-
1.
+16 -1evet beyler. sözlükte hergün görüyorum bu tarz başlıklar. bunları toplamak farz oldu.
+ half-life (1998): oyun dünyasının efsansevi oyunu. konu, atmosfer, oynanış herşeyin birleştiği oyundur. multiplayer'ı da çok zevklidir ama single player modunu oynamayan oyunu bilmeyi geçtim, muhabbetini bile yapmasın mümkünse. konu özetle, içinde bilimsel araştırmalar yapılan black mesa compound adındaki yer altı tesisinde yapılan boyut deneyi ve akabindeki olaylar. dahi profesör gordon'ın xen'den getirilen taşı chamber'a itmesiyle olaylar patlak verir. ters giden deney sonucu xen'den tesise ve dünyaya boyut kapıları (portal) açılır, her türden xen ırkı tesisin altını üstüne getirir. başlarda elde levye uzaylılarla cebelleşen gordon reyiz, sonra mekana abd ordusunun intikal etmesiyle bunlarla da savaşmak durumunda kalır. half-life'ın bu kadar bilinmesi şaşılacak şey değildir, çünkü hl oyun dünyasına kattıklarıyla bir devrim yaratmıştır.
+ half-life: opposing force (1999): hl'ye çıkarılan ilk görev paketi. olaylar patlak vermiş, bölgeye abd ordusu intikal etmekteyken adamımız adrian shephard'ı taşıyan helikopter uzaylılar tarafından düşürülür ve oyun başlar. yani hl ile aynı zaman-mekan döngüsünde geçer. görev paketi olduğundan hl'ye göre haliyle daha kısadır.
+ half-life: blue shift (2001): hl'ye çıkarılan bir başka görev paketi. opposing force gibi bu da hl ile aynı zamanda geçer. black mesa güvenlik görevlilerinden barney calhoun(hl2 oynayanlar hatırlayacak, combine'ların içine sızan yürekli eleman) her iş günü olduğu gibi tesise gelir, zırhı kaskı takar, silahını kuşanır görev yerine yol almaktayken malum olay cereyan eder. opposing force'a göre biraz daha kısa olduğu söylenebilir.
+ counter-strike: oynamamış olanın türklüğünden şüphe edilebilir. internet kafelerin vazgeçilmez oyunu. esasında hl'nin multiplayer eklentisi. temel olarak takım halinde terrörist vs. counter-terrörist mücadelesi şeklinde geçer. bomba imha, rehine kurtarma vb. üzerine kurgulanan map'leri bulunur. 1.5, 1.6 en bilindik sürümleridir. hl2'nin meşhur grafik motoru ile tasarlanan cs: source (2004) da var. bunun haricinde son olarak cs: global offensive (2012) çıkmış, yorumlar gayet iyi.
+ counter-strike: condition zero (2004): multiplayer tabanlı olmadığından bunu ayrı olarak ele aldım. hikaye yönünden ofsaytta kalan oyunda, tipik amerikan aksiyon filmlerindeki gibi bölgeye operasyon yapılır ama nedeni anlaşılmaz. bölüm başlarında diğer ct'lerle bi helikopter ya da üstte olursunuz, sonra bölüme geçiş yapılır. üzerinize satırla saldıran yapay zeka yoksunu düşmanlar görmek mümkün. özetle, cs'nin hatrına oynanabilecek bi oyun sadece.
+ team fortress classic (1999): hl'nin bir başka multiplayer eklentisi. bu oyunu cs'den ayıran en temel nokta class sistemidir. scout, spy, medic, engineer gibi class'ların farklı özellikleri var. örnekle spy olup ölü taklidi yapabilirken, engineer olup makinalı kurabilirsiniz. takımlar red ve blue olarak ikiye ayrılır. ayrıca stratejik yanı ağır basar. az ve öz bi kitlesi var.
+ team fortress 2 (2007): tfc'nin yeni versiyonu. mantık olarak aynı tfc'daki gibi takımlar red ve blue şeklinde ve kritik nokta class farklarında. grafiksel olarak mekanlar değil ama karakterler animasyon filmlerinden çıkmış gibi, şeker gibidir.
+ half-life 2 (2004) aynı ilk oyun gibi oyun dünyasının dıbına koymuş oyundur. black mesa'nın uzaylılar tarafından işgal edilmesinin ardından yıllar geçmiş, xen istilasının ardındaki esas güçler, combine ırkı dünya yönetimini ele geçirmiş, nüfusu gittikçe azalan insanoğlunu kısırlaştırmış, insanları city1, city5, city17 gibi baskı şehirlerinde yaşamaya zorlamaktadır. böyle bi ortamda, g-man tarafından uyandırılan gordon reyiz, insanlığın son umudu olarak combine birlikleriyle savaşır, direniş hareketini başlatır. atmosfer olarak bana göre ilkine göre daha iyi bi oyundur çünkü bölümler inanılmaz tasarlanmış, insanlığın durumunu gözler önüne sermiş, insanlığı satan breen muallaksini, isaac kleiner, alyx ve eli vance, barney calhoun gibi karakterleri hikayeye çok güzel yerleştirmiştir. hl1'de elektrik fırlatıp, ölürken yannan gibi gülen vortigauntların insanlarla iş birliği yapması ve başlı başlına combine hikayesi bile bu oyunu bir adım öne taşımakta. source gibi hayvani grafik motoru reyizin levyesinin yanına gravity gun'ı ekleme fırsatı vermiş. son olarak biz ravenholm'a gideriz olum, giberler.
+ half-life 2: episode 1-2: hl2'nin devam oyunları. hl2'nin sonunda breen'e darbeyi indirirken citadel'i de karıştırmıştık. episode 1 (2006), gordon'ın citadel'den kaçarak şehirden ayrılan son trene binmesini, episode 2 (2007) de citadel'in atom bombasıvari patlayışının etkisiyle kaza yapan trenden, eli vance'ın yanına gidişini konu almakta. episode2, esas oğlanlar combine advisor'larla tanışma açısından önemli. meraklısına, bi de hl 2: lost coast(2005) adında oyuncuk var. tek leveldan oluşsa da o da level bile sayılmaz. esasında source motorunun ışık efektlerini tanıtmak amaçlı yapılmış bişey.
+ kingpin: life is crime (1999): serseri bir suçluyu ya da bir gangsteri canlandırmak bana her zaman cazip gelmiştir diyorsan, bu oyun tam sana göre bin. başlangıçta beş parasız, silahsız bir serseriyken zamanla adam döverek, yeri geldiğinde öldürerek silahlanıyorsunuz. yalnız silah, cephane vs adamın üzerinden çıkmıyor, gidip gun-shop tarzı yerlerden satın alıyorsunuz bunları. bunun dışında diğer gangsterlerle para karşılığında ortak iş çevirmek mümkün ki, bu da görevlerin yapılış şekline yeni soluklar getiriyor. bunlardan da her köşe başından bol bol bulunmakta. oyundan daha çok keyif almak için, iyi ingilizce şart. söylemedi demeyin.
+ delta force (seri): çok ses getirmiş oyunlar olmadığından bunu seri olarak ele alıyorum. ingilizlerin sas komandosu varsa, amerikanların da delta force'u var işte. uyuşturucu krallarına, teröristlere operasyonlar düzenliyor, birleşmiş milletler'e uluslarası problemlerin çözümünde yardım ediyorsunuz falan. ilk delta force (1998) ve df: black hawk down (2003) en çok ses getirmiş oyunları diyebiliriz. özellikle bhd oynadığım en iyi fps listesinde ilk 10'a girer, oyun içi müzikleri olsun, oynanış olsun, atmosfer olsun (her ne kadar zavallı somali'de ne işimiz olduğunu çözemesek de). bhd için team sabre (2004) isimli görev paketi de var. o da gayet iyi. df, df 2 (1999) df: land warrior (2000) ve df: task force dagger (2002) birbirine oynanış olarak benzeyen oyunlar. serinin bu ilk 4 oyununda taktik daha ağır basmaktaydı, dolayısıyla mission'a uygun silah seçimi çok önemliydi. bhd'de işler değişmiş, oyunun çizgisi aksiyon ağırlıklı olmuştu, gayet de iyi olmuştu. df: xtreme (2005), içinde hem bhd özelliklerini, hem de oyunun eski özelliklerini barındıran bir karma. örnekle eski df'lerde sniper dürbünü sağda ekranı tamamen kaplamadan gözükürdü, bu oyunda da böyle. yine oyun aksiyon çizgisinden uzaklaşmış, ancak taktiksele de yakınlaşamamış. df: xtreme 2 (2009) de df: xtreme'in hemen hemen aynısı. iyi oynayan 2 saatte bitirir bunları. bu oyunların dışında ps1 için çıkarılmış df: urban warfare (2002) adında bi oyun daha var. çerezlik desek yanlış olmaz. df'nin multiplayer'i da güzel özellikler sunardı. sniper olmanın anlam ifade ettiği bir oyundu df. koca koca haritalarda, grafik motoru sağolsun uzaktaki adamı göremezdiniz, dürbün şart olurdu. bıçakla adam öldürmenin yine ayrı zevki vardı deyip sonlandıralım.
- sin, sin: wages of sin. oyunu oynayıp beğenenler, sin episodes: emergency diye 2006 yapımı yeni oyunu da var. hl2'nin grafik motorunu kullanan. konu olarak özgün olan ama konuyu işleyiş itibariyle çizgi roman gibi işlediği için (son oyun hariç) pek efsaneleşememiştir. oynanışı güzel olan, grafikleri güzel olan oyundur zamanı için. ama half-life ile aynı ay çıkınca daha anan olmadı bunu.
- no one lives forever 1-2: ilk oyun operative: nolf diye de geçer. pek bilinmemesine rağmen nefis oyunlardır. 60lı yıllarda bir kadın ajanı canlandırdığımız oyunda ister rambovari, ister spyvari ilerleyin. ha bi de zordur yani.
- doom serisi. korku unsuru ağır basar bunun. doom 3'ü oynayın mutlaka.
- unreal serisi. bu multiplayerci binler için. unreal tournament efsanedir.
- quake serisi. quake 2 eskidir ama iyidir. quake 3 arena bi devrin multiplayer fenomeniydi.
aklıma bunlar geldi şimdilik. daha sonra ayrıntılı açıklamalar ve yeni oyunlar için editlerim. çorbada sizin de tuzunuz olsun bence. aklınıza gelen oyun varsa söyleyin ekleyelim panpalar.
edit: fps severlerin hoşuna gidebilecek oyunları toparlıyorum. başlıktaki her oyun salt fps olmak zorunda değil o yüzden.
edit 2: çok bilindik oyunlar da var elbet. ben tüm oyunları toparlamaya çalışıyorum. özellikle bunun için eksileyen gibtirsin gitsin.
edit 3: henüz ayrıntılı açıklamaları yapmadım. vaktim olduğunca yazacam.
edit 4: açıklamalarla beraber entry sınırına ulaşıldığından, alttaki entrye sıçramıştır.
-
2.
+2- left 4 dead 1-2: resident evil oyunlarını bilmeyeniniz yoktur, en azından filmlerini falan mutlaka izlemişsinizdir. ha işte bu oyunlar da benzer bir temaya sahip. takım arkadaşlarınla birlikte hayatta kalmaya çalışarak önüne çıkan zombidir, yaratıktır öldürüyorsun. işin bir diğer güzel tarafı oyunlarda source motorunun kullanılmış olması. pompalıyla koyduğun zaman denyo zombiye harbi keyif veriyor.Tümünü Göster
- battlefield serisi. bf3'ü zaten çoğunuz oynadı ama en azından bad company 1-2'yi de oynayın, gayet güzel oyunlardır. bf2 sadece multiplayer tabanlı bir oyun. unreal tournament ve quake 3 gibi dehşet multiplayer muhabbeti dönerdi onda da.
- system shock 1-2. bunda rpg özellikleri falan da var. gerim gerim gerer, yeniler bilmez ama candır. ikinci oyunun grafikleri yenilenmiş sürümü de var.
- blood 1 ve blood 2: the chosen. bu da güzel bi fps idi zamanında. bone leech gibi leş bir mahuk vardı bunda. o kadar sene oldu o yaratığı unutmam bak.
- metro 2033: konu olarak da oynanış olarak da şahane bir oyun. çernobil sonrası rusyayı anlatıyor. yeryüzü aşırı radyasyon yüzünden yaşanmayacak durumda, insanlık çareyi yeraltında yaşamakta bulmuş. yukarıda kalanlar da radyasyon etkisiyle mutantlaşmış durumda falan. kesin oynayın yani.
- wolfenstein oyunları. 2.dünya savaşında geçer bu da ama cod gibi savaş meydanından çok, gizli görevler falan var burada. daha gerçekçidir diyebilirim. grafiksel olarak değil de savaşa bakış açısı olarak.
- bioshock 1-2. kimileri çok sever, kimisi de ısınamaz buna. konusu nispeten orjinal ve rpg özelliği çok olan fps oyunlarıdır bunlar.
- far cry. ilk far cry konu ve oynanış itibariyle dehşet bir oyundu. sonraki oyunları gta tarzına çevirdiler, rpg özellikleri falan eklediler. benim tarzım değil ama oynanır.
- call of juarez oyunları: farklı bi tad arayanlar için öneririm. clint eastwood'lu western filmlerinde gibi hissedersiniz kendinizi bu oyunlarda.
- serious sam 1-2-3: zibilyon tane etrafta yardır yardır gelen yaratıklarla sam abimizin mücadelesi. keyifli oyunlardır bunlar da.
- will rock: serious sam ve painkiller vari bir oyun. yalnız oyunun geçtiği mekanlar mitolojiye ilgisi olanların özellikle ilgisini çekebilir. menüsünde twisted sister'dan i wanna rock çalıyor. ben demosunu oynamıştım, bu vesileyle de twisted sister'ı tanımış olmuştum.
- f.e.a.r serisi: gerilim-korku yönü ağır basan bir fps. silent hill oynamıs olanların hoşuna gidebilir ki, bunda da az bucuk paranormal olaylar var. onun dışında normal fpsler gibi askerlerle de cebellesiyorsunuz.
- legandary: henüz oynama fırsatı bulamadım, merak eden gameplay videolarına baksın.
- medal of honor serisi. allied assault, pacific assault'u mutlaka oynayın. son oyunlarını oynamadım pek, yorum yapamayacağım o yüzden.
- crysis ve crysis: warhead. crysis 2 taka sarmıştı bence şehir atmosferi falan, ama 2 de hoşunuza gider muhtemelen. 3ü oynamadım yorum yapamayacağım ama iyi yorumlar yok pek.
- soldier of fortune oyunları.
- call of duty serisi. cod 1, cod: united offensive, cod 2, cod 3 (pc'ye çıkmadı) ve cod 5 ww2 ile ilgili ve atmosfer açısından sağlam oyunlar. mw ve black opsları oynamayan yoktur sanırım.
- sniper ghost warrior 1-2.
- aliens vs. predator oyunları. ilk 99'da çıkan oyunu vardı bunun. grafik aramıyorsanız deneyebilirsiniz, grafik arayan 2009 yapımı yeni oyunu oynasın.
- painkiiler ve expansion packleri: cehennemde tek başınanın tam karşılığı fpsler adına bu oyun desek yalan olmaz sanırım. mezarlıklar, şatolar ve envai çeşit yaratıklar. çok sayıda genişleme paketi de var. ve sonlara doğru oldukça zorlayıcı olabiliyor. önerilir.
- rainbow six serisi. tactical fps'dir bu. mission başına 3 adam seçersin, 3'ünü de ayrı ayrı yönetir veya komut verirsin. aksiyonu pek yoktur daha çok stratejiktir.
- swat oyunları. yine rainbow six oyunları gibidir bu da. pek tarzım olmadığı için sadece üçüncü oyunu oynadım. ortalama diyelim.
- judge dredd vs. death. story mode'u çok kısa, çerezlik hoş oyun. ben çizgi romanına bakardım biraz bunun, belki o yüzden sevdim. gameplay videolarına falan bakın, hoşunuza giderse oynarsınız.
- urban chaos: riot response. ps2'de oynadığım bir oyundu bu da. işte polis olup görevden göreve koşturmaca. klagib ama keyif verebilir. bunun pc sürümü de var ama hem 98 yapımı sanırım, hem de fps değil. bu da ek bilgi olsun.
- s.t.a.l.k.e.r shadow of chernobyl: işte baba oyun diye buna denir. atmosfer olarak artı oyuncuya gta tarzı özgürlük vermesi açısından en iyi oyunlardan denebilir. clear sky isimli devam oyunu da var. açıklamasını sonra yapacaktım ama vaziyet şimdiyi gerektirdi. birinci şahıs görüşü ve enfes silah kullanımı bu oyunu fps severlere yaklaştırabilir. ama esasen rpg özellikleri ağır basmakta.
- army ranger: mogadishu. elime bir şekilde de sıkıntıdan oynadığım bir oyundu. df: black hawk down'ın birebir çakması ve kalitesizi. son tercihlerde olmalı.
- black mesa: source. half-life'in source motoruyla tekrar dizayn edilmiş versiyonu. tadından yenmiyor valla. aynı suratlı profesörlerden ve güvenlik görevlilerinden kurtuluyorsunuz. half life'ı half-life 2 oynanışıyla oynuyorsunuz bir nevi.
- 007: nightfire ve 007: quantum of solace. zaman zaman third person özellikleri gösterse de, şahane oyunlardır. bi de bond filmlerinin hayranıysanız tadınmaz yenmez. bol bol bond müziği duyarak ister istemez gaza geliyorsunuz.
- 007 world is not enough: daha ilk playstation'da oynamış olduğum ortalama bir oyun. bond filmlerini sevenler için ideal olabilir. -
3.
0@3 panpa uzun oldu farkındayım ama bilinen şeyleri de yazdım. bildiklerini geç işte.
-
4.
0yukarı
-
5.
0crysis 3 ü oynadım beyler gerçekten iyi. crysis ve cod serisi zaten tartışılamaz
-
6.
0şukuladım.
-
7.
0@6 5 saatte biten single player moduna sahipmiş crysis 3. bu bile bence beklentinin altında olduğunu gösterir.
-
8.
+1urban chaos dedin canımı yedin. ulan o oyunu aldım bi heyecanla yükledim. zenci bi karıyla oraya buraya koştum bi gib anlamadım tabi o zamanlar ingilizce sıfır oyunda doğru düzgün işaret sembolde yok sonra sinirlendim çöpe attım
edit: ps2 de oynamış olamazsın ps1 e çıkmıştı 98 de ps2 de yoktu zaten -
9.
0@9 yok eminim ps2'de oynadığıma. hatta şuydu panpa
http://www.youtube.com/watch?v=hZPa0lTDyd0
benim alıp senelerce dokunmadığım bir oyun olmuştu. sonra yazın can sıkıntısından oynamıştım ve 2 saate sıkılıp silmiştim. -
10.
0reserved
-
11.
0@10 benim dediğim buydu
http://2.bp.blogspot.com/...ww.baixamaster.net%29.jpg
http://www.youtube.com/watch?v=ToJDKem2v0w -
12.
-1@12 benim dediğimin adı urban chaos: riot response imiş. editledim panpa.
-
13.
0nerde cs 1.5 1.6 müptezel panpalarım
-
14.
0riservuar
-
15.
0ccc Duckhunt ccc
-
16.
0yukarı
-
17.
+1battlefield için bana yönelin beyler
bf3'ü premiumuyla birlikte almış biri olarak son ek paketi bekliyorum, artık yavaştan bf4 için hazırlanmaktayım. ancaaak bu ortamda bile hala kuzenlerle bf vietnam veya bf2 yaparız. iki oyuna da mod yükledik (bf2 nin aix2.0 modu oyunu bf3'den bile daha güzel yapıyor yer yer). o yüzden bot mot demeyin ki eğer oyunu modlarsanız botlar gayet zeki oluyorlar, oynayın derim. single player kısmı da çok can alıcı battlefield'ın yeni oyunlarda ama unutmayın, bf = multiplayer
medal of honor'ın son iki oyunu (2010 ve warfighter) bf-cod karışımı bir şey, accık ondan accık bundan, kendine has özelliği var mı derseniz hikayeleri cidden kahramanlığa dayalı, çok da uçuk olmayan güzel hikayeler. yoklukta gideri olan bi seri kesinlikle. ama asla bi bf3 değil.
unreal tournament 2004 serinin klasiğiydi bence. ondaki üssü koru, düşman üssünü düşür mantığı hiç bu kadar güzel işlenemedi derken...
crysis'e gelelim, kim ne derse desin altındaki senaryo gayet güzel, ve kesinlikle kötü eleştiri yapmıyorum bu oyun konusunda. single player'ı herkes biliyor, multiye gelince crysis 2'nin beta testlerindeydim, pek zevk almamıştım, yenilenen oyun elimi ayağımı pek bi bağlamıştı. ama crysis ve warhead'da devam eden power struggle modu gördüğüm en manyak iki multiplayer'dan biridir (diğeri tabii ki battlefield). yine üs mantığı vardı, düşmanı öldürdükçe rütbe alıp güçleniyor, tanklar, helikopterler alıyorduk. oyunun sonunu ise nükleer cihazlar alıp üssü indirince getiriyorduk. crysis 3'te de bu olay varmış, ayrıca bildiğimiz onbirelli oyunu mantığında av-avcı modları varmış. orjinal almayı düşünüyorum şahsen.
oyun modları konusunda (her tür oyun olur) muhabbet çevirelim biraz diyen olursa beklerim pm'e beyler, gece gece canım sıkkın zaten az muhabbet dönsün -
18.
0@18 şukunu verdim panpa. bf2'yi 2-3 sene evveline kadar ben de oynardım ama şimdi cod2 multiplayer'dayım genelde.
crysis 3 için genel oyun sitelerinin puanlarından ve bitiriliş süresinin kısalığından öyle dedim. oynamak lazım, daha ayrıntılı yorum için. -
19.
0up up up
-
20.
0up up up