-
26.
0Fotoğraf: Hans Olde, Hasta Nietzsche, 1899 ortaları.Tümünü Göster
Çöküşünü yaşadığı rivayet edilen yer olan Piazza Carlo Alberto'un karşısından göründüğü şekliyle, Nietzsche'nin Turin'deyken kaldığı ev (arkaplanda sağda). Solda Palazzo Carignano'nun arka cephesi görülüyor.
3 Ocak 1889'da Nietzsche, zihinsel bir çöküş yaşadı. Turin sokaklarında toplumsal kargaşa çıkardığı için, etraftaki iki polis onun yanına geldi. Gerçekte orada tam olarak ne olduğu bilinmiyor fakat Nietzsche'nin ölümünden sonra ortaya çıkan hikayeler, Nietzsche'nin, Piazza Carlo Alberto çıkışında bir atın kırbaçlanmasını görmesi üzerine, atı korumak için ona koşup boynunda sarıldığı ve sonra yere yığıldığı üzerinedir.[39][40]
Bunu takip eden günlerde, Nietzsche Wahnbriefe ("Delilik Mektupları") olarak bilinen kısa yazıları yazıp birkaç arkadaşına (Cosima Wagner ve Jacob Burckhardt da dahil) gönderdi. Yazıların çoğu "Dionysos" olarak imzalanmıştı. Eski arkadaşı Burckhardt'a Nietzsche şöyle yazmıştı: "Caiaphas'ı zincirlere vurdum. Ayrıca geçen yıl Alman doktorlar tarafından çok bitkin bir halde çarmıha gerildim. Wilhelm, Bismarck ve tüm antisemitistler ortadan kaldırıldı."[41] Ayrıca Alman imparatoruna, vurulup Avrupa güçlerini Almanya'ya karşı askeri harekete geçmeye çağırmak için Roma'ya gitmesini komuta etmişti.[42]
6 Ocak 1889'da Burckhardt, Nietzsche'den aldığı mektubu Overbeck'e gösterdi. Bir sonraki gün Overbeck benzer bir mektup daha aldı ve arkadaşlarının Nietzsche'yi Basel'e geri zütürmeleri gerektiğine karar verdi. Overbeck Turin'e gidip Nietzsche'yi Basel'de bir pgibiyatri kliniğine getirdi. işte o zaman Nietzsche'nin tamamen, ciddi bir zihinsel hastalığın pençelerine kapılmış olduğu anlaşıldı ve bunun üzerine annesi Franziska onu Otto Binswanger'ın yönetiminde Jena'daki bir kliniği naklettirmeye karar verdi. 1889 kasımından 1890 şubatına kadar, sanat tarihçisi Julius Langbehn Nietzsche'yi doktorların yöntemlerinin Nietzsche'nin durumunu düzeltmede yetersiz kaldığını ileri sürerek kendisi tedavi etmeye çalıştı. Langbehn'in sürekli sıkı tedavi önerisi, gizli kalamayınca son buldu. 1890 martında Franziska Nietzsche'yi klinikten aldırdı ve 1890 mayısında onu Naumburg'daki kendi evine zütürdü. Bu süreçte Overbeck ve Gast Nietzsche'nin yayımlanmamış eserlerine ne yapılacağı konusuna kafa yoruyordu. 1889 ocağında, o anda basılmış ve ciltlenmiş olan Putların Alacakaranlığı'nın planlanmış bir yayımıyla ilerlediler. Şubatta Nietzsche Wagner'e Karşının elli kopyalık özel basımını sipariş ettiler ama yayımcı c g naumann gizlice yüz tane bastı overbeck ve gast deccal ile ecce homonun yayımını, daha radikal içerik taşıdıkları gerekçesiyle alıkoymaya karar verdi. Nietzsche algısı ve tanınması, ilk dalgasını atlatmıştı.
1893'te Nietzsche'nin kız kardeşi Elisabeth, kocasının intiharının ardından Nueva Germania'dan döndü. Nietzsche'nin yapıtlarını okuyup inceledi ve yayım işlerini tek tek kendi kontrolüne aldı. Overbeck nihayetinde görev dışı kalmıştı, Gast da sonunda işbirliğine girdi. Franziska'nın 1897'deki ölümünden sonra Nietzsche, Elisabeth'in bakımındaki ve Rudolf Steiner (1895'te, Nietzsche'yi öven ilk kitaplardan birini yazan kişi)[43] dahil kendisini görmeye gelen ziyaretçilerin olduğu Weimar'da yaşadı. Elisabeth bir ara öyle ileri gitti ki, Steiner'ı kardeşinin felsefesini anlamakta kendisine yardım edecek bir danışman olarak işe almak istedi. Steiner hemen birkaç ay sonra, Elisabeth'e felsefe konusunda herhangi bir şey öğretmenin imkansız olduğunu söyleyerek bu girişime engel oldu.[44] -
27.
0Peter Gast, Nietzsche'nin çöküşünden sonra yazılarını "düzeltecekti" ve onayı olmadan da öyle yaptı; bu hareketi modern bilimciler tarafından şiddetle eleştirilmektedir.[kaynak belirtilmeli]Tümünü Göster
Nietzsche'nin zihinsel hastalık kökeninin teşhisi, o zamanın medikal paradigması olan üçüncü devre sifilis olarak kondu. Birçok yorumcu hastalığın felsefesine bir etkisi olmadığını söylese de, Georges Bataille bu konuda karanlık ipuçları bırakmış[45] ve René Girard'ın postmodern pgibanalizi Nietzsche'de Richard Wagner ile ihtiram bir rekabet saptamıştır.[46] Sifilis teşhisi sorgulanmış ve Schain'in çalışmasından önce Cybulska tarafından vasküler bunamayı takiben periyodik pgibozlu manik depresiflik ortaya atılmıştır.[47] Leonard Sax, tıbbi kanıtları inceledikten sonra bunun sifilis değil, sağ taraflı retroorbital beyin zarı tümörü (menenjiyom) olduğuna hükmetmiştir ve Nietzsche'nin bunamasının en akla yatkın açıklaması bu olmuştur.[1] Orth ve Trimble ise frontotemperal demans teşhisini koydu.[2] Diğer birkaç kişi[3] ise CADASIL adlı bir sendrom ileri sürmüştür.
1898 ve 1899'da Nietzsche, en az iki kere daha inme geçirerek konuşamaz ve yürüyemez hale gelecek şekilde felç kaldı. 1900 ağustosunun ortalarında zatürreye yakalandıktan sonra 24-25 Ağustos gecesi bir başka inme geçirdi ve 25 Ağustos öğlesinde öldü.[48] Elisabeth onu Röcken bei Lützen'deki kilisede babasının yanına defnettirdi. Arkadaşı Gast, cenaze konuşmasında "Kutsal olsun adın tüm kuşaklar için!" dedi.[49] Nietzsche, Ecce Homo`da (cenaze yapıldığı zamanda hala yayımlanmamıştı) bir gün adının "kutsal" olarak anılmasından nasıl korktuğunu yazmıştı.
Elisabeth Förster-Nietzsche, Nietzsche'nin yayımlanmamış notlarından, Güç istenci`ni derledi ve yayımladı. Elisabeth, Nietzsche'nin daha önceki taslaklarını kendi isteğince birleştirdiği ve bu materyalle büyük imtiyaz sahibi olduğu için, ortak görüşe göre bu kitap Nietzsche'nin niyetini yansıtmamaktadır. (Örneğin Elisabeth, Nietzsche'nin Deccal'inde incil'den bir pasajı aynen yazdığı 35. aforizmayı kaldırmıştır.) Gerçekten de Nietzsche'nin Nachlass'ının yayımcısı Mazzino Montinari, bu yapılanı bir tahrifat olarak adlandırmaktadır.[50]
Vatandaşlığı, uyruğu ve etnikitesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Tarih anlatıcıları ve Nietzsche üzerine çalışmalar yapmış akademisyenler, Nietzsche'yi, gerek kültürel geçmişinden gerekse kullandığı dilden dolayı "Alman bir filozof" olarak tanımlamışlardır.[51][52][53][54] Diğerleri ise onu belirli bir milli kimlikle etiketlememişlerdir.[55][56][57] Nietzsche, Almanya birleşerek milli devlet haline gelmeden önce, o zaman Alman Konfederasyonuna dahil bir bölge olan Prusya'da, Prusya vatandaşlığı ile doğdu.[58] Doğduğu yer olan Röcken, bugünkü Almanya'nın Saxony-Anhalt eyaletindedir. Basel'deki görevini kabul ettiği zaman, Prusya vatandaşlığının iptali için devlete başvurdu.[59] Vatandaşlığının iptalinin 17 Nisan 1879[60] tarihine ait resmi onay belgesi geldi ve Nietzsche, o tarihten sonra, hayatının sonuna kadar resmi olarak devletsiz yaşadı.
Nietzsche atalarının Leh olduğuna inanıyordu.[61] Hayatının sonlarına doğru bu hikayeye iyice adapte olmuştu. 1888'de, "Atalarım Leh asilzadeleriydi (Nietzky); bu karakterin, üç jenerasyondur var olan Alman annelere rağmen iyi korunduğu görülmekte,"[62] yazmış ve daha sonra Leh kimliğiyle ilgili olarak daha kararlı bir tavır sergilemiştir: "Ben kanında bir damla bile kötü kan olmayan, safkan bir Leh asilzadesiyim, kesinlikle Alman kanına sahip değilim".[63] Bir başka yazısında, "Alman milleti, yalnızca damarlarında oldukça fazla Leh kanı olduğu için yüce bir millettir [... ] Leh soyundan geldiğim için gurur duyuyorum."[64] yazmaktadır. Nietzsche isminin Almanlaştırılmış olabileceğini düşünüyordu, bir mektubunda, "Kanımın kökenini ve ismimi, Leh asilzadelerine atfediyorum; onlar ki Niëtzky diye anılmış, yaklaşık 100 yıl önce evlerini ve asilliklerini bırakmış, ve en sonunda, dayanılmaz derecedeki baskıya boyun eğerek Protestan olmuşlardır."[65] demiştir.
Birçok akademisyen, Nietzsche'nin ailesinin kökeni konusunda tartışmışlardır. Hans von Müller, Nietzsche'nin kız kardeşinin öne sürdüğü ve asil Leh kalıtımını doğrulayan soyağacını ortaya çıkardı.[66] Weimar'daki Nietzsche Arşivinin müdürü Max Oehler, Nietzsche'nin, eşlerinin aileleri dahil bütün atalarının Alman isimleri taşıdığını savunmuş ve Nietzsche'nin eski bir Alman Lutherci ruhban soyundan geldiğini iddia etmiştir.[62] Günümüzdeki araştırmacılar da Nietzsche'nin Leh soyundan geldiği iddialarının "safkan uydurması" olduğunu düşünüyorlar.[67] Nietzsche'nin toplu mektuplarının yayımcıları olan Colli ve Montinari, Nietzsche'nin bu iddialarının "hatalı ve temelsiz düşünceler" olduğunu açıklamışlardır.[68][69] Nietzsche ismi bir Leh ismi değildir, fakat Almanya'nın orta bölgelerinde bu isim ve benzerleri (Nitsche ve Nitzke gibi) son derece yaygın bir şekilde mevcuttur. Bu isim, bir ilk ad olan Nikolaus'tan kısaltılmış hali olan Nick'e, daha sonra Slavik dillerle asimile olmuş hali Nitz, daha sonra da sırayla Nitsche ve Nietzsche olmuştur.[62]
Nietzsche'nin kendisinin Leh soyluluğuna sahip olduğunu düşündürmek isteme sebebi bilinmemektedir. Biyografi yazarı R. J. Hollingdale'e göre, Nietzsche'nin Leh soyundan geldiği propagandasının sebebi, daha sonraki dönemlerinde kendi içinde "Almanya'ya karşı verdiği savaş"ın bir parçası olabilirdi.[62]
ilişkileri ve cinsel yaşamı[değiştir | kaynağı değiştir]
Lou Salomé'ye yaptığı evlilik teklifine rağmen, Nietzsche hiç evlenmedi. Nietzsche araştırmacısı Joachim Köhler, Nietzsche'nin hayat hikayesini ve felsefesini, filozofun homociksüel olduğunu iddia ederek açıklamaya çalıştı. Köhler, Nietzsche'nin frengi hastası olduğunu, bu hastalığı da "genellikle, Cologne veya Leipzig'deki bir genelevdeki bir hayat kadınıyla olan münasebetinden ve/veya eşit oranda muhtemel olduğu üzere, bugün, Cenova'daki bir erkek genelevinden kapmış olabileceğinin düşünüldüğü"nü öne sürmektedir.[70] Köhler ayrıca, Nietzsche'nin Paul Rée ile arkadaşlığın yanında romantik bir ilişki de yaşamış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Köhler'in görüşleri, Nietzsche araştırmacılarının ve anlatıcılarının arasında fazla kabul görmedi. The Journal of Modern History adlı kitabında Allan Megill, "Köhler, Nietzsche'nin homociksüel arzularla yüzleşmiş bir adam olduğu iddiasının kolayca reddedilemeyeceğini tespit etmiştir." diyor, fakat "kanıtın çok az olduğunu" da ekliyor.[71] Diğer kişilerse Köhler'in cinsellik tabanlı yorumunun, Nietzsche'nin felsefesini anlamada fayda sağlamayacağını savunuyor.[72][73]
Felsefesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Üstinsan[değiştir | kaynağı değiştir] -
28.
0helal panpa bos zamanım olunca hepsini okucam
-
29.
0Üstinsan sözcüğünü ilk olarak teolog ve yazar Heinrich Müller, 17. yy'da yazdığı Geistlichen Erquickstunden adlı eserinde kullanmıştır.[74] Nietzsche, üstinsanın tüm evrenin amacı ve sebebi olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre Üstinsan insanlığın da amacıdır.
Nietzsche, üstinsan kavramıyla, soylu bir insan eylemliliği kavrdıbını yeniden kurmaya çalışır. Son insan, yalnızca maddi teselli peşindeyken, üstinsan yaşdıbını büyük eylemler uğruna harcamaya hazırdır. Üstün olmak, isteyerek iyinin ve kötünün ötesinde durmaktır.[75]
Nietzsche kendisini, üstinsanın habercisi olarak tanıtır ve kendini Zerdüşt ile özdeşleştirir. Bu konuda eserinde şöyle yazmıştır[76]:
“ insan bir iptir ki hayvanla üstinsan arasına gerilmiştir. Uçurumun üstünde bir ip. Tehlikeli bir geçiş, tehlikeli bir yolculuk, tehlikeli bir geriye bakış, tehlikeli bir ürperiş ve duraksayış. ”
“ Çünkü insanlar eşit değildirler. Gerçek budur. Ve benim istediğim şeyi onlar istemezler. ”
[77]
insanların üstinsanı karalayacaklarını şu ifadelerle bildirir[78]:
“ iddia ederim ki benim üstinsan dediğime, siz şeytan diyeceksiniz. ”
“ Sert olunuz! ”
[79]
“ Panayırda kimse üstinsanlara inanmaz. Orada konuşmak isterseniz halk tabakası göz kırpar ve "Biz hep eşitiz" der. ”
[80]
“ Haydi haydi, ey üstinsanlar! Ancak şimdi insan, geleceğin doğum sancısındadır. Tanrı öldü, şimdi dileriz ki üstinsan yaşasın.[81]
Ey üstinsanlar, içten adamlar, açık kalpliler; güvensiz olun! Derinliklerinizi gizli tutun; çünkü bugün halk tabakasının günüdür. ”
[82]
Nietzsche'nin üstinsanı, belli bir evrim sürecinin ardından, insanlar arasından çıkıp, bütün insanlığı yönetecek, tüm insanlara tahakküm edecek bir diktatör değildir. O, her ne kadar on dokuzuncu yüzyılda kapitalizmin yarattığı fabrika kölelerine, kapitalizmin Hıristiyanlıktan miras alıp koruduğu köle ahlâkına, burjuva demokrasisiyle onun eşitlik idealine karşı çıkarken, bu düzenin veya Avrupa'daki demokratikleşmenin bir yandan da zorbalık, acımasız bir diktatörün ortaya çıkışı için gerekli altyapıyı hazırladığını söylemiş olmakla birlikte, onun üstinsanı, sanıldığının tersine, Hitler değildir.[83] -
30.
0senin ben geçmişini gibeyim emi
-
31.
0"Tanrı öldü"[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Tanrı öldü
"Tanrı öldü" (Almanca: Ses bağlantısına git "Gott ist tot" (yardım·bilgi); ya da tanrının ölümü), Alman filozof Friedrich Nietzsche'nin yaygın olarak alıntısı yapılmış bir sözüdür. ilk kez 1882'de Şen Bilimde almanca die fröhlinche wissenschaft 108 yeni Çabalar 125 deli ve üçüncü olarak 343 keyifliliğimizin anlamı kısımlarda ortaya çıkar ayrıca nietzsche nin 1883 yılındaki deyişin yayılmasına en büyük katkıyı sağlamış olan eseri böyle buyurdu zerdüştte de görülür. Düşünce, Deli`de şöyle ifade edilmiştir:
« Tanrı öldü. Tanrıdan geriye bir ölü kaldı. Ve onu öldüren biziz. Hala gölgesi beliriyor uzaklarda. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden? Hangi su var bizi temizleyecek? Hangi teselli şölenlerinı, hangi kutsal oyunları icat etmek zorunda kalacağız? Fazla büyük değil mi bize bu davanın yüceliği? Buna layık olmak için birer tanrıya dönüşmeli değil miyiz?[84] »
(Nietzsche, Şen Bilim, Kısım 125, ingilizce: Walter Kaufmann)
8 Nisan 1966 tarihli Time dergisi kapağına "Tanrı Öldü mü?" sorusunu sordu ve eşlik eden makalede de o zaman için Amerika'da yükselmekte olan ateizme değiniliyordu.[85] O zamanlar, Amerikan teolojisinde "tanrının ölümü" adında bir akım doğuyordu.[86] Tanrının ölümü akımı kimi zaman teknik olarak, Yunanca theos (tanrı) ve thanatos (ölüm) sözcüklerinden türemiş olan "theothanatology" olarak adlandırılıyordu. -
32.
0Bengi dönüş[değiştir | kaynağı değiştir]Tümünü Göster
Ana madde: Bengi dönüş
Bengi dönüş (sonsuz dönüş, ebedi dönüş ya da ebedi tekerrür) düşüncesi, zamanın döngüsel bir formda olduğu ve olayların bu döngüsellikte sonsuza dek yinelenmiş olduğu, yinelendiği ve yineleneceği tezini içermektedir. Friedrich Nietzsche bu düşünceyi etik anlamda oluştaki yaratıcılığın, en yüksek yaşama gücünü elde etmenin, acıyla başa çıkmanın ve Üstinsan'ı meydana getirme aracı olarak geliştirmiştir. Ayrıca bengi dönüş, aktif nihilizmin kendini gösterdiği güçlü sınıfın ön koşuludur.
Bengi dönüş, Friedrich Nietzsche'nin başyapıtı olan Böyle Buyurdu Zerdüşt'ün ana sorunudur.[87]
Nietzsche bengi dönüşten ilk kez Şen Bilim'de şöyle söz eder:
“ Yaşadığın ve yaşamakta olduğun bu hayatı, yeniden ve sayısız kere daha yaşamak zorunda kalacaksın; içinde yeni hiçbir şey olmayacak: Yaşamındaki her acı, her sevinç, her bir düşünce ve her bir soluk, tarif edilemeyecek kadar küçük ya da büyük her şey, arka arkaya ve aynı sırayla, sana dönecek - ağaçların arasından süzülen şu alacakaranlık ve şu örümcek bile, şu an ve ben kendim bile. Varoluşun sonsuz kum saati, içinde toz lekesi olan sen ile, yeniden ve yeniden başaşağı çevrilecek![88] ”
Bengi dönüş etik düzeyde, insanların yaşamlarını en yüksek noktaya "onu bir daha yaşamayı isteyerek" ulaşacaklarını anlatır. Varlığın en kesin gerçeği olan yok oluş, bengi dönüş ile olumlanabildiğinde korkutuculuğunu yitirir. Nietzsche'ye göre, insan yaşdıbını tamamladığında ölüm korkusu ortadan kalkacaktır. Bu "yaşamı tamamlama" olgusu, bengi dönüşe, yani bütün acılarıyla ya da fatalist yapısıyla da olsa yaşamı yeniden yaşamaya "evet" diyebilme gücüne sahip olmaktır. Bengi dönüş amor fati'nin de ön koşuludur. insanların kendi seçimleri olmayan yazgılarını sevebilmeleri için onu acılarla birlikte yeniden yaşamayı onaylamak ve bengi dönüşle yaşamı böylece olumlamak gerekir.
Nietzsche, bengi dönüş düşüncesini Güç istenci notlarında, evrende atomların sınırlı sayıda olduğunu ortaya koyan, termodinamiğin birinci yasası olan enerjinin korunumu yasasına dayandırır.
“ Enerjinin korunumu yasası, bengi dönüşü gerektirir.[89] ”
Bengi dönüşe her ne kadar yalnızca etik düzeyde yaklaşılsa da, Nietzsche görüşünü kozmolojik anlamda kanıtlamak istemiştir.
Bengi dönüş, yalnızca etik düzeyde değil, varlık düzeyinde bir düşüncedir. Yine 1883 yılında yazdığı Güç istenci notlarından birinde[89] bengi dönüşün doktrin olarak kanıtlanmasını bir evre olarak sunar. -
33.
0niçeye bakmadan witgenstein yazmak
-
34.
0bunca copy-paste yerine, (bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/Friedrich_Nietzsche) deseydin ya xeval..
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 30 01 2025
-
mobil uygulama gelsin artık geri
-
ccrammsteinccc bıçaklarımı biledim geldim
-
zalinazort anayin kafasına rakı şişesi
-
sırtlancanlar toplandı
-
tyler dursunn bacınıı
-
google inci sozluk yazınca niye girmiyor
-
rammstein çıkış yapsana
-
ataturk yuceltme basligi
-
zalinazort kayrayı aşağılayıp ortama dahil olma
-
mentalcel bu eskidi yenisini at
-
adam alt tarafi rap yapti nerede
-
axento nabıyon lan
-
kayranın 4 duvar arasında sinir krizi geçirip
-
melek göz ün tam olarak vasfı ne
-
bu karadenizliler ne bicim millet la
-
hayar arrtıgı çok konusma
-
en az 41 numara
-
şuku ver hemen
-
ozgur ozelin kirmizi karti
-
arkadan zorla osurtuldum
-
kelek goz sentenza kalpten gideceksin
-
niyet ettim silik yemeye senin ananı
-
google lens geldi harun abi devri kapandı
-
türkiyede ekonominin iyi olduğu gerçeği
-
beyler 72 saat istirahatliyim
-
zalinazurt yazılımcıymış
-
troll bilimine gülen çocuklardık
-
eski sevgilimle masaj salonunda tanıştım
-
beyler masaj salonlarını bırakamıyorum
- / 2