-
501.
0yaz be oğlum
-
502.
+2tekrar yerime döndüğümde üşümem gerekirdi belki ama nedense mutluluk duyuyordum sadece. biraz olsun sevinmişleridir belki. onun mutluluğu vardı üzerimde. işte bu durumdan sonra ne tak yicem diye düşündüm kendi kendime. üzerimde sadece kazak ve okul elbiselerim vardı.ve yağmur hiç duracakmış gibi gözkmüyordu.ben de düşünmeye başladım. sürekli kütüphaneye veya okula giderken yağmur yağsın isterdim. güneşten nefret eder havanın sürekli gri bi renkte kalmasını isterdim. hatta küçüklükten beri alaskaya taşınma orada yaşama hayali kurardım. neyse konu o değil konu benim o bankta ne kadar bencil biri olduğumu anlamam. işte bu suriyeliler sadece kendimi düşünen bencil bi ipne olduğumu anlamamı sağladı. yani dışarda bunlar gibi yüzlerce binlerce insan vardı ve ben kütüphaneye giderken yolda geçireceğim 1 saatte yağmur altında yürümek istiyordum istiyordum. şimdi bende sokaktayım, yağmur yağıyor ve köpek gibi titreyeceğim anı bekliyorum. yağmur dursun diye dualar ediyorum.
kendi bencilliğimi yüzüme vurarken aklımı kurcalayan bi yere sığınma isteğiydi. kesin kararlıydım o eve en azından bir iki gün dönmeyecektim. gerekirse yağmur altında sabaha kadar otururum ama o eve bu gece dönmezdim. nereye gideceğimi kara kara düşünürken aklıma mehmet geldi. sonuçta 8-9 yıllık bi geçmişimiz var. beni sokakta bırakmaz herhalde diye düşündüm. mehmetin evine doğru yürüdüm yağmur altında. kütüphane yolunda yağmuru bekleyen o küçük çocuk yoktu artık. yağmurun durması için dua eden yetişkin biri vardı. tüm gururumu ayaklar altına serip çaldım mehmetin evinin kapısını. -
503.
0reserved
-
504.
+1asansörle çıktığım 4. katta koridorun en sonunda sağdaki evin zilini çalıyorum.1 dakika sonra bir daha çalıyorum.25 li yaşlarda bi adam çıkıyor. mehmeti soruyorum ona.1 dk diyip gidip çağırıyor kardeşini. mehmet gelince biraz konuşalım mı panpa gibisinden cıvık bi cümle söylüyorum.ben beni içeri davet etmesini beklerken tamam bekle geliyorum ben diyor. kapıyı kapatıyor ardından ve ben yine bi koridorda önce sessizliğe, sonra bi tık sesiyle karanlığa kavuşuyorum. kendi nefen sesimle avutuyorum kendimi. botlarımla yavaş yavaş adımlar atarak bozuyorum sessiziği. bedenim ise beni karanlıktan kurtarıyor.
bu durum 5 dakika kadar sürdü. ışık kapandı ben hareket ettim. ışık kapandı ben hareket ettim. tekrar kapandı ben tekrar hareket ettim, açılmadı daha büyük hareket ettim. kendi kendine güldüğüm bu beş dakika bekleyişten sonra karanlığa denk gelen bi anda kapı açıldı. mehmet çıktı kapıdan dışarı ve birlikle apartman girişine indir. üstü kapalı girişin merdivenlerine oturduk ve ne söylemek istediğimi sordu.
hava soğuk,ben terliyorum. utana sıkıla bişeyler anlatmaya çalışıyorum mehmete. anlıyormu suratının ifadesinden kestirmeye çalışıyorum.ama genel olarak suratım yere düşen yağmur damlalarında. suratının her milimetresinde buram buram acıma duygusu var. açıkça belli bu.konuşmam bittiğinde evde yaşadıklarım, parktaki suriyeliler, annemin söyledikleri hepsini anlatmış oluyorum mehmet e.yağmur damlaları olmasa konuşmam bittikten sonra her yer susmuş olucak gibi sanki. sanki dünyada o an sadece yağmur damlaları ve sert kaldırım zemin konuşuyor. tıpkı ben ve mehmet gibi. kendimi yağmur mehmeti de kaldırım olarak görüyorum konuşmamın bittiği o kısa anda.her türlü düşünce geçiyor kadamdan.it gibi korkuyorum vericeği cevaptan.ve nihayet evde kalamayacağımı söylüyor ardına gereksiz bi yığın bahane ekleyerek... -
505.
0Anasini gibeyim o mehmetin ben boyle pic arkadasim olacagina yalniz geberirim daha iyi
-
506.
0Basarili panpa devam takipteyim
-
507.
0sayfa 8 rezerved
-
508.
0dıbınakoyum mehmet of
-
509.
0Reserved
-
510.
0kulaklarım sadece evde kalamayacağım kısmını duyuyor mehmetin dizdiği upuzun cümlelerin. karşısında durup dinlemeye devam ediyorum ama dinlemiyorum.ilk cümlesinden sonrasını duymuyor kulaklarım, kapatıyor kapıları. sanki zaman daha yavaş akıyormuş gibi mal mal suratına bakıyorum en az 30 saat kadar.en sonunda önemli olmadığını, fazla kafasına takmamasını ve kalıcak bi yer mutlaka bulacağımı hatta akrabalara gideceğimi söylüyorum sanki onun çokta gibindeymiş gibi. uzun bi şekilde kekeleyerek saçmaladıktan sonra koşar adım kaldığım yerden ısılanmaya devam ederek yürüyorum. sizinde tahmin edeceğiniz gibi önümde sadece bir seçenek kalmıştı o da alinin evine gitmekti. gururumu ikinci kez ve bu sefer daha da şiddetli ayaklar altına almaya hazırlanıyordum.
tekrar aynı parktan geçtim. sonra kütüphane dönüşünde aliyi bıraktığım apartmanının önüne geldim. yağmur biraz durmuştu ve havada güneş kendini belli etmişti yavaş yavaş. uzun ve ıslak saçlarımı yana yatırdım. gururumu yerinden söküp üstüne basarak apartman kapısının yanındaki zillerden alinin soyadının yazdığı zile bastım.bu sürede etrafımı iyice inceleme fırsatı buldum. apartmanın tam karşısında kaldırımın üstünde üst üste dizilmiş pazar tezgahları ve yerlerdeki işaretlerden bu sokağın bi pazar sokağı olduğunu anladım. mahallenin sol kısmında yol çalışması yapılıyordu ve sokak baya gürültülüydü. ordaki iş araçlarını izleyen çocuklar ve camdan izleyen kadınlar vardı. sokağın sağında ise bi grup çocuk yağmurun durmasını fırsat bilip top oynamaya hazırlanıyordu. aparman girişinin yanında bi bakkal vardı.
tüm bunları görücek kadar sokağı inceledikten sonra apartman kapısının yanındaki zillerden bi ses duydum.'kim o'.birden duyduğum bu sesle şaşırıp alinin evle olup olmadığını sordum. ardından sen kesildi ve siyah aparman kapısı kalın bi ses çıkararark açıldı.. -
511.
0reserved
-
512.
0reserve
-
513.
+21 saat içerisinde içinden geçtiğim ikinci apartman bu.bi önceki apartman bundan kat kat daha modern bi yerdi. asansörler köşe başlarında çiçekler, kameralar falan vardı.ama alinin oturduğu bu apartman tamamen bi mahalle apartmanıydı. içerde beni ilk karşılayan şey merdivenlere serili olan halı oluyor. merdiven boyunca yukarı doğru uzanan cami halısını andıran mavi-kırmızı bi halı. hemen girişte bi daire var. dairenim önü ayakkabı dolu. neyse deyip devam ediyorum yoluma. arkamdan kapıyı kapatıp ayakkabılarımı çıkarıyorum. canım botlarım iyice ıslanmış. paçalarım dizlerime kadar sırılsıklam. utanıyorum biraz. sonra paçamı bi el kıvırıp ayakkabılerım elimde ıslak çoraplarla halıyı ıslatmamak için halının en kenarlarına basıp yukarı çıkıyorum. duvarlar gri-sarı karışımı üzerinde ufak çakıltaşları olan bi apartman bu.yukarı çıkmaya devam ediyorum.2. katta açık bi kapı karşılıyor beni. zaten apartman küçük olduğundan her katta bi daire var. sonuna kadar açık tahta kapının önünde beni karşılayan ali oluyor.
hayırdır k.larsen bişey mi oldu diye soru yağmuruna tutarken bi yandan da eliyle içeriyi gösteriyor ve cümle arasına geç içeri geç kelimesini sıkıştırıyor. yıllardır duyduğum en iyi kelimeler bunlar. şuan bile aklım. artık yorgunluktan bitkin bi halde şu cümleyi duyduğum için tanrıya şükürler ederek ayakkabımı kapının girişine bırakıyorum. biraz da olsa rahatlayarak ıslak siyah çoraplarımla içeri giriyorum.. -
514.
+18 yıllık arkadaşım mehmetin yaptığından sonra daha tanışalı 3 ay olan siirtli ali beni direk içeri almıştı. önce pembe renkli duvarları olan ufak bi odaya buyur etti beni. karşılıklı 2 kahverenki koltuktan birinin en köşesine oturdum. derin bi oh çektim ve arkama yaslanım biraz bu şekilde oturdum.ali sen otur geliyorum ben şimdi diyip odadan çıktı.ben odayı inceledim biraz. hemen solumda beyaz kalın eski bi monitör vardı. karışık bir dizi kablo ve altta ufak bi siyah bilgisayar kasası. bilgisayarın arkasında okuma kitapları var.bu kitapların bi raf üstünde de okul defterleri ve kitapları. bilgisayarın arkasında ufak yavarlak bi masa dikkatimi çekiyor sonra. üstünde beyaz pembe ince bi örtü var. üzerine karışık şekilde test kitapları dizilmiş.
5 dakika sonra odaya 40-45 yaşlarında bi kadınla geliyor odaya ali. kadın pembe boğazlı bi badi giymiş, kafasında beyaz bi başörtü var.gri rengi çiçek desenli bir de eteği bar üzerinde. eteği belinin yukarısına kadar çekmiş biraz kilolu bi abla bu.bu kadını görünce aklıma ilk gelen şey elifin apartmanının önünde gördüğüm o temizlikçi kadın oluyor.o günden sonra unutamadığım o kadına ne kadar da benziyor.tip olarak olmasa da gülüşü, elleri ve ses tonu bana o kadını karşımda görüyormusum izlenimi yarattı. kadın hoş geldin dedikten sonra birazdaha bişeyler söyledi onu hatırlamıyorum, dolayısıyla benim ona ne cevap verdiğimi de hatırlamıyorum. neyse o önemli deil zaten.
kadın odadan çıktıktan sonra karşımdaki koltuğa ali oturdu. kahverengi çizgili bi kazak vardı üstünde. benim koyu lacivert kazağımdan daha kalında ve tabiki çok çok daha kuru.ali neler olduğunu anlatmamı söyledi meraklı bi şekilde.o an yaptığım ilk şey ellerimi gözlerime zütürüp yaklaşık bi 5 dakika bu şekilde gözlerim kapalı durmamdu. aliyi göremiyordum, kimseyi göremiyordum sadece odadaki sessizliği duyuyordum.5 dakika o şekilde durdum ve ali tek kelime edip beni o an rahatsız etmedi. işte o zaman bu çocuğa kat kat bi sevgi duydum.. -
515.
0reserved
-
516.
0okumadım
-
517.
+2aliye kendime gelince uzun uzun anlatmadım her şeyi. sadece başlıca olayı ve mehmet tarafından reddedilmemi anlattım. derince bi öfff çektim ve en sonunda da ailen için de bi sorun olmayacaksa bi kaç gece burda kalsam olur mu diye sordum yine ellerim gözlerimde.. daha ben lafımı bitirmeden tabi tabi kalırsın olum. sorun olmaz.biz evimize gelen kimseyi sokağa salmayız dedi.bu cümlesinden sonra hafifçe gözlerim doldu. ellerim hala gözlerimde olduğu için ona belli etmemeye çabaladım ve ellerimi çekmedim suratımdan. sonra ali kalkıp odanın kapısını kapattı, gelip yanıma oturdu ve üzülme sen daha senden öğreneceğim çok şey var dedi. ardından ağzından çıkan ve duyduğum en güzel laflardan birini daha söyledi 'yorgunsundur sen uyu biraz ben içerdeyim'
ellerimi gözlerimden çekmeden tamam dedim.tam çıkmak üzereyken ha bu arada çok saol kardeşim dedim duyulur duyulmaz bi sesle. sonra kapı kapandı ve ben yine sessizliğe daldım. zaten köşesinde oturduğum koltuğa ıslak ayaklarımı da iyice uzattım ve kafamın altına ufak bi yastık alıp biraz sert olan bu koltukta öylece uzandım biraz. sonra aklıma annem geldi. acaba aramış mıdır diye bi telefonumu kontrol ettim. evden çıktıktan 30 dakika sonra gelen bi mesaj vardı telefonumda. annemden gelmiş. nerdesin çabuk eve gel yazıyor.ben eski ben olsaydım doğrudan zütü tutuşmuş bi vaziyetten eve giderdim koşarak.ama bu mesajı okuyup güleceğim hiç gelmezdi aklıma. içeri ses gitmesin diye sessizce uzun uzun güldüm. sinirlerim bozulmuştu. sonra telefonu koltuğun önüne halının üzerine bıraktım ve çook derin bi uykuya daldım... -
518.
0edit:bu gecelik bu kadar beyler. yarın devam edicem. herkese iyi geceler.
-
519.
0reserved
-
520.
0erasdre
-
ankarada incel dehşeti 8 ölü 22 yaralı
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 18 12 2024
-
dalga gecmek ayri adam gece gunduz
-
bakirliği savunacağız
-
patlak kadinla evlenenler liste
-
bu saate 27 tane mal burda bravo
-
ben iyice merhamet özelliklerimi kaybettim
-
genç yaşta vefat eden ferre yıldızları
-
incici profil resimleri
-
nasılsınızzzzzzmmwmama
-
pgibolojisi bozuk huur evladi
-
annesi ciksi olanlar tam liste
-
sabahtan beri kahve çay ne varsa içiyorum
-
kafaya sıkmak için en güzel yer
-
demir perde zamanı gezilebilecek ülkeleri
-
beyler adamlar bir çeşit kuş türü
-
boskumbara
-
puantiyeli kuku online olmuş lan
-
soltasakgiberten
-
herifin attığı linkte russ beauties yazıyor
-
yazar maaşları yatmamış
-
ıyce evden cikmiyan biri oldum
-
bazilari icin savas hic bitmemis
-
amımı arıyorum
-
edit islerini ogrenince ferre izlemek
-
beyler columbia dan mont aldım
-
ferrem çıktııııııı
-
khabib e balon demek eşittir
-
sicarken züt deliğinden içeri sinek kaçması
- / 1