefer o çıkmadı. daha önce bi kaç kez daha gördüğüm patronun karısını karşımda görünce biraz şaşırdım ve toparlanınca elinde tuttuğu 25 tl yi alıp indim aşağıya. hızla uçarak nalburdan silikon alıp indim tekrar dükkana...
    ···
  8. 658.
    0
    542 RESS
    ···
  9. 659.
    0
    aşağı indiğimde bunlar oturmuş kızlarla konuşuyorlardı. içeri girdiğimde şeriat olan 'ben patronla konuştum biraz önce işimiz çıktı yarın devam ederiz dedim kabul etti o da' dedi.ben baya sevinmiştim tabi ama belli etmedim. sonra diğer çocuk benim kulağıma eğilip gelsene kanka biraz konuşalım dedi ve tuvaletin önüne doğru gittim bunla. orda, 'ya kanka sana bi işimiz düştü kızlar daha fazla beklemek istemiyor sıkılmışlar sen şı işleri bi paket yapsan biz biraz erken çıksak olur mu?' dedi.ben önce şaşırdım sonra da toparlayıp kafam yerde tabi siz gidin.. ee hem kızlar beklemesin ehhe.. tamam çıkın siz ben toplar çıkarım sonra... çocuk sonra baya teşekkür edip içeri geçti sonra arkasında 2 kız 1 şeriatla çıktı odadan. onlar dışarı çıkarken ben kafam yerde bekliyordum arkalarından kapıyı kapatmak için.

    dükkandan çıkarken şeriat bi ara eliyle omzuma vurdu teşekkür etme anlamında. sonra onun arkasından gelen kızlardan tayt gitmiş olanın arkasından züt cebindeki telefon takıldı gözüme.onu millet çalmıo mu lan dışarda falan diye aklımdan geçirip saçma bi şekilde bomboş dükkanda kendi kendime güldüm. sonra telefonumdan deep purple-child in time açıp yaptığımız işleri paketlemeye başladım, arada bir kafamı hortumla yıkayarak...
    ···
  10. 660.
    0
    hızlı yaz bitir artık kardeş
    ···
  11. 661.
    0
    bitir artik panpa
    ···
  12. 662.
    0
    devam panpa
    ···
  13. 663.
    0
    ulan kafanı hala yıkıyor musun sen ben de de var o alışkanlık ama senini kadar sık değil günde 2 kere benimkisi
    ···
  14. 664.
    0
    reserveeeeeeed
    ···
  15. 665.
    0
    bitirmiyceksen söyle ikide bir başlığa gelmiyim amk
    ···
  16. 666.
    0
    reserved sarrdı
    ···
  17. 667.
    0
    işleri kolilere doldururken aklımda hala üst kattaki kız vardı.o bir insansa az önce burda olan kızlar neydi veya o iki asalak neydi ? ve en önemlisi o kız insansa ben neydim ? en sonunda işleri biritip dükkanı kilitledim ve apartman girişine doğru yollandım. yine kirli merdivenlerden temiz olanlara doğru uzanıp apartman girişine ulaştım. kapıda patronun karısını gördüm. çöp atıyordu.her zamanki alışkanlığım üzere selam falan vermeden kafam yerde sessizce geçip gittim yanında. yola çıktığımda saat öğleden sonra 5-6 gibi vardı. günün geceden sonraki en sevdiğim anıdır bu saatler. güneş yeni batmıştır her yer gölge ve serindir bu saatte. küçükken hep bu saatlerde top oynardık mahallede. hele birde yağmur yağıyorsa günün bu saatleri gerçekten güzeldir.

    işte böyle bir saatte eve gittim. içeri girip evde kimsenin olmadığını fark edince osbir çekmek istedim. hatta peçeteleri bile hazırladım ama aklıma o kız gelince nedense birden soğudum osbir çekmekten ve karamsara bağladım. çıkarıp cebimden bi dal sigara yaktım ve kendimi yatağa attım kirli iş elbiselerimle. telefondan led zeppelin-stairway to heaven açıp sigaramın kırmızı yuvarlağının erimesini izledim. dumana bakarak hayaller kurdum öylece yatakta uzanıp. ayaklarımla peçeteleri eziyordum farkında olmadan.o anda osbir çekmek çok yanlış geliyordu. sanki daha 1 dakika önce masturbasyon yapmısım gibi hissediyordum. tiksiniyordum bunu yapmaktan. hele ki aklımda o melek varken bu işi yapmayı ona hakaret olarak görüyordum.bir daha ona karşı aynı duyguları hissedememekten korkuyordum belki de..
    ···
  18. 668.
    0
    bu şekilde 3-4 dal erittikten sonra yatakta öylece mal gibi uzanmaya başladım. havada kalan sigara kokusundan rahatsız oldum ve kalkıp camı açtım. içeri biraz hava girince kendime gelmiştim biraz. vücudumu bastıran uyku geçip gitmişti havayla birlikte.bu şekil yarım saat kadar mal gibi takılınca kapı açıldı birden.ben etrafta duman var mı diye öylece yattığım yerden kontrol ettim.ama camı açtığım için hava temizdi odada. ardından kalkıp son derece soğukkanlı bir şekilde kül tabağındaki izmaritleri ve külleri camdan aşağı döktüm. kül tabağını da bilgisayar masasının üstüne koyup kimin geldiğine bakmaya gittim.

    kapıdan kardeşim girmiş ve arkasında da arkadaşım ali duruyordu. kardeşim apartman girişinde görmüş onu. benim adımı verip sorunca kardeşimde yukarı getirmiş. aliyi içeri davet ettim ama gelmedi. dışarı çağırıyormuş beni o yüzden gelmiş. tamam diyip eskimiş mavi-beyaz oldukça bol tişörtümle ve gri renkli uzun paçalı eski pijamamla çıktım dışarı. kapının önünde kalın botlarımı ayağıma geçirip indim alinin arkasından merdivenlerden aşağıya.2 dakika sonra dışardaydık. hava hala aynı güzelliğindeydi. ekgib olan tek şey yağmurdu. geçmişte yaptığım gibi bencilce davranıp sokaktaki insanları umursamadan yağmur istiyordum. allah ım lütfen diyordum, lütfen bu sıcak, sıkılmış,aciz, kırmızı yaratığa biraz yağmur. lütfen..
    ···
  19. 669.
    0
    aliyle yolda uzun uzun konuşup parlak bi istikbal mağazasının geniş camdan vitrinin önüne geldik kapranlık havada. karanlığı bölen tek ışık bu geniş cam duvardan dışarı gelen ışıklardı. sırtımızı bu parlak ışıklı cama yasladık ve tam karşımızdaki otobandan hızla geçen arabaları izlemeye koyulduk. önümüzde genişçe kırmızı bir kaldırım, kaldırımın bittiği yerde başlayan 4 şeritli otoban vardı. üzerinden hızla arabalar geçiyordu. kırmızı,siyah, yeşil arabalar. bazıları lüks bazıları külüstürdü bu arabaların.bir çoğu ise kamyon. burda aliyle hiç unutmadığım şu diyalogu konuştuk.

    ali: sen bencil misin ?,yani normal hayatta bencil misindir?
    ben: bencil değilim ama öyle tanınıyorum. yani ailem beni bencil biri olarak tanır.
    ali: peki şuan burda birileri bize saldırsa ne yaparsın. yani barışçıl yollarla çözüm mü ararsın yoksa benim yanımda dövüşür müsün?
    ben: ne demek lan dövüşür müsün? bu soruya cevap vermem biliyorsun zaten sen cevabı.
    ali: sessizce gülücük.

    sonra uzun bir süre öylece yolu izledik mal gibi. geçen arabaları sayıyorduk ikimizde içimizden.ama hiç konuşmuyorduk. kırmızı, beyaz,gri, siyah..bu şekilde ne kadar bekledik bilmiyorum ama baya uzundu..
    ···
  20. 670.
    0
    yaklaşık 30 dakikalık bi sessizlikten sonra önümüzdeki geniş kırmızı kaldırımdan bi simitçi geçiyordu arabasıyla. içinde satamadığı sabahtan kalan bayat simitleri vardı. belki de evde bunları yiyeceklerdi çocuklarıyla. simitçiyle parlak ışığın arasında durmuş iki et parçasıydık o anda biz. simitçi ise bizle karanlık otoban arasındaki bir duvardı. arabasını biraz hızlı sürmeye çalışıyordu simitçi. üzerinde pembe beyaz büyük kareli gömlek vardı. göleğinin sol süt cebinde markasını göremediğim bir paket sigara seçiliyordu. altında krem rengi kirli bi pantolon ayağında ise beyaz 4 mavi çizgili bi ayakkabı vardı.bu da oldukça eski görünüyordu karanlıkta. suratının siyahlığı doğulu olduğunu belirtiyordu açıkça. sakalları sık ve uzundu. alnı ter içinde kalmış suratı yorgunluğun her türlü belirtisini gösteriyordu.bu simitçi bana 9 parmaklı o kadını hatırlattı yine.o kadını hatırlayınca birden bi üşüme hissi bastı beni ve simitçinin arabasıyla birlikte yere düşmesiyle kendime geldim.

    arabasının kaldırım üzerindeki ufak bi taşa takıldığını görüyordum araba daha havadayken. yavaşça yere düşüyordu.o anda simitçinin çıkardığı garip korku sesi baya ilginç gelmişti bana. hemen kendini yere atıp simitleri toplamaya garip sesler çıkarmaya devam etti. alnındaki ter damlaları damlıyordu kaldırıma. suratındaki yorgunluk belirtileri geri plana çekilmiş, yüzünün her milimetresini korku ve telaş duygusu kaplamıştı.bir yandan simitlerini topluyor bir yandan küfürler ediyordu türkçe ve kürtçe. diller arası geçişleri çok iyiydi. hatta bir cümlede 2 dili birden kullandığı bile oluyordu. dilleri ne kadar farklı olsada küfürlerin samimiyeti, duygusu,anlamı ve derinliği aynıydı.her yerden anlaşılıyordu bu küfürlerin hissettirdikleri...
    ···