Annemi içeri almıştım . Çok korkuyordum . Anlat artık noluyo teyze diye teyzeme bağırıyordum. Teyzem bebeği eline aldı ter artmıştı sanki havlu gibiydi . Islanmıştı . Teyzem bana bebeği tutmamı söyledi . Annemden sesler geliyordu anneme yaklaştıkca sesler artıyordu . Anneme bebeği değdirmemle annemin fırlaması bir oldu . Annem ayağa kalktı evin içindemkahkaha atarak turlamaya başladı . Teyzeeee noluyor anlat dedim . Annem bana büyü yaptırmış. Düşmem için . Ama başaramamış bu yüzden cinler beni rahat bırakmıyormuş . Ölene kadar devam edicekmiş bu . Annem hala evin içinde kahkaha atarak koşuyordu. Kolumdan tuttum . Ne koşuyon lan dıbına kodumun karısı zaten büyü yedim deyip . Açtım zütünü çatır çutur gibtim ağlata ağlata . Sonra cinler geldi grup yaptık filan

Çatalca nın bir köyüne gittik. Heryer ağaç, her yer zifiri karanlık. Hiçbir sorunum olmasa bile öyle bir yere gitmek bile adamın pgibolojisini bozmaya yeterdi. Köyün girişinde bir adam karşıladı bizi. Temiz yüzlü bir adamdı. Biraz rahatlamıştım ama annem ve teyzem hiç normal davranmıyorlardı. Ama o akşam bu işi bitirmeye kararlıydık. Yafa yalnızca ben kararlıydım, bilemiyordum. Adamın evine girdik. Anlatın dedi. Ben sözü annemlere bıraktım. Siz anlatın ne yaptığınızı dedim. Bana anlattıklarının aynısını anlattılar. Adam ikna olmuş görünüyordu. Bekleyin dedi, mutfağa gidip bir parça kırmızı et getirdi. Ortaya bir havlu serdi. Eti üzerine koydu. Birşeyler okumaya başladı. Evinize koşun dedi. Biz lan noluyo falan demeye kalmadı. Adam evinize koşun diye bağırmaya devam etti. Hemen çıktık oradan. Çatalca dan eve gitmemiz 1 saat falan sürdü. Sokağa girdiğimizde evimizde yangın çıktığını gördük. Bir tane itfaiye gelmiş söndürmeye çalışıyordu ama evimiz çoktan kül olmuştu bile.

Rezervetullahilazim.

Aradan çok zaman geçti. Ortaokula başlamıştım. Teyzemin arada bir doktora, yani o kadının yanına gittiğini duyuyordum annemle konuşmalarından. Anneme sordum neden teyzemin doktora gittiğini. inanmış gibi yapmıştım. Artık kafam daha iyi çalışıyordu. Annem, teyzemin çocuğu olmadığını bu yüzden doktora gittiğini söyledi. Şimdi birşeyleri çözmeye başlıyordum. Sizin aklınıza gelenler benimde aklıma gelmeye başlamıştı artık.

Annem teyzem ve o kadın aralarında konuştular biraz sonra teyzem geldi, bişeyler söyledi. Arapçaydı sanırım. Ellerindeki bezleri çıkardı. Elimi tuttu. Elleri yanıktı beyler avuç içi su toplamıştı. Teyzem bişeyler daha söyledi ağlayarak, hiçbirşey anlamadım amk. Bitsinde artık gidelim modundaydım. Annem geldi oturdu yanıma. Oğlum dedi "sana cinler musallat olmuş". Birşeyler olduğu belliydi ama, bu cinler bana musallat olduysa yeyzeme ne oluyordu, annem ne ayaktı amk? Orda ağlamaya başladım beyler. Eve gidene kadar ağladım. Eve gittik yine ağladım. Amk gözlerim acıyordu artık. Akşam üzeri annemin yanına gidip "ablama abime niye musallat olmuyorlarda bana oluyorlar gibi bişeyler söyledim. Anlatıcam oğlum dedi.

O gece garip rüyalarım devam etti. Çocuk ağlaması hatırlıyorum. Elimde bıçak benzeri birşey vardı. Anneme defalarca saplarken bıçağı, teyzem kahkaha atıyordu. Bunalım burdan sonra başladı. Hayatımın en kötü günlernin başlangıcı bu rüya olmuştu.

Neden böyle şeyler oluyor? Diye sordum. Annen anlatmadımı dedi. Tam o sırada mutfak kapısının gürültülü bi şekilde kapanma sesi geldi. Çok tırstım amk. Noluyor dedim, rüzgar yapmıştır dedi inanmadım. Kalktım yerimden mutfağa doğru yürümeye başladım. Tırsıyordum ama teyzemde arkamdan gelince biraz rahatladım. Şok olmuştum beyler. Mutfağın kapısı öyle bir çarpmışki kapanırken, kapının etrafındaki duvar kırılmıştı. Bu normal birşey değildi. Ben orada kapıyı incelerken az önce çıktığımız odanın kapısı kapandı aynı gürültüyle. Ödüm patlıyordu amk. Ne oluuo lan burda, siz ne yaptınız bana. Yeter lan gibi ergen cümleleriyle isyan ediyordum. Bekle dedi teyzem. içeri gidip oyuncak bir bebek getirdi. Al bunu, annenin yanına git dedi. Zaten çok korkmuştum beyler, fazla üstelemedim. Bebeği pantolonuma sıkıştırdım, çıktım evden.

Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı beyler. Korkudan dizlerim elim ayağım heryerim titriyordu. içimden kadına küfür ediyordum, noluyo burda amk bu karı ne ayak diye aklımdan geçirdikçe kadın dönüp dönüp bana bakıyordu. Sonra kadın beni ortaya oturttu. Bi kaç defa bağırarak helal et dedi. Noluyo amk diyorum kafayı yemek üzereyim. Sana diyorum dedi. Helal ediyorum diyecekmişim. Bi kaç defa helal ediyorum dedim ama nasıl dedim hatırlamıyorum. Annemle teyzem bana bakıp bakıp ağlıyordu beyler. O kadın "olmuyor, inanmıyor, anlatıcaz" gibi bişeyler söyledi. Galiba mevzunun sonuna geliyorduk.

cinli falan hikayeyse söyle hiç okumayayım

Dediğim gibi detayları geçiyorum. Adam ortaya serdiği havlunun üzerine bebeği koydu. Üzerine hayvan yağı. Bi kalem kağıt aldı. Birşeyler yazdı. Kağıdıda yağın üzerine koydu. Birşeyler okumaya başladı. O okudukça benim kulaklarım çınlıyordu. Sonra dediki, şimdi bir cin getiricem buraya. Sen onu göremezsin. Oku dediğim zaman bu duayı okuyacaksın. Elime türkçe yazdığı bir dua verdi onu okudum. Sonra arapça şeyler okumaya başladı, tekrar et desidi. Dilim döndüğünde tekrar ettim. Sonra kendimden geçtiğimi hatırlıyorum. Hareket edemiyordum. Adamı duyuyordum sadece. Adam: şimdi istersen bebeğin üzerine koyduğum kağıdı yakmasını isteyebilirsin. Sendeki musallat gidecek ama sana musallat olan şeyi kim başına musallat ettiyse, o da ölecek. Tıpkı bu kağıt gibi yanacak. Artık gözüm hiçbirşeyi görmüyordu. Anam babam kim olursa olsun gözden çıkarmıştım. Hazırım dedim. Yapabilirsin desi. Kağıda baktım. içimden yanmasını istiyorum gibi birşeyler düşündüm. Kağıt yanmaya başladı. Ufacık kağıttan resmen alev çıkıyordu. Hayban yağının dumanı genzimi yakıyordu beyler. Kulağımda bebek ağlaması çınlıyordu. içimden yan amk yan diye haykırıyordum. Alev sönmeye başladı. Hayvan yağıyla beraber bebekte eriyip gitmişti. Adam geçmiş olsun yeğenim dedi. Ama bu kadar kolay olacağını düşünememiştim. Annemler odaya girdi. Birbirimize sarılıp ağlamaya başladık orda. Adam bize hadi gidin dedi. Çıktık evden. Teyzemlere gelmiştik. Teyzemi indirdik arabadan, eve girmesini bekliyorduk. Kapıyı açtı eve girdi. Tam gidecektikki bir çığkık koptu. Hemen indik arabadan eve koştuk. Eve girerken acayip bir koku vardı. Gözlerimin yaşardığını hatırlıyorum. Odaya girdiğimizde teyzemin kocası halının üzerinde yanık bir halde yatıyordu. -SON-

Ertesi sabah annem beni uyandırdı. Okulların tatil olduğu bir dönemdi. Doktora gideceğimizi söyledi, kıyafetlerimi hazırladı. Giyindim kahvaltı yapıp yola çıktık. Kendimi yine aynı evin önünde bulmuştum. Teyzem evin balkonundan gel işareti yaptı. Merdivenleri çıkarken korkularım iyice artıyordu ama yaşımında biraz olsun ilerlemesi kendimi tutmam için yeterliydi. Annem elimi tuttu. Kapının önündeydik. O kadın kapıyı açtı. Teyzemi görmedim hiç, yine o odaya girmişti. Annem beklememi söyleyip kadınla beraber içeri girdi. 10 dakika kadar sonra teyzem yine kahkaha atmaya başlamıştı. Annem de sakinleştirmek için birşeyler söylüyordu. Kapıya yaklaşıp birşeyler duyabilmek için yerimden kalktığım sırada otur yerine diye bağırdı içerdeki kadın. Bildiğiniz donup kaldım. Lan noluyo bu evde diye üç buçuk atarken kadın geldi. Elimden tutup odaya zütürdü beni. Teyzem yine daha önceki gibi ter içinde kalmıştı. Elleri bezle sarılmıştı. Kollarında ve kıyafetinin üzerinde mum damlaları vardı. Kadın gözlerimi başörtüsü ile kapatıp, anneme ve teyzeme birşeyler söylüyordu sessizce. Onlarda tekrar etmeye calısıyorlardı.

Annem ağlamalarıma artık dayanamamıştı. Pgibolojim alt üst durumdaydı artık. Ergenlik dönemimde herkes dışarıda takılırken, ben evde duvarlara bakıyordum. Biz üç kardeşiz. Bir abim, bir de ablam var. Annem banim doğmamı istememiş beyler. Hamile olduğunu öğrenince kendi çabalarıyla düşük yapmaya çalışmış. iş yerinde hamile olduğunu gizleyip, ağır işleri kendi yapıyormuş sırf düşük yapmak için. Bir kaç ilaç kullanmış. Ama fayda etmemiş. Maddi durumumuz ne çok iyi, nede çok kötüydü. Orta halli bir aileydik. Acaba annem neden benim doğmamı istememişti? Ben bunları düşünürken zaman akıp gidiyordu beyler. Liseye başlayacaktım. Korkularım hiç eksilmemişti. Teyzemin pgibolojisi iyice bozulmuş, evde yalnız kalamıyordu. Hemen her gün hastaneye veya o kadın gibi bu işlerle uğraşan birilerine gidiyordu. Sanırım artık teyzemle yüzleşmenin zamanıda gelmişti.

Neyse devam ediyorum beyler annemle teyze mi de yanıma alarak Prof. Dumbledore'un kapısını çaldım. Elinde tesbihle kapıyı açtı mübarek herşeyi biliyormuş gibi başını salladı. iceri gecin dedi. Biz iceri girdik. Hanımı bize hurmayla zemzem getirdi. Bizd bir muska yazdı. Muskayı hiç yanımdan ayırmıyorum. ALLAHA şükür artık iyiyim Allah razı olsun dumbledore den.

Çatalcaya gittik. Adamın evine girdik tekrar. Odaya aldı hepimizi. Bebeği ortaya koydu. Gidip kırmızı et getirdi tekrar. Etin üzerine bir kibrit batırdı. Sessiz olmamızı istedi. içinden birşeyler okuyordu. Yüzü asıldı, tedirgin oldu. Bana bakarak bir of çekti. Sonra babama dönüp hayatımızın dönüm noktası olan soruyu sordu..

Adam odadaki herkesi dışarı çıkardı. Gözlerimi kapatmamı istedi. Önce içinden birşeyler okudu sanırım. Sonra yüksek sesle birşeyler okudu. Filmlerdeki gibi içimden cin falan çıkmadı ama kulaklarım uğulduyordu çok fena. Bir süre böyle devam etti. Sonra babamları odaya çağırdı. Teyzemlere gitmemizi söyledi. Başımıza bela olan oyuncak bebek oradaymış, alıp getirmemizi istedi. Ama bu imkansızdı. Çünkü bebek evimiz yanarken evin içindeydi. Ama ısrarla teyzemlerde olduğunu ve gidip getirmemiz gerektiğini söyledi. Eve doğru yola çıktık.

Bir gün kendimi toplayıp soluğu teyzemlerin evinde aldım. Kapıyı açtı. Beni görünce gözleri yuvalarından çıkacak gibi olmuştu. Masmavi gözlerinin etrafı kan çanağına dönmüştü yine. içeri girdim. Teyzemin çocuğu yoktu. Kocası çalışır, o da ev işlerini yapardı. Annemlerden sürekli duyardım, keşke çocuğu olsa belki düzelir laflarını. Buda kafamı kurcalıyordu amk. Teyzem beni çok severdi aslında. Yani bi kere olsun terslediğini dalan görmedim hiç. Ama yaşadığım herşeyin altından o çıkıyordu. Bu benim pgibolojimi iyice bozmuştu.

Beyler iftardan sonra devam edelim. Hem gece daha etkili olur diye düşünüyorum. Ne dersiniz?

Okuyan varsa ses versin beyler.

ses kaydi at panpa okumasi cok zor

Teyzemlerin evin önüne gelmiştik. Açıkçası artık eve girmeyi gözüm kesmiyordu. Ama bu akşam bu işi bitirecektik. Teyzem yavaşça kapıyı açtı. Salona girdik. Ordan diğer odaya ve sonra diğer odaya. Bebek yoktu. Bir yandan söyleniyorduk, bir yandan da bebeği arıyorduk. Yoktu amk. Sinirlerimiz iyice bozulmuştu. Tekrar çatalcaya gitmek üzere çıktık evden. Arabanın kapısını açtım, bebek arabanın içindeydi. Orfa çığlığı bastım amk. Sonra bebeği alıp bagaja koydu babam. Çıktık yola.