çayın hangisiyle daha güzel içildiğini irdeledim az önce. hayata dair büyük bi detay değil tabi ama sıkıntı işte. ikisi de değil kupa en iyisi gibi bi cevap bulsamda bunu düşünmeye beni iten sebebi
* yazayım dedim. malum inci bana her zaman daha samimi gelir ama arada da ekşiye bakarım.her ne kadar arada ekşici hakaretine maruz kalsam da ekşi dediğin fason mal ordusu bence.. işte biri daha. müşteri garson diyaloglarından bahsederken..
"""arkadaşla sinema öncesi zaman geçirmek adına bir cafeye oturulmuştur. garsonun sipariş almak üzere yanımıza gelmesiyle olaylar gelişir...
garson: ne içersiniz?
arkadaş: ben bir nescafe alıyım lütfen
selection: ben de bir çay lütfen.
garson: çayınız fincanda mı olsun bardakta mı?
ben karar vermek adına 10 saniye kadar sessiz kalırım. bunun üzerine garson hemen olaya ağırlığını koyar
garson (gayet ciddi bir surat ifadesiyle): efendim fincan (bu sırada eliyle fincanı tarif etmektedir) büyük olan, bardak (yine elleriyle bardak tarifi yapmaktadır) küçük olandır
selection: hım anladım... fincan olsun o zaman...
"""
1-be öküz garson tam 10 saniye seni mi bekleyecek ölü balık gibi bak diye.
2-daha önce senin gibi 10 saniye basit iki nesne arasında karar veremeyen bi salak görmediğinden muhtemelen ne olduğunu bilmediğini düşünmüştür
3-bir sürü boyda fincan var gerizekalı. ve muhtemelen garson sana hareket bile çekti gösterirken boyutu sen anlamadın.
4- hayatta en nefret ettiğim insan tipi aptal olan değil aptal olduğunun farkına varamayacak kadar aptal olandır.
5-sıkıldım bu kadar..