O hafta çok yoğun geçmişti. Finalleri de halletmiştim. Serdarın notlari benden biraz daha düşüktü. Ama pek giblemiyorduk. Serdar düğüne odaklanmiştı.
Ben düğünden sonra Serdar'la fazla görüşemicektim. Ama olsun kardeşim mutlu olacaktı.
Evde Serdarla ps oynarken telefon çaldı. Arayan Ozan'dı
O: alo Hasan
B: efendim
O: Yarın Recai Abinin cenaze namazini kılacaz öğleden sonra. Sen 1 hafta daha boştasın
B: O-o-ozan. Diyebildim Ozanin da sesi çok kötü geliyordu.
O: sonra görüşürüz. Dedi ağlamaklı bi sesle.

Bi an gözümden yaş aktı. Çok babacan bi adama benziyordu Recai abi.
Serdar hemen ne olduğunu sordu. Bende anlattim yarin cenazeye gideriz dedim. Tamam dedi. Cenaze de Bursa daymış.
"Akşama doğru yola çıkarız kardeşim."dedim
"Tamam bilader ne zaman istersen gideriz."
O gün fazla bişey yapmadık. Recai abiyi çok tanimasam bile onu sevmiştim. Kendimi ona yakın hissediyordum.
Bir de şimdi ne olucak diye düşünüyorum. 6 ayda 20.000tl ve sağlam bi araba kazanmıştım. Düğün parası biriktiriyordum. Hem kendiminkine hem de Serdarin düğününe. ikimizinde ailesi düğün yapamazdı. Gamze'de kır düğünü istiyorudu. 2 3 ay içerisinde para kazanmamiz gerekiyordu.

Akşam 19.00 gibi çıktık evden küçük bi bavula bir kaç eşya koymuştuk. Yola çıktık 1 saat sonra Istanbul'dan çıkmıştık. Benzin istasyonuna girdik.

Benzin ve biraz cips felan aldik. Arabayi Serdar sürecekti. Ben de arkada biraz kestirdim.
"Uyan lan geldik"
Sarsıntıya uyandım. Bi otelin önünde durmuştu. Hemen 2 odaya yerleştik. ikimizinde uyuduk.
Sabah 8 gibi kalktık. Ozan'i aradim
B: alo biz buradayız
O: ben de Mehmetle geliyorum 1 saate oradayız. Daha cenazeye var. Seninle konuşmam gereken bi konu var. Geldiğimde konum atarim yanimiza gelirsin.
B: tamam.
Serdarla otelde bi kahvalti yaptik. Ben Ozanlara gidiyorum gelicek misin diye sordum.
"Geliyorum da bi bekle Gamze'yi arayacağım." dedi
"Tamam arabada bekliyorum." diyip arabaya bindim.
5 dakika sonra gelmişti. Ozanın attığı konuma doğru gittik.
Bir çay bahçesiydi. Ozanla Mehmet çay içiyordu. Biz de gittik oturduk çardağa.
"2 çay daha." diye bağırdım garsona.

O: nasisin kardeşim
B: nasi olalim bilader
M: erken gitti Recai abi
Bu muhabbeti yaparken. Ozan
"Beyler 2 dakika Hasanla özel bişey konuşmam lazım." dedi
Serdarla mehmet de biraz uzaklaştıp sigara yaktılar.

O: Recai Abi'nin ölümünden sonra işler değişti. Devam etmek istiyor musun kardeşim. Zorlama yok
B: Evette ne işi yapacağım
O: Patron seni tutmuş. Bundan sonra mekanlara gidiceksin. Para ve tehlike artacak.
O: ne diyosun
B: Ben varım diyorum.

Cebinden bi tabanca çıkardı ve
O: bu sende kalsın ne olur ne olmaz.
B: Ozan ben bunu kullanmayi bilmem ki.
O: Bundan sonra mekanlara giderken yanina adam vericez zaten.
B: peki.

Çayı yudumlayıp kalktık. Kafamda büyük tereddütler vardı. O arada Buket ile konuştum. Mert ile Doğa'nın fotorafini atmıştı. Sarılirken çekilmişlerdi. Doğa gözlerini saçıyla kapatmış ama mutlu olduğu belliydi.
Mert ise ağzında sigarayla gülümsüyordu. Aklıma Ozan'in sevgilisi olmadığı geldi. Fotoğrafı ona gösterdim ve "Ozan bak ne kada---"
Bi anda telefonu elimden almıştı.
"Bu çocuğu nerden tanıyorsun lan" diye kükredi.
Buket'in arkadaşının sevgilisi dedim.
Bi an rahatlamış gibi oldu. Telefonu verdi geri. Bi an çok korkmuştum.
Ozan'ı hiç böyle görmemiştim.
"Ozan ne oldu lan ne bu hiddet" dedim
"O Mert denen huur çocuğu bizim en büyük düşmanlarımızdan biri. Hatta Recai abinin ölümünde büyük payı var."

Evet beyler gece devam ederiz artık. Rezleri alın büyük suprizler geliyor.

Bunu duyduktan sonra ne yapacağımı bilemez hale geldim. Ama ilk önce Recai abi yi uğurlamak gerekiyordu.
Merkez Camii ne gittik. Namazi kıldık ve Recai abi yi toprağa verdik.
Cenaze töreni kalabalıktı. Ne çok seveni vardı Recai Abi'nin
Ozan bana " Biz 3 4 gün daha burada kalacağız. Siz bu akşam dönersiniz."
Eyvvallah dedim.

Burda 5 dakika daha durmak istemiyordum. Mert puştu ile Buket'in aynı ortamda bulunmamasi gerekiyordu.
Ama Bukete bunu nasıl anlaticaktım.

Hiç araba süresim yoktu. Serdar'in sürmesini istedim.
Eve geldiğimizde akşam olmuştu. Yok yorgunluğuyla hemen uyuduk.
Sabah telefonun sesiyle uyandım. Bardaki adam arıyordu. Ozan'ın patron dediği adam o olmalıydı zaten.
"Hasan 2 saat içinde bara gelirsin." dedi
Tamam diyip kapattım. Bugün bi işim yoktu erkenden gidecektim bara sonra da Buket'ile vakit geçirecektim.

Arabadan indim. Korumalar beni tanıyordu zaten. Patronun kapısını tıklayıp girdim. "Otur" dedi
Oturdum ve bana yapacağım işleri anlattım. Eskiden bireylere veriyordum. Şimdi mekanlara zütürecektim.
Bu benim için pek farklılık ifade etmiyordu.
Hala işin ciddiyetini kavrayamamıştım...

Mekandan çıktıktan sonra Buket'i aradım.
B:Alo
Bu: nasılsın aşkım
B: iyiyim.
B: ben diyorum ki bugün plaja gidelim.
Bu: Hmmm.
Bu: Olurrr. 1 saate alırsın beni
B: tamam
B: seni seviyorum
Bu : bende seni Hasan. Bekliyorum.

Hemen Serdari aradım. Onların da gelmesini istiyordum. Buket' e süpriz yapacaktım. Anlattim gelir misiniz diye sordum.
1 saate alırsın bizi dedi.

Önce Buket'i almaya gittim. Hemen indi aşşağı. Serdarların da geleceğini söyledim çok sevinmişti.
Serdarları da aldık. Ve ordan plaj malzemeleri satan biyere gittik. 20 dakkiya anca bitirdik alacaklarimizi.
Parayi ödeyip çıktık. Kumburgaza gidiyorduk.
Yolun üstünde bi benzin istasyonuna uğradık ve benzin aldık. Sonra yola koyulduk.

Plaja vardığımızda plaj sakindi. Biraz piknik yaptıktan sorna denize girdik.
Biraz yuzdukten sonra deve güreşi yapmaya karar verdik.
Tabi ki de cadı Buket kazanmıştı. 1 saat gibi denizde yuzdukten sonra tekrar bişeyler yedik. Beraber güneşin batışını izliyorduk.
Kötü günlerin yakın olduğunu hissediyordum. içimden " Hasan bu zamanların tadını çıkar" diye düşünüyordum.

Hava kararmaya başlamıştı. Herkez çok yorulmuştu. Toparlanıp arabaya bindik. Giderken ben sürmüştüm gelirken de Serdar sürecek diye sözleşmiştik.

Eve geldiğimizde 2 odanın birinde ben ve Buket diğerinde Serdarla Gamze kalacaktık. Herkez çok yorgundu direk uyudular.
Sabah gürültüyle uyandık. Sabahin daha 9 'unda ne bu gürültü diyordum.
Kapiya baktığımda Serdarla Yalçın birbirlerinin yakasina yapışmış kavga ediyolardı. Yalçın alkol almıştı.
iki kardeşin arasi zaten hiç iyi olmamıştı. Küçükken Serdar'in anne babası hep Yalçını sever onu bilirlerdi.
Serdarin da hep için de bi kıskançlık vardı. 8. Sınıfta bana ağlayarak anlatırdı. Yalçın da Serdarı abisi olarak görmezdi.

Hatta lisede 3 müz otururken bi kız geçiyordu. Serdar kıza baka kalmıştı. Güzel kızmış demiştim ben de. Beni yengenle nasıl konusuyosun lan diyerek azarlamişti 1 hafta da konuşmamıştı.
Ta ki Yalçın'ın o kızla el ele okula gelirken ki durumlarını görene kadar.

Yalçın işte bu kadar şerefsiz biriydi. Dün Gamze 4 müzün sahilde çekildiği fotoğrafı görmüş tweter da. Bizi kiskanmiş her zaman olduğunu gibi. içip içip kapıya dayanmıştı. Zamaninda benle Buket'i de kıskaniyordu şerefsiz.

1 gün mutlu geçiriyorduk diğer gün illa ki bişey oluyordu. Serdarın dudağı Yalçın'ın burnu kaniyordu. Ama Yalçın bundan zevk alıyormuş gibi gülüyordu. Ben araya girdim ve Yalçın'i ittirdim ve çenesine bi yumruk geçirdim. Zar zor ayağa kalktı.
"Bunu ödeyeceksiniz. Serdar özellikle de sen Çok pişman olacaksın." diye bağırdı. " Elinden geleni ardına koyma." demekle yetindi Serdar. Biraz irkilmiştım ama Yalçının o dediklerini sinirden söylüyor diye düşündüm. Keşke dikkate alsaydım...

Gamze Serdar'in dudağına pansuman yapıyordu. Biz de Buket'le birşeyler atiştirdik. Bugun bi şekilde Mert konusuna gelmeliydim.
O çocuğun Buket'in yanında olmasına engel olmam gerekiyordu. Merti hapise tıkamak istiyordum. Çünkü Merti Buketten uzak tutmanın tek yolu buydu. Ama bu nasıl olacakti.
Kahvaltyi bitirdik. Elimi yıkamaya giderken mesaj sesi geldi.
"ilk teslimatini yapacaksin bugün. Akşam 8 gibi bar da ol"

Biraz gerilmiştim ama bunu çocuklara çaktırmadım.

Yarım saat işim var beyler 1.30 saattir ayrılmadan yazıyorum. Biraz da dinlenmiş olurum. Yarım saate geliyorum

Geldim beyler başlıyorum

Bugun aklımda Buket'in kardeşi ve Buket ile bi gün geçirmek vardı. Bukete söyledim bunu çok sevindi.
Buketlerin evine gittik. Ömer uzun zamandır beni görmüyordu.
Hasan abiiii diyerek sarıldı.
"Boyun uzamış lan kerata." dedim. Ve kucağıma alarak aşşağı indim. Arabanin kapısını açtım.

" Hasan abi bu araba senin mi"
"Çok güzelmiş araban" gibi şeyler dedi. Çocuklar arabayı çok sever dimi?

Yola konuşmuştuk önce onu Lunaparka zütürdüm. Filmlerdeki gibiydi. Çok mutluyduk. Ömer'in ısrarı üzerine çarpışan arabaya bindik.
Benim yanımda Buket vardı. O ise tek bitmişti arabaya. Ömer'in arabalara ilgisi vardı. Güzel kullanıyordu çarpışan arabayı.
Atlı karınca ve bir sürü şeye bindik. Saat 18.00 olmuştu. Bi yandan Buketleri yollamak istiyordum.
Hadi size bi pamuk şeker alayım dedim. Çıkışa doğru gittik. Aldim pamuk şekerleri ve arabaya doğru yürüdük.
Arabaya bindik. 20 dakikaya gelmiştik eve. Arabadan indim. Ömer koltukta uyuya kalmıştı. Kucakladım ve evin içine kadar taşıdım. Yatağına bıraktım.

Bu: çok güzel bi gündü Ömer'in gözlerinin içi gülüyordu.
B: evet çok mutluydu
Bu: Hasan seni çok seviyorum hiç ayrılmayalim olur mu. Dedi ve sarıldık.

Çok güzel bir gün geçirmiştik. Ömer çok mutlu olmuştu. Bu da beni mutlu etmişti.
Saat 19.20 gibiydi. Teslimata yetişmem gerektiği aklıma geldi. Hemen atladım arabaya. Bi sigara yaktım ve sürmeye başladım. Önce eve uğrayıp silahımı almıştım.
25 dakika ya gelmiştim bara. Ozan daha Bursa'dan dönmemişti. Kendimi yanlız hissediyordum. Bara girdim. Esmer hatun dikkatimi çekmişti. Her zaman ki gibi çok çekiciydi. Ama Buket varken gözüm görmüyordu başkasını.
Kız bana göz kırpıp Patronun yanına kadar eşlik etti. Kapıyı tıklattim. "Girr" sesinu duyunca girdim içeri.

P: Ozan yarın dönüyormuş. Bugun ki teslimatı sen yöneteceksin. Herşeye dikkat et eğer teslimat sorunsuz hallet.
B: peki tam olarak ne yapacağım.
Bana 5 dakikada anlatti ne yapacağımı. Malı verdi. Yanima bi araba daha verdi.

Arabayı şoför kullanıyordu. Bende arkada sigara içiyordum. 15 dakika içinde geldik mekana. En az bizimki kadar görkemli olan bara girdik. Bar tıklım tıklım dı.
Bara girer girmez. Güzel bi bayan
"Beni takip edin Hasan Bey." dedi

Koridorlardan düz devam ettik ve bi odaya girdik.
Yaşlı bir adamdı buranın sahibi. Ben girer girmez elini uzatıp tokalaştı.
Ben de adama Patronunun selamini ilettim ve çantayı uzattım.
Çantanin içini açıp kontrol etmedi bile. Demek ki sağlam bi yerdi. Zaten bizi uğraştıracak biyer olsaydı bana vermezlerdi teslimatı.
Arabaya bindim. Telefonumdan mesaj sesi geldi
" Iyi iş çıkardın Hasan. Şimdi evine git ve banka hesabina bak."

Eve gittim. Serdar uyuyordu. Hemen laptopu açtım ve hesabima girdim. Girer girmez ağzım açılmıştı. 15.500 tl olan hesabimda 50.000 vardı. Bu parayi görünce y1aptığım işin ciddiyetini kavradım.
Bu işlerden kurtulmam gerekiyordu. Ama şu anda tek hayalim Buket'ile evlenmekti. Bu düşünceler içinde uyudum.
Sabah kalktım ve duş aldım. Bi de sakalımı kestim.
Serdar kahvaltı yapıyordu. Ben de hemen yanina oturdum ve birşeyler tıkindim

Serdar'a bir miktar para vermek istiyordum. Buna ihtiyacı vardı. Ama bunu nasıl yapacaktım.
B: olum siz ne zaman gün alacaksınız
S: pazartesi gidicez gün almaya
B: oo düğün salonunu halledelim ozaman
S: dur lan ne acelen var biz tarih alsak bile en az 1 2 ay sonrasina alırız.
Kahvaltı yapmaya devam ediyorduk. Ta ki o mesaj bildirim sesi gelene kadar.
Bir videoydu bu. Video yu açtı ve bi an yere düştü. Serdar bayılmiştı.
Ulan dedim noluyo. Aldım telefonu baktım video ya.

Bi an elim ayağım titredi. Serdari uyandırmaya çalıştım. Ama diyebileceğim bişey yoktu. Acaba bunu kim yapmıştı.
Serdarı su dökerek ayılttim. Ağlamaya başladı.

B:sakin ol kardeşim
S:lan ne sakin olmasından bahsediyorsun.
S: izlemedin mi video yu

Serdar telefonu bi daha aldi ve video yu izledi video 9 saniyeydi. Bu 9 saniye bi insanın hayatının kararmasina yol açacaktı...

Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Ama ben bunu kimin yaptığını biliyordum. Çünkü bunu yapabilecek bi kişi vardı.
Serdarı sakinleştirmeye çalıştım. Buket'i aradım hemen gelmesini söyledim.
Serdar ağlıyordu hüngür hungur ağlıyordu. Elimiz kolumuz bağlıydı. Ne yapabilirdik ki elimizde sadece bi video vardı.
20 dakika sonra Buket geldi. Ona video yu izlettim. Ağzı açık kalmıştı. Ağlamaya başladı.
Serdara polise gidelim mi diye sordum. Hayır dedi. Polisin bulamayacağını biliyordu. Bunun imtikamini almazsa yaşayamazdi.
Ben Ozanı aradım. Münasip bi dille anlattım. Buluruz ama 1 2 gün surer dedi. 1 2 saat sonra Serdara bi mesaj geldi.
" Ne oldu her zaman mutluydunuz hani ?"
Bundan sorna emindim bunu kimin yaptığından. Zaten ben Yalçın'in pgibopat olmasindan şüpheleniyordum

Tek umudumuz Ozan'in çabucak birşeyler yapmasıydı.
Hangi insan abisinin nişanlısına tecavüz ederdi bu nasi bi haysiyetsizlikti Serdar'in ona ne kadar değer verdiğini biliyordu. Ama Yalçın'in pgibolojik olarak sorunları vardı. Hastanede tedaviyi kabul etmedi.
Aile tarafindan çok şımartılmıştı.

Serdar sabahtan beri ağlıyordu. Votka vardı dolapta onun da dibini getirmişti. Sadece ağlıyor ve içiyordu. Konuşmuyordu. Onu öyle görmek te beni kahrediyordu.
Birşeyler yapmalıyım. Gamze'yi o pgibopatin elinden kurtaramamız gerekiyordu

Beyler bugün burda bitirelim yarın son gaz devam edicez iyi geceler.

30-40 dakikaya başlıyorum beyler

Serdar duvara boş boş bakıyordu. Ağlamayı bırakmıştı. Sadece rakısını yudumluyordu.
Serdarin kendine bişey yapmasından korkuyordum. Bu yüzden de hiçbirşey yapamıyordum. Elim kolum bağlı oturmak çok koyuyordu.
Tek umudum Ozan'dı . Telefonumu hiç yanımdan ayırmiyordum.
1 saat sonra Ozan aradı. Odaya geçtim odamda Buket şiddetli bir şekilde ağlıyordu. Bende Serdar'in odasina geçtim.
Açtım telefonu
O: bi ipucuya ulaştık
B: ne ?
O: Yalçın en son Şili'de bi benzin istasyonunda görülmüş. 2 saat önce. Şuan hala araştırıyorum. Akşama kalmaz buluruz.
B: Çok sağol Ozan
O: Lafı mi olur kardeşim.
Telefonu kapatıp içeri girdim Serdar yoktu. Odalara baktım gene yoktu.
Salona girdiğimde sehpanın üzerindeki araba yoktu.
"Ulan Serdar" diye bağırıp aceleyle Ozan'i aradim

O: bişey mi oldu
B: Serdar benim arabayı almış. Suan evde yok başına bişey gelebilir.
O: Sıkıntı yok senin arabanin nereye gittiğini bulmamız 5 dakka sürmez.
Içim biraz rahatlamıştı.
B: tamam ozaman sen adresi bana msj atarsin.
Bi anda çok korkmuştum. Serdar sinirle bişey yapabilirdi. 5 dakika sonra sms sesiyle irkildim. Adres vardi bide aşşagida bekliyorum yazıyordu.
Ozan gelmişti. Beraber gidecektik. Serdar suanda ruhtasız silah satan bi dükkandaymiş. Su anda.
20 dakikaya gittik dükkana. Çoktan silahi almıştı Serdar.
Şimdi napacagiz Ozan. "Sen bekle ben adami bi sorgulayim."
2 dakika sonra geldi. Kadıköye doğru gidiyordu Serdar.
Hemen yola koyulduk