1. 1.
    +16 -2
    hagi'nin hırsı, kewell'ın yüzündeki gülümseme, ilk yarısını 0-2 önde kapattıkları maçı 3-2 kaybeden real madrid'li futbolcuların şaşkınlığı, 5 metreden vurduğu kafayı taffarel'in nasıl çıkardığını anlamaya çalışan henry'nin boş gözlerle etrafa bakışıdır galatasaray. hagi'nin 30 metreden çatala astığı golün arkasından sabri ugan'ın attığı çığlık; ömer üründül'ün kupa gelince dudaklarından dökülen "korkunçç bir şeyy" feryadıdır. çıkık omzuna aldırmadan maça devam eden bülent kaptan'ın inancına; uefa finalindeki son penaltıyı gole çeviren popescu'nun deparına; fatih terim'in gözyaşlarına; metin oktay'ın "bizi sevenleri üzmeyelim baba" cümlesine bakmak gerekir ona dair sevginin ne olduğunu; nasıl bir şey olduğunu anlayabilmek için. kimi zaman mekgiba'da bir hapishane duvarında çıkar karşına adı, kimi zaman ryan giggs'in kariyerine dair anlattığı bir hikayede ya da gregory coupet'in bir röportajında... unutturmaz kendini, unutamazsınız. türkiye denince galatasaray gelir aklına dünyadaki bir çok kişinin. hakan şükür gelir, hagi gelir, popescu gelir, fatih terim gelir.

    galatasaraylı olmak, torununa, çocuğuna, arkadaşına, kardeşine anlatacak bir şeylerinin olmasını sağlar. turgay şeren'den bahseder eskiler, coşkun özarı'dan bahseder, prekazi'den bahseder, metin oktay'ı düşürmez dilinden misal. şampiyon kulüpler kupası'ndaki yarı finali anlatırlar. efsanevi manchester maçlarına değinmemek olur mu? onu da yaparlar. ya da neuchatel maçlarını. biraz daha yaklaşırsın bugüne, 4 yıl üst üste şampiyonluk ve akabinde hiç yenilgi almadan gelen uefa kupası, süper kupa... 17 mayıs 2000 hani. türkiye'nin tek yürek olduğu gün. dünya üçüncüsü olan milli takım'ın ilk 11'indeki 7 futbolcu. sivas'ta 5-3 biten maçta arda'nın hırsı; hasan şaş'ın umudu; cevat hoca'nın inancı meze olur muhabbetlere.

    galatasaraylı olmak, futbol mevzubahis ise, yılmamayı öğrenmektir. mamuttur galatasaray zira. 1-2'lik maçı son 10 dakikada 3-2 kaybeden maldini'li milan'ın sahadaki "n'oluyor a... k... " duruşudur. 10 kişi kalan takımın mücadelesini gören arsene wenger'in yüzündeki endişedir.

    yenilmiyor mu? yeniliyor. fark yemiyor mu en büyük rakibinden? yiyor. adı sanı duyulmamış takıma elenip avrupa'ya veda etmiyor mu? ediyor. ama ne fark eder ki? neyi değiştirebilir tüm bunlar? sevgisini mi eksiltir taraftarının; inancını mı azaltır; daha az bağırmasını mı sağlar tribünde? hiçbiri.. hiçbirini yapamaz. o yüzden galatasaraylılık sadakat ister. sabır ister; her koşulda bağrına basmayı gerektirir takımı. kaypak aşklar gibi günübirlik olmamıştır; ezeldir, ebed olacaktır.

    türkiye'dir galatasaray.
    not:alıntıdır
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +5
    george hagiyi sevdim
    ben hagi'yi gol attıktan sonra yüzünde beliren, hafif utangaçlık, hafif gurur, hafif şımarık çocuk edası kokan gülüşü için sevdim..

    ben hagi'yi van'da 2 gol attığında, trabzon'a galatasaray adına ilk frikik golünü attığında kapalı tribünün önüne koşup diz çöktüğünde sevdim..

    ben hagi'yi arkasından gelenin o'nun bu hareketi yapacağını bildiği halde engelleyemediği topuk pasları için sevdim..

    ben hagi'yi kolunda pazubandı olmayan gizli kaptan, gerçek lider olduğu için sevdim..

    ben hagi'yi annesini, babasını galatasaray'da oynarken kaybedip, yasını, galatasaray formasıyla sakallı çıktığı maçlarda tuttuğu için sevdim..

    ben hagi'yi her maç öncesi özenle sargıladığı ayakları için sevdim..

    ben hagi'yi türkçe öğrenme çabası için sevdim..

    ben hagi'yi bir samsun maçında ne yapılırsa yapılsın gol girmediği bir anda, sonradan oyuna girip topla ilk bulustuğu anda attığı şutla kazandırdığı gol için sevdim..

    ben hagi'yi bir başka maçta oyundan çıktıktan sonra kalenin arkasına gidip, bir duran topta arkadaşlarına nereye atmaları konusunda direktif verirken görüp, bir de o'nun dediği yapılıp gol gelince sevdim..

    ben hagi'yi her basın toplantısında söze normalll diye başladığı için sevdim..

    ben hagi'yi erol ersoy'un sahasında galatasaray'dan şampiyonluğu çalanların hepsinin yüzüne tükürdüğü için sevdim..

    ben hagi'yi samuel johnson'ın kaburgasını kırdığı icin sevdim.. (eğerki fanatizim bazı şeyler gerektiriyosa onuda yaparız.)

    ben hagi'yi viyana'da 20 yaşında delikanlı gibi tüm yarı sahayı geçip attığı golden sonra çocuk gibi sevinip arkadaşlarına elleriyle "gelin gelin" yaptığı için sevdim..

    ben hagi'yi sahanın bir ucundan bir ucuna attığı milimetrik paslar için sevdim..

    ben hagi'yi bacanağı popescu için sevdim..

    ben hagi'yi spikeri 8 kez hagi! hagi! hagi!..diye bağırttırabildiği için sevdim..

    ben hagi'yi roberto carlos'a attığı çalımdan sonra salladığı el için sevdim..

    ben hagi'yi allahın sarhoşu tony adams'a caktığı yumruk için sevdim..

    ben hagi'yi athletic bilbao'ya son dakikada attığı gol için sevdim..

    ben hagi'yi monaco'ya attığı gol sonrası fransız spikere çığlık attırdığı için sevdim..

    ben hagi'yi istanbul maçında son dakikada, leeds'te ilk dakikalarda, öylesine kritik, öylesine zor penaltılar için gözünü kırpmadan penaltı noktasına gittiğinde sevdim..

    ben hagi'yi topu ayağına aldığında parken'deki, o nasıl da mağrur tüm ingilizlerin soluğunu tuttuğunu gördüğüm için sevdim..

    ben hagi'yi monaco'da süper kupa seremonisinde başına bağladığı bantla çocuk gibi eğlendiği için sevdim..

    ben hagi'yi romanya'da yüzyılın futbolcusu,6 kere de yılın futbolcusu seçildiği için

    pele'nin yaşayan en büyük 125 futbolcu listesinde yer aldığı için

    fifa’nın yüzyılın en güzel yüz golü listesinde 5. sırada yer alan bir galatasaraylı oldugu için sevdim ..

    ben hagi'yi sırtında yazan 10 rakamı o'na bu derece yakıştığı için sevdim..

    ben hagi'yi milli marşımızı eli kalbinde dinlediği için sevdim..

    ben hagi'yi mütevazılığı için sevdim..

    ben hagi'yi gerçek "commandante" olduğu için sevdim..

    ben hagi'yi galatasaray'ı bu derece sevdiği için sevdim..

    ve ben hagi'yi üzerindeki forma ona çok yakıştığı için sevdim... ”
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +4 -2
    zaten fenerlisin huur analı
    ···
  4. 4.
    +2
    GALATASARAY...

    Başarının diğer adıdır. En zor günlerde, devlerin karşısına çıkıp, sahayı dar etmektir en çok.
    Hani her şey kötü giderken bazen, hayatınızda iyi bir şeylerin olması demektir.
    Zorlandığınızda - hatta düştüğünüzde kimi zaman - asaletinizi ve tarzınızı korumak, her zaman tekrar ayağa kalk
    mayı başarmak demektir.

    Galatasaray demek; kimsenin kurmadığı hayalleri kurmak ve o hayaller için yılmadan, usanmadan mücadele et
    mektir. imkânsız denilenlerin sadece zaman aldığını en baştan kabul etmektir.

    Aslında Galatasaray demek; rakiplerinin başardıkları için “tesadüf” dememektir en fazla...

    işte budur Galatasaraylıyı, Galatasaraylı yapan!
    ···
  5. 5.
    +1
    ahahaha panpa yinemi sen :D
    ···
  6. 6.
    +1
    gerizekali lan bu
    ···
  7. 7.
    +1
    zütüne sarı lacivert dildo sok olursun fenerli
    ···
  8. 8.
    0
    @20 yürüyen madridi yendik diye sevinen mal gsli aq
    ···
  9. 9.
    0
    sen galatasaraylı değilsin ki huur çocuğu bırakmana gerek yok
    ···
  10. 10.
    0
    @11 fileleri delerek gibmiş
    ···
  11. 11.
    0
    @11 alıntı olduğunu belirttiğin için şukuladım
    ···
  12. 12.
    0
    @11 300 kere şukuya bastım helal
    ···
  13. 13.
    0
    fenerli olunmaz oruspu çocuğu olunur..
    ···
  14. 14.
    0
    @11 ile @24 ün şukusunu bırakıp gidiyorum
    ···
  15. 15.
    0
    yani fenerli ol ne gerek var devlet başbakanına kendi başkanının yaptığı şikeyle şampiyon olmak varken
    ···
  16. 16.
    0
    @11 @1 in ağzına sıçmış.
    ···
  17. 17.
    0
    @11 e şuku mu verir giderim ben
    ···
  18. 18.
    0
    zütünü kasma o seni bırakır zaten
    ···
  19. 19.
    0
    @1 i babası yaparken ofsayta düşürmüş
    ···
  20. 20.
    +1 -1
    @13 drogba gibi yaşlılarla oynayacağız, arda da gelmiyor, burak kendini yere atıyor, defans kötü, adamların defansı kapı gibi :(
    ···