1. 1.
    -1
    bu başlıkta futbolla alakalı bilgi, görüş ve anekdotlarımı paylaşıcam lan
    ···
  2. 2.
    -1
    evet yeryüzünün en iyi 11'ini açıklıyorum:

    p.çeh


    maykon puyol teri p.evra


    s.cerard

    çavi iniesta

    c.ronaldo messi

    ruuniy
    ···
  3. 3.
    -1
    ingiliz futbolunun geleceği:

    evet gençler ingiliz futbolunun çıkmaza girmesi yakındır.2000'li yıllarda özel sermayenin ingiltereye akıttığı para çok yakında kesilecek, klüpler darboğaza girecek ve ingiltere ligi premier lig öncesindeki kalitesine dönecek.90'lı yıllarda dünyanın 1 numaralı ligi olan italya liginin şu anda ki haline dönüşümü gibi yani... arsenal sistemiyle, klüp yönetimiyle şampiyonluklara ambargo koyacak.2-3 sene sonra bunlara şahit olacaksınız.
    ···
  4. 4.
    -1
    teri takımdaki adamların karısına kızına sulanmadığı sürece iyidir kardeş..onu bir adım önde görüyorum her zaman
    ···
  5. 5.
    -1
    @7 senin fan basten-linıkır olayını kabul etmen lazım önce yigen
    ···
  6. 6.
    0
    @8 afrika futboluyla ilgili küçük bir yazı yazmayı düşünüyorum, senegalin durumunu da açıklar.
    ···
  7. 7.
    -1
    @14 dostum biraz daha yaratıcı sorular sor..ben şu anda final maçında atılan golleri dakikasıyla yazarım sana..

    mesela ben şöyle bir soru sorayım : 1990 dünya kupasının yıldızı gibilaççi, hangi maçta hangi futbolcunun yerine girip, yıldızını parlatacak ilk golünü atmıştı kupada?
    ···
  8. 8.
    0
    afrika futbolu üzerine not:

    afrika futbolu çelişkilerle doludur.k.afrika ülkeleri dışındaki afrika ülkelerinin milli takımlarında oynayan oyuncuların üyük çogunluğunun avrupada oynuyor olması ve bir kaç istisna dışında bu oyuncuların tamdıbına yakınının avrupadaki para ve şöhretin büyüsüne kapılmaları, özellikle 2000 li yıllardan sonra afrika futboluna büyük bir istikrarsızlık getirmiştir. avrupanın iyi takımlarında oyuncular kendilerini milli takımdan üstün görmekte, eleme maçlarını ve afrika kupasını (klüplerinin baskısıyla da) mecburiyet olarak görmektedir.bu da özellikle kendini afrika uluslar kupasında göstermekte, güçlü afrika ülkelerinin yerine (kamerun, nijerya,fildişi.sah. senegal..) oyuncularının büyük bir kısmı ülkesinde top koşturan takımlar (mısır, cezayir,tunus..) öne çıkmakta.

    lakin konu dünya kpası ve onun elemeleri oldugunda, oyuncuların tavrı, dünya kupasının popüleritesi ve onun getireceği şöhretle birlikte değişmekte. kağıt üstünde güçlü gibi görünen fakat özellikle afrika uluslar kupasında çuvallayan orta ve güney afrika ülkelerinden en az birinin,son 5 dünya kupasından en az birine damga vurmuş olmaları bunun bir sonucu.

    bu veriler altında özetlemek gerekirse mısır-fildişi sahilleri dünya kupasında karşılaşırsa maçı fildişi alır, afrika uls. kupasında karşılaşırlarsa mısır kazanır.bu oyuncuların turnuvalara ve onun getirilerine verdiği önemle alakalı.( ayrıca kulüplerin afrikalı oyuncular üzerindeki baskısına bir kez daha değinmekte fayda var)

    son olarak şu anki güç dengesine baktığımızda kağıt üstünde fildişi sah.'in afrika kıtasında rakibi yok gibi, bana 90 lı yılların 2.yarısındaki nijeryayı hatırlatıyor.. onların arkasına herşeye rağmen kamerunu koyuyorum. fakat 5 yıl içinde gana'nın afrika futbolunda patronluk koltuguna oturması pek uzun sürmez.. hatta 2014 dünya kupasında şimdiden süpriz adayım.
    ···
  9. 9.
    0
    beşiktaşın en kötü yabancı 11 i

    p.kayer
    maldaraşanu-diatta-şildenfeld-seriç
    fırançesko-veit-mc danıld-baya
    tomas yun-stavrum

    itirazlar:
    nartayyo- fenere attığı goller yeter
    huan fıran- kaliteliydi tutmadı
    hengen - keza öyle
    ohen- gündüz feneri derlerdi,ama geldiği zaman affetmezdi

    aklıma gelenler bunlar, sırada galatasaray var,ama 11 i kurmak çok zor olacak o kadar çok boş beleş herif geldi ki aq
    ···
  10. 10.
    0
    galatasaray

    stauçe
    mapeza-kuzman-sarr-bruno
    lutu-buzid-barusso-marş-horvat
    lukunku
    ···
  11. 11.
    0
    fenerbahçe

    lukovcan
    vişniyevski-soçinzki-vagenhaus-fabiano
    simao-maldonado-josico
    sergio-besçasni-süleyman olare
    ···
  12. 12.
    0
    avrupa ligleri tahminler:

    italya: inter
    almanya: b.münih
    ingiltere: çelsi
    fransa : marsilya
    hollanda: tivente
    ···
  13. 13.
    0
    şampiyonlar ligi yarı final tahminlari:

    barselona-inter : barselona
    liyon-b.münih : b.münih
    ···
  14. 14.
    0
    trabzonspor üzerine bir yazı:

    90 yıllarda türkiye'de fırtınalar estiren, kupalar kaldıran hatta avrupa'da ürkiyeyi gs ile birlikte başarıyla temsil edebilen tek takım olan trabzonspor,o yıllarda kazanamadığı şampiyonluğu bundan sonra kazanabilir mi?
    cevabım evet. fakat bazı noktalara açıklık getirmek lazım, öncelikli şu trabzon doğumlu futbolcular, yani evlatlar. şampiyonluğun yolunu bu evlatları takıma doldurmaktan geçtiğini sanan zihniyetin öncelikle değişmesi lazımdı ve bu değişim yaşanıyor. ikinci olarak, yabancı transfer konusu, özellikle son 2 yılda yapılan transferlerde gözle görülür bir kalite artışı yaşanıyor (burda özkan sümer faktörünü unutmamak gerek).üçüncüsü yerli oyuncuların kalitesi, geçtiğimiz yıllara oranla yerli oyunculardaki kalitenin de çok net arttığını görüyoruz.ve son olarak tabii ki teknik direktör,iyi veya kötü mutlaka istikrarlı olmaları lazım (yerel basına ragmen)şenol güneş bu konuda iyi bir seçim olabilir..
    bu dört faktörün bir arada olması dışında, üzerinde durulması gereken mali, idari ve altyapı konuları var elbet.ve şu anda dışardan görebildiğim trabzon yönetimi bu konularla ilgili de önemli çalışmalar yapıyor. geriye kalan tek şey, SABIR.
    3 büyüklerin bu kadar kötü yönetildiği tr de,trabzonspor gelecek sene dahi şampiyonluğa uzanabilir. lakin,öncelikle savunmasına 1 yada 2 stoper, çok iyi bir ön libero ve bir de santrafor alması şart.3-4 kaliteli yabancı oyuncuyla trabzonspor önümüzdeki sene ligin favorilerinden birisi olabilir.
    ···
  15. 15.
    0
    hazır trabzondan bahsetmişken, efsane kalecileri petranoviçten bahsedelim.
    petranoviç türkiyeye gelmiş geçmiş açık ara en kötü kalecidir, kısacık boyu, upuzun saçlarıyla 80 lerin modasını yansıtan bir tipti. uzaktan gol yemeye bayılırdı, trabzonun efsanevi 4-3 lük lyon macında yine kalede o vardı, gelen 3 topu da buyur etmişti.. yine barselonaya 7-2 yenildiklerinde kalede o vardı(koeman hat-trick yapmıştı : )yanlış hatırlamıyosam simoviçten sonra gol show da kalecilik yapmıştı.o gittikten sonra da trabzon kalesinin makus talihi değişmedi (bknz:victor)
    ···
  16. 16.
    0
    @36 öenmli olan futbolcunun memleketi değil kalitesi bence..90 yıllarda dediklerine ilaveten soner, hamdi,iskender.. bu adamlarla ve 3 yabancı kuralına rağmen şampiyon olamadıtysa,bu saatten sonra hüseyin, tayfun cora, hasan 3. ile imkansız.. yani sadece trabzonlu diye takıma doldurmak saçma.
    ···
  17. 17.
    0
    sivasspor üzerine yazı:

    sivassporun büyük düşüşü süpriz sayılmalı mı? hem evet hem hayır. geçen sezonu 2.sırada bitiren bir takımın 1 sene sonra ligde can çekişiyor olması her ne olursa olsun tabii ki süpriz, lakin böyle bir yönetim anlayışını göz önünde bulndurdugumuzda çok da süpriz sayılmamalı.
    peki sivasspor nerde hata yaptı?
    1- bir çok kulübün yaptığı en büyük hata; gelecek sezon planlamasının yapılmaması ya da yanlış yapılması
    2- kalitesi sınırlı olan oyunculardan oluşan takımdan çok sayıda oyuncu gönderilmesi, yerlerine gelen oyuncuların oyuncuların uyum sorunu yaşamaları.
    3-geçen sezonun getirdiği özgüven ve büyük takım mı oluyoruz ne dürtüsü ile, sivassporu sivasspor yapan oyun felesefesinden vazgeçmeleri.
    4-sezon başında en iyi oyuncularını, zirve yarışındaki muhtemel rakiplerinden birine satmaları (pgibolojik olarak negatif etkiler)
    5-sezon ortasında yaşanan teknik direktör değişikliği.

    bu maddeleri arttırmak mümkün,ben bunları sıraladım. tabii şimdi birilerine sormak lazım; sivas'ta laila açıldı da bizim haberimiz mi yok???
    ···
  18. 18.
    0
    hayatımda gittiğim ilk maç:

    sene 1989 yada 1990..
    futbolun tüm saflığıyla, tüm güzelliğiyle yaşandığı yıllar.trt-1 de hafta sonu verilen bir maç için 1 hafta beklenen, kulakların radyoya yapıştığı güzel futbol yılları.
    babamın futbola duyduğu ilgisizliğe inat genlerimdeki futbol aşkı beni o dönem inönü stadı yerine zeytinburnu stadı'na zütürdü bir akrabamızın daveti üzerine. hiç düşünmeden evet dedim,10 dk lık araba yolculuğu sonrasında kendimi stadyumda buldum..ve tribündeki yerimi aldığımda, önümde duran saha, ftbolcular,tezahuratlar.. yaşanan inanılmaz heyecan.
    rakip a.demirspor.. doğal olarak z.burnusporu destekliyorum. maçın henüz ilk dakikasında gelen ve benim göremediğim gol.. tekrarını verecekler mi diye sorduğumu hatırlarım. heyecan artmış, mahalleye dönünce arkadaşlarıma atacagım havanın düşünü kuruyorum. derken 2. gol... 3 ve 4. goller... maç 4-1 bitmişti ve ne mutlu bana gittiiğim ilk maç müthiş keyifli ve bol gollü geçmişti.
    bu maç beni stadyumla, yeşil sahayla, tribünle kısacası hayatla tanıştıran maç oldu.o yüzden z.burnuspor'un yeri apayrıdır içimde (kim derdi ki yıllar sonra aynı sahada onlara karşı oynayıp rakip olacagımı)stadyuma attığım bu ilk adım, yaşadığım bu ilk heyecan, aradan geçen 20 senede izlediğim yüzlerce maçın temeli oldu desem yalan olmaz.o yüzden diyorum ki,futbol hiç bitmesin..
    ···
  19. 19.
    0
    feyyaz uçar üzerine yazı :

    feyyaz uçar ( bir futbolcudan daha ötesi..)

    efsanevi beşiktaş kadrosundan her bir futbolcunun ayrı yeri vardır beşiktaşlının kalbinde.. kimi metin olur mahalle maçlarında fırtına gibi kanatlardan giderdi, kimi rıza olur muz orta keserdi.. kimi gökhan olur defanstan topla ileri çıkar, kimi takoz recep olur adam geçirmezdi... ben ise hep feyyaz oldum, goller attım, sağ elim havada attığım gollerden sonra hayali taraftara koştum...
    neden feyyazın farklı yeri kalbimde? neydi bana günlerce 7 numaralı beşiktaş forması arattıran? fenerbahçeye imza attığı gün saatlerce ağlama sebep olan şey neydi? böyle bir sevginin elbette tek bir nedeni olamaz. benim için feyyaz demek, beşiktaş demekti, beşiktaşlı olmak demekti..o zamanlar garip gelen ismiydi belki de veya radyodan maç dinlediğimde merkezin inönüye bağlanıp feyyazın golüyle beşiktaşın öne geçmeleriydi.. fenerbahçeye attığı goller veya avusturyaya attığı muhteşem golüydü belki de..konuşma tarzı, efendiliği ve her attığı golden sonra sanki kariyerinin ilk golünü atmış gibi tribünlere koşması mıydı? beşiktaşın evladı olması, asker ocagından çıkıp g.saraya iki gol atmasıydı belki de kim bilir.. dediğim gibi belki biri elki hepsi..
    fenere imza attıktan sonra, beşiktaşın inönüde oynadığı ilk maç; kocaelispor maçı (7-1)... tribünlerde inanılmaz bir öfke var feyyaza, feyyazın fenerbahçe formasını giymesini yedirememin verdiği kızgınlık.. bütün stad 'feyyaz öldü, allah rahmet eylesin' diye bağırırken, daha doğrusu kalpleri ağlarken,ben koltuga oturup, nemli gözlerle bunun kötü bir rüya olmasını temenni ediyordum.
    belki feyyazın hatasıydı, belki kulüp yönetiminin belki de sekreter kızın.. feyyaz kendisinin de kabul ettiği üzere büyük hata yapıp fenerbhçe formasını giymişti.. fakat o her zaman beşiktaşlı feyyazdı..f.bahçe forması giydiği dönemde oynanan fenerbahçe-beşiktaş maçında (2-0) klübedeydi, fenerin attığı golden sonra seviniyor gibi yapması fakat becerememesi o günlerde bile beşiktaştan kopamadığının göstergesi gibiydi. yıllar sonra lucescunun yardımcısı olarak yuvasına geri döndüğünü görmek ise 100.yıl şampiyonluğu kadar mutlu etmişti beşiktaşlını kalbbini...
    dediğim gibi o feyyaz, beşiktaşlı feyyaz.. tribünlerin kibar feyzosu..bu kalpler, özellikle benim kalbim seni hiç unutmayacak kral feyyaz..
    ···
  20. 20.
    0
    bir beşiktaşlı gözüyle john leshiba moshoeu :

    ilhan cavcavın mükemmel üçlemesinden biriydi(kona, khuse,moşe)... beşiktaş gol makinesi olarak madidayı alırken, ilhan cavcav kendince g.afrikanın en büyük 3 yıldızını aldığını söyleyecekti. dediğinde kısmen haklılık payı vardı;kona ünü türkiye sınırlarının ötesine geçmese de,türkiye'ye gelen en iyi santraforlardan biri olarak adını türk futbol tarihine yazdırdı. khuse ise, kone ve moşe kadar olmasa da,çok iyi bir futbolcuydu,o da iz bırakıp gitti. peki ya moşe? bir beşiktaşlı için moşe ne anlam ifade ediyor biraz anlatmaya çalışayım..
    ankara'da bir g.birliği-beşiktaş maçı.. maçı yanılmıyorsam atv veriyordu.o sıralar metin diyadin'li,erkan'lı, engin'li ve 3 siyahili g.birliği 3 büyüklere her maç kök söktürüyordu, bahsettiğim maçta olduğu gibi.. çok fazla detaylarına inmicem, fakat moşenin gol attığını ve beşiktaşın puan kaybettiğini belirtmek isterim (sonucu net hatırlamıyorum)..beşiktaşa karşı oynadığı her maçta fırtına olup esen bu adamın,g.birliği formasıyla beşiktaş'a kaç gol atıp, asist yaptığını iyi bir araştırma yapmadan söylemek çok zor. lakin her maç öncesi eyvah g.birliği, eyvah moşe söylemleri beşiktaşlının diline pelesenk olmuştu o dönemlerde..
    daha sonraki durağı kocaelispor oldu bu oyuncunun.. olaylı türkiye kupası yarı final eşlemesi ilk maçında golünü atmayı yine ihmal etmemişti..ve tabii ki gol sonrası formayı kafaya geçirip,bir süre koşup sonra havaya zıplamayı ve tam havadayken el sallamayı da... kocaelisporda da çok canımızı yakmıştı bu karaoğlan anlayacagınız..
    bir sonraki durak ezeli rakip f.bahçe oldu moşe için.f.bahçe formasıyla pek başarılı olamamış, beklentileri karşılayamamıştı.1998-1999 sezonunda oynanan beşiktaş-f.bahçe maçı (3-2) öncesi, stad önünde beklerken ve akabinde stad içinde aklıma takılan adam herkesin takıldığı baliç değil, moşeydi..sahaya ısınmak için çıktığında futbolcular ve moşeyi 11 de gördüğüm an içime ürperti çökmüştü bile.. nitekim maçın ilk 20 dk lık bölümünde fevziyi 35 metreden avlayıp,o rüyalarıma giren gol sevincini yapıyordu..
    bir dönem de bursasporda oynayan moşe sessiz sedasız ülkemizden ayrıldı.bir dönem man.unt. ın istediği söylenen, hakkında yaşının 3 yaş küçük gösterildiği iddia edilen bu oyuncunun ülkemizden ayrılması belki de en çok beni sevindirmişti.taa ki 2003 senesine kadar..
    2002-2003 sezonunu şampiyonu beşiktaş, yeni sezon hazırlıkları kapsamnında aralarında lyon'un da oldugu bir turnuva için g.koreye gider. turnuvaya hemen her kıtadan bir temsilci katılmış, başta eurosport olmak üzere bir çok televizyon kanalının maçları canlı vermesi ve trnuvanın para ödülü iştahları kabartmıştı. tatil sırasında, beşiktaş formalarımızı giyip maçı izlemek üzere tv nin başına oturmuştk.. rakip kaizer cheifs,g.afrika şampiyonuydu.. kadrolar ekrana yansıdıgında kısa süreli bir şok yaşadık, moşe de ordaydı.. fazla uzatmaya gerek yok,37 veya 38 yaşına girmiş olan moşe, dünyanın öteki ucunda da olsa beşiktaşı yakalamış ve golünü atmıştı..ve o golden sonra artık moşenin allah tarafından beşiktaşa azap olsun diye dünyaya gönderildiğine olan inancım pekişmiş oldu
    moşe 42 yaşında ülkesinde futbolu bıraktı.tek temennim turist olarak dahi ülkemize gelmemesi ve beşiktaş'tan uzak durmasıdır. lütfen moşe, defol git hayatımızdan...
    Tümünü Göster
    ···