1. 51.
    0
    titriyere sıçtım amk bune
    ···
  2. 52.
    0
    ayşegül piknikte değil mi bu
    ···
  3. 53.
    0
    düşman gemilerindeki mallar, oruç reis'in teknelerine aktarıldı. tekneler o derece doldu ki, kaplumbağaya döndü; kımıldamaya iktidar yoktu. şenlik içinde midilli'ye geldiler. ben hızır hayreddin, ağam i̇shak'la beraber, karındaşımız oruç reis'i limanda karşıladık. bütün hısım ve akrabamız bizimle beraberdi. öpüşüp kucaklaştık. oruç reis, midilli'den çıkalı yıllar olmuştu. bu kadar zamandan beri birbirimize hasret çekerdik. oruç reis, midilli'den i̇zmir'e gitmeye, velinimeti sultan korkut ve karındaşlığı piyale bey'le görüşmeye karar verdi. fakat tam bu sırada midilli'ye bir haber erişti : sultan selim han hazretleri tahta oturmuş. karındaşı sultan korkut'la hasım olmuş. sultan korkut ziyadesiyle korkup kaçmış. oruç bey bu haberi alınca pek üzüldü. büyük karındaşı i̇shak reis, ağam oruç'a dedi ki : "var imdi buralarda durma. bu kışı i̇skenderiye'de kışla. bakalım ne ola? elindeki tekne sultan korkut'un ihsanıdır. ola ki sana zarar erişe." - gazavat-ı hayrettin
    ···
  4. 54.
    0
    Derhal istanbul Tersanesi'ne koştum. Devletin birçok liman şehrinde tersanesi vardı. Ama büyüğü, Haliç üzerindeki tersaneydi. Bu tersanenin dünyada eşi yoktu. Hiç bir tersane burası kadar gemi kızaklayamaz, işçi çalıştıramazdı. Akla gelebilecek her türlü sanat erbabı mevcuttu. işçilerin çoğu Hristiyan esirlerdi. Ama bedava değil, ücretle çalıştırılırlardı. Ücretlerini biriktirenler değerlerini öderler, hür olur, memleketlerine dönerlerdi. Ustaların ve mühendislerin hepsi Türk'tü. Tersanede çalışanların sayısı 20000'den az değildi. Murad edilse, bir yıl içinde, Venedik donanmasının bir eşini inşa etmek ve donatmak mümkündü. Gerçi istanbul Tersanesi'nin şöhreti dünyayı tutmuştur. Venedik kafiri bile, hakanımızla sulh içinde olduğu demlerde bu tersaneye kadırga ısmarlardı. Ancak gözle görüp içine girmedikçe, azametinin derecesini takdir edememiştim. Böyle bir tersane, bu kadar zengin bir devletle her şey yapmak ve Tanrı'nın izniyle başarmak mümkündü
    ···
  5. 55.
    0
    Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, Midilli'yi kafirlerin elinden fethedince, adaya Türkler'in yerleşmesini buyurdu. ilk yerleşenler arasında babam da vardı. Babam Yakub Ağa, bir sipahinin oğlu idi, kendisi de sipahi idi. Selanik civarında Vardar Yenicesi'nde tımarı vardı. Midilli'ye yerleşince, Şevketlü Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri'nin emriyle kendisine adada bir tımar verildi. Bu suretle yeni dirliğine kavuşan babam, ada halkından bir kızla evlendi. Babam, yakışıklı bir yiğitti. Anam ona dört oğul doğurdu. ishak, dört oğulun ulusu idi. Sonra ağam Oruç, sonra ben Hızır, sonra ilyas doğdular. Cenab-ı Hak her birimize uzun ömürler, nice cengler ve zaferler ihsan buyurdu
    ···
  6. 56.
    0
    o kışı gene tunus’ta geçirdik. bahar gelince sefere çıktık. 13 günde mora’da anapoli limanı açıklarına geldik. i̇spanya’ya gider büyük bir kafir teknesine rasladık. i̇çinde 3-4 yüz cenkçi vardı. altın işlemeli sancaklarımızı çekip toplarımızı ateşledik. yedi defa düşman teknesine yanaşmak istedik. yedincisinde yanaştık. azim cenk oldu. fakat kafir teknesini zaptettik. 150 yoldaşımız şehit oldu. 86 levend yara aldı. öğrendik ki, kafir teknesinde 525 kişi varmış. bunlar’ın 183’ünü esir aldık. gerisi ölmüştü. i̇çlerinde i̇spanya’da büyük bir memleketin valisi de vardı. bir gemi daha zaptedip tunus’a geldik. ağam oruç yaralanmıştı. tunus’ta tedavi gördü, dinlendi. ganimet malımız arasında 70-80 papağan ve 20 doğan kuşu vardı. bunları tunus sultanı’na verdik. bu seferden sonra namımız bütün kafir memleketlerine yayı
    ···
  7. 57.
    0
    Midilli'ye çok tekneler gelirdi. Kaptanlar, küreğe koymak için esir ararlardı. Bir gün kaptanlara dedimki : "Benim 827 adet fazla forsam vardır, size satayım." Bu suretle kafirleri Osmanlı tüccar kaptanlara sattım. Bazılarını 500 altına, bazılarını 300'e, bazılarını daha az akçeye verdim. Sattığım esirlerin vergisini ödedim. Liman reisinin hakkını gönderdim. islam evkafına bağışta bulundum. Bu suretle aldığım akçanın yarısı gitti. Öbür yarısını ağam Oruç'la böluştük. Ancak para tutmasını sevmezdik. Cümle kazancımızı teknelerimizi daha iyi donatmak için harcadık. Gerisini levendlerimize bölüştürdük. Her levende 90 altın, reislere 195 altın düştü.
    ···
  8. 58.
    0
    rizörvd
    ···
  9. 59.
    0
    düşman gemilerindeki mallar, oruç reis'in teknelerine aktarıldı. tekneler o derece doldu ki, kaplumbağaya döndü; kımıldamaya iktidar yoktu. şenlik içinde midilli'ye geldiler. ben hızır hayreddin, ağam i̇shak'la beraber, karındaşımız oruç reis'i limanda karşıladık. bütün hısım ve akrabamız bizimle beraberdi. öpüşüp kucaklaştık. oruç reis, midilli'den çıkalı yıllar olmuştu. bu kadar zamandan beri birbirimize hasret çekerdik. oruç reis, midilli'den i̇zmir'e gitmeye, velinimeti sultan korkut ve karındaşlığı piyale bey'le görüşmeye karar verdi. fakat tam bu sırada midilli'ye bir haber erişti : sultan selim han hazretleri tahta oturmuş. karındaşı sultan korkut'la hasım olmuş. sultan korkut ziyadesiyle korkup kaçmış. oruç bey bu haberi alınca pek üzüldü. büyük karındaşı i̇shak reis, ağam oruç'a dedi ki : "var imdi buralarda durma. bu kışı i̇skenderiye'de kışla. bakalım ne ola? elindeki tekne sultan korkut'un ihsanıdır. ola ki sana zarar erişe."
    ···
  10. 60.
    0
    Sultan Selim Han tahta oturunca, karındaşı Sultan Korkutla aralarında ihtilaf çıktı. Sultan Selim, karındaşının üzerine asker gönderdi. Aramadık yer komadı, fakat Sultan Korkut'u bulamadı. Ol zaman kapdanpaşa, iskender Paşa idi. Gayetle zalim bir adamdı. Akdeniz'e çıkıp derya üzre iki kürekli bir kayık gezdirmezdi. "Sultan Korkut'un adamıdır" diye kaptanlara çok zulümler eyledi. Ben bunları işitince, Midilli'den ayrılmaya karar verdim. Bir tekneye buğday yükleyip alelacele Şam Trablusu'na gittim. Buğdayı siyah arpa ile değiştirip Preveze'ye geldim. Burada arpamı sattım. At, kısrak ve katır satın aldım. Preveze'nin karşısında Ayamavri adasına demir attım. Limanda yatar 24 oturak güzel bir gemi gördüm. Hayran oldum. Sorup öğrendim. Fettah Kapdan nam bir Türk'ün teknesiymiş. Fettah Kapdan yakınlarda ölmüş. Varisleri, gemi satılsın diye buraya göndermişler. Bu teknenin aşık-ı şeydası olmuştum. Ne isterlerse verecektim. Nihayet 6 kese akçaya uyuştum. Gemiyi satın aldım. Sandım ki dünyalar benim oldu! Yeni tekneme bindim. Diğer gemilerimi de aldım. Akdeniz'i kuzeyden güneye baştan başa geçtim. Cerbe adasına geldim. Ağam Oruç'la buluştum
    ···
  11. 61.
    0
    kim la bu gavat
    ···
  12. 62.
    0
    prezerved
    ···
  13. 63.
    0
    huu huuu hu
    ···
  14. 64.
    0
    levendler yemek, içmek için ceplerinden harcamazlardı. her teknenin kazanı kaynardı. haftada iki kere et verilirdi. ancak levendler çok kere kendi ceplerinden yer, teknede pişen yemeğe iltifat etmezlerdi. levendlere kış için sılalarına gitmeye izin verdim. anadolu'nun ve rumeli'nin yakın yerlerinde olanlar gittiler. uzak sılası olanlar bizimle midilli'de kışladılar. bu kış içinde midilli tersanesine üç gemi ısmarladım. biri 25 oturak, diğer ikisi 24 oturak olacaktı. bu suretle ol baharda 10 pare teknemiz oldu. yeni teknelerden birine ben, diğerine ağam oruç reis bindi. yeni gemilerimizi de allah'ın inayetiyle gayetle güzel donattık. bahar yaklaşırken anadolu'dan ve rumeli'nden şanımızı ve şöhretimizi işiten dilaver yiğitler fevc fevc midilli'ye gelmeye başladılar. levend yazılmak için rica ve niyaz ederlerdi. gözümüzün tuttuğu denizci yiğitleri aldık. ağamız i̇shak'ın elini öptük. akraba ve ehibbamızla vedalaştık. deryaya açtık. mübarek bir mevsimdi. -
    ···
  15. 65.
    0
    hata: Deli Mehmed'in şevkini kırmamak için izin verdim. Fakat onun teknesi, düşmanın teknesinin yanında fındık kabuğu gibi kalıyordu. Biz de Mehmed'in arkasına takıldık. Düşman teknesine yanaştık. içinde bir tek can yoktu. Meğer uzaktan bizim gemilerimizi görmüş, sandallarına binip kaçmışlar. Tekneye çıktık. Ağzına kadar buğday yüklüydü. Deli Mehmed'i selamladık : "Gazan mübarek ola," dedik. Ertesi sabah iki gemi daha zaptettik. Birinde bal, zeytin, peynir vardı. Diğeri bir Ceneviz teknesiydi. Demir yüklüydü. Dağ gibi ganimetle top, tüfek atarak Tunus'a geldik. Cümle gaziler doyum oldular. Sultan'ın hissesini ayırdık. Fakir fukaraya da çok mal sadaka ettik. Çok dualar aldık. - gazavat-ı hayrettin paşa
    ···
  16. 66.
    0
    hasan, casuslarını şövalye kılığına bürüyüp, düşman çadırlarına kadar sokmuştu. bizim leventler içinde i̇spanyolca'yı ve başka kafir dillerini ana dili gibi konuşanlar çoktu. hatta içlerinde on yıldan fazla i̇spanyol gemilerinde forsalık yapmış olanlar vardı. bunlar vaziyeti hemen hasan'a bildirdiler. oğulluğum, anladı ki, birşeyler yapılabilirse, bu gece yapılacaktır. yoksa yarın sabah, iş yaman olur. leventlerini ve gönüllülerini dağ yolundan geçirtip kafir ordugahının arkasına düştü. ay, bulutların ardına gizlenmişti. gece kapkaranlıktı. yağmur başladı ve gittikçe şiddetlendi ve testiden boşalır gibi yağmaya başladı. nihayet hava fırtınaya çevirdi. bütün bu alametler, cenab-ı hakk'ın, biz mücahit kullarının yanında olduğunu gösteriyordu. leventlerim, düşmanın burnunun ucuna kadar gelmişti. fakat düşmanın gözü yalnız gece karanlığından ve fırtınadan dolayı kapalı değildi. gözlerine tanrı tarafından gaflet perdesi de çekilmişti. sarhoş köpekler gibi, çadırlarında sızmışlardı. - gazavat-ı hayrettin paşa
    ···
  17. 67.
    0
    sultan selim han tahta oturunca, karındaşı sultan korkutla aralarında ihtilaf çıktı. sultan selim, karındaşının üzerine asker gönderdi. aramadık yer komadı, fakat sultan korkut'u bulamadı. ol zaman kapdanpaşa, i̇skender paşa idi. gayetle zalim bir adamdı. akdeniz'e çıkıp derya üzre iki kürekli bir kayık gezdirmezdi. "sultan korkut'un adamıdır" diye kaptanlara çok zulümler eyledi. ben bunları işitince, midilli'den ayrılmaya karar verdim. bir tekneye buğday yükleyip alelacele şam trablusu'na gittim. buğdayı siyah arpa ile değiştirip preveze'ye geldim. burada arpamı sattım. at, kısrak ve katır satın aldım. preveze'nin karşısında ayamavri adasına demir attım. limanda yatar 24 oturak güzel bir gemi gördüm. hayran oldum. sorup öğrendim. fettah kapdan nam bir türk'ün teknesiymiş. fettah kapdan yakınlarda ölmüş. varisleri, gemi satılsın diye buraya göndermişler. bu teknenin aşık-ı şeydası olmuştum. ne isterlerse verecektim. nihayet 6 kese akçaya uyuştum. gemiyi satın aldım. sandım ki dünyalar benim oldu! yeni tekneme bindim. diğer gemilerimi de aldım. akdeniz'i kuzeyden güneye baştan başa geçtim. cerbe adasına geldim. ağam oruç'la buluştum. - gazavat-ı hayrettin paşa
    ···
  18. 68.
    0
    midilli'ye çok tekneler gelirdi. kaptanlar, küreğe koymak için esir ararlardı. bir gün kaptanlara dedimki : "benim 827 adet fazla forsam vardır, size satayım." bu suretle kafirleri osmanlı tüccar kaptanlara sattım. bazılarını 500 altına, bazılarını 300'e, bazılarını daha az akçeye verdim. sattığım esirlerin vergisini ödedim. liman reisinin hakkını gönderdim. i̇slam evkafına bağışta bulundum. bu suretle aldığım akçanın yarısı gitti. öbür yarısını ağam oruç'la böluştük. ancak para tutmasını sevmezdik. cümle kazancımızı teknelerimizi daha iyi donatmak için harcadık. gerisini levendlerimize bölüştürdük. her levende 90 altın, reislere 195 altın düştü.
    ···
  19. 69.
    0
    simdilik bu kadar
    ···
  20. 70.
    0
    reserved
    ···