gay külliyatı

kardeşim güzel yazmışsın okudum bilgilendik sayende. ama sana şunu diyicem yazış şeklindende anlışılıyor bu. Bunu eğlenerek yazdın . tamam doğrumu bildim ? bilmediysem s*ktir et okuma daha. şimdi asıl konuya geçiyorum.Bu senin dedğin gaylık homoluk heteroluk biciksuellik normal sex yok lezbiyenlik yok part time , bunların hepsi ne biliyormusun ? piskolojik... Bunlar özünden gelen şeyler değil genetik olarak kalıtımlar olur insanlarda ( çoğu kişinin normal sex yapması [ ben normalin adını bilmediğim için böyle yazıyorum] adem baba ve havva bacı saolsun ). Ama şu varki tercih tercihtir herkes tercihini yapar ama dediğimde bu bu piskolojiktir , istersen uyandığında : s*ktir et yapmıcam artık de bittii daha bi şe yok .. Bunu yok deneyenler var kendilerine bile dürüst olmayanlar war yok bırakamassın yok doğduğunda içine işlenmiş . bak tekrar ediyorum bu bilgilendirme amaçlı ben gay lezbiyen erkek kız diye ayırt etmem herkesle arkadaşlık kurarım , neyse . 5 Yaşındayken bile başladı diyorsun . Bu durum 1 . 1_Kendi cinsinden kişilerle çok fazla yakın olma isteme sebebi ( seni kızlara karşı kışkırtan bir olay war yada samimiyeti çok seviyorsun ) 2. Duyguları ayırt edememe durum ( bu yanlış anlaşılmasın çoğu kişi duyguların ne demek olduğunu bilmez tecrubeleri yaşamayınca zaten duyguların kelimeleri bize denir ipucu verilir sen yerleştirirsin bu yüzden kavram karkaşası olur gösteremessin ki ) yaşadığın bir duygu diğerlerinden daha ağır basıyorsa insan ona doğru yönelir çünkü insanda eğilime eğilme diye bi şe wardır yeteneğine gidersin ya ? işte o bu baba. sen bu duyguyu yaşıyıp , diğer duyguları yaşamayı unutur reteder hatırlamassan bunlar körelir.Ör;Hayatı boyunca pc başında kitaplarda babasından anasından atalarından bir çocuk savaşla ilgili anılar savaş duyguları ( hırs , delilik(bunu savaş alanında yaşamayanlar bilmez savaş alanında yaşayıpta duygu yaşamayanda fazladır], adrenalin ).Peki bunları diyorsunda bunlar nasıl başladı aga ? ben 5 yaşımda diyorum aklım yeni kesmeye başlamış dünyayı . açıklıyımmı kulağını yaklaştır ' farklılık ... ' Evet farklılık babacım . Bir şeyi görürsün onda çevrenden farklı bir POZiTiF farklılık hissedersin ve ona yönelirsin. ( bu demek oluyorki sen 5 yaşındada olsan 10 yaşındada olsan bu gayliye merak salmanın bi etkeni var ki tepki oldu ) . Ve şunuda söyliyim evet eskidende vardı , mö 500000 yılındada gay vardı , insan insandır bedeniyle ilgisi yoktur bu işin hormonların yanlışmı ? Yaratıcı yanlışmı yarattı ? bir daha düşün baba.. Bunun sebebi biolojik olarak tek sebebten olabilir oda beynin sen daha embiriyo bile olmadığın vakit gerektiği kadar testesteron hormonunu ememesi . Ha bu böyle devam eder gay mi olursun ? hayır . genellikle gay olunur ama dediğim gibi kolay yolu seçer insan . testeronu kullandıkça beyin tanıcak ( her 31de tanımaz tutkulu sevişmeler yaşaman lazım kamatsura gibi böyle 2 beden tek ruh olucak ) . ha ben gayım olmaz öyle sevişemem hop bi kadınla öyle tutkulu dersen tek bunlanda olmaz sadece burda insanların bu yolda giderse bu olucağını söyleyebilirim illa olucak diye bir şey yok onunda sebebi geçmişindir , 1 m öncede nefes almanla 1 m de sonra nefes alman gibi ciğerin daha açık olucak , daha kalıba oturucak .. Düzelmesi için ( hep düzelme , yanlış falan diyorum ama yanlış anlamayın tercih tercihtir) sadece etki sayısını arttırman lazım . YANi ! Zorunlu piskolojik kabul ettirme , hipnoz , Hırslandırmak gibi. En kolayı Ve En zoru zorunlu piskolojik kabul ettirmedir. Birey kendisi kabul ettirmeye çalışmaz kendine , zaten sorunda burda kendine bunu yapıcam derken kendin olarak cevap vermiceksin . Ha sakin anlama içinden gelicek derinden söyliceksin kesinlikle istemen lazım . hayır . Dediğim gibi baba sen demiceksin onu senin içinden başka biri dicek ' hani şeytan diyo derler ya ' işte onun gibi . ve bunu derken içinde o duyguyu doruklara çıkarmalısın , bu arada bunu yaparken normal davranmıyacaksın her zamanki gibi . Ör ; 1 _ Savaş : Helikopterlerden askerler indi yolllara doluştu herkesi katlediyor baban - annen sırtından vurularak seni kurtarıyor ve o anda oraya bomba düşüyor askerler fln yerde ( uzatmamak için böyle yaptım siz anlayın beyler ) Sen Büyük ihtimal zorunlu piskolojiyi uygularsan doğa kanunları devreye giricek . Yerde yatan yaralı askere giderek onu öldürmek için elinden geleni yapıcaksın . doğan bu çünkü . yada ordan kaçıcaksın zorunlu piskolojiyi kaçmak içinde kullanabilirsin çünkü o an çok farklı bi ortamdır çevrenden yıkık binaları ilk defa tozu dumanı , barut , plastik kokusunu aynı anda ilk defa görüyorsun . 2 _ Hırs : Bir işe girdin , sana göre değil bu iş .. Ama artık çok geç yıllar geçti ve sen bu yolda ilerlemek zorundasın yoksa senin için çok kötü olur . Kendini bi sürelik üzüntü pişmanlık duygularını yaşadıktan sonra işe adaptasyona odaklanır ve en iyide olabilirsin . 3 Aşk , öfke gibi duygular : Birine sığınman lazım , Yaratıcıyı yada atalarını ( ana baba) istemiyorsun . sana daha yakın biri olmalı aynı yaş aynı duyguyu aynı tecrubeyi eşit olan biri. O anında çirkin diye tabir ettiğimiz bi kız bile sana yardım ederse eğer sen istemeden zorunlu piskolojiyle ona kara sevda ( şizofrenik derecede aşık olmak ) ya tutulursun. Kardeşim umarım okumuşsundur ginede karar senin bu lanet Zorunlu piskoloji dediğim şey hem çok yararlı hem çok zararlıdır o yüzden hiç yanından bile geçilmemelidir ama eğer okuduysan bunu illaki yapmaya çalışıcaksındır ( diye düşünüyorum )her hangi bi konuda olursa olsun , Doğa kanunu bu doğa kanunu öğrenmek istiyorsan git belgeselleri izle orda hayvanlar nasıl yaşıyor gör daha iyi kavrarsın sora bi süre sora onlardan farkımız olmadığını anlarsın , zaten bu s*ktiğimin çürütülmüş ( evet lan çürüdü artık çinli filozof çıkardı foyasını dedim dedim inanmadınız ne oldu şimdi ? ) teorisi olan evrim de buna benzer saçmalıklar ( yok genimiz %99.9 aynı yok zütümüz onlarınkine çok benziyor ) diyalogları yüzünden ( bunada saygım var ama bunu s*ktiğimin havasını yapmak , kafasına direk sokuşturduğu için kabul etmek , havalı farklı olduğu için , arayışta sorgusuz bulduğu için kullanan insanlara saygım yok ki bunların çoğuda bu yüzden inanmıştır evrime kaçınız düşünüyosunuz maymunun hücrelerini araştırdığına ?) [ not : maymunun biyomu insanınkine ortaktır her yerde maymun görebilirsin tabi kentleşme olmadan önce .. yaşar yani aga familyalarına bakın anlarsınız adaptasyon yani ]. Neyse abi ben kaçar saygılar. her tercihe evet derim ama tercih edene baktıktan sonra
edit : Bu cinsellik denen şeyden daha güzel şeyler var gay panpam bunları ben anlatırsam çok kolay olur sen bulmalısın.

@68 hepsini okudum kardes. ilk önce şu soruyu sormanı istiyorum; sen neden heterociksüelsin?

sanırım, kendi anlattıklarından yola çıkarak konuşursak cevabın şu olmalı: "çünkü bana etrafımdaki insanlar tarafından her zaman bir heterociksüel olduğum söylenmese bile sezdirildi ve heterociksüel bir ortam içinde büyüdüm ve kendimi heterociksüel birisi olarak gördüm ve buna inandım. işte bu yüzden şimdi bir heterociksüelim."

ancak durum pek de böyle olmuyor; insanlar yaklaşık 4 yaşında başlayarak kendi cinsiyetlerinin ve karşı cinsiyetin farkına varırlar ve bu aşamadan itibaren bir cinsel benlik durumu geliştirirler. bu durum zaten bilinen bir gerçek, ama sanıyorum ki sen bu aşamadan sonra kişinin "tercih"inin ne olacağına kendisinin, kendisini şartlandırmasıyla karar vereceğini söylüyorsun, ya da toplumun şartlandırmasıyla. burada ilk sorman gereken soru, 5 yaşındaki bir insanın "neden erkekler ve neden kadınlar" arasında bir tercih yapmak istemesi gerektiği hakkında olmalı. Çocuk büyüdüğünde bir cinsiyete kendisini yakın hissedecektir, bu gözlenebilen bir gerçek. peki ama ne zaman çocuk hangi cinsiyete ilgi göstereceğini "tercih" etti. burada kullandığın tercih kelimesinin çok uygunsuz olduğunu düşünüyorum. ancak şöyle demişsin "çünkü insanda eğilime eğilme diye bi şe wardır yeteneğine gidersin ya ? işte o bu baba." evet zaten olan şey de bu. bir insan cinsiyetini fark etmeye başladığı andan itibaren, pgibolojik ve fizyolojik tüm etkenlerin toplamı doğrultusunda bir "eğilim" gösterir, ve bu eğilim kişinin kontrolü dahilinde olmayan bir durum, gidişattan da gördüğümüz üzere.

diğer taraftan söylediğinin aksine, testesteronu kullandıkça testesteronun salgılanmasının artması diye bir durum biyolojik olarak söz konusu olamaz bildiğim kadarıyla, böyle bir şey olsa biraz gayretle insanların bozulan hormon düzeylerini dengelemeleri beklenebilirdi, örneğin bir şeker hastası kendisini şartlandırarak insülin düzeyini olması gereken düzeyde tutabilirdi. tabii eğer bununla ilgili bildiğin ve örnek gösterebileceğin makaleler varsa seve seve okurum. ancak şunu da bilmelisin ki bir insan sadece testesteronu az salgılanıyor diye gay olmaz. aksine öyle gayler vardır ki vücutları kılla kaplıdır (testesteronun en büyük yansıması da vücut kıllarıdır bildiğin gibi)

diğer konuya bakacak olursak, insanın önemli iki temel iç güdüsünden ikisi "hayatta kalmak" ve "cinsellik"tir. bir insan'ın hayatı bir savaş alanında güvende olmayacağından insan buna karşı bir savunma içgüdüsü geliştirir ve bunun sonucunda ise örneğin kurşun sesine aşırı tepki gösterir, çünkü hayatta kalması bu sese zamanında ve doğru şekilde tepki vermesine bağlıdır. bu durum insanın "elinde olmayan" içgüdüsel nedenlerden dolayı ortaya çıkar ve hatta savaş bitse ve bu kişi güvenlikli ortama geri dönse dahi, bu durum belki de uzun yıllar devamlılık gösterir. ancak her zaman ilk günkü kadar derin ve ani atak verir şekilde kalmayacağı da bir gerçek.

aynı şey cinsellik için de geçerli. bir insan doğası gereği cinsellik yaşamak ister ve buna karşı koyamaz. karşı koyamamanın nedeni ise insandaki temel dürtülerden birisi olması, çünkü sen bundan sonra "ben sevişmeyeceğim" diyip sevmişmeyebilirsin. ancak "sevişme isteği"ni terk edemezsin. sevişmemek demek, sevişme isteğinin kaybolacağı anldıbına gelmez. ama sürekli olarak bunu kararlı olarak devam ettirirsem uzun yıllar sonra bu isteği öldürebilirim diyebilirsin. ancak hergün sevişen bir insan olsan bile zaten yıllar geçtikçe cinsel ihtiyacında da azalmalar olacaktır, çünkü olması gereken bu. ve en sonunda da cinsel ihtiyaç çok çok büyük ölçüde kaybolacaktır. kadınlarda bu duruma "menopoz" erkeklerde ise "andropoz" adı verilir, ancak durum erkeklerde genel olarak cinsellikten yeteri kadar haz alamama şeklinde gözlenir ve zamanın getireceği şeylerden birisidir. "karşı koyulmazdır" dolayısıyla bu gibi kavramlar üzerinde fikre dayalı tartışmalar yapmak var olan bir taşın şekilini konuşarak değiştirmeye çalışmak gibi olacaktır. bu yüzen bu konuyu geçiyorum.

cinsel isteğe karşı konulamayacağı konusunda hemfikiriz sanıyorum, bu durum yüzünden dinde sürekli olarak "nefse hakim olma" kuralı vardır. çünkü nefsine bir kere uğraşıp yok ederek değil, onu sürekli kontrol altında tutmaya çalışarak hakim olabilirsin. şimdi olaya eşcinsellik açısından yaklaşalım; ilk cümlelerinde de söylediğin gibi, bir çocuk yönelimi doğrultusunda kendi cinsiyetine yönelik bir ilgi geliştirmiş olsun. bu durum önceki yazılara bağlı kalacak olursak kişinin fizyolojisi ve pgibolojisinin ortak ürünüdür. yani eşcinsel bir insanın değişebilmesi için hem fizyolojisinin hem de onu bu duruma yönelten pgibolojisinin değişmesini beklememiz gerekir. bahsettiğiniz hormonları kontrol altına alma yöntemi ise fizyolojik açıdan imkansız bir durum olacağından (hala aksini düşünüyorsanız, göstereceğiniz makaleleri bekliyorum) kişi bir değişim yolunda ilerleyemez. daha önce de yazmıştım sanırım okumamışsınız, zaten "gay" olduğu için memnun olmayan ve hatta intiharı düşünen birçok insan var. bu insanların tek istedikleri değişebilmek, ancak değişemiyorlar. öyle ki aralarından bir kadınla evlenenler oluyor bu yüzden, ancak yine de bir değişim gösteremiyorlar. sence bu insanlar değişmeyi istemiyor mu sanıyorsun? cehenneme gideceğinden endişelenen birçok eşcinsel var, since onlar hayatları boyunca böyle bir korkuyu yaşamak istiyorlar mı sanıyorsun? hayır, hiçbirisi bunu istemiyor, onlar değişmeye dünden razılar. pgibologlara, pgibiyatrlara milyarlar akıtıyorlar, ama değişemiyorlar... kızma ama belki de yeterince değişmeyi istemediklerini ima ederek, böyle söyleyerek o insanlara daha da büyük bir acı yaşatıyorsun.

eşcinselliği doğa kanunlarına aykırı olduğunu mu düşünüyorsun, belgelesellerle ilgili kısmı anlamadım. hayvanlarda eşcinsellik sık sık gözlenebilen bir olgudur, umarım biliyorsundur? doğada işler sadece heterociksüel yolla dönmüyor... o hayvanlar da bir "tercih" yapmış olabilirler mi acaba bu durumda, toplum yönlendirmesi sonucunda? hayır... sadece tolum yönlendirmesi kişinin eşcinselliğinin nedenine bir cevap olamıyor ne yazık ki... dolayısıyla bunun altında genetik bir yatkınlık aramak pek da şaşırtıcı olmayacaktır ve bu durumu öne çıkaran durumlar bugün hala incelenmekte...

inanın tıp bile yakın zamana kadar eşcinselliği bir hastalık statüsünde değerlendirip tedavi yöntemleri artıyordu ancak bugün dünya sağlık örgütü de bunların içinde bulunmak üzere dünya genelindeki hemen tüm sağlık örgütleri dernekleri ve kuruluşları eşcinselliği bir hastalık ve pgibolojik bozukluk sınıfından çıkardılar, dolayısıyla eşcinsellik bilimsel resmiyette de "yönelimle ortaya çıkan değiştirilemez bir cinsel kimliktir" zamanında bu konu üzerinde hayatlarını adayıp hakkında araştırmalar yapan insanların emeklerini ve bilgilerini göz ardı etmemiz büyük haksızlık olacaktır diye düşünüyorum.

eşcinsellik konusunda insanların en çok düştükleri hatalardan biri de eşcinselliği bir "fikir" tartışması olarak ele almalarıdır. insanlar eşcinselliğe kendilerince çare olabilmek için yüzyıllar boyunca birçok yöntem geliştirdi ve düşündü, ancak eşcinsellik değiştirilebilen bir "yanlış düşünce" değildir. eşcinsellik kişinin içinde bulunduğu bir "durum"dur.

evrim konusu bu kadar basit bir konu değil ve biyolojide "evrimsel biyoloji" olarak adlandırılan bir dal sürekli olarak evrim üzerine çalışmalar yapar. biyoloji çevreleri başta olmak üzere özellikle antropoloji, arkeoloji ve paleontoloji gibi dallarda (bir şekilde evrimle yakından ilişkili diğer dallar da dahil olak üzere) evrimle ilgili bir tartışma söz konusu değil, bu tartışmalar akademik düzeyden çok; halka evrimi anlatma çabası sonucunda doğan tartışmalardır. ayrıca çok merak ediyorum "hayvanların incelenmediğini" düşünüyorsanız sadece hayvanlar üzerine çalışan zoologların ne iş yaptıklarını da açıklar mısınız? bahsettiğiniz çinli filozofun adını ve bunu ileri sürdüğü yazısını ya da konuşmasını yollayabilirseniz sevinirim, çünkü evrime karşı olmasını gerektirecek şekilde bir dini inancı olmayan çinlinin böyle bir iddiada bulunması oldukça garibime gitti.

evrim hakkında karşıt görüş öne sürmek için, kuşkusuz öncelikle evrimin ne olduğunu kavramamız en ince ayrıntısına kadar kavramamız kesinlikle gerekli. çünkü bu doğası gereği akademik bir tartışma olmalıdır ve eğer akademik bir tartışma olmazsa bunun hiçkimseye bir faydası olmayacaktır sanıyorum.

ancak rica ediyorum, evrimle ilgili görüşlerinizi bana özel mesaj olarak yollarsanız sevinirim, başlığın konusu dışına taşmamış oluruz böylelikle. iyi akşamlar.

@69 babacım okudum dinledim senlen muhabbet harbiden sarıyor ve tekrar gelelim.Ha unutmadan söyliyeyim bu 'tercih ' kelimesini çok kullanma sebebim hayattaki her şeyi tercih olarak görmemdir gaylık konusuyla alakası yok senin nefes alma durumun bile tercihtir benim için. konu 1 : 5 yaş olayı . Yanlış anladın abi beni bende yüzeysel olarak anlatıyorum yazdığımız için konuşsak olay daha iyi yere warır aslında neyse , bu etrafındakilerin heterosekuel olması falan değil , genellikle tam tersidir ama buda olur ( ad kavmi [ hala vardır bildiğim kadarıyla] kuranda lanetlenmiş bir kavimdir neden biliyormusun ? Bu beyfendiler kadınları fln bırakmıştır ve sadece erkeklere odaklandıkları için.Bak etken şu fizyolojik bi şe olmadığı halde ( az sora deyinicem ona ) halka uyup erkeğe yönelenler vardı.Ki kurandada öyle tüm gayler tüm heterolar yanacak günah yuh ! diye bir şey yok işte buda kuranın yorumlarının çok olmasından kaynaklanıyor. Kurana göre abi bir insan fizyolojik olarak ( beynin testeron emme ) eğer bi durumun varsa abi , sana günah değildir ama kasten hormonları yerinde olan bi adama günahtır . bu konuyu böyle bi alalım ve kapatalım diğerine devam , 5 yaşında konusuna devam.. Bu arkadaşlar ( ki bende dahil cinsiyetle ilgili konular olmasada farklı konularda böyle bi eğilim yaşadım o yüzden seni anlıyorum kardeşim ) genellikle o ailenin davranışlarının tam tersi olduğu için bu durumu sergiler.O cinsiyet olayı sen ergenliğe girdiğinde başlar baba o yüzden girmeye bile gerek yok , Ör: Senin ailende hep kız varsa , Yada Erkekler çok anlayışlıysa[fizik ve ruh olarak ] ( kadınlarla aralarında uçurumlar olmalı onlar sana çok iyi görünmeli ) , Duygusal bağ ekgibliğini erkeklerde buluyorsan ( ailenden kişilerle fazla duygularını çalıştıramıyorsun ama dışarda çok sevdiğin abin/abilerin var hep onun yanına gidip onu fanatik bir şekilde idol kabul ediyorsan ) , yada ( bu böyle gidecek aga herkes farklı yoldan gay olur ) Küçükken bir erkek kahramanca bi şekilde hayatını kurtarırsa ( gine bağlar ). Bunun gibi , Yanı olay Aslında herkes heteroydu bende oldum değil tam tersi kimse değildi ve bu konu konuşulmuyosada sen hetero olursun böyle ve buna benzer etkiler varsa , bu konuyuda böyle kapatıyım sora seni dinlerim. konu 2 : Testesteron olayı ; bu olayda anlatmak istediğim piskolojik etken yanı sıra fizyolojik etkenide budur babacım demek içindi yanlış anlaşılmışım , işte bu olay sen daha doğmadan önce gerçekleşir dediğim gibi abi senin elinde olan bi şe değil beynin testeron sıvısını emmesi dedim ama beyin dunya kadar sıvıyıda bununla birlikte emiyor ( karşı cinsin dahil ) işte bu yüzden sorun burda ona sıra gelmemiş * Bu olay doğrultusunda kızlardan daha az hoşlanmak , erkeklere doğru gitmek en mantıklısıdır çünkü eğilimin o yöne doğrudur , bunun tanınmasına gelirsek demek istediğim şuydu , her 31 çektiğinde tanımaz tabiki , onuda anlattım ama öyle aşırı derecede bilgim yok bilen abilerden dinlemek lazım burdaki olay testesteronun salgısının artması demiyorum , tekrar adiyim tanıması abi salgılama değil zaten testesteron çok salgılanan bir hormon değildir bildiğim kadarıyla o yüzden kasten salgılayabileceğin bir şey değil ( kasıtlı olarak ağlayabilir , mutlu olabilir , heyecanlanıp , hırslanabilirsin örnek olarak ).tanımasıda nefisi kontrol gibidir sürekli uzun çabalar sarfettirir ve çok çok yorucudur . içinde olmadığı halde savaşçı olmak , sevmediği işi yapmak kadar . konuyu kapatıyorum hemen çünkü açıklamana göre sen daha haklısın .( ha bu arada makale falan yok bunların alayını kafamdan söylüyorum bilgileri okuyarak almam genellelik ) [ sallamıyorum abi yanlış anlama zaten okuduğun kadarıyla böyle tutarlı sallamalar olmaz tecrube olarak yani anlatıyorum zaten makalelerde tecrubeyle yazılır zaten seni inandırmak istesem 2 dkda bi dandik foruma yazarım bi makale al sana makale derim o yüzden aramaya bile girmiyorum].
Gelelim en can alıcı noktaya ki burda çok fena yanlış anlaşılmışım bunu düzeltelim baya bi kalp kırmışım gibi görünüyor. Kişinin fizyolojik ve piskolojik etkenleri belirlenip ona yardımcı olunur demişsin abi , bende onu diyorum , bak olay şu : Sana o yardım edenler Sende eğer zorunlu piskolojiyi uygulayamıyorsan onlar devreye girer , o adamlar sadece araçtır tıpkı senin gaylığe başlamadaki araçların gibi , bi kızı seversin aşık olursun aşık olmandaki o duyguyu yaşamandaki araç o kızdır , Moralin düşer o duuyguyu yaşamandaki araç iflas etmendir gibi. Amaç ve aracı çok karıştırıyoruz sorunda burda zaten .Gay olmaktan memnun olmayan kardeşlerimiz intaharı bile düşünüyor ki sen onların yeterince istekli olmadığını söylüyorsun demişsin , istek kavramım yanlış anlaşılmış yada sen tam okumamışsın baba zaten böyle bi insanları en ufak üzecek bir şey yazıcaksam s*ktir et yazmam bunu ego tatmin etmek için yazmıyorum o yüzden kusur işlediysem afola . Kişinin istemesi derken dediğim gibi , isticeksin . ama sen istememiş gibi başka biri istermiş gibi ( zorunlu piskoloji ha bu arada bu zorunlu piskolojiyi uygulamak için hayal gücünün çok yüksek olması lazım realist olmamalısın ki bunu yaparsan eğer realist , naturalist hepsini birden olursun sadece başı önemli ) Şöyle en kolay anlatımı olur sen istiyorsun bundan çıkmak ! yeter artık diyorsun allahım ! Bu a tüpünüdür
A : %100 Olabilir abi ama düşünmen gereken
B : %0
C : % 0
D : %0 tüpleri var sıra sıra ( bunlar isteme duyguna göre değişir mutlu isteme üzgün isteme falan üzgün istemeyle genelde hiç bir şeyi başaramassın ki bu büyük tercihi başarabilesin ha bu arada kocaman hepsini toplasan yetişemicek bi tüp war oda zorun piskoloji )
Dediğim gibi içinden gelen gibi değilde sen değilmiş gibi içinden bir ses söylüyor gibi ve sende o sese akli dengenle değilde duygularınla cevap vermen gerekir gibi ( ki bunu zaten yapamayız tak diye bunu yapmak için işleyen süreçler dizisi varki [ tecrube dizisi yani belli olaylar dizisi cafede çayını yudumlaman bile tecrubedir] öyle bi kıvama getirecekki seni anca yapabilesin )o yüzden bu piskolojik olayı yapmak çok çok zordur o yüzden kısa kesmiştim demek yanlış anlaşılmış. neyse açıkladığıma inanıyorum ve kapatıyorum.

edit:Devamı altta kardeşim sığmadı 2 entry daha var.

konu bilmem kaç saymıyorum : Belgesel ; Belgesel derkende yarım olarak yanlış anlaşılmışım o yönden devam ettiğin için kelebek etkisi gibi gittikçe uzaklaşmışsın dediğimden . Dediğim gibi biz beton ormandakilerin çoğu kabul etmesede doğa kanunlarıyla yaşayan canlılarız.Bu yüzden bizi anlamak için belgesel örneğini verdim. inanmassın orda gayı bırak neler neler oluyor . ki zaten gaylığın ordada olduğunu ve o canlının neden gay olduğunu orda 2 saatte anlayabileceğin için bunu söylemiştim . Orda farklı cinstenle ilişkiye girende görürsün , sürüden kovulduktan sonra direniş cemiyeti kurup darbe yapanımı , çocuk katillerinimi , ya benim olacaksın ya toprağın diyenlerimi hepsini görürsün abicim. o yüzden belgeseller hayatın özetidir bence. konuyu böyle açıkladıktan sonra kapatıyorum .
konu bilmem lay lom : Sivil Sağlık toplum örgütleri ; En baştan dediğim gibi abicim bana göre her şey tercihtir hastalık , şifa gibi bir şey yoktur buna dinlerde , cinsiyette , iyi kötü olmakta dahil . insan bi dine girme yada girmeme sebebi onun tercihidir : iyi , doğru yolu bulmak toplumda yer sahibi olmak ister yada farklı olmak ister bi dine girer yada girmez. Ha bide bunun tam tersi olan olaylar vardır (bende bunun içindeyim).yeryüzündeki tüm , çoğu , antik dinleri herşeyi araştırıp kafasında hepsinin - si + sını bulup gidip bunların bilen kişileriyle internet , real ortamda konuşup en doğrusunu bulanlar vardır ( çoğu kişiye göre şakirt ama sanırım şakirt körü körüne bağlılık demekti pardon )olanlar vardır.Bu adamlarda baya bi bağlanırlar ama o kadar tecrubeden sora bi konuda böyle tecrubem varken diğer konularda neden olmasın diyip başka şeylere yönelebilir ufku açılır gider gelir ( ben değil :D ) Ha bide bu adamlar genellikle ironileri kabul etmez bu yüzden ironi olmaya çok sıkan bi dini kabul etmez ( ki benim gördüğüme göre dinlerin hiç biri sıkmıyor insanlara göre değişir bu olayları çok büyütüyorlar kafalarında bence) Ör ; Adam birine yardım eder ama bunu sevap alıp cennete gitmek için falan yapmaz , Yemişim Cennetini isterse Yaratıcı beni cehenneme atsın ben insanlara , ona yaranabildikten sonra diyen biriyse işte o adam dindardır panpa. konu nasıl buraya geldi anlamadım halbuki 3 kelim yamışsın dinle neyse .Ben başındada dediğim gibi hastalık oalrak kabul etmem gaylığı bu tercihtir. Eğer bana hala tercih değildir değiştirilemez kimliktir diyorsan sana hayatta herşeyin değiştiğini söylüyorum kanıt istersen sana dünya kadar hikayeleri yazarım geniş zaman da . Bu değişmez , imkansız , asla , ayrımcılık , din , cinsiyet , ırk , yaş , kalıp gibi şeyleri ayrım yapanlar dar görüşlü insanlardır bence ( dar dediysem ince bi çizgiyi düşünmeyin 10 m liktir senin çizgin başkasınınki 50 m dir ).O yüzden değişir abicim . sen değişmez desende ne değişimleri okuduk , gördük , yaşadık , anlatıldı bize.ki bize derken senide kastediyorum sadece olayı tam dinlememişsindir. konu bitti
Konu li li li li li : Fikir - yanlış düşünce : Sadist olmak bir tercihtir fikirdir bu yüzden yanlış düşünce olarak adlandırılamaz bence , bunun gibi hiçbir şey yanlış düşünce olarak adlandırılamaz sadece iyi kötü düşünce vardır yanlış yoktur yararlı olanı insanlar iyi zararlı olanı kötü demişlerdir . iyi kötü düşüncenin bence hiç bir zararı yoktur ( kötü dahil ) çünkü kötünün dahil yararı vardır ( beni öldürmeyen güçlendirir hesabı siz anlayın artık dünya kadar şey war ).Durum da senin o an o dakka o saniye olduğun birşeydir bu yüzden araçlarla , etkenlerle durum değişebilir aynı bi insanın cinnet geçirmesi delirmesi gibi konu bitti .

Konu Hapşuu : Evrim teorisi : Bilgim vardır bu konu hakkında zaten iyi bi araştırmam olmasa bu konuya hiç girmezdim o yüzden yanlış buluyorum . ha yanlış bulduğumda şudur . bilmeden inanlar günceli takip etmeyenler. işte o çinli filozofun adı ( ki burda dine dayalı bi etkeni olmayan nasıl buldu demişsin abi din etkendir sadece bırakalım bu önyargıları , ben hayatımda hiç bir insan kemikleri fln o dalda olan filozofu görmedim maymuna inanan ayrıca çinliler dinsiz değil budist , taoist [ çok az ] şintoist [ çok az ] ve bunun gibi dinlere mensuptur.ama kominist bi ülke ne kadar anlayabilirsek.)hasst*r bulamıyorum adamın adını bi 30 dk müsade . ya hatta sözlüktede biri yazmıştı adını öf kaç saat oldu yanlışmı aratıyorum acaba a* önüme saçma sapan siteler çıkıyor evrim teorsini tek soruyla çürüten adam fn . abi bulamadım açıkçası tüm günümüde vermek istemiyorum buna hatta işin yoksa çinli filozof fln diye arattır googleden ama makaleyi 2 ay önce okumuştum anlatıyorum aklımda kaldığı kadar

Çinl filozof *** bulduğu çene kemiği ( ulan balıktan maymun kemiğine kadar buldum bi bunu bulamadım arkadaş ! ) evrim teorisini çürüttü. ( nedense basın yayınlamadı neden acabaaaa(!))Çene kemiğinin bilmem kaç yıl önce çin sınırlarında ölen bir insana ait olduğu çıktı. ve afrikada ( darwin fln bunların alayı afrikadaki hayvan fln fosillerinden yola çıkıyor hatta çıkmıyorum işi niye uzatıyorum bu adamlar sadece kendi aralarında embriyo taslakları fln çizmiş kitapta okuduklarla bilgililer dışarı çıkmamışlar ) ki fosil kalıntılarıyla farklılık göstermektedir . buda evrim gibi köklü değişim değilde ( yaw abi harbiden doluyum bu darwinizmcilere yaw zamanında çok başımın etini yemişlerdi dinleri fln araştırırken bende dinlemiştim istiyorum geri lan o kaybettiğim günlerimi zaten fazla uğraşmamıştım olayı çakınca 1 2 haftada bitirdim.abi biride çıkıp demiyorki aga bu ne ? neyse ) ADAPTASYON olduğunu göstermektedir. bulunduğu yere ortam sağlayarak değişim geçirdiği için ( şu anda bakarsanız zaten DARViNCiLER .neyse daha kötü konuşmicam . şu anda bakarsanız zaten darwinci kardeşlerimiz ırkların kendi kafatasları mevcuttur .[çok yüzeysel oldu hadi dünyanın teziyle çürütün bunu kaç kola ayrılmış o zamandan bu zamana ] ) bu şekilde bir yapı değişimi sergilemiştir. özet olarak geçersek : Evrimin olmadığını bunun yerine adaptasyonun olduğunu söylüyor.(abi gerçekten araştır bu adamı bnm dediklerimle kalma). yazı bitti . Ha bu arada bunları ne kadar akademik tartışma olarak değerlendirsende kardeşim ben burdan atarım bi şeler pozitif bilim olarak kimse bunu çürütemez ki bu evrimde pozitif bilimdir.

@konusan hata kardes, öncelikle son cümlene yürekten katıldığımı belirtmek isterim, evrim aynı matematik, fizik ve kimya gibi pozitif bir bilimdir ve biyoloji biliminin içerisinde yer alır. pozitif bilimler, deney ve gözem kullanılarak içerisindeki yargıların kanıtlanabileceği bilimleri ifade ederler. yani eğer sen burada pozitif bilimlerle ilgili bir konu hakkında bir yargıda bulunursan ve bu yargı doğru değilse şayet, söylediğin şey yalanlanabilir ve aksi kanıtlanabilir. pozitif bilimlerle metafiziği karıştırdık sanıyorum ki... evrim teorisi (diğer tüm bilimsel teoriler gibi) çürütülebilir bir teoridir evet; hatta çürütmek için tek bir şey yeterlidir; eğer aynı tarih tabakasına tarihli bir dinozor ve bir zürafa (ya da herhangi bir modern memeli) fosili bir gün bulunursa şayet, evrim teorisi çöker. ancak böyle bir kalıntı söz konusu bile değil. evrimle ilgili tartışmak istiyorsak bu başlıkta değil, özel mesajdan anlık ileti adresimi yollayacağım, ordan devam edelim rica ediyorum.

tercih konusuna geri dönelim, bana doğarken cinsiyetini tercih edip etmediğini söyleyebilir misin? açıkçası ben tercih ettiğini düşünmüyorum. bu durumda cinsiyet ve cinsel yönelimin aynı şey olmadığını ve senin dediğin şeyin, doğumdan sonraki bir durumu ifade ettiğini söyleyebilirsin. haklısın. dünya üzerinde sadece iki adet cinsiyet vardır "dişi ve erkek" ve bir de her iki cinsiyet organını da barındıran "hermafrodit" insanlar vardır, ancak hermafrodit kişiler farklı bir cinsiyet organı bulundurmadıklarından ayrı bir cinsiyet olarak ele almamıza gerek yok. öte yandan kişinin cinsel yönelimi cinsiyetinden ayrı bir kavram olarak ele almalıyız; ancak "cinsel yönelim"in tamamen doğumdan sonra oluşan bir durum olduğunu söyleyemeyiz. bu bizim ne düşündüğümüze bağlı bir konu değil, hiçbir zaman da olmadı. genetiğin cinsel yönelim üzerindeki rolü yadsınamaz. genetik rol diyince insanların genelde ilk sorduğu soru ise "ne yani baban da mı eşcinsel?" hayır, konu bununla alakalı değil. eşcinsel olan insanların aileleri üzerinde yapılan araştırmalarda; birden fazla abisi olan insanların daha sıklıkla eşcinsel olduğu gözlemlenen bir gerçektir. bunun nedeni ise erkekler arasında büyüyen çocuğun feminen özellikler göstermesi ya da şımartılması veya maskulenliğinin bastırılması değil, anne'nin bedeninin hamile olduğu çocuğu annenin bedeninden ayrı bir "yabancı madde" olarak algılamasıyla ilgilidir. anne bedeni bu çocuğa karşı "yine tercihlerin dışında olarak" antikor üretmeye başlar ve her hamilelikte bu durum daha büyük bir etkinlik gösterir, bunun sonucunda kişi "tercih etmeden", bir eşcinsel yapıya kavuşur ve durum cinselliğin ortaya çıktığı yaşlarda kendini gösterir. bu durum her abisi olanın eşcinsel olduğu anldıbına da gelmez, çünkü her kadının biyolojik yapısı ve hamileliğe verdiği tepki veya bu tepkinin şiddeti farklıdır.

diğer taraftan her ne kadar türkiyede belirgin bir biçimde bu olmasa da, bazı ülkelerde eşcinsel insanların yoğun olarak yaşadığı, doğru bir benzetmeyse "eşcinsel mahalleleri" vardır. hatta o kadar ki, bu eşcinsel insanlar çocuk sahibi olabilmekteler, ve çoğunlukla da oluyorlar. bu çift anne veya çift baba tarafından yetiştirilen ve tamamen eşcinseller içerisinde büyüyen çocuklara bakıldığında ise "eşcinsel olma" durumunun heterociksüel çevrelerden farklı olmadıkları gözlemleniyor. yani anneleri, babaları ya da komşuları eşcinsel olan bu çocuklar "derler ya biz böyle yetişmedik, bize ters eşcinsellik" diye, genel olarak heterociksüel bir eğilim gösteriyorlar. "heterociksüellik bize ters" gibi bir yaklaşım içine girmiyorlar.

geçmişte tıp tarafından eşcinselliği tedavi etmek amaçlı birçok yöntem denendi, hormon tedavisi de buna dahildir. sonuç ise tedvilerin hiçbirinin işe yaramadığı yönündedir ve bunun yanında zaten ortada tedavi edilmesini gerektirecek bir bozukluk olmadığı da açıkça gözlenmektedir. bu yüzden tıp, eşcinselliği bir hastalık saymamakta artık. ancak bugün kiliseler ve cemaatler tarafından hala tedavi etme girişimleri sürdürülmekte. bana ilk entry'nde bahsettiğin kendini değiştirebilme, yeni bir şey tercih edebilme tekniği ilk senin aklına gelmedi, bahsettiğin yöntemi anlatan koca koca kitaplar bile var, hatta türkçe basımı bile yapıldı bu kitaplardan şu sralar en popüler olanının. adı "erkek homociksüeller için onarım terapisi - joseph nicolosi" ancak bu fikirleri ilk bulan kişi joseph nicolosi'de değil...

dini bir konuya girmek istemiyorum ancak bahsettiğin "ad kavmi"nin yaşadığı ülkeler olan sodom ve gomora kentleri gerçekte var olan kentler değil. ki zaten dini açıdan da bu kentlere ulaşmak söz konusu olamaz, çünkü tahrip oldukları söylenir kutsal denilen kitaplarda. dolayısıyla ad kavmini gerçek sayarak bu konu üstünden ilerleyemeyiz, bunu gerçek sayabilmemiz için öncelikle bu insanların yaşadıkları kentin açığa çıkarılabilmesi gereklidir, ve tabi ki tanrı tarafından öldürülen bu insanları toprak altından bulabilmemiz gereklidir, ancak böyle bir durum ne yazık ki mümkün değil. dini olarak da mümkün değil, çünkü o yerler dini olarak "artık yok".

tüm demek istediğimin bir özeti şu aslında; senin fikrin, ya da benim fikrim yani insanın ne düşündüğü bazı konularda etkili değildir. sen güneşin hareketlerine bakarak dünyanın dönüyor olabileceğini düşünürsün ve sana karşı çıkanlar da olabilir. ancak gözlem yoluyla dünyanın gerçekten de güneşin etrafında dönüyor olduğunu gördüğün zaman, bunun aslında sadece senin fikrine bağlı bir durum olmadığını ispatlamış olursun ve zaten sen dünyanın güneş etrafında döndüğünü düşünmesen bile ve hatta tam tersi şekilde güneşin dünya etrafında dönüyor olduğunu düşünsen bile; dünya, senin fikrinden bağımsız olarak yine de güneşin etrafında dönecektir. aynı, daha doğmadan önce bile yapısında bu kişiyi eşcinsel yapacak veya heterociksüel yapacak olan durumların anne karnında oluşması ve bunun deney ve gözlemle, insanların fikirlerine bağlı olmadan gerçekleştiği ve gerçekleşeceğinin görülmesi gibi... bu konu kabullenmeyle veya "bence"yle alakalı bir konu değil... eşcinsel insanlar da yeni yeni tedavilerin üstleride denenebileceği birer deney masası değiller, ben düşündüğün şeyleri tekrar gözden geçirmeni tavsiye ediyorum.

@ sodomlu babacım şu yazdıklarımı hızlıca 1 keremi okuyorsun yoksa banamı öyle geliyor ? ben seninkini 2 kere okuyorum yanlış bi halt demiyeyim diye. abi bu oldu 6. entry sana diyorumki hem piskolojik hemde fizyolojik nedenleri wardır piskolojik nedeni bu bu budur fizyolojik nedeni budur demedimmi ? fizyolojik nsl ' tedavi ' ( ki ben bunu tedavi edilecek bir şey olarak değil tercih edilecek bir şey olarak görüyorum) nasıl düzelebilir , piskolojik olan nasıl düzelir uzun uzun 1 saatimi vererek yazdım sana.E tamam baba sende yazıyorsun cevap veriyorsun bana eywallah ama niye aynı şeyi dememize rağmen bnm karşıt bir görüşüm olduğunu söylüyorsun ? antikor bilmem ne fln dedin bunu eğer ana çocuğundaki yavruya karşı üretemez kasten bu 1 2 de eğer o antikor denen şeyden hadi diyelim oldu 1 tane üretse o çocuk düşük olur . bak kan grupları farklı olunca antikorlar saldırır diyelimki ana + a çocuk - b bu çocuk rahimde kapalı bi kutuda olduğu için buna bir şey olmaz yani . neyse geçiyim diğer konuya ( abi bu eşcinsel tercih edemez diyip ondan sonra eder cümleleri kurduğun için tekrar okumanı yazının gerektiğini düşünüyorum , ve şu olay var abi ya harbiden sen yanlış anlayıp kasıtsız olarak çarpıtıyorsun yada kendini haklı çıkarma çalışıyorsun [ haklı olunacak olunmicak bi konu değil bu ] benim ellerimden çıktımı cinsiyet ve cinsel tercih farkının aynı olduğuna ? Bi insanın cinsiyeti doğduğunda belli olmaz abi , zaten kavram olarak bay bayan çocuk bü yüzden vardır umarım anlamışsındır , çocuk gitti yöne doğru ( 10 kere yazdım be abi gitti yön = cinsel tercih ) e göre neye eğlimi varsayı s*ktir et bu fizyolojik bi olay ama burda piskolojik etken olan ortamda var az önce yazmışsın gay mahallesi fln diye zaten ( ki etkinin ve tepkinin insandan insana farklılık göstereceğini tekrar söylüyorum ) neyse gine yazdıklarımı yazmak sıkıyor babacım. gelelim ad kavmine sen o sana göre ' masal ' olan şeyin tamdıbını adam gibi objektif bi kaynaktan oksaydın gider bakardın bunun gibi helak olmuş kavimlere [ o mudur tam hatırlamıyorum araştırmakta istemiyorum yorgunum sora çok detaya inmemi istersen yazarım ] italyadaki antik çağ döneminde bi patlamada insanların taşlaşmış bedenlerini göstersinler , suda bilmem ne boğulmuş kentleri göstersinler , ha bu arada ad kavmi hakkında sadece adı geçer diye bir şey yok yanlış anlama , bu adamlar inşaatta ustalarmış mesela bunların yaşayış tarzlarını fln her şeyini bulabilirsin neyse abi bunuda geçiyorum umarım kalıntısının olduğunu anlamışsındır o ve ona benzerlerin kanıtı olduğunu yok illa bana göstereceksin aga diyorsan buyur seni arabistandaki yemene beklerim birlikte gidelim görelim.Ha abi bu zorunlu piskoloji olayını tam kavramadını düşünüyorum çünkü gaylıkten kurtulma tedavisi - bilmem ne ad bişe bişe soyadındaki adamın anlattığı yada başkalarının söylediğini bilmem ama açıkça diyorum bu dediğim şey öğrenilecek bir şey yada başkasından öğretilecek bir şey değil tekrar ediyorum öğrenilmez , En açıklayıcı şöyledir ki bunu söylemek istemiyordum ama dicem gine ,Yarı şizofrenik olmak gibi bir şey içindeki sesi sen yönlendirmiceksin yani kendisi konuşcak , aslında o konuşan şey senin duyguların , hormonların olucak yani özetlen kafayı az sıyırmış olman lazım umarım anlamışsındıron olarak ( bunları baş ağrısı ve yorgunluk dahilinde yazıyorum eğer kırdıysam özür ) bazı konularda insanların fikri önemli değil demişsin , sana biri merhaba bile dese onun senin gideceğin yolda bir etken olduğunu bilmelisin abi - bir toplum güneşin etrafında biz dönmeyiz o bizim etrafımızda döner diyor , bir adam hayır efendim biz dönüyoruz ! diyor . Bundan sonrasında yazdığın realist bir düşünceye girer bu yüzden cinsiyet tercihiyle alakası yoktur cinsel tercihini ruhun yüzünden yaparsın ya.bu ne realistlik ? e dönsün dünya no oldu ? o halka göre güneş bizim etrafımızda dönüyor bu değiştirilemez onlara göre buysa budur bitti..bu adamları döndüremessin öyle kolaya . Ananın karnından itibaran gay olan gaydır diye bir şey de yok bunu insan tekrar ediyorum tercihiyle yapar piskolojisiyle bunu ayarlarsa ( zorunlu piskoloji istemiyorum demekle olmuyor çok çok uzun konu bunun için başlık açar en uzunundan 10 entry girmeliyim ki özeti için o derece o yüzden anlaşılmıyor. ) o adam gay olmaz . Ör : Eski türkler ( savaşçı kavim olduğu için bu örneği veriyorum ) zevk aldığı şeyler sebebiyle gaylık o kadar sık ( araştırmadım eski türklerde gay varmı diye ) görülmezdi yada hiç yoktu. ( eski türkler dediysem kayığ boyu , orta asya boyları vs gibi den bahsediyorum uygurlar fln değil yani).Nedenmi ? Bu adamlar cinsellikten daha çok zevk aldığı şey warsa oda minecraft oynamaktı :D yani savaş göçebelik bunlardan zevk alırlardı.HA BU cinselliği askıya aldılar anldıbına gelmez bizden daha şehvetlidirler . Ne hikayeler duydum sadece 1 kızı kaçırmak için ( kız kaçırma olayları türklerde) bir köyü yakıp talan ederlerdi (köy dediysem 15 20 yurttan oluşan odun sopalarla çevrilmiş bi yer ).bu adamların alayımı beynin testeron sıvısını emmiş ? alayımı fizyolojik olarak tam ? hayır ama çok fazla duygu yaşamışlar cinsellik 4 5 . planda onlar için. gerçekleşeceği ve gerçekleşeceğinin görülmesi demişsin , böyle bir şey yoktur abi 2 kural vardır 1 genellemeler genellikle yanlıştır 2 hiç bir şey kesin değildir o yüzden bunun gibi cümleler kurma bu konuda görülmemesi gereken kelimlerden ( konuştuğumuz konu gerçekleşmesi görünen gerçekleşecek ama cinsiyet değiştirip gerçekleşemiş bir şeyden bahsediyor ki bu kadar basit bi kavram bu işte anla artık ) . Kabullenme veya benceyle alakalı değil demişsin oldu 6. entry , hala bu ön yargılarımı yazıyoruz panpa ?Dünyadaki HERŞEY senin kabullenmene bağlıdır .Son cümlende benim konumun dışında ama onada bi cevabım olucak sen eğer cinsiyetinin bu olacağını söylüyorsan sen bunu kabullenmişsindir zaten abicim en iyiside budur seni deney masasına yatıranları sen önceden yatır , bu bi hastalık değilki deneylik bi şeyi olsun bak sen bile bunu tuhaf bir şey olarak görüyorsun anladığım kadarıyla zaten bu başlığı bile açman tuhaf olduğunu düşündüğün içindir ( tuhaf = farklı ) . bana kalsa istediğin yolda ilerle ve kimseyide takma babacım , saygılar..

@78 Bak kardeşim, senin dediklerini çok iyi anlıyorum. Gerçekten çok çok iyi anlıyorum. Öncelikle seni anlıyor olduğumu anla. Ama sen benim sana tüm bu zamanlar boyunca anlatmak istediğim asıl meseleyi anlayamadın sanırım, ya da ben yeterince açık bir şekilde anlatamadım. Umarım fark ediyorsundur, (hayatta senin için her şeyin “tercih” olması bu konuyu etkilemiyor çünkü) son entrynde bile hala ısrarla şu ibareyi kullandın. “ki ben bunu tedavi edilecek bir şey olarak değil tercih edilecek bir şey olarak görüyorum” bunu kullanman önemli, çünkü tüm düşüncelerin bunun üzerine bina edilmiş halde. Bak kardes, bu başlığı açma amacım şudur; ben dışarıda eşcinsel olduğumu söylediğim zaman karşılaştığım ilk tepki insanların gözlerini kocaman açarak geri çekilmesi, bundan sonra ya dayak atmaya kalkışıyorlar ya da acıyıp, kusurlu bir insanmışım gibi bağırlarına basıyorlar. Bunu yapmalarının nedeni ise çoğu insanın hayatında hiç eşcinsel biriyle tanışmaması ve eşcinselliği tanımaması. Ben burda eşcinsel nedir onu tanıtmaya çalışıyorum. Ben zaten dikkat edersen işin pgibolojik boyutuna girmemeye çalıştım ve tıbbi boyutunu hiç gündeme getirmedim ilk entrylerimde. Neden biliyor musun? Çünkü bunlar artık tartışılan konular değil. Burda önemli bir nokta var çünkü bunun tartışılmaması gerektiğini ben kafamdan çıkarmadım, ya da bunun tartışılmaması gerektiği yönündeki inancım değil buna sebep. Bu meselenin tıbbi ve pgibolojik boyutunun tartışılmaması gerektiğini söyleyen kurumlardan bazılarını yazmam gerekirse;
-Dünya sağlık örgütü
-Amerikan Tabipler Birliği
-Amerikan Pgibiyatri Birliği
-Amerikan Pgibologlar Birliği
-Amerikan Pgibanaliz Birliği
-Amerikan Pediatri Akademisi
-Türk Tabipler Birliği
-Türk Pgibologlar Derneği
-Türkiye Pgibiyatri Derneği
-Sosyal Hizmetler
-(ve diğer avrupa ülkelerinin sağlık kurumları)
bak kardes, hastalık olmadığını zaten bildiğini ve bunu söylediğini biliyorum. Anlamamış değilim. Ancak şunu anlaman gerekiyor, bunun değiştirilemeyecek bir durum olduğunu ben söylemiyorum, bunu söyleyenler yukarıda da yazdığım kurumlardır (o onların haricinde aklıma gelmeyen yüzlercesi)
ancak yanlış anlamıyorsam, sen hala bu durumun değişebileceğini söylüyorsun, işte bu konunun ilerlememe nedeni bu, bu konuyu ilk entrylerimde anlatmama nedenim de bu. Çünkü bu tartışılacak bir konu değil. Bu kısmı her şeyden önce kabul etmemiz gerekiyor.

Bak kardeşim, bu konuya hayatlarını adayan, tüm akademik kariyerini bunun üzerine şekillendiren ve gerçekten dünyada bu konuda başvurulabilecek en üst düzeyde doktorlar bu durumun değiştirilemez olduğunu söylemekteler. Ben kendim, şahsen bir eşcinsel olarak bu konunun değiştirilemez olduğunu söylüyorum. Benim dışımda kalan, diğer bizzat eşcinsel olan kişiler bu durumun değiştirilemez olduğunu söylüyorlar. Eşcinsel çocukları olan ve bunu yaşayan aileler, ilk zamanlar kabullenemese de zaman içinde bunun değiştirilemez olduğunu anlayıp, değiştirilemez olduğunu söylüyorlar.

Ancak sen bana sürekli olarak bu durumun değiştirilebilir olduğundan söz ediyorsun, peki söyler misin bana bunu hangi bilime dayandırarak değiştirilebilir olarak öne sürüyorsun? Tıp bilimine mi? Bak, yukarda en temel ve en yüksek tıp organlarının bunun değiştirilemeyeceğini söylediğini söyledim. Pgiboloji bilimine mi dayandırıyorsun? Bak, yukarıda pgibologların bunun değiştrilemeyeceğini söylediğini söyledim. Pgibanaliz gibi yöntemlerle değişebileceğine mi inanıyorsun? Bak, yukarda pgibanalizde en yetkin kurumların bunun değiştirilemeyeceğini söylediğini söyledim. Peki sen neye dayanarak, hala, ısrarla ve tekrar tekrar saatlerce uğraşıp bunun değiştirilebilen bir tercih olduğunu ileri sürüyorsun? Hangi yetkiyle?

Bunun hastalık olmadığını söylediğini biliyorum. Ama eğer yanlış anlamadıysam değiştirilebilir diyorsun. Çünkü hastalık değilse ve değiştirilemez bir durum olduğunu da söylüyorsan biz neyi tartışıyoruz? Eğer demeye çalıştığını doğru anladıysam ve değiştirilebilir olduğunu söylüyorsan

son kez söylüyorum kardes;

Hayır. Eşcinsel olma durumunun değişmesi söz konusu bile değildir. Bunu Dünya gezegeni üzerindeki, eşcinsellik ve sağlık hakkında en yetkili kurumlar ve biz eşcinseller beraber söylüyoruz. Eğer hala (neye dayandığını bilmesem de) bunun değiştirilebileceğini söylüyorsan kardeşim, bu senin kendi fikrindir. Gerçekliği bağlamaz ve bu aşamadan sonra konuşulacak bir konu kalmaz.

Diğer dini konulara hiç girmek istemiyorum, çünkü sen bu durumun değiştirilebilir olduğunu söylediğin sürece bu gibi konuların tartışılması hiçbir anlam ifade etmeyecek. Ancak şunu bilmeni isterim ki, bir arkeoloji öğrencisi olarak gerek italya’daki “pompei” olsun gerekse tevrat, kuran, incil’de geçen olaylar olsun ve hatta diğer pagan dinleri ve gelenekleri ya da kutsal kaynakları olsun, bildiğim ve olayın geçmişten yok oluşuna kadarki sürecini işlediğim durumlar. Bu yüzden o konuları bilmediğimi düşünmeni istemem. Şunu da belirtmek isterim ki, eskiden savaşçı toplumlarda eşcinselliğin yaygın olmadığı gibi yanlış bir inanca kapılmanı istemem. Çünkü gerek yazıtlar gerek vazo resimleri gerek mitolojilerden gerek tarih yazıcılıklarından öğrendiğimiz ve izlediğimiz durumlara göre bırak az olmasını, özellikle savaşçı ve askerlik yükümlülüğü olan toplumlarda eşcinsellik daha yaygın bir durum.