1. 226.
    0
    @182 yaz dostum tabi, futol ndıbına ne istiyorsan yaz... hakemin kafaya kondurduğun bozuk paradan tut da televizyonda izleyip unutamadığın bir maça kadar.. sayfa senin ,okuruz biz de işte aq..birinci ağızdan dinlemeyi çok severim lan
    ···
  2. 227.
    0
    2009-2010 şampiyonlar liginde yılın maçı : barcelona-inter

    evet beklediğim maç bu..sadece benim değil herkesin beklediği maç... final maçı için bu kadar hevesli olur muyum bilmiyorum.. sanki bu maçta extraordinary şeyler olacak gibime geliyor..

    öncelikle benim fikrim inter'in turu geçeceği yönünde ;veriler, istatikler,analizlerden ziyade sadece bir his benimkisi.. hisler bir yana bir de görebildiğimiz şeyler var tabii ki..evvela inter'in ilk maçta ortaya koydugu futboldan çok gösterdiği mücadele.. sanki barcelona'dan daha çok istiyor gibiler.. ikincisi mourinho faktörü tabii ki..bir diğeri barcelonanın real maçından sonraki gözle görülür düşüşü..

    saha içine baktığımızda ise, inter'in eto, pandev,milito gibi kontraya yatkın oyuncuları ve savunmanın göbeğindeki lucio-samuel ikilisinin uyumun dikkate aldığımızda maçın barca için zor geçecegini düşünmek hata olmaz.. istediği skoru bulamaması haline risk alacak barcelonada interin kontra ataklarını kesebilecek tek oyuncu olan puyol'un ekgibliği de böylesi bir maçta ve böyle bir rakibe karşı çok büyük dezavantaj..

    bu tip maçların nasıl geçecegini kestirmek zordur.. örneğin mourinho ilk maçtaki gibi agresif, baskılı ve hücumu düşünen bir oyun anlayışını benimseyip gol için mi sahaya çıkacak, yoksa 3-1'lik skor avantajını korumaya çalışıp,gol için fırsat mı kollayacak.. veya guardiola sabırlı mı davranacak yoksa ilk dakikalara bir gol sıkıştırmak adına maça agresif mi başlayacak? bunu maç başlayınca görücez elbet, ama bu tercihler turun kaderini derinden etkileyecektir.

    maçın skoru ne olur, turu kim geçer,ilk golü kim atar vs gibi sorları cevaplamak için kahin olmak lazım.. fakat herkesin kafasında kurduğu bir senaryo vardır muhakkak.. beklediğim kadrolar ve oyun anlayışları gerçekleştigi takdirde benim senaryom şöyle:

    maça barca'nın agresif başlamasına karşın ilk golü inter atacak.. tahminim odur ki ilk yarının sonlarına barcelonanın sıkıştıracagı 1 gol ile soyunma odasına 1-1 ile girilir.. ikinci yarıda ise barcelona sıklaştırdığı ataklar neticesinde 2-1'i bulur.. sonunu anlatmıyım heyecanı gitmesin * şaka bir yana bundan sonrasını kestiremiyorum..ama dediğim gibi içimden bir ses turu interin gececegini söylüyor.
    ···
  3. 228.
    +1
    yeni kartal, ricardo quaresma:

    öncelikle her ne kadar transfer bitmiş gibi görünüyor olsa da,masanın bir tarafında quaresma gibi bir yıldız, diğer tarafında da beşiktaş başkanı ve yöneticileri oldugu sürece imzalar atılana kadar bu transfer için temkinli konuşmayı elden bırakmıcam. önce kısa bir bir kariyer incelemesi yaptıktan sonra eger gelirse beşiktaşa faydalı olabilir mi mercek altına alalım.

    dünyanın en kaliteli altyapılardan birisi olan sporting lizbon altyapısının portekiz ve dünya futboluna kazandırdığı quaresma (ricardo andrade quaresma bernardo) 18 yaşında çıktığı sporting a takımında 2 sene oynadıktan sonra,o dönemlerin çalkantılı ve bol transferli takımı barselonaya transfer olur. figo'nun veliahtı olarak lanse edilen ve yakın gelecekte barselona takımının ve avrupa futbolunun en büyük yıldızlarından birisi olması beklenen quaresma, hollandalıların hüküm sürdüğü ve adeta bir keşmekeşi andıran kulüp bünyesinde tıpkı vatandaşı simao gibi fazla barınamaz ve 1 sene sonra ülkesi portoya döner..

    barselona'da yaşadığı 1 senelik travmanın etkisinden kurtulamayan quaresma için porto'da ki ilk yılı verimsiz geçer.. fakat daha sonraki yıllarda kendisini portekiz milli takımına ve inter'e taşıyacak performansı gösterir ve 2008 yılında mourinho'nun da isteği üzerine inter'e transfer olur.

    inter'in geniş kadrosu içinde yer bulmakta zorlanan, buldugunda ise beklenen performansı gösteremeyen quaresma sezon ortasında chelsea'ye kiralanır. orda da yalnızca 4 maç oynayabilen quaresma sezon sonu tekrar intere döner.2009-2010 sezonununda da beklentileri karşılayamayan quaresma'ya inter başkanı kapıyı göstermiş durumda.

    peki beşiktaş'a geldiği takdirde quaresma başarılı olur mu? öncelikle şunu belirtmekte fayda var; quaresma geldiği takdirde öncelikle beşiktaş taraftarının özlemini duyduğu gerçek anlamda 'yıldız' oyuncu hasretini dindirecek. camiaya moral kazandıracagı gibi, forma ve ürün satışlarının yanı sıra, kombinelere artacak ilgiyle birlikte manevi hazzın yanında ekonomik anlamda da tatmin edici bir transfer olacaktır. ayrıca bu transferle kulübün adı bir nebze de olsun avrupa'da duyulacagı gibi, verim alınamayıp gönderilmek istendiği takdirde oyuncuya kulüp bulma gibi bir sıkıntı içinde de olmayacak..

    bunlar, olası quaresma transferinin saha dışı olumlu etkileri olacaktır. peki ya saha içinde durum ne olur? öncelikle quaresma'nın yeteneklerine kimsenin diyecek bir sözü olamaz. geçmişinde(başarısız da olsa) barcelona, inter,chelsea, porto gibi avrupanın top class takımlarına forma giymiş olması zaten tesadüf olamaz. fakat son 2 yılda göstermiş olduğu, daha doğrusu gösterememiş oldugu performans biraz kafa karıştırıcı gibi.. değerlendirmeyi biraz sonra yapacagım beşiktaş analizinden daha detaylı anlatıcam fakat kısaca söylemek gerekirse, düzenli oynayabilecegi bir takım olan beşiktaşta, taraftarın da ilgi ve desteği ile, takımda kendisiyle aynı dili konuşan güney amerikalı oyuncuların varlığıyla birlikte ben quaresmanın her şekilde faydalı olacagını düşünüyorum...

    transferle alakalı son sözler beşiktaş tribünlerinden:

    fener'den cimbom'dan topçu almayın
    taraftarı çıldırtmayın
    bu taraftar arkanızda
    gelsin artık quaresma
    Tümünü Göster
    ···
  4. 229.
    0
    reis özletme kendini
    ···
  5. 230.
    0
    2010-2011 transfer dönemi, beşiktaş incelemesi :

    sezonu bursa'nın şampiyonluğu moralii kapatan ! beşiktaş yönetimi ve m.denizli'nin bu sezon öncesi transfer döneminde nasıl bir performans çizeceği merak konusu. aynı hocayla devam edileceği için normal şartlarda şu ana dek transferlerin şekillenmiş olması gerekmekteydi (en azından olması gereken budur) fakat geçmiş yıllarda yapılan hatalar sonucu kadroda biriken 11 yabancı oyuncu elleri kolları bağlamış durumda adeta.. peki neler yapılması gerekir, hangi oyuncular gitmeli, hangi mevkilere oyuncu alınmalı?

    öncelikle yabancı oyunculardan başlayalım.şu günlerde almış başını gidiyor bir tello rüzgarı.. tello görüşme odasında, tello için dünya kupası bekleniyor,ilk yolcu tello vs.. ben ise hangi yabancılar kalmalı sorusuna cevaben ilk olarak tello ismi ile başlıyorum. geldiği günden beri frikikleriyle, paslarıyla,mücadelesiyle ve golleriyle gerçek anlamda fark yaratan tello'nun ismini gönderilecekler listesinde görmek gerçek anlamda utanç verici..sol bek,sol açık, orta sahanın ortası hatta forvet arkası bile oynayabilcecek hem de kaliteli bir oyuncuyu,1 senelik perfomansına bakarak göndermeyi düşünmek beşiktaş yönetimine has bir hamle olabilir ancak.

    takımda kesinlikle kalması gereken diğer yabancılar ernst, ferrari ve sivok. ernst ile ilgili zaten sorun yok, ferrari ve sivok ile ilgili ise haberler çıkmaya devam ediyor..her ne kadar sivok çok çok ideal bir stoper olmasa da,geçen sene sezonun büyük bölümünde müthiş performans gösteren bu ikilinin,bu sene uyumlarının daha da artacagını düşünerek en azından bir sene daha takımda tutulması gerekir.

    benim de kafamı krcalayan holosko ve bobo konularına geçmeden önce, başta zapo ve schildenfeld olmak üzere asla beşiktaşın futbolcusu olamayacak fink, geldiği günden beri hiç bir şey veremeyen ve bundan sonra da verebilecegini ummadığım delgado ve yılın fiyaskosu olarak kayıtlara gecen tabata'nın takımdan muhakkak gönderilmesi gerekiyor.

    bobo ve holoskoya dönersek ; bobo konusunda fikrim çok açık: net bir şekilde daha iyisi alınmadığı sürece bobo tutulmalı.. fakat avrupa'da final ve kupa hedefleyen beşiktaş'ın (en azından biz taraftarların) bobo tarzında bir forvetle bu hedefe ulaşması çok zor.ama dediğim gibi daha kalitelisi bulunmadığı sürece daha doğrusu bulunamayacagı için bobo kalmalı diyorum.

    holosko benim takımda yerli ve yabancı oyuncular içinde açık ara sevdiğim futbolcudur. kalbim asla gitmesine razı olmaz. fakat realiteye baktığımızda durum maalesef farklı. holosko bir forvet oyuncusu, fakat beşiktaşa geldiği günden bu yana onu en ileri uçta oynarken pek göremedik.. zaten tarz olarak da ilerde tek forvet oynamaya pek müsait değil, tıpkı nihat gibi.. daha çok sağ tarafta kullanıldı holosko, fakat quaresma transferi gerçekleşirse, nihatın da o bölgeye talip oldugunu düşünürsek orda da yer bulamayacak gibi görünüyor..m.denizli'nin holosko için sistemi değiştirmeyecegi de düşünülürse mantık holosko gönderilmeli diyor maalesef.

    sadece ferrari, sivok,ernst, tello ve bobo takımda tutulmalı dedik, peki geri kalan 3 yabancı hakkı hangi mevkilere kullanılmalı? öncelikle tabi ki orta sahanın ortası, yani ernst'in yanına ernst gibi hatta ernst'ten de kaliteli oyunu iki yönüyle oynayabilen bir oyuncu alınmalı.. mesela bu sezon o mevkide oynayan oyunculardan istediği performansı alamayan juventusun kapısı çalınabilir (melo, sissokko,poulsen).ikinci olarak ise geçen sezon ekgibliği çok hissedilen,her iki kanatta da oynayabilecek bir hücum oyuncusu.. bunun için quaresma biçilmiş kaftan. diğer yabancı hakkının kullanaılması gerekn mevkide ise ikiye bölünmüş durumdayım.ya yıllardır arayıp da bulunamayan ideal bir sağ bek,ya da takım oyununa bağlı kaliteli bir ofansif orta saha oyuncusu.. sağ bek için adayım shaktar'lı srna (ah keşkem keşkem keşkem) ofansif orta saha içinse wolfsburg'lu misimovic..

    sağ bek mi yoksa ofansif bir orta saha oyuncusu mu alınmalı konusu biraz da alınacak yerli oyuncularla alakalı.. mesela pek ihtimal vermediğim halde bursaspor'lu volkan şen'in alınması durumunda tello o bölgeye kaydırılabilir ve sağ bek alınması daha ideal olur.

    kısaca özetlemek gerekirse, beşiktaş yapacagı 4 kaliteli transferle sadece türkiye liginin değil, uefa kupasının da en önemli adaylarından birisi olacaktır. şöyle ki;

    kaleci : rüştü, hakan
    stoper : ferrari, sivok,i.toraman
    sağ bek : srna, ekrem,rıdvan
    sol bek : ismail,i.üzülmez
    def. orta saha : sisokko, ernst,necip, uğur
    of.orta saha : tello, yusuf
    kanat oyuncları : quaresma, volkan şen, nihat
    forvet : bobo, nobre

    kadroda bulunan ismail,i.toraman, tello,nihat, quaresma gibi oyuncuların çok yönlü oldukları ve birden fazla mevkide oynayabicekleri düşünüldüğünde kadroya a2 takımından yapılacak kaleci, stoper ve forvet takviyesi ile 24 kişilik, farklı sistemlere uygun ve kaliteli bir kadro oluşturulabilir.son olarak bu kadrodan çıkabilecek bir ilk 11 yazıp takdirlerinize sunalım:

    rüştü
    srna ferrari sivok ismail
    ernst sisokko
    quaresma tello volkan
    bobo
    Tümünü Göster
    ···
  6. 231.
    0
    2010-2011 transfer dönemi, fenerbahçe incelemesi :

    sezonu hayal kırıklığından öte birazcık utançla kapatan fenerbahçe'nin çözmesi gereken ilk sorun şüphesiz teknik direktör konusu..f.bahçe sezonu 'bu şekilde' ikinci bitirmiş olmasaydı,her ne olursa olsun c.daum kalmalı derdim. fakat 16 mayıs faciasından sonra daum'un kalması imkansız görünüyor, dahası kalırsa takıma zarar verecek gibi duruyor.o yüzden hoca konusunu bir kenara bırakıp oyuncu kadrosuna bakalım.

    fenerbahçenin gelecek sezon için en büyük şansı, gönderecegi yabancı oyuncuların apaçık duruyor olması. kalması gereken oyuncları yazarsak daha kısa yer kaplayacagından alex, santos ve lugano dışındaki tüm yabancıların gönderilmesi gerekiyor ve büyük ihtimalle de gönderilecekler.ve bu yabancı oyuncu kıyımı f.bahçe'ye çok büyük bir şans doğuracak. kaliteli yerli oyuncuları olan f.bahçe'yi alınacak 5 tane kaliteli yancı isim zirveye taşıyabilir.. peki hangi mevkilere?

    öncelikle lugano'nun yanına kaliteli bir stoper. aziz yıldırım'ın bu işteki maharetini ve cömertliğini bildiğimden tavsiyelerim portekizlilerden yana olacak. biri porto'lu bruno alves diğeri ise chelsea'den ayrılması beklenen r.carvalho..
    yerli stoper kıtlığı çeken ülkemiz şartlarında önder ve bekir bu alternatif olarak kadroda tutulabilir.

    diğer önemli nokta orta sahanın ortası, yani emre'nin yanı.. hala appiah'ın boşluğunu dolduramayan f.bahçe için adres tıpkı beşiktaş gibi juventus olabilir. örneğin geçen sene bir türlü ikna edilemeyen poulsen bu sene alınabilirse çok faydalı olacagını düşünüyorum. şöyle ki; defansif oldugu kadar ofansif yönüyle de ön plana çıkan emre'nin yanında, daha agresif ve defansif bir oyuncunun oynaması gerektiği kanaatindeyim,bu bakımdan profesyonelliğiyle de poulsen tam isabet olur diyorum..

    bunların dışında,her iki kanat için ofansif gücü yüksek 'kanat' oyuncuları alması fenerbahçe için şart.. çünkü ne sol bek santos'tan sol açık,ne de santrafor kökenli david'ten sağ açık olabilir. bunun için tavsiyelerim ise sol açık için fiorentina'lı vargas, sağ açık için ise her ne kadar şu aralar gözden düşmüş olsa da inter'li mancini..

    ve tabii ki santrafor.. artık şu çok açık göründü ki alex takımda oldugu sürece alınacak oyuncunun ne kadar kaliteli oldugu pek önemli değil f.bahçe için. önemli olan f.bhçe'nin ve alex'in oyun sistemine uyum sağlayacak bir santraforun alınması..bu da şu demek oluyor; uzun boylu sırtı dönük oynayabilen ve alex'e duvar olabilecek kadar teknik özelliklere sahip bir santrafor.. bunun içinse adayım valencia'lı zigic..

    söylediğim oyunculardan çok daha kalitelileri bulunabilir, alınabilir elbette. fakat önemli olan 2 husus var; birincisi belirttiğim bölgelere oyuncu alınması ikincisi oyuncu transferinde aziz yıldırımın menajerlerin oyuncagı olmaması.. benim önerdiğim oyunculardan bir kadro yapalım

    kaleci: volkan,v.babacan
    stoper : b.alves, lugano,bekir
    sağ bek : gökhan gönül, önder
    sol bek : santos, vederson
    def. orta saha : poulsen, emre,selçuk
    of.orta saha : alex, özer
    sol kanat : vargas,u.boral
    sağ kanat : mancini,m.topuz
    forvet : zigic,g.ünal (semih)

    semih'in büyük ihtimalle ayrılacagını düşünürsek,a2 takımından veya yurt içinden yapılacak birer kaleci, stoper ve forvet takviyesiyle f.bahçe'nin 24 kişilik kadrosu tamamlanır ve bana göre türkiye liginin en güçlü takımını kurmuş olur. yine son olarak bu kadrodan çıkabilecek bir 11 yazıp, beğeninize sunalım:

    volkan
    gökhan b.alves lugano santos
    mancini emre poulsen vargas
    alex
    zigic
    Tümünü Göster
    ···
  7. 232.
    0
    maradona yönetimindeki arjantin milli takımı :

    futbolculuğunda elde etmiş oldugu itibar ve karizmayı, teknik direktörlüğü ile büyük sendeye uğratacagını düşündüğüm maradona'ya sallamadan önce,g.afrika'ya zütürecegi kadroya bir bakalım:

    kaleciler: sergio romero (az alkmaar), mariano andujar (catania), diego pozo (colon)

    savunma: nicolas otamendi (velez sarsfield), martin demichelis (bayern münih), walter samuel (inter milan), gabriel heinze (marilya), nicolas burdisso (roma), ariel garce (colon), clemente rodriguez (estudiantes)

    orta saha: jonas gutierrez (newcastle), juan sebastian veron (estudiantes), javier mascherano (liverpool), angel di maria (benfica), javier pastore (palermo), maxi rodriguez (liverpool), mario bolatti (fiorentina)

    forvet: lionel messi (barcelona), gonzalo higuain (real madrid), carlos tevez (manchester city), diego milito (inter milan), sergio agüero (atletico madrid), martin palermo (boca juniors)

    öncelikle kaleden başlayalım. belki de arjantin takımının en zayıf halkasını oluşturan mevki için 1. aday az alkmaar kalecisi romero..az alkmaar'da kötü bir sezon geçiren ve bana göre de yetenekleri sınırlı olan bu kalecinin, böylesi devasa bir kadronun kalesini koruyacak olması arjantinin talihsizliği diyelim.

    savunmada 2 önemli oyuncunun çğrılmadığını görüyoruz. biri barcelonalı milito, diğeri inter'li zanetti.. otamendi,garce gibi oyuncuların oldugu bir kadroda bu yoyuncular nasıl olmaz demicem. fakat enternasyonel tecrübesi fazla ve oynadıkları kulüpler çok büyük olan bu iki oyuncunun, özellikle de zanetti'nin kariyerinin şu son dönemlerinde en azından dünya kupası finallerine çağrılarak ödüllendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. tecrübe ve oynadığı kulüpler demişken, oynadıkları takdirde takıma verebileceklerini de göz ardı etmemek lazım elbet.

    orta saha seçiminde ise büyük bir skandal yaşandı bana göre..şu an şamp. ligi şampiyonu inter'in ve dünyanın mevkisinde en önemli oyuncularından biri olan cambiasso'nun kadroda olmaması tam bir fiyasko maradona açısından. özellikle messi'nin performansını arttırmak için arkasında çok koşan, mücadele eden ve top tekniği de xavi kadar olmasa da ona yakın,1 değil 2 oyuncu olması gerekirken cambiasso gibi ismi gözardı edip, umudunu mascherano,36'lık veron ve 19'luk pastore'ye bağlayan maradona'nın kupada oynayacagı maçlar öncesindeki kadro seçiminde ve maçlar sırasında yapacagı müdahalelerinde neler yapabilecegini az çok kestirebilmek mümkün..

    forvet hattında ise maradona'nın bile engelleyemecegi isimler mevcut. milito,tevez, higuain ve aguero'dan oluşan rüya gibi hücum silahları var arjanti'nin.. belki zarate de olabilr miydi diyorum kadroda fakat benzer tarzda oyuncuların çokluğundan olsa gerek bu oyuncu seçimine saygı duyuyorum..

    dünyanın bana göre en iyi 7-8 forvet oyuncusundan dördünü barındıran, avrupa'da bu sezonun en formda oyncularına ve tabii ki messi gibi bir yıldıza sahip arjantin'in en büyük şanssızlığı ne yazık ki teknik direktör maradona.. kadrosu itibarıyle çok uzun yıllar sonra ilk kez en büyük favori olarak başlayabilecekleri, hatta ortalama bir tek.dir.le bile bunu sağlayabilecekleri şu ortamda, maradona faktörü yüzünden ben arjantine kupada şans tanımıyorum.

    ve son olarak kendi adıma, arjantin takımının oynayabilecegi en iyi sistem olan 4-2-3-1 taktiği ile bir arjantin ilk 11'i oluşturup takdirlerinize sunuyorum..

    romeo

    j.zanetti g.milito samuel heinze

    cambiasso mascherano

    c.tevez messi di maria

    d.milito
    Tümünü Göster
    ···
  8. 233.
    0
    bir tuhaf takım : slovakya

    dünya kupası öncesinde herkesin muhakkak bir süpriz adayı olur. fakat ne yazık ki çoğu zaman turnuva sırasında süpriz beklenen takımlar kendisi destekleyenleri hayal kırıklığına uğratırken, kimsenin şans tanımadığı kimi takımlar turnuvaya damgasını vurur. özellikle hollanda, fransa,italya gib devlerin isimleri kadar etkili olamayacagını, yunanistan,danimarka, avustralya,mekgiba, kamerun gibi takımların süpriz yapma ihtimallerinin pek olmadığı ortamda birkaç g.amerika ve afrika ülkesiyle birlikte japonya ve g.kore ön plana çıkabilir kanaatini taşıyor bir çok kimse. fakat benim süpriz adayım turnuvaya ilk kez katılacak olan slovakya. nedenlerine geçmeden önce kadroya bir göz atalım:

    kaleciler: jan mucha (legia warsaw), dusan kuciak (vaslui), lubos kamenar (nantes), dusan pernis (dundee united)

    savunma: peter pekarik (wolfsburg), martin petras (cesena), martin skrtel (liverpool), lubomir michalik (leeds), jan durica (hannover), radoslav zabavnik (mainz), marek cech (west bromwich albion), tomas lubocan (zenit st. petersburg), kornel salate (slovan bratislava)

    orta saha: kamil kopunek (spartak trnava), jan kozak (timisoara), juraj kucka (sparta prague), miroslav karhan (mainz), marek sapara (ankaragücü), mario pecalka (zilina), stanislav sestak (bochum), marek hamgib (neapol), vladimir weiss
    (manchester city), miroslav stoch (chelsea), dusan svento (salzburg), zdeno strba (xanthi)

    forvet: erik jendrisek (schalke), robert vittek (ankaragücü), martin jakubko (fc moskova), filip holosko (beşiktaş)

    çek cum.,polonya ve slovenya gibi yabana atılmayacak takımları geride bırakarak dünya kupasına katılma başarısı gösteren slovakya'nın kadrosu da pek yabana atılmayacak cinsten. takımın en önemli 2 yıldızı şüphesiz liverpool'lu skrtel ve napoli'de forma giyen marek hamgib.. bunların dışında porto'dan hatırladığımız marek cech, wolfsburg'lu pekarik,man. city kadrosunda yer alan weiss ve chelsea kadrosunda yer alıp gecen sezonu twente'de geciren stoch (g.saray'ın peşinde olduğu iddia ediliyor)diğer önemli oyuncuları.. takımın abisi rolünde bulunan eski beşiktaşlı karhan ve leeds'li michalik'in tecrübelerinden faydalanacak olan slovakya2nın kadrosunda, gecen sezonu türkiye'de tamamlayan 3 futbolcu yer alıyor. bunlardan uzun süre rosenborg'da oynadıktan sonra a.gücü'ne transfer olan marek sapara en dikkat çekicisi. geçen sezon devre arası geldiği takıma adaptasyon sıkıntısı yaşayan sapara, önümüzdeki yıl adından çok söz ettirebilir.. bunun dışında vittek için de bir şeyler söylemek lazım.. başarılı bir almanya kariyerinden sonra gittiği lille'de beklediği süreleri alamayan vittek,a.gücü formasıyla göstermiş oldugu performansla ne kadar kaliteli bir golcü oldugunu bizlere kısa sürede gösterdi.. takımın bir diğer forvet oyuncusu olan beşiktaşlı holosko'nun ise ne kadar kaliteli bir isim oldugunu zaten hepimiz biliyoruz...

    fakat forvet mevkiinde en dikkat çekici isim,bu sezon k'lauten'den schalke'ye transfer olan erik jendrissek..23 yaşındaki bu genç oyuncunun, kontra atak futboluna yatkınlığıyla özellikle güçlü rakiplere karşı holoskoyla birlikte etkili olacagını düşünüyorum.

    kadrosunda avrupanın önde gelen liglerinden ve takımlarından oyuncuları barındıran slovakya'nın, özellikle hücum gücüyle kupaya damgasını vuracagını düşünüyorum.. italya,paraguay ve y.zelanda ile aynı grupta olan slovakyanın,bu 3 rakibinden en az 2 sini geride bırakıp 2. tura çıkacagını, hatta 2.turdaki rakibine göre çeyrek final şansının da yüksek olabilecegi kanaatini taşıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 234.
    0
    euro 2016'yı kim düzenleyecek?

    şu an itibarıyle taşıdığı önem ayarında haber değeri olmayan, ülkemize büyük ekonomik katkının yanında itibar kazandırabilecek olan, ayrıca biz futbol sevdalılarına bu heyecanı yakınen yaşatabilecek olan bu karar 28 mayıs cuma günü tsi 13.00 sularında açıklanacak.. sağlayacağı büyük faydaları yazıp vakit kaybetmeden, türkiye'nin italya ve fransa'ya karşı, evsahibi olabilme şansını değerlendirelim..

    öncelikle genel kanı b yarışta türkiye ve fransa'nın bir adım önde oldugu yönünde. bunda en büyük faktör ülke hükümetlerinin projeye verdiği büyük destek. bunun yanında italya futbolunda son dönemlerde yaşanan ırkçılık ve şiddet olayları italya'yı geri itiyor bu yarışta.. ayrıca bu organizasu 2 defa düzenlemiş olması diğer dezavantajı.o yüzden yazıya türkiye-fransa rekabeti ekseninde devam edicem.

    türkiye'nin en büyük avantajı siyasi desteği. öyle ki başbakanımız ve başkanmız da sürece bizzat müdahil olup,her türlü teminatı verdi uefa yetkililerine. hatta yarın ki son sunuma başkanmızın bizzat, başbakanımızın da telekonferans ile katılması bekleniyor. bunun yanında futbol federasyonunun bu organizasyonun ev sahibi olmak için çalışmlar yapması için kurduğu komite, işini fazlasıyla iyi yaptı.. reklam,tanıtım ve lobi faaliyetlerinde iyi iş çıkaran ekibin çalışmaları, diğer federasyonlara göre 1 adım önde. bunun yanında türkiye'deki aşırı futbol sevgisi ve daha önce futbolda böyle bir organizasyon düzenlenmemiş olmaması diğer avantajlar. türkiye'nin bu işi yapabilme potansiyeli ve daha önce evsahipliği yaptığı şamp. ligi ve uefa kupası finalindeki başarısı diğer artı faktörler..

    dezavantajları ise öncelikle ulaşım ve konaklama ile alakalı. özellikle istanbul dışındaki şehirler için bu sorun en azından şu an için vitrinde duruyor. güvenlik sorunu ise başka bir problem. ayrıca daha önce hiçbir büyük turnuvaya evsahipliği yapmamış olması avntaj kadar dezavantaj. zira tecrübesizlik ön plana çıkabilir.. bunların yanında benim şahsi fikrim, türkiye'nin en büyük şanssızlığı euro2012 evsahipliğini üstlenen polonya-ukrayna ikilisi oldu.bu ülkelerde yaşanan sıkıntılar (özellikle stat konusunda) uefa'nın canını sıkmış durumda ve bir daha böyle bir riske girmek istememe gibi durumları söz konusu olabilir.

    fransanın ise en büyük avantajı elbette uefa başkanı m.platini. bunun yanında fransa98'de uefanın elde ettiği inanılmaz hasılat diğer bir artı faktör uefa gözünde. ulaşım,konaklama ve güvenlik sorunu olmaması ve onlarında arkalarına aldığı siyasi destek diğer avantajları fransa'nın.

    kişisel bir değerlendirme yapmam gerekirse,bu veriler ışığında ben türkiye'yi bir adım önde görüyorum.ve bu görüşümü 3 temel nedene bağlıyorum: 1-verilen müthiş siyasal destek 2-ülkedeki müthiş futbol sevgisi ve bu turnuvayı diğerlerinden daha fazla istemesi 3-m.plati'nin uefa başkanı olması... evet sanılanın aksine platini'nin uefa başkanı olması bana göre fransa'nın en büyük dezavantajı ve doğal olarak türkiye'nin en önemli avantajlarından bir tanesi. zira avrupa basınında bu konuda çıkan haberler, seçimi yapacak delegelerin fransa konusunda çekingen olmalarını sağlayabilir. ayrıca 12 sene önce büyük bir turnuva düzenlemiş bir ülkeye bu kadar kısa bir süre 2. bir büyük organizasyon verilmesi,hem de fransız bir başkanın döneminde, tepki çekebilir.

    sonuç olarak, italya'ya şans vermediğim oylamada türkiye'nin şansını %70,fransa'nın ise %30 olarak görüyorum.ve içimden bir ses kararın türkiye olacagını söylüyor umarım yanılmam ve yarın gece bu saatlerde turnuvanın ülkemize ne gibi olumlu etkiler yapacagını açıklayan bir yazı yazabilirim.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 235.
    0
    sarkozy son hamle olarak geliyor, fransa'nın şansı bitti artık. birinci olarak türkiyenin ilk turnuuvası olması, ikinci olarak aslantepe, üçüncü olarak da en büyük devlet desteklerinin bizde olması bizi öne çıkarıyormuş. alır geliriz yarın.
    ···
  11. 236.
    0
    @191 inşallah
    ···
  12. 237.
    0
    la sadece olimpiyat bitmiş stad olarak elimizde başka da yok. bi de hızlı tren falan yok bizde bunlar etkilemez mi ne düşünüyonuz
    ···
  13. 238.
    0
    @193 2 senesi kalmış polonya'da da stat yok..6 sene de stat olmayan yerlere de stat yapılır kolaylıkla ki,urfa, kayseri,gs aslantepe gibi yerlerde zaten sorun yok
    ···
  14. 239.
    0
    sergio ramos'u kadroya almayan zihniyeitn futbol bilgisini gibeyim...
    ···
  15. 240.
    0
    @195 şimdi yaptığım kadroya bi daha baktım da,evet maicon tercihim doğru... inter'le 3 kupa alması ve yılın 11'ine seçilmesi de fikrimi doğruladı.
    ···
  16. 241.
    0
    Abi bu Şenez ne işe yarar ?

    italya Apo'yu saklar protesto edilir Juventus şerefsizi Türkiye'ye gelmez, bırak hükmeni ceza bile vermezler. istanbul'da birileri bomba patlatır Gs ve bjk maçlarını Almanya'da oynamak zorunda kalır.

    Adam c.başkanını bütün delegelere tanıtıyor, bizim c başkanı orada duruyor. Platini de az şerefsiz değil.

    Adamlar Zidane ile Karembeu gelmiş, bizim Hakan şükür nerede hamit neredde fatih terim nerede. giberim yapacakları işi.
    ···
  17. 242.
    0
    6+4 kuralı ; türk futbolu için iyi mi,kötü mü?

    öncelikle şunu belirteyim,ben yabancı transferinde sınırlamaya karşıyım... yabancı oyuncu hakkının sınırsız olması fakat transferlerin belirli şartlara bağlı olması gerektiğine inanıyorum (premier lig örneği).aksi takdirde, yavaş yavaş katar ligine dönmeye başlar.

    tekrar 6+4'e dönelim..6+2+2 oldugu da söyleniyor. ikisi arasında hiç fark olmadığı için 6+4 olarak yazımıza devam edelim.ilk olarak türk futbolcularının önünün kesileceği endişesine bakalım.bu son derece yersiz ve saçma iddaadır. şöyle ki; yıllardır türk futbolunda yaşanan yerli stoper krizi türk futbolunun önünde duran en büyük sorundur. özellikle 3 büyüklerin bu konudaki çözüm arayışları ve yaptıkları yerli stoper transferleri hiç bir işe yaramamış, mecburen rota yabancı stoperlere dönmüştür (kardeşim ortada kaliteli türk stoper var da biz mi almıyoruz???).diğer yandan, fenerbahçe hariç diğer 3 büyük kulüp ve diğer anadolu kulüplerinden bazıları, kaleci sorununu hep yabancıyla çözmeye çalışmış,son yıllarda çok sayıda yabancı kaleci gitmiş gelmiş fakat en sonunda, kaliteli yerli kalecilerin ortaya çıkması ve gösterdikleri iyi performans neticesinde, türk kalecier kalelere adeta amborgo koymuştur

    kısacası, eğer bir türk futbolcu -hangi mevki olursa olsun- yetenekliyse, yabancıların her zaman bir adım önündedir. zira yabancı oyuncuların gerek maliyet gerekse uyum sorunu, böyle bir durumda türk oyuncuyu ön plana çıkarır (fenerbahçe maicon'u alıcam diye g.gönül'ü gözden çıkarır mı? veya g.saray quaresma için arda'yı)

    bu konuda bir başka önemli husus yurtiçi transferlerin nasıl etkilenecegi konusudur.. öncelikle anadolu kulüplerinin, kapısını çalan büyük takımlara kapıyı milyon eurolardan açması türkiye'ye has bir durumdur.bu durum, türk futbolunun lokomotifleri olan 3 büyüklerin kasası için kötü, mali anlamda can çekişen anadolu kulüpleri için iyi bir hadiseydi. lakin bir de oyuncunun durumuna bakmak lazım.. gerçek değeri 300.00 £ 'yu anca bulan bir oyuncunun 2 milyon £'ya istanbul'a transfer edilmesi, fakat geldiği kulüpte -doğal olarak- tutunamaması ve adını istanbul'un yuttuğu yıldız adayları listesine yazdırması kaçınılmaz oluyordu (gerçekten yetenekli olup da oynayamayan veya oynayıp iyi yerlere gelen oyuncular istisna). 6+4 kuralının, bunu bir nebze de olsun yurtiçi uçuk transfer borsasını bir nebze de olsun aşağıya çekebilecegi gibi, yıldız adayı oyuncuların bir süre daha kendi takımlarında oynaması ve daha güçlü bir şekilde istanbul'a gelmesini tetikleyebilir.her iki durum da türk futbolunun lehinedir.

    ayrıca şunu da belirtmekte fayda var,ilk 11'de hala 5,18 kişilk kadro için 8 veya 10,24 kişilik kadro için ise 14 tane yerli oyuncu bulundurması gerekiyor kulüplerin..bu da demek oluyor ki,kulüplerin yerli futbolcu arayışı kolay kolay bitmeyecek. ayrıca uefa'nın altyapıdan asgari 3 oyuncu şartı da,altyapıya verilen önemin sürmesi açısından kulüpleri her ne olrsa olsun altyapıdan gelecek futbolculara muhtaç hale sokmaya devam edecektir.

    bir olumlu etkisi de yurt dışına ihraç ettiğimiz futbolcu sayısındaki artış olabilir.. türkiye'de kazandığı parayı avrupanın hiç bir ülkesinde kazanamayacak olan futbolcların tuhaf şekilde hedefini 5 büyük lig olarak belirleyip yunanistan, isviçre,romanya vs liglerde oynamayı reddetmeleri ve doğal olarak da türkiye'de ki transfer sirkülasyonuna katılmları neticesinde, özellikle anadolu kulüpleri arasında -ve dikkat edin her transfer döneminde hep aynı isimler- yaşanan bu kısır döngünün önüne geçilebilir.. türkiye'de istediği şansı veya parayı alamayan futbolcuların diğer ülkelerden gelebilcek tekliflere açık olması ve bu sayede avrupa liglerinde oynayan türk oyuncuların sayısının artması olasıdır ( en güzel örnek türkiye'de sıradan bir oyuncu olan çağdaş atan'ın almanya macerasından sonra isviçre'nin en büyük takımı basel'e gidip, şampiyonluk yaşaması)

    milli takıma etkisi ise nötr olacaktır.. örnek vermek gerekirse, yabancı sınırlaması olmayan avrupa liglerine baktığımız zaman (ab kıstasını saymıyorum),en çok yabancı oyuncu transfer eden ingiltere'nin,onu takip eden almanya, ispanya ve italya'nın milli takımlar düzeyinde hangi noktada oldugunu görebiliriz.. üst düzey milli takımlara sahip b ülkelerin liglerinin de avrupa'nın en kaliteli ligleri oldugunu söylemek zor değil. ayrıca bir dikkat çekici husus da bu ülkelerin çok fazla oyuncu ihraç etmemesidir. diğer ülkelere nazaran daha az yabancı futbolcu barındıran ve diğer ülkelere göre çok daha fazla oyuncu ihraç eden hollanda'nın ise lig kalitesi oldukça düşük, milli takımı ise verimsizdir (ilk ve tek kupa 88 avrupa şamp.)

    son olarak 6+4 kuralını türk takımlarının avrupa kupalarındaki mücadelesine az da olsa oluml etki yapabilecegini söyleyelim.bu, gerçi yabancı sayısından ziyade yabancı kalitesiyle alakalı bir durumdur ve türk kulüplerinin iş bilmez yöneticileri sayesinde pek bi anlam ifade etmemsi normaldir. zira sayının 8 den 10 a çıkması, getirilen yabancı oyunculardan kaliteli olanlarının sayısının artmasını sağlayabilir (düz mantık,8 oyuncudan 4'ü isabetliyse, 10'da 5 olabilir)

    sonuç olarak 6+4 kuralına karşı değilim hatta iyi olabilecegini savunuyorum.. vasıfsız kulüp yöneticileri sayesinde canavara dönüşebilecegini de kabul ediyorum.. bekleyip görmek lazım.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 243.
    0
    @197 haklısın
    ···
  19. 244.
    0
    gerçekleşmeyen quaresma transferi ve bir beşiktaş yönetimi klasiği :

    (bkz: futbolun ordinaryüsü mr hankey/#5139279) yazımın başlığı her ne kadar 'yeni kartal qquaresma' olsa da,ilk cümlelerimde bu transferle alakalı imza atılana dek kuşkularım olacagını belirtmiştim..ve kuşkular sonunda gerçek oldu ve beşiktaş yönetimi bir kez daha yanıltmadı beni.. taraftar bazında yeni sezona 3 adım geriden başlayacak f.bahçe taraftarının hemen 1 adım gerisinden başlayacak olan beşiktaş taraftarının bir ferdi olarak ben artık söyleyecek bir şey bulamıyorum bu başkan ve onun getirdiği yöneticilerle ilgili...

    sözü geçen oyuncunun ismi büyük, alınamaması normal.. beşiktaş zaten her istediği adamı,her kim olursa olsun alacak düzeyde bir takım değil (bknz: fenerbahçe)..yalnız ortada şöyle bir durum var; öncelikle bu transfer hikayesi 2 aydır süregeliyor,bu oyuncu ha geldi ha geliyor 2 aydır... oyuncunun kulübü oyuncuyu satma kararı almış, oyuncu avrupa çapında gözden düşmüş, bonservis bedeli uygun (tabata değerinde)..daha da önemlisi benim gibi bir çok beşiktaşlıyı aldatan, geliyor mu ne dedirten olay, beşiktaşın quaresma ile ilgili borsaya yaptığı açıklamaydı..her ne kadar 'görüşülmeye başlanmıştır' dense de,borsa'ya bu açıklamayı transfer öncesinden ziyade transferi bitirdikten sonra yapmayı felsefe edinmiş beşiktaş yönetimi bu açıklamayla bizi quaresma hayallerine soktu bir anda..

    oyuncunun bahanesi türkiye'ye gelmek istememesi..kim bilir belki de bu beceriksiz yönetimin bahanesidir.. benim merak ettiğim olay,2 aydır ne konuşuluyor oyuncuyla? türkiye'ye gelmek istememesi son anda mı dank etmiş kafasına? eğer öyleyse bu zamana kadar imza için neyi beklediniz ey yönetici parçacıkları? bir başka yöneticinin açıklaması ise oyuncunun sürekli fiyat yükselttiği şeklinde.. ulan gerekirse yükselt ve başka transfer yapma! 3 tane orta sınıf futbolcu alacagına bir tane yıldız al diye zütünü yırtıyor bu taraftar!

    kısaca oyuncu maliyetine/getiri analizi yapalım;
    oyuncunun bonservisi konsunda inter'le anlaşma yapıldığı biliniyor 8 milyon £'ya..oyuncunun da 3 milyon £ istediği söyleniyordu, hadi son anda fiyat arttırdı 4 milyon £ istedi... oyuncunun 3 yıllık maliyeti toplamda 20 milyon £ eder
    taraftarın çok istedi quaresma gelseydi benim tahminim, forumlarda ve yakın çevremden edindiğim izlenim kombinele satışlarında asgari +5000'lik bir artış yaşanacaktı.. ortalama kombine fiyatı yine asgari düzeyde 1000 tl'den hesaplarsak, asgari 5 milyon tl,yani yaklaşık 2,5 milyon £ eder.
    quaresma'nın gelmesi itibarıyle, quaresma formasına olan ilgininde tavan yapacagı aşikardı.. yurtiçi-dışı asgari toplam 80.000 civarında forma satışı demek, önümüzdeki sezon bir forma fiyatına 70 ytl ve kulübün bir formadan karının yaklaşık 50 tl olacagını düşünürsek, toplam gelir 4000 tl yani 2 milyon £ demek oluyor

    şöyle bir baktığımızda quaresma transferiyle, sadece kombine ve forma satışından 'asgari' 4,5 milyon £'luk bir kazanç sağlayacaktı kulüp..ve bu sadece geldiği sezonda kazandıracagı paraydı.. quaresmanın gelmesi demek takımdan bir oyuncunun gitmesi ve onun aldığı yıllık ücretin, gider tablosundan düşmesi demektir.. diyelim giden tabata oldu, oyuncunun aldığı para 1,5 milyon £'dan 4,5 milyon eder (bonservis bedeli olmadan satılmasında dahi)... neticede şu basit hesaplamayla 9 milyon £'su çıktı bu transferin.. geri kalan 11 milyon £'nun inter kulübüne ve oyuncuya 3 senede ödenecegini düşünürsek, oyuncunun yıllık maliyeti 3,7 milyon £ olacaktı... ve bir şekilde oyuncu ilerki yıllarda gitmek isterse, kulüp en azından ödediği bonservisi çıkarabilirdi... kısacası quaresma transferi maddi yönden bir sakınca yaratmayacaktı, aksine,iyi kullanıldığı takdirde kulüp bu transferden kazanç bile sağlayabilirdi..

    peki bir dünya yıldızı türkiye'ye gelmeye nasıl ikna edilir.. kalacağı evin, yaşayacagı şehrin, antreman yapacagı tesislerin, huzuruna çıkacagı muhteşem taraftarın vs resimlerinden veya videolarından oluşan bir sunum mutlaka yapılmıştır diye umuyorum.. yönetimde en azından ingilizce bilen bir yönetici de vardır zaten.. maddi anlamda kazanç bile sağlayacak durumdasın.. taraftar çok istiyor... peki be zütünü gibtiklerim 2 aydır neyin mücadelesini veriyorsunuz? bunca süredir bir oyuncu ikna edilemez mi? ya da vazgeçip yeni alternatifler belirlenemez mi? ya gidersin bir müddet uğraşır, vazgeçersin..ya da b kadar süre beklediysen, kafasına silah dayayıp getirirsin rezil olmamak için... üzülerek söylüyorum,bu yavru yöneticilerin acilen aziz yıldırımdan bir şeyler öğrenmesi gerekiyor..

    sonuçta olan beşiktaş taraftarına olmuştur.. birçok kişi facebook'una koydugu beşiktaş formalı quaresma formalarını silerken bazıları da quaresma'lı kurdugu beşiktaş yeni sezon beşiktaş kadrosunu üzülerek revize edecek.. çevresindeki fenerli ve g.saraylı arkadaşlarının taşşak yapmasına maruz kalacakları gibi, asla bir yıldız oyuncunun siyah-beyaz formayı giyemeyecegi endişesini iliklerine kadar hissedip, mahzunlaşacak..

    yazının özeti şudur;tepkimiz quaresmanın transfer edilememesi değil,2 ay uğraşıp transfer edilememsidir.. tepkimiz beşiktaş yönetiminin bir kez daha bizi yanıltmamasınadır.. tepkimiz quaresma dışında alternatif belirlenmemiş olmasınadır.. tepkimiz böyle bir yönetim ve başkana sahip olmamızadır... biz size quaresma'yı alamazsınız demedik ey beceriksiz yönetim adam olamazsınız dedik!!
    Tümünü Göster
    ···
  20. 245.
    0
    (bkz: flaş futbol haberleri 02 06 2010)
    ···