-
576.
0beyler upları unutmayın.
-
577.
0up ulan up
-
578.
0(beyler ertesi gün olduğunu belirtmediysem ertesi gün değildir. yani o olaydan sonraki herhangi bir zamanda geçiyor bu kısım)
öğlen sıcağında eve geliyorum. güneş tepede, cayır cayır kavruluyor her yer. giriyorum eve, mutfak kısmında sesler var, su kaynıyor ocakta, nerdeyse su bitecek. lan hay dıbına koyim kim bıraktı bunu, diyorum ve meliiis evde misin diye bağırıyorum. ses seda yok. allah allah diyorum içten içe. neyse suyun altını kapatıp üst kata çıkıyorum, üstümü falan değiştiriyorum. o sırada teras kapısı bam güm çarpıyor. bu sesleri duyunca bir yandan tırsmaya başlıyorum, eve biri mi girdi amk diye. hırsız mırsız, belli mi olur. üstümü giyip koridorda parmak uçlarım üstünde yürüyorum.
koridorun sonunda şömine odası var, oturma odası olarak kullanıyoruz. onun hemen önünde de teras var. kapı sesleri ordan geliyor. temkinli bir şekilde yürüyorum koridorda. habire etrafıma bakarak. odaya giriyorum, teras kapısının perdesi uçuşuyor, tamam diyorum kesin biri girdi amk. niye açık olsun ki bu kapı. iyice tırsıyorum, şöminenin yanındaki maşayı görüyorum ucu sivri, hemen oraya atlayıp maşayı sokuveririm diyorum. odanın içine giriyorum iyice parmak uçlarımda yürüyorum. kimsecikler yok. uçuşan perdenin arkasından güneş giriyor odaya, her taraf aydınlık. biraz rahatlayıp teras kapısını kapatmaya gidiyorum. -
579.
0perdeleri toplayıp kapıyı kapatmak için kapı koluna uzanıyorum. bir de bakıyorum ki teras'ta melis var. şezlonga uzanmış anadan doğma, güneşleniyor. üstündeki güneş kremi yüzünden yeni cilalanmış spor araba gibi parlıyor, hatta resmen güneş ışığını gözümün içine içine sokuyor. iki bacağını iki yana açmış resmen dıbını güneşe doğru tutmuş güneşleniyor. gözleri kapalı, öyle hareketsiz ki ölü sanabilirsiniz. ya da heykel falan.Tümünü Göster
ya sen beyinsiz misin diyorum. cevap yok. gerizekalı mısın terasta napıyorsun çırılçıplak, millet görecek diyorum. teras'ımız karşıdaki villanın terası ile aynı yere bakıyor. hala ses yok. sana diyorum diyip kolunu itiyorum, vıcık vıcık yağ oluyor elim. bu gözünü açıp sinir sinir bakıyor bana. güneşleniyorum, diyor. hareket edemem. sen aptal mısın lan diye bağırarak konuşuyorum. artık zıvanadan çıktın sen toparlan diye bağırıyorum. toparlan, gerizekalı. karşı villadakiler görüp annemlere söylese napacaksın diyorum.
yağdan parıldayan vücudunda nokta kadar bile tüy, kıl yok. hatta ayak başparmağından, gözlerindeki kirpiklere gelene kadar nokta kıl yok.
nasıl güneşleneyim, diyor. nasıl güneşlenmemi istersin. her tarafımın iz olmasına izin veremem, diyor. güzelliği bozamam. ya tüm yaz güneşten uzak durucam ya da güneşi doğru alıcam. terasın diğer tarafındaki güneşlenme havlusunu alıp üstüne atıyorum apış arasına. toparlan diyorum, ayağımla itiyorum bunu şezlongdan. bu yalpalıyor. beyinsizsin diyor. sen beyinsizsin, bu yaptığını biri görse hayatın kayar diyorum, hayatın. annem seni mahveder diyorum. görmez kimse, diyor. görse de söylemez. karşıdakiler yok, diyor. sadece onların çocukları evde, arkadaşlarıyla kalıyorlar. onlar da görse de söylemezler, en fazla görebilirler başka bir şey olacak değil ya diyor. bravo diyorum, buna güveniyorsun yani. sen beyinsizsin, zınavadan çıkmışsın diyorum. çık şurdan, içeri gir diyorum. her tarafı vıcık vıcık yağ içinde, havluyu yere bırakıp içeri giriyor.
odada sehpanın yanında ayakta durup bana dönüyor, teras kapısının girişindeyim. arkamı güneşlendirmem lazım diyor. arkamı. eğer arkamı güneşlendiremezsem ne bu gece uyuyabilirim ne başka zaman. anla beni diyor. sana yalvarıyorum ki anla beni, arkam bu şekilde kalırsa kafayı yerim diyor. teras parmaklıklarını havluyla falan ört, bir şeyler yap diyor. güneşlendirmek zorundayım buna katlanamam diyor. -
580.
0sen nasıl bu kadar şımardın, diye çıkışıyorum buna. nasıl bu kadar şımardııın diye uzun uzun bağırıyorum.
bu şımarıklık değil, diyor. bu benim hayatım, eğer vücudumda böyle bir hatayla dolaşırsam kafayı yerim diyor. senin ayağının sakatlanması gibi bir şey diyor. tüm aynaları paramparça ederim evdeki, diyor. elimde değil. sağ baş parmağım ve işaret parmağımı sağ kaşımın üstünde tutup avucumla gözümü kapatıyorum. yıkılmışlık ifadesi. inanamıyorum melis, diyorum. nasıl bu hale geldiğine inanamıyorum. bu halıda yağlı vücuduyla diz çöküyor, yalvarıyor. ağlayacak nerdeyse. yalvarırım, diyor. yalvarırım. güneş gitmeden çıkayım. yalvarırım diyor. tamam diyorum. bekle.
teras demirlerine, odamdaki çarşaflardan seriyorum. karşı taraftan görülmez gibi. güneş tepeden geliyor. tamam, diyorum. yıkılmış bir şekilde. gel buraya melis, tamam diyorum. parmak uçlarında yürüyerek geliyor, topuklarını yere vurarak yürürse yürüyüşü zamanla kötüleşir diye ayağında ayakkabı yokken asla topuklarını dokundurmuyor. bana bakıp gülümsüyor, çok teşekkür ederim diyor. çok sağol, çok sağol diye defalarca tekrarlıyor. otizmliler gibi. şezlona uzanıyor yüzüstü. elindeki yağı alıp sırtına sürmeye çalışıyor.
yapamıyorum, diyor. yardım eder misin, söz veriyorum güneşlendikten sonra içeri giricem hemen. yağı uzatıyor. yağın kabının etrafı bile vıcık vıcık, onu bile elde tutmak çok zor. hafif dizlerini kırıp iki yana açıyor azıcık. dizlerini fazla kırmıyor ki, güneş bacağının arkasının tamdıbına gelebilsin. ancak çok yerde de tutmuyor ki, kıçı iki yana açılıp kıçının arasındaki beyazlıklar da bronzlaşabilsin. böyle bir saplantı ben hayatımda görmedim, hiç kimse görmemiştir. o şekilde ne kadar durabileceksin ki diyorum. durmam gerektiği kadar diyor. gözüne raybanlerini geçiriyor. saçlarını öne doğru atarak ensesinin de güneş almasını sağlıyor.
yağı alıp sırtına sürüyorum iyice. kollarının arkasına ve bacaklarının arkasına. arkama da sür diyor, kıçını kastederek. sürüyorum, kıçının arasında da gezdiriyorum güneş yağını. vajinasına da. sürüyorum ve yağsız tek noktası kalmıyor. ben odama gidiyorum melis, diyorum. teşekkür ediyor, tekrar ede ede teşekkür ediyor. ve odama gidiyorum, güneş batana kadar orda güneşleniyor. -
581.
0devam panpa devam.
-
582.
0reserved
-
583.
0@166 seni görünce töbe ettim ve elimi çektim mk . yazcağın yeri gibiyim. gibtirgit. bu arada kolpa molpa fena hikaye mk bunun filmini çektir panpa
-
584.
0anlat panpa şukunu verdim
-
585.
0ben senin yerinde olsam melisi 1385135432165163546813513413548768996432 kez gibmiştim
-
586.
0başlığın ismi ne mk
-
587.
0
-
588.
0annemler sonunda, yıllardır bizi yavaş yavaş hazırladıkları yolculuklarına çıkıyorlardı. pierre, şirket işlerinden elini eteğini sonunda çekmişti ve annemin "rüya" gezisine çıkmaları için hiçbir engel kalmamıştı. biz, annemlerin gezileri için asla engel değildik. bizi bırakıp istediği yere gidecek, hatta çoğu zaman ne yapıyoruz onu bile sormayacak kadar rahattı bizim konumuzdu. cruise gemisiyle dünya turuna çıkacaklardı. 16 ayda tamamlayacakları bir yolculuktu ve gemiyle ayak basılabilen her toprağa gideceklerdi. bize, türkiye'den ayrıldığımızdan beri başka bir şey bırakmadığı gibi, yine sadece para bırakıyordu. çok para. maaş gibi hesabımıza yatacak bir para ile, acil durumlarda istediğimiz kadar çekebileceğimiz gerçekten çok ama çok para. annem için sanırım fransa'ya geldiğimizden beri para bırakılacak ve parayla yaşayacak birer canlıdan başka bir şey değildik. ilgiye asla ihtiyaç duymazdık ona göre. ama artık umurumuzda değildi zaten. havaların soğumaya başladığı bir dönemde onlar cruise gemisine biniyordu. bize, 'isterseniz limandan uğurlayın" bile dememişti. sadece evden bavullarla çıkışını, bizi sahtekarca öpüşünü ve başımızı okşayışını biliyorum. o kadar.
-
589.
0hızlı yaz bin
-
590.
0kış gelmişti. soğuktu. her ne kadar annem senelerdir evde pek durmuyor olsa da, en azından arada bir görebiliyorduk. ancak artık yalnızdık ve sadece ikimizdik. yeni başladığım üniversiteme neredeyse hiç gitmiyordum. altımda pierre'in süper lüks otomobiliyle bazen dolaşıyordum, ediyordum ancak olabildiğince okula gitmemeye çalışıyordum. okula gitmekte olduğum nadir anların birinde melis aradı. eve gelsene, dedi. araban lazım güzel planlarım var. zaten okula gitmeye pek hevesim yoktu ve direk geriye sürdüm arabayı. melis evin kapısının önünde kafasında şu meşhur fransız şapkaları olur ya, ressam tarzı denir hatta onunla bekliyordu. üstünde kabanı ve ağzında, sigara tiryakiliğinden(?!) kurtulmak için dolaştırdığı kürdanıyla. benim geldiğimi görünce birkaç adım attı ve arabaya bindi. sür bakalım, dedi. nereye, dedim. sen sür, harika bir sergi varmış diye devam etti.Tümünü Göster
sürmeye başladım. o tarif etti, ben sürdüm. 20-25 dakikalık bir yolun ardından bir galeriye vardık. içeri girdik, insan kaynıyor. ellerde şaraplar, entel dantel tipler konuşup duruyor. kimisi kollarını bağlamış, çok entel göründüğünü düşünüyor. kimisi ise kelimeleri çok daha gırtlaktan ama çok daha yumuşakça ve uzatarak söyleyerek daha "fransız" daha "entel" olduklarını düşünüyorlar. içerisi tam bir döl israfı. içeriye benzin döküp, giriş kapısını zincirleyip ateşe veresim geliyor. duvarlarda fotoğraflar. bakan geçiyor, kimisi de bakıp üstünde yorum yapıyor.
melis'e dönüyorum, bunlar manzara fotoğrafları? nefret edersin diyorum. bu bana bakıyor, gel şöyle diyip elimden tutup çekiştiriyor. manzara ile bütünleşmesi için kimi yerlerde sahte ve yapay ağaçlar var, kimi duvarlar baştan aşağıya "gökyüzü" gibi boyanmış ve kimi ışıklar ise batan bir güneş gibi turuncu bir şekilde fotoğrafların üstüne vuruyor. melis beni kolumdan tutup bir fotoğrafa zütürüyor, duvarın üstünde siyah beyaz bir manzara fotoğrafı. bir insan, manzaranın renklerini niye siyah beyaz yaparak öldürür ki diyor. beni fotoğrafın önünde bırakıp yandaki galeri sahibine dönüp bir şeyler konuşuyor.
sonra tekrar yanıma gelip başka fotoğrafları gösteriyor. cebinden sigara yerine bir lolipop çıkarıyor. melis, deli misin sen diyorum. manzara fotoğraflarından daha düne kadar nefret ederdin niye burdayız diyorum. düşmanı tanımak için, diyip gülümsüyor ve dudağının sağındaki lolipopu soluna aktarıyor. yürüyor, diğer resimlere de bakıyor. uzun top sakallı bir gerzeği görüyorum, gibtiritaktan bir manzara fotoğrafı hakkında hayatın anlamıyla ilgili çıkarımlar yapıyor.
hemen yanımda duran, ağaç süsü verilmiş sivri bir mızrağı alıyorum. sen bir döl israfısın dıbına kodumun çocuğu, diye bağırıp boğazına saplıyorum. şah damarını parçaladığım için kan öyle yükseğe fışkırıyor ki, etraftaki herkes kan içinde kalıyor. bembeyaz bir dağ fotoğrafı, kanlı bir buz balesi fotoğrafına dönüşüyor. top sakallı pekekent boğazında mızrakla yere düşüyor ve etrafa kan püskürtmeye devam ediyor. fileli çorap giymiş mini etekli entel bir kaşarın tüm bacakları kan içinde kalıyor, hemen top sakallının yanında. örümcek ağında parçalarına ayrılmış bir fareyi andırıyor. yüzüm kan içinde, ellerime gözlerimi siliyorum. ve kollarımı iki yana açıp spartacus gibi bağırıyorum, zafer diye.
sonra melis sesleniyor, gelsene napıyorsun orda diye. gözlerimi açtığımda top sakallı puşt hala salak salak konuşmaya devam ediyor. yandaki mızrağa bakıp melisin yanına gidiyorum. galericiyle konuşmuş yine. tamam, diyor. çıkabiliriz. işim bitti. tamam, diyorum. süpermarkete falan gidelim, diyor. akşam güzel bir yemek yiyelim. tamam, diyorum. -
591.
0sen arabaya git, ben geliyorum diyor. biraz sonra yanında 3 tane adamla geliyor. ellerinde ambalajlanmış çerçeveler. anlıyorum ki melis bir sürü tablo almış. hepsini arabanın bagajına ve arka koltuğa dolduruyorlar. melis yanıma oturup, sür bakalım diyor. niye aldın melis, bunlar taktan şeyler diyorum. aldım işte diyor. kaç para dediğimde, birkaç bin olduğunu öğreniyorum. bütün yol küfürler savurarak sürüyorum arabayı. marketten alışveriş yapıyoruz. vodka ve kırmızı şarap alıyoruz ve yemeklik bir şeyler. tüm tabloları salona bırakmamı istiyor.Tümünü Göster
ardından yemek yapmaya başlıyoruz. sofra kuruluyor, şarap baş köşeyi alıyor. gece önemli bir davete gidecekmişiz gibi giyinmiş. benim de öyle giyinmemi istiyor. niye, diyorum. kutluyoruz, diye yanıtlıyor. neyi? sözcüğü çıkıyor merakla dudaklarımdan. bu kuvvetli bir kahkaha atıp elindeki salatayı masaya bırakıyor. ben de yukarı çıkıp giyiniyorum. kravat falan. kendimi bir deli gibi hissediyorum. merdivenlerden inerken handel - sarabande'in sesini duyuyorum. hafif hafif geliyor. yükseliş ve düşüşler. yürüyüşüm değişiyor. salonun tek cephesi sırf camlardan oluşuyor, havuza bakıyor o kısım. o camların önündeki perdeleri iki yana açmış havuzu görüyoruz. ve havuzun önünde ufak bir tepe oluşturmuş tabloları. şoka giriyorum. tabloların yanında melis, bana bakıyor gülümseyerek. kıpkırmızı elbisesinin üstünde, kıpkırmızı olmuş dudaklarıyla gülümsüyor. ve kibritten yükselen alevi tabloların üstüne bıraktığı gibi tablolar yanmaya başlıyor. soğukkanlılıkla içeri yürüyor, kırmızı topuklu ayakkabılarının tıkırtısı sarabande'i sekteye uğratıyor. cam kapıdan geçip sofraya geliyor. sandalyenin önünde bekliyor. sandalyesini çekmemi bekliyor, çekiyorum. oturuyor ve öne itiyorum o oturmadan önce.
ben de karşısına geçip oturuyorum. hayranlıkla tablolara bakıyor. sarabande tüm görkemi artırıyor. alevler yükseliyor. ben şarapları dolduruyorum. o kadehi ağzına zütürüp izliyor ve kadehte bıraktığı ruj lekesini siliyor. hayranlıkla bakıyor, alevlerin ilk anki görkemi düşerken sarabande de bitiyor. başka bir şey çalıyor ama adını bilmiyorum, muhtemelen beethoven ama bilmiyorum. ateş tek düze yanmaya devam ediyor, sakince. o da önündeki eti kesip yemeye başlıyor. benim ağzımdan tek kelime çıkmıyor, uzunca bir sessizlik. şoktayım. lokmalar bile boğazımdan aşağı inmiyor sanki. -
592.
0yemekler bitiyor, şarap da öyle. fazla konuşmuyoruz, tabloların ateşi de sönmüş. müzik çaların yanına gidiyor. shostakovich'in waltz'i çalıyor. gel, diyor elini uzatarak. dans edelim. ben de itiraz etmeden kalkıyorum. müziğin büyüsüne kapılmış gibi. müzikte dans ediyoruz, sanki dev bir davetteymişiz gibi. etrafta onlarca insan bizi izliyormuş gibi. gözlerimizi kapatarak sadece ritme varıyoruz ve dans ediyoruz.
-
593.
0reserved
-
594.
0rizörvd
-
595.
0yazım tarzın çok yerinde panpa
-
44 tlyi küçümsemeyin
-
panter emelii dikizlerkenee
-
giriş katı dairenin kirası 30 bin papel
-
sev ya da sevme hitler tam bir başarı hikayesi
-
sözlüğün bu halde olması normal
-
ağalar şu balkan kızlarında nasıl bir gen varya
-
sevme beni senin sevmelerine kalmadım
-
önceden iphone alınır mı o paraya diyordum
-
kopmus bacak kopmus kol
-
türk dediğin sarışın olur
-
anadilde eğitim diye bir şey yok
-
beyler aranızda pgibolojisi bozuk olan varsa
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 07 01 2025
-
baycerah zütüne nasıl motogirl yazdı neler hisseti
-
sultanbeylide rezidans erkek masaj
-
1 şişe isabey 1 kutu bira içdim
-
geçenlerde vegan ve feminist bi kızla
-
bluetuth kulaklık diye belirtmişse
-
harbi yunan galip gelseydi
-
tyler dursun annenin boğazını kesip
-
karı dediğin böyle olur oğluşum
-
vedat uşaklıgil denen kral bir aslandı
-
bakircan ile bizim üni hayatıı
-
kürt taklidi yapa yapa
-
tehdit ediyorum benimle cugulesmeyin
-
daha dün dolandırıldım mı diye
-
nasyonel sosyalizm silinsin
-
devletin dini yoksa neden
-
günün trend başlığını açıyorum
-
inci sözlükten bir yazarla sex yaptım
- / 2