amk 3 kişiye anlatyıorum 3 yazık amk hikayeye yazık millet gibtir taktan şeyleri yüzlerce kişiye anlatıyor gibem böyle adaleti

tuvalette kim varsa gibtir olun gidin dedim bağırındım indirdim boxer ı taşakları suya tuttum dıbına koyim arkadaşlar geldi direk dedim gidin bana boxer bi pantolon bulup gelin hastaneye gidelim. taşaklar yanıyo dedim dıbına koyim. bi kaç dakika çıplak bi şekilde orda bekledim. neyse arkadaşlar kıyafetleri getirdi. giydim ama nasıl bir acıdır o dıbına koyim.

bu halde doktora gitmek var bi de. acile gittik hemen. neyse pansuman falan yaptılar yanık tedavisi falan. bir de boxer a benzeyen garip bişey verdi lavuk bunu giy dedi. giydim çıktık hastaneden eve geçtik. ben telefonu unutmuşum tabi dıbına koyim. kız mesaj attıkça atmış, attıkça atmış. canım bir şeyler içelim mi demiş. sonra sen bilirsin yazmış. mesajları görünce geri dön falan.

neyse durumu üstü kapalı bişekilde anlattım senin dedim gibtiğim huur arkadaşın kahveyi benim taşaklara döktü dedim. dedim ama bu şekilde değil lan. normal bir kıza nasıl anlatılırsa o şekilde anlattım dıbına koyim. üstü kapalı yani. ya onun öyle deli halleri vardır. bir de aranızdakileri düşününce yapar o salak dedi. benim tarafımı tutması iyidi ama bu benim taşaklarımı eski haline getirmezdi. bir hafta normal bir insan gibi yaşayamadım dıbına koyim.

neyse arada konuşmaya falan devam ettik kevaşeyle. benimde gibim hafiften düzelmeye başladı. dışarı çıkalım dedi bana. kahve içmiyceksek olur diye komiklik yaptım hala aklımda dıbına koyim. neyse kevaşeyle tekrar buluşmuştuk. ilk tanıştığımızda giydiği asklı ve mini etek vardı dıbına koyim. yüzü falanda düzelmiş. eski güzel kevaşe formuna tekrardan kavuşmuştu. onu öyle görünce tabi direkt gibim kalktı dıbına koyim. güzelliği yapmacıkta olsa çok iyi çünkü lan.

neyse geçelim orayı. bununla bi bara girdik. öyle dertleşiyoruz gelecekten falan. o huur çocuğu seni rahatsız ediyormu falan diyerekten de açtım lafı. yok hayır bir daha görüşmedik dedi. tamam bir şey olursa lütfen bana söyle hem arabanın intikdıbını alırım diyerekten güldürmeye çalışıyordum kevaşeyi. aramızdaki elektrik çok farklı olmaya başlıyordu artık. ne arkadaş kadar mesafeliydik, ne de bir sevgili kadar yakın.

konu konuyu açarken e geleceğin dedim. neler planlıyorsun. hayatın ne olacak, nasıl devam edeceksin dedim. şimdilik olayı akışına bırakmayı planlıyorum. bu olayı hemen atlatamam, biraz kendime zaman ayırmalıyım dedi. e sen dedi bana. bende senin gibi falan filen zırvaladım birşeyler. güldürmeye falan çalıştım. o arada bunun diğer arkadaşı (gibtiğim huur olmayan) mesaj atmış buna bizim kevaşe de çağırmış bunu.

iki kız bir de ben öyle laflıyoruz dıbına koyim. konu döndü dolaştı yeşil deltaya geldi. be dıbına koyim dedim herhalde bunlar arasında bir efsane nasıl bir şey falan merak etmeye de başladım. zütüme sokacağımdan değil dıbına koyim, bunu efsane yapan ne diye. kevaşenin arkadaşı yeşil delta yanındamı dedi benim kevaşeye. ehehehh güldüler benim olayı çakmadığımı düşünüyorlar.

neymiş o yeşil delta diyerekten girdim lafa. bizim küçük yumuşacık oyuncağımız dedi. e dedim benim öteki gibtiğim huuryu kastederek neden herkes bu oyuncağı konuşuyor, hepinizin ortaklaşa mı aldınız dedim. yarıldılar dıbına koyim. eheh yok canım ya dedi benim kevaşe. o bizim şans oyuncağımız dedi. o gün kimde kalırsa günü mutlu geçiyor dedi arkadaşına bakıp güldü sonra kevaşe. ben tabi hiç bişeyden haberim yokmuşcasına devam ettim.

kevaşenin arkadaşı annem çağırdı gidiyorum dedi. neyse tamam dedi benim kevaşe de ben de kalkıyım hem evde halletmem gereken işlerim var dedi. neyse ben de tamam dedim. önce kevaşenin arkadaşı ayrıldı. bende kevaşeyi evine kadar zütürdüm. görüşürüz canım dedi yanağımdan öptü dıbına koyim. şans işte. ben de görüşürüz diyip eve doğru gidiyordum. bizim kevaşe de sürekli mesaj atıyor.

gittin mi eve, sorun yok dimi falan diye. belli bu sefer bir şeyler istediği dedim kendi kendime gibiş işini nasıl yapacağımı düşünmeye başladım tekrardan.
kevaşenin arkadaşı annem çağırdı gidiyorum dedi. neyse tamam dedi benim kevaşe de ben de kalkıyım hem evde halletmem gereken işlerim var dedi. neyse ben de tamam dedim. önce kevaşenin arkadaşı ayrıldı. bende kevaşeyi evine kadar zütürdüm. görüşürüz canım dedi yanağımdan öptü dıbına koyim.

şans işte. ben de görüşürüz diyip eve doğru gidiyordum. bizim kevaşe de sürekli mesaj atıyor. gittin mi eve, sorun yok dimi falan diye. belli bu sefer bir şeyler istediği dedim kendi kendime gibiş işini nasıl yapacağımı düşünmeye başladım tekrardan. neyse eve geldim canım falan dedim öyle bikaç mesajlaştıktan sonra iyi geceler iyi geceler dedik yattım uyudum. uyandığımda kevaşeden mesaj gelmişti pek iplemedim dıbına koyim ne yazdığına bakmadan duşa geçtim.

geldim bir de ne göreyim bacısını gibeyim. senin ufaklık e alemde şeklinde mesaj atmış. gibimi kastettiğine emindim. ama hangi mana da soruyordu bunu? kahve olayı için mi yoksa ona girecek durum da mı olduğunu öğrenmeye çalışıyordu? emin olamadım. valla benim kahve tüketen ufaklığın keyfi yerinde. yanıkları geçti dedim. deli.d.d.d dedi dıbına koyim. ama ne yarak yemeye çalıştığını o an anlayamamamıştım. deli.d.d.d den sonra birşey yazmamıştım. benim ufaklığında yaraları iyieşti..d.d şeklinde bi mesaj daha geldi dıbına koyim. dedim azdı herhalde dıbına kodum kevaşesi.

çok sevindim canım, ama sen o kadar emin olma getir bir de ben bakıyım diyerek zarfı attım dıbına koyim. :d yazdı sadece. evet anlamın da mı? yoksa gibtir git anlamında mı anlamadım. mesajda atamadım dıbına koyim. insan elde ettiğini hafiften fark edince soğuyor o şeyden dıbına koyim. nasılsa benim diyor. ben de o bencillikle bir şey yazamadım. gecenin biriydi hala en son mesaj .d di. bi anda titredi telefon. kevaşeden mesaj geldi dıbına koyim.

ses verin qumqiler

hayatım ufaklık seni çağırıyor gelebilir misin.d şeklindeydi mesaj. dedim olm aha şimdi koyduk çocuğu. nasıl bir acele dıbına koyim. o arada adam gibi boxer aradık boxer ı parfümledik falan. neyse giyindim hemen atladım arabaya doğru kızın evine. canım kapının önündeyim dedim. anahtarı attı dıbına koyim çıktım. daha önce getirdiğimden evine katı falan da biliyordum. girdim eve kimse yoktu. odası biraz incintı.

bornozla oturmuş tv izliyordu geldiğim de. canııımmm diyerekten daldım odasına. ses çıkarmadı kitlenmiş televizyona. odadayım hala tek kelime etmedi. hanimiş benim bebeğimin küçük ufaklığı gibi saçma birşey söyledim gülsün diyerekten dıbına koyim. hiç bişey söylemiyo kevaşe. birazda somurtkan bir surat ifadesi duruyor. iyice yanına sokuldum kolumu falan attım hayatım iyi misin falan dedim. çıt yok. bir anda kapı sesi duydum karısını gibeyim.

içerde kim var ki dememe kalmadan gibtiğim huur elinde yeşil deltayla benim kevaşeye seslenerek girdi odaya yarı çıplak. altında sadece tanga var dıbına koyim. ayyyyy sen gelmişmiydinnnnn diyerekten hafif çığlık atarak odaya geri döndü. tabi ben bu huuryu görünce sinirlendim. ulan onun yüzünden bir hafta gibimi kullanamadı taşaklarım omlet olmuştu dıbına koyim.

tam o burda ne arıyor dememe kalmadan benim kevaşe atladı üstüme. tabi benim küçük artık kendinden geçtiğinden mantıklı düşünemiyordum. gibtiğim huuryu unutmuş. haftalardır hayalini kurduğum kevaşenin içine girmek istiyordum sadece. 5- 10 dakika ön sevişme oldu. yaladım yuttum kevaşeyi. inlemeye başladı. hayatımmmm seni istiyorum falan diyerekten. artık tabi duramadım hiç yavaş falan değil. onun o amcığı ne kadar taze, ne kadar güzel bişeydi dıbına koyim ya. tahmin ederdim ama bu kadar mı güzel olur lan. adeta şaheser dıbına koyim.

gibiyordum beyler ama nasıl anlatsam. gibmiyordum gibi bir yandan. resmen dünyalar benimdi lan. kendimi adeta bir peygamber ayarında hissediyordum. onun o sulanmış dar amcığı neydi öyle. hala gibtiğime inanamıyordum bir yandan. neyse iyici bir gibiştikten sonra, odaya geçtik yatıyoruz tabi yorgun da düştüm dıbına koyim. kolay değil kaç haftadır beklediğim istediğim şey olmuştu. tüm enerjimi harcadı orda. uyandığımda öğlen olmuş ve kevaşe yoktu ortalıklarda.