geçen hafta kız arkadaşımı kaybettim beyler

babamı aldık sonra, eve zütürdük. iyiydi. kızı aradım hemen. bu akşam gelemeyeceğim ama sabah ordayım, söz dedim. uyudun mu dedim, uyuyordum hayatım dedi. ben de tamam güzelce uyu, seni seviyorum dedim, kapattım. babamın başını beklemeye başladım. saat ikiydi en son hatırladığım. sonra uyumuşum işte. sabahı ettik kazasız belasız. uyandım. peder daha kalkmamıştı.

bir baktım telefona, 15-20 tane cevapsız arama kızdan. bir de mesaj atmış saat sabah 7de, kendimi iyi hissetmiyorum, nolur gel diye. saat de 9 buçuk. hemen atladım taksiye evine gittim. kapıyı açtı. iyi görünüyordu düne göre. neden iyi hissetmiyorum dedi bilmiyorum. hemen atladı boynuma. sarıldı uzunca. sonra içeri geçtik.

ailesinin odasına geçmiş ordaki büyük yatakta uyumuş. sen de gel dedi. neyse hadi geçtim ben de yanına. isteğim dışında, öpüşmeye başladık. "aşkım keşke hep birlikte olabilseydik" dedi. ben de iyi haline güvenip, "olacağız zaten, saçmalama artık" dedim. sonra dudaklarını büzdü. tamam gel buraya dedim, öptüm yanaklarından. sarıldım ben de ona. öyle bir süre sessiz kaldık. ben de kokmaya başlamışım artık, aynı kıyafetleyim iki gündür. aldım kokuyu, sonra kız da aldı galiba, "beraber duşa girelim mi" dedi gülümseyerek. ben de rezil olunca girdim tabi. bizim öyle huyumuz yoktu beyler, öyle şeyler yapmaya kalkmadım hiç kız arkadaşıma, öyle bir yavşak değilim. güzelce duş aldık, sonra çıktık. babasının bornozunu aldım. kurulandık falan. giyindik.

öğlen oldu saat. kıza kahvaltı ettin mi demek yeni aklıma geliyor. etmemiş. evde bir şey yok tabi. yine pizza söylememek için hemen aşağıdaki süpermarkete indim bir şeyler alayım diye. zeytin, peynir falan aldım, o sırada telefon çaldı, annem arıyor, "baban kalp krizi geçirdi koş." ben afalladım. hemen yukarı çıkardım kıza, babam kalp krizi geçirmiş, bunları ye hemen, seni çok seviyorum sevgilim dedim. öptüm dudağından. kız nolmuş demeye kalmadan çıktım. kızın yüzünde biraz kötü bir ifade sezmiştim yine ama vakit yoktu.

indim, normalde bir sürü taksici olur. bir tane bile huur çocuğu taksici yoktu. koşmaya başladım hemen. en sonunda bir taksi gördüm, atladım hemen. hastaneye gittim. yoğun bakıma almışlar, hayati tehlikesi yok falan dediler. ben rahatladım. ayrılamıyoruz da başından. bekledik saatlerce pederi görmek için. doktorlar bir gelip bir gidiyor. 5-6 saat geçti aradan. en sonunda görebilirsiniz dedi doktor. girdik gördük işte. benim o sırada kız aklımdan uçup gitmişti.

telefonu da valideye vermiştim, çalarsa haber ver diye. duymamış kadıncağız. bir sürü cevapsız arama yine kızdan. mesajlar da atmış. en son mesajı şu: "hala ulaşamıyorum sana, nolursun haber ver"

benim kafa gitti iyice. babam iyi mi diye sordum doktora yakalayıp. iyi iyi merak etmeyin, bir iki gün içinde taburcu ederiz dedi. ben hemen fırladım hastaneden sonra.

kızı aradım ilk sefer çaldı telefon açmadı. sonra bir kez daha aradım, bu sefer kapanmıştı telefon. şarjı falan bitti herhalde diye düşündüm. evine doğru gidiyordum. taksiye binecektim yine. telefonum çaldı.

arkadan cızırtılı sesler falan geliyordu. kart bir ses, "cansu ... 'nin erkek arkadaşı mısınız diye sordu?" evet, siz kimsiniz dedim. "ailesine ulaşamadık, sizinle irtibat kurmak zorunda kaldık." dedi. ben de rehberinde aşkım diye kayıtlıyım oradan anlamışlar sanırım. "cansu hanım trafik kazası geçirdi, ... caddesi'ne gelirseniz iyi olur," dedi herif. ben beynimden vurulmuşa döndüm. cadde, bizim evin bir sokak arkasında. hastaneye de çok yakın. hemen caddeye koştum.

bir şahin araba, ön plaka yerde, önünde de gazete kağıdı örtülmüş bir kız. yere yığıldım direk. gıkım çıkmıyor. gözümü açtığımda evdeydim. o günden beridir de her gün saatlerce durmadan ağlıyorum. hayatımın anldıbını benim evime gelirken kaybettim işte beyler. diyeceğim şudur ki eğer birini çok severseniz, onu elde edin. ve daima onun sözünden çıkmayın, ne isterse yapın. bir an bile yalnız kalmasına izin vermeyin. tek bir saniye bile kötü hissederse onu mutlu hale getirmek için her şeyi yapın. büyük vicdan azabı çekiyorum. bugün bilgisayarı bile zar zor ilk kez açtım. eğer her şeyin bir anda anlamsızlaşmasını istemiyorsanız her zaman sevdiğinizin yanında olun. o da sizi sevse de sevmese de... gece gece dinlediniz beyler, içimi dökmeme yardımcı oldunuz, hepinize teşekkür ederim, sağlıcakla kalın. merak eden olur belki, babam sağlam durumda, bir şeyi yok. herkese iyi geceler...

hepinize teşekkür ederim beyler, sağ olun. napalım, olacakla öleceğin önüne geçilmiyor. siz sözümü dikkat alın da aynı şeyi yaşamayın.

hala bilmem ne yapmaktan bahseden var. yazık size. bir insan eğer bir kıza aşıksa, o kıza dokunmaya bile kıyamaz. gerçekten aşık olan insan bilir. o benim her şeyimdi. karım olacak kişiydi. olmadı. bir gün bile beni kırmamıştı. istediğimiz her şeyi yapardık. ama o işi istemiyorduk işte. içimden gelmiyordu bile. hala bir insanın sevgisini cinsel arzusuyla yargılayanlar varsa onlara tek sözüm aynı acıyı onların da tatmasıdır. daha fazla konuşmak istemiyorum beyler, tekrar kötü oldum, hepinize iyi geceler, tekrar sağ olun. kendinize ve sevdiklerinize iyi bakın.