otobüs yolculuğu ve taksi yolculuğundan sonra istanbuldaki evime geldim ve gün boyunca evden çıkmadım. Ertesi gün ilk iş Busenin yanına gittim beni görür görmez ağlamaya başladı.

B: Aşkım sakin ol lütfen zaten kötüyüm bir de sen böyle yapma güzel yüzlüm.
M: Çok üzüldüm ama amcanın ölmesine gerçekten çok üzüldüm yanında olamadığım için daha fazla üzüldüm.
B: senin suçun değil ki ömrüm biliyorum haberin olsa yanımda olurdun.
M: lütfen beni affet.

Bunu söyledikten sonra daha sıkı sarılıp hıçkıra hıçkıra ağladı bende dayanamadım onunla birlikte ağladım. geçtik bir parka oturduk banka. ben onun yaşlı gözlerine bakıp ağladım. o benim perişan halime bakıp ağladı. gerçekten perişandım ruhsal olarak sıfırdım. Buseye tesislere gitmem gerektiğini söyledim ve onu eve bıraktım. Uzun uzun sarıldım ve vedalaştık. Tesislere doğru konuşmam gerekenleri konuşmaya , tanışmam gerekenle tanışmaya gitmek için yola koyuldum.

Arkadaşlar mobilden yazıyorum bu kadar yüklenmeyin bana elimden geleni yapıyorum. Hızlı yazmaya çalışıyorum. Bana yükleneceğinize başlığa yüklenin elim ayağım yamuldu mobil yazmaktan.

hemen buselere gittim ve ona sürprizim olduğunu söyledim. merak etti ve üzerini değiştirdikten sonra dışarı çıktık bir taksi çağırdım ve kiraladığımız eve getirdim. arabadan indikten sonra burası neresi dedi. gel benimle deyip eve çıkardım. eve girince

Ben - B
Buse - M

B: burası benim yeni evim burayı tuttuk benim için artık tesislerde kalmayacağım.
M: (boynuma sarıldı) çok sevindim senin adına buralara kadar gelebilmiş olman beni gururlandırıyor. ve senin adına çok seviniyorum.
B: bende çok mutluyum hem seninle olduğum için , hem a takıma çıktığım için , hemde artık kirada olsa kendime ait bir evim var.
M: tamam o zaman koş bakkala makarna yağ ve yoğurt al da yeni evinde bir makarna yapayım sana.
B: ooo makarna mı zahmet olmasın yorucu yemek sonuçta
M: dalga geçme en hızlı bu olur hadi al gel de yeni evi kutlayalım.

koşarak markete indim istediklerini ve bir tane kolayı kaptığım gibi eve fırladım. yemeği hazırlarken sohbet ediyorduk çok keyifliydim. yemeği yedikten sonra gitmesi gerektiğini biliyordum ama gitmemesi için neredeyse ölecektim. ama kaçınılmaz son olarak eve bırakma vakti gelmişti. buseyi eve bıraktıktan sonra kendi evime döndüm ve evimde ilk gecemi huzurla uyuyarak geçirdim

Artık bu tak çukurunun içine düşmüştüm. Numan bey bana çok iyi bir futbolcu olacağımı en iyi paraları alacağımı resmen garanti etmiş ama esaret altına almıştı. bu şekilde idare edip edemeyeceğimi bilmiyordum. Ama Numan beyin evinde gördüklerim devam etmek zorunda olduğumu söylüyordu. cezamın bitmesine 3 maç kalmıştı. bu 3 haftayı antrenman yaparak buseyle dolaşarak geçirdim. ve cezamdan sonraki ilk maçtan önce tesislerde hoca yanına çağırdı ve.

TD: Bu akşam ilk 11 başlayacaksın.
B: peki hocam nasıl istersen.
TD: santra yaptıktan sonra ilk topu direk rakip yarı sahaya doğru vur taca çıksın ilk tacı rakip kullanacak haberin olsun.
B: Tamam hocam başka?
TD: Ne başkası oğlum sonra normal oyununu oyna işte 60-65 gibi alırım seni oyundan duruma göre hadi bakalım.

Tesislere girdim ve hemen Halit abinin yanına vardım.

H: Gel aslanım benim gel. Sen bugün kendini kanıtladın.
B: Halit abi sen bana demiştin ki kaleci...
H: Ya gibtiret o bini onunla hesaplaşacağız. Çok büyük kazık yiyorduk az kalsın. Ama bundan kurtulduk. Dostumuzu düşmanımızı tanıdık artık oynama sırası bizde.
B: Nasıl yani abi
H: Bu haftadan sonra kalan 2 maçı tam performans oynayacaksın kimseye acımak yok.
B: Nasıl istersen abi sen iste yeter döktürürüm.
H: Hadi geç dinlen bakalım. Sen lazımsın bize

Odaya geçip o gün yaptıklarımı düşündüm. Mutluluk gurur ve zafer sarhoşluğuyla uykuya daldım.

ilk rakı içişimin sonu tabi ki kusmalı olmuştu. Bir yaz boyunca hem antrenman yapıyor. Hem eğleniyordum. Artık alkole alışmış sigaraya başlamıştım. Ve beni bunlara başlatan kişi beni futbolcu yapan Halit abiydi.

---Sizi sıkmamak için olayların başladığı zamana geçiyorum---

Tam 4 sezon daha takımda geçirdim ve artık 18 yaşındaydım. Buse ve ailesi istanbul'daki ailem, Halit abi ise adeta liderim olmuştu. 4 sezon boyunca her söyleneni yaptım. Artık şike yapmak , ya da halit abinin deyimiyle anlaşma yapmak bana normal geliyordu. Diğer yandan Buseye bakış açım değişmişti. Artık ondan hoşlanıyordum ama ona söyleyemiyordum. 18. Yaş günümü tesislerde kutlayacaklardı. Halit abi bana büyük bir sürprizi olduğunu söyledi. Sabırsızlıkla doğum günü kutlamasını beklemeye başladım.

Maçtan sonra Buselere doğru yola çıktık. Selim amca durmadan övüyordu ve bu çok hoşuma gidiyordu.

S: ulan yıllardır şöyle heyecan yaşamadım. Aferin size be.
B: Elimizden geleni yaptık selim amca keşke bu kadar zora sokmasaydık ama önemli olan netice tabi.
S: Yok yok böyle daha keyifli oluyor. Deyip güldü.

15 dakikalık yolculuk yaptıktan sonra eve geldik yemek hazırdı. Yemek boyunca buse ve babası aysel teyzeye şöyle oldu böyle oldu deyip beni anlattı. Masada gülüşmeler ve sohbet tam gaz devam ediyordu ama benim için gitme vakti gelmişti Halit abi beni bekliyordu. Yemek için teşekkür ettim ve izin isteyip çıktım.

tesislerden içeri girdim ve teknik direktörün odasına geçtim hemen.

B: geldim hocam konuşacaklarımız var tanışacaklarımız var demiştiniz.
TD: gel bakalım SLDP başın sağolsun.
B: Sağolun hocam ama o gün yaptıklarınız...
TD: O gün olanların suçlusu bend eğildim hem hayatını kurtardım haberin yok o gün o sahadan çıksaydın bugün tanışacağın kişiler seninde benimde zütümüzden kan alırlardı. Şu an hayattaysan o kırmızı karta borçlusun.
B: Nasıl yani?
TD: Bu işleri benim yaptığımı düşünmedin herhalde! benden ne isterse bende sana onu aktardım bu kadar basit. Bu akşam seni Numan beyle tanıştıracağım o sana meseleyi açıkça anlatacak.
B: Numan bey kim ?
TD: Numan bey bu piyasanın türkiyede en etkin kişisi bu olaylar o nasıl isterse öyle olur. sen zaten o akşam tatsız da olsa adamlarıyla ufak bir tanışma yaşadın. bugün kendisiyle tanışacaksın.
B: Ne zaman?
TD: 1 saat sonra seni almaya gelirler.

seri yaz diyen panpalarım. gözüm bir yandan şampiyonlar ligi maçında bir yandan burada telefonu kenara attım mesaj gelip duruyor ne yapacağımı şaşırdım. ama yinede herşeyi bırakıp part yazıyorum. yine de ağır kalıyorsam çok özür dilerim.

Ama olması gereken buydu. Diğer türlü hatamın bedelini sevdiğim kadının ödemesini asla istemezdim. kimseninde isteyeceğini düşünmüyorum. tesislere doğru yola koyuldum antrenmandan sonra eve geçtim ama saat daha çok erkendi ve normalde böyle zamanlarda Buseyle buluşurdum. resmen kendi ellerimle hayatımı tak etmiştim. hem sevgilimi terketmiş hem aşk acısı çekiyordum. sokağa çıkıp yürümek koşmak istiyordum içim sıkılıyordu. hemen kalkıp tekrar tesislere doğru yola çıktım. tesislerden içeri girdim ve antrenman sahasına geçip antrenman yapmaya başladım. bütün hırsımı toptan çıkarmaya çalışıyor hayvan gibi sağa sola şut çekiyordum. kendimi yorgunluktan gebertene kadar çalıştım. sonra çağırdığım taksiye binip eve döndüm.

Günlerim artık böyle boş boş geçiyordu. ya antrenman ya maç ya Numan bey vardı. bunların dışında sadece uyuyordum diyebilirim. her hafta değişik şeyler istiyorlardı yok taca at yok sarı kart gör kırmızı kart gör. gerçekten iyi para veriyordu Numan bey. hatta sezon sonu sözleşmen yenilenip iyileştirelecek merak etme diyordu bana. param birikmeye başlamıştı ama inanın harcamaya elim varmıyordu. sadece ufak bir kısmını harcayabiliyordum.

Sezonun bitmesine iki hafta kala şampiyonluk şansımızı kaybettik. çokta umrumda değildi ama üzülmüştüm yine de. sezonu dördüncü olarak tamamladık. kupada ise yarı finale kadar çıkabilmiştik. Sezon takım için çok parlak bitmemişti. sadece önümüzdeki sezon avrupa kupalarına katılma ihtimali bizi sevindiriyordu.

penaltı için topun başına geçtim düdük sesiyle birlikte topa doğru ilerledim ama sanırım hayatımdaki en cılız şutu çektim ve top kalecinin atladığı köşeye gitti. kaleci penaltımı kurtarmıştı. adeta ölmek üzereydim. yıkılmıştım. ama tribünlerin alkış sesleriyle beraber kaptan geldi olur öyle deyip sırtıma vurdu ve kaldırdı. geride uzatmalarla birlikte hemen hemen 10 dakika kalmıştı. kendimi ispatlamak istiyordum.

10 dakika boyunca her topa koşmaya devam ettim kazandığım topların hepsinden sonra tribünlerden alkış sesi geliyordu. beni alkışlayan insanları mahcup etmemek istiyordum ve gerçekten istediğim oldu 89. dakikada ceza alanında önüme düşen topu şık bir vuruşla gole çevirdim. Olduğum yere çöktüm ve gözlerimden bir kaç damla yaş geldi. Stat hoparlörlerinden ismim anons edilirken tüylerim diken diken olmuştu. bu muazzam bir duyguydu.

Maç bitimiyle birlikte takımdaki abiler yanıma gelip takdir ettiler ve böyle devam etmem gerektiğini söylediler. maçtan sonra ilk iş olarak buselere gittim. beni izlemişlerdi. ve babası gelip anlımdan öptü. Buse babasıyla anlaşmama çok seviniyordu. bende çok seviniyordum ama birlikte olduğumuzu hala söylememiştik bu yüzden birazda utanıyordum

bir kaç gün memlekette kalacağımı haber vermek için teknik direktörü aradım.

B: Ben bir kaç gün burada kalmak zorundayım. buradakilere yardım etmem gerekiyor.
TD: Kal tabi allah rahmet eylesin. Yaptığımız şey için kusura bakma ama yapmak zorundaydık. hem kendimizi bir nebze affettirmek için hemde ailene yardım için anlaştığımız 5000 yerine 10000 yolladık hesabına umarım işine yarar. bu arada 4 maç ceza alacaksın büyük ihtimalle haberin olsun.
B: tamam önemli değil görüşürüz.
TD: görüşürüz geldiğinde konuşacaklarımız ve tanışman gereken insanlar var.

telefonu kapattıktan sonra Buseyi aradım.

B: Alo aşkım ben memlekete geldim amcam...
M: Biliyorum SLDP başın sağolsun. keşke yanında olabilsem ama malesef elimde değil sen döner dönmez görüşelim lütfen. beni haberdar et.
B: tamam aşkım seni çok seviyorum.

bir kaç gün memlekette evde kalıp gelen taziyeleri kabul ettim. daha sonra bu işler bitince yengem yanıma geldi

Yengem - Y

Y: SLDP oğlum. ben babaevine dönmek zorundayım burada tek kalamam artık. senden son isteğim evi satıp parasını bana yollaman.
B: yenge istersen burada kal ben sana para gönderirim.
Y: para sorun değil oğlum ama yıllarca amcanla kaldığım bu evde yalnız kalmak kaldıramam ben sen dediğimi yapacak mısın?
B: ne demek yenge kaç defa ekmeğini yedim üzerimde hakkın çok ben halleder sana yollarım parayı. Bu arada bu zarfta 10000 kadar para var bunu senin için getirdim lazım olur diye.
Y: Allah razı olsun oğlum ama alamam ben çok para bu.
B: Yenge ben bunu sana vermek zorundayım yoksa amcama karşı görevimi yerine getirmemiş olurum anla beni lütfen.
Y: Tamam oğlum Allah razı olsun.

o akşam yengem gitmişti. ben ise o evde son bir gece geçirmek için kaldım. sonraki gün evi emlakçıya verip beni haberdar etmesini söyleyerek tekrar istanbula doğru yola koyuldum. 8 gün memleketimde kalmıştım ama birazcık bile gezmemiştim o sokakları. otobüse bindim ve 8 saatlik yolculuğa başladım.

maç için sahadaki yerimizi aldık.ve başlama vuruşunu yapmak için santra noktasındaydım. takım arkadaşım topu bana verir vermez topa yapıştırdım ama taca atmak yerine auta atmıştım. top auta çıktıktan sonra beynim durdu. Numan bey , söyledikleri, ve addıbını öldürdüğü beynimin içinde 100 tur attı hemen bir şey yapmalıydım işimi şansa bırakamazdım. hızlı olmam gerekiyordu. yoksa hem kariyerim hem hayatım bitebilirdi. rakip takımın kalecisi kale vuruşunu kullandı top bizim yarı alana gelmişti. ve defans oyuncularımızdan birindeydi ısrarla pas istedim hani ayağıma gelse taç çizgisine depar atacağım o derece telaşlıyım. ama topu bana vermek yerine başka arkadaşa attı. O anda beynimde şimşekler çaktı ve ayağında top olan arkadaşıma seslenip kendimi yere bıraktım. topu dışarı atmasını umuyordum ve yaptı da.

kendimi yalandan yere bırakmıştım ama arkadaşım topu dışarı atınca öyle bir rahatlama geldi ki millet başıma toplanana kadar bi güzel uzandım

maç günü soyunma odasında hazırlık yaparken amcamın öldüğünü öğrendim. içim cız etmişti annem babam öldükten sonra beni sokakta kimsesiz bırakmayan kimsem olan amcam ölmüştü. Hemen Teknik direktörün yanına gidip durumu anlattım.

B: Hocam amcam ölmüş hemen gitmem gerekiyor.
TD: Gidemezsin her şey ayarlandı o kırmızı kartı görmek zorundasın.
B: Hocam amcam öldü kırmızı kart maç falan hiçbiri umrumda değil ben gidiyorum
TD: Tamam tamam sakin ol bekle arayayım gelip seni otogara bıraksınlar.

Beklemeye başladım 10 dakika sonra iki kişi gelip buyrun sizi otogara bırakalım diyerek stattan dışarı çıkardılar ve arabaya binmemle birinin boğazıma yapışması bir oldu.

tanımadığım adam: TA

TA: bana bak pekekent duydum ki amcan ölmüş maçı bırakıp oraya gidecekmişsin. Bu maçta çıkıp oynayacaksın senden isteneni yapacaksın. yoksa amcanın yanına direk olarak gidersin anladın mı beni
B: anladım ama amcam öldü...
(karnıma yediğim yumruk beni ikna etmeye yetmişti)
B: Pekala çıkıp oynayacağım.

tekrardan stada döndüm. teknik direktör beni görünce ellerini iki yana açıp yapacak bir şey yok dercesine baktı. artık maç başlamak üzereydi ben ise 55. dakikayı beklemek zorundaydım aklımda amcam , karnımda yediğim yumruğun ağrısı vardı.

Maçın başlama saati geldi. Sahaya çıkarken muhammet yanıma gelip yardımlaşarak oynayalım ezeriz bunları dedi. Bir şey diyemedim. Maç başladı ve ben ağır aksak oynuyordum. ilk yarı neredeyse ayağıma gelen her topu dağa taşa vurdum. Soyunma odasına giderken hoca yanaştı ve aferin dedi. ikinci yarıyıda aynı şekilde oynadım ve 2-0 kaybettik. Takım üzgündü ben ise anlamsız anlamsız etrafa bakıyordum.

Halit abi beni yanına çağırdı.

H: Aslansın sen aslan böyle devam edersen 18 yaşına gelmeden seni A takıma yollarım.
B: Ama abi çok kötü oynadım.
H: Futbol bu oğlum bazen kötü oynaman gerekir. A takımda oynayan herkes çok mu iyi oynuyor sen söyleneni yap yeter.

Gerçektende söyleneni yaptım. iyi ol dediklerinde elimden geleni yapıyor. Kötü ol dediklerinde sürünüyordum. Bu şekilde haftalar geçti ve ben artık ilk 11in daimi oyuncusuydum. Sezonun devre arası olmuştu ben artık istanbula alışmıştım. Tek başıma gezmeye gidiyordum dışarıdan arkadaşlarım vardı. Ama arkadaşlarımdan bi tanesine özel olarak zaman ayırmaya çalışıyordum. Buse. Buse tesislere yakın bir yerde oturuyordu onunla bir cafede tanışmıştık. Ve aramız gayet iyiydi. Aileside beni tanıyordu. Babası oynadığım takımı tutuyordu. Bir gün as takıma çıkta maçına gelelim diyerek takılıyordu. Gerçekten mutluydum

selamün aleyküm beyler burada mısınız?

Beyler sizi bekletiyorum ama dediğim gibi akşam 8de yazmaya başlayabilirim kusura bakmayın lütfen

B: peki olmazsam.
N: olmazsan kariyerinin bitmesi çok uzun sürmez.
B: başka çarem yok o zaman sizinleyim.
N: o zaman benim kurallarımdan ilkini öğrenme vaktin geldi.
( Belindeki silahı çıkarıp arabada bana yumruk atan addıbına çevirdi ve hiç bekletmeden ateş edip öldürdü.)
N: fazladan adama bakmayı asla sevmem. Ve işime yarayacak bir adama , işime yarayacak bir eşyaya zarar veren herkesin tek kurşunluk işi vardır. sen işime zarar verirsen ne hale geleceğini unutma lütfen. hadi gel yemeğe geçelim.
B: peki numan bey.

Sofraya geçtik gerçekten eve yakışır bir sofraydı ama biraz önce gördüklerimden dolayı boğazım düğüm düğüm olmuştu. tek bir lokma dahi aşağı inmiyordu. Numan bey yarım saatlik yemek faslından sonra seni evine bıraksınlar dedi. 2 saat yol gittikten sonra eve varmıştık beni bırakıp döndüler bende eve çıkar çıkmaz koltuğa oturup nasıl bir takun içinde olduğumu anlamaya çalıştım.

Sahaya döndüm ve köpek gibi koşmaya başladım her topa koşuyordum. 88. dakikada oldu karambolde topa dokundum ve gol. ilk defa bir gole bu kadar seviniyordum. Tribüne dönüp baktım Buse ve babası ayakta alkışlıyordu. Çok gururlanmıştım. Halit abi ise bana bağırarak eliyle 2 işareti yapıyordu.

Maç tekrar başlayınca hemen prese başladık. 90+1de muhammet düşürüldü ve penaltı kazandık ısrarla penaltıyı kullanmak istedim ve aldım. Topun başına geçtiğimde tribüne dönüp baktım Buse ayakta ve heyecanlıydı. Hakem düdüğü çaldı. Son kez topa be kaleye bakıp topu kalenin sol tarafına yolladım.

Top ve kaleci ters köşelere gitti. Golden sonra tribüne doğru koşmaya başladım Halit abi ve Selim amca birbirlerine sarılıyordu. Maç biter bitmez tribüne gittim ve. Selim amcayla Buseye sarıldım. Halit abi ise Aferin aslanım aferin işte bu diye bağırdı ve sen 2-3 saat misafirlerinle git sonra tesislere yanıma gel dedi.

sabah uyandığımda kararımı vermiştim Buseden ayrılacaktım. Ne kadar sevsem de benim yüzümden başına bir şey gelmemeliydi. bu kararımı açıklamak için buluşmaya çağırdım Buseyi.
Hani böyle birisi sizi kararınızdan vazgeçirmek için özel uğraşır ya aynen öyle oldu. Busenin merdivenlerden bir inişi var ceylan gibi sekiyor. saçları açık o koşarak merdivenlerden inerken saçları sağa sola savruluyordu. 5-10 saniyelik merdiven inişi bana yıllar geçmişçesine uzun geldi. indi boynuma sarıldı samimi davranmadım ama yüreğim nasıl pır pır ediyor.

B: hadi gel parka geçip konuşalım biraz
M: tamam aşkım ama moralin bozuk gibi , bir şey mi oldu ?
B: parkta anlatırım.
(4-5 dakika yürüdükten sonra parka vardık ve bir banka oturduk.)
B: buse seni artık eskisi kadar sevmiyorum. benimki aşktan ziyade biraz çocuklukmuş ben ayrılmak istiyorum özür dilerim.

Sadece suratıma baktı. Ağzını açıp konuşmak istiyordu ama ağlamamak için dudağını sıkıyordu gözleri dolu dolu hiçbir şey demeden kalktı ve koşarak gitti. ben sadece arkasından bakabildim. Buse dur gitme diye bağırmak istiyordum ama yapamazdım. benden uzaklaşırken attığı her adım sanki ömrümü kısaltıyordu. oturduğum yerde ömrümden ömür gitmişti.