game of thrones la ilgili spoiler verim mi aq

s.a dün bran stark'la ilgili güzel şeyler yazdım: (bkz: birazcık game of thrones spoilerı vereyim)

bugün kimi anlatsam karar veremedim. biriniz bi konu seçin, o karakteri full anlatayım size. başına neler gelecek neler olacak vs. bağlantılı olayları da anlatırım

jon snow'u anlatıyorum beyler toplanın

bu sırada stannis baratheon, jon snow'u odasına çağırır.

- jon snow, der. snow... bir bin soyadı. ben ned starkı tanırım, delikanlı adamdı. gördüğüm kadarıyla onun bir çok özelliğini almışsın. falan gibi yağlayıcı sözlerle girişir söze. gerçi yağlayıcı diyemem, stannis asla yağ çekmez, asla yumuşak konuşmaz. karşısındakini her daim ezer. ve söylediği her söz, karşısındaki için bir lütuftur.

- jon snow... der tekrar.
bu senin belgen. bu belgeye imza at, ve jon snow olarak diz çöktüğün yerde, jon stark olarak yüksel.
kuzeyin kralı ol ve tüm kuzeyi tekrar birleştir. babanın intikdıbını al ve gerçek kral olan bana itaat et.

"süvarileeerrrr" diye bağırıyor yabanıllar "süvarileeeeer geldiii" diye bağırıyorlar.

ve tam zırhlı bir atlı yabanıllardan birini eziyor. sonra bir kılıç sesi, bir kan. savaş boruları.

ve dalgalanan flamalar. jon snow uzaktaki flamaları seçebilmek için gözlerini kısıyor. ateşten bir kalbin üstünde bir geyik.
atlı süvariler dakikalar içinde, 200.000 yabanılı çil yavrusu gibi dağıtıyor. on binlercesini esir alıyor, on binlercesini öldürüyor ve on binlercesinin kaçmasını sağlıyor.

mance rayder ve onun hamile karısını rehin alıyorlar.

çadıra giriyor. mance rayder gülüyor, vay dıbına kodumun jon snow'u nabıyon noldu kargalar da seni mi sattı falan diyor.
jon snow tırsıyor, kurtuluşu yok amk. mance rayder jon snow'la biraz sohbet edip kafasını kesecek yani. belli.

biraz konuşuyorlar.

ve bir gürültü kopuyor. bir savaş borusu, kadın ve çocuk çığlıkları, etrafta kaçışan yabanıllar. mance rayder ve jon snow hararetle çadırdan çıkıyorlar. her tarafta bir kargaşa. kaçanlar, yaralananlar. gürültü ve demir sesleri.

devler bile, gece nöbetçilerine katılıyor ve bu durum bazı homurtulara neden oluyor. hem jon snow'un kankaları "jon yapma amk, biz onlara karşı savaştık ve şimdi sen onları bizden biri yapıyorsun" diyor. ama jon snow'un tavrı net "ak gezenler geldiğinde, onlara karşı silah kuşanacak her kişiye ihtiyacım var. kaybettiğimiz her kişi, savaş başladığında bir ak gezen olarak karşımıza tekrar çıkacak"

iki taraf da haklı aslında.

ama bir huur çocuğu hazımsız var tabi.
janos slynt ve çetesi. jon snow'a sürekli hakaretler yağdırıyorlar. ne o bin, şöyle bin, böyle bin, sana itaat etmem bin, o bin bu bin.

bilmeyenler için: janos slynt denen eleman, kingsguardların başı amk. ne isim veriliyordu unuttum şimdi. ned stark'a ihanet edip onun iddıbına sebep olan eleman yani. jon snow sürekli iç konuşmalarında bu yavşağa olan nefretinden bahsediyor.

ve bir gün masada otururlarken janos slynt tekrar jon snow'a sataşır. "babanın kellesi gibi senin kelleni de bir kazığa takacağım" gibi bişi söyler. bu cümleden sonra da "sen bana emir veremezsin" diye devam eder.

jon snow adamlarına emri verir.
şunu tutuklayın der. buz hücrelerine zütürün...

eleman çırpınır durur, jon snow'a küfürler etmeye devam eder. bunu karga tulumba dışarı çıkarırlar, buz hücresine zütürürken jon snow bağırır.

durun. der.

sen, bir kütük getir.

kütüğü getirirler.

yatırın der.

janos slynt'in boynunu kütüğe yatırırlar.

sen, janos slynt. lord kumandanın emirlerine itaatsizlik suçundan iddıbına karar veriyorum. diye bağırır jon snow.

janos slynt bini yalvarır, tamam, der. ne istiyorsan yapacağım, lütfen bağışlayın diye ağlar.

jon snow, ned stark'tan yadigar valyria çeliğinden kılıcını havaya kaldırır. ve tek hamlede janos slynt denen huur çocuğunun kellesini alır.

öyle bir rahatlar ki. ben de rahatlarım. hatta o anı okuduğumda boşalacaktım. babasının ilk intikdıbını almış olur.

jon snow ilk başta sessiz kalır. stannis bunu bir teklif olarak değil, bir dayatma olarak sunmaktadır çünkü. stannis teklif etmez.

ardından konuşur; yemin ettim der. mal ve mülk sahibi olmayacağıma, tüm ünvanlarımdan ve ailemden feragat ettiğime dair, hiçbir zaman bir aile kurmayacağıma ve hiçbir kadınla beraber olmayacağıma dair yeminler. yeminimi bozamam, ben gece nöbetçilerinin adamıyım ve öyle kalacağım, der.

stannis dişlerini gıcırdatır ki klagib bir stannis hareketi bu. sinirlendiğinde dişlerini birbirine sürter.

yeminler, der. bir kral tüm yeminleri geçersiz kılabilir. imzala, ve jon stark ol. kuzeyi tekrar birleştir. bunu sadece bir stark yapabilir. yoksa tüm kuzey kanayacak. insanlar ölecek. diye devam eder.

ama dıbına soktumun huur evladı jon snow, yine kabul etmez.
ve izninizle diyerek salondan ayrılır.

ananı gibeyim huur çocuğu jon snow. ananı bacını gibeyim karısını gibtimin huur evladı bin.

jon snow deliye döner.

o gün, kara kalenin yemek salonunda bir toplantı vardır. tüm gece nöbetçileri, yabanıllar ve stannis'in geride bıraktığı askerleri salondadır.

jon snow elinde parşömenle kürsüye çıkar. size bir şey okuyacağım der.
ve tüm parşömeni satır satır okur. salonda bağırışmalar falan olur. jon snow susturur.

- ben kışyarına gidiyorum. bolton bininin kafasını almaya, intikamımı almaya. hiç birinizi benimle gelmeye, yeminini bozmaya zorlayamam. ama benimle beraber kılıç çekmek isteyen kimseyi de geri çeviremem. benimle gelmek isteyen var mı? diye bağırır.

en önden, yabanıllardan tormund devfelaketi çıkar. "seninleyim karga ben ve adamlarımın kılıçları senindir." diye, birkaç ses daha çıkar. jon snow'un kankası bowen marsh sinirden gözlerinden yaş gelerek salonu terkeder.

ve dışarıdan hayvani bir gürültü duyulur.
herkes dışarı çıkar noluyor amk diye. wun wun denen dev, birine saldırmaktadır ve bu onun gürültüsüdür. kimse napacağını bilemez ve ortamda bir panik oluşur. jon snow omzunda bir el hisseder.

arkasını döndüğünde bowen marsh'ı görür. kankasını.
bowen'in elinde bıçak vardır. ve jon snow'a saplar. bir gece nöbetçisi daha vardır yanında, o da jon snow'un sırtına saplar bıçağını.

ve her yer soğuktur. jon snow yere yığılır. bowen marsh "üzgünüm, gece nöbetçileri için yaptım" diyip ağlar. jon snow'un tüm bedeni soğur ve sonra yavaşça her yer kararmaya başlar.

ve kitap biter. (5. kitap)

seçimler başlıyor.

kimlerin listede olduğunu hatırlamıyorum. janos slynt denen huur evladının seçime aday olduğunu biliyorum.

zaten cersei'nin planı şuydu: janos slynt kuzeye 200 askeriyle birlikte gider, gece nöbetçilerine katılır. 200 askeriyle birlikte oy çokluğunu sağlarlar ve yeni lord commander janos slynt olur. bu sayede cersei huursu gece nöbetçilerini de yönetmeye başlar.

seçim başlar. gece nöbetçilerinin seçimlerinde kural bellidir: bir aday, diğer tüm adayların toplamından daha fazla oy alana kadar her gece seçim yapılır. isteyen aday seçimden çekilebilir.

ilk gece sonuca erişmez,
ikinci gece de sonuca erişmez,
üç ve dördüncü geceler de.

stannis baratheon sinirlenir. "şu gibtimin seçimini artık tamamlayın, kara kaleye yerleşmeli ve kuzeyli lordları orduma katmalıyım. ama buradaki belirsizlik son bulmalı" demektedir. bir yandan kralın baskısı, bir yadan seçilememenin stresi vardır herkeste.

lord commander jon snow'un ilk icraati:

- mance rayder esir alındı. onun yeni doğum yapan karısı ve o karının kardeşi esir alındı. ellerinde kuzeyin ötesindeki kral ve onun bebeği var kısaca.

leydi melissandre'nin büyü yapmaya bayıldığı bir şey var: kral kanı. kral kanındaki gücü kullanmayı seviyor. ama bilmiyor ki, kuzeyin ötesindeki kral, soyla geçen bir şey değil.

melissandre, stannis'in beynini yıkamaya başlıyor. 'bu çocukta kral kanı var. o çocuğu r'hllorun ateşine teslim edelim. ve r'hllor bize taştan ejderhaları canlandırsın' bu düşünce jon snow'u rahatsız ediyor.

ve gizli bir operasyona koyuluyor.
samwell tarly ile beraber kara kaleye gelen şebboy ve onun bebeğiyle ilgili bir operasyon.
jon snow, şebboy ve samwell tarly'yi eski şehir'e zütürmeye karar veriyor. aemon targaryenle beraber oraya gidecekler ve şimdi hatırlayamadığım bir görevi yerine getirecekler. görev o kadar önemli değil, çünkü "fason" bir görev.

asıl amaç: şebboy'un bebeği ile mance rayder'in bebeğini yer değiştirmek. şebboy ve samwell ile beraber, mance rayder'in bebeğini eski şehir'e kaçırıp melissandre'nin yakabielceği bir bebek bırakmamak.

plan işe yarıyor. ve kimse bebeklerin değiştirildiğini anlamadan; şebboy, samwell, bebek ve aemon targaryen gemiyle yola çıkıyorlar.

artık melissandre'nin elinde yakacak bir bebek yok.

jon snow ile stannis'in uzun süren sıkıcı pazarlıkları var bu süreçte.
stannis kara kale dışındaki tüm kaleleri kendine istiyor. jon snow ona verebileceği kaleleri söylüyor ve karşılığında gece nöbetçilerine yardımcı olmak için adam vermesini istiyor. falan filan. incik cincik şeyler. stannis birkaç kez daha jon snow'u, stark yapmaya çalışıyor ama yemiyor. daha da zorlamıyor zaten.

neyse. bu sırada savaş esirleri sorunu var. surun kuzeyinde dev kafeslere binlerce savaş esiri depolamış durumda bizimkiler. tormund devfelaketi, tekrar saldırmadan önce esirlerle ilgili karar verilmeli.

yine uzun müzakerelerden sonra, jon snow ve stannis, bu esirlerin surdan geçirilip gece nöbetçilerine katılmalarına izin verilmesi konusunda anlaşıyorlar. isteyen serbestçe gidip ormana geri dönebilir, isteyen rhllor'a dua edip (melissandrenin emri) gece nöbetçilerine katılabilir. her 10 kişiden 9'u gece nöbetçilerine katılıyor.

ve gece nöbetçileri büyüyor.

vay amk eee

adamı tahtta gibmişler

5 dakika mola bu sırada yorum falan yapın amk kaldıgı yerle ilgili.

hacı elin degmişken butun kıtabi anlatsana burdan dede korkut falan olabilirsin yani

bu sırada samwell tarly denen kardeşimiz, seçimin kaderini değiştirmekle meşguldür. jon snow'un bile haberi olmadan bir kulis yapmaya başlar.

gece nöbetçilerindeki kardeşlerine "ya arkadaşlar bu seçim ya sonuçlanmayacak ya da bu geceki seçimde lannisterların adamı janos slynt seçilecek ve ızdırabımızı gibecek" der. "hepimizin isteyeceği bir adayda birleşirsek, slynt bininden kurtuluruz. (adını unuttum amk) demircinin ölmeden önce işaret ettiği biri, saldırıyı bize haber veren ve saldırıdan başarıyla ayrılmamızı sağlayan biri" der.

ve o gece seçim başlar.
oylar atılır.
oylar okunur.

oylar tek bir kişiyi göstermektedir: ned stark'ın bini, kuzey kralı olmak varken gece nöbetçilerini seçen, yabanılların yanında ajanlık yapıp kara kaleyi kurtaran jon snow.

artık yeni lord commanderdır.

gece nöbetçilerinin 998. lord kumandanı, bin jon snowdur. en genç lord kumandan olarak, artık sur ona emanettir.
herkes şokta.

baya uzun olacak lan. daha 3. kitabı bile bitiremedim :D

evet kısaca son haberlere göre: stannis baratheon, jon snow ve mance rayder öldü.

jon snow'a dair ufak bir ümidim var gerçi. çünkü melissandre bunu sürekli uyarıyordu, bir suikast olacak, soğuk ve ihanet görüyrum diye. hemen müdahale edip kurtarır belki jon'u.

ama stannis öldü bence garanti.

sen anlat panpa sayende kitap okuyoz

şimdi dizide en son jon snow kardeşimiz, sanırım yabanılların elinden kaçıp castle black'e gidiyordu.

o dakikadan itibaren işler karışıyor beyler.

kara kale'nin farklı bir yapısı var. surun kuzeyi için muhteşem bir savunmaya sahip. 216 metre yüksekliğindeki dev bir suru var. atılan oklar bile surun tepesine ulaşamadan yere düşüyor. savunmanın gücünü siz düşünün. sur'un tek zayıf yanı, karakalenin, sur'un diğer tarafına açılan kapısı. o kapı açılırsa, orduları geçirirsin. açılmazsa, yannanın başını yersin.

ancak, sur'un güney cephesi için durum böyle değil. kara kale'nin, güneye bakan surları yok.
bunun sebebi de binlerce yıl önce, bir lord commander, -o zamanlar kara kalenin güneye bakan surları da var- gece nöbetçilerini toplayıp bağımsızlık ilan ediyor ve savaş açıyor. stark'lar olayı temizlemek için saldırsa da, büyük kayıplar veriyorlar kalenin surları nedeniyle.

eninde sonunda savaş kazanılıyor, lord commander öldürülüyor. ve gece nöbetçileri bir daha isyan edemesin diye, güneye bakan surları yıkılıyor. bu sayede güney saldırılarına her daim açık hale geliyor.

işte yabanılların planı da burada başlıyor.
dağ tırmanıcılarından birkaç yüz kişilik bir ekibi, surun güneyine geçirecekler. ve kalenin hiçbir savunmasının olmadığı güney cephesinden kara kaleye saldırıp kapıları açacaklar. ve 200 binden fazla yabanıl, kapılardan geçerek surun güneyine geçecek. böylelikle ak yürüyenlerden kurtulmuş olacaklar.