Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa'ya gitmek için bir pazar sabahı istanbul'dan 07.00'deki otobüse bindik, 3 saatlik bir yolculukla Bursa terminaline vardık. Otobüs terminali, aynı zamanda pek çok markanın ve renk renk tabelaların olduğu kestane şekeri satış yeri diyebileceğimiz bir yer. Terminal çıkışında belediye otobüsleri kalkıyor şehir merkezine. Bunlardan birine binip Ulu Cami merkeze gittik. Hedefimiz öncelikle Uludağ eteklerine kurulan Cumalıkızık'a gidip kahvaltı yapmak ve köyü gezmek... Son zamanlarda adını köyde çekilen dizileriyle daha çok duymaya başladığımız aslında 700 yıllık bir Osmanlı köyü Cumalıkızık. Kızık köyleri içinde en çok tanınanı, yerli-yabancı en çok turist çekeni. Bursa şehir merkezinden 90 dakikada bir kalkan otobüsle ulaşılabiliyor. Cumalıkızık'ta otobüsten inilen son durak, köyün de başlangıcı. Köyün başında köy ürünlerini satıldığı tezgâhlar sıralanıyor. Arkalarında ise yine köylülerin bahçelerine masalar atarak köy kahvaltısı sundukları evleri uzanıyor. Boş masası olan bir tanesine gidip oturuyoruz hemen. Hemen hemen birçok köyde olduğu gibi yerel halkın işletmeciliğe soyunduğu yerlerde doğallık arıyorsanız buluyorsunuz ama konfor ve hız arıyorsanız pek bulamıyorsunuz.

Ben ibrahimin yannanını kudurmuşçasına yalarken bir yandan elimle taşşaklarını okşuyordum, biliyordum bu onun hoşuna gidiyor. isteksiz bi sesle yapma desede bu aslında acele etmemi isteyen bir ses tonuydu. Yaklaşık 15 dakika kadar ibrahimin yannanını yalamıştım artık sem sert ve mermi gibiydi. Yavaşça başımı ittirmeye başladı. Kasıla kasıla boşalmaya başlamıştı tüm ağzıma ve suratıma. Boşalırken adeta şekilden şekile giriyordu. Biliyordum bu duyguyu ona karısı bile verememişti yıllarca...

ibrahim boşalmaya devam ediyordu ancak ben doymamıştım. Benimde dürtülerimin törpülenmesi ve olabildiğince uzun bir süre gibilmem gerekiyordu. Aradan bir iki dakika geçmişti ibrahim inlemeye devam ediyor,ben dizlerimin üstüne çökmüş yannanını bırakmıyor sıvazlıyordum.

Ardından koşar adım içeri girdim.Bu sefer amacıma ulaşacak ve bedeli ne olursa olsun ibrahimi iliklerime kadar hissedecektim. Konuşmasına bile fırsat bırakmadan hızla üstüne yürüdüm. Gömleğinin bütün düğmelerini açtım. Hızla pantalonun fermuarını açtım ,o irileşmiş yannanı önümde hazırdı artık. Ereksiyon halinde bile değildi onu ağzımda hissetmek için adeta çıldırıyordum. Eğilerek başladım ibrahimin yannanını yalamaya, karşı koymak istiyor ancak oda dayanamıyordu, artık ereksiyon olmak üzereydi.

Ertesi gün ahırın tam karşısındaki ağacın yanında oturuyordum. Güneşli ancak çok sıcak olmayan bir öğleden sonra vaktiydi. Yaklaşık iki saat orada ibrahim i beklemiştim. Ancak ibrahim gelmedi. Oyalanacak bir şeyler arıyordum ama bulamıyorum burda beklemem gerektiğini biliyorum çünki ibrahimin işi bu buraya mutlaka gelecekti. Aradan yaklaşık 40 dakika geçtikten sonra sabrımın karşılığını almıştım. ibrahim geliyordu için kıpır kıpır olmuş ve arzuladığım erkeği görmüştüm bu gün ilk defa. Sırtında kül rengi işlenmiş bir gömlek, başında vahşi ruhunun timsali gibi simsiyah bir şapka vardı. Yeşil yumuşak çimlerin üstünde oturmuş adeta göz bebeklerinin içine bakıyordum. Yalvarırcasına.Ama o benimle ilgilenmiyor ya sabır dercesine başını bir yana sallayıp elinde bir kovayla ahırın içine girdi.

Elimle pantalonundan yannanını okşamaya başladım.Önce çok şaşırdı ve kızdı beni hızla ittirdi yere düştüm ve ne yapıyorsun sen diye bağırdı. Kendimi anlattım ona onu nasıl istediğimi ve bu dürtüye karşı koyamadığımı,her gece onu hayal ettiğimi anlattım.Çok sinirliydi ve beni dinlemiyordu. Yavaşça ayağa kalktım ve bir an önce birşeyler yapmam gerektiğimin farkındaydım çünkü ahırdan çıkarsa herşey çok kötü olacaktı benim için. Aslında benim korkum bunun köy'e yayılması değil ibrahim'in tadına bakamamaktı. ibrahim'e isteklerimi anlattım sadece beni bir kere gibmesi konusunda onu ikna etmeye çalışıyordum.Ama ibrahim direndi bağırmaya başladı ve ahırdan çıkmak istiyordu.Bir şekilde onu engellemem gerekiyordu, kapıya doğru yönelirken ona para teklif ettim. Para karşılığında beni gibmeni istiyorum dedim hiç cevap vermedi... sessizce baktı suratıma.Ben anlamıştım artık ibrahim i bir şekilde ikna edebileceğimi. Ancak umduğum gibi olmamıştı ve ibrahim kapıdan çıkarak hızla uzaklaştı. Arkasından koştum ve onu durdurdum. Yapabilecek fazla bişeyim kalmamıştı ve onu tehdit ettim eğer benim olmazsan bunu tüm köy e anlatırım ve bir daha çocuğunun yüzüne bakamazsın dedim. Korkmuştu ancak daha çok öfkelendi ve bana bir tokat attı.Pes etmeye niyetim yoktu o kalın olduğunu düşündüğüm yannanı içimde hissetmeye kararlıydım. Geri dönmem gereken tatil süremi 2 gün daha uzatmıştım.Bu arada ibrahim ile aramda yaşananları kimseye anlatmadım. Ancak onu gözlemeye devam ediyordum. Planım tekrar onu ahırda yakalamaktı

Fırsat bu fırsattı ardından hemen koşar adım gittim. içeri girdim ibrahim'in arkası dönük bir şeyler yapıyordu. Merhaba ibrahim dedim ancak beni duymadı. inek seslerinden beni duymadığını düşünürek biraz daha ilerledim ve tekrar seslendim "merhaba ibrahim" dedim biraz ürperdi ve arkasını döndü merhaba mimar dedi.Şaşırmıştım aslında adımı biliyordu ama mimar diye hitap etmek istedi aslında bu o kadar önemli değildi benim için. Sohbet başlatmak için ne yapıyorsun burda diye sordum oda bana günlük işlerinden bahsetti aslında anlattıklarını dinlemiyor sadece rol yapıyordum benim tek derdim onun pantalonun içindeki yannanı,tek isteğim buydu ve bir türlü konsantre olamıyordum.Bir an önce ona niyetimi belli etmem gerekirdi ama nasıl .Ayrıca korkuyordum beni kabul etmemesi içimi kemiren bi soruydu. Bunu anlamak için tek bir yol vardı herşeyi göze aldım ve yanına yaklaştım.

Bu ne huur çocuğu?

Tam o sırada ibrahim hiç beklemediğim bir şey yapmıştı. yannanını çıkardı ve züt deliğimin etrafını yalamaya başladı.Şaşırdım ancak devam etmesi için ona yalvarıyordum. Yalarken kaygan dilini bazen içime sokuyordu bu beni sersemletiyordu adeta ama onun yannanını istiyordum tekrar. yannanını kavramamla zütüme girmesi bir oldu. Baştaki zorlanma yoktu artık rahatça alabiliyordum kocamın yannanını artık.3-4 dk daha beni gibtikten sonra "geliyorum" dedi ibrahim.Bir şey diyemedim ben sadece devam etmesini istiyordum. içine boşalayım mı diye sordu bana. Boşal dedim bende.O an kükreyen bir aslan gibi içime boşalmıştı onun ılık dölünü içimde hissediyor ve bu beni daha mutlu ediyordu ... Geriye döndüm ve onun mor yannanında kalan dölleri emmeye başladım ... işimiz bitmişti artık.. ancak benim ayakta yürüyecek halim yoktu... ertesi gün köyden ayrıldım ve ibrahimle bir daha görüşmedik ama hala bazen o köye yeniden gitmeyi istiyorum.

Bu hikayeyi kız anlatıyomuş gibi yazsan trend de 1. sıradaydın

Mart başlayalı kırkını geçmiş. Benim içimi ılık ılık saran bir heyecan ve beraberinde getirdiği doyumsuzluk başlamıştı. Baharın hastalıkları saymakla tükenmez ki,.. Mart güneşi canlılığı ile çöreklenip yatan bütün yılanları uyandırıyor. Toprağın yeniden gençliğe kavuştuğu bu mevsimde, hava, kuş cıvıltıları ile beraber insan iniltileri ve hırıltıları ile dolu. Dün, neşeli bir kır köşesinde baharın bu iki zıt levhasını yan yana gördüm: Bir tarafta genç hayvanlar oynaşıyor, kuşlar uçuyor; diğer tarafta ise yaşlı hastalar, yorgun iskeletlerin soğumuş kemiklerini güneşte ısıtmakla meşgul.Ben ise etrafımda genç ve güçlü bir erkek arıyordum.

Aniden beni çevirdi ve domalttı... Bir yandan ibrahime bakıyor bir yandan heyecandan kuduruyordum istiyordum artık o yarrağo içimde. ibrahim eline tükürdü önce kendi yannanını daha sonra züt deliğimin etrafını sıvazladı.Ben ben değildim artık onun deliğimin etrafındaki parmakları yannanımın sertleşmesine sebep oldu. ibrahim zütümün arkasında yerini almıştı ve hazırdı artık...

gay değilim ama az daha boşalacaktım

Okuyun gay olmazsınız

Rez dıbına koyduğum gayı

Vıcık vıcık olmuş züt deliğime sokmuştu yannanını. Aaah .. diye inledim Biraz zorlandım acıyla karışık inanılmaz bir haz aldım. Fazla uzun değil ancak çok kalın bir yannanı vardı ibrahimin. Yavaş yavaş git gele başlamıştı ibrahim her gidiş gelişinde zevkten uçuyordum ve onun boşalmaması için adeta dua ediyordum... bitmesin istiyordum bu zevk. ibrahim zütümün dibini bulmuştu... ben inledikçe ibrahim hızlanıyor darbeleri dahada sertleşiyordu.O sırada aklıma ahırın kapısı geldi. Kapı kilitli değildi içeri biri gelse ne yaparım diye düşünmeye başladım. Ancak bu kısa bi düşünceydi artık umurumda değildi hiç bir şey aynı zamanda ibrahiminde. Emin olduğum bir şey vardı ibrahim uzun zamandır cinsel ilişkiye girmediği çok aşikardı ve karısında bile bu zevki yaşamadığı bana sert vurduğu darbelerden anlayabiliyordum. Darbeler adeta kusursuz yazılmış bir sanat eseri senfoni nin notaları gibiydi. Ahenk içinde ve hep aynı ...

Bazen dayanamıyor ve uçlarını kemiriyordum adeta, irkiliyordu ibrahim ancak hoşuna gittiğini biliyordum. Onun hafif inlemeleri ile ben daha çok çıldırıyor bir an önce züt deliğmde hissetmek istiyordum onun haşmetli iri yannanını. Ancak acele etmemem gerekirdi bu noktada bırakırsam vazgeçebilirdi ibrahim.Bir oğlu vardı karısını yaklaşık 3 sene evvel kaybettiğini biliyordum.Ve tahminimce uzun süredir bir cinsel ilişki yaşamamıştı.Bu beni daha çok kudurtuyor defalarca beni gibmesini istiyordum.Ama bu olgun yannanı hemen içime alma niyetim yoktu onu boğazımın en derin yerine kadar sokmak istiyordum önce.

Bu aslında benim kriterlerime pek uygun bir eş yapısı değildir, ancak içimdeki ses'e bir türlü engel olamıyordum. Yaşanmamış bir ilişki değişik bir tat ve heyecan arıyordum. Nispeten köylü diyebileceğim ibrahim ile bir kaç gecelik ilişki yaşayabilir miydim ?Yoksa bu benim doyumsuz nefsimin beni felakete sürükleyecek bir oyunu mu ? Çok kararsızdım içim içimi yiyor, onun geniş omuzlu vücudunu bir an önce çıplak görmek istiyordum

Köyün gençlerinden olan ibrahim ile tanışma fırsatı buldum.Bir kaç gün onu gözlemleme şansım oldu. ibrahim'i anlatmak gerekirse ibrahim, dolgun yüzlü, yanakları şişkin, dik bakışlı, kendine güvenir, omuzları geniş, göbekli, bakışı sağlam, yürüyüşü sert biridir. Konuşurken de kendine pek güvenir, fakat karşısındakini hemen hiç dinlemez. Ona sözlerini tekrar ettirir. Mendili kocamandır, burnunu gürültüyle siler, uzağa tükürür, bağırarak hapşırır. Gündüz uyur, derin derin, herkesin içinde de olsa horlayarak uyur. Yemekte, arabada yeri herkesten çok yer kaplar. Gezintilerde hep ortadadır, o durunca durulur, yürüyünce yürünülür. Ona uyar herkes, isterse konuşanın sözünü keser. Fakat onun sözü kesilmez, o istediği kadar söyler ve söylediği kadar dinlenir. Herkes onun düşüncesindedir. Verdiği haberler doğrudur. Oturunca koltuğa gömülür. Bacak bacak üstüne atar, kaşlarını çatar, bu iddialı, kendini beğenmiş, küstah bir alın ortaya çıkarıyor demektir. Öfkelidir, sabırsızdır, iddiacıdır, şakacı, küstah, inatçı, gevşek, ahlak konusunda zayıftır. Kahkahalarla güler, , gizli işleri vardır, kendini zeki, değerli sanır. Zengindir.

verdiğin ayrıntıyı gibeyim?