deplasmanda gibik küme düşmeye oynayan sivaspora 2-1 yeniliyosun adı sanı duyulmayan ukrayna takımına kendi evinde 2-0 yenik duruma düşüyosun neyseki baroş kewell gibi adamların varda 2-2 yi yakalıyosun
* şampiyon bursapora yine kendi stadın da 2-0 yeniliyosun. suç kimde peki? herkeste, futbolcusundan tut taraftarına herkesin suçu var. taraftar gerçekten yeteri kadar destekliyo mu bu takımı? sanmıyorum. futbolcular özgüvensiz oynuyolar hala bi takım ruhunu yakalayamadılar. reykart hala alışamadı takıma gibim gibi yönetiyo takımı. yönetimi söylememe bile gerek yok zaten. insanın doğal çevresini değiştirmeye başlaması, ateş yakmayı öğrendiği tarihöncesi çağlara kadar uzanır. Örneğin Afrika'nın savan denen geniş çayırlıkları bundan 50 bin yıl önce bu kıtadaki ormanların yanmasıyla oluşmuştu. Ama, insanoğlunun doğaya verdiği zararlar özellikle son yüzyılda olağanüstü boyutlara ulaştı. Bunun nedeni teknolojinin inanılmaz bir hızla ilerlemesidir. Tekerleğin bulunması ile otomobilin yapımı arasında 10 bin yıl gibi çok uzun bir süre geçmişti; oysa insanoğlunun hava ve uzay yolculuklarına başlaması, yerçekimsiz ortamda yaşamayı başarması ve Ay'da yürüyebilmesi için otomobilin yapımından bu yana yalnızca 80 yıl geçmesi yeterli oldu. Teknoloji sayesinde insan yeryüzündeki en uzak mesafelere çok kısa zamanda ulaşmayı, akarsuların yönünü değiştirmeyi, elektrik üretimi için su gücünden ve nükleer enerjiden yararlanmayı başardı.
Teknolojinin sağladığı olanaklar kuşkusuz birçok yönden insanın yaşam koşullarını çok olumlu etkiledi; ama bir yandan da olağanüstü boyutlarda bir nüfus patlamasına yol açtı. ilk insanın yeryüzünde belirmesinden yaklaşık yarım milyon yıl sonra, 1850'lerde dünya nüfusu ancak 1 milyara ulaşmıştı. Oysa o tarihten sonra inanılmaz bir hızla artan nüfus 1986'da 5 milyara yaklaşmış ve bu artışın 1 milyarı son 15 yıl içinde gerçekleşmiştir.
Bugün yeryüzünün bütün zenginliklerinden olabildiğince yararlanmayı isteyen milyarlarca insan geleceği düşünmeden doğal kaynakları zorlamaktadır. Örneğin insanların bir yıl içinde tükettiği bütün içme ve kullanım suları bir yere toplansa, Dünya'nın merkezine kadar olan uzaklığın yarısı (en az 3.000 km) derinliğinde ve Avrupa kıtası büyüklüğünde bir göl oluşur. Nüfus ve tüketim aynı hızla artarsa yeryüzünün bütün kaynakları kısa sürede insanın gereksinimlerini karşılayamaz duruma gelebilir. insanlar binlerce yıldır uçsuz bucaksız denizlerdeki balıkların hiçbir zaman tükenmeyeceğine inanıyorlardı. Oysa 1970'lerden başlayarak Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde morina ve ringa balıkları, 1960'lardan sonra Marmara Denizi'nde başta uskumru olmak üzere birçok balık türü azalmaya başladı; Peru açıklarındaki hamsi avcılığında da yüzde 75'lik bir düşüş görüldü. Bir yaşam ortamındaki herhangi bir canlı türünün azalması başka canlıların yaşdıbını da tehlikeye atar. Örneğin Atlas Okyanusu'ndaki ringaların sayısı azalınca bu balıklarla beslenen deniz kuşları da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Norveç'e bağlı Rost Adası'nda, 1970'ten 1980'lerin ortalarına kadar yaklaşık yarım milyon denizpapağanı açlıktan öldü. Doğal yaşamı koruma uzmanlarının en büyük görevi insanların doğa karşısındaki ilgisiz, duyarsız ve yıkıcı tavırlarını ilgi ve sevgiye dönüştürmektir. Bu amaçla dünyanın her yanında doğa sevgisini yüceltmeye çalışıyor, insanı başka canlıların yaşdıbına saygı duymaya çağırıyorlar. ilginç bir anahtarlık yapmak için bir foku ya da ayaklarından çöp kutusu yapmak için kocaman bir fili öldürmek bir yaşamı boş yere harcamaktır. Kürkü için avlanan birçok hayvan, boynuzları için öldürülen birçok gergedan türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Kamuoyunun bilinçsizce tüketilen canlılar ve doğal kaynaklar konusunda duyarlık göstermesi bu kıyımı engelleyebilir. Soyu azalan Apollo kelebekleri (Parnassius apollo) Türkiye'de yakalanıp Avrupalı koleksiyonculara, topraktan sökülen kardelen (Galanthus) soğanları yurtdışındaki seralara satılıyor. Çok sayıda toy kuşu canlı hedef olarak kullanılmak üzere Kenya'dan Ortadoğu ülkelerine kaçırılıyor. Soyu tükenmek üzere olan ve tutsak yaşama kesinlikle uyum sağlayamayan bir kertenkele türü Endonezya'dan alınıp Japon-ya'daki dükkânlarda reklam aracı olarak kullanılıyor. Hayvanların etinden, sütünden, öbür değerli ürünlerinden ve gücünden yararlanmak istiyorsak hiç değilse üremelerine fırsat vermeli ve doğal ortamlarından koparıp almamalıyız.1-2 transferle bu sorunu çözüleceğini sanan mallar var. yönetimin aklını başına alması lazım takımı iyi yönetmesi lazım artık anlayın bunu. yönetimin yaptıklarını da anlamak güç. keitayı para için satıyosun yerine oyniyacak düzgün adam yok amk. anlayın artık takımı gibti bu yönetim. futbolcuda üzerine düşen görevi yapmalı amk. yıllık kaç milyon para alıyosunuz dıbına soktuklarım hakedin biraz parayı dimi?
galatasaray bu kötü durumdan kurtulacaktır ama önemli olan olaylardan en az zararı almaktır. sabredin renkdaşlarım yakında alayının dıbına koycaz.
özet yok okuyun amk